Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13ŞUBAT2005PAZAR
4 HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Gepide Kalan
Aydınlanma Yılları
Sevgili,
Sana geçen hafta Erol Güney'in anılarını derledi-
ği yapıtı, "Erol Güney'in Ke(n)disi" kitabından söz et-
miş, tekrar aynı konuya döneceğimi belirtmiştim.
Okurum Derya Erkan'dan bir e-posta aldım. Kita-
bın ilgisini çekmiş olduğuna çok sevindim. Ancak ese-
rin adını yazmadığımı, bir vesileyle adını da vermemin
ilgilenecek okurlar açısından yararlı olduğunu bildiri-
yor. Oysa yazınm başlığı zaten kitabın da adıydı. Bu
arada ilgilenip arayacak olanlar için bir kez daha be-
lirteylm, "Erol Güney'in Ke(n)disi" Yapı Kredi Yayın-
ları arasında çıktı.
Dolu dolu yaşamış, ilginç ve değerli dostlar edin-
miş olan insanların anıları, hem keyifle okunuyor, hem
de çok öğretici oluyor. Erol Güney'inkiler de öyle.
Ama kitabın, Türk Aydınlanması ile ilgili bir bölü-
mü var ki, özellikle üzerinde durulması gerek.
Yapıtın, "Ünlverslteye Giriş - Profesörler, Doçent-
ler" bölümüyle başlayıp, Atatürk ile karşılaşmayı an-
latan, Tercüme Bürosu, Tercüme Dergisi ve Klasik-
ler'i içeren kısımları, hem yazarın kendi deyişiyle,
kendi yaşamının en keyifli, hem de Cumhuriyet Dev-
rimi'nin önemli yıllarını anlatıyor.
•••
Genelde Türk Cumhuriyet Devrimi'nin Atatürk'ün
yaşamı ile birlikte sona erdiği, karşıdevrim yıllarının
ise Demokrat Parti'nin kurulup iktidara gelmesi ve bü-
yük umutlarla açılan çok partili dörıem ile başladığı
sanılır.
Bu doğru olmayan, çok şematik bir görüştür.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, si-
lah arkadaşı Ismet Inönü'nün döneminde de Cum-
huriyet Devrimi veTürk Rönesansı'nın kimi serpinti-
lerinin sürdüğünü söylemeliyiz.
Köy Enstitüleri, Tercüme Bürosu ve Tercüme Der-
gisi, Türk Rönesansı'nın önemli kilometretaşları ara-
sında yer alır.
Kimileri Köy Enstitüleri'ni köylüyü köyünde tuta-
rak kalkınmayı sağlamaya çalışan bir ütopya olarak
görürler, bu hareketi bir anlamda, gerici bir girişim ola-
rak takdim ederler.
Unutmayalım ki Kemal Tahir de "Bozkırdaki Çe-
kirdek" kitabında bu kurumu kıyasıya eleştirir, hatta
onda faşizan unsurlar bulur.
Bu eleştirilere katılmanın mümkün olduğunu san-
mıyorum.
Unutmayalım ki ülkenin vedünyanın içinde bulun-
duğu çok elverişsiz koşullara karşın hatırı sayılır bir
sanayileşmenin yaşandığı, yeterli sermaye birikimi-
nin olmadığı, burjuvazinin bulunmadığı Cumhuri-
yet'in ilk döneminde de kalkınmayı köylüyü köydetu-
tarak gerçekleştirme hedeflenmiş değildi.
•••
Burjuvazinin yokluğunun doğurduğu eksiklik, Ay-
dınlanma'nın yaratacağı yeni espri ve atılım ile gide-
rilmek isteniyordu ve Köy Enstitüleri, Aydınlanma'yı
köylere kadar taşımayı amaçlayan bir girişimdi.
Tercüme Bürosu da Aydınlanma'yı, klasiklerin çe-
virilerini Türk halkına sunmayı amaçlayan bir atılım-
dı.
Her ikii girişimde de, dönemin Milli Eğitim Bakanı
Hasan Âli Yücel'in, dönemin önde gelen Türk ay-
dınlarının da büyük iştiyakla destekledikleri çabala-
rını unutmamak gerekir.
Bu arada son derecede garip olaylar da olmuyor
değildi. örneğin Hasan Âli Bey'in, aralarında Nurul-
lah Ataç'ın, Orhan Veli'nin, Melih Cevdet Anday
gibi isimlerin de bulunduğu Tercüme Bürosu'na, Sa-
bahattin Eyüboğlu'nun delaletiyle aldığı Erol Güney'in
"Yahudi" olmasının eleştirildiğini görüyoruz. Çok
utanç verici ama ne yazık ki gerçek.
Hasan Âli Yücel bu eleştirilere karşı "Biz Türki-
ye 'de yeni bir Rönesans hazırlıyoruz ve biliyorsunuz
ki ortaçağ Rönesansını hazırlayan büyük tercüme fa-
aliyetlerinde Yahudilerin önemli bir rolü olmuştur. An-
laşılan Yahudilersiz bu iş olmaz. Işte bunun için de
ben Erol Güney'i Tercüme Bürosu'na aldım" diyor.
Hasan Âli Yücel bununla da yetinmeyecek, Erol Gü-
ney'in birlikte yaşadığı, hayat arkadaşı Dora'yı Gü-
zel Sanatlar Müdürlüğü'nde Vedat Fıratlı'nın yanı-
na atayacaktır.
Ama baskılara dayanamayan Hasan Âli Yücel, bir
gün Erol Güney ve Dora'ya,
- Madem birblrinizi seviyorsunuz ve ayrılmaya ni-
yetiniz yok, bari evlenin de şu söylentiler bitsin, bun-
ların ağzını kapayalım, demek zorunda kalacaktır.
Dora ve Erol Güney, Melih Cevdet Anday ve Ne-
cati Cumalı'nın tanıklık ettikleri, hiçbir davetlinin ol-
madığı bir törenle evleneceklerdir.
Anılarçerçevesinde, bütün bir dönemin, ilginç acı
tatlı olaylarını okurken unutma! Tercüme Bürosu'nun
da, Köy Enstitüleri'nin deardındaCumhurbaşkanı Is-
met Inönü'nün desteği vardı ve devrimin serpintile-
ri devam etmekteydi.
Daha sonra ise siyasi baskılara dayanamayan Inö-
nü bu desteğini çekecek, iki kurum datarihe karışa-
caktır.
Evet Sevgili, ne devrim Atatürk ile bitti, ne de kar-
şıdevrim Menderes - Bayar ile başladı.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Tanla'dan DİE'ye tepkl
'Mutluluk araştırması
gerçekleri çarpıtıyor'
HaberMerkezi-CHP
tstanbul Millctvckili Bü-
lent Tanla, Dcvlct Ista-
tistik Enstitüsü'nün
(DİE) gerçekleri çarpıt-
tığım söyledi.
Tanla, DİE'nin mutlu-
luk araştırmasıyla ilgili
olarak yaptığı açıklama-
da, "Halkın içinde yaşa-
dığı gerçeklerie kamu ku-
nınıian açıklamalsın ara-
sıııdaki farklılıklar hal-
kın tepkisine, kamu oto-
ritcsinc güvensizliğc yol
açmaktadır" dedi.
"Halkın doğru ve gü-
venilir bilgi edinme hak-
kıııııı ihlaledfldiğuıi" vıır-
tnılavan Tanla "SOvıllık
deneyimine rağmen bir
ııüfus sayıııııııı bileyii/.ii-
negözünebulaşüran, enf-
lasyonu halkın günlük
yaşamına aykırı biçimde
yanhş hesaplayan enstitü
çizmeyi aşmıştır" diye
konuştu. Tanla, eleştiri-
lerini şöyle sürdürdü:
"Enstitü yaptığı çakşma-
larda hilgileri nbjcktif
biçimde toplayarak kul-
lanıcıların istifadesine
sunmakla yükümlüdür.
Görevleri arasında yo-
rumlama ve yönlendir-
nıe bulunmamaktadır.
DtE, manipülasyona
açık, siyasi istismara ıııii-
saitcalısmalarvapamaz.''
Kazancı ve Ceylan'ın listelerinin yanştığı kurultayda divan başkanlığı seçimi 2 saatte sonuçlandınlabildi
ADD'degergin genelkurulANKARA (Cumhuriyel Bürosu)
- Atatürkçü Düşünce Derneği'nin
(ADD) 2. olağanüsrü genel kurulu
gerginliklere sahne oldu. Dıvan baş-
kanlığı seçiminin bile yaklaşık 2 sa-
at sürdüğü genel kurulda Genel Baş-
kan Ertuğrul Kazancı ile Aydemir
Ceylan'ın listeleri yanştı. Kazancı,
görcv süresi boyunca haksız eleşti-
rilere uğradığını belirterek "Hissiya-
iundan öte şahsiyatuna aldığnn dar-
belerin acısını ömrüm boyunca unut-
mam" dedi. Çarşaf lısteyle gidilen
seçimin sonuçları gecenin ilerleyen
saallerine kadar belli olmadı.
ADD'nin 2. olağanüstü genel ku-
rulu, Gazi Üniversitesi Iktisadi 1da-
ri Bilimler Fakültesi Yüzüncü Yıl
Konferans Salonu'nda yapıldı. Sa-
at09.00'da başlayan genel kurul, yo-
ğun tartışmalara sahne oldu.
Plvan başkanı Ardıç
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ve Aydın
tl Başkanı Çetin Ardıç arasında ya-
pılan dıvan başkanlığı seçimi yak-
GEZİİPTALİ
Erdoğan
Diyarbakır'da
hayalkmklığı
yarattı
• Erdoğan'ın bugün yapılması
planlanan Diyarbakır gezisi,
yoğun programı ve 5 gün süren
Güney Asya gezisinde yorgun
düşmesi gerekçe gösterilerek
son anda iptal edildi.
DıYARBAKlR (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın 13 Şubat'ta Diyarbakır'a dü-
zenleyeceğı 6 saatlik gezinın son anda
iptal edilmesı, kentte ekonomı çevre-
lerinde hayal kırıklığı yarattı. Progra-
mın; AbdullahÖcalan'ın yakalanışının
yıldönünıünde örgütün yönlendirme-
siyle kentte büyük protesto gösterileri
düzenleneceği istihbaratı üzerine iptal
edildiği iddia edilirken, AKP II Başka-
nı Abdurrahman Kurt, "Hem fizild
hem de siyasal havanın daha olgun ola-
bileceği şartlarda Başbakanımız inşal-
lahgelecektir"dedi.
Bugünyapılması planlanan Diyarba-
kır gezisi, Başbakan'ın yoğun progra-
mı ve 5 gün süren Güney Asya gezi-
sinde yorgun düşmesi gerekçe göste-
rilerek son anda iptal edildi. İptal ka-
rarı, kentte özellikle teşvikler konu-
sunda beklenti içinde olan ckonomi
çevrelerinde üzüntüye yol açtı.
Erdoğan'ın gezısının, Abdullah Öca-
lan'ın yakalandığı 15 Şubat'ın yıldö-
nümüne çok yakın bir tarihe denk gel-
mesi ve örgütün yönlendirmesiyle Di-
yarbakır'da kapsamlı protesto eylenı-
leri yapılabileceği istihbaratı üzerine ip-
tal edildiği öne sürüldü.
Bu iddialar üzerine basın toplantısı
düzenleyen AKP Diyarbakır II Başka-
nı Abdurrahman Kurt şöyle konuştu:
" Başbakanınıı/ııı 5 gün içerisinde 5 ül-
kedekl gezisinin yoğun bir trafikle geç-
mcsive kötü hava şartlan, biraz yorgun
düşmesine sebep oldu. Belki degelme-
mesi daha hayırlı oldu. Çünkü hepinizin
de bildiği gibi hava şartlan iyi değil."
Erdoğan'ın mart ayı içinde kentte
olabıleceğını belırten Kurt, "Hem fıziki
hem de siyasal havanın daha olgun
olabileceği şartlarda inşallah gelecek-
tir" dedi.
A
laşık 2 saat sürdü. Başkanın belirlen-
mesi için önce parmak sayımı yapıl-
dı. Bunda başarısız olunması üzeri-
ne dclegeler tek tek ayağa kaldınl-
dı. Bu yöntemden dc sonuç alınama-
yınca delege ısımlen tek tek okuna-
rak oylama yapıldı. Oylamanın ar-
dından Çetin Ardıç divan başkanı
seçildi.
Divanın oluşturulmasından sonra
söz alan ADD Genel Başkanı Er-
tuğrul Kazancı, "ADD olarak emper-
yalizme karşı, eşkryaya karşı, seviye-
sizlere karşı bir yürek, bir inanç, bir
felsefe birliğini yansıtmakdurumun-
da olan bir örgütüz" dedi. Görev sü-
resi boyunca haksız eleştirilere uğ-
radığını belirten Kazancı, "Bir ör-
gütün içinde çalışma uyumu açısın-
dan elbettc ki farklı yaklaşımlar ola-
bilir, doğaldır. Doğal olmayan şudur:
Olayları kişiliklere indirgeyerck bu-
DD'nin
2. Olağanüstü
genel kurulu,
Gazi Üniversitesi
İktisadi Idari
Bilimler
Fakültesi
V li/.üııeü Yıl
Konferans
Salonu'nda
yapıldı.
(Fotoğraf:
KORAY AVCT)
ralardan mesafe almaya çalışnıak,
buralardan vunıcu davranmak-. Do-
ğal olmayan budur" diye konuştu.
Kazancı'nın ardından söz alan
ADD Genel Sekreteri Hüseyin Em-
ıc Allınışık derneğin projeleri hak-
kında açıklamalarda bulundu. Altı-
nışık'ın sözleri sık sık "Yapacakla-
ı-1111/1 değil, yaptıklannızı anlatın"
sözleriyle kesildi.
Konuşmasında meveut yönetime
tĞNELİ FIRÇA ZAFER TKMOÇİIN
DUN ****************BUGUN**••••••••»•••*YARIN
sert eleştiriler yönelten Aydemir
Ceylan ise yönetimiıı kendisini "Çok
iyi işler yaptık" diye övdüğünü, an-
cak hiçbir nitelikli çalışmasının ol-
madığını söyledi. Ceylan, "Eğer
ADD'nin faaliyet raporu bir sayfa
ise bu ADD'nin nerelerde olduğunu
gösteriyor" dedi.
Derneğin dergi çıkaramadığını,
ajanda ve takvim bile bastıramadı-
ğını söyleyen Ceylan, "Haıuasi nu-
tuklar her zaman atıhr. Ama şimdi-
ye kadar nutuklarla bir yere geUnme-
nıiştir. I)Ikcııiıı zaten iyi olmadığı bir
dönemdeADD'nin ileri ufuklara açıl-
ması gerektiğini düşünüyorum" di-
ye konuştu.
Şahln'den eleştlrl
Eski ADD Genel Başkanı Hahi
tbrahim Şahin de yönetimin nite-
likli bir faaliyet raporu bile hazırla-
yamadığını belirterek "Başkan ön-
cc faaliyet raporuıııı imzasryla geti-
rir. Yazık, ciddi ciddi çok yazık. Ben
faaliyet raporu üzerinde konuşmak
için süre aldım. Neyi eleştirecc-
ğim" dedi. Kazancı'nın sorunlar
nedeniyleprojelerini sağlıklı yü-
rütemediği yönündeki sözlerine de
tepki gösteren Şahin, "Seni genel
başkan diye alladüar pulladılar,
getirdiler mi? Yapamıyorsan, ede-
nüyorsan, arkadaşlaıını çahşbra-
mıyorsan istifa edersin,yerine otıı-
ıııı sıııı. Burası ağlama duvan de-
ğil" diye konuştu.
çarsaf llsteyle seçlm
Delegelerin meveut yönetime
ilişkin eleştirilerinin ardından Ka-
zancı ve yönetim kurulu üyeleri
kürsüye çıkarak eleştirileri yanıt-
ladılar. Genel kurul gündeminde
olmasına karşın tüzüğün Dernek-
ler Yasası'na uyarlanmasıyla ilgi-
li gündem, tepkiler üzerine düşü-
rüldü.
Konuşmaların ardından dele-
geler, kendilerine dağıtılan liste-
lerden adaylarını belirlediler. Çaı-
şaf liste yöntemiyle gidilen se-
çimlerde, Hrtuğrul Kazancı, "Ana-
dolu Harekâü", Aydemir Ceylan
da "Atatürk YolundaÖrgütGnı-
bu" adlı lıstelerle oy ıstedi. Oy
sayımı gecenin geç saatlerine ka
dar sürdü.
GENEL SEKRETER ÖNDER SAV
'CHP'de tarikatlardan
feyiz almakyoktur'
ANKARA (CıunhuriyetBürosu)
- CHP Genel Sekreteri Önder Sav,
13. Olağanüstü Kurultay öncesınde
CHP'nin içeriden ve dışandan ku-
şatılmak istendiğini savunarak,
"CHP'de siyaset yapan insanlann
karakterlerinde, iç ve dış güçlerc,
paraya, sermayeye, rüşve-
te, iıa/»lli siyasete teslim
olmak yoktur. Tarikat li-
deıierinden fcyizalmakas-
la yoktur" dedi.
CHP Gençlik Kollan îl
Başkanlan, yeni dönem ça-
lışma programını görüş-
mek üzere Ankara Barosu
Eğitim Merkezi'ndebira-
rayageldi. Ibplantının açı-
lışında konuşan CHP Genel Sekre-
ten Önder Sav, 13. Olağanüstü Ku-
rultay'da CHP gençlığinin iyi bir sı-
navverdiğinıbelirtti. CHP gençlik
kollarının, sıyasetin öğrenildiği
Önder Sav.
önemli bir kurum olduğunu söyle-
yen Sav, ısım vermeden, gençlik
kollan kökenli olan Şişli Belediye
Başkanı Mustafa SangüTü işaret
ederek, bu okulu herkesin başarıy-
la bitiremediğini ifade etti. CHP'de
"icazety, tarikat lideı loı•iııdeıı feyiz
ahnarak" siyaset yapıla-
mayacağını kaydeden Sav,
"CHP'de siyaset yapan in-
sanların karakterinde
CHP'nin vakfa benzetil-
mesi ayıbının da olmadığn
nı" vurgulayarak, Istanbul
Millctvckili ZülfüLivane-
B'yi hedef aldı. Sav, Yargı-
tay Başkanvekili Osnıaıı
Şirini, "MahmutEsatBoz-
kurt'un 79 yıllık döneminin kapan-
dığı'' yönündeki sözleri nedeniyle kı-
nadığını bildirdi. Sav, "Mahmut
Esat Bozkurt yaşayan ve yaşayacak
olan bir devrimcidir" dedi.
KURULTAYDAÇIKAN OLAYLAR
Mustafa Sangül
delegeden özür diledi
TRABZON (Cumhuriyet) -
CHP'nin 13'üncü Olağanüstü Ku-
rultayf nda, genel başkanlığa aday
olan Şişli Belediye Başkanı Mus-
tafa Sangül, çıkan olaylardan do-
layı özür diledi. CHP kurultay de-
legelerine bir mcktup gönderen Sa-
ngül, kendisine, eşine vc
arkadaşlanna saldınldığı-
nı öne sürerek "Bunlar
çoküzücü. Eğervarsa ken-
di payıma düşeni kabul
ediyor, partili arkadaşla-
rımızdan ve tiinı ulusu-
muzdan özür diliyorum"
dedi.
Şişli Belediye Başkanı
MustafaSarıgül, "Cum-
huriyet ! lalk l':ıı ı ısrııııı değerli de-
legesi" başlığım taşıyan mektupta,
kurultaym olağanüstü koşullarda
yapıldığını, tahmin ettikleri gibi
demokratik olmayan bir senaryo-
Mustafa Sangül.
nun uygulandığını iddia etti. Kurul-
tayda baskı altında kahnalanna kar-
şın 460 delegemn özgür iradesinı
ortaya koyduğunu savunan Sangül
şunlaıı kaydetti:
tt
Buarkadaşlarımız
özgür iradelcrini kullanmamn cc-
zasıııı çekme aşamasındadır. Yerel
seçimler sonrasında uğra-
nıkııı başansızhk karşısın-
da tepkisini dile getiren
binlerce üyemiz disiplin
kunıllanncaihraç edilnu>
ti. Endişemiz, meveut yö-
netimin, delcgc arkadaş-
larıını/avedcğişiıni destck-
leyen paıüli arkadaşlanmı-
/a da aynı yöntemle yak-
laşacağıdn-."
Mustafa Sangül, kurultaylarda
birilerinin kazanıp birilerinin kay-
bedebileceğüıi, önemli olanın ulu-
sun ve partinin kazanınası olduğu-
nu vurguladı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bir süredir, bir grup gençten dü-
zenli olarak bedelli askerliğin yeni-
den çıkarılmasına ilişkin mailler alı-
yorum. Belli ki binlerce genç bu ko-
nuda bir çözüm bekliyor. İlginç iddi-
aları da var. Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'ın çağrısı üzerine verdikleri di-
lekçeler nedeniyle evlehnin basıldı-
ğını söylüyorlar. Bu mektuplardan bi-
risini kısaltarak aktarıyorum.
"Bizler, meveut AKP hükümeti ta-
rafından kendilerine normal hayatla-
rını sürdürebilmeleri için bedelli çı-
kartılacağı sözü verilerek oyları iki
kere çalınan, yaşları 25 ile 35 arasın-
da değişen 400 bin genç insanız
(metnin geri kalanında bedelli asker-
likten kısaca bedelli olarak bahsedi-
lecektir).
Başbakan Tayyip Erdoğan bizlere,
bizzat kendisi, istatistiklerin hazırla-
nabilmesi ve talep doğrultusunda
bedelli askerliğin çıkartılabilmesi için
askerlik şubelerine başvurmamızı
söylemiştir. Bizleri şaşırtan ise dilek-
çelerimizde belirttiğimiz adreslerin
polis tarafından basılması ve bazıla-
Bedelli Askerlik ve Gençler
rımızın zorla silah altına alınmamız ol-
muştur.
Bedelli konusundan artık hiç bah-
sedilmez olduğunu; meveut hükü-
metin bedelli için gerekli başvuru sa-
yısına ulaşılamadığını beyanla konu-
yu kapattığını da herhalde hatıriatma-
mıza gerek yoktur. Bizler orta - dü-
şük gelir gruplarından geliyoruz. Eği-
tim yıllarımızda devletten herhangi
bir mali destek görmediğimizden pek
çoğumuz yükseköğrenimini yarıda
bırakmak zorunda kaldı.
Toplumun kendi ayakları üzerinde
durabilen birer ferdi olabilmek için
kelimenin tam anlamıyla mücadele
verdik ve artık kimimiz kendi şirket-
lerimize sahibiz, kimimizse başkala-
rının şirketlerini yönetiyoruz. Yüzler-
ce, hatta belki binlerce insana iş im-
kânı sağlıyoruz ve vergi, sosyal si-
gorta primi vs. olarak devlete her ay
binlerce YTL ödüyoruz. Bizden ön-
ceki nesillerin borçlarını ödemek biz-
lere düştüğünden orta derece geli-
re ve geleceğe dair umutlara sahip
birer vatandaş olabilmek için iki kat
fazla çalışmamız gerekti.
Askerliğin ciddi bir meslek olduğu-
na ve tam anlamıyla profesyonelleş-
mesi gerektiğine inanıyoruz. Bizler, şu
an bulunduğumuz sosyal (sivil) konu-
ma ait olduğumuza ve görece refa-
hımızı sürdürebilmek için hâlâ çok
çalışmamız gerektiğine inanıyoruz.
Hayatın bizlere bahşedilen bir kere-
lik bir hediye olduğunu ve hayatımı-
zı nasıl yaşayacağımıza karar verme
hakkına sahip olduğumuzu düşünü-
yoruz.
Şu anki konumumuza gelmemiz
bizler için hiç de kolay olmadı ve tam
da istediğimiz konuma gelmişken her
şeyimizi riske ederek tekrar sıfırdan
başlamak istemiyoruz. Bedelli isti-
yoruz çünkü meveut hükümet bizle-
re bunun sözünü iki kere verdi (her
nedense bu sözlerden her ikisi de
seçimlerden hemen önce verilmişti)
ve bizler bu parti için oy verdik. Da-
ha açık bir ifadeyle bedelli bizlere
meveut hükümetin borcudur.
Bedelli istiyoruz çünkü Türkiye 'nin
bedelliye ihtiyacı var. ödeyeceğimiz
paralar, yüzlerce, hatta belki binler-
ce Türk gencinin eğitilmesi için kul-
lanılabilir. Bedelli istiyoruz çünkü ar-
tık pek çoğumuz birer yasa kaçağı
haline getirildik. Bizler önlenemeyen
nedenlerle askerlik görevini ertele-
mekten başka yanhş olan hiçbir şey
yapmadık. Kimimiz şirketlerini akra-
balan ya da güvendiği arkadaşlan
üzerine yapmakzorunda kalıyor, çün-
kü devlet dairelerine verilen resmi
evraklarda adlarımızın görünmesini
istemiyoruz. Bu süreç bizleri delirti-
yor; artık buna bir son verilmesini is-
tiyoruz.
Yabancı ülkelerde yabancı şirket-
leriçin çalışıp vergilerini yabancı hü-
kümetlere ödeyen kişileriçin bedel-
li askerlik çıkartılması eşitlik ilkesine
aykırıdır ve saçmadır. Ama devlet bu-
nu halen yapıyor. Sadece yurtdışın-
da yaşayıp vergileriniyabancı devlet-
lere veren kişilere bedelli askerlik im-
kânı sağlamış olmakla değil, bizlerin
de bedelli askeriiği hak etmiş olma-
mız dolayısıyla da devlet bizlere be-
delli askerlik borçludur. Bizler bura-
da yaşayarak vergilerimizi Türkiye
Cumhuriyeti'ne, ülkemize ödemeyi
tercih ettik.
Sesimizi duyurabilmek istiyoruz;
normal hayatımıza devam edebilmi
miz adına bedelli için gereken düzen-
lemelerin yapılmasını ve Silahlı Kuv-
vetler'le gerekli müzakerelerin gerçek-
leştirilmesini istiyoruz. Bu konuyu ele
almak üzere Türkiye Cumhuriyeti Bü-
yük Millet Meclisi bünyesinde bir ko-
misyonun görevlendirilmesini ve be-
delli için gerekli fizibilite çalışmaları-
nın yapılmasını istiyoruz.
Bizler, bizlere verilen sözlerin yeri-
ne getihlmesini istiyoruz. Bizler,
sorumlu siyasetçiler istiyoruz.
Saygılarımızla, Bedelli Kurbanları".