Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-0 KASIM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
EKONOMÎ
OUTLANDER TURBO. YENİ MITSUBI5HI
ekonomi@ cumhurfyet.com.tr
Tasanda geçmişe dönük bir düzenleme yer almazken temerrüt faizi can yakmaya devam ediyor
Kartlar mahkemelerikilitledi
5 HASTANEYE TALlP
İngilizhastaya
Acıbadem
reçetesi
İSIANBUL (AA)- Acıbadem Saglık Gru-
bmj Yönetım Kuruİu Başkanı Mehmet AB
Aşydmlar, Ingiltere'de 3 hastanenın özelleş-
tirnaesine talip olduklanm açıkladı. Aydın-
lau", tngiltere'de 24 ayn bölgede toplam 3
rrmiryar sterlin tutanndakı ıhalede 3 bölgede-
k i hastane ıçüı müracaat ettıklenni belirte-
rek bu hastanelen özel hale getinp ilave ya-
tınrn yapmayı planladıklannı bildirdi.
Ingiltere'de aıle hekinıliği sistemınin son
yıJlarda çökmüş dunımda olduğuna ve ame-
liyatlarda hatta tanılarda bile çok uzun süre
bekJendığine işaret eden Aydınlar, ihalenin
alnnması halınde 5 yıl sûreyle ameliyat ve
ayakta tedavı edılecek hasta sayısının ga-
raoıri edıleceğinı belırterek "Bfaiın için bir
Türfc sağük şirketinin dünvaaın en gelişmiş
iülîeJerinden birinde hastane işletmesi veye-
ni hastane y^apmak için talip olmasL, Tüıid-
ye 'den IngiİtereVeknon-bm götiirmesi çok
öntemli" şeklınde konuştu. Yakın civarda il-
gilendikleri 3 ülke daha bulunduğuna işaret
eduen Aydınlar. "Acıbadem'i sağhk dışında
bikşka riiçbir alanda kesinlikle gönneyecek-
süaiz" dıye konuştu.
Ziraat BankastGend\tfidüriiÇağiar. '
9 aylık kâr 1.8 milyar YTL
Ziraatkonutta
farkatıyor
Ekonomi Servisi - Ziraat Bankası ge-
çen yıl "*Türki>e'nin en kârü bankası" ol-
ma başarısını bu yılın üçüncü çeyreğin-
de de sürdürerek 9 aylık briit kânnı 1
milyar 862 milyon YTL'ye yükseltti.
2L\r?&A Bankası'ndan yapılan yazılı
açıklamaya göre. bu yılın ilk üç çeyre-
ğinde aynlan 596 milyon YTL vergi kar-
şıhgından sonra oluşan net dönem kân
ise 1 mılyar 266 milyon YTL olarak ger-
çeküeşti. Geçen yılın 9 ayına oranla ban-
kanın menkul değerleri yüzde 2, mevdu-
atı yüzde 8, öz kaynaklan da yüzde 13
arttı.
Tanmsal kredilerde yüzde 123, ticari
kredilerde yüzde 73, bireysel kredilerde
yüzde 91 ve fon kaynaklı kredilerde yüz-
de 33 artış sağladıklannı belirten Ziraat
Bankası Genel Müdürü Can Akm Çağ-
lar, konutkredılerinde yüzde 309 oranın-
da artış gerçekleştirerek bankanın payıru
yüzxle 11.2'ye- yükselttiklerini açıkladı.
FATMAKOŞAR
Türkıye Bankalar Bırlıği'nin "sa-
dece yüzde 2'si sorunlu, yani yüzde
98'inde her şey yolunda" dıye de-
ğerlendırdiği kredi kartlannda yük-
sek faiz can yakmaya devam edı-
yor. Önümüzdeki günlerde Mec-
lis'e gelmesi beklenen Kredi Kart-
lan Yasa Taslağı 'nda geçmişe yöne-
lık herhangi bir düzenleme getiril-
mezken çoğunluğu yüksek faizden
kaynaklı anlaşmazlıklann oluştur-
duğu davalara bakan tüketicı mah-
kemeleri neredeyse kilıtlenmiş du-
rumda.
2001 krizinden sonra değışrınlen
temerrüt faizine yıllık yüzde 30 sı-
nın getiren Tüketici Yasası'na uyul-
madığını ve "bankalaruı üısanlar-
la dalga geçtiğini" belirten Tüketi-
cıyı Koruma Derneği (TükoDer)
Genel Başkan Yardımcısı avukat
Şükran Eroğhı. tüketici mahkeme-
lenndekı davalarda en iyi olasılıkla
• Kredi kartı ve tüketici kredilerinde sorunlu alacaklarla ilgili
davalann gö'rüldüğü tüketici mahkemelerinde artık bir yıl sonrasına
duruşma tarihi veriliyor. Temerrüt faizinde yasal sınır olan yıllık
yüzde 30'a uyulmazken TükoDer Başkan Yardımcısı Eroğlu,
geçmişe dönük bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtti.
bir yıl sonrasına duruşma tarihi ve-
rildığiru belirtti.
Tahsil edemediklen alacaklan gi-
derlere dahil ettiği için ödemeleri
gereken vergiden düşen bankalar
yeni tasanda limıt ve faize sınır ge-
tirilmesine tepki göstenyor. Ancak
bankalar iki yıl kadar önce değışti-
rilen Tüketici Yasası'nda temerrüt
faiane getirilen yüzde 30'luk sını-
ra da uymuyor.
850 milyon için 8 mflyar
ödedi, borcu Mtmedi
Temerrüt faizuıin yüzde 300-400
gibi fahiş oranlarda uygulanması-
nın borçlan ödenemez hale gerirdi-
ğini belirten Eroğlu, kredi kartla-
nnda kriz sonrasında yaşanan tab-
lo kadar vahim bir tabloyla karşı
karşıya olunduğunu ileri sürdü.
Tüketici demeklerinin "fada" di-
ye tanımladığı yüksek faiz uygula-
masının mağdurlanndan THY çalı-
şanı Nurhayat Kasabah'nın yaşa-
dıklan borçtan yakasını kurtarama-
yanlann durumunu özetler nitelik-
te. Kasabah, 1999 'da 850 milyon li-
ra olan borcu için bugüne kadar 8
milyar liranın üzerinde para öde-
miş. Ancak Kasabalı'ya çıkanlan
fatura; hâlâ yüzde 395 gecıkme fa-
izi uygulanan borcunu tamamlama-
sı için 60 milyar liranın üzerinde
daha ödeme yapmasını gerektiriyor.
Tüketiciler Birliği Genel Başkan
Yardımcısı Kemal Özer'e göre de
Tüketici Yasası'na göre sının yıllık
yüzde 30 olan temerrüt faizı bazı
bankalar tarafından yıllık yüzde
595'e kadarulaşan oranlarda uygu-
laruyor. Tespitlerini AA'ya anlatan
Özer, bugüne kadar yıllık yüzde
300'ün altında temerrüt uygulayan
bankaya rastlamadıklannı söyledı.
Kredi kartında sorunun büyük
bölümünün limıt dengesizliğûıden
kaynaklandığını ifade eden Özer,
bazı bankalann tüketiciye sorma-
dan keyfi limit artışlanna gittiğıııı
ileri sürdü. Özer şunlan söyledi:
"Her ay20 bin kredikarnicraya dü-
şüyor. Bu dunımda temerrütte ina-
nıtanaz rakanüar ortaya çıkıyor. İc-
ra müdürlüklerinde de buna onay
veriliyor. Enflasyon yüzde 10 iken
temerrüde bu kadar faiz çok şaşır-
OCL Yüzde30'un üzerinde temerrüt
suçtur ancak yüzde 300'ün atnnda
temerrütuygulayan bankaya rastia-
madık."
Çimento-karbon kanşımmdan üretilen Econo-Heat, 4 ampullük elektrik tüketiyor
Isıticılarnı rekabetî kızısacak
• Güney Afrika'ya uygulanan
ambargonun ülke ekonomisinin
geüşmesınde büyük katkılan
olduğunu belirten Brasler,
Econo-Heat ıle Türkiye
pazanna giriyor.
NECDETÇALIŞKAN
Kış aylannın yaklaşmasıyla
bırlikte havalann soğuması, por-
tatıf ısıtıcı pazarmı da hareket-
lendırdi. Saatte ortalama 2500-
3000 Watt enerjı tüketen Türki-
ye dekı ısıtıcılara, Güney Afri-
ka'dan yeni bir rakip geldi. Çi-
mento-karbon kanşımından üre-
tilen ve duvara monte edilen Eco-
no-Heat panel ısıtıcı, saatte 425
Wattlık elektrik tüketiyor.
1990'da Güney Afrika'da Rod
ve Russell Davis adlı bir baba
oğul tarafından icat edilen Eco-
no-Heat'in genel müdürü Pieter
Brasler, "Econo-Heat, 4 ampul
kadar enerji rüketerek çalışıjor.
Her şeyden önce ekonomik" diye
konuştu. 25 milyon dolar yıllık
cirosu olan şirketi uluslararası
boyuta taşımak için devraldığını
belirten Brasler, Asya pazan için
Çin'deki üretim tesisinin de dev-
reye girmesıyle birlikte yıllık 1.2
milyon adetlik üretime ulaşacak-
lannı söyledi.
Güney Afhka'da 14 yıldır kul-
larulan üriinün dünyanın 25 ülke-
sinde piyasadaki en ucuz mali-
yetli ısıtıcı olduğunu ifade eden
Brasler, "Türkrye'deyTİhkortala-
ma 300 bin adet olan portatif ısı-
ücı pazannın ilk yıMa yüzde
10'unu, 3 yıl içindeise pazarm üç-
te birini lıedefli)X)ruz" dedi.
Econo-Heat'in Türkıye'deki it-
halatçı firması OSC Dış Tica-
ret'in ortaklanndan SancarTom-
nık ise 2 yıl garantilı olan üriinün
159 YTLden satışa sunulduğunu
ifade etri.
Ambargodan doğan
teknolojikatılım
Güney Afrika Cumhumeti'nin I992
1
de
Neboo Mandeia Ue demokrash'e geçtiğini
haoriatan Prter Brasler. ülkesnım ekooo-
mik getişmesryie Ugüi şu bilgileri verdi:
"Ticari izolasyonun bizim için arontajlan
oMu. TeknoJojinin Güne> Afrika'da geüş-
mesi bu döneme rasdadi Orneğin düm-a-
nm ilk katp nakli operasyonu Güne> Afri-
ka'da gercekleştinidL Ilk fîhreli sigara Gü-
ney Afrika'da yapıldı. Kömürden petrol
üreten dumBdakiilkülke de Güne> .Afrika
oldu. \Tne Econo-Heat gibi enerji tasarru-
fu yüksek olan bir urün bu kapab ekonomi
döneminde uretikü. İzolasvon sayesinde
kendi kendine .veten bir ekonomi gefişti."
Ankaralı
İstanbuVu
yakaladı
ANKARA (AA) - Ankara'nın memu-
ru, vergide Istanbul'un işadamlan ve dı-
ğer zenginleriyle yanşıyor.
Maliye Bakanlığı verilerine göre, yı-
lın 9 aylık döneminde Türkiye'de vergi-
lerin yüzde 40'ının toplandığı Istan-
bul'da kışı başına ödenen vergi tutan 2
bin 632 YTL oldu. Bu rakam. vergi ge-
lırlerinin yüzde 14'üne sahip olan me-
mur şehri Ankara'da ise 2 bin 442 YTL
olarakgerçekleşti. Istanbul'da 35 mih/ar
390.3 milyon YTL vergi tahakkuk eder-
ken, bunun 31 milyar 35 milyon YTUlik
bölümü tahsil edildi. Bu dönemde An-
kara'da da 12 milyar 179.3 milyon YTL
vergi tahakkuk ederken, bunun 10 mil-
yar 878 milyon YTL'lik bölümü Hazi-
ne'nin kasasına girdi. Böylece 9 ayhk
dönemdekı vergi gelirlennin yüzde
13.98'i başkentte toplanmış oldu.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Büyüme ve Bütçe
Bütçe, hükümetin yalnız gelır ve giderlerinin dö-
kümünü değil, ekonominın "bütününe" nasıl bak-
tığını da verir. Ekonominin bütününe ilişkin göster-
gelerin en önemlisi de, hiç kuşkusuz, yıllık büyüme
oranıdır. Hükümet 2006'da ekonominin yüzde beş
oranında büyümesini öngörüyor!
Türkiye ekonomisinin büyüme eğilimlerini dünya-
daki gelişmeler çerçevesinde irdelemeden önce bir
noktanın altı çizilmelidir. Küreselleşen ekonomile-
rin en belirgin özelliği, "büyüme yanşıdır". Büyüme
yanşının son yıllarda ülke gruplanna göre gelişimi
aşağıdaki tabloda venlmektedir.
Buna göre dünya ekonomisi son dört yıl boyun-
ca oldukça istikrartı bir büyüme eğilimi gösteriyor;
dünya üretimi yıllık ortalama olarak yüzde dört do-
layında artıyor. Aynı eğilimin gelecek yıl da sürece-
ği anlaşılıyor.
Ancak, ülke topluluklarının büyüme oranlan çok
farklıdır. "Gelişmiş ülkelehn" büyüme oranı, yüzde
1.5 ile 3.3 arasında, ortaJama yüzde iki dolayında
kalıyor. Buna karşılık, Çin, Hindistan, Uzakdoğu,
Rusya dahil Doğu Avrupa, Afrika, Latin Amerika ve
Türkiye'nin de içinde yer aldığı "geltşmekte
olan/yûkselen piyasa ekonomilerinin" büyüme ora-
nı, gelişmiş ülkelerin büyüme oranının üç katını aşı-
yor, yüzde altının üzerine çıkıyor. Bu çok "toplulaş-
tınlmış" büyüme oranlarına bakılırsa, gelişmekte
olan ülkeler, en azından bu yıllarda, gelişmiş eko-
nomıleri "yakalama" yolunda adımlar atıyor.
Yine tablodan izlenebileceği gibi, Türkiye, ağır bir
ekonomik bunalım yıllanndan sonra, oldukça yük-
sek büyüme oranlan yakaladı; ekonomi, 2002-
2003-2004 üç yılının ortalaması olarak, yüzde 7.9
büyüdü. Ancak bu büyüme oranlanna, IMF'nin, her
yıl "yüzdebeşten fazlabüyümeyin" önerilerine kar-
şın, ulaşıldı. Ekonominin kendi iç etkenleri, IMF'nin
yüzde beşlik büyüme oranı emrinı dinlemedi. Hü-
kümet, tablodan da izlenebileceği gibi, IMF'nin is-
tediği büyüme oranına bağlı kalmaya çalışıyor; ön-
ceki yıllarda yaptığı gibi, 2006'da da yıllık büyüme
oranını yüzde beş olarak "programlıyor".
Hükümetin, bu büyüme programı gerçek birön-
görüsüzlük ve yetersizlik örneğidir. Bilinen bir ger-
çektir ki, Türkiye ekonomisi, gelişmiş ülkelerin üre-
tim ve gelir düzeyini yakalaması için, en azından,
yılda yüzde 7-8 oranında büyümelidir. Bütçede
böyle bir oranın amaçlanmadığı görülüyor; konu-
lan büyüme amacı, "gelişmekte olan/yükselen pi-
yasa ekonomileri ortalamasının" da oldukça attın-
da kalıyor.
Hükümet, ekonominin büyümesinden korku-
yor; böyle olunca da, yatınmlann ve üretimin art-
ması sınırlı kalıyor; iş bulma olanaklannın artması
ya da işsizliğin azaltılması yoluna gidilemiyor. Geç-
miş hükümetleri, "taş taş üstüne koymamışlar" di-
ye eleştiren Başbakan, önce, övünerek sattığı ka-
mu girişimlerini kuranlara haksızlık ediyor sonra da
IMF'nin kurguladığı politikanın, Türkiye ekonomi-
sinin büyümesini, gelişmekte olan ülkelerin büyü-
me oranlannın da gerisine düşürdüğünü bir türlü
göremiyor. Ekonomik ve siyasal istikran yakaladı-
ğı ileri sürülen Türkiye'nin, geçmişte böyle ortam-
larda yakaladığı büyüme oranını tutturmayı amaç-
laması gerekirdi.
Ekonomilerin Bû\ûme Oranlan. Yıllık. Yüzde
2002
DÜNYA 3,0
Gelişmiş Ülkeler 1,5
Gelişmekte Olan Ulk. 4,8
TÜRKİYE 7,9
2003
4,0
1,9
6,5
5,9
2004
5,1
3,3
7,3
9,9
2005
4,3
2,5
6,4
5,0
2006
4,3
2,7
6,1
5,0
Not Dünya üretıminm büyüme oranı, gelışmış ve yükselen
piyasa ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme
oranlannın ortalamasıdır.
Türkiye'nin 2005 büyüme oranı, "gerçekleşme tahmını"ve
2006 oranı da "programlanan "dır
Kaynak. Maliye Bakanı'nın 2006Bütçesı Sunuş Konuşması.
yakupkepenek06@hotmail.com
DÜIVYA EKONOMİStlVE BAKIŞ / ERGfcV YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglufgmail.com
tyıuı genel seçımlennde büyük bir ba-
şan kazanarak yeniden başbakan olan
Koizumi geçen hafta yeni hükümeti açık-
ladı. Koizumi hükümetinin Japonya ve böl-
ge açısından ne anlama geldiğini düşü-
nürken, aklıma, Japon kültüründe, 60. yaş
gününün, bir yeniden doğuş olarak kutlan-
ması anlamına gelen kanreki sözcüğü gel-
di. II. Dünya savaşının sonunda, iki atom
bombasının ebeliğinde doğan yeni Japon-
ya bu yıl 60 yaşına basıyor. Koizumi'nin II.
dönemi başlarken, ekonomik, diplomatik,
askeri ve hatta kültürel alanlardaki son ge-
lişmelere bakarak, bir kanreki ile karşı kar-
şıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
Ancak bu kanreki ilginç çelişkilerle dolu.
Örneğin yeni Japonya, 15 yıllık ekonomik
durgunluktan, önemli ölçüde, Çin'ın sun-
duğu olanaklarla çıkarken, Asya jeopoliti-
ğinde Çin'e karşı konuşlanıyor. Eski Ja-
ponya ABD'ye rakip bir hegemonyacı güç
olarak yükseliyordu. Yeni Japonya,
ABD'nin ekonomik modelini giderek daha
çok benimser, siyasi askeri alanda da,
orun küresel hegemonyasının bölgedeki
ızdüşümü olurken, kültürel alanda, tarihi-
ni, II. Dünya Savaşı'nın anılannı, "yurt sev-
jisi" gibi reflekslen gelecekte, ABD ıle iliş-
<ilenni sorgulatacak biçimde canlandınyor.
10 yıllık durgunlulrtan çıkarken
Japonya 1970'lerde yükselen, yeniden
\BD'ye rakip olmaya başlayan birgüç ola-
akgörülüyordu. Ancak Japonya, 1990'da
(enn bir mali krizin ardından uzun bir eko-
lomik durgunluğa gırdi, bu yıla kadar da
bir türlü çıkamadı. Ancak, yatınm banka-
sı Merrill Lynch'ın Tokyo baş ekonomis-
ti Jesper Koll'un deyimiyle, şimdi, Japon-
ya bir ekonomik güç olarak geri gelmeye
başladı (Far Eastern Economic Revievv,
Ekim, 2005).
Japon ekonomisinin yeniden yapılan-
ması üzerinde odakfanan yazısında, Koll,
ryimserfiğini öncelikle şu gelişmelere da-
yandınyor özel sektör kriz boyunca, aşın
borç, fazla kapasite ve istihdam fazlası yü-
künden kurtuldu. Diğer bir değişle, kriz
ekonomıde büyük bir temizlik gerçekleş-
tirdi. Arz tarafında, birim emek maliyetle-
rinde büyük bir düşüş yaşandı, üretkenlik
küresel rekabeti güçlendirecek yönde art-
tı, böylece kârlar da artmaya başladı. Ta-
lep tarafında, Japon şirketleri gittikçe artan
oranda iç pazara yatınm yapmaya başla-
dılar. Kâriılık da tabana yayılmaya başladı.
örneğin iki yıl önce toplam şirket kâriann-
daki büyümenin yüzde 64'ü en büyük şir-
ketlerden gelirken, bu oran bu yıl yüzde
12'ye düştü. Ekonomi Bakanlığı verilerine
göre kapasite kullanım oranı bu yıl, ilk kez,
kriz öncesi (1989), düzeye yükseldı. Japon
sermayesinin yurtdışına kaçma süreci ("kü-
reselleşme etkisi") de artık sona erdi.
Diğer taraftan, durgunluk boyunca Ja-
pon sermayesi, Koll'un işaret ettiği gibi,
ayakta kalabilmek için, "mekâna kaçma-
ya" ilişkin çözümiere yöneterek, bölgede-
ki başka ülkelere göç etmeye başlamıştı.
Japon sanayisinin toplam küresel üretim
kapasitesinin içinde Japonya dışındaki ke-
siminin payı 10 yılda yüzde 20'den yüzde
-Ab'e yükseldi. Hovvard French ve Nori-
Kanreki' ve Yeni Japonya
1492. m
Bloombera
N ÎHi: WA«KeîS
mitso Onishi'nin geçen hafta New York
Times'ta yayımlanan araştırmalannda vur-
gulandığı gibi Çin burada önemli etken,
bir "çözüm mekânı" olarak karşımıza çı-
kıyor. Çin ile dış ticaretin, Japonya'nın kriz-
den çıkışında çok önemli bir rol oynadığı-
na dikkat çeken French ve Onishi, Çin'de-
ki Japon yatınmlannın 31.5 milyar dolan
geçtiğini vurgularken, Prof. Akio Kawato
da, Ashai Shimbun'un "Asia NetVVork"
bölümdeki yazısında, Japon hükümetinin
Çin'in ekonomik gelişmesini (mekân ilişki
çözümü-E.Y.) desteklemek için Çin'e 50
milyar dolara ulaşan teknik destek ve "yu-
muşak borç" verdiğini anımsatıyor
(14.02.05). Ekonomik krizden çıkışta Çin
pazanndan bu kadar yararianmasına, Çin
ile ilişkiler hızla gelişmeye devam etmesi-
ne (China Daily, 01.11.05) karşın, Japon-
ya'nın siyasi alanda, Çin ile ilişkileri gide-
rek düşmanca bir zemine kayıyor.
Ortak durumsal farkındalılık'
ABD ve Japon silahlı kuvvetlerinin bir-
likte savaşma kapasitesini arttırma pro-
jesinin adı "ortak durumsal farkındalıl/k".
Asia Insight'ta Koizumi'nin yeni hüküme-
tini değerlendiren "Birleşik yeni-muhafa-
zakârlar" başlıklı yoruma göre bu "du-
rumsalın", Çin ve Kuzey Kore'ye ilişkin bir
anlamı oldıiğu çok açık (03.11.2005).
Gerçekten Koizumi hükümeti dönemin-
de hazırlanan yeni, "Ulusal Savunma
Programrna, anayasa taslağı önerisıne,
yeni hükümetin bakanlanna, önceki haf-
ta ABD ıle Japonya arasındaki savunma
ve dışişleri bakanlan arasında yapılan z\r-
venin ardından yayımlanan 14 sayfalık
"Geçici Rapor"a bakınca, Japonya'nın,
ABD ile gittikçe aratan bir işbiriiği ve or-
dular arası "iç içe geçmişlik" (fusion) te-
melinde, açıkça Çin'e karşı konuşlanma-
ya başladıgı. ABD'nin de Japonya'yı böl-
gede Çin'e karşı bir dengeleyıci güç ola-
rak desteklediği görülüyor. Bu bağlamda
iki ordu arasında çok yakın ilişki, ortak ha-
reket kapasitesı kurumlan, bir Ortak Ha-
rekât Merkezi oluşturulur, ABD'nin Japon-
ya'daki güçleri yeniden düzenlenirken,
ABD, Japonya'ya erken uyan radariarı
vermeyi, Patriot-lll füzelerini yerieştirme-
yi, 2007'de de ortak füze savunma siste-
mini hizmete sokmayı planlıyor. Bu arada,
ilk kez bir Japon limanına bir ABD nükle-
er uçak gemısinin demır atması gündeme
geliyor (The Asia Times, 26.10.05, Yomi-
uriShimbun, 31.10.05).
Bu gelişmelere karş/lık Japonya tara-
fında da hazırlanmakta olan yeni anaya-
sa taslağı, Japonya'nın "öz savunma gü-
cü" olarak nitelenen silahlı kuvvetJerinin
adını "öz savunma ordusu" olarak değiş-
tirmeyi, metne "vatan sevgisi" gibi daha
önce oJmayan kavramlan eklemeyi, tari-
hi ve imparatorluk geleneğini vurgulama-
yı öneriyor. Taslak henüz "ortak savun-
ma" (müttefikine yapılan saldınya karşı
yardıma gitmek) kavramını içermiyor
ama, bu kavramın daha sonra çıkanlacak
bir "Temel Güvenlik Yasası" kapsamın-
dayasallaştınlabileceği söyfeniyor. Busı-
rada güvenlik çevreleri, aydınlar ve basın,
Japonya'nın nükleer silahlara sahip ol-
masının getireceği fayda ve zaraıian tar-
tışıyorlar. Japonya İşadamlan Konfede-
rasyonu da yeni anayasa taslağını des-
tekliyor (Asia Times).
Koizumi yeni hükümet oluştururken,
kendi yerine geçmesini istediği politikacı-
yı da belirlemeyi amaçlamış olduğundan
görev dağılımı özellikle önemli. The Eco-
nomist, The Asia Times, Asia Insigth gibi
yayınlann yorumlanna bakılırsa, yeni hükü-
mette en önemli mevkilere, ömeğın hükü-
metin eşgüdümünden sorum\u başbakan-
lık yardımcılığına ve dışişleri bakanlığına,
sırasıyla, Shinzo Abo ve Taro Aso gibi,
ulusalcı eğilimleriyle, Çin konusundaki sert
tutumlanyla, Koizumi'nin savaş suçlulan-
nın anıt mezanna yaptığı ziyaretleri ve neo-
liberal ekonomi politikalannı destekleme-
leriyle bilinen iki polıtikacının getirilmesine
karşılık, Çin ile ilişkileri geliştirmeyeeğilim-
li Yasuo Fukuda, hükümet dışında bıra-
kılmış. Böylece yeni hükümet yeni, Japon-
ya'nın eğilimlerini tümüyle yansrtmış. Ye-
ni Japonya, 60. yaş gününde bir kanreki
yaşıyor; komşulanysa bu kanrekiyi, eski
Japonya'nın genetik hafızasının canlan-
maya başladığını düşündüren belirtilere
bakarak, endişevle izliyorlar.