18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK SEFİNE-I TERAKKİ TURHAN SELÇUK DURUST TABİATLI İSIANBUL EFENDİSİ ABDÜLCANBAZ IN HARÎKULÂDE MACERALARI KISIM IEKMİLİ BİRDEN AKıUfZlAkAKıLi ,Kif-l AFTAİ ? (TEVAP VE R-î N 15. yılmı kutlayan Kızılırmak grubu 'Yılkı'da, özgürlüğü ve direnmeyi anlatıyor Dayanışmanınşarkılan HATİCE ILJNCER K ı/ıhı m.ık grubu, kuruldugu günden bu ya- na hayatı müzığe yansıtan, dınleyicileriy- le üreten-tüketen değil bırbırlerini ger- çekten seven ve anlayan bir ilişki sürdü- rûyOT. Kızılırmak vedinleyicileri,kimile- rinin görmediği ama sevgi, dayanışma ve öz- gürlük tutkulanyla akıp gidiyor. Kızıhrmak grubu, bu yıl 10 Ocak'ta 15. yıllarını büyük bir konserle kutlamaya hazırlanırken pınar- larından bın randevuya ulaşamadı. Ama o pınarın öncekı baharlarda yolladığı sularla ırmak zenginleşmiş, coşmuştu. Kızılırmak 15. yılını, geçen kasım ayında bir yangında kaybettiğimiz Tuncay Akdo- ğan'ın şarkılan, şiırleri, emeğiyle zenginle- şen "YıUa" albümüyle kutlııyor. Kızılırmak, Yılkı'da kuıumayan, sulan toprağa kanşıp dcni/c ulaşmanın bir yolunu mutlaka bulan pınarlann şarkılannı söylüyor. ürup Yorum'dan aynlan İlkay Akkaya,'lüıı- cay Akdoğan'ın teklil'ini bağlamacı İsmail İlkııııı kendisine veıilen 5 dakikalık sürede kabul etmiş ve 10 Ocak 1990'da Kızılırmak akmaya başlamıştı. 2OR DÖNEMLERDİ.. Kumluşlarının hemen sonrasında "Ölüme de Tilili", "Geçmişten Geleceğe Pir Sultan", "Gidenlerin Ardından", "Aynı Güğün E/gi- si", "Güneşin Olsun", "Pir Sultan'dan Nesi- mi'ye Anadolu Türküleri", "Cığlık", "Rüz- gârla Gclen", "Günde Dün" albümlerını art arda yayımladılar: "I lep birlikte yaşadığıınız çok /ot dönem- lerden geçtik. Kızılırmak'ı kurduğıımuzda 111- kcnin içinde bıdunduğu koşullar hayli zordu. Birçok alandayükselnıiş bir muhalefet dc var- dı. Ki/iııı şarkılaı-11111/1 söylediğimizde neler- le karşılaşacağımı/ı biliyorduk. 10 yılı bulan yasaklannuş süreçtengeçtik. Birçokaçman yo(- daşça paylaştık. Artık konserlerimiz belirli öl- çülerde dalıa ralıat oluyor!" Tuncay AkdoğarTın tek başına ve "Serü- venciler" gnıbuyla farklı müzikal arayışlara giıdiği 1997 yılından sonra da llknur ve Ak- kaya "Sır", "Gülge* ve "Figan" albümleriy- le yollanna devam ettiler. Kızılırmak'ııı müzikal tanhının özetını Is- mail tlkuuı yaptı; İlk kasetimi/ 'Ölüme de Tilili'debir Aze- ri tiirkii vardı. Fakat ilk çıkış albümümü/ ol- duğıı için yuslsındığıını/ şeyin kendi dilimiz <>1- ınası gerektiğini düşünmüştük. Bu nedenle İI- kay'ın vc I üncay'ın liirkii tadı vcrcn bestele- rini albüme alınışdk. Çıkış yapıyorsan yas- landığın şey öncelikle kendi dilin olmalı, diye düşündük. 'Geçmişten Geleceğe Pir SultarT da tiirkii a»ırlıkhv dı ama türkü gibiduran bes- teler de vardı. Ankara BirlikTiyatrosu'nda oy- nadığımı/ oyuyıın mü/ikleriydi. tkinci türkü çalışmamız 'Pir Sultan'dan Nesimi'ye Ana- dolu Türküleri' albümü oldu. Figan'a kadar da alltiımlcı iıııi/dc bcstclcre yer verdik." A K A R S U SE¥CİSİ Yılkı albümüııe çalışnıalar, üçü türkü 18 şar- kıyla ba^lamı^. Türkülerarasıııda 1993 yılın- da Sıvas'ta Madımak Oteli'nde katledilen Muhlis Akarsu'mın u Dağlar Seni Delik De- lik Delcrim" lürküsünde karar kılnuşlar. İlk çalışmalar Akdoğan'ın stüdyusunda ve evler- de uzun süren saatler almış. Her şeyin titiz- likle tartışıldığı uzun bir hazırlık dönemı ge- çiı nıişleı. İsmail llknur için Yılkı "sadeligi an- lanııııda ilkbaşlangıç noktasuıa dönüldüğü bir albüm" olmuş. tlkay Akkaya "Hep sadcydi çabşmalanmız" diye farklı düşüncesini biraz da espri katarak aktardı: "Herzamankisade- liğimizi siiı diiı iiyonı/." A lbüme adını veren ı \ . şarkının sözlcri ve nıüziği İlkay Akkaya'ya ait Akkaya' Yılkı'yı şöyle anlatıyor: Başıboş at ya da eşek sürüsü anlamına geliyor. Yabani, özgür atlar bıınlar. Ama bir yanıyla da Abbas Sayar'ın anlattığı gibi insanlar için çalıştınlan ve yaşlandıkları zaman doğaya bırakılan ve gidip o yabani sürülere katılan atlar. Yalnızlık, terk edilme ama dayanışma da var. rengı ve yorumuyla solistlerindcn biri nitele- mesini çoktan hak etmış olan Akkaya söylü- yor: "Veda'yı çok scvryorunı. Geçen yıl rol al- dığım Zafcr Diper'in Talan oyunununfinalsah- nesinin şarkısıydı. Serüvenci, Tüncay'ın kla- siklcşmiş bcstelcrindendir. Pervane de sıradı- •ji beııcc. Scrüvcnci^nin girişindeki şiiri ben okudum ama Veda'dakini 'Tuneay okumalı' diye düşündüm. Bence çok efkili okuyor.* Kızılırmak grubu, *Yılkı'da kurumayan, sulan toprağa kanşıp dcnize ulaşmanın bir yolunu mutlaka bulan pınarlann şarkılannı söylüyor. İsmail İlknur için 'Yılkı', "sadcliği anlamında başlangıç noktasına dönülen bir albiim" oldu. İlkay Akkaya da "Hep sadeydi çalışmalarımız" diye farklı düşüncesini biraz da espri katarak aktanyor: "Her zaman sadeliğimizi sürdürüyoruz." M SARKILARI Albümdc Tuncay Akdoğan'ın düzenleme- lerini tamamlayan Kızılırmak tar/ıyla tama- men örtüşen üç şarkısı ve kendisinin okudu- ğu şiiri var. tlkay Akkaya'nın solo albümü "Yî- ne"de Tuncay'la birlikte yeniden çalışmaya başlamışlar. Yılkı'da Akdoğan'ın u Veda", "Serüvenci" ve "Pervane" şarkılannı sesinın Albüme adını veren Akkaya'nın sü/.lerini ve müzığini yazdıği Yılkı şarkısı, tlknur'un ıtadesiyle "âşıkolduklantopraklan" anlatı- yor. Akkaya "Yadına ben düştüpmde/Dağ- lanndan Dicle'yebak/Kavuştuğunda FıratV Yî- ne sevdi mi" sözlerini bir konser için gittik- leri Trabzon'da gece yansından sonra bir ben- zin istasyonunda yaznuş: "Yılkı, başıboş atya da eşek sürüsü anlamına geliyor. Yabani, öz- gür atlar bunlar. Ama bir yanıyla da Abbas Sayar'ın anlattığı gibi insanlar için çalıştınlan veyaşlandıkları zaman doğaya bırakılan vegi- dip o yabani sürülere katılan atlar. Yalnızhk, terk edilme ama dayanışma da var.' Özgürlü- ğün ve yalnızlığın ama aynı zamanda yalnız mücadeleyi gerektiren direnmeyi gerektıren bir şeyin hikâyesi gibi bir albüm' dryelim.1 " Albümdeki Zülfü Lrvaneli'nin RelîkDur- baş'ın şiirinden bestelediği Çırağın Türkü- sü'yle bıından sonraki albümlerinde de Li- vaneli şarkılarını okuyacaklarının haberini veriyor: "Zülfü I ivaneli'niu hemen hemen biıtüıı şarkılannı seviyorum. Çocukluğu- ınıı/da söylediğimi/, içinde yer aldığım ko- rolarda solist olarak söylediğim şarkılardan biridir. Bunlar çığır açnnş şarkılan. Keşke yine besteler yapsa." "Deli Fırat" şarkısı ise Adana'da yaşayan bir Kızılırmak dinleyıcısı olan Abdıırrah- man Kocakaya'nın bir halk kültüriinü yan- sıtan eseri. Bir şaıkı yaptığında Akkaya ve İlknur'a koşan Kızılırmak'ın doğal elemanı- Yaşar Aydın'ın da üç şarkısı yer alıyor. AzE'NİN BESTECIS! Kızılırmak'ın "AymGöğunEzgisPalbümün- de yer alan ve en geniş kitlelere ulaştıklan şar- kı olan "Aze"nin bestecısi Aysun 'limurcan, Aze'ye kardeş geldiği müjdesini veınıış: "Sı- la eşinin ilgisi/liği artık canıııa tak dcnıiş bir kadın. 'Gençliğımı çürüttün, saçımı süpürge ettim' duyguları bcsleyen bir kadın." "Sokaklar Bi/.iın" şarkısını ıse savaş kar- şıtı eylemlerin bile sönük geçtiği bu dönem- de adeta "silkiniş çağnsı" gıbı düşünmüşler. Dipten akan jy~ ızılırmak grubu, 15. yılına anlayan, J\. seven, paylaşan dinleyicileriyle geldi. Gazetelerde, televizyonlardu yok sayılsa da azımsanmayacak dinleyici kitleleri, konserleriyle dipten akan hir nehir gibi şarkılarını yapıyorlar: ' Tüketim iliskisinden çıkmış gerçek hir paylaşım yaşıyoruz- Üreten-tüketen iliskisinden çıkıp dertleşen geniş bir insan topluluğu haline geliyoruz. Bu nıüziği dinleyenler de dııygularımm paylaşanlar da az değiliz. Sanatm her dah gibi miizik de gördüklerimizin yansıması ise hiz de yaşadıklarımızı,gözlemlediklerimizi anlutıyoruz. Son dönemde sponsor olmadan hiç kiınse konser yapumıyor. Margarin kapağı, içeçek kapağı gö'türüyorlar. Bizim dinleyicilerimiz gercekten vefakâr. Ekonomik durumlarımız birbirine yakın. Bu hayat pahalılığmda konsere, albümlere para ayırabiliyorlarsa burada da dostluk var. Kızılırmak 'm tarihinde sponsorlu konseri yoktur. Bazen dinleyicilerimizin katkılanyla konserlerimizi yapıyorıız." GÖRÜŞ ŞAHINAZ ÇAKIRALP Art Niyet mi Yoksa Aymazlık mı? Atatürk'ün eşi Latife Hanım'a ait gizli vesikaların açıklanmayacağı belli olunca bu konudaki tartışma- lar da bitti. özellikle bir kısım çevreler Atatürk ve La- tife Hanım'ın özel yaşamlarına ait bu belgeler açık- lansın diye tutturmuşlardı. Oysaonlar bırakın özel ya- şamların açılmasına, kadın saçının birtelirıin bileaçıl- masına tahammülleri olmayanlardı. Ama söz konu- su özel yaşam Büyük Kurtarıcı'ya ait ya, ağızlarının suyu aktı. Onlar bu amaçlarına ulaşamadı ama, her konuda kestiği ahkâmlarla ünlü bir köşe yazarımız on- ların bu heveslerini kursaklarında bırakmadı. Gündem nasıl olsa Latife Hanım'dı. Fırsat bu fırsattır dedi ve gizli belgeler açıklansaydı bile asla tartışılamayacak konuları; Mustafa Kemal'in erkekliğinden tutun da ko- calığına, zürriyetinden özel ilişkilerine, evliliğinden iç- ki sofralarına kadar Allah ne verdiyse üstelik ahkâm- lar da keserek ortaya atıverdi: Mustafa Kemal'in er- kekliği ve kocalığı sütten çıkmış ak kaşıkdeğildir! Mus- tafa Kemal (mi) Latife Hanım'a evlat verememiştir. Mus- tafa Kemal, Fikriye'ye büyük haksızlık yapmıştır! Mustafa Kemal evliliğinde hatalı olmuştur! Mustafa Kemal milletine de haksızlık yapmış, onun içki sof- ralarından Ismet Paşa bile yaka silkmiştir! Yani ya- zarımız demeye getiriyor ki öyle "insan Mustafa Ke- mal" diye bir şey yoktur. Neredeyse bir asır boyu, yap- tıklarıyla onu yıpratmaya çalışıp da bunu başarama- yanlara yolu gösteriyor; onun erkekliğini, kocalığını, ilişkilerini, evliliğini, zürriyetini ve içki sofralarını işa- ret ediyor! ••• özel yaşamların gizliliğinin anayasal güvenceye bağlandığını biliyorum. Nitekim vesikaların açıklan- sın açıklanmasın tartışmalarında hep bu güvence söz konusu oldu. Latife Hanım'ın miragçılarının bile böyle bir hakları olmadığı vurgulandı. Şimdiye kadar kim kimin erkekliğini sorgulayabilmiştir? Kim kimin evliliğini irdeleyebilmiştir? Kimin zürriyeti kimi ilgilen- dirmiştir? Kim özel ilişkileri nedeniyle bir başkasını suç- layabilmiştir? Kim kimin içkisine karışmıştır? Durun bir dakika ya! Siz kimsiniz? Kimsiniz ki Atatürk'ün er- kekliğini, kocalığını, zürriyetini sorguluyorsunuz? Siz kimsiniz ki onun evliliği hakkında ahkâmlar kesiyor- sunuz? Siz kimsiniz ki yüce Atatürk'ün içkisine laf söy- leyebiliyorsunuz? Sizi ne ilgilendiriyor? Gerek görse- lerdi bu soruların yanıtlarını Atatürk ve Latife Hanım verirlerdi. Bunu kimse basın özgürlüğü ile açıklaya- maz. ••• Yaşamı başkalarının koyduğu kurallara ve belirle- melere göre yaşamak ile kendi belirlemelerine ve ku- rallarına göre yaşamak çok farklıdır. Yaşamı başka- larının kurallarına göre yaşarsanız kendiniz değil baş- kası olarak yaşarsınız. Doğum ile ölüm arasında ne- leri nasıl yaşayacağınız birçizgi gibi bellidir. Böyle ya- şamın riski azdır, böyle bir yaşam kolaydır. Kendi ku- rallarınıza göre kendiniz olarak yaşarsanız, belki zor yollardan geçersiniz, belki önünüze engebelerçıkar ama siz başkasının değil kendinizin yaşamını yaşar- sınız. Üreterek, yaratarak, yaparak yaşarsınız. Gemi- nizin kaptanı sizsinizdir. Rotayı siz belirlersiniz. Ama tüm bunlar sizi farklı yapar. Bu farklılık sadece sizde kalmaz, topluma da yansır. Toplumları etkileyenler, toplumu değiştirip geliştirenler hep yaşamı kendi ku- rallarına üöre kendisi olarak yaşayanlar arasından çıkmıştır.Tşte Mustafa Kemal de yaşamı başkası ola- rak yaşamadığı, kendisi olarak yaşadığı içindir ki "Atatürk" olabilmiştir. "Atatürk" olmayı başarabildi- ği için de Osmanlı Imparatorluğu'nun kalıntıları ara- sından yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti yaratabil- miştir. Atatürk köşe yazarının dediği gibi sadece ül- kenin kurtarıcısı değil yepyeni bir "CumhuriyeV'm de, yeni bir toplumun da yaratıcısıdır. Ama sadece bu kadar mı? Onu "Atatürk" yapan en önemli özel- liği farklı kişiliğinin yanında üstün insani niteliklere sahipolmasıdırda. Onu Hitler'lerden, Mussolini'ler- den, Stalin'lerden, Saddam'lardan ayıran da bu in- sani nitelikleridir. • •• Atatürk'ün erkekliği, kocalığı, zürriyeti ve içkisi ile ne kadar uğraşırsanız uğraşın bu halk, bu ulus O'nu tüm üstün insani değerleriyle çok iyi biliyor ve sevi- yor! Bence bunları köşe yazarı da biliyor. Art niyet yok- sa ki bu güçlü olasılık, o takdirde "Ben her şeyl en iyi bilenim. Tavladan da anlanm, Atatürk'ün erkek- liğinden de! Her şeyi yazarım, sınırtanımam" hava- sı mı atıyor dersiniz? O da değilse o zaman bu ay- mazlık neden? scakiralpiı/ mynet.com Ünlülerle 'Hakkâri Uşümesin' • U/un bir süreden beri art arda gelen depremlerlc sarsılan Hakkâri'de, yurtlaşların gereksinımlenni az da olsa karşılamak üzcre Sezen Aksu, Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Cem Yılma/ ve Mustafa Erdoğan, "Hakkâri llşümesin" adıyla ortak bir geee düzenliyor. 20 Şubat Pazar günü 21.00'de, Mydonose Showland'te düzenlenecek gece "Anadolu Ateşi"nin danslanyla ıenklenecek. Sevgîlilere caz dolu bir gece • Beyoğlu'ndaki Jazz Cafe'de yann akşam Sevgililer Günü iein "Romancc Partisi" düzenlendi. Romantik parçaların eahnaeağı, yalnızca sevgılılenn değil, "yalnızların" da çağrılı olduğu partıye katılanlara mınık armağanlar hazırlandı. Jazz Cafe'de ayrıca hafta boyunca yine cazseverleı için konserler sürecek. 15 Şubat Salı günü ülkemizin yetenekli kadın pıyanıstlennden Selen Gülün kendi adını taşıyan üçlüsüyle salıne alacak. Bülent Oıiaçgil her çarşamba olduğu gibi 16 Şubat'ta da Erkan Oğur, Gürol Ağırbaş, Baki Duyariar, Cem Aksel'le birlikte şarkılannı söyleyeeek. 17 Şubat Perşembe akşamı Cengiz ISaysal Grııp, 18 Şubat akşamı Grup Azz müzikseverlerle buluşacak. (212 245 05 16)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle