Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA
+CUMHURİYET 7 KASIM 2005 PAZARTESİ
HABERLER
YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Uyar, din istismannı itiraf ederek 28 Şubat'ı suçladı
'Camideparatopladık'AYŞESAYIN
ANKARA - Yurttaşlardan usulsüz
para toplayıp daha sonra da ödeme
gûçlüğü ıçine giren Islami holding-
ler. 28 Şubat sürecini "günah keçisi"
yapti. KOMBASSAN Yönetim Ku-
nıhı Başkanı Haşim Bayram'dan son-
ra TBMM Araştırma Komisyonu'na
bilgı veren YİMPAŞ Yönetim Kuru-
lu Başkanı Dursun Uyar da boy he-
defı yaptığı 28 Şubat sürecinde "te-
fecflerin" desteklendiğinı ıleıi sürdü.
Uyar, komisyon üyelerinın sorusu
üzerine gurbetçileTden "camikrde
para toptadddan" itıraftnda bulundu.
Yurttaşlardan usulsüz para toplayan
Islami holdinglerle ilgili kurulan
TBMM Araşürma Komisyonu'na bil-
gi veren YÎMPAŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Dursun Uyar, ekonomik kri-
ze girmelerinin nedeni olarak 28 Şu-
bat süreci ve bu süreçte işbaşına ge-
len SPK yönetimi ile mevzuatını gös-
terdi. Cumhuriyet'ın ulaştığı komis-
yon tutanaklanna göre, Uyar ve Yö-
netim Kurulu Başkan YardımcısıAb-
• TBMM Araştırma Komisyonu'na bilgi veren YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun
Uyar 28 Şubat sürecinde "tefecilere" destek verildiğini savunurken komisyon üyelerinin
sorusu üzerine yurtdışındaki Türklerden camide para topladıklannı, "Orada camiler dernek,
lokal gibidir, her şey orada yapılıyor" sözleriyle itiraf etti.
duDah Örnek de Haşim Bayram gibi
"gayrimenkulleri paralan olduğunu
ancak SPK mevzuaü nedeniyle or-
p ğ
ileri sürdü. Kendisi gibi öğretmen
olan birkaç arkadaşıyla "tüketim ko-
operatifı" kurarak işe başladıklannı
belirten Uyar, bugün Türkmenistan,
Özbekistan'danAvrupa'ya kadar top-
lam 14 ülkede 17 şirket kurduklan-
nı, 97 bin kayıtlı ortaklan olduğunu
ve kurulduklan 1982'den bu yana
Türk ekonomisine 296 trüyonluk kat-
kı sağladıklannı ıleri sürdü. 1982'de
kurulduklannı, 1997'ye kadar da her
şeyin "çok iyi gjttiğmi" kaydeden
Uyar, işlerinin 28 Şubat sürecinden
sonra ters gitmeye başladığını söyle-
di.
Uyar, 28 Şubat sürecinde kendile-
ri yerine "tefecflere" destek verildiği-
ni söyleyince komisyonun CHP'li
üyeleri tepkı gösterdi. Uyar, komis-
yondaki bazı CHP'li üyelerin, "Tefe-
d tanımımz nedJr* sorusu üzerine de
"Türkiye'de faizden ve borsa isjemle-
rindenvergiataunamaa" yanınru ver-
di. Uyar, komisyon üyelerinin soru-
lan üzenne "Hiçbir kuruluşa bu ka-
dar kaynak akmazken bu kadar flgi
odağı ohnaJamu" ise "güvenflir ol-
mabnna>ehalkmkeiKİifakirfğinigeç-
me motivasyomTna bağladı.
'Camiler, dernek-.7
Komisyonda bazı üyeler, Islami
holdinglerin yurttaşlardan camilerde
para topladığı yönünde bir televiz-
yon programındaki görüntüleri ve
açıklamalan da gündeme getirdi.
CHPTi üyeler Büüunlamayfcgi ve Al-
gan Hacaloğhı'nun, Avrupa'daki ca-
mileri kastederek "Camüerde tahsi-
bt yapıyor muydunuz? Bu insanlara
herhangi bir kâr garantisi veriyor
mırydunuz" sorusuna Uyar, şu yanı-
h verdi:
"Şimdişöylesöyleyeyim; Avrupatfa-
Idcamilerbıınıdaki camigibi değfl,res-
toranlan var, berberleri var, dügün-
feryapriıyor, dernek, fokalhergnıbun
bir camisi var. Fakat bizim, bakın şu
anda 97 bin küsur ortak diyorum ve
burada SPK'nin bize flan erüği, yani
izin verdiği şeyler de var. Bizim Al-
manya'da ve şeyde 15 tane yerimiz
vardı zaten,ticariyeıierinıiz var, ora-
yageayor.Arüortaklar zaten öylegü-
zel organize ohıyor ld, birçoğu yazm
oluyor. Bu arada camiye elbette gidi-
yoruz. Camide bir insangitâğizaıııan,
öbürinsan gebnce niye Ogflenir, konu-
şur.Ama cami merkezideğfl. Yanica-
miyi öne çıkancı değil, insanlar sdaş-
üğızaman bunu o merkeze götürüyor.
Elbette, Türk insanı, orada camOer-
de toplamyor. Camfler dernek zaten,
resmi cami değü, resmi cami olanlar
Diyanet'üı kurduğu camfler, onlar da
yine lokal gibi dernek. Toplanma ye-
ri, her şey orada yapıhyor."
AKThdetsyanetti
AKP'li Komisyon üyesi Hasan Ay-
dm ise seçün bölgesi olan Giresun'da
çok sayıda YİMPAŞ mağduru oldu-
ğuna dikkat çekerek Uyar'ın, ortak-
lara ödeme yapmak için "yasalengeF'
olduğu açıklamasına itiraz ettı. Ay-
dın'ın, "Insanlanmız gfttiklerinde
YtMPAŞ Hokhng'e veya bağb olan 3
şirketimize, 'Ben Dursun Bey, Ab-
dullah Bey geldim, 300 bin Avrom var,
şu Avromu verin' dçcbiecekmiykn?"
sorusuna Uyar, "O MecKs'e ait, Mec-
bs kanun değiştirirse olacak" diyerek
kaçamak yanıt verdi. Aydın, Uyar'ın
kâr payı ödenmeyen 2-3 bin kişi bu-
lunduğu açıklamasının inandıncı ol-
madığını ıfade ettti.
Topçu'nun
yargrtan
• ANKARA (AA)-Eski
Bayındırük ve Iskân
Bakanı Yaşar Topçu'nun.
Karadenız Sahil Yolu
ihalesinde usulsüzlük
yapüdığı iddiasıyla Yüce
Divan'da yargılandığı
davanın duruşmasına
bugün devam edilecek.
Anayasa Mahkemesi
heyetinin Yüce Divan
olarak görev yaptığı
davanın duruşması, saat
10.00'dabaşlayacak.
Davanın son
duruşmasında, eski
Hazine Müsteşan Mahfi
Eğilmez ile müteahhit
Mehmet Ali Çebi tanık
olarak dinlenmişti.
76ülkeden
tutukhıvar
• İSTANBUL(AA)-
Adalet Bakanhğı Ceza ve
Tevkıfevleri Genel
Müdürlüğü'nün hükümlü
ve tutuklulara yönelık
olarak hazırladığı 2005
yılı ilk 7 ayına ilişkın
ıstaüstiklere göre,
Türkiye'de ~>6 ülkeden
1172 yabancı uyruklu kişi
kalryor. Bu tutukhı ve
hükümlüler içinde ilk
sırayı, 251 kişiyle Iran
uyruklular alıyor. tranlılan
102 kişiyle Sunye, 99
kişiyle Bulgaristan
uyruklular izliyor.
kampanya
• HAKKÂRİ(AA)-
Hakkâri Milli Eğitim
Müdürü Hekim Turgut,
"Haydi Kızlar Okula
Kampanyası" kapsamında
2yıldal500kız
çocuğunun okula
kazandınldığını söyledi.
Gonüllü öğretmenlerden
oluşan 25 kjşilık ekıp
oluşturduklannı ıfade
eden Turgut, "Ekiplerimiz
ilçe ve köyleri gezereE~^—
aileleri ikna ediyor. T
vıldır devam eden
çalışmalar sonucunda
1500 kız çocuğu okula
kazandınldı" dedi.
Üniversite öğrencileri 24.kuruluş yıldönümü nedeniyle protesto eylemleri düzenledi
'YÖK, 12 Eylül'ün mirası'
• Öğrenciler tarafindan
Adana ve îstanbul'da
düzenlenen YÖK
karşıtı eylemlerde,
kurulun, öğrenci
muhalefeti üzerinde
karabasan olmayı
sürdürdüğü belirtilerek
özerk, demokratik
üniversite istendi.
lSTANBUL/AlMNA(Cunı-
huriyet)-Yükseköğretirn Ku-
rulu*(YÖK), 24. kuruluş yıl-
dönümünde Îstanbul'da bir-
çok semtte ve Adana'da gös-
terilerle protesto edildi.
Adana'da Inönü Parkı'nda
toplanan Ezılenlerin Sosya-
list Platformu (EŞP) üyeleri
adma açıklamayı okuyan Ha-
\"ali Mengi, 12 Eylül darbe-
siyle toplumsal muhalefetin
en dınamik kesimi üniversite
gençliğinin kontrol altına alın-
ması için YÖK'ün kurulduğu-
nu belirtirken "12 EylûI dar-
besinin ünrversitelerdeki aya-
ğı olan YÖK hâlâ özgürlükle-
rimizi çalmaya devam edhor.
Tam 23 >ıknr,özerk-demokra-
tik üniversite talebimizin üze-
rindeld karabasan ofanayı sür-
dürüyor'' dedi.
Mengi, uygulanan eğitim-
öğretim sisteminin bilimsellik-
ten uzak olduğunu, ÖSŞ'nin
akıldışı bir uygulama olduğu-
nu da ifade ederek üniversite-
lerde tek tip öğrenci yetiştiril-
mek istendiğini söyledi.
Ekim Gençliği adına konu-
şan Ahmet Güçer ise üniver-
sitelerde şiddet olaylannın art-
tığmı ve okullann ışletme, öğ-
rencilerin müşteri, eğıtımin
ise alınıp satılabilen meta ha-
tine getirildiğini belirtti.
Açıklamaların ardından
" YOK kapaolsm, darbeciler
yargüansm", "Sermayedefol,
Kadıköv tskele Meydanı'nda toplanan Devrimci So$yalist Genç-
Hk, Halk Kültür Merkezkri ve Liseüıün Sesi üyeleri YÖK'ün 24.
kuruluş >ıldonümttnüprotestoettL(Fotoğraf: ŞULE KÖKTÜRK)
ünjversiteler bizündir" slo-~
ganlan atan katılımcılar ses-
sizce dağıldı.
Kadıköy Iskele Meyda-
nı'nda toplanan Devrimci Sos-
yalist Gençlik, Halk Kültür
Merkezleri ve Liselinin Sesi
üyeleri, "YÖK'te parah eğiti-
me,özeDeştirmelere karşıDev-
rimd Sosyaiist Gençfik safla-
nna" "GekcekgençBginetin-
dedir* ^azılı pankartlar aça-
rak, -VOKkalkacak.polisgi-
decek, üniversiteler bizîmle öz-
gürleşecek". "Herkeseeşitpa-
rasceğitim", "Gençikgekcek,
gelecek sosyalizm" şeklınde
slogan attılar.
Burada, grup adına yapılan
basın açıklamasında, YÖK'ün
üniversitelerdeki muhalefeti
boğmak, darbe hukukunu ve
uygulamalannı üniversitele-
re yerleştirmek amacıyla ku-
ruldugu bdirttlerek "€enç-
Hk, YÖK dağıhp, YÖK zihni-
yeti üniversitekrden sökülüp
aolana kadar ve empenaKst-
ler ülkemizden defolup insan-
ca bir yaşam kurulana dek
mücadefcsmisürdürecek" de-
nildi. Açıklamada, 1980 ön-
cesinde hiç özel üniversite
yokken YÖK'le birlikte birçok
özel üniversitenin kurulduğu
ve bugün kamu ünrversitele-
rinin 3'te biri kadar özel üni-
versite olduğu vurgulandı.
Grup aynca, bugün Kızılay
Meydanı'nda yapüacak pro-
testo gösterileri için akşam sa-
atlennde Ankara'ya hareket
etti.
EŞP üyesi bir grup da Tak-
sim Istiklal Caddesi girişinde,
YÖK'ü protesto etti. Grup
burada yaptığı açıklamada,
YÖK'ün sadece antidemok-
ratik uygulamalarla değü, yol-
suzluklarla da anıldığını söy-
ledi.
AMAKBELEDÎYESÎKRİZYARATTI
Erdoğan 'a sendikal
baskı mektubu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası Hür
Işçi Sendücalan Konfederasyonu'nun (ICFTU),
Mamak Belediyesi'ndeki sendikal baskı ıddıalanna
ilişkin, Başbakan Recep Taj'jip Erdoğan'a mektup
gönderdiği bildinldi. ICFTU'nun ınternet sayfasında,
Mamak Belediyesi tarafindan çalışanlara sendikal
baskı yapıldığı yönündeki açıklama yer aldı.
Açıklamada. konuya ilişkin olarak Başbakan
Erdoğan'a gönderilen mektupta "Mamak
Belediyesi'ndeki Genel-lş üyesi işçilerin, iş\eren
zoruyia sendikadan istifaya zorlandıldan" belirtildi.
"tstifa etme\i reddeden işçflerden yüzde 85 gönne
kaybı bulunan Cemil Dağ'ın telefon santrahndaki
görevinden çöp işçiliğine getirildiği"ne işaret edilen
mektupta, belediyedeki uygulamalann Türkiye'nin de
onayladığı Uluslararası Çalışma örgütü'nün (TLO)
~ örgtttlenme ve toplusözleşme haklanna ilişkin
sözleşmelerine aykın olduğu \tirgulandi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Duygu Asena, bu köşede daha
önceyazdığım gibi uzun süredirağır
bir hastalıkla boğuşuyor. Ameliyatlar,
ışın tedavisi arasında geçen bir yıl
onun için çok zor oldu. Duygu Ase-
na, hem direngen bir kişiliğe sahip-
tir hem de karakter olarak iyimser bir
arkadaşımızdır. Hastalığını da kendi
kişiliğine uygun bir biçımde kabul-
lendi. Bu hastalıkla mücadele eder-
ken kararlı davrandı, yaşadığı büyük
acıyı kabullendi, fakat durumundan
çok da şikâyet etmedi.
Duygu, ülkemizdeki kadın müca-
delesinin sembol isimlerindendlir. Bir-
çok kadın hak aramayı onun kitap-
larını, yazılarını okuyarak öğrendi.
Onu, biz yakın arkadaşlan sevdiği gi-
bi, okuyuculan da çok sevdiler. Cum-
huriyet'te aynı odayı paylaşırken onu
ziyaretegelen kadınlann nasıl sevgiy-
le sanldıklanna, ondan etkilendikle-
rine tanık oldum. Duygu'nun hasta-
lanması da yalnızca onu tanıyanlar için
Duygu Asena'yla Bayram Akşamı
değil, onu seven kadınlar için, onu se-
ven insanlar için de büyük bir endi-
şe konusu haline geldi.
• * *
Duygu'nun, kız kardeşi Inci Ase-
na, bayramın son akşamını hep bir-
likte geçirmemızi önerdi. Bu öneriyi,
memnuniyetle karşıladık. Duygu'yla
bayramın ilk günü telefonla konuşur-
ken iyileşme yönünde önemli adım-
lar attığını anlamıştım.
Inci Asena'nın Yeniköy'deki evin-
de Duygu'nun bir grup dostu birara-
daydık. Tahir Özyurtseven, Ayça
Atikoğlu, Şadan Maraş, Edip Emil
öymen, Serpil ve Nazım Alpman,
Nebil Özgentürk, Metin Uca, lpek
Çalışlar, Duygu'nun yeğeni Berfu
Çapın, doktoru Nili Molinas Man-
del, Burak Uçak ve tabii ki Inci Ase-
na, eglenceli, esprili, güzel bir akşam
geçirdik.
• • •
Nebil, Duygu'nun da kahkahalar-
la katıldtğı taklitler yaptı. Çetin Ahtan
ve Genco Erkal taklirjerini izlerken Ne-
bil'in taklit yeteneğine de tanık ol-
duk.
Duygu'yagünlerini nasıl geçirdiği-
ni sordum: Sabahlan kalktığını sa-
londa birkaç tur attığını, bazen de
apartmanın yüzme havuzuna gittiği-
ni anlattı. Yazmaya ne zaman başla-
yabilirsin, diye sorduğumda şu ceva-
bı verdi: "Daha birkaç ay gerekir. İlk
başta birçokyanlış yapabilirim. Yaz-
dıkianm bozukda dabilir, amazaman-
la gelişîr."
Çevresindeki insanlan tanıyordu.
Geçmişe yönelik olaylan da hatırla-
maya başlamıştı. Hareketsizliğin ve
ağır kemoterapinin zayıflattığı elleri,
kollan egzersizlerle güçleniyordu. Ya-
vaş da olsa yürüyor, yemeğini rahat-
ça yiyordu. Iştahı henüz yeterince
açılmamıştu Doktoru tedaviye cevap
verdiğini söyledi.
• • •
Yeğeni Berfu, teyzesindeki somut
ilerlemeyi keyifle anlatıyordu: "Ben
arabamı satınca ondan arabasını is-
tedim. Verdi. Geçenlerde, bana şöy-
Ie dedi: 'Sadece iki aylığına verdim,
bir süre sonra ben kullanacağım.'
Geçen gün benim eve onun araba-
sıyla gelirken de Ver arabayı biraz da
ben kullanayım' dedi. Tabiibuna he-
nüz hazır değil, ama hızJa iyileşiyor."
Duygu, biz aynlırken kapının önü-
ne çıkarak yolcu etti. Bundan sonra
nasıl bir gelişme kaydedecekti? Bir-
çok şeyi yeniden algılamaya başla-
ması onda nasıl etkiler yapacaktı?
Yazamamak, onun için kolay kabul
edilir bir durum değil. Eğer tedaviye
cevap vermesi olumlu yönde ilerler-
se tabii ki birçok şey değişebilirdi.
Bu konuda bugünden kesin bir şey
söylemek de mümkün değildi.
• • •
Yaşam, bir ipliğin ucunda gibi. Bir
gün önce sapasağlam olan bir insa-
nın, ertesi gün başına neler gelece-
ğini kestirmek mümkün değil. Insa-
nın doğumla ölüm arasındaki yolcu-
luğu; inişlerle, çıkışlaria, hırslar, kav-
galar, mutluluklar ve mutsuzluklar
arasında sürüp gidiyor. Yaşama tu-
tunmak, yaşadığımız anı anlamlı ha-
le getirmek o kadar da kolay değil.
Gerginlikler, kavgalar, sevgiler, umut-
lar arasındayaşamak, bunlann üste-
sinden gelmek için ne çok zoriuğu aş-
mak zorunda kalıyoruz.
Duygu Asena, yine gülümseyerek
direniyor. Ona sağlıklardiliyoruz.
2000?
LI YILLARDA
ERDAL ATABEK
Cumhuriyet Kimliği
29 Ekim akşamı, KOOP-C'nin Armada Otel'de
düzenlediği 'Cumhuriyet Balosu' büyük bir ilgi
gördü. Cumhuriyet Bayramı'nı yürekleriyle, beyin-
leriyle yaşayan insanlar bugünün akşamını birbir-
leriyle kutlamak için bir araya geldiler. Ülkemizin
gitgide kendi ortaçağına sürüklenmesinden du-
yulan derin kaygı da bu buluşmalara özel bir an-
lam katıyor. Gecede bir konuşma yapan Sevgili ll-
han Selçuk, 'kadının ve erkeğin biriikte eğlene-
bilmesinin Cumhuriyet'in birarmağanı olduğunu'
söyledi ki gerçekten çok önemliydi. Cumhuriyet dö-
neminin en büyük dönüşümlerinin başında 'kadı-
nın sosyal yaşamdakiyeri, rolü ve işlevi' gelir. Türk
toplumunun modernleşmesinin simgeleri, kadının
toplumdaki yeri ile çocuğa verilen değerdir.
Insancıl Yayınlan'ndan çıkan 'Cumhuriyetin Kül-
tür Politikası ve Sanat' adlı yaprtında Nilüfer Ön-
din, 1923-1950 arasındaki dönemi incelıyor. Bu dö-
nemdeyürütülen devlet politikasının hedefleri, ku-
rumlan ve ulaşımlan son derece dikkate değer.
'Cumhuriyet kadını', Cumhuriyet döneminin çok
önemli bir amacıdır. Kadını erkekle eşit düzeye çı-
karan, ona erkekle eşit işlevler veren, toplumdaki
edilgin rolü yerine etkin bir rol veren çağdaş tutum
Atatûrk'ün en önemli devnmlerinden binsıdir. 'Cum-
huriyetkadını', evinin içinde erkeğin eşitidir, görev-
leri birlikte yaparlar, ev dışında da kendi kişiliğiyie
var olur, öğretmendir, hemşiredir, doktordur, mi-
mardır, meslek insantdır. Toplumun yeni kadını ba-
kımlıdır. özenlidir, modaya aşırı düşkün değildir,
hiçbir zaman kendini sunmanın peşinde değildir,
toplum içindeki yerini aklıyla ve yüreğiyle kazanır.
Bir de bugünün kadın imgelenne bakarsak farklı-
lık çok açıktır. Günümüzde kadın ya kapalı, teset-
tür içinde erkeklerden ayn, kadınlar arasında ya-
şamaya özendirilmektedir ya da erkeğe sunulan cin-
sel bir nesne olmanın peşinde koşturulmaktadır.
'Cumhunyet kadını' ne ötekıdir ne berikı, bu ka-
dın kendi kişiliğiyle var olmakta, toplumda kendi
eşit konumunu kendi çabasıyla yaratmaktadır.
Aile, okul kitaplannda da yer verildiği gibi baba-
anne-çocuk üçgeni üzerinde kurulmakta, erkek
çocuk kadar kız çocuklan da gene eşitlikle aile
içinde yer almaktadır. Bu çocuklar okuma yazma
öğrenmekte, sevgi ve saygı dolu bir ortamda de-
ğer verilerek büyütülmektedir.
Günümüzün çocuklanna ise ya küçük yaşlarda
din eğitimi adı altında kız çocuklannın başını örte-
rek erkeklerden uzak durması öğretilmekte ya da
aşın tüketımin hertüriü zaranna açık bıçimde bü-
yümekte, sorumluluk verilmeyen, hedefı olmayan
bir ortamda yetişmektedir.
Cumhuriyet döneminin balolan, sahil ya da de-
miryolu gezintileri, hafta sonu gezileri, açık hava-
da yenilen yemekler, kadın erkeğin katıldığı düğün-
ler hep ortak toplum yaşamının geliştirilmesine yö-
nelik toplum hareketleridir.
Cumhuriyet dönemi, Halkevleriyle kız ve erkek ço-
cuklannın, gençlerin kültür ve sanat çalışmalannın
etkin kurumlan olmuştur. Müzik, halktürküleri, çağ-
daş sanat müziği, tiyatro, resim, kitap okuma, çe-
şitli konulann öğretilmesi gibi çok yönlü çalışmalar,
bugün yerine hiçbir şeyin konamadığı kültür-sanat
çalışmalandır. Halkevteri toplumun sosyalleşmest-
nin en büyük araçlanndan birisi olmuştur.
Günümüzün kafe-barian ya da internet etkileşi-
mi düşünülürse ne büyük farklann yaşandığı ko-
layca anlaşılır. Gene bunun yanında kıziann erkek-
lerden ayrılarak toplanması, ayn eğlenmeleri, ayn
çalışmalan da her fırsatta yapılmak istenmektedir.
Hele sanatçılann yurt gezileri, resimlerde halk ya-
şamının konu olarak seçilmesi, heykel sanatının ge-
lişmesi günümüze kadar gelebilen çalışmalann ye-
şerdiği dönemler oluyor.
Bizler hiçbir zaman geçmişte yaşamayız. Geç-
mişe her zaman 'nelerin olupbittiği, nelerin yaşan-
dığı, bunlann neden ve nasıl olduğu' açısından ba-
kanz. Bizler geleceğin insanlanyız.
Ama bugün yakın geçmişe baktığımız zaman, asıl
o dönemde uygarlık yolunda yürüdüğümüz orta-
ya çıkıyor. Hele de Avrupa Topluluğu'ndan 'Avru-
pa Biriiği'ne girmeye Kemalizmin engel olduğu'
yolundaki değerlendimneleri duydukça bunca bil-
gisizliğe şaşmamak elde olmuyor.
Şu Avrupa şakşakçılığını bırakıp da nereden ne-
reye geldiğimize dürüstçe bakabilsek...
e-mail... erdalatakasuperonline.com
erdalatakta gmail.com
websitenwww.erdalatabek.com
^Gözetlenmek istemiyoruT
• Istanbul Haber Servisi) -" Gozetleme Kamerası
Oyunculan", tstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafin-
dan kentin 570 noktasına konulan güvenlik kamera-
lannı 9. kez gerçekleştirdikleri eylem ile protesto et-
ti. Beyazıt Meydanı'ndaki 104 numarah Mobil
Elektronık Sistem Entegrasyonu (MOBESE) kame-
rası önünde bir araya gelen protestocu 4 kişi, "hiç-
bır ışe yaramadığını" ifade ettikleri temsili diploma-
lannı kâğıttan uçak şekline getirerek Istanbul Üni-
versıtesi'ne doğru attı. MOBESE oyunculan, "Po-
tansiyel suçlu olarak görülüyoruz, görüntülerimiz 24
saat kaydediliyor Kameralarla yaşamak istemiyo-
nız" diyerek kamerarun önunden aynldılar.
Vergi kaybı 1 katrlyon Hra
• ANKARA (ANKA) - TBMM Akaryakıt Kacak-
çıhğı Araştırma Komisyonu Başkanı ve AKP Bitlis
Milletvekili Vahit Kıler, Türkiye'nin sigara kaçakçı-
lığmdan yıllık 1 katriryon lira (1 milyar YTL) vergi
kaybı olduğunu açıkladı. Yurtdışında kalitesız tütün-
den üretilen Tekel markalı sigaralann Habur Sınır
Kapısı'ndan ûlkeye sokulduğunu belirten Kiler,
TBMM'de bu konuda da araştırma komisyonu ku-
rulması için önerge hazırladığını bildirdi.