25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• ARALIK 2005 PEFtŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 UyCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Kentin amlannı banndıran mekânlan yaşatmak öncelikle 'Maraşlılar'ın sorumluluğu 'tan kalanlar içinDoyumsuz 'Mar-aş dondurma- sı'nı dünyaya tanı*an 'Mado'nun kent merkezindeki 'aile pastane- si'ndeyiz... Yani, Mlado'yu yaratan 'baba'nın adını taşı;yan 'Yaşar'da... Trabzon Caddesi' mde aynı gelene- ği yaşatan 'Edo'yla- e n eski pastane olduğu söylenen 'Uğrak'la birlikte dolup dolup taşıyorLar... Yaşar'ın farkı ise yöresel el sanat- lanndan ömeklerle donatılmış salon- lan... Belli kı 'derin sohbetlere' esin kaynağı olan bu dekorlann arasında, ailenin temsilcisi Atilta Kambur u dinlıyoruz; "Başarrmızın sırn, ba- bamın önce iş, sonra aş, sonra da aşk ilkesine sadakatimizdir..." Geleneklenne düşkün olan Atilla Bey. eskı Amerıkan arabalannda da dondurma satacaklannı söyleyınce dayanamıyoruz: "Peki, neden eski bir Maraş evini d e pastane ya da dondurmacüık miLzesi yapmıyor- sunuz?.." 'Çağdaşlaşma' adına tarihsel mi- rasa 'yabancılaşma "* Maraş'ı da öy- lesine tutsak almış ki en 'mubafaza- kâr'lar bile anılannın mekânlannı çoktan terk etmişler. Karsambaç'tan frugüne Bu tutumun artık sorgulanması; 'binvıllann kültür merkezi'nden hıç değılse elde kalanlara 'vefa'lı davrarulabilmesi içın Mimarlar Odası TemsUcUiği 12 Kasım 2005 günü bırpanel düzenledi. Temsilcihk Başkanı ve yöresel lcültürün sevdalı- sı Abdullah Özdemir, konuşmasını 'zanıan içinde Maraş'a ayınnıştı. MÖ 1200-1600'lerde burada ilk kent devletlerini kuran ve 'karsam- baç' dedikleri dondurmanın o çağ- dakıılk'müeilifleri' olan Hititler'in antik yerleşmesi 'Gurgum', Persler döneminde 'Mark Hassi', İS 11 yüz- yılda 'Maraş' olmuş. İS 8 yüzyılda- İci Bizans Imparatoru Leon İsonyan da Maraşh bır Ermenıymiş... 147-yüzyılda 'Dulkadiroğullan Beyliği', kentin şımdıkı tanhsel do- kusunu 'Kale' eteklerinde ve 'Ulu Cami' (1502) çevresinde 'Türk- <nen' mımarisınin özgün örneklerin- den 'Taş Medrese' (1509) ile birlik- te şekıllendinyor... 1522 'den sonra Osmanlı'nın kapalıçarşılanyla dona- nırken 19. yüzyılın ilk yansında •Amerikan OkuIıTnun bile açıldığı önemlı bir tıcaret kentı oluyor... Kentin 'kahramanhk' destanı ise 1919'dakı Fransız işgaline karşı Süt- çü İmam Hüseyin'in 31 Ekim'de ilk silahı ateşlemesiyle yazılmaya başh- yor. Kurtuluş Savaşı zaferine TBMM Hükümeti'nin ödülü, 1920'deki 'il' karan oluyor... Bu efsanevi geçmiş içinde, Ermeni- ÇAĞDAŞLAŞMA ADINA KİMLİKSİZLEŞME... Kaleden kente bakarken. "uygunsuzluk abidesi" Özel İdare Binası Maraş'ın Park Oteli gibi (solda)... İşte "Kahramanmaraş'ın Kurtuluş Savaşf ndaki önderleri (altta solda)... Geçen yüzyılın başlarında Maraş (sağda altta)... lerin Gerçek ve Çan isimli gazetele- ri, 1919 öncesının 'dostluk ortamı'nı kanıtlarken 1922'de 'Memleket Fo- toğrafhanesi'nın açılması da 80 yıl önceki 'kentli' yaşamın sımgesı... Duyarsızlıktan arınabllmek "Ne Kaldı Maraş'tan" sorusu- nun panelistlen Sütçü Imam Ünıver- sitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Öz- karcı, Ticaret ve Sanayi Odası Baş- kanvekılı Sermet Çuhadar ve Bele- diye Başkan Yardımcısı Cemal Tan- nverdi'vdı... Sorunun 'maddi' yanıtı, 37'si kül- tür varlığı olarak tescilli 250 kadar eski evle birlikte 1990'da ılan edılen SlT alanı, eski çarşı ve anıtsal yapı- lar... Bunlardan, Kanlıdere'dekı Çif- taslan Konağı'nı yaşatan Alaaddin Çiftaslan'a, Kışlaönü'ndekı Baya- zıtlar Konağı'na bakan Şevket Bey'e ve diğer az sayıdaki duyarlı Maraşlıya teşekkür ediyoruz... Panel sorusunun 'manevi yanıt'ı ise Maraş'ın ışte sadece 'bu kadar- cık' kalmış olrnası... Hele, Cumhuri- yet Caddesi'nde 18 kat yükselen ve azman bir 'uygunsuzluk abidesi' gı- bı duran Özel İdare Işhanı, her yö- nüyle 'kente karşı suç' örneği... Bü- yük oranda 'boş' kalan bu bınaya har- canan parayla kim bilir kaç tarihi ya- pı kurtanhrdı... Bütün bu yanlışlardan arınılabıl- mesı için aynı özel idarenin kaynak- lannı artık 'kent kimliği' projeien- ne ayıran Vali Ilhan Atış, yeni koru- ma çalışmalarını şöyle özetledı. "Başlandı, yenilerine de başlana- cak ve siirdürülecek..." Belediye Başkanı Mustafa Poyraz da Kale'de tamamladıklan tarihi çev- re düzenlemelerinı tüm kente yaya- caklannı söyledi ve eski bir evi ala- rak Mimarlar Odası 'na emanet etme- yesöz verdi... Sıra Maraşlı zenglnlerde... Pekı, asıl 'Maraşülar' kentleri için ne yapmahlar? Orneğin, Mercimek Tepe'de inşa- atı 10 yıldır süren 10 bin kişilik Ab- dülhamit Camisinin dev kütlesin- den biraz 'azaltma' yapılsaydı; kül- tür mirası binalardan birçoğu onanla- maz mıydı? Ya da modern 'Arsan Tesisleri'ni kente kazandıran Arıkan Ailesi, ay- nı olanaklanyla eskı doku ıçindeki restorasyonlarla da özgün kültürel ve sosyal mekânlar yaratamaz mı?... Yine ünlü Kipaş'ın sahiplen Ök- süz ve Gümüşer aılelen de haklı bir onur duyduklan 'hayırseverlik' yatı- nmlan arasında eskı konaklann da y- er almasmdan gurur duymazlar mı? Maraş'ı bugün bir 'sanayi kenti'ne dönüştüren dığer ünlüler de öyle... Sözgelımi 27 iilkeye çelik tencere satabilen Hacı Hüseyin Dinçer; yıl- da bir milyon parça çelık üreten Ak- doğan Metal'in başkanı Mustafa Ek- mekçi, 1990'dan bu yana 3. fabnka- sını kuran Matesa'nın patronu TaJat Erayman; bakır ıphkle Avrupa'yı ta- nıştıran Kemal Karaküçük; kentı sü- per lüks konutlarla donatan müteah- hıt Yusuf Kiraz; ülkemızde pamuk yağını ilk kez pet şışelerle pazarlayan Kamil Dalkara; kırmızı acı bıben marka yapan Duran Alkap. . Ve ad- lannı öğrenemedıklerımız... Bu başanlarına, son çıkan vergi ba- ğışıklığı yasalanndan da yararlanarak birer-ikışer eskı Maraş evini kurtarma çabalanyla da anlam katarak her açı- dan 'Maraşh' olamazlar mı? Bu gibı isımleri çoğaltmak da yine Maraşlılara düşüyor. Yeter ki bu kent için asıl 'marka'nın tarihten gelen kültürel değerler olduğunu artık anımsayabilsinler... UĞURLU İLE MÜZİKLİ YOLCULUK Kûltür Servisi - Pıyamst-bestecı Tuluyhan Uğurlu, büyük ilgı gören 'Doğu Ekspresi' ısımli tasansım üç yıl aradan sonra Sirkecı Gan Tanhı Bekleme Salonu'nda bugün ve yann saat 20.30"da, cumartesı günü ise saat 16.00'da tekrar seslendıriyor. Tren düdüklen ve tren efektlen ıle başlayıp gelişen konserler- de trenle yaşadığımız 150 yılın hıkâyesı anlatıhyor. Tuluyhan Uğurlu, Doğu Ekspresi konserlerinın ertesi günü Amerika'ya uçuyor. Sanatçı Amerika'da Washington, New York, Rıchmond, Pittsburg, New Jersey'de çeşıtlı kültür merkezlen ve ünıversite- lerde konserler verecek. Tuluyhan Uğurlu'nun pıyano, kaval, bağlama, \ r urmalı enstrümanlar ve bılgisayar efektleriyle seslen- dırilecek konserleri, görüntü ve metınlerle, çogu sıyah-beyaz fo- toğraflarla Osmanlı'dan Cumhunyete. Cumhunyetten günümü- ze ınsan ve trenı anJatıyor. Tuluyhan Uğurlu, Doğu Ekspresi konserlerinde 150 yıl önce trenın yaşamımıza gırişi ıle Osmanlı'dakı sosyal değişim, ünlü Avrupa treni Onent Express'le Istanbul'a gelen ünlüler, bu lüks trenin yolculannı ağırlamak için yapılan Pera Palas'ın hikâyesi, Hicaz ve Bağdat demiryollannın hüzünlü öyküsü, Bağdat De- miryolu inşaatında çalışan bir mühendisın Nemrut Dağı'nın zır- vesindeki dev mabedi keşfî, Kurtuluş Savaşı yıllannda tren ve Cumhuriyet Trenlerı görüntüler ve bsa metınlerle anlatıhyor. . 2 Aralık 2005 Cuma, Saat: 20.00 Grieg, Ravel, Piazzolla, Schnittke, J. S. Bach, Brahms Rodion Zamuruyev Keman Resitali Piyano: Viktor Tchernelevsky Bilet Fiyatı: 9.00 - 7.50 YTL / 9.000.000 - 7.500.000 TL 1 Aralık 2005 Perşembe, Saat: 20.00 "Mâhûr" Şenol Filiz - Birol Yayla Projesidir Klasik Türk Sazları Beşlisi Aziz Şenol Filiz (Ney), Birol Yayla (Tanbur), Samim Karaca (Ud), Taner Sayacıoğlu (Kanun), Lütfiye Özer (Kemençe) Bilet Fiyatı: 9.00 - 7.50 YTL / 9.000.000 - 7.500.000 TL BI\BIK(İK( K Mu/ıklı c Kıııı 2 B.'lunı 3-10 Aralık Cumartesi Saat:20.00 Yer Ovuncular Tıyatro Kahve' kuUal Cad Rumeb HJII gS/4 Tel 0212 245 1314 BAKANUÖI >.1N KAT1OLA1UYLA İlanlannız İçin (0212)293 89 78 perarekbm@peroreklam.com tr perareklam@superonline.com www.perareklam com tr SEMAVER VANVdVVOM Süleyman ve Öbürsüler TC Km&ım!tğ> M titmnti 2 Aralık Cuma 20 00 3 Aralık Cumartesı 20 00 AFİFC JALE SAHHISİ (ORTMÖr) 5 Aralık Pazartesı 20 30 (GALA) 16 Aralık Cuma 20 30 17 Aralık Cumartesı 20 30 18AralıkPazar1530 Çevre Tiyatrottı • Kocamujtalapaşa Tel (0212)585 59 35 www semaverxumpanya.com wnpm S2i2 t'tcm İlanlannız İçin : (0212)293 89 78 perareklam@perareklam. com.tr s perareklam@tuperonline.com j t www.perareWom.com.tr ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Düşiince Toplumundan İnanç Toplumuna Gerileyjş... 2005'in sonunda Türk toplumunun durumu çok kı- sa bır cümleyle yansıtılabilin Düşünce toplumundan gi- derek artan bir hızla inanç toplumuna doğru gerileyiş. özetle dile getirmek istediğimızde, Atatürk dev- rimlerinin temel amacını şöyle tanımlayabiliriz: Yüzyıl- lar boyunca inançlar temelinde biçimlenmiş/biçim- lendirilmiş birtoplumu, içinde bulunulan çağın gerek- leri doğrultusunda, düşünce temeline oturacak bir topluma dönüştürmek. Batı dünyası, kendi laikliğini en geç Aydınlanma ile birlikte gerçekleştınp ınancı inançlann alanına, düşün- ceyi de düşünceye aıt olması gereken alana bir daha geri dönülmesi olanaksız bır karariılıkla yerfeştirmışti. Batı bu Aydınlanma'yı yaşadığı sırada biryıkıntıyadö- nüşmekte olan Osmanlı Imparatoriuğu, inançlann bağnazlığına giderek artan bır yoğunlukta gömülmek- teydi. Mustafa Kemal Atatürk, bu inanç bataklığını kuru- tup onun yerinde bilimle ve bilgiyle sürekli beslenme- si öngörülen bir düşünce toplumunu filizlendiren im- zadır. O'nun devrimleri de bu filizlendirme eyleminin olmazsa olmaz aşamalandır. Atatürk'ün ölümünden kısa süre sonra, onun ışı- ğında göveren Köy Enstitülen, Halkevleri ve Tercü- me Bürosu gibi kurumlar, altı yüz yıllık bir inanç top- lumu döneminin ardından hiç zaman yitirilmeksizin düşünce ve bilgi toplumu evresine geçmesi hedef- lenen bir ulusun bu doğrultudaki temel güvenceleri olarak öngörülmüştü. Hayatta kalabildikleri/bırakıldıklan çok kısa zaman parçalannda göz kamaştıncı başanlara imza atan bu kurumlann sonunu dazaten bu başanlargetirdi. Eleş- tirel düşüncenin kıvılcımlannın şaşırtıcı bir hızla alev- lere dönüştüğünü gören inanç toplumu kalıntılan, dü- şünceye seslenerek kuramayacaklan ve sürdüreme- yecekleri iktidartan için tek çıkış yolunu, kendi doğrul- tulannda çok doğnj(!) bir saptamayla, söz konusu ku- rumlann varlığına birer birer son vermekte buldular. Türkiye Cumhuriyeti'ni, 1923'te, Cumhuriyetin ku- ruluşuyia birlikte çıktığı düşünce yolundan yeniden temelı sadece inançlaria örülü bir toplumun karanlığı- na sürüklemeyı amaçlayan yol, ellili yılların hemen ba- şında, Köy Enstıtüleri'nin kapatılmasıyla birlikte baş- lar. Bugün bir zamanlarki enstitü binalannın bodoım katlannda çürtimeye bırakılmış olan keman ve piya- no artıkları, gerçekte Cumhuriyetle birlikte başlatıl- mış, ama ne yazık kı çok kısa sürebılmış bır aydınlan- manın, bu ülkeden neredeyse bır kuyrukluyıldız hızıy- la gelip geçmiş bir Türk Aydınlanması'nın yıkımının simgeierinden başka bir şey değildir. Türkiye'de altı yüz yıllık bir ümmet toplumunun ye- rini alan düşünce toplumunun ömrü 1923-1953 ara- sına, yani sadece otuz yıla sığar. 1953'ten bu yana ge- çen elli iki yılın neredeyse tamamı ise salt görünüşte kalmış, düzmece bir ilerteme maskesinin ardında, sö- zünü ettiğimiz kısacık Türk Aydınlanması'nın yıkılış ta- rihini sımgeler. "İnanç toplumu", toplumsal bir modeldir ve kötüye kullanılmış dinler, bu toplumlann elbette başı çeken te- mellerinden biridir; ama tek temel ve etken, din değil- dir. Çünkü bir kez dini kötüye kullanma aracılığıyla bağnazlığın bataklığına sürüklenen toplumlarda dinin dışında kalan alanlarda da hemen her şey, artan bir hızla düşüncenin egemenliğinden çıkıp türlü inançla- nn boyunduruğu altına girer. Başka deyişle böyle top- lumlarda en önemli toplumsal sorunlar bağlamında bi- le çözümler, eleştirel düşüncenin ulaşılması ıçın çaba gerektıren getınlennde değil, fakat inancın katılığına bünjnmüş kalıplara sığınmanın kolaylığında aranır. Türtc toplumunun tam elli iki yıldan bu yana bır yan- dan olası iktidaıiannın güvencesini halkın ınançlannı sömürmekte bulmakta direnen siyasal kadrolan, öte yandan da bir kez ortaya çıkmış inanç mikrobunun na- sıl bir alışkanlık hastalığına dönüşebildığinı göremeyen kısır aydınlan yüzünden içine düştüğü bu durumdan kurtulabilmesinin tek yolu, ancak düşüncenin mutlak zaferiyle sonuçlanacak bir savaşımın bu toplumun çağdaş uygarlık düzeyını yakalamasını ıçtenlıkle ıste- yen tüm kesimlerce göze alınmasından geçebilir. acem20Ci hotmail.com / ahmetcemal ' superonline.com www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 2004 Venedik Film Festivali En iyi Film Altın Aslan HEMŞİRE bir MIKE LEIGH filmi Imelda Staunton • Phıl Davis »Peter Wıght CNC CE[~S- ALTUN12ADE CAPTTO1. SPGCTRUM 14 651 33 33 BAKIRKÖY AVSAB 583 46 02 BEYOĞLUİBEYOĞLU 251 32 40 KADIKOY BROADVVAY 346 14 81 LEVENT KÜLTÛR MEBKEZ1 325 72 88 12 50-15 20-17 50-20-20 1100-1330-16-00-1830 2115 1130- 14O0-1630-19-O0-21 30 11 15-13 45-16-15-18 45-21 15 11 00- 13 30- 16 00-18 30-21 00 tySTLAR TİYATRwSU Aymazoğlu ile Kundakçılar Yazan Max Fnsch Uyartayan-Yöneten Genco ErKal OyuncularGenco Erkal, Meral Çetinkaya, Erdem Akakçe, Metın Coşkun, Tilbe Salim, Beyti Engın 02 12 Cu 20 30 03 12 Ct 18 00 04 12 Pt 15 00 www dostlartıyatrosu com Muammer Karaca Tıyatrosu (0212)252 59 35 OyLınun aKlan ONK A^anstan adrmışttr ~C <uftur v« Tunzrn BakanJıgr'nm rraddı EFES Püserı'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle