Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 18ARALIK2005PA2A
OLAYLAR VE GORUŞLER
EYET/HAYIR Ulkemizde Yargı Bağımsız mı? -2-
OKTAYAKBAL
Pamuk Olayı Medir?
Sevgilı Mustafa Balbay, Orhan Pamuk'a en gü-
ze\ uyanyı yapmış, diyor ki:
"Ûlkesine, ülkesinin insanlanna hakaret ederekNo-
tztel'e ulaşan biryazaryok. Başka biryol denese..."
Nobel Edebiyat ödülü'nü almak, hemen her yaza-
rın düşüdür. Herödül aJan, büyük biryazarmtdır? De-
ğılüırl Niceteri var ki, Çehov gibi, Gorki gibi, Proust
gibi, Wootf gibi; bu ünlü ödülü alamamışlar, hatta
aday bile gösterilmemişlerdir. Ama Nobel'i kazanan-
lar ise hep önce kendi uluslannca benimsenmiş, se-
vilm'ış k/ş/ler olmuştur. Hiçbiri kaJkıp da kendi ulusu-
r»a hakaret edici sozler söylememiş, kendi halkını kü-
çük düşurmeye kalkışmamıştır!..
"Birmilyon Ermeniyi, otuzbin Kürt'ü öldürdük. Er-
rneni konusunukonuşamayanbir Türkiye'deyaşamak-
tan utanç duyuyorum."
Geçen gün, bu türsözlerin bir "c/t/şt//7ce"sayılama-
yacağmı yazmıştım. Düşünce, belirli bir gerçeğin, bir
göruşün tartışılması, yorumlanmasıdır. Sen kalk, bel-
li biramaca ulaşacağım diye kendi ulusunu, kendi ta-
rihini yabancılann gözünde alçaltmaya, küçüftmeye ça-
lış, böyle çabalarla alkış toplamayı, giderek Nobel
Ödülü'nü alacağını san!
Balbay soruyor: "Kendiûlkesine, kendi halkına ha-
karet ederek Nobel'i kazanan biryazar varmı?"
Ben, Orhan Pamuk'a çok genç yaşlardayken "Mil-
liyet" Roman ödülü'nü veren bir kurulun üyesiyim. llk
rornanını beğenmiştim. Genç yazarda "kolayyazma"
yeteneğini görmüştüm. Ama bu "kolaylığı çok kul-
landı, hemencecik beğenilmek, çok okunmak, çok
kazanmak yolunu seçmiş göründü. Bizim yazı dün-
yamızda bir romanıyla on binlerce okur kazanmasını
bilen yazariar az değildir. Esat Mabmut Karakurt'lar,
Mehmet Altan'lar, daha başkalan anımsanmalıdır.
Bir de zamana meydan okuyan yazariar vardır. Gün-
cel yaşamda etkisiz kalmışlardır, ama yıllar sonra ye-
niden yaşam vesaygınlık kazanırlar. Günübirlik ilgıler-
se zamanın tozuna kanşır...
Orfıan Pamuk, olay oldu! Edebiyat, sanat olayı ol-
saydı neyse!.. 0, birçeşit ucuz kanraman oldu. Tür-
kiye'yi türlü yollardan aşağılamak, parçalamak, gide-
rek yok etmek heveslilerinin elinde bir çeşit araç!..
Bunu isteyerek mi yaptı? Daiia çok ün kazanmak için
mi, ödüller alrnak, kazanç sağlamak için mi? Bir ya-
zann, gerçek bir yazann amacı böyle mi olmalı, yok-
sa yannlan, yarınki okurlarını kazanmayı, zamanı yen-
meyi mi?
"Düşünce suçlusu" diye bir şey olmaz elbet! Ama
yazılan, söylenen şey, düşünce ise!.. Balbay'ın soru-
suna, Orhan Bey, bilmem nasıl yanıt venr?
Mahir Ersin GERMEÇ Yargıtay 18. HukukDairesi Başkanı
"Ülkemizde Yargı Bağımsız mi?" başlıklı ya-
zıma kaldığı yerden devam edıyorum.
4- Yüksek Kurul 'un oluşumu
Anayasanın 159. maddesi hükmiine göre, Ha-
kimler ve Savcılar Yüksek KunıJu yedi asıl ve
beş yedek üyeden oluşmaktadır. Kurulun başka-
nı adalet bakanıdır. Adalet Bakanlığı müsteşan
da kurulun doğal üyesidir. Diğer beş asıl ve beş
yedek üye ise Yaıgıtay ve Danıştay Genel Ku-
rulu'nca gösterilen adaylar arasından cumhur-
başkanı tarafindan seçilmektedir. Yargırun ba-
ğımsız olmadıgındanyakınanlann özellikle üze-
rinde durduğu, bu yapılanma biçimıdir. Gerçek-
ten de kurulda adalet bakanının başkan, müste-
şann doğal üye olması, kurulu yürütmenin et-
kısı ve baskısı altına soktuğu izlenimini uyan-
dırmaktadır. Yargıçlann ve savcılann özlük iş-
lerini yürüten Yüksek Kurul'un bu yapısı güç-
ler aynlığı ilkesine uygun düşmemektedir. Ana-
yasanın 9,138 ve 139. maddelerinde açıkça vur-
gulanan yargı bağımsızhğı ve yargıçlık güven-
cesı ilkeleriyle bağdaşmamaktadır (Anayasa m.
159 1). Hâkımlerve Savcılar Yüksek Kurulu, ge-
nel mahkemelerin yargıçlannı atamak, görevle-
rini ve görev yerlerini belirlemek, meslekte iler-
ieme, disiplin ve diğer özlük işleriyle ilgili ka-
rarlan alniak; Yargıtay, Danıştay ve Uyuşmaz-
lık Mahkemesı üyelerıni seçmekle yetkilidir.
Yüksek yargı organı üyesi olmayan bir kimse-
nin (adalet bakaninın ve yüksek yargı üyeliğine
aday konumundaki müsteşann) yüksek yargı
organına (Yargıtay'a, Danıştay'a, Uyuşmazlık
Mahkemesi'ne) üye seçen bir kurulda bulun-
ması hukuka uygun düşmemektedir. Kurulun
oluşumunda yer alan bakan ve müsteşar, temel-
de yürütmenin ıçındedır. Yargıç ve savcılann
atama ve yetki kararname taslaklan (doğrudan
kurula bağlı bir birim bulunmadığından) Ada-
let Bakanlığı Personel Genel Mudürlügü'nce
hazırlanmakta: Yüksek Kurul, bu taslaklar üze-
rinde inceleme yaparak yargıç ve savcılann gö-
rev yerlerini ve yeddlerini belırleyen kararname-
leri karara bağlamaktadır Böyle birdüzenek, yar-
gı erkıni ulus aduıa kullanan yargıçlar üzerinde
yüriitmenuı etkinliğini ve ağırlığını açıkça his-
settirmektedir. Bu nedenle, anayasada yapıla-
cak değişiklikle Hâkimler ve Savcılar Kurulu,
doğrudan Yargıtay ve Danıştay genel kurullan-
nın kendi üyeleri arasından seçecekleri beüi ve
yeterli sayıdaki yüksek yargıçlardan oluşmah;
adaletbakaninın(ve müsteşannın) özellikle yar-
gıçlann atama, yükselme, denetün-soruşturma
ve yüksek mahkemelere üye seçimi konulann-
daki yetki ve etkinliklerine bir an önce son ve-
rilmelidir. Bu tümceden olarakmahkemelerin de-
netımı ile yargıçlar hakkında sicil (hal kâğıdı)
düzenleme, inceleme ve soruşturma yapmakla
görevli müfettişler doğrudan Yüksek Kurul'a
bağlanmalı, kararnamelerinhazırlanması ve ben-
zerı işlemlerin yürütülmesi için Yüksek Kurul'a
bağlı alt birimler kurulmahdır.
5- Yargıçlann denetimi
Anayasanın 144. maddesine göre, yargıç ve
savcılann görevlerini; yasa, tüzük, yönetmelik
ve genelgelere (yargıçlar için yönetsel nıtelık-
teki genelgelere) uygun olarak yapıp yapma-
dıklannı denetleme; eylem ve işlemlerinin, gö-
revlerinin gereklerine uyup uymadığmı araştır-
ma ve gerektiğınde haklannda inceleme ve so-
ruşturma. Adalet Bakanlığı 'nın izni ile adalet mü-
fettişien tarafuıdan yapılmaktadır. Adalet baka-
ninın bu>TUğunda çalışan ve onun izni ile denet-
leme, inceleme ve soruşturma yapan adalet mü-
fettişlerince hazırlanmış bulunan raporlar, sicil-
ler (hal kâğıtlan) önüne geldiğinde ancak kurul
bunlar üzerinde inceleme yapmakta ve karannı
vermektedir. Bundan da açıkça anlaşılacagı gi-
bi. temelinde yürütme erkınin (hükümetin) üye-
sı olan adalet bakanı, yargıçlar üzerinde dene-
tim ve gözetimhakkma sahipbuluntnaktadır. Yar-
gıçlar hakkında inceleme ve soruşturma Adalet
Bakanlığı 'nın iznine bağlıdır ve soruşturma, ba-
kanın belirleyip yürütme erkinın aladığı adalet
müfettışlerince yapılmaktacür. Adli ve idan yar-
gı mahkemelerinı denetlemek, yargıçlar ve sav-
cılar hakkında araştırma, inceleme ve soruştur-
ma yapmak. rapor ve sicil (hal kâğıdı) düzenle-
mekle görevlendirilen adalet müfettışlerinın ge-
rek seçimi ve atanması, gerekse görevlendirme
izin \ e yetkısinin Yüksek Kurul yerine Adalet
Bakanlığı'na (ya da bakana) verilmiş olması,
yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi açısından
son derece sakıncalı kurallardır. Anayasal düzen-
leme böyle olduğu sürece: "Yargıçiar göıwle-
rinde bağunsızdır. onlara hiçbir organ, makam,
merci >e kişi buvruk vieremez, gendge göndere-
mez. öneri \eeddkmedebuJunamaz" kuralı söz-
de kalır, yarguıın bağımsızlığı tartışmasının as-
la sonu gebnez.
6- Yargıçlann aylık ve ödenekleri
20 dakikada kredi cevabı veren
ilk cep telefo ^^
Anayasa, yargı erkini ulus adınakullanan yar-
gıç ve savcılann "nitelikleri, afanmabn, hakla-
nTOÖdevteri" yanında aylık ve ödeneklerinin de
mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçlık güven-
cesi esaslanna göre ayn bir yasayla düzenlen-
mesini öngörmüştür (m. 140/3). Buna göre, yar-
gıç ve savcılann aylık ve ödeneklerinin ayn bir
yasayla düzenlenmesi anayasa kuralı gereğidir.
Buna karşın uygulamada. yargıçlann ayhk ve öde-
neklennin ayn bir yasayla düzenlenmesi yerine,
memur ve diğer kamu görevlilennın bağlı bu-
lunduğu ilkelere ve siyasal gücün (yürütme er-
kinin) istek ve değerlendirmesine göre belirlen-
miş olması, anayasada tanımlanan mahkemele-
rin bağunsızlığı ve yargıç güvencesi temel ilke-
sine aykınlık oluşturmaktadır. Yargı erki, böy-
le bir uygulama sonucu dolaylı yoldan yürütme
erkine (siyasal güce) bağımlı duruma sokulmak-
tadır. Anayasa ile yargı erkini kullanma yetkisi
tanınan ve Türk ulusu adına karar veren yargıç-
lan -parasal açıdan da olsa- memurlaştıran bu
uygulamaya en kısa sürede son verilmelidir. Yet-
kilılere düşen görev, anayasa buyruğunun yeri-
ne getirilmesi olmalı; yargıç ve savcüann ayhk
ve ödenekleri -memurlar ve diğer kamu görev-
lilerinden bağımsız- ayn bir yasayla düzenlen-
melidir.
Yargıç ve savcılann parasal ve sosyal hakla-
nna Uişkin yapılacak yasal düzenlemede; ana-
yasanın, "Cumhurijçtin temel organlan"na ver-
diği değer ölçüsü esas alınmalıdır Devletin üç
temel erkinden biri olan yargı ışlevıni yenne ge-
tiren yargıç ve savcılann ayhk ve ödenekleri, di-
ğer iki erkin (yasama ve yürütmenin) temsilci-
leri olan milletvekilleri ve bakanlann aylık ve öde-
neklerine endekslenmeli, yiiksek mahkeme baş-
kanlannın aylıklan buna göre -uygun bir öl-
çüde- ayarlanmah. yüksek mahkemelerin daire
başkanlan ve üyeleri ile bu mahkemelerde ve ilk
derece mahkemelerinde görevli diğer yargıç ve
savcılann ayhk ve ödenekleri de -yüksek mah-
keme başkanlannın aylıklanna oranlı olarak-
kendi içlerindekadrokademe ve derecelerine gö-
re belirlenmelıdir. Böyle bu- düzenleme, yasa-
ma, yürütme ve yargı erklennin dengeli biçım-
de aynmı esasına da uygun düşecektir. Çünkü
anayasa. devleti oluşturan bu üç gücten başka bir
güç tarumamış, erkler arasında althk-üstlük ay-
nmı yapmamıştır. Öyleyse. parasal ve sosyal
haklardan yararlanmada da bu ilke korunmah-
dır. Yukanda değinilen konular bırlıkte gözeti-
lipdeğerlendirildiğinde; yargıda yaşanan sorun-
lann, 1982Anayasası'nınve
yünirlükteki ilgili yasala-
nn yargı bağunsızlığun ve
yargıçlık güvencesini ze-
deleyen ya da gölgeleyen
kurallanndan kaynaklandı-
ğı sonucuna vanhnaktadır.
Şu nokta gözden uzak tu-
tulmamahdır: Yargının bün-
yesindeki sayrüığa tanı koy-
mak yetmez; otamak için
gerekli önlemlerin ahnma-
sı ve iyileştirilmesi konusun-
da gereken çözüm önerile-
rini içeren reçetenin eksik-
siz uygulanması, yaşama
geçırilmesi gerekir. Bunu
yerine getirecek olan da kuş-
kusuz Türk ulusu adına ya-
sama yetkisini eünde bulun-
duran "TüridyçBüyüklVfl-
letMecfisi''dir.
PENCERE
'Pamuk Davası'nda
Üçkâğıt...
Orhan Pamuk davasın/ kim yözüne gözüne
bulaştırdı?..
AKP iktidan..
Nam-ı diğer takıyyeci iktidar..
Yani?..
RTE..
Yani?..
CÇ..
- CÇ de kim?..
- CemilÇiçek!..
•
Orhan Pamuk neden suçlanıyor?..
Ünlü yazanmız, hem deyurtdışında, dahaalen-
girii deyişle gâvur ellerinde ne demişti:
"- Türkler 1 milyon Ermeniyi, 30bin Kürt'ü kes-
tileri.."
Aferin!..
Pamuk kestirmeden bu tartışmalı işi bitirmişti!..
Gel gör ki TC'nin Istanbul'daki savcısı bu lafla-
n 'Türfdüğe hakaret' sayıp düzenlediği dosyayı ce-
za mahkemesine gönderdi...
Mahkeme de -yine yasaya göredava açmak için
Adalet Bakanlığı'nın iznine gerek olduğundan-
dosyayı günler önce CÇ'ye yolladı..
Peki, CÇ ne yaptı?..
CÇ Istanbul'daki ceza mahkemesine günlerden
beri iki satırlık bir yazı yazamıyor..
Ne diyecek CÇ:
- Pamuk davasına izin veımiyorum...
Işte bu kadar!..
•
Bu iş gün geçtikçe büyüdü...
Çoğu parlamentosunda, soykınm savı üzerine
Ermeniden yana karar almış olan Avrupa, eline ge-
çen bu şahane fırsatı kaçınr mı?..
Pamuk davasında ilk duruşma günü, ortalık tıp-
kı Türkiye-Isviçre futbol maçında olduğu gibi bir-
birine girdi: Ertesı gün de bizim medyada man-
şetler, haberler, yorumlar Allahlıktı:
- Rezalet.
- Yazık Türkiye'ye..
- Imajımız bozuldu..
- Hayâsızlık..
- Kepaze olduk..
lyi güzel de bizim medya şimdiye dek çok par-
tili rejim tarihinde görulmemiş bir muhalefet biçi-
mini icat etmiş bulunuyor.
•
Nediro?..
Bağınp çağıracaksın, Orhan Pamuk'u savuna-
caksın, entelektüel pozuna girip fikir özgürlüğün-
den yana görüneceksin, ortaltğı velveleye verecek-
sin..
Ama, AKP iktidanna dokunmayacaksın!..
Olabilir mi?..
Hem takıyyeci iktidara yalakalık..
Hem entel sahteciliği..
Sağ kurnazlık aptallığı..
AKP'li takıyye iktidan isterse Oman Pamuk so-
rununu elindeki yetkiyle 24 saatte bitirirdi..
Yine de bitirir..
Işin içyüzünü bilmesine karşın kuru gürültüyte'
boş şamatayı yeğleyen medyacılara diyecek bir
şey yok!..
. * — •
vvvvvv.akbank.c
BANKACIUGIN EN OZGUR HALİ
CepKredi® I 444 00 1_1
Akbanktan görülmemiş bir yenilik.
tM. 00 1
SÖKEİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRÎMENKÜLÜN SATIŞ
İLANI
DosyaNo:20O4 152 Tal.
Bir borçtan dolayı hacizli olup satılmasına karar verilen Aydın lli, Söke Dçesi, Ka-
rakaya Köyü, Kocaalan Mevkii, 113 ada, 201 parselde kayıtlı taşınmaz Söke lcra Mü-
dürlüfü'nde paraya çevrilecektir.
TAPU KAYDI: Söke Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 19,09.2005 tarih ve 1308 Yev. sa-
yıiı yazısma göre; Aydın lli, Söke îlçesi. Karakaya Köyü, Kocaalan Mevkii, 113 ada,
201 parseli teşkil eden 95133,36 m2 zeytinlık olduğu anlaşıbmştır.
tMAR DURUMU: Aydın Di, Söke Îlçesi. Karakaya Köyü, Kocaalan Mevkii, 113
ada, 201 parsel'de kayıtlı taşınmaz Belediye Imar ve Mücavir Alan Sınırlan dışında
kaldığından ımar durumu mevcut degıldir.
GAYRtVfEı\KLXCTV HALİHAZIR DURUMU: Sanşa konu taşınmaz Aydın lli,
Söke Îlçesi, Karakaya Köyü, Kocaalan Mevkii, 113 ada. 201 parselde kayıth taşınmaz
halihazır durumu itibanyla meyilli, yer yer taşlık, kayahk, kıraç, genelde pırnal, meşe,
palamut ve buna benzer fundalık ve çahlıkla kaplı, toprak işleme kalınlığı 1-5 cm.
olan ve içerisinde mahsüldar zeytin ağaçlan olan zeytınlik vasfinda arazinin tamamı-
dır. Tamarru yaklaşık 95.133,36 m2'den ıbarettır.
GAYRİMEIVKULCN KIYMETİ: Bulunduğu me\'kii, ıman, yüzölçümü, halihazır
durumu, civanndaki emsal emlak ahm ve sanm raviçlen, ulaşımı, günün ıktisadi ko-
şulları da göz önünde bulundurularak zeytinlik vasfındaki taşınmazın degeri
23.783,34 YTL.
SATIŞ ŞARTLARI: Taşınmazın birincı satışı 13.02.2006 Pazartesi günü saat
14.00-14.15 arasında, Söke lcra Müdürlügü'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır.
Bu arttırmada tahmin edilen kıymetlerin %60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacak-
lan mecmuunu, satış, ve paylaştırma masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunur. Böyle
bir bedelle ahcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla,
Taşınmazın ikinci satışı 23.02.2006 Perşembe günü saat 14.00-14.15 arasında, Sö-
ke lcra Müdürlügü'nde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar el-
de edilmemişse gayrimenkuller en çok arttıranın taahhüdü sakh kalmak üzere; arttır-
ma ilamnda gösterilen müddet sonımda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki
arttınna bedelınin, malın tahmin edilen kıymetlennın %40'ını bulması ve satış istiye-
nın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka pa-
raya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı
çıkmazsa, satış talebi düşecektir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmın edilen kıymetlerin %20'si nısp>etınde nak-
di "YTL" veya bu miktar kadar millı bir bankanın temınat mektubunu venneleri la-
zımdır. Satış peşın para iledir. Alıcı istediğınde 10 günü geçmemek üzere mehil ven-
lebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan ile KDV* ahcıya aittir. Birik-
mış \ergiler satış bedelinden ödenir.
3- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ilgilılerin (*) bu gayrimenkuller üzerindeki hak-
lannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün
içinde Dairemize bildınneleri lazımdır; aksı takdırde haklan tapu sicili ile sabıt olma-
dıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine
sebep olan tüm alıcılar ve kefillen tekhf ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki
farktan ve diğer zararlardan ve aynca tememit faizinden müteselsılen mesul olacak-
lardır. İhale farkı ve temürriit faizi aynca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil
olunacak bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.
5- Şartname, ilan tanhinden itibaren herkesın görebılmesı için dairede açık olup,
masrafı verildıf ı takdırde isteyen ahcıya bir ömeğı göndenlebılir.
6- Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve rnünderecatını kabuJ etmiş sayıla-
caklan, başkaca bilgi almak isteyenlenn Söke lcra Müdürlügu'nün 2004/152 Tal. sa-
yılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvunnalan ilan olunur.
7- Satış ılanı ilgililenn adreslenne tebliğ gönderılmiş olup adreste tebligat yapıla-
maması veya adreslen bılînmeyenlerin de yerine kaım olmak üzere ılanen tebliğ olu-
nur. 9.12.2005 (*) llgililer tabirine ırtıfak hakkı sahipieri de dahildir.
Basın: 59561