Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K/*SIM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
¥abancı yatırımların konu alındığı konferansta yabancı uzmanlar Türkiye'deki kırılganlığı tartıştı
'Fırsat' toplantisında 'kriz'düzenlediği
Fır-satlar Ülkesi Türkiye'
.oruferansı "Kriz çıkar mı çıkmaz
aı"" tartışmasına konu oldu. Prof.
itewe Hanke, "Can açık çok
azLsa. Kriz olasılığı var' derken
)ümya Bankası Türkiye
"ennsilcisi Vorkink. sorunu "daha
j y a d e petrol fiyatlanndaki
r t ı ^ a " bağladı.
Ekonomi Servisi - 1988 yılında
vforlld Trade dergisı taraftndan dünya-
a em çok sözü geçen 25 kişi arasın-
a g?österilen Prof. Dr. Steve Hanke,
ürisnye'nin ileride bütçe açığına da-
ah b ı r kriz yaşama potansıyelinin ol-
uğLonu söyledi.
Yaiancı Sermaye Derneği'nın (YA-
EE>) Dünya Bankası, Devlet Planla-
ıa "Teşkilatı ve Hazine Müsteşarlı-
j'naaı katfcüany]a düzenlediği "Ya-
ancn Yaanmlann Yeni Gözdesi: Fır-
IÛMT Ülkesi Türkjye" konulu konfe-
ınsrta yabancı uzmanlann Türkiye
hakkındaki görüşlerindeki farkhlık-
lar da ortaya çıktı.
John Hopkins Üniversıtesi'nde uy-
gulamalı ekonomi dersleri %eren, For-
bes dergisi yazan ve ABD'de Başkan
Ronald Reagan döneminde Ekono-
mik Danışmanlar Konseyi'nde başe-
konomistlik yapan Hanke, Türkiye'de
sıcak para konusunun hassas olduğu-
nu ifade ederek "Bu konuda büyük
birarüş kaydedildiğini düşünüyorum.
Bu patiama yaşanmadan hazıriıklı o\-
mak lazun" dedi. Türkiye'deki reel
faiz oranlannın yüksekliğine dikkat
çeken Hanke, "Bu,istikrarakarşıtbir
durumdur" diye konuştu. Dış ticaret
açığına da işaret eden Hanke, şöyle
devam etti:
"Bu, stabil para politikasıvla çok
uyumlu değiL Eğer kur politikası de-
ğüşmezse bu denge dışı dunım koru-
nur. Ozeüikleödemeler dengesi açıan-
dan kmlgan bir durum söz konusu.
Türkiye potansiyel olarak başka bir
bütçe açığı krizine maruz kalabflir. Bu
geieceğeyönefik bir teşhis değil, ancak
buna çok dikkat etmeü" dedi.
Türkiye'de Merkez Bankası'nın
riskli bir enflasyon hedeflemesi yap-
öğını savunan Prof. Dr. Hanke, "Enf-
lasyon azaftma monoter bir kural ol-
mamah. Brezüya'da da enflasyonu dü-
şürmeyi hedetieyen bir kur politikası
uygulanmışü. Bu, olumlu sonuç ver-
medi" dedi.
Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi
Andrew Vorkink ise cari açığın yük-
sekliğine ilişkın bir soru üzerine
"Türkiye'nin şu anda gittiği yöne ba-
kıldığında yüzde 6'lık faiz daha ziya-
de petrol frv aüanndaki artıştan kay-
naklanıyor. Doiayısıyla geçtniş vülar-
daki gibi bir kriz olacağuu düşünmü-
yorunT diye konuştu. Vorkink, Tür-
kiye'deki özelleştirme sürecinin ta-
mamlanmasıyla ülkeye giren doğru-
dan yabancı sermaye miktannın gele-
cek yıl 2-3 katına ulaşacağını söyle-
di. tstihdamın artnıası ve istikrann
sağlanmasına katkıda bulunan yaban-
cı sermaye konusunda Türkiye'nin
geçmiş yıllarda kronik bir kıtlık yaşa-
dığını ifade eden Vorkink, yabancı ya-
tınmcıyı cezbeden faktörlerin gayri-
menkul alımı, maliyetlerin düşüklü-
ğü, yasal düzenlemeler, vergilendir-
me, iletişim teknolojileri ve benzer
altyapı koşullan olduğunu kaydetti.
İA^BACAN ELEŞTÎRDÎ
Yabancı sermaye
stemeyen
kötülükyapıyor
konomi Servisi - Devlet Bakanı AM
abmcan, Türkiye'nin uluslararası
ımayeden "ilk kuruşlannı"
ızaranaya başladığını belirtti ve
ıbaaıcı sermaye karşıtlannı sert bir
Ue eleşürdi. "Bu, daha işin başında,
mi ürkütüyorsa açıkça söylüyorum ki
irkâye'ye kötülük yapıyor diyen
abacan, bu yılın ilk sekiz ayında
:lenı yabancı sermaye miktannın
9 nailyar dolarla 2004 yılının aynı
jneanine göre yüzde 52 arttığını
yledi. "Yaünmlann Yeni Gözdesi:
rsartlar Ülkesi Türkrye" konferansımn
.ılışında konuşan Babacan, 48 yılda 5
n 5*00 yabancı sermayeli şirket
jrulurken son üç yılda 6 bin 38 şirket
ırulduğunu belirtti. Babacan şunlan
)yledi: "Türkiye'ye 2002'den önce
Jhlc giren yabancı yaönnı miktan 1
iryar dolar, hatta onun da alündaydL
u yalki sekiz ayhk rakamlara
EeDeştirme uygulamalanndan gelen
iküariar henüz yansımış değü."
FERİT ŞAHENK:
BAE Prensi El Nahyan, dün de Maliye Bakanı Kemal UnaJatan'ı zryaret ederek bir süre görüştü. (AA)
PrensEl Nahyan: PETKİM'iistiyoruz
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türkiye'de bu-
lunan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi eko-
nomi ile ilgili idareden sorumlu başkanı Prens Şeyh
Hamid bin Zayed el Nahyan, "Avrupah Türkiye var-
ken Doğu'da yannm yapmaya hiç niyetimiz yok* de-
di. Prens, PETKİM'İ alînak istediklerini açıkladı.
El Nahyan, Maliye Bakanı Kemal l nakrtan ile gö-
rüştü. Yaklaşık 1 saat süren görüşme sırasında basın
mensuplannın sadece görüntü almalanna izin veri-
lirken herhangi bir açıklama yapılmadı.
Çeşitli temas ve ziyaretler için Türkiye'de bulunan
Şeyh Hamid bin Zayed al Nahyan'ın yine basına ka-
palı Enerji Bakanı Hilmi Güler'i ziyaretinde enerji
ve sulama projeleri üzerinde konuşulduğu belirtildi.
Prens, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül ile de görüşmüştü.
Türkiye artık
tanınıyor
Ekonomi Servisi - Doğuş Grubu
Yönetim Kurulu Başkam Ferit
Şahenk, Ata Yatınm'ın öncülüğünde
N*ew York'ta düzenlenen Türk
yatınmcılar konferansında yabancı
yatınmcılann Türkiye'ye olan
tavnnın değiştiğine dikkat çekti.
CNBC-e'nin sorulannı yanıtlayan
Ferit Şahenk, yabancı yatınmcılann
artık Türkiye'yi çok daha iyi
tanıdıklannı belirterek "Türkiye ik
ilgili sorulan arük sormuyorlar.
Önceden Türkiye'ye yaünm
yapmamış, Doğu Âvrupa, Kore,
Uzakdoğu'ya yaünm yapmış
gruplar arük Türkiye'ye ilgi
duyuyor" diye konuştu. Şahenk,
IMF ve AB konusunda kararhlık
devam ettiği sürece, çok daha
fazla doğrudan yabancı yatınm
geleceğini kaydetti. Alarko
Holding Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Vedat Alaton da,
2006 yılında Türkiye'ye sıfirdan
yatırımların geleceğini söyledi.
JHL'nhı dünya klasmannda
ki Türk kadın
)HL Türkiye'nin Satış Geliştirme
iüdKirii Nil Keskin (sağda) ve
lurumsal tletişim Müdürü Selda Susal
solda), yeni görevleriyle DHL'nin
k>ğu Akdeniz ve Kuzey Afrika
ölgesine atandılar. DHL'nin Türkiye,
"unanistan, Kıbns, Malta ve Kuzey
lirika ülkelennı birleştıren 'Doğu
vkdeniz ve Kuzey Afrika" bölgesine
tanan Nil Keskin ve Selda Susal, 1
Castm 2005 tarihi itibanyla bölge
adrosunda görev yapacaklar. DHL
"üıidye Kurumsal iletişim Müdürü
larak gö rev yapan Selda Susal, artık
?\kdcniz vc K Afrika
Kredi kartlanyla ilgili düzenlemenin Meclis'e sunulduğunu belirten Şener:
Mortgage Başbakan'ın iııızasma kaldı
ANKARA (A.\) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı AbdüDatif Şener, kredi kartlanyla ilgili dü-
zenlemeleri içeren yasa tasansının TBMM'ye su-
nulduğunu, mortgage ile ilgili yasa tasansında ise
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' uı ünzasının kal-
dığmı açıkladı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo-
nu'nun (TMSF) bağımsız bir kurul tarafından yö-
netildiğıni ve kararlanm kendisının aldığuıı belir-
ten Şener. "Kararlarma herhangi bir etldmiz söz
konusu değfldir" dedi. Bakan Şener, DPT tarafin-
dan düzenlenen "Bilgi Tophunu Stratejisi Atölye
Çahşmasr başlıkh toplantıda yaptığı konuşmanın
ardından gazetecilerin sorulannı yamtladı. Gala-
taport projesiyle ilgili belge ve dokümanlann Özel-
leştirme Idaresi Başkanlığı'ndan DPT'ye önceki
akşam geldiğini açıklayan Şener, DPT'nin konu-
yu değerlendireceğini söyledi. Bakanlar Kuru-
lu'nun îmarbank mudileriyle ilgili karannın Danış-
tay'ca iptal edildiğini hatırlatan Şener, "Şuantek-
• hir Rakanlar Kıırıılıı karan açtık. Snn hir av-
rar I
ÖZELLEŞTİRME YÜKSEK KURULU KARARI
• • ^^ ^^
TUPRAŞ ve Mersin 'e onay
AMCARA (Cumhurijet Bürosu) - Özel-
leştirme Idaresi Başkanlığı'run (ÖtB) yap-
tığı, TC Devlet Demiryollan Işletmesı Ge-
nel Müdürlügü'ne (TCDD) ait Mersin Li-
mam'nın işletme haklannın devri ile TÜP-
RAŞ'm yüzde 51 hissesinin sahşına üişkin
ihalelerin sonuçlan, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan başkanlığındaki Özelleştirme
Yüksek Kurulu (ÖYK) tarafından onaylan-
dı. ÖYK'nin konuya ilişkin kararlan. Res-
mi Gazete'nin dünkü sayısuıda yayımlandı.
Rıına grire OÎR'nin yaptıgı ihalp <>finıı-
ABD Dolan bedelle en yüksek teklifi veren
PSA-Akfen Ortak Girişim Grubu'na veril-
mesi uygun bulundu. Liman-Iş bu özelleş-
tirmeyi yargıya taşımıştı.
PSA-Akfen Ortak Ginşim Grubu, daha
sonra tskenderun Limanı'nın işletme hak-
kmın de\Tİ için yapılan ihalede de en yük-
sek teklifi vermişti. Ancak Rekabet Kuru-
lu, Mersin Limanı'nın işletme hakkını dev-
raknası halinde, aynı coğrafı pazarda yer
alan iki limanın işletme hakkmın de\Talın-
masuun hâkim dunımıı daha da güçlendi-
EMNİYET
KEMERİ
HAYAT
TEMİ
EKONOMİ POIJltK
ERİNÇ YELDAN
AKP İktidapında Üç Yıl:
Güven ve İstikrar Kim İçin?
AKP iktidan üçüncü yılını doldurdu. Bu yazımda
AKP iktidan altında geçen son üç yılın Türkiye eko-
nomisi açısından bir değeriendirmesini sunmak isti-
yorum. Bunun için aşağıdaki tabloda yer alan veriler-
den yararlanacağız. Hemen belirtelim ki ilgili tabloda
sadece bölüşüm eksenli veriler derienmıştir. AKP ik-
tidan altında Türkiye ekonomisinın daha detaylı ana-
fizi için geçen perşembe günkü Cumhuriyet gazete-
sinde Murat Kışlalı'nın haberinde sunulan verilere
başvurulabilir.
2002 Kasım'ında iktidara gelen AKP, kendinden
önceki sennaye partilerinin iktidan gibi, "hükümet
olamadan iktidarda kalmanın", "IMFkurumsal çapa-
sına" bağlı kalmaktan geçtiğinin farkında idi. Politik
iktisat yazınında VVashington Mutabakatı diye de anı-
lan söz konusu politikaların ana kurgusu uluslararası
mali piyasalarda "güven" sağlayıcı düzenlemelerin
yerine getirilmesine dayanmaktadır. Bu kurguya gö-
re Türkiye bir yandan daraltıcı mali politikalar izleye-
rek ("popülist" harcamalar yapmayarak), bir yandan
da uluslararası sennaye ile ilişkilerini yeniden düzen-
leyicı "y^p/sa/re/bm7/an"hayatageçirerek, "güveni-
lir" bir yükselen piyasa ekonomisi olduğunu ispat et-
mekle yükümlüdür. AKP de üç yıllık iktidan boyunca
"güven ve istikrarsağlayıcı politikalar" izlemeye özen
göstermiştir. Bu aşamada sormamız gerekmektedir
Güven ve istikrar kim için?
Aşağıdaki tablo bu sorunun yanıtna yönelik iktisa-
di verileri sunmaktadır.
AKP Dönemi Türkiye Ekonomisinde
Makrockonomik Fiyatlar ve İstihdam
Enflasyon (ÜFE)
Reel Faiz
1
Reel Döviz Kuru (TL/S)
Endeksi (2000=100)
Imalat San. Reel Ücretleri
(2000=100)
IşsızlikOranı(%)
istihdam (mılyon kışi)
2002.Ç3
40.5
14.8
104.0
83.4
9.6
22.833
2005.Ç3
5.7
9.6
58.2
81.9*
9.2"
22.72P
Ka>nak T C. Merkez Bankası ^en dağıtım sıstemi (»ww.tcmb.go\ tr)
a Devlet tç Borçlanma S«netlen (DİBS) vıllık bıleşık faızi,TEFE ıle
ındırgenmıştır
b Ikıncı çeyrek dönem vergısı
Söz konusu dönemde en önemli başan, enflasyon
hızının geriletilmesınde elde edilmiştir. Üretici fıyatla-
nyla sergilediğimiz enflasyon hızı 2002'nin üçüncü
çeyreğinde yüzde 40.5 iken, 2005'in ekim ayı itiba-
nyla yüzde 5 düzeyine gerilemiştir. Bu olgu kuşkusuz
küçümsenemeyecek bir başandır. Ancak aynı dö-
nemde mali piyasalarda en önemli referans noktala-
nndan birisini oluşturan "devlet iç borçlanma senet-
leri" (DİBS) reel faizleri yıllık ortalama olarak 2002'de
yüzde9.1,2003'te yüzde 15.4,2004'tede yüzde 13.1
düzeyinde seyretmiştir. Reel faizler 2005'in üçüncü
çeyreğinde yüzde 9 civannda seyretmektedir. Enflas-
yonun hızla geriletildiği bir ortamda kamu sektörünün
sunduğu reel faizlerin böylesine bir direnç gösterme-
si, Türkiye'nin uluslararası finans piyasalannda sun-
duğu yüksek oranlı finansalarbitraj getirisinin de baş-
lıca kaynağıdır.
Türkiye bu denli yüksek finansal arbitraj getirisi su-
narak uluslararası finans piyasalanndan büyük ha-
cimli sıcak para girişlerini uyarmış ve bu yolla sağla-
nan dövız bolluğu neticesinde döviz kuru da ucuzla-
ma eğilimi içine girmiştir. Eğer 2000 yılı ocak ayında
dolann TL cinsinden fiyatını 100 kabul edersek, dö-
viz kurunun reel fıyatının 2002 Kasım'ında 104 iken,
2005 Ekim ayında 58.2 düzeyine gerilemiş olduğu
görülmektedir. Yani uluslararası finans sermayesi, bir
"yükselen piyasa ekonomisi" olarak Türkiye'yi, sun-
duğu yüksek reel faizler ve "güven sağlayıcı reform-
lan" nedeniyle yüksek döviz girişleri yoluyla ödüllen-
dirmektedir.
Finans piyasalannda bu gelişmeler olurken, emek-
çi kesimin gelirteri ve istihdam düzeyi ne şekilde sey-
retmiştir? Devlet Istatistik Enstitüsü'nce yayımlanan
verilere göre Türkiye'nin IMF ile başlattığı "enflasyo-
nu düşürme" programı ve sonrasında imalat sanayii
saat başına reel ücretleri birikimli olarak yüzde 18.2
geriletilmiştir. AKP'nin iktidara geldiği 2002'nin üçün-
cü çeyreğinden bu yana reel ücret düzeyi tam bir "is-
tikrar" içinde herhangi bir artış göstermemektedir. Ay-
nı şekilde istihdam edilen işgücü de "istikrahı" bir şe-
kilrifi f)ı'İ7fiyini knnjmalcta, işsİ7İik nranınriartaanlam-
ğ iz vc Kuzey A
Sölgesi'nde Bölge Kurumsal Iletişim
.lüdürlüğü; DHL Türkiye Satış
jeliştirme Müdürü Nil Keskin ise aynı
»ölgede Bölge Satış Müdürlüğü
:örevıni yürütecekler.
da bonodan mevduata dönenlere de ödeme yapıla-
cak. Karar tamamlannuş olabiür" dedi.
cunda, TCDD'ye ait Mersin Limanı'nın 36
yıl süreyle işletme hakkının, 755 milyon
receğinden, gruba işletme hakkının devre-
dilmesine izin vermemişti.
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK
<ıbçr Turkish Yatırım
Senel Müdürü oldu
rurkiîh Yatınm AŞ Genel
vlüdürlüğü'ne Dr. Berra Kılıç atandı.
îern Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada,
furkisb. Yatınm'ın, bünyesinde yurtiçi
,'e ynrtdışında kurulu 11 ayn finansal
;irket banndıran Turkish Bank
jrubu'nun iştirakı olduğımu kaydetti.
Cılıç. sermaye piyasalanna duyulan
^Nenin artacağını, bu çerçevede
furkısh Yatınm'ın da sermaye
ıiyasalanndaki ağırlığını arttırmasını
ledefiedikJerım bildirdi.
önce şu soruyu ortaya
atalım: Türkiye neden doğ-
rudan yabancı sermayeyi
çekmekte zorlanıyor?
Devlet Bakanı ve Başmü-
zakereci Ali Babacan'ın
çizdiği tabloya göre Türki-
ye'nin aslında yabancı ser-
maye çekmekte fazla sıkın-
tısıyok. "Ancak gelmek is-
teyen yabancı sermayeyi
birileri ürkütüyor." Suçluyu
bulan Babacan yükleniyor:
"Türkiye'ye gelen bu ilk
sermaye örnekleri daha
işin başında kimi ürkütü-
yorsa, açıkça söylüyorum
ki Türkiye'ye kötûlük yapı-
yor. Bu böyle bilinmeli..."
Babacan, Türkiye eko-
nomisine en çok katkıda
bulunan kuruluşları satıp
savarak yapılan özelleştir-
me sonucu gelen yabancı
yatınmın geçen yıllara göre
iki misli artmış olduğunu
büyük gülücüklerie anlatı-
yor.
Mekân, YAŞED tarafın-
Nasıl Bir Yabancı Sermaye?
dan düzenlenen "Yabancı
yatırımların yeni gözdesi:
Fırsatlar ülkesi Türkiye" ko-
nulu konferans. Baba-
can'ın ardından kürsüye
gelen Prof. Dr. Steve Han-
ke'nin çizdiği tablo ise bü-
tünüyle farklı. Arjantin'den
Litvanya'ya, Bulgaris-
tan'dan ABD'ye kadar bir-
çok ülkede çeşitli hükümet-
lere danışmanlık yapan ve
dünyada en çok sözü ge-
çen 25 kişi arasında göste-
rilen Hanke, Türkiye'nin ya-
bancı sennaye çekme ko-
nusunda bugüne kadar
fazla başan gösteremediği-
ne değiniyor ve Kanada'da
Fraser Enstitüsü tarafından
her yıl hazırlanan "Ekono-
mik Bağımsızlık Endek-
s/"nde Türkiye'nin 177 ülke
arasında 88. olduğunu
anımsatıyor. Hanke'ye gö-
re ekonomik bağımsızlığın
doğrudan yabancı serma-
ye çekme ile yakın ilgisi bu-
lunuyor.
Endeksin önemli birözel-
liği, nüfusun ortalama eği-
tim süresi ile ekonomik ba-
ğımsızlık arasında koşutluk
bulunuyor olması. Insan
kaynakları ve eğitime özel
önem veren ülkelerin doğ-
rudan yabancı sermaye
çekme şansları daha yük-
seliyor. 2025 yılına ilişkin
yapılan öngörüler, genç ve
eğitimli insan sermayesinin
en önemli faktör olduğunu
ve buna yatınm yapan ülke-
lerin büyüme merkezleri
haline geleceklerini vurgu-
luyor. Hindistan, Çin, Tay-
land, Ispanya insana yatı-
nm yaptıklan için büyüme
merkezi haline gelen, doia-
yısıyla ciddi anlamda yatı-
nm çeken ülkeler arasında.
Eskiden yabanct yatınmcı-
nın öncelikli olarak aradığı
"ucuz işgücünün" yerini
yavaş yavaş "nitelikli, öz-
gün, yaratıcı" üretim istemi
alıyor.
Zaten toplantıda, yaban-
cı yatınm çekme konusun-
da kendi ülke deneyimleri-
ni anlatan uzmanlann ister
satır arasında olsun ister
açıkça vurgulayarak altını
çizdikleri nokta oldu "eği-
tim".
"Türkiye neden doğru-
dan yabancı sermayeyi
çekmekte zorlanıyor" soru-
sunun en önemli yanıtların-
dan biri eğitim. Tabii ki ya-
tırım için elverişli koşullar,
ekonomik ve siyasi istikrar,
bürokratik kolaylıklar gibi
maddeler de sorunun ya-
nrtlan arasında. Ancak eğer
doğrudan yabancı yatınmın
sürdürülebilir olması, istih-
dam sağlaması, yeni tek-
noloji getirmesi, araştırma-
geliştirmeyi de kapsaması
isteniyorsa "eğitim" çarpı-
cı bir biçimde öne çıkıyor.
Işte hükümetin çuvalla-
dığı nokta da "eğitim". Sü-
rekli göz ardı edilen eğiti-
min, aslında kurtancı olabi-
leceği, genç ve işsiz nüfus
için istihdam olanağı doğu-
racağı gerçeği görtJlmek is-
tenmiyor. Ciddi birözgüven
bunalımı yaşayan, kendi
kaynaklarının farkında ol-
mayan, kurtuluşu dıştan
gelecek kaynaklara bağla-
yan hükümetin önce kendi
mantığını değiştirmesi ge-
rekiyor.
Bugünün koşullarında
kalkınma, uluslararası reka-
bet için yabancı sermaye
yatınmının önemini asla kü-
çümsemiyoruz. Ancak
doğru ve sürdürülebilir bir
yabancı sermayenin gel-
mesi için farklı koşullann ol-
ması gerektiğini düşünü-
yoruz...
lı bir gerilemenin yaşanmamış olduğu görülmektedir.
Oysa bilindiği gibi söz konusu dönemde milli gelir bi-
rikimli olarak yüzde 20'nin üzerinde artmış ve büyü-
me rekorian kılınmıştır. Yani, 2000-sonrasının IMF
programian altında işçi gelirieri hızia geriletilirken, is-
tihdam yaratmayan üretim artışlan sayesinde serma-
yedann kâriılığı yükseltilmiş durumdadır.
Türkiye'nin 2000'li yıllarda uluslararası finans piya-
salanna sunduğu yüksek reel faizlerin ve bu yolla dış
dünyaya aktanlan kaynağın ardında da ücretli emeğin
artan sömürüsü yatmaktadır. AKP iktidan altında Tür-
kiye ekonomisi gerçekten daha "güvenilir ve istikrar-
lı" bir konumdadır. Ancak tekrar soralım: Kim için?
AYH)A|tan abonelere internet Mzmeti
• lstanbul Haber Senisi - Istanbul Anadolu Yakası
Elektrik Dağıtım AŞ (AYEDAŞ), internet sitesi
"www.ayedas.gov.tr."ye mail adresini bildirerek kayıt
yaptıran abonelerine her ay düzenli olarak fatura bilgi-
lerini mail olarak ulaştınyor. AYEDAŞ. bakım ve ona-
nm çalışmalan nedeniyle yapılacak elektrik kesinti prog-
ramını da abonelere e-posta ile ulaştıracak. AYEDAŞ
Genel Müdürü Fikret Akbaş, "Amacunız, kaliteli hiz-
met vererek abonelerinüzi memnun etmek" dedi.
Toyota 250 bin otomoöfli geri çağırdı
• TOKYO (AA) - Toyota Motor Corp. Sözcüsü Hideki
Fujii, şırketin, 1998-2005 yülan arasındaüretilen Crown
Sedan ve Hiace Van modeli 246 bin 592 otomobili, mo-
torun bir parçasında tespit edilen aşınma nedeniyle geri
çağırma karan aldığını bildirdi. Fujii, şirketin aynı anza
nedeniyle Avrupa ülkeleri ile Avustralya, Tayland, En-
donezya ve Hindistan'a ihraç edilen 1 milyon otomo-
Hli de geri çağırmayı planladığını söyledi «'