19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2005 PERŞEMBr HABERLER tstantrul Valiliği'nin raporuna göre ailedeki şiddet ve istismar, çocuklan çetelerin eline itiyor Sokağa düşme yaşı 5EMEVEKAPI^AN ANKARA- Cstanbul Valilıği 'nin tö- re ve namus cinayetleri ıJe şiddet olay- lannın kente yansımalan ile ilgili ha- zırladığı rapor, ürkûtücü bir tablo or- taya çıkardı. Çocuklann sokağa düş- me yaşının 5'e indiği vurgulanan ra- porda, töre ve namus cinayetleri ile şiddet olaylanrun kentin sosyal, kül- türel ve ekonomik yaşamını tehdit et- tiği kaydedildi. Istanbu] Valiliği 'nin TBMM Töre ve Namus Cinayetleri Araştırma Komıs- yonu'na sunduğu "TöreveNamus Ci- nayetJeriileKadmlaraveÇoculdaraYö- neîik Şiddet OlaylarT başlıkJı rapor- da şu tespit ve önerilere yer verildi: • Töre ve narnus cinayeti ve şiddet türlerinin baskısı ve tehdidinden ka- çanlarlstanbul'a sığınmaktadır. Namus ve töre cinayeti lcaran iJe azmettiıilmiş veya karar vermiş kişilerin mağdurla- n izJeyerek Istanbul'a gelıp cinayet işlemeleri sonucaı kentin sosyal yaşa- mı olumsuz etkiJenmektedır. • Kent dışında yaşayan kişilerin söz konusu cinayet ya da şiddet türleri bas- • Töre cinayetleri ile şiddet olaylannın Istanbuİ'a yansımalan ile ilgili hazırlanan raporda çarpıcı tespitler yer aldı. Raporda yaşadıklan şiddet. istismar ya da namus cinayeti tehdidi nedeniyle evlerini terk eden kadınlann sayısmın her geçen gün arttığı ve son 11 ayda 2 bin 941 kadının valiliğe başvurup yardım istediği belirtildi. Suça kanşan çocuklann yüzde 85'inin öz anne babalannın yanında yaşadığına dikkat çekildi. ve istismann yarattığı ağır travmalar nedeniyle kendilerini sokağa atmak- ta, bunun sonucu olarak da daha ağır şiddet ve sömürüye konu olabilmek- tedirler. Bu şekilde mağdur olan kız çocuklanndan son 5 yılda 1130'u ko- ruma altına alınmıştır. kı ve tehdidinden kaçarak îstanbul'a sığınmalan nedeniyle sorunlar yaşan- maktadır. Yardım için başvuran kadın- lann yaşadıklan olay türleri, namus ci- nayeti tehdidi, namus saikiyle yara- lanma, dayak, aile içi taciz ve tecavüz, psikolojik ve ekonomik şiddet ve iş- yerinde taciz olarak sıralanmaktadır. • Yaşadıklan şiddet ve her türlü is- tismar sonucu aile ve evlerini terk eden kadınlar giderek çoğalmaktadır. Bu durumdakj kadınlarya varsa çocukla- nm da alarak evlerini terk etmekte ya da bir başlanna evlerinden, hatta ya- şadıklan bölgeden ayrüıp Istanbuİ'a ge- lerek çok kısa bir süre için güvenebi- leceklerinı düşündükleri bir yere sığın- maktadır. Son 11 ayda 2 bin 941 ka- dının valiliğe başvurup yardım istedi- ği, 1905 kadının sahipsizlik, boşanma, terk ve diger nedenlerle çaresiz kaldı- ğı, 77 kadının da sığınma evlerinde ka- larak yardım istedikleri görülmüştür. • Ozellikle göçle gelmiş ailelerin ekonomik yetersizlikleri gerekçesiy- le ailenin geçimine katkıda bulunmak amacıyla neredeyse 5 yaşından itiba- ren çocuklannı sokaklarda çalışnrrna- lan, ulusal ve evrensel normlar karşı- sında çocuğa yönelmiş bir şiddet ve is- tismar olarak değerlendirilmektedir. • 2 bin 655 çocuk üzerinde yapılan araştırmada çocuklann sokağa çıkma nedenleri arasında yüzde 20.7 ile "ai- le ile uyumsuzJuk" ilk sırada yer alır- ken bunu yüzde 20.6 ile "aile içi şid- det", yüzde 17.1 ile de "zorla çahşb- nlma" izledi. Sokağa çıkan çocukla- nn yüzde 40.3'ü 13-15, yüzde 28.5'i 10-12, yüzde 20. l'i 16-18, yüzde 10.5'i ise 5-9 yaş grubundan oluşuyor. Son 5 yılda sokakta yaşayan çocuklardan 19bin87ri,çalışançocuklardanda 12 bin 780'i koruma altına alındı. • Aıleleri veya kendilerine bak- makla yükümlü kişiler ile bunlann uy- guladıklan şiddet ve istismar sonu- cunda sığındıklan organize gruplann ozellikle hırsızlık, gasp, yaralama ve kapkaç gibi oiaylara kanştırdıklan ço- cuîdar, sorunun en vahim boyutunu oluşturmaktadır. Suça kanştıklan ge- rekçesiyle 2003 yılında 14 bin 302, 2004 yılında 15 bin 273 çocuk hakkın- da işlem yapıldı. Suç kanşan çocuk- lann yüzde 85'ı öz anne ve babalan- nın yanında yaşıyor, yalnızca yüzde 5 'i sokakta yaşayan çocuklardan oluşuyor. • Şiddet, taciz ve cinsel istismara uğ- rayan kız çocuklan, yaşadıklan şiddet CcZLÎİJNİ ÖNERILERJ • Aileyi Koruma Yasası'nın uygu- lanmasmda tüm kurum, kuruluş ve görevlilerin bilinçli birkararlıhk gös- termesi sağlanmalıdır Emniyet içeri- sinde "Kadına \ öneiik şiddet ve cinsei suçiarla mücadeJebirimi" oluşturulma- lıdır. Türk Ceza Yasası'nda, namus ci- nayetleri de "nitelikli adam öldünne" suçu kapsamına alınmalıdır. • Namus cinayetleri davalannda ge- nelde aile içınde ve organize bir suç oluşfuğundan tanık güvenliğınin sağ- lanması önemli bir ihtiyaçtır. • Ozellikle şiddet, taciz, tecavüz ve ticari cinsel sömürü mağduru kız ço- cuklannın korunma, tedavi ve rehabı- litasyon hizmetlerine yanıt verecek merkezlenn öncelikle tüm büyük şe- hirlerde kurulması sağlanmalıdır. ÎTO: 20 YILLDC KADRO KAPANDI Atamada tek yetkili Bakanlık ŞULEKÖKTÜRK istanbuJ Tabip Odası (İTO) Yönetım Kuru- lu üyesi Dr. Güray Kılaç, torba yasa ile klinik şefi atamalannda Sağlık Bakanı'nın tek yet- kili kılındığıru belirterek "AKFnin kadrolaş- ması arük işgale dönüştü. Emeklüiğine kadar buralarda kalaeak kişileri atayarak 20 yühk kadroian kapaüyorlar" dedi. Profesörve doçentlerin, sınavsız olarak has- tane kliniklerine şef olarak atanmasını öngö- ren yasanın Resmi Gazete'de yayımlanması- nın ardından, AKP bir hafta içinde 150'ye ya- kın profesör ve doçenti hastanelere klinik şe- fî olarak atadı. Türkiye'de 45 eğitim hastane- si, bu hastanelerde 450'ye yakın şef bulunu- yor ve bu şeıler Türkiye'deki uzman doktor- ların yaklaşık yüzde 60'ını yetiştiriyor. K ü N İ K ŞEFLERİNJIV ÜÇTE BİRf AKP'nin bir yasa ile Türkiye'deki şeflerin 3 'te birini atamasının tam bir kadrolaşma ol- duğunu ifade eden Dr. Güray Kılıç, "Kfinikşef- lert bölümün hem bflimsel bem de idari otori- tesidir. Şefler, hastaya uygulanacak tedavi biçi- mininseçilınesinden türbanlıhekiminoradaça- hşmasına göz yumulmasına kadar çok sayıda yetkiye sabiptir.lyi bir şefee iyi bir modekür. Bi- limsel anlamda \etersiz, ohımsuz kişHk özeJ- KkJeri içeren ya da bu işe siyaSal görüşünü kat- mayıdüşünen bir insansa faurkb birmecra aça- bilen bir alandır. AKP. enıekliliğine kadar bu kadroiarda kalaeak kişüeri atayarak 20 yılhk kadroian dolduruyor. İktidardan ghseler de 15-20 yıl bu kadrolar kapahdır" dedi. Son yapılan yasa değişikliği ile "profesörve doçenderaraandan Sağük Bakanı atar" cüm - lesi ile Sağlık Bakanı 'nin tek yetkili küındığı- na dikkat çeken Güray Kılıç, "lKasmTdaRes- mi Gazete'de j-ayımlandıktan sonra, bir hafla içinde 150"ye yaJon kişi şef olarak atandı. Bu kadrolaşmadır, önceden üsteler befiıdir. Sağhk Bakanı, Türkiye'nin tüm profesör ve doçent- lerini bir hafta içinde değeriendirdi(!), uygun oianian beürledi. atadLAKP'nin kadrolaşma- sı işgak dönüştû" diye konuştu. MEB'DEN SORU SAVUNMASI 'Kariyer sınavını ÖSYMyaptı9 ANKARA (CumhumetB«irosu)-Milli Eği- tim Bakanlığı, ÖğretmenUk Kariyer Basamak- lannda Yükselme Sınavı konulan arasmda, Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi, Kurtuluş Sa- vaşı ile Cumhuriyet tanhinin bulunduğunu, sınavın ise ÖSYM tarafindar» gerçekleştirildi- ğini bildirdi. Milli Eğitim B^akanlığı smavda Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi ile Cumhuri- yetin kazanımlan hakkında soru yer almadı- ğı, smavın Daruştay karanna. rağmen yapıldı- gı yönündeki haberlerle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, testlerde yer ala<ak sorulann ha- arlanması, sınavm uygulannnası işlemlerinin ÖSYM tarafindan gerçekleş>tıriJdiği belirtil- di. Açıklanjada, Danıştay karannûı sınava iliş- kin bir hüküm içermediği savnınuldu. Lesotho'da bir hastane ı ünyada39mihonu aşkminsanuıyaşamma kasteden HTV 1-J ve ATDS'ten en kötii şekilde nasibini alan Afrika'dan, Lesotho'dan bir goriintü. IX nıihon nüfushı ülkenin Mafteng kentindeki devlet hastanesi AIDS'lilerle dolu. Vatağmda bitkin bir şekilde vatan, günkrinin savıh olduğunu bilen ve tanınmamak için battaniyesine sıkı sıkı sannan hastanm görüntüsü, hastatağnv,ileri safhalannda insanı ne hak getire- bileceğinin en somut ve yürek burkan göstergesL. (AFP) ÜrkütenrakamlarHer gün 14 bin kişiye bulaşan HIV, dünyada 37.2 milyon erişkini, 2.2 milyon da çocuğu etkiledL AIDS, Türkiye'de ise artışgösterdi ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet)--Çağmve- bası* olarak tanımlananve dünyada her gün ortalama 14 bin kişiye bulaşan f HIV'AIDS, Türkiye'de de \, artış gösteriyor. 72 ilinde . / i ) .\IDS vakası ve taşıyıcısı L j V bulunan Türkiye'de enfekte W olanlann yüzde 52'sinin has- talığı korunmasız cinsel iüşki yo- luylakaptığı belirlendi. En çok va- ka ise metropoller ve ruristik il- lerde görülüyor. Hastalığa dikkat çekmek amacıyla "1 ArahkDün- \a AIDS Günü"nün bu yılki slo- gam, "Sözünde Dur, AIDS'i dur- dur" olarak belirlendi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağ- lık Hizmetleri Genel Müdürü Turan Buzgan, bakanlığın ön- cülüğünde eşcinseller, yasadı- şı seks ticareti yapanlar ve uyuş- turucu madde bağımlılarının eğitiknesi için proje başlatıldı- ğını açıkladı. Buzgan, "Tûrki- yeÜreme Programı" kapsamın- da yürütülecek, 850 bin Av- ro'luk ikinci birprojeyle de Tür- kiye'de bir ilk olarak Istanbul, Ankara, Izmir, Gaziantep ve Trabzon'da yaygınlık araştırma- sı yapılacağını söyledi. Buzgan, dünyada her gün 14 bin yeni HTV enfeksiyonunun meydana geldiğini, Türkiye'de de 72 il- de 2 bin dolayında HIV pozitif kişi bulunduğunu kaydetti. BM AIDS kuruluşunun tah- minlerine göre geçen yıl dünya- da 37.2 milyon erişkin ve 2.2 milyon çocuğun HIV taşıyıcı ol- duğuna işaret eden Buzgan, 2004 yılında 4.9 milyon yeni HTV va- kasının rapor edildiğirü söyledi. YÜZDE 69U ERKEK Türkiye'de AIDS'lilerin yüzde 69'unu erkekler oluştururken has- talık kadmlar arasmda da artış gösteriyor. Hastalıktan en fazla etkilenen yaş grubu ise 25-29 olarak belirlendı.Ülkemızde 1323 erkek, 599 kadın AIDS'li bulu- nurken en fazla AIDS'li Istan- bul (582), Izmir (172), Ankara (103), Antalya (47) ve Adana'da (40) bulunuyor.Türkiye'dekiva- ka ve taşıyıcılann bulaşma yol- lanna göre dağılımlan da şöyle: • Homo/biseksüel cinsel iHşki: 151 (tümü erkek), • Mad- de bağımlılığı: 106 (98 erkek, 8 kadın), • Homo/biseksüel cinsel ilişki ve uyuşturucu madde: 5 (tümü erkek), • He- mofili hastalığı: 9 (tümü er- kek), • Transfüryon yapıl- ması: 141 (25 erkek, 16kadın), • Heteroseksüel cinsel iliş- ki: 992 (549 erkek, 443 kadın), • Enfekte anne bebeği: 33 (18 erkek, 15 kız), • Nozoko- mial bulaşma: 8 (6 erkek, 2 ka- dın), • Bilinmeyenler: 577 (462 erkek, 115 kadın). İktidann üniversite kurmak istediği 15 ilden 4'ünün şartlan karşıladığı bildirildi Hükümete YOK freni• Meclis Komisyonu, 15 kentte üniversite kurulmasmı öngören düzenlemeyi bugün görüşecek. Bakan Çelik, yasada 'YÖK'un görüşünün olumlu olması gerektiğine' dair bir hüküm olmadığıru söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK, AKP hükümetinin üniver- site kurulmasını planladıgı 15 ilden, kurulca beurlenen ölçütlerden biri olan asgari 7 kadrolu profesörü bu- lundurma şartuıı sağlayan sadece Tekirdağ, Düzce, Uşak ve Ordu'da üniversite kurulabileceğini bildirdi. YÖK Basın ve Halkla îlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı açık- lamada şunlar kaydedildi: "Milli Eğitim Bakanhğı tarafindan YÖK'e gönderilen 15 ildeyeni ünh ersite ku- nıhnasıhakkmdakitektif,kurulunmız başkantağuıca incelenerek 16 Eylül 2005 tarihli genel kurul topianosut- da karara bağlanmışür. Bu çerçeve- de, üniversite kurulması öngörülen ülerdeakurulumuzcabefirlenenkri- teıierden biri olan asgari 7 kadrolu profesörü bulundurma şartuıı sağ- lavan sadece dörtflde (Tekirdağ, Düz- ce, Uşak ve Ordu) üniversite kuru- labfleceğine karar veribniştir.'5 Açıklamada. kurulacak üniver- sitelerde rektör seçimleri ve ata- malannm mevcut mevzuata uy- gun yapılması gerektiğine dikkat çekıldı. TBMM Mıllı Eğitim Ko- mısyjnu, 15 ilde üniversite kurul- masuıı öngören yasa tasansını bu- gün görüşecek. Öte yandan Milli Eğitim Bakanı Hüsejin ÇeKk, YÖK'ün görüşünün kendilerine yeni gelmediğini, daha önceden bildırildiğini belirtti. Yasa- ya göre YÖK'ün görüşü ya da tek- lifinin alınması gerektiğini kayde- den Çelik, "YÖK'ün görüşü 'illa olumlu olur'şekBnde vasadabirhü- küm yok. Kaldı ki YÖK'un betirt- tiği öğretim üyesi meseiesini de biz bu ünh ersiteleri kurarken kadrola- mia büükte kuruyoruz. Sonuçta o kadroyu vereceğiz'' dıye konuştu. PERŞEMBE ORHAN BURSALI En İyi Bilimciler Ülkemizde, dünya çapında bilim insanlan var. Bun- lann sayısı 5-10 değil, 30-40 da değil.. 120'yi aşı- yor. Bilimsel araştırmalar incelendiğinde, ulaştık- lan nitelik duzeyi ve etki derecesiyle ABD ve Av- rupa ortalamalannı yakaladıklan görühnektedir. Bu gerçeği, Türkiye'de bilim dünyamızı kasrtlı ola- rak "aşağılama"yolunu seçen AKP'nin de bilme- si gerek.. Yurttaşianmızın da bu insanlan tanıma- sı ve onlaria gurur duyması gerek.. AKP iktidan üniversitelerimize ve bilim insanla- rımıza karşı iyi davranmıyor; hatta siyasi-ideolojik tutum alarak kötü davranıyor bile denebilir. AKP, bilimi de "bizden" (yani Islami ve dinci) ve "onlar- dan" (yani bilimle dini kanştırmayan ve laik) ola- rak ikiye ayırıyor! Neden? Bütün kurumlarda yaptığı gibi, bilim dünyamızı da kendi doğrultusunda siyasallaştır- ma-ideolojikleştirme uğraşısı içinde. Bu işin başın- da da |ntihalciliği kesinleşmiş Başbakanlık Müs- teşan Ömer Dinçer olduğuna göre, nasıl bir bilim ve üniversite istedikleri açık.. AKP, bütün bilim dünyamızı aynm yapmadan kucaklamalıdır! • • • Şimdi gelelim ülkemizdeki en iyi bilimcilere.. Prof. Bahattin Baysal, üç hafta önceki Cum- huriyet Bilim Teknik'te yayımlanan araştırmasın- da, bilim dünyamızda en iyileri saptama deneme- sinde bulunmuştu. Baysal, çoğunluğu kimyacı 30 kadar Türk kökenli bilim insanını "en iyiler" olarak seçti. Bilimde en iyileri saptamak tartışmalı bir konu- dur. Sübjektif kıstas işin içindedir ve zordur. Bay- sal, bu araştırmasında yaklaşık olarak ve kendi tercihlerine de öncelik vererek şu kıstasları kullan- dı: Uluslararası alanda 100 makale, bu yayınlara başkaları tarafindan verilen 1000 referans (atıf- başka bilimcilerin makaleye gönderme yapması).. Baysal'ın bu bilimde en iyiler araştırması, bi- lim dünyasından eleştıriler de aldı. Seçme kriter- lerine "Baysal Kıstaslan" dendi.. Türkiye Bilim- ler Akademisi'nde tartışmalar yarattı.. • • • Bu cumartesi günü Cumhuriyet Bilim Teknik'te yeni bir "en iyiler listesi" yayımlıyoruz. Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Mehmet Doğan'ın yaptı- ğı araştırma, Baysal'ın kriterlerini değil, dünyada bilimsel çalışmalan daha objektif değerlendirmek amacıyla oluşturulan "h-değeri"ni göz önüne alı- yor. "h-değeri", bilim adamlannın araştırma maka- lelerinden kaçtanesinin "h-değeri" üzerinde "atıf" aldığını anlatır. Araştırma makalerinin sayıca çok- luğu burada ikinci planda tutulmakta, makalenin niteliksel yönü ön plana alınmakta ve 20'den faz- la "atıf alan" makale sayısı, bilim insanlannın "h- değeri" sayılmaktadır.. Yayımladığımız "h-değeri" listesi, uluslararası çapta 124 bilim insanımızı kapsıyor. Liste şüphe- siz "tam" olma iddiasında değil. Gözden kaçan bi- lim insanlan olabilir. Ama gelecek bılgilerie bu lis- tenin tamamlanması amaçlanıyor. Tabii soracaksınız, kimler var listede diye. Hep- sini burada yayımlamamız zor. Merak edenler bu cumartesi dergimize bakacak ve bu konuda ya- pılan tartışmalan izleyeceklerdirAma yine de bir- kaç ismi gelişigüzel yazabiliriz: Özer Bekaroğlu, Celal Şengör, Metin Balcı, Burak Erman, Ok- tay Sinanoğlu, Şefîk Süzer, Bahattin Baysal, Mehmet Doğan, Ayhan Ulubelen, Salim Çıra- cı, Mehmet Erbudak, Tekin Dereli, Ayşe Erzan, Yavuz Nutku, Nihat Berker, Aral Okay Tosun Terzioğlu, Turgay Dalkara Emin Kansu, Erol Ba- şar, Gazi Yaşargil, Şevket Ruacan... • • • Başanlı bilim insanlanmızı ön plana çıkarmalıyız, çalışmalanndan bahsetmeliyiz, bilime önem veril- mesini vurgulamalıyız. Çünkü ülkelerin kalkınma ça- balannda ekonomik, sosyal, yönetimsel, siyasal vb. katma değer yaratan girdi, bilime, teknolojiye des- tektir. Amerikan başkanlarının seçıldikten sonra ilk yaptıklan en önemli iş, bilim danışmanını atamak- tır. Amerika'nın en iyi bilim adamlan hep onore edilir ve el üstünde tutulur. En iyi bilim adamlarımızı dışlamak veya anma- mak veya onlara önem vermemek, bize özgü bir olaydır. Cumhurbaşkanımız bilime önem verir, önem- li bilim toplantılannda yüreklendirici konuşmalarya- par. Ancak bir bilim danışmanı veya bilim danış- manları kurulu, sanınm yoktur. Başanlı bilim insanlanmız, toplumda hak ettik- leri yeri almalıdır.. [email protected] Tabfp Odasından salgın uyarısı Şehir suyunda 'dışhVçıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Malat- ya'da şehir şebeke suyuna kanalizasyon suyu- nun kanşması nedeniyle 7 bine yakm yurttaş ishal-kusma yalanmasıyla hastaneye taşınır- ken CHP ishal vakalannı yerinde ıncelemek üzere heyet gönderdi. CHP Malatya Milletve- kili Mevlüt Aslanoğju, Hıfzıssıhha Enstıtü- sü'nün yaptığı analizde, şehir suyunda "dış- kı" saptandığına dikkat çekerek "Buna rağ- men Belediye Başkam Sular içilebilir' diyor. Bunu anlamak mümkün degir dedi. CHP'li Aslanoğlu, Hıfzıssıhha'nm analiz raporunda, Iskender ve Zafer mahallelerinden alınan örneklerde "fekal kofiform" olarak ifa- de edilent *tia$i"yz rastlandığına işaret ederek Hıfzıssıhha'nm "içme suyu olarak kullaıul- maana uygun oünadığı" raporu \ erdiğini be- lirttti. Malatya Tabip Odası Başkam Opr. Dr. Mehmet Şehitoğhı, kentte önlem alınmazsa hepatit A, tifo ve kolera salgınlan ihtimalinin yüksek olduğunu kaydetti. AKP'li Belediye Ba^kanı Cenıal Akm ise suda dışkı bulunduğu iddialanna tepkı göste- rerek kendisinin evinde suyu kaynatmadan içtiğıni söyledi. Akın gazetecilerin önünde şebeke suyunu içri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle