25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET J3ŞUBAT2005 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak PB PB PB PB B PB B B B 10 12 12 13 13 12 14 11 9 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y PB PB B PB a / 9 9 6 6 5 -1 Antalya B 14 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkarı Van PB PB K PB K K K K 13 13 5 8 0 5 -6 B 9 Yurdun güney ve batı kesımlerı parçalı ve çok bulutlu, Kıyı Ege, Batı Akdeniz ile Çanakkale çevreleri yağışlıgeçecek.Yagış- lar, akşam saatlerınden ıtıbaren yaflmur ve sa- ganak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı yurdun batı kesimlerinde his- sedilir derecede ve tüm yurtta artacak. DIŞ MERKEZLER Oslo PB -1 Berlin K 2 Moskova K -6 Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K K Y Y Y Y K -4 1 7 6 4 4 4 Budapeşte Y 8 Aşkabat B 3 Madrıd PB 16 Astana PB-14 Viyana Belgrad _Y § Taşkent K 5 8 Bakû Sofya Roma K 5 Bişkek K 0 Y 15 Tiflis PB -8 Atina PB 15 Kahire PB 16 Münih K 2 Zürih K 2 Şam PB 9 Parçalı bulutlu Sıslı , Bulutlu k Çok bulutlu GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Suyfada zemininde görüşmelere hazır olduğumuzu söy- leyecekti. Güney Asya felaketi ile uğraşan Genel Sekre- ter Davos'a gelemedi; RTE'nin hazırlandığı gö- rüşme suya düştü. Ne ki BM Genel Sekreteri Gü- ney Kıbns açıkta dururken Türkiye'den görüş- melerin başlatılması isteminin gelmesine belki de sıcak bakmadığı için hükümet Annan nezdinde ikinci bir hamle yapamıyor. Annan'ın Rumları masaya ısındırmak veya gö- rüşme zeminine ilk harcı koymak için yaptığı gi- rişimleri, Rum lıder Tasos Papadopulos geri çe- virirdi. Türkiye'nin -tabii ver kurtulun baş oyuncuların- dan bay MA Talat'ın- özenle, istekle bir an önce başlamasını istediği ikili görüşmelerin temeli atı- lamıyor. Yeniden harekete geçebilmek için KKTC'deki 20 Şubat seçim sonuçları bekleniyor. • • • Bu hükümetin açıkladığı politikalarla uyguladı- ğı politikalar arasında her zaman gözetilen fark- lılık yeni bir örnekle bir kez daha somutlaştı. Dünyada hemen her çevrede Güney Kıbrıs'ı Kıbns Cumhuriyeti olarak tanımamız isteniyor. Türk hükümeti 17 Aralık zirvesinden bu yana ta- nımayı reddediyor. Gümrük Birliği protokolü 15 yeni AB ülkesine genişletilirse Güney Kıbrıs'ın dolaylı yoldan tanın- masını içeren görüşleri sürekli geri çevirdi. Fakatttt, işte RTE, işte Gül: Attıkları son bir adımla tanımaya direnmenin gösteriş olduğunu ve beş paralık kıymeti harbiyesi olmadığını kanıt- ladı. AKP, Rum ana muhalefet lideri Nikos Anasta- siadis'i resmen davet etti. Bu davranış açıkça Güney Kıbrıs'ı tanımayı red- deden hükümet (devlet) politikasına hükümetin vurduğu darbe! • •• Görünürde Disi'nin Annan planına evet oyu ver- mesi çağrının temel gerekçesi. Fakat unutulan bir şey var; Rum ister muhale- fette olsun ister iktidarda, Kıbrıs'ın tümüyle Rum- ların egemenliğinde bir ada olması gerçeğinden uzaklaşamaz. Ankara'ya gelmeden önce verdiği demeçlerde Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini kalıcı barış için ilk koşul gören Anastasiadis; burada asker çekilsin demediğini, ne ki, "Rum halkının hissiya- tını ve kaygılannı dile getirdiğini" söyledi. Sanki Rum halkının "hisslyatıilekaygılarından" Anastasiadis arınabilir, başka bir iklimin insanı olabilirmişgibL.Sıkıyıgörünceyalanabaşvurdu. O yalana başvurdu, bizimkiler de yalanları si- neye çekti. * * • Gayrimeşru ilan ettiği Güney Kıbrıs'ın bir par- tisini davet ederek hükümet sadece yadırganan bir girişime imza atmıyor; aynı zamanda kimi te- mel öğelerin taşlarını oynatıyor. Rum parti liderini çağırırken hükümet içeriye başka, Rumlara başka ve Denktaş'a başka ko- nuşuyor. Rauf Denktaş'a "Anastasiadis'in Ankara'da 'yüksek düzeyde' kabul görmeyeceği", Gül ve RTE ile görüşmeyeceği bildiriliyor. Oysa, Rum gelir gelmez ilk görüşen Dışişleri Bakanı... RTE'nin kabul edeceği basına yansıtı- lıyor. KKTC'den ses yok. Talat'tan zaten tepki bek- lenmez; oğul Serdar'a gelince... Suskun. Rauf Denktaş ise gelişmelerden -tabii kendisi- ne Anastasiadis'le ilgili Ankara'dan yalan söylen- diği için- üzgün. Ve: Rum ikiyüzlülüğünü kanıtlarcasına Anastasi- adis, AB'li diplomatlara "Kıbrıs'ın tümüyleasker- den arındırılmasını istediklerini" söylüyor. Oyun içinde oyun kurgulayan hükümete Rum'- dan ikiyüzlü oyun. Yaraşıyor! AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Aşk aşk diye diye nice yollara gittik • Baştarafı Arka Suyfada tiıı kalburiistü kişilerinden sayılan orta yaşlı, güzel bir kadın işletiyor. Kadının on sekiz yaşlannda bir kızı var ve kasabanın beledıye başkanıyla evli. Film bu ya, bir giin kasabaya, çok yakışıklı, biraz marji- nal bir adam gehr ve kasabanın tek eczanesine girip ış ister, işı ahr ve film başlar. Orta yaşlı eczane sahi- bı çok geçmcden, adamın çekim alanına girer ve iki kışi arasında cinselliği ağır basan bir ilişki başlar. An- cak, ilişki ilerledikçe kadın her şeyi göze alacak ka- dar adama âşık olur, adam içinse kadın sadece kul- lanılacak bir malzemedir. Çok geçmeden adamın ta- lepleıi başlar. Para ister, kadınla ilişkisının tüm ka- saba tarafından dııyıılması için elınden gelenı yapar. Kadın giderek kasaba ıçınde tüm statüsünü, tüm say- gınlığını yitirmeye başlar Ama bu onun umuru bile değildır istediği tek şey, o yakışıklı adam ve yaşadı- ğı ılışkıdir. Adamın talcplerinin sonu yoktur ve so- nıında kadından kızını ister. Kadın artık aşk denilen o garip girdabın içinde, en dibe gitmeye hazırdır ve kızını kendi eliyle âşığına sıınar. Ve ardından intihar eder. Efendim yazımın başuıda ne demiştim, aşk biz- im en çok yitirme duygumuzu besler. Bir düşünün, neden hepimiz şu sözleri pek severız; "Mutlu aşk yoktur". Not: Kocaman bir özür: 8 Şubat 2005 tarihli "Atatürk'ün En Sevdiğim Fotoğrafı" başlıklı yazımda, Adnan Menderes'in hiiyıik askı opera sanatçısı Ayhan Aydan'ın adını yanlış yazmışım. Okurlarım beni uyardılar vc bana bunu yakış- tıramadıklarını söylcdiler. Haklılar, acaba bir özür yeterli olur mu? İsilozgcnturk(W>superonline.com • Yağmurlu Karlı Deprem ders olmadıFARUK KIRTAY YALOVA - Marmara depre- mınde büyük yıkımın yaşandığı Yalova'da 2 katla sınırlandırılan i- mar izni 4 kata çıkanldı. Yalova Belediye Başkanı Barbaros Bi- nicioğlu, kaıarın inşaat sektörü- ae ve kent ekonomısine canlılık getirecegini savunurken TBMM 17 Ağustos Depremi Komisyonu üyesi Celal Beşiktepc, "Bilim dışı kararlarla yeni bir felake- tin önü açılmış oluyor" dedi. Bayındırlık vc lskân Bakaıılığı Afet Işleri Genel Müdürlügü, bınlerce kışınin yaşamını yitirdi- ği 17 Ağustos depremi sonrasın- da Yalova bölgesine 2 katyapılaş- ma izni verdı. Ancak genel mü- dürlük, 2 yıl sonra Yalova'dakı ka- mu hizmet binalan için 4 kat ımar iznini onayladı. Bu karan örnek alanYalova Belediye Meelisi, şu- bat döncmi 2. olağan belediye meclis toplantısında kentteki tüm yapılarda kat sınırlamasını 2'den 4'e yükseltti. Oybirliğiyle kabul edilen kararın inşaat sektöriine ve Yalova ckonomisine canlılık ge- tirecegini savunan Binicioğlu, i- mar planına aynca yapı tckniği ile ilgili bazı özel maddeler ko- ııulduğunu, inşaatlarda beton standardının yüksek nıtelikte tu- tulması, drenaj konularında ge- rekli önlemleıin alımııası ve ben- zeri konuların uygulamalarda ye- rine getirilip getirilmediğine dik- kat edileceğini söyledi. ' Etflt haritası hazırladık' Yalova Belediye Başkan Yar- dımcısı Hüscyin Uygun dakarar çıkmadan önce Yalova'da coğra- fi zemin ctüt haritasını hazırla- dıklannı belirterek "Son 5 yıl- dan bu yana Yalova'da 2 kat ya- pılaşmanın yetersiz oldıığu tar- tışıldı. Yalova'da konut açığı önemli bir sorun. Ancak bu lca rardan Yalova' nın her yerine 4 kat bina yapılabilir anlamı çık- masın. Sonuçta, parscl parsel yapılan jeolojik, jeotcknik ze- min etüt raporları doğrultu- sıında 4 kat yapılaşma olacak. Zemini bozuk olan yerlerde 4 kat yapılaşmaya kesinlikle izin verilmeyecek" dedı. Yalova İnşa- at Mühendıslen Odası Başkanı Lemi Kulunyar karann sektörü- de istihdamı arttıracağuıı savuna- rak'Her zemine istenildiği ka- dar yükseklikte bina yapılır. Ye- ter ki mühendislik uygulamala- rına önem verilsin" dedı. Türkiye Münar ve Mühendis- ler Odaları Birliği (TMMOB) Merkez Yönetim Kurulu eskı üyesi Beşiktepe, "Ne yazık ki çok katlı yapılaşmayla 17Ağus- tos depreminden dcrsler çıka- rılmadığı bu kararla ortaya çıktı. Bilim dışı alınan karar- larla yeni bir felaketin önü açıl- mış oluyor" diye konuştu. 'Tepkiyi merak ediyorum' Istanbul Ünıversitesi Mühen- dislik l'akültesı Jeofızık Bölümii Öğıetim Üyesi Yrd. Doç. Oğuz Giindoğdu Marmara depremi sonrası yaptıkları incelemelerde kentin zcmin yapısının alüvyon olduğunun ortaya çıktığına dik- kat çekcrck şunları söyledi: "Ya- lova'nın depremden dersler çı- kardığım düşünüyorum. Dene- liın çok önemli. Parsel bazında zemin etütleri yapılması gereki- yor. Olası bir depremde aynı acıları yaşamamak için Yalo- va'daki scçilmişlere önemli bir görev düşüyor.Ancak, belediye meelisi oybirliği ile karar almış. Bu oldukça düşündürücü. Be- lediyenin aldığıbu karara Yalo- va halkının nasıl bir tepki gös- tereceğini merak ediyorum" 1998'deki sel ve heyelan Zonguldak'ta afetkonutlan çürüdü ALİAYAROĞLU Dayanıksız okullaryıkdacak Miili Eğitim Bakanı (MEB) Hüse- yin Çelik, İstanbul'da depreme kar- sı dayanıksız olduğu belirlenen 54 okulun yıkını çalışmalaı ına başlan- dığını belirterek, okullarııı yeniden inşasımn bu yıl içinde tamamlana- cağını söyledi. Çclik, bakanlığınca başlatılan "tl tl Türkiye'yi İncele- me" programı kapsamında Hilton Oteli'nde düzenlenen "tstanbul'un Eğitim Sorunlarını Görüşme ve De- ğerlendirmc Toplantısf'na katıldı. Çelik toplantıda yaptığı konuşma- da, bu ay sonunda İstanbul'da bilgi- sayar laboratuvarı olmayan okul kalmayacağını kaydetti. Çelik, "ts- tanbul'u bir düzcnc sokmak ve çağ- daş bir eğitimi gerçekleştirmek, Türkiye'nin 6'da l'ini düzene sok- mak anlamına gelir" dedi. Istan- hul'da depreme karşı dayanıksız ol- duğu belirlenen okulların güçlendi- rilmesi için İMKB'nin 25 trilyon li- ra vereceğini bildiren Çelik, Dünya Bankası'nın, kamu binalarının güç- lendirilmesi için vermeyi öngördü- ğü 4U0 milyon doların 3'te Pni, okulların güçlendirilmesinde kul- lanmak için tekliftc bulunduk- larını anlattı. (FATtH ERDOĞDU) ZONGULDAK - Zonguldak'ın Ereğli il- çesinde 1998 yılında meydana gelen sel ve heyelan felaketinde zarar görenler için Ba- yındırlık ve lskân Bakanhğı'nca yaptınlan ve geçen yıl teslim edilen afet konutlan da- ha geri ödemesi başlamadan çürüdü. Iireğli ve Alaplı ilçelerinde 1998 yılında meydana gclcn sel felaketinde, onlarca ev su altında kaldı, ardından meydana gelen heyelanda 78 aıle evsiz kaldı. Aynı yıl Ereğli'de yapı- mına başlanan afet konutlan 6 yıl sonra bi- tirilerek Ocak 2004 'te teslim edildi. 10 bi- na, 80 daireden oluşan konutlara taşman afetzedeler bir yıl içinde binada çatlaklar oluştuğuna dikkat çekliler. Konutların alt- yapılarının tamamlanmamasından yakınan afetzedeler, tüm binalann bodrum katları- nın su altında kaldığını söylediler. Geri ödemeye 2006 yılında başlayacaklannı ve 18 yıl boyunca toplam 30 milyar lira öde- yeceklerini anlatan afetzedeler, "Devlet bi- ze böyle mi sahip çıkıyor? Köylerde kul- lanılamaz duruma gelmiş evlerimiz bun- lardan daha sağlam" dediler. Afetzede K.onutları Sıte Başkanı Mehmet Adar ise, hükümetin kendı afetzedelerine sahip çık- madığını belirterek "Türkiye, Güney As- ya'daki tsunami felakctine yardım eder- ken kendi afetzedelerine sahip çıkmıyor. Bir felaket yaşadık. Burada daha büyük bir felaketin içine düştük" diye konuştu. 'Sözleşmeli sanatçı'ya tepkiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kültür ve i'urizm Bakanı Erkan Mumcu'nun, tartışmaya açtığı "Sanatçı ve Sanat Ku- rumları Yasa Taslağf'na Kültür Sanat-Sen'den sert tepki geldi. Küllür Sanat-Sen üenel Başkanı Bilal Şimşir, devlet sanatçılan- nın "sözleşmeli" statüye geçıril- melcrini öııgöıen düzenlemenın "kültür vc sanat emekçilerinin tüm kazanımlarını bir çırpıda ellerinden almaya yönelik bir kandırmaca" olduğunu söyledi. Şimşir, bakanlığın Devlet Ti- yatrosu, Devlet Opera ve Balesi ve Güzel Sanatlar genel müdiir- lüklerini yeni bir yasa taslağı ha- zırlamakla görevlendirdiğine dik- kat çekerek "Kamuoyuna per- foı nıansa göre ücret yasası şek- linde sunulan bu yasa çalışma- laı ı, kültür ve sanat işkolunda çalışan emekçilerin yıllar içinde edindiği tüm kazanımları, bir çırpıda ellerinden almaya yöne- lik bir kandırmacadır" diye konuştu. 'Emeğe karşı çevreler* Türkiye ile bugün her türlü UİU- sal dcğerin ayaklar altına alındı- ğı bir sürecin yaşandığına işaret eden Şimşir, sanat kurumlarımn da bunlann arasında yer aldığını ifade etti. "Perfornıansa göre ücret" yasasımn, emeğe karşı olan seçkinci çevrelerin yasası olduğunu kaydeden Şimşir, "Sü- reli sözleşmelerle sanatçıları sağır, dilsiz, kör maymunlara çevirmek, Devlet Tiyatrola- rı'nı, Devlet Opera ve Balesi'ni, Güzel Sanatlar Genel Müdür- lüğü'nü küçültüp kendi seçkin- ci anlayışlanyla idare edecekle- ri birer prestij kurumuna dö- nüştürmek amacındalar" gö- rüşüne yer verdı. Şimşir, Cumhurbaşkanfnca veto edilen Kamu Yönetimi Yasa- sı ve Devlet Personel Yasası'nda da yer alan "perfoı nıansa göre ücret" sisteminin emekçilerin ış- lerini kaybetme korkusu içinde, "yöneticilere kul olduğu" bir düzen olduğunu bclirtti. Şimşir, şunları kaydetti: "Sa- kıncalarını anlattığımız kölelik yasalarının, kültür ve sanat ku- rumlarını etkileyeceği konusu sendikamız tarafından iki yıl dır ısrarla anlatılnıaktadır. Bıı- na karşın, başta Kültür vc Tu- ı izin Bakanı olmak üzere ba- kanlık müsteşarı ve sanat ku- rumlarımn genel müdürleri ta- rafından bakanlık çalışanları- mızın kapsam dışında olduğu açıklamaları yapılmış, çalışan- larımız aldatılmıştır. Şiıııdi çif- te standart ve keyfiyeti kendile- rine hak belleyen yöneticileri- miz, o zaman neler yapmazlar? Torpili ve adam kayırmayı ya- sallaştırmaktan başka neye ya- rayacak bu yeni yasa? Onurlu, bağımsız kişiliğe sahip sanatçı- ların böylesi bir düzende yeri ncresi olacaktır?" 'AKP, Kıbns'ta hatah' tstanbul Haber Servisi - Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) tarafından Prof. Dr. Er- dal Inönü'ye sosyal demokrasiye yaptığı katkılar nedeniyle ödül ver- di. Ödül töreninin ardından düzenle- nen "Avrupa Birliği sürccinde Kıb- n s " konulu panelde AB vc Kıbrıs ko- nusu ele alındı. Bılgı Ünıversitesi Rektör Yardımcısı Şule Kut'un yönettıği panelde konuşan SHP Genel Başkanı Murat Karayal- çın, Türk heyetinin 17 Aralık'ta Kıbns tuzağına düşürüldüğünü, heyetin çok önemli konulara karşı çıkma gücünü gösteremediğini vurgulayarak "Kıbns sorunu konusunda Annan Planı'nın bırakıldığı yerden yeniden ele alına- bileceği kanısında değilim" dedi. Es- kı Dışışlen Bakanı Şükrü Sina Gürel, AKP'nin, Annan Planı sürecinde AB ve Kıbns konulannda hatah olduğunu belirterek, "Annan Planı'nı yeniden dirilten Erdoğan oldu. Sonra plan önümüze dayatma olarak geldi. Umarım bundan sonra AB ve Kıbrıs konusunda dayatma koyanlar, eskisi kadar hızla başarılı olamazlar"dedi. Emekli büyükelçi Özdem Sanberk, Türkiye'nin katılsa da katılmasa da AB'nin geleceği hakkında söz sahibı olması gerektiğini ifade etti. ÎNÖNÜ'YE ÖDÜL - TÜSES, Prof. Dr. Erdal Jnö- nü'yü sosyal demokrasiye yaptığı katkılar nedeniyle ödül verdi. Törende demokrasinin gclişnıesi için elinden gelcni yaptığını belirten İnönü/'Bir insanın öınrü boyunca siya- sette kalması olmaz. Bir hcdcf bclirlcnir, o hedefe varılın- ca siyasetten ayrılmak gerckir" dedi. (GÖKÇE UYGUN) j Sulu kar Gök gürultülu GUNDEM MILSTAFA BALBAY • Baştarafı I. Suyfuda diz boyu. Ama hava durumuna konu olan kar or- tada yok. Biz en iyisi Ankara'daki gerçek hava durumunu ak- taralırn da hem başkentlilerin hem de Anadolu'dan Ankara'ya bakanların merakını giderelim... Sayın okuyucular, Ankara çok ama çok yoğun bir alçak basınç altında. Alçak mı alçak bir basınç! Üstelik tek yönlü de değil. Avrupa üzerinden ve At- lantik üzerinden gelen alçak basınçla Basra-lrak üzerinden gelen alçak basınç Ankara semalarında birjeşti ve yoğun bir ısı terselmesine neden oldu. Üçlü basınç, atmosferin Türkiye üzerindeki onur tabakasında da incelmeye neden oluyor. Onurtaba- kasının kimi bölümlerinde deliklerin oluştuğu, ancak toplum üzerinde olumsuz hava yaratmaması için gizlendiği iddiası var. Hava haritalarında da hissedi- len bu incelmenin yeniden eski haline dönmesi için alçak basıncın etkisinin azaltılması gerekiyor. Bu- nun için de şiddetli bir rüzgârın esmesi kaçınılmaz görünüyor. Anadolu'dan esen rüzgâr yer yer etkili oluyor ancak alçak basıncın yoğunluğu nedeniyle bu etki her yerde aynı şiddette hissedilmiyor. Ankara'dan Kıbrıs yönüne doğru ise yoğun bir sis dikkati çekiyor. Uzun süredir etkisini sürdüren sis görüş mesafesini zaman zaman Brüksel ölçeklerine göre birkaç metreye kadar indiriyor. Başkentten Kıb- rıs yönüne gidenlerin yön bulmakta zorlandığı, pek çok kurumun yolda kaldığı haberleri var. Ankara'nın içindeki rüzgâr ise sürekli yön değişti- riyor. IMF yönünden şişleme ve bahşişleme biçimin- de esen rüzgârın özellikle başkentin Bakanlıklar semtinde ve Eskişehir yönündeki yüksek binalarda etkili olduğu görülüyor. Ankara'da IMF yönünden e- sen rüzgârın yağmur bulutlarını getireceği ve Ba- kanlıklar semti sakinlerinin yüzünü güldüreceği bek- lentisi hâkimdi. Keşişleme, affedersiniz şişleme es- en rüzgârın etkisini sürdürmesi bekleniyor. Kuzey yönünde ise buzulların çözülmekte olduğu ve bu durumun Türkiye'ye kuzey yönünden esen rüzgârların ılımanlaşmasını sağladığı dikkati çekiyor. Bu ılımanlaşma ilk aşamada mavi akım biçiminde al- gılansa da Ankara'nın akım derken başka şey deme olasılığının da bulunduğu görülüyor. Orta Asya yönünden esen rüzgârların da başkent üzerinde zaman zaman bulutlanma yarattığı, ancak bu bulutların herhangi bir yağış getirmediği gözleni- yor. Sevgili okuyucular, Ege üzerinden Ankara'ya doğ- ru gelen basıncın ise yüksek olduğunu görüyoruz. Ege'deki basıncın sık sık kendi etrafında döndüğü, "Avrupa ve Atlantik üzerinden gelen alçak basıncın etkisiAnkara 'ya yeter, ben yüksekte durup bunu sey- redeyim" havasında olduğu izlenimi hâkim. Ancak buradaki yüksek basıncın seviyesinin her an deği- şebileceğini de unutmamak gerekiyor. Hava durumunda sık sık meydana gelen değişik- lik Ankara'da şehir içi iletişimi de güçleştiriyor. Yoğun ve şiddetli iletişim bozukluğunun özellikle Bakanlıklar semtinden Yargıtay ve Danıştay'ın bulun- duğu Kızılay yönüne doğru hissedildiği görülüyor. Anadolu'nun değişik yönlerinden gelip Ankara'nın Bakanlıklar bölgesinde iletişim kurmak isteyenlerin hükümete bağlılık halatlarını yanında bulundurması ve saadet zincirlerini ihmal etmemesi gerekiyor. Bakanlıklar yönünden esen rüzgârın TBMM'nin bulunduğu Ayrancı bölgesini tümüyle etkisi altına aldığı, ancak bu rüzgârın Çankaya yönüne doğru ilerledikçe bütün etkisini yitirdiği görülüyor. Evet sayın okuyucular... Ankara'daki hava durumu böyle. Bu havanın dağılması ve değişik yönlerden gelen alçak basınçların etkisini yitirmesi için Anadolu'dan şiddetli bir rüzgârın esmesi gerekiyor... Eser mi? Onu da haber vereceğiz... Bizden ayrılmayın... ankcumC" cumhuriyet.eom.tr Sıvas davası samkaları 12 yıl sonra yakalandılar Haber Merkezi - Sı- vas'la 2 Temmuz I993'te Madımak Ote- li'nin yakılarak 37 kişi- nin katlcdildiği olaylara karıştığı gerekçesiyle haklannda gıyabi tutuk- lama kararı bulunan 2 kardeş, 12 yıl aradan sonra yakalandı. Sıvas Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Müca- dele Şube Müdürlügü ekiplerinin kentte dü- zenledikleri operasyon- da Ali T. ve Saadettin T. kardeşler gözaltına alındı. Sıvas Emniyet Müdürlüğü'ndekı sorgu ve işle mleri tamamla- nan Ali T. ve Saadettin T. kardeşler, güvenlik önlemleri altında Sıvas Cumhuriyet Başsavcıh- ğı'na getirildi. Adliye gi- rişinde yüzlerini kapatan sanıklardan biri, "Bizinı olayla ilgimiz yok, hep- si iftira, yalan. Günahı- mız yok. Gerçek suçlu- lar bulunsun" diye ba- ğırdı. Bu arada adliyede toplanan sanıklann ya- kınlan ise asıl suçlulann bulunmasını ıstediler. Ali T. ve Saadettin T, sevk edildikleri nöbetçı malıkemede, hakların- daki gıyabi tutuklama karan vicahiye çevrile- rek cezaevine gönderil- di. Sıvas Emniyet Mü- dürlüğü'ndcn yapılan açıklamada şöyle denil- di: "Sıvas Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümü ile so- nuçlanan olaylara ka- tılmak suçundan, 1997 yılında Ankara I No'lıı DGM tarafından hak- lannda gıyabi tevkif müzekkeresi çıkarılan Ali T. ve Saadettin T.'nin saklandıkları yerin ihbar edilmesi üzerine, savcılıktan alı- nan arama karanna is- tinaden görevli ekiple- rimizce yapılan arama sonucu, Saadettin T. yakalanarak gözaltına alınmış, Ali 1. ise gü- venlik görevlilerimizi görünce kaçmaya baş- lamış, söz konusu şah- sı takip eden görevlile- rimiz, kaçan şahsı da saklandıkları binada yaptıkları arama sonu- cu yakalayarak gözal- tına almışlardır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle