25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞLJBAT 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J V U J_j J U M\ kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAYAK1N İsmail îlhan'ın resimleriKuran'da resmi yasaklayan bir ayct ya da sure yok; ama, biri çık- mış 'yasak' demiş bir kcrc! Sa- ray'dan söz etmiyorum clbette; sa- raya yasak olur mu hıç? Padişah- lar Avrupalardan ressamlar getir- tip karşılannda poz vermişleı boy boy... Sonra, minyatürler var bir de; Vincent Van Goghun Pans'te geleneksel .Tapon resimleri yerıne bizimkilen görseydı neler boya- yacağını merak ettiğinı ve de hep merak edeceğim minyatürler!?.. 'Gavur padişah'ın hakkuıı ya- zımızın başında vermeliyiz. Sen tut, portrem bir devlet dairesine astırtmayı düşün!.. Düşünmekle kalma,bunu uygula!.. Beylerbeyi Sarayı'ndan Selimiye Kışlası'na gitmek üzere yola koyulan padişah biiyük bir törenle karşılanır. Ama, padişahı taşıyan at arabasından çı- ka cıka elinde çerçeve tııtan biri çı- kar!.. Çerçevenin içinde 'Gavur padişah' olarak bilinen II. Mah- mut'uıı portresi vardır. Paşalar, kışlaya gelenin padişah olup ol- madığını lartışmışlar ve gelenin 'sureri' de olsa padişah olduğuna ve de padişah gibi karşılanması gerektiğine karar vcrmişlerdir!.. Tarihimizin en eski 'nii'sü Resmi bir duvara asılan ilk pa- dişah olan II. Mahmut devrilince, portresi indınlmemış, üstü bir ör- tüyle örtülmüştür!.. Bizde resim sanatı adına 1800'lü yılların ılk yarısında bu ilerlemeier(!) yaşanırken dünyada hangi tablolar yapılmıştı ve yapıl- maktaydı, vann sız düşünün... Birakahm çok eskileri, II. Abdülhamit dö- nemınde bile insan figürü çizdiği için oyuncak yapımcıları cezalandırılırken Hacivat ve Ka- ragöz oyıınunun serbest olması oldukça şaşır- tıcıdır. Hele ki, gölge oyununun fıgiirleri ara- sında bir dc çıplak bir kadın figürü vardır! Bu figürün adı 'Cadı'dır. Birkazana oturmıış ola- rak resmedilen bu son derece çirkın kadın, hcr- halde resim tarihimizin en eski 'nü'sü olma un- vanına sahıptır!.. Resmın elini, ayağını bağladılar bağlaması- na ama, yakın arkadaşı yazı yan yolda bııak- mamıştır onu... Yazı, yıllarca sırtında taşımıs- tır resmi. Bu durumdan çok mahçup olan re- sim şunu söylemiştir yazıya: "Ben sana yük oluyorum, hcm böyle daha ağır yol ahyor- suıı... Bu gidişle seni bir romanııı sayfaları arasında göremeyeceğiz; çok geç kalacak- sın! İyisi mi, sen bırak beni, kendini kur- tar!.." Yazı ıse sırtında resmin ağırlığıyla iki bük- lüm olmuş yürürken şu karşılığı vermiştir:"O ııc biçim söz öyle!?. Duymamış olayını... Me- rak i'lmc, bu millet $enin de kıymetini bile- cek. Hele ben seni 1923 yılına kadar taşıya- yım, sonrası kolay!" Ben ne zaman, yazının içine resim koyma us- talığı olan hat sanatının bireserini görsem, rüz- gâr iki arkadaş arasındaki bu konuşmayı fısıl- darkulağıma!.. Hat sanatı resinıe konulan yasağı deler; "kâ- ğıt üstünde" de olsa başanr bunu. Ye haritalar! Üstlerine resinılerin, masalların çizildiği, düşler ülkesinin yolıınu göstercn haritalar... Her biri aynı zamanda birer edebi metın olan haritalarda da resimler vardır. Mâzım Hiknıet, 'Piri Reis'in haritası" adlı şiirindc şu dizeler- le anlatır bu özelliği: Reis 'in haritasında kıtalardan büyük boy- nuzlu balıklar Ve timsah başlı maymunlar yanardağlar- dan iri Reis'in haritasında yelkenliler yürek ka- dar Ama balıklarla maymunlar yutamıyoryel- kenlileri. tsmail İlhan, 11 Mart gününe kadar sürecek olan sergisınde harita kokulu tablolarla çıkıyor karşmııza. Ben, son yıllarda hiç bu kadar 'şi- irsel' bir sergi görmemiştim. Sankı, resim sa- natının yüzyıllarca haritalara rutsak kalan yü- zü özgürlüğün tadını çıkanyor, sanatçının her tablosunda... Gidilmedik, görülmedik yerlerin renklerini sunuyor bizlere İsmail tlhan. Bizim içın yap- tığı yolculuklan anlatıyor, fırçasının diliyle. Mistik bir yanı var resimlerin; uzak, çok uzak kıyılarda yaşayan insanlann inançlan, büyülü dünyalan, totemleri göz kırpıyor resimlerde, bellibelirsiz... Haritalar olmasaydı bilinmeyen kıyılara ula- şılamazdı, dağların doruklanna çı- kılama/dı. tsmail tlhan'ın harita kokulu resimleri karşısında birka- şif gibi hissedıyorsunuz kendinizi. Her tablo ertelediğiniz bir düşü- nüzü anımsatıyor size ve kışkırtı- yor? 'Hadi' diyorlar size, "Hadi, bir kez daha kaptanı ol kâğıt ge- milerin ve yeni renkler taşı 'ya- şanı' denilen paletine!.." tsmail tlhan'ın resim sergisini gezerken kendime en yakın hisset- tiğim eseri aradım... Ve bir tablo- nun karşısında durarak 'İşte' de- dim, "Bu benim resmim" Sos- yal Bilgiler ödevı ıçin komşunun oğlundan ödünç olarak aldığım 'Orta Atlas'ı anımsamıştım o tab- loda!.. Her tablo bir ada glbl... Resimlere işlenen haritalar ba- zen bir gözbebeği, bazen bir işaret parmağı, bazen de bir mezar taşı olarak göründü gözüme... Ama hepsi de isyankâr ve davetkâr bır görünümdeydi 1er. Hski haritacılar sevgileri adına bır de nokta kondururlardı okya- lluslara. Kaptanlar, boşunaararlar- dı kadın adı taşıyan o adalan... Çünkü, o ada haritayı çizenın gön- lüııde kopan fırtınada sığmdığı bir adadır yalnızca; gerçekte hiç ol- manııştır. tsmail tlhan'ın tabloları ise, sevgili adıııa düşler denizine konulan adalara sığınan haritalann öykülerini anlatıyor. Her tablo bır ada gibi sanki... Ve her adaya bir haritayla ulaşılmıyor, adalardan haritalara vanyorsunuz. Büyük serüvenci Don Kişot bir harita taşıyor muydu cebinde?.. Taşıyorsa, o mutlaka İsmail tlhan'ın bir tab- losudur! Unutmayın, 11 Mart'a kadar gezebilirsiniz bu harıka sergiyi. Serginin ncrede olduğunu özellikle yazımın sonuna bıraktım. Bunun ne- deni, eski bir Göztcpeli olarak Teksin Sanat Galerisi'ne borcumu ödemektir! Bağdat Cad- desi tıkınma masaları ve soyunma kabinleriy- le doldu? "Garson bir tiramisu lütfen" ya da "Bunun 36 bedeni olmadı, 38'ini alabilir nıiyinı?" türünden konuşmalann egenıen ol- duğu ve 'paralı' insanlann cirit attığı bu cad- dede, resim sanatını sunan bir Teksin Sanat Galensi kaldı. En büyük korkum, Göztepe Par- kı'nın karşısında olan bu galerinin bır gün ka- pandığmı görmektir. Pans'te, 200 bini aşkın sa- natçının yaşadığını duydukça, bu korkumdan utanıyorum. Teşekkürler Teksin Sanat Galerisi... Yaşan- tımıza kattığın güzellikler ve renkler için teşek- kürler... Garanti Bankası ve TURSAK Vakfı'nın düzenlediği yarışmanm son başvuru tarihi 25 Mart Geleceğiıı senaristleri aramyor Kültür Servisi - Garanti Bankası ile Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı'nın (TÜRSAK Vakfı) işbirliğiyle 22-28 Nisan tarihlerı arasında Garanti Mini Bank 2. Ulııslararası Çocuk Filnılcri Festivali kapsamında düzenlenecek "Filmimin Hikâyesi" yanşmasma başvurular başladı. 1994-1998 yılları arasında doğan çocuklara açık olan yarışmaya katılnıak isteyenlcrin, hayallerindeki film öyküsünü, en fazla 2 sayfa olacak şekılde yazıp 25 Mart 2005 Cuma gününe kadar, "Garanti Mini Bank 2. Ulııslararası Çocuk Filmlcri Festivali 'Filmimin Hikâyesi' TÜRSAK VAKFI G. Erol Dernck Sokak, Hanif Han 11/2 Beyoğlu 34433 Istanbul" adresine taahhütlü postayla ya da hikayettursak.org.tr adresine göndermelen gerekiyor. Dcmet Akbağ (sanatçı), Sevinç Baloğlu (Türsak Genel Müdürü),Gülten Dayıoğlu (yazar), Naciye Günal (Garantı Bankası, Reklam ve Halkla tlişkiler Müdürü), Cem Mumcu (yazar) ve Sevin Okyay'dan (yazar) oluşan seçici kurulun değerlendireceği öyküler arasından seçilenler kitap olarak basılacak. Kitaplar, 22 Nisan'da yapılacak Garanti Mini Bank 2. Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali'nin açılışında sahiplerine dağıtılacak. (0 212 244 52 51) KULTUR • SANAT www.perareklam.com.tr * (0212) 293 89 78 Türkiye'de ilk kez ikebana dersleri Ayşe Takı Galerisi'nde başlıyor Japon oğretmenlerin uzman desteai ile verilecek derslere kahlma başvurusu ıçın arayın veya aysetaKİ@ttnet.net.tr adresine yazın Ayrıca t a k l a t ö l y e s i ç a l i ş m a l a r i da yakında bas.layacaktır • « 1 I I ŞAKAYIKSOK 45-7 TUNA HALAS D: 1 NİŞAN1AŞI, İS1ANBUL TFI : 0^ 1^ M t 21r >4 D^STLAR TİYATRvSU Genco Erkal/Dolunay Soysert/Erdem Akakçe/Ali Uyandıran YU/IIM Muam'mer Karato Tıyatrosu'nJo TenyJohmm .;. 13 Şubat Pazar 15.00/18 Şubat Cuma 20.30 tym A „ ' 19 Şubat Ctesi 18.00 Yonelen ' ' i Gije: (0212) 252 59 35 Senalrlal^ Biletix (0216) 454 15 55 Sarif Dınçel Kostüm EFES Oymı hnklnn OHIC Bulunmaz Tiyatro İstanbul Z i n d a n d a k i Ş a i r N A M I K K E M A L Yazan ŞÜKRAN KURDAKUL Yoneten HİLMİ BULUNMAZ Oynayan İHSAN USTAOGLU ll; 0212 513 47 32/33 - 251 85 23 wwwbulunmaztiyatro.com Yöneten Biilent Emln Yarar, Isıl Kasapoğlıı Aksak İstanbul Hikayeleri ve diğer şeyler topluluğu www.vedst.com 15 Şubat Salı 21.00/21 Şubat Plcsi 21 00 Akatlar Kültür Merkozl t I Yazan vp Yflnpton V$ım ("l/soy f.,ülan Oynayanlar Y.ıman I pn. Alrv ( ırılı,iıtır Nükln't Akkaya B.ırış Tcr ımrn, M.ırk 1 rvıtjn, Abdul Suslcr, O^lrm S.ır.ıı, Soıner Karv.in, ,nk ., imm Om Knm .Er| ,,,n „„,„BclwıI. Ak.ltl.tl Kullut 9T H4 Rıı ilan FKİNVEST katkısıyla yayınlanmıştır KOOMUŞTAFAFASAI 15 Şubat Salı 20:30 w l 2 M , , » j « I 19 Şubat Cumartesı 15:00 etten tıtvislBiiz nm lütfvtt reztrrvus] Yazan Dûnald Ma Dostlarla Akşam Yemeği eviren MuârTimer Ö7.tat * Yöneten Tufân Karabulut E F E S PUsert'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. ES- ORTAOYUNCULARwww.ortaoyuncular.com Ferhan Şensoy'un S* şfc: ":; *m«^•SK -vSV^ V İlanlarınız İçin (0212) 293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr perareklam@5uperonline.com www perareklam.corri.tr BENİ BEN MİDELİRnİM?H Cumartesi 20.00 ve Pazar 17.00 wmmm Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER 18 Şubat Cuma 20.00 Ferhan Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKENfö 1 25 Şubat Cuma 20.00 KADIKOY. BARIŞ MANÇO KÜLTÜB MERKEZİ 0 (216) 418 95 49 | | i $ 1 i K L A L C A D . N O : 1 W TEL (0 212) 25118 65-66 FAX: (0 212) 244 43 27 •I 7.5 YTLPULITZER OOULLU • İki çıft,.. dort arkadaş,.. bifboşanmai KyrnJırnlı ıjit* ııio düşjnmük «alü yurmaK 'PİSG'G yopmari yörucurliir tetcfH 'ftostlara Akjaır Yeme«jt"nı ; ,nyr{HİHfken kenöilığınden VG ?pukiı rnr hıçimrf? n«r^M«>ıyur liım WnMc (. ı Ti,m oyurnu kaıirtjsu r-oşarılı Iır oyun sergiıyor Aşk Kodusuııu Bahnöden duyabilıyüru/ Tııdtn KnfattnLM oyunn.ıiuğanu^ yauırnJa vûnetmenlığt ılo (Jo Kı^tııınak yfiiokır Putıtftv Ödu'lü 'Üoîllarla Akşam Y8n«qı* N«w Vutk, Ptirıs. "lyairo Fora ılo lct.ınhu rtn ria hnk ndpn •wıınıın koituklaft luliaka (ioifivıfıî Ec#B*}okur, Tiystrç.., Tiyslro Dvrgisı 1 H 26 ŞUBATTA Antatya'da Güven Turan sempoTyumu Kültür Servisi - An- talya Büyükşehir Bclc- diyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı'nın düzen- lediği Akdeniz Allııı Portakal Şiir Sempoz- yumu'nun konusu ge- çen yıl "Cendere" adlı yapıtıyla Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödü- lü'nüıı sahibi olan Gü- ven Turan'ın şiiri. 26 Şubat'ta Antal- ya'da yapılacak etkin- likte, Prof. Dr. Ahmet lnam, Dr. Baki Asü- türk, Donat Bayer, Haydar Ergülen, Hü- seyin Peker, İdris Öz- yol, Mehmet Can Do- ğan ve Mustafa Koç Turan şiiriyle ilgili bil- diriler sunacaklar. Meh- met H. Doğan bu yıl onur konuğu olacak. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Baharı Beklerken Aşka Dair... "Ne zaman karyağsa, yoksulları, evsiz barksız- ları, açları, bu karda kıyamette üşüyenleh düşünü- rüm... Şu karın keyfinibirtürlü çıkaramadım, çıka- ramam" derdi Aziz Nesin... Ne zaman kar yağsa, Aziz Bey'in bu sözlerini düşünmeden edemiyorum. En az doğa kadar ya- ratıcı olan çocukların, karda oynayışlarını, yuvar- lanışlarını, kollarını gökyüzüne açıp "Yaşasın! Ta- til yağıyor!" çığlıklarına eşlik eden sevinçlerini iz- lerken bile... Kapımızın önünde torunlar ve arkadaşlarıyla yaptığımız, havuç burunlu dev kardan adam ya- vaş yavaş erimeye başlarken, çocukların üzüntü- süne karşılık benim içime bir sevinç yerleşmeye başlaması belki de bundan... Biliyorum daha bahara çok var ama, Istanbul'da karın erimesiyle birlikte, içime ve dilimin ucuna Yahya Kemal'in iki dizesi gelip öyle bir yerleşti ki, çıkmak bilmiyor: "Istanbul'un öyledirbaharı; I Bir aşk oluverdi aşinalık..." Yarın 14 Şubat, malum Sevgililer Günü. Eh el- bet ortalığı saran vıcık vıcık, tüketin, tüketin, da- ha çok tüketin furyasına kapılıp anacak değiliz sevmeyi ve sevgiyi... Baharı beklerken, 14 Şubat'ı bahane bilip bu- güne dek yaptığım sayısız röportajda, bugün ara- mızda olmayan sevdiklerimin aşk üzerine söyle- diklerini toparlayıverdim. Sizleri gülümsetmek için, işte seçtiklerim : Cemal Süreya: "Aşk meşru birşey olmaz. O da şiir gibi meşrulaşınca ölür. Aşk da, şiir de uzlaşıcı oluncaölür." (1983) Melih Cevdet Anday: "Bence tek anlaşma yo- lu var, o da kadınla erkek arasındaki aşk. ınsanla- ra verilmiş en büyük nimet, emeksiz aşktır. Kuşku- suz çalışa çabalaya aşk kurmanın da var olduğu- nu bilmiyor değilim.. Ama inanın buna değmez. Aşk, nefes almak gibi olunca güzeldir." (1982) AzraErhad: "Aşk, bence insandaki canlılıkhüc- relerinin maksimuma kadar canlanmasıdır. Aşk bir canlılıktır." (1982) Can Yücel: "Benim gördüğüm, aşk, sevmekten başlayan birazgınlıktır. O kadar çok sevmek ve az- mak lazımdır ki aşk için, hiçbir boğa seni tutama- sın, hiçbir toreadorsana kırmızı şalgösteremesin... Aşk kendine mahsus bir boğa güreşidir Picasso dahi bunu çok iyi bilir." (1988) Haldun Taner: "En büyük aşklarımı çocukken yaşadım. On üç yaşımda âşıktım... Bazen fizik bir arzunun çok üstünde manevi uyuşmalar beni çe- ker, bazen cinsd duyguların hâkim olduğu, mane- vi uyuşmanın ikinci planda kaldığı serüvenler... Gerçek aşkı daha seyrek yaşadım." (1983) Salah Birsel: "Şimdilerde aşk da değişiyor. Bi- zim aşk dediğimizşeyi, şimdi gençler, günlükolay, ne bileyim, sigara içmek gibi bir hale getirmişler. Böylesiniyaşayamadığım için, daha güzelolup ol- madığını bilemiyorum. Ben kendi dönemimin aş- kından memnunum. Eskiden nasıl Göksu'da saat- lercekürekçekerlermiş,perdeninardındakibirba- kış için, işte ben de gençliğimde saatlerce, Iz- mir'de, Alsancak'ta yürür dururdum. Her akşam saat sekizden ona. Ama sonunda o bakış var ya, o bakış, öyle değerliydi ki..." (1983) Abidin Dino: "Aşk, heryerde. Hele sanatçı olun- ca... Aşk, eski bir Anadolu geleneği. Anadolu hep aşkı sayıklamıştır... Güzel bir resim, bir çiçek, bir kadın olabilir. Ve güzele âşık olunur." (1983) Aziz Nesin: "Aşknemidir... Hasanoğlu köyünün muhtarına sormuşlardı aşk nedir diye. 'Oğlan bir kızı sever, ister, vermezlerse aşk olur' demişti. Bence aşkın en güzel tarifi bu." Sevgili okurlar, bugünden başlayarak yarın ve her gün, sevilmeyi değil, sevmeyi önemsemeniz dileğiyle, hepinize sevgiler... www.zeynepeyneporal.com faks:(0 212)257 16 50 sözün işığr kitabıyla kazandı Beşir Göğüş Ödülü Bolulu'nun ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Geleneksel olarak verilen Beşir Göğüş Ödiilü'nün 5,'si "Sö- zün Işığı" kitabıyla Osman Bolulu'ya vcrildi. Dılüerneğitarafın- dan düzenlenen Beşir Göğüş Ödül Töreni, dün Çankaya Beledı- yesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde yapıldı. Açılışta konuşan Dil Derneği Başkanı Sev- gi Özel, laik Cumhu- riyetin değerlerı gibi Türkçenin de tehlike altında olduğunu söy- ledi. Bolulu'ya ödü- lünü Çankaya Beledi- ye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz verdi. ödül töreninin ar- dından "Okur olma sorumluluğu" konu- lu açıkoturum yapıldı. Açıkoturumu yöneten Prof. Dr. Cahit Kav- car konuşmasında, uluslararası araştır- malar sonucunda ki- tap okuma alışkanlı- ğımızın olmadığmın saptandığını belirtti. Ankara Üniversitesi Öğretim Elemanı Dr. Kemal Ateş, Avru- pa'nın bugünkü sevi- yesini okuma alışkan- lığına borçlu olduğu- nu vurguladı. BUGÜN • NÂZIM HtKMET KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 15.00'te 'Yumıs Bi De Timur'un Seyahatleri' saydanı gösterisi ve söyleşi, saat 17.30'da 'Topraksızlar' başlıkh film gösterinıi. (0 216 414 22 39) • İSTANBUL BİLGt ÜNlVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU'nda saat 15.00'te ve 17.00'de Ahmet Sönmez Filmleri 1-2', saat 20.00'de Bir Türk Tiyatrosu Belg&seli; Değişimin Figüranları - Cenk Özakıncı filmleri' görülebilir. (0 212 311 50 00) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da 'Leyla ile Mecnun Aşkına' başlıkh konserin solistleri Nesrin ve Çetin Körükçü. (0 216 454 15 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle