Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18ŞUBAT2005CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MIIMTAZ SOYSAL
Tutarsızlık
LÜBNAN'DAKİ suikastın ardından Amerika'nın,
soruşturma bile yapılmadan, sadece bir olasılı-
ğı ileri sürerek Suriye'yi suçlamakta acele edişi
çok ilginç. Ortadoğu halklarını hep duygusal ve
önyargılı olmakla suçlayan Batılı rasyonellikle tu-
tarsız bir davranış değil mi bu?
Ama, ABD'nin ne pahasına olursa olsun Suri-
ye'yle uğraşma kararlılığını gösterdiği için, Baş-
kan Bush'a yıldizlardan gelen mesajlarla tutarlı.
Amerika'nın Birleşmiş Milletler'deki eski bü-
yükclçisi Richard Holbrooke Rusya'nın
Türkiye'yleyakınlaşmasını "tehlikeli" bulduğunu
yazmış VVashington Post gazetesinde. Başka
devletlerle kendi müttefikleri arasındaki yakınlaş-
maları hep tehlikeli bulan ülkesinin genel çizgi-
siyle tutarlı.
Ama, aynı yazıda böyle bir yakınlaşmanın "Bi-
zim için çok önemli, ancak derinden yabancılaş-
mış müttefikimiz" dediği Türkiye için de tehlike-
li olduğunu ima ederken yaygın bir dış politika
gerçeğiyle tutarsızlığa düşüyor. Ünlü diplomat,
müttefikin kendilerine yabancılaşmasını ve içine
girdiği ikili ittifakta saygı görmediği, uyarıları din-
lenmediği, üstelik askerine çuvalla hakaret edil-
diği için başka yakınlaşmalara yönelmesini do-
ğal saymaz mı?
Tutarsızlık yalnız Amerika'ya mı özgii?
Avrupa'nın şu tutumuna bakın: Türkiye'nin
de üye olduğu Avrupa Konseyi, Fransa'dan azın-
lık kavramını kabul edip "Ulusal Azınlıkların Ko-
runmast Çerçeve Sözleşmesi" ile "Avrupa Azın-
lık ve Bölgesel Diller Şartı"n\ imzalamasını iste-
miş. Biryandan insan haklarının evrenselliğine ve
bu hakların temelindeki eşitlik ilkesine dayanan
sözleşmeli, mahkemeli, yaptırımlı bir koruma me-
kanizması kurmak, bir yandan da eşitliğin tam ter-
si olan azınlık kavramı üzerinde böylesine ısrar-
la durmak tutarsızlığın dik âlâsı sayılmaz mı?
Eşitlik ilkesini benimseyenlerin, kolektif azınlık
statüsü gibi geriye dönük çözümler peşinde koş-
mak yerine, bu ilkenin tamamlayıcısı olan "ayrım-
cısızlık" ilkesini uygulatmakta titizlik göstermesi
daha doğru olmaz mı? Vatandaşlar, birer "in-
san" olarak etnik köken, ırk, cinsiyet, din ve mez-
hep ayrılığı gözetilmeksizin eşit sayılıyorlarsa,
asıl sorun etnik köken, ırk, cinsiyet, din ve mez-
hep farklılığı gözeten ayrımcılığın önlenmesi de-
ğil midir?
Imzalanması istenen metinlerin özündeki temel
amaç, herhaldeayrımcılıktehlikesi bulunan alan-
larda kişileri kolektif statülerle korumak yerine bi-
reysel özgürlükleri saklı tutan insan haklarıyla
koruma altına almak olmalıdır.
Azınlık kavramını kabul etmesi istenen Fran-
sa'dan "Biz bölünmez, laik ve demokratik
bir cumhuriyetiz; azınlık kavramı hukukumuza
aykırıdır" yanıtı alıp suspus olan Avrupa'nın sıra
aynı ilkelere dayalı Türkiye'ye gelince, "Ayrımcı-
lık varsa, kaldınn" demekyerine, aslan kesilip azın-
lık statüsü koşulunu dayatması bir başka tutar-
sızlık değildir de nedir?
VEFAT
Gazetemiz çizerlerinden
MUSA KART'ın ağabcyi
HAMIT
KART
vefat etmiştir.
Merhuma Tanrı'dan rahmet,
ailesine, yakınlanna,
arkadaşımıza sabır ve
başsağlığı dileriz.
CUMHURİYET
ÇALIŞANLAR1
FATtH 3 İÇRA IMİJÜÜRLÜĞÜ'NDEN
MENKULÜN AÇIKARTTIRMAİLANI
DosyaNo: 2004/3110-1
Bir borçtan dolayı hacızli ve aşağıda cıns, mıktar ve
kıymetlen yazılı mallur satışa çıkarılmıştır.
Birinci arttırma 02/03/2005 günü saat 10.00-
10.10'da llızırçavuş Mah. Vodina Cad. Kolotoğlu Iş
Merkezi Kat: 3 Balat'ta yapılacak ve o günü kıymetle-
rin % ...'ine isteklı bulunmadığı takdırdc 07/03/2005
günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılaca-
ğı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen
kıymetının yüzde kırkını bulmasının ve satış isteyenin
alacağına rüçhanı olan alacaklının toplammdan tazla
olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payla-
rın paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu,
mahcuzun satış bedeli üzerinden yüzde oranında
KDV'nın alıeıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra
dosyasında göriilebileceği, masrafı venldığı takdırde
şartnamcnın bir örneğinin isteyene gönderilebileceği,
fazla bilgi almak isteyeııleıin yukarıda yazılı dosya
numarasıyla daıremızc başvurmaları ilan olunur.
11.2.2005
lYluhammen kıymeü
Lira Kr.
1.600.000.000
400.000.000
300.000.000
1.000.000.000
1.000.000.000
1.000.000.000
500.000.000
200.000.000
250.000.000
6.250.000.000 TL.
Adedi Cinsi (Mahiyeti ve onenıli
nitrlikleri)
Dalgakıran kırnu/.ı renk
kullanılmış çıft kafa 2965
model kompresör
Markasız kompresör kul lanılmış
Sağlam Trans palet (yük çekme)
Burselkur ağaç kesme 300'lük
Çelik marka ağaç kesme
Marsan marka planya makınası
1000 Kg'lık vinç Konisan marka
ABS ekran, klavye ve beyin
toplama bilgısayar HP 3325
printer
L tipinde büro mobilya ve etajer
Basın: 6308
Rice'm Gezisi - Yeniden Ilımlı İslam...
ABD yetkililcri hem Türkiye'de yükselen Amerikan karşıtlığını durdurmak
istiyorlar hem de bu konuda akılcı harckct etmiyorlar. Amerikan karşıtlığının
durdurulması için Başbakan Erdoğan'dan olumlu konuşmalar yapmasını
istiyorlar. Bu yaman bir çelişkidir ve belki de bu konuda izlenebilecek en
yanlış bir stratejidir.
laın" "İslamla demokrasi bağdaşıyor. tştc
modelTürkiye'' polıtıkalannı tez elden göz-
den geçirnıelidirler. Bu söylemler Türkiye'de
birçok kesimde ABD karşıtlığını motıve
eden unsur olmaktadır.
Milli Kurtuluş Savaşı
Dr. Mehmet Alev COŞKUN
A
BD'nin yeni Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice, Avrupa ve
Ortadoğu ülkelerine yaptığı
gezisini tamamladı. Ankara'da
kapalı kapılar ardındaki top-
lantılarda neler konuşuldu, ABD'ye ne gi-
bi ödünler verildi bilemeyiz.
Ama ABD'nin, Incirlik Üssü'ne daha ge-
niş işlevler (fonksiyonlar) vermek ve özel-
likle Türkiye'de yüzde 80'lerin üzerinde
seyreden ABD karşıtlığını bir ölçüde yu-
muşatmak istediğı anlaşılıyor.
Rice, Ortadoğu dönüşü Fransa'da meslek-
taşı Dışişleri Bakanı Barnier'le görüşür-
ken "İslamla demokrasinin yan yanayaşa-
yabileceğini ve ABD'nin büyük Ortadoğu
projesinin Ortadoğu'ya demokrasi getir-
mek olduğunu" belirtti. Bu konuda ileriye
sürülen itirazları karşılamak iyin de Türki-
ye örnek gösteriliyor. Ilımlı Islamdan söz
ediliyor. "lşte yüzde 99'u Müslüman olan
bir Türkiye, işte demokrasi işliyor" denili-
yor.
Anımsanacak olursa, 2004 yılının ba-
şında da bu konu ileriye sürülmüş, eski
ABD Dışişleri Bakanı Powell da aynı tel-
den çalmıştı. Avrupa'da TV'lere verdiği
bir röportajda "Irak, Türkiye ve Pakis-
t:ııı\laki gibi bir İslam cumhuriyeti" ola-
cak demişti.
Bu söylemlerin artması üzerine Genelkur-
may 2. Başkanı Org. tlker Başbuğ, Washing-
ton'da yaptığı basın toplantısında, "Hem la-
ik devlct hem de ılımlı ya da ılımsız İslam
devleti bir arada olamaz" diyerek yanıt ver
mişti. Bir süre sonra Powell, "Türkiye'nin
laik bir Cumhuriyet'' olduğunu belirtmek
zorunda kalmıştı.
Rice, şimdi aynı noktadan yeniden baş-
lıyor. "Ilınılı İslam" yeniden ısıtılarak por-
selen bir tabakta yeniden sunuluyor. ABD
Ortadoğu'ya girerken "denıokrasi"yi kal-
kan olarak kullanıyor, model olarak da
"Türkiye'' gösteriliyor...
ABD'nin Türkiye politikası
Aslmda buna şaşmamak gerekir. Çünkü
son 25 yıldır, bu düşünce ABD'nin Türki-
ye'ye dönük önemli bir politikasıdır. Bu
konuda ABD'nin eski CIA istasyon şefi
Graham Fuller, Paul t Icnzc, R Perle, Prof.
Huntington, New York Times gazetesi es-
ki Türkiye şefi Stephen Kinzer, çok şeyler
söylediler ve yazdılar. Bush'un bugün be-
raberce siyasal iktidarı paylaştığı "yenimu-
hafazakârlar" da bu kûramı yürekten des-
tekliyorlar. Kuramın ana noktalarını onla-
rın ağzından özetleyelim.
CIA İstasyon Şefi Paul Henze'nın 1983
tarihli raporundanbirbölüm: "Türkiye'ııiıı
Yeni Dünya Düzeni içindeki yeri ılımlı İs-
lam'dır. I ürkiye Kemalizmi bır.ıkıınılıı lıı.Ba-
lı'ııın çıkan, Türkiye'nin Baü ile ılımlı İs-
lam yoluyla bütünleşmcsidir. Atatürk ilke-
leri YeniDünya Düzeni'yle ölmüştür. Ayduı-
lann imam hatip liseleriyle ilgili endişeleri
yersizdir. Nurcular, Nakşiler ilerici ve de-
mokratUr...''
Prof. Huntington da 1997'de Türkiye'de
verdiği konferanslarda Türkiye'ye biçilen
rolü şöyle açıkladı.
"Türkiye Avrupa ile Asya, İslam ile laik-
lik arasmda bölünmüş bir ülke. Eğer Tür-
kiye Itatılı bir ülkede olıııa ısranndan vaz-
geçer, modernleşme ve demokrasinin bir İs-
lam ülkesinde de mümkün olduğunu gös-
termeye daha çok ağırlıkverirse İslanıa bü-
yük bir model olur. Büyük bir katkı olur."
Bununanlamı şudur: "Laikliği vedemok-
rasiyi savunmayuı, ılımlı İslama geçip Ba-
ü'yı kucaklayın..."
Atatürk'ün ıılııs modeli
Geri kalmış bir îslam toplumundan bir ulus
devlet modelini yaratan Atatürk'ten kor-
kulmaktadır. Onun için gerek Huntington,
Gerek Henze, gerek Fuller, gerekse Kinzer,
hep Atatürk'e karşı çıkmakta, hatta Hun-
tington "İnsan lıaklan, kadııı lıakları gibi
değerler Batı'nın değerleridir. Yani emper-
yalist değerlerdir. Siz İslam âleminde ken-
di değerlerinize sahip cıkın, bu emperyalist
değerlere inanmayın" demektedir.
Dışişleri Bakanı Rice, Oumhurbaşkanı
Sezer'in "Türkiye, ılımlı İslam modeli ola-
rakgörükmez, Türkiye laikbirdevlettir.£ğer
Türkiye'nin model olmasından söz cdile-
cekse bu bir ılımlı İslam devleti modeli de-
ğil, laik devlet modeli olur" deyışıni dikka-
te almalıdır. Bu düşünce ABD'ye karşı çı-
kış olarak görülmemeli, tersine ABD'nin
doğru politikalar üretmesini isteyen bir dü-
şünce olarak değerlendirilmelidir.
Ertuğrul Özkök, ABD karşıtlığı ile ilgi-
li "Tek kişi kalsam da yazacağını" başlıklı
yazısında, ABD karşıtlığını, etkili köşeleı-
deki 60'h - 70'li kuşaklara bağlıyor.
(11.02.2005 Hürrıyet). Köşelerın bugün
çoğunlukla hangi yandaşlar tarafından tu-
tulduğu bilinmektedir. Oysa doğru tanım-
lama daha önemlidir. Kanımızca yükselen
ABD karşıtlığının birçok nedeninden biri-
si dc ABD'nin Türkiye içinısrarla "ılımlı İs
lam" modelini öne sürmesidir.
Işin ilginç yanı da, AKP lideri Erdoğan'ın
bile bu modeli benimsememesi'dir. Erdoğan,
ABD'deki bir TV röportajında bu görüşe kar-
şı çıktı. Ama onun karşı çıkışı konuya bir
başka pencereden bakmasıdır.
ABD'nin bir türlü göremediği nokta, Tür-
kiye'de büyük bir çoğunluğun özellıkle bu
"•ılımlı İslam" söyleminden tedirgin oldu-
ğudur.
ABD yetkilileri hem Türkiye'de yükse-
len Amerikan karşıtlığını durdurmak isti-
yorlar hem de bu konuda akılcı hareket et-
miyorlar. Amerikan karşıtlığının durdurul-
ması için Başbakan Erdoğan'dan olumlu
konuşmalar yapmasını istiyorlar. Bu ya-
man bir çelişkidir ve belki de bu konuda iz-
lenebilecek en yanlış bir stratejidir.
AKP çoğunluk değildir
Öncelikle AKP, çoğunluk partisi değildir.
2002 de aldığı oy, tüm seçmenin dörtte bi-
ri, seçimlere katılanlann ise üçte biridir.
Ancak Seçim Yasası ve Partiler Yasası'nda-
ki adaletsizlikler nedeniyle AKP, Millet
Meclısi'nde yüzde 65 sandalyeye sahip ol-
muştur.
Bu rakamlar bir de tersten okunursa şu
sonuç çıkar: Seçimlere katılan seçmenin
üçte ikisi AKP karşıtı oy kullanmıştır. Se-
çimlere katılamayan 10 milyon seçmen ise
zaten AKP'nin Islamı referans alan politi-
kalarına çoğunlukla karşıdır. O zaman
AKP'nin dini motifleri öne çıkaran popü-
list politikalanna karşı olan seçmenin sa-
yısı bu noktada yüzde 80'den aşağı değil-
dir.
Kaldı ki Saym Erdoğan, kamuoyunda
ABD desteği ile iktidara gelen, birçok ko-
nuda ABD yandaşı bir politika izlediği bi-
linen bir poUtikacı'dır. Bu nedenlerle hal-
kın ABD karşıtlığını dengelenıek için AKP
iktidanndan destek aramanın doğru bir stra-
teji olduğu söylenemez.
ABD'nin politika üreticileri "ılunlı İs-
ABD yetkilileri, laik Türkiye Cunıhurı-
yetı nın bir Milli Kurtuluş Savaşı sonunda
kurulduğunuhiçbır zaman unutmamalıdır.
Tüık Aydınlanmacılan en az 150 yıldır bu
doğrultuda savaş veriyorlaı. 1876'da Tür-
kiye'nin, anayasası ilan edilmeden önce
"GençOsmanlılar"ın verdikleri mücadele
unutulur mu? Özgürlük savaşçılan Namık
Kemal'ler, Ziya Paşa'lar, Mithat Paşa'lar
unutulur mu? 1876 Anayasası'nın rafakal-
dırılması sonucunda 33 yıl uygulanan Ab-
dülhamit baskıcı rejimıne karşı Jöntürkle-
rin verdiği savaş unutulur mu? Atatürk 80
yıl önce din ile devleti ayırmasaydı, salta-
natı ve halifeliğı kaldırmasaydı, Aydınlan-
ma devrimlerini yapmasaydı, bugün Tür-
kiye'de demokrasiden söz edilebilir miydi?
Aydınlanma devrimleri olmasaydı, Batı
dünyasından çağdaş hukuk sistemi almma-
saydı, kadın hakları, eğıtımde birlik yasa-
sı olmasaydı bugünlere gelebilir mıydık?
1950'den bu yana verilen demokrasi mü-
cadelesı unutulabilir mi?
ABD'de ünıversıtelerde okutulan kitap-
lar demokrasinin bir yaşam biçimı olduğu-
nu, bir gecede demokrasinin gelemeyece-
ğını yazar. Sadece seçimler demokrasinin
tek öğesı (unsuru) olamaz. Son olarak Af-
ganistan, Irak ve Haıti'de yapılan seçimler,
ABD yanlısı batılı yorumcular tarafından
bile "maskaralık" olarak nitcleniyor.
lngiliz Guardıan gazetesi, sözü geçen
yerlerde yapılan seçimlen şöyle değerlen-
dirdi: "Yeni bir seckintabakayarat, yeni bir
ordu kurmalan için para ve silah vcr vc on-
lar ülkelerini senin şirketlerin için güvenli
bir yer haline getirsinler." "ABD'nin de-
mokrasi yapnıaya ayırdığı paramn asıl işle-
visadakat saün almaknr.ABD'ye hizmeteden
bir siyasetçitabakası oluşturmaktır." (7 Şıı-
bat2005)
Kuzey Iıak'ta feodal Kürt aşıret ağalan
ile demokratik bir seçim yapıldı sanılıyor.
Seçim, demokrasinin öğelerinden sadece bi-
ridir. Sadece seçımle demokrasi gelecekse
Iran'da da Suriye'de de demokrasi var de-
mektir. Oysa demokrasinin vazgeçilemez
önkoşulu laikliktir. Laiklik ilkesi insanla-
rın kafasındakı duvarlan yıkar, özgürlüğün
önündeki bağnazhkları ortadan kaldırır.
Ama laiklik ilkesini uygulamak kolay de-
ğildir. Onun için Aydınlanma devrimleri
döneminden gecmek gerekir. tşte en son
örnek: Irak geçici devlet başkan yardımcı-
sı, Şii ittifakının liderlerinden El Caferi
şöyle söylüyor: "IrakııüuiNimuııçoğuJVlüs-
lüman. Birçok ülkenin anayasasında dine atıf
var.Anayasayazüırkenşeriat bir kaynakola-
cak. Anayasada şeriata aykrrı hiçbir şey ol-
mayacak" (11 Şubat 2005 gazeteler).
Şimdi böyle demokrasi olur mu? Şeriat-
la demokrasi bağlaşır mı? Irak'taki demok-
rasi giderek ıran'dakı demokrasiye dönecek-
tir. Irak, Afganistan vb. gibi göstermelik se-
çimleri ve modelleri "legalize" etmek için
artık Türkiye ile bağlantılı ılımlı îslamı mo-
del olarak sunmaktan vazgeçılmelidir.
Bugün Türkiye'de demokrasiden söz edi-
liyorsa, ancak laiklik ilkesinin 1924'lerde
kabul edilmesi, halifeliğin kaldınlması ve
her türlü karşı çıkışa rağmen laiklik ilkesi-
nin titizlikle korunmasındandır.
Bir kez daha yineliyoruz. Türkiye, nü-
fusunun çoğunluğu Müslüman bir ülkedir,
ancak İslam devleti değildir. Laiklik ilke-
sini kabul ettıği için demokrasi yolunda
yürüyebilmektedır. Türkiye Ortadoğu'da,
bütün İslanı diinyasında modeldir ama ılım-
lı İslam olduğu için değil, laik devlet ilkesi-
ni uygıılayan ilk ve tekMüslüman ülkesi ol-
duğu içindir.
BALIKEStR 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞLNMAZ1IN AÇIK ARTTIRMA ÎLANI
Dosya No: 2003/26 E.
Bir borçtan dolayı satılarak paraya çevrilmeüine karar verilen taşınmazın tapu kaydı, değeri ve evsafi:
1. Taşınmaz: Balikesir, Merkez, (Jümüşçeşme Mahallesi, pafta 62, ada 1753, parsel 112'de kayitlı miktarı 1144 m2, cınsi karkas apt. olan taşınmaz-
daki 1808/114400 hisse değeri borçluya aıttır. Merkez Atatürk Mahallesi, 52 Evler mevkii, Bandırma Caddesi'ne cephelı taşınmazdır. Her türlü alt
yapısı (amamdır. Büyük Alp Sitesı (B) Blok No:90'da 14 no'lu üst kal dairedir. Çatı akmasından dolayı hasar görmüş, büyük onanm gerekmcktedır. 4
oda, salon, banyo, antre, WC'den ibarettir. Dış cepheleri panjurludur. L oda ve salon tabanları hasarlı olduğundan değersizdir. Tavan ve duvar boyalan
bozulnıuştur. Mutfak lake dolaplıdır. Banyo WC tabanları seramiktir. KJozet, duşakabin ve Hilton bulunmaktadır. Çatısı yoktur. Alanı takrıben 120
m2'dir. 1808/114400 hisse değeri: 21 OOO.OOO.OOO.-TCdır (21.000,00 YTL). Satış saati 14.45-14.55 saatleri arasındadır.
2. Taşınmaz: Balıkesir, Merkez, Gümüşçeşme Mahallesi, pafta 62, ada 1753, parsel 91'de kayıtlı, miktarı 418 m2, cinsi karkas apt. olan taşınmaz-
dakı 125/2900 arsa paylı 19 no'lu bağımsız bölüm çekme katın malıkı borçludur. Merkez Atatürk Mahallesi 52 Evler mevkii, Bandırma Caddesi'ne
cepheli taşınmazdır. Her türlü alt yapısı tamdır. Bandırma Caddesi, Alp Sitesi II No: 94'te 5. katta 6 no'lu dairedir Alanı takriben 52 m2 olan daırede
apartman ortak mahalli terasa çıkma geçici yapı yapılarak salon oluşturulmuştur. Çıkma yapı tavanı plastik lambridir 3 oda, mutfak, banyo, antreden
ibarettir. Odalarla tabanlar seramik, duvarlar alçı düzlemeli kartonpıyerlidir. Banyo-WC bir arada olup, hilton dolap, duşakabin, klozet mevcut olup,
duvarlar tam boy fayanstır. Kalorifcrli binadır. Mutfak nişinde laminat dolaph ve mermerit tezgahlıdır. Takribi kullanım alanı 52 m2'dir. Değeri:
17.000.000.000.-TL'dir (17.000,00 YTL). Satış saati 14 55-15.05 saatleri arasındadır.
3. Taşınmaz: Balıkesir, Merkez, Eskikuyuıneıılar Apt. ada 107, parsel 43'te kayıtlı, cınsı arsa, miktarı 263.50 m2 olan taşmmazdaki 4/50 arsa paylı
1 no'lu depolu dükkânm 1/2 hıssesinde borçlu lehine kat irtifak hakkı mevcuttur. Şehir merkezınde Çiğdem Sokak No:2'de zemin katta Şapkalı Kon-
feksiyon isimli mağazanın bulunduğu yerdir. Dış cephesi alimünyum vitrinlı, tabanlan karomozaık, tavanları alçı düzleme, spot ışık bantlı, duvarlarda
lambri kaplı dekoratif ışlemler olup, bodruma demir merdivenle inihnektedir. Girişte aynca ıdari büro bölümü mevcuttur. 3 adet giyinme kabini bu-
lunmaktadır. Bodrum tabanlan beton, duvarlan plastik badanalıdır Betonarme karkas 6 katlı binanın zemın katında her türlü mağaza, işyeri olarak
kullanılmaya müsaittır. Proje alanı 277.09 m2 olup caddeye ön cephe genişliği 4.55 m'dir. L şeklındedır. Dükkân derinliği: 22.60 m'dir. Değeri:
120 000 000.000.- TLdır. (120.000,00 YTL). Satış saati: 15.05-15.15 saatleri arasındadır.
4. Taşınmaz: 2. Aygören Mahallesi ada 5081, parsel l'de, cinsi arsa, miktarı 343.42 m2 olan taşınmazın 172/343 hıssesı borçluya aıttır. 2. Aygören
Mahallesi, Ballıca Sokak'taki 2 no'lu evın bıtışiğındeki köşe parsel boş arsadır. Kuzey ve batıya cephelidir. üeğeri: 1.720.000.000.-TLÜir. (1.720.00
YTL) Satış saati: 15.15-15.25 saatleri arasındadır.
Satış şartları: 1- Satış, 25.03 2005 günü saat 14.45-15.25 arasında Balıkesir 3. İcra Müdürlüğii'nde açık arttırma suretiylc yapılacaktır. Bu arttır-
mada tahmin edilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçhanh alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle
bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 04.04.2005 Cuma günü aynı saatler ve aynı yerde ıkıncı arttırmaya çıkan-
lacaklır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gaynmenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında göstenlen müd-
det sonunda en çok arttırana üıale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin
alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır Böyle
fazla bedelle alıcı çıkmazsa salış talebi düşecektir.
2- Arttırmaya ıştırak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetınde pey akçesi veya bu mıktar kadar milli bir bankanın teminat mektıı-
bunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehıl verilebılır. İhale damga pıılu, KDV ve tapu alım
harç ve masratlan ile tellalıye alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedehnden ödenir.
3- lpotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususıyle faız ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belge-
leri ile on beş gün içinde daıremıze bıldirmeleri lazmıdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen, teklif ettikleri bedel ile son
ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca
hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedehnden alınacaktır.
5- Şartname, ilan tarihinden ıtibaren herkesın görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdırde isteyen alıcıya bir örneği gönderilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyı görmüş ve münderecatuu kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgı almak ıstcyenlenn yukanda yazılı dosya
numarası ile Balıkesir 3. İcra Müdürlüğü'ne başvurmaları ilan olunur. 07.01.2005
(•) llgililer tabirine irtifak hakkı sahiplen de dahıldır. Basın: 2689
PENCERE
Sinema BilinciL
"Rekin Teksoy'un
SİNEMA TARİHİ"
•Oğiak Yayınlan'.
Kitabın birinci bölümü, başlığında 'Kutsal Ki-
tap'a gönderme yapıyor:
"Başlangıçta Söz Yoktu"
19'uncu yüzyılın sonunda sessiz sinema icat
edildiğinde bu garip gösterinin seslenip renklene-
ceğini vetüm insanlığı beyazperdenin önüne mıh-
layacağını kim düşünebilirdi?..
Rekin Teksoy öyküyü ilk günden başlatarak
anlatıyor, 1895'ten başlıyor zaman; mekân ise tüm
dünyamızı kuşatıyor...
1000 sayfayı aşkın bir kitap...
öylesine aşkın, ayrıntılı, içerikli ve kapsamlı ki
hem okunur, hem başvuru kitabı olur...
•
Sinemanın -tiyatro, resim, heykel, karikatür, mi-
marlık, roman vb. gibi- hem sıradan piyasa işi olan
ürünleri var, hem de sanatsal değerinde doruğa
ulaşmış yapıtları var...
Eskiden film sinema salonunda kalabalıkla izle-
nirdi...
Televizyon sayesinde dünya büyük bir sinema
salonuna dönüştü...
Peki, tüm küreselleşme sürecinde sinemanın
patronu, egemeni, padişahı, imparatoru kim?..
ABD!..
Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Holivut'ta ko-
münist avı başlamıştı...
Amerikan sineması kapitalizmin kurallarında
dünyayı dize getirdi...
Ya ötekiler?..
"Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi" tüm dünya
coğrafyasını kapsıyor, her bir ülkenin sinemasını
anlatırken ister istemez siyasal düzenine gönder-
me yapıyor..
1917 Devrimi sinema çağını sesli filme geçiş
sürecinde yakalamıştı; Sovyetler beyazperdeyi
kendilerine göre düzenlediler, ama bu düzen yıkıl-
dı...
Dünyanın her ülkesinde toplumsal ve siyasal
düzen arasındaki alışveriş geçerlidir; 'Yeni Dünya
Düzeni' Amerikan egemenliği üzerine...
•
Rekin Teksoy bu 'muazzam' kitabı kaç yılda ha-
zırladı, bilemiyorum; sinemaseverlerin film dünya-
sının enlemleri ve boylamları arasında bilinçli bir
izleyicilik yapabilmeleri için rehber (yol gösterici,
kılavuz) işlevini de üstlenebilecek büyük bir emek
ürünü...
Çağımızın insanında ilk değerli nitelik bilinçtir...
Karanlık salonda leblebi, çekirdek ya da patla-
mış mısır yiyerek seyredilen filmin neyin nesi ki-
min fesi olduğunu saptamadan, geviş getirmekle
sinema izleyicisi olunamaz...
•
Piyasanın acımasız parasal kuralları sinemayı
izleyicileriyle bırlikte avucuna aldı; ama yine de
geçmişte ve bugün, insanı beyazpetdeönünde mıh-
layan nice filme şapka çıkarmaktan kendimizi ala-
mıyoruz.
www.cumok.org
tSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI
19 Şubat 2005 Cumartesi Saat: 11.00-13J0
Gazeteci Yazar
ŞÜKRANSONER
21. YÜZY1LDA EMEK, SAVAŞ VE GENÇLİK
SEN GELMEZSEN BtR EKSİĞİZ
Yer: Bakırköy Yunııs Hmre Kiiltür Mcrkezı
Ataköy Q. Krsım Ataköy/lstanbul
Iletişim-Bilgi:
Namık K.. Boya: 0 532 281 54 54 - 0 216 368 33 56
Ufuk Yalçın: 0 542 652 15 00 - 0 216 326 49 21
e-posta: istaııbuK" cumok.org
GAZİANTEP CUMOK ÇAĞRISI
20 Şubat 2005 Saat: 11.00
Y E R E L D E C U M O K
DAYANIŞMASI
27
Aydınlanma ateşini Gaziantep'tc yakıyoruz
SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ
Giriş serhesttir
Yer ADD Fevzi Çtıkmak Bıılvun Lokali (Kulyon Kavşağt)
lleüşim-Mgi: T. Doğan ÖZDİNÇ-0 512 232 9199
ADD: 014212140 28
ANTALYA CUMOK'TAN ÇAÖRI:
AYDINI.ANMA KONIERANSLARI-1
AVRUPA BİRLİĞİ YALAIMLARI
VB
G E R Ç E K L E R
Yılmaz DİKBAŞ
Ara;tırınacı-Ya/.ar, Kimya Mühendisleri Odası Antalya ll Tetmilcisi
• AB. aslmda bir SÜPER DEVLET olma yolunda mı?
• AD'yc gircrsck. EGLMLNLİK IIAKLAR1M1ZDAN vaz mı geçeeegirt
• Lgcmenlık haklanmızı kaybelmemı/ çok mu Smstnli?
• AB'dcDHMOKkStvarmr
1
• Avrupa Rırlıgı, bir Hınstıyan Kulübü ııııı1
'
• Avnıpalılar, 1 ürklen ıslıyor mu?
• AB Anayasası'nda laiklik ilkesi var mı?
• AD Anayasası. bir llınstiyan Anayasası mı?
• Türkiye AB'yc iiyc olursa. I iirkler Avrupa'da serbestı;e dolnşnbilecekler mı1
'
• Türkiye AB'ye üyc olursa. Avrupıılılar I ürkıye'dt; serbeslgt dulaşabılecekleı mi?
t AH, "Kıırulu /eııgın Sofrası" mı?
• AB'de hıı; ışsız yok mu'
t AB'ye girilırse. Avnıpalılar Tûrklere "Mcdcniyct" vc "Uygarlık" mı öğrelecekler?
Tarih : 19 Şubat 2005 Cumartesi
S«at : 13.30
Ver : Antıılya Düğıin Salcınu
Adres : Güvenlık Mah 285 Sok No 5 ANTALYA p l ı Kavjajı. 8 Mart Parkı aıkası)
Ileli)inı-Bil|;i: Hicran Karabudak - 247 6717 - 243 4717 • 112.125115 6)
lıın :uıLıı ııbııılıık".
1
hfltnmil.com - lııcı ;ıııl)7' tlnet.net.tr lııcıankıır:ılıiHİak!a jjıııyıl ıııııı