18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2005 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN İspanya Örneğini Uzun Uzun Düşünmeliyiz Şu günlerde, yaşamı Paris ile Istanbul arasında mekik dokumakla geçen dostum Mine Kınkka- nat, uzun yıllar Ispanya'da yaşamış, bir zamanlar bu ülkede Cumhuriyet'in muhabırtiğinı yapmış bir gazeteci, ilk kitaplanndan "Katar Şövalyeleri"ri\ burada yazmış, o ülkeyı çok iyi tanıyan bir yazar- dır. Vatan'da Franco'nun otuzuncu ölüm yıldö- nümü vesilesıyle yazdığı yazıyı okurken uzun uzun düşündüm. Ben doğduğumda Franco Ispanya'nın eli kanlı diktatörü idi. llkokulu bitirdim, Franco yerindeydi. Ortaokulu, liseyi, üniversiteyi bitirdim, Franco hâlâ, hangi kökenden olurlarsa olsunlar, bütün Ispanyollann ensesinde boza pişiriyordu. Gaze- teciliğe başladım Paris'te, o sıralarda Franco'dan kaçan Cumhuriyetçi Ispanyol sığınmacı kaynıyor- du kent. 1974 yılında, Cumhuriyet'e girdim. Franco hâlâ büyük reisti. Ve kaçınılmaz sonu geldi Caudillo'nun, yan bu- namış biçimde göçüp gitti, nice cana kıydığı dünyadan. ölümü üzerine bütün dünya büyük bir "oh" çekti. Ispanya'daki yandaşlan dışında kimsenin sev- mediği bir insandı Franco. ölümü üzerine şu di- zeler geldi aklıma: "Ne kendi eyledi rahat, ne âleme verdi huzur. Yıkıldı gitti dünyadan, dayansın ehli kubur". • • • Franco öldüğünde Ispanya'nın ardında 36 yıllık dikta rejimi vardı. Franco öldüğünde Türkiye'nin ardında 30 yıllık bir çok partili yaşam bulunuyor- du. Türkiye'de hemen hemen İspanya ile aynı, hiç değilse yakın ve benzer ekonomik koşullann yaşandığı 1950 yılında, Cumhuriyeti kuran parti, serbest demokratik bir seçimle iktidan Demokrat Parti'ye teslim etmişti. Franco öldüğünde, Türki- ye Avrupa Konseyi'nin ve NATO'nun üyesiydi. Oysa İspanya, rejiminin yapısı dolayısıyla, de- mokrasiyle yönetilen ülkelerin oluşturduğu ileri sürülen Kuzey Atlantik Ittifakı'na üye olamamıştı. Franco öldüğünde, Ispanya'nın Avrupa Ekono- mik Topluluğu ile ilişkisi yoktu. Oysa Türkiye ile AET arasında ortaklığı öngören Ankara Anlaşma- sı imzalanalı on yıldan fazla oluyordu. Pekı sonra ne oldu? Sonra İspanya, Caudillo'nun sağlığında herke- sin diktatörün kuklası olduğunu sandığı Kral Ju- an Carlostan komünistlere, sağ partilerden sol partilere kadar bütün siyasi güçler arkalanna hal- kın desteğini de alarak Türkiye'nin bugünkü ko- şullarda erişmeyi ancak hayal edebileceği bir de- mokrası düzeyine eriştiler ve hızlı bir kalkınma temposu elde ettiler. İspanya artık, dünya demokrasilen içinde ön- de, dünya devletleri içinde saygın bir yere sahip- tir ve yirminci yüzyılın bitmesine on yıl kala da, AB üyesi olmuş, özgür müreffeh bir ülke konu- mundadır. • • • Bu otuz yıl içinde Türkiye nereye gelmiştir. Franco'nun ölümünün üzerinden geçen otuz yıl içinde Türkiye yüz binlerce kişinin hapislere düş- tüğü bir askeri darbe yaşamış, henüz sürdürüle- bilir bir kalkınmanın egemen olduğu kesintisiz on yıl görememiş, demokratik yapısını tamamlaya- mamış, reformlannı yapamamış, kırk beş yıl ön- ce, başvurduğu Avrupa'nın kapısını araîayama- mış, dinin siyasetteki etkisini azaltamamış, tam tersıne arttırmış, seksen yıl önce oluşturduğu laik düzenini koruyamamış, rejimini rayına oturtama- mış, laik eğitimini bırakın çağın gerektirdıği düze- ye getirmek, yavaş yavaş dini eğitime kaydırmış bir ülke konumundadır. Bu durumda, İspanya örneğini uzun uzun dü- şünmeli ve çok partili demokratik sistem dediğı- miz rejimimizi ciddi biçimde sorgulamalıyız sanı- rım. Nasıl oluyor da, 1975'te gerisinde hemen hemen otuz yıllık bir demokrasi deneyımi olan bir ülke, aynı zaman diliminde gerisinde otuz beş yıl- lık bir dikta olan toplumun her alanda gerisinde kalabiliyordu? Eğer, bir demokratik sistem, siyasi, ekonomik, sosyal alanda gerisinde dikta bulunan ülkenin re- jiminin elde ettiği sonuçlann çok gerisinde kalı- yorsa o "demokrasi!"n\n ne menem bir demok- rasi olduğu sorusu haklı olarak düşüverir günde- me. Ben ne aradaki farkın nedeninin ne de çok par- tili demokratik sistemimizin nasıl bir demokrasi olduğunun yanıtlannı bulabildim. Bilmem bu konuda sizler ne dersiniz? [email protected] Olaylar değerlendirilecek Geniş katılımlı güvenlik zirvesi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Şemdın- li ve Yüksekova'da meydana gelen olaylar Başbakanlık'ta 8 gün arayla gerçekleştirile- cek ikinci güvenlik zir- vesinde bir kez daha masaya yannlacak. Baş- bakan RecepTayyip Er- doğan'ın ısteğiyle ger- çekleşecek toplantıya geçen haftadakinden farklı olarak Genelkur- may Başkanı Orgene- ral Hilmi Özkök ve Ka- ra Kuvvetlen Komuta- ru Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt da katılacak. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazıh açıklamaya göre, Başbakanlık ypni bina- daki toplantıda, Şem- dinli'de yaşanan olay- lar ve sonrasında yaşa- nan gelişmelerle terör- le mücadele konulan ele alınacak. Toplantıya, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gffl, Adalet Bakanı Ce- milÇiçek, îçişleri Baka- nı Abdülkadir Aksu v e Millı Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile Genel- kurmay Başkanı Orge- neral Hilmı Özkök, Ka- ra Kuvvetlen Komuta- nı Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt ve Jandarma Genel Komutanı Orge- neral Fevzi Türkeri de katılacak. Başbakanlık'taki ilk zirve geçen hafta çar- şamba günü yapılmışh. îçişleri Bakanlığı bütçesinde terör, içki yasağı ve belediyelerdeki yolsuzluklar tartışıldı 'Kopmanınprovalan'ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Îçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Hakkân Valisi Erdoğan Gürbüz'ün görevden alınmasını "kan değişi- mi" olarak nitelendırdi. Vali Gür- büz'ün atama yönetmeliğınde böl- . ge içın öngörülen 2 yıllık görev sü- resini aştığını belirten Aksu, "VaH- miz kendisi de böyle bir kan değişi- mi olursa memnun olacağmı ifade etti. Kendisi son derece değerti, de- neyimli bir valimizdir" dedi. îçişleri Bakanlığı'nın 2006 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Ko- misyonu'nda görüşülerek kabul edil- di. Bakanlık bütçesi üzerindeki eleş- tiri ve sorulan yanıtlayan tçişleri Bakanı Aksu, Hakkâri Valisi'nin "kendi isteğKle" Tokat'a atandığı- nı bildirdi. AKP'li belediyelerin iç- ÖLÜMLERARTTI Mayınlar köye dönüş için engel • Kara Mayınlan îzleme Ör- gütü raporuna göre, Türkiye'de yalnızca 2004-2005 yülannda mayın nedeniyle 24 sivil öldü, 111 sivil yaralandı; 52 asker ölürken 229 asker de yaralandı. ANKARA (ANKA) - Landmine Monitor (Kara Mayınlan Îzleme Ör- gütü) 2005 Raporu'ha göre, Türki- ye'de 2 miryon 973 bin 481 antiper- sonel mayın bulunuyor. Türkiye'de sadece 2004- 2005 yıllannda mayın nedeniyle 24 sivıl öldü, 111 sivil ya- ralandı; 52 asker ölürken 229 asker yaralandı. Landmine Monitor 2005 Raporu, Türkiye"de 2004 stoklanna göre 2 milyon 973 bin 481 antiper- sonel mayın bulunuyor. Türkiye, depolanmış mayınlannın ımhası 2006'da yapımının tamam- lanması öngörülen Mayın ve Mühım- mat Imha Tesisi'nin kunılmasıyla gerçekleştirecek. Türkiye'nin anti- personel mayın stokunun imhasmı tamamlaması için belirlenen son ta- rih ise 1 Mart 2008. Rapora göre, Türkiye, eğitün ve araştırma amacıyla 16 bin antiperso- nel mayını elde tutmak istiyor. Bu ra- kam taraf devletlerin elde tuttuklan mayınlar itibanyla Brezılya'dan son- raki en yüksek ikinci miktan oluştu- ruyor. Raporda. ülkenin Doğu ve Güney- doğu'sundaki boşaltılmış köylerinden mayınlar nedeniyle göç edenlerin ge- n dönmediğine ışaret edildi. Raporda, Türkiye'nin mayından ya- ralananlara sağlık yardımı yapması gerektığı beürtıldı. Ancak Türkiye'de- kı sağlık hizmetlerinın dağılımınm dengesiz, hastane yataklannın üçte birinin ve tıbbi personelinin yaklaşık yansımn sadece üç kentte toplanmış durumda olduğuna işaret edildi. Raporda,"Yapılan görüşmeler,ma- yın kurbanlannın rehabilitasyon ib- tiyaçlannın yeterince karşrianmadığı- nı ve sağ kurtulanlann. askeri tesis- lenfeübbiverehaioflitasyonhizmeuala- bileceklerinin farkuıda olamayabile- ceğini gösteriyor" denildi. değİŞİmİ yapildl' Îçişleri Bakanlığı'nm 2006 bütçesi komisyonda kabul edildi. CHP Millet- vekili Ergin, Güneydoğu'da yeniden tırmanışa geçen teröre dikkat çekerek "Güneydoğu Anadolu yanıyor. Orada bir anlamda, ileride kopmanın provalan yapılı- yor" dedi. îçişleri Bakanı Aksu, Hakkâri Valisi Gür- büz'ün kendi isteğiyle görevden alındığını belirterek atamayı "kan değişimi" olarak nitelendirdi. ki yasaklan konusundakı eleştın- lere de yanıt veren Aksu, 14 Ekim'de bütün belediyelere "beffiadresvever göstererek içküi bölge belirieneme- yeceğj" yönunde genelge gonder- diklerini bildirdi. Içkili mekânlara, eskiden ben kent krokılerinde be- lirlenen yerlere göre ruhsat venldı- ğini kaydeden Aksu, belli yer ve adresler göstenlerek "larmızı nok- tah" bölgeler ılan edilemeyeceğini söyledı. Komisyondakı muhalefet partili üyeler. AKP'li beledıyelenn kanş- tığı yolsuzluklar ile "içki yasağı" gırişımlerini ve Şemdinli'de yaşanan olaylar sonrası Hakkâri Valisi Gür- büz'ün görevden alınmasını eleş- tirdiler. CHP Muğla Millervekili Gürol Ergiıı Güneydoğu'da yeni- den tırmanışa geçen teröre dikkat çe- kerek "Güneydoğu Anadotu yanıyor. Orada bir anlamda, ileride kopma- nın provalan yapıhyor" görüşünü dıle getirdı. AB Türkiye Temsilcisi HansJörg Kretschmer'in de dün bir gazete- de dile getirdıği "Lozan'daki azm- lık tanımının" genişletıhnesi ıste- mine dikkat çeken Ergin, bunun yeni bir Sevr dayatması olduğunu vurguladı. AB nin Kürt ve Alevilerin de azın- lık olarak tanımlanmasını istediğı- ne dikkat çeken Ergin, hükümetın bu isteme karşı kesin ve net tavır al- masını ıstedi. Aynlıkçı çevrelerın, Başbakan Tayyip Erdoğan" ın "Tür- ld>e'de Kürt sorunu vardır" açık- lamasmdan sonra cesaret aldığını kaydeden Ergin, buna Hak-Par Genel Başkanı ve Şeyh Saifın de torunu olan Abdülmelik Fırat'ın açıklamalarını örnek göstererek "Bugün' Kürtleri azınlık kabul edin" diyenler, yarm orada bir federe dev- letten bahsederier" dedi. TOKATAATANDI Gürbüz: Görev terfî Şemdinli'de enkaz temizliği Hakkâri'nin ŞemdmlL, Yükseko>a ve kent merkezinde meydana gelen ve 5 kişinin ölümüyte sonuçlanan paüamalann arduıdan bölgede vaşam normale dönüyor. Son olarak TBMM İnsan Haklan Komisyonu üyeleri de incelemekri tamamla>arak bölgeden a>rdırken esnaf, patlamâlar nedeni>le zarar gören işyerlerini onarmaya çahşıyor. Şemdinli'de 1 Kasım'da 156 kiloluk patla>Tcmın patlaması sonucunda büyük hasann meydana geldiği Cumhuriyet Caddesi esnafi da dükkânlannı temizüyor. Esnaf, patlama sırasmda işveıierindeki mabemelerin bü>ük bölümünün zarar görmesinden yakmıyor. (Fotoğraf: AA) Müdahillerin avukatı Altürk: Gerekirse AİHM'ye başvuracağız Yüksekova çetesi dosyası temyizde HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Tokat Valiliğı'ne atanan Hakkân Valisi Er- doğan Gürbüz görev değışiklığini "terfT olarak değerlendirdi. Gürbüz. "Bu değişikliği biryükselme olarakda gorebilirsiniz. Çünkü daha büyük bir ile gitme nrsaü verildT dedi. Gürbüz, 24 Kasım Ögretmenler Gü- nü dolayısıyla valılık bınası önünde düzenlenen töremn ardından, gaze- tecilere açıklamada bulundu. Hakkâ- ri'ye atanan Tokat Valisi -_--_- ,,* • AjtanNasuh- ff^T bevoğhı'nu^- ±± olaylannut kındantanıdı- ardından ğını ve Tokat'a atanan tecrübeh Vali Gürbüz, olduğunu be- b u m n b i r t e t f l lirtenGurbuz, . . , «Bu bir bay- olduğunu rakjanşMhr" söyleyerek dedi. Bir gaze- "Devletimize ve tecinin "Son hükümetimize olaylardan ü k m n VAN/DİYARBAKIR(Cumhuri\«t) -Yüksekova çetesi sanıklan hakkın- da Hakkâri Ağır Ceza Mahkeme- si'nin verdiği beraat karan temyiz edildi. Müdahillerin avukatı YaşarAltürk, Yüksekova Çetesi Ana Dos- yası'nda "sflah ve uynştunı- cu madde kaçakçüîğı, fıuŞe alma,yağma, fid>e ^rmeyen kişhe ah otelin lav silahıflero- keöenmesi" ıddıalanyla ılgı- li olarak 1997 yılında kamu davası açıldığını anımsattı. Altürk, bu suçlar kapsamında üç da- va açıldığını, ikisinin sonuçlandığını, "çete kurma, gasp ve bombalamaya azmettirme. sflahve UNHşturucu mad- de kaçakcdığı" suçlanndan yargılanan Bınbaşı MehmetEmin YurdakuL Üs- teğmen Büknt Yerüd, Emnıyet Amı- n EnverÇırak'ın yargılanmasının de- vam ettiğını ifade etti. Hakkân Ağır Ceza Mahkemesfnın 18 Kasım'da bu sanıklar hakkında beraat karan verdiğinı belirten Altürk, "Ancakben • Mahkemenin aldığı beraat kararına tepki . gösteren eski CHP Milletvekili Mahmut Işık, f çeteyi ortaya çıkardıklan için haklarında ölüm karan verildiğini ve bu nedenle yakın korumaya alındıklannı hatırlattı. dün (önceki gün) Yargrtay'a, karara yöneükolaraktemyizisteminde bulun- dum. Yargrtay'nı vereceği karar doğ- rultusunda hareket edeceğiz. Bunun dışuıda Avrupa İnsan Haklan Mah- kemesi'ne başMiracağun" dedi. Eskı CHP Sıv^s Mıllenekıh Mah- mutIşık da. Yüksekova çetesinin be- raat etmesıne tepki gösterdı. Yükse- kova çetesını dönemın CHP mıllerv e- kıllen Ercan Karakaş \ e Mustafa Yü- maz ile bırlıkte hazırladıklan rapor- larla ortaya çıkardıklannı be- lirten Işık, "Bu durumda hakkunızda infaz kararlan ahndLŞimdiadınıaçıklamak istemediğim biri, îstanbul'da- ki bir otelde toplanü yapıldı- ğmı M- benim ile Jandarma GendKomutanıTeoman Ko- man hakkında ölüm karan ahndıgım bfldirdL Bunun üzerine bizlerde Baş- bakanhk'a, Mflli Savunma Bakanb- ğı'na, Genelkurmay Başkanbğı'na muracaat ettik. Sonra da yakm koru- maya ahndık" diye konuştu. mesi sizde bir kırgınlık ya- — ratbmı" sorusuna Gürbüz, "Hayır,hiç öyle bir şey yok" dıye yanıt \ erdı. Görev yen değişıminin normal bır uygulama olduğunu, \alilerin bu böl- gede 2 yıl kaldığını, ancak kendısinın 3 yıldır Hakkân'de bulunduğunu ifa- de eden Gürbüz, "Görevyerideğişik- üğinde birazda gecikme ohnuştur. Do- ğu'daki hizmet süresi asker ve potts- ler için 2 yıktır, ancak ben burada 38 a>dn-görevyapıyorum''dedi. "Görev değişikliğinin son olaylarla bir ilgisi wknıu" sorusu üzerine Gürbüz, şun- lan söyledi: "Benim şahsikanaatime göre yok. Devletin ve hükümetin bir tasarrufudur. Bu değişikliği bir yük- selme olarakdagorebilirsiniz. Çünkü daha büyük bir De gitme nrsaü verfl- dL Bununiçin başta başbakanımız ol- mak üzere de\ letimize ve hükümeti- mize minnet \¥ şükran borçhıyıun." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Şemdinli olaylan üzerine Meclis'te AKP adına konuşan Hatay Milletve- kili Sadullah Ergin'in konuşması, tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı. Başbakan Tayyip Erdoğan, "Nere- ye ve kime kadar uzanırsa uzansın bunu çözeceğiz" demişti. Ardından da bölgeye bir ziyaret yaparak bu tutumunu sürdürmüştü. Sadullah Ergin, önceki gün Mec- lis'te yaptığ; konuşmada, "Konu yargıya intikal etmiştir, artık söyle- necek fazla söz kalmadı" anlamına gelecek bir tutum içine girdi. Ergin bu konuşmayı yaptığı sırada ajans- lardan başka bir haber geldi: "Yük- sekova çetesi beraat etti." Konu yargıya intikal etmişti. Ortada cina- yet vardı, baskın vardı, uyuşturucu işi vardı. Şimdi yargı kararına göre bunların hıçbirisi kalmadı. Kaçak olan Binbaşı da böylece serbest ha- le geldi. Sanırım yakında karşımıza çıkar. Belki de ordudaki görevine geri döner. Konu yargıya intikal ettiği için söy- lenecek bir şey kalmadı mı? Şem- AKP Sözcüsünü Meclis'te Dinlerken... dınlı olayının yargıya intikal ediş bıçi- mi bile hepimizi kuşkuya düşürmedi mi? Çünkü ilk açılan soruşturmanın niteliği ve kapsamı, bu işin bir çete işi değil adi bir cinayet olduğu yö- nünde görünüyordu. , • • • Ayrıca yine AKP temsılcisinin ko- nuşması, sanki bu işi "fazla kurcala- mayalım" biçimindeydi. Başbakan ne söylüyordu, onun temsilcisi ne- den söz ediyordu? Ortada çok ciddı bulgular ve bilgiler varken, yaşanmış bir Susurluk hayal kırıklığı varken, Ergin'in, üstelik bolgeyi ziyaret etmiş bir milletvekili olarak yaptığı konuş- mayı anlamak, çözmek mümkün değildi. Ne yapsın Türkiye Büyük Millet Meclisi, yalnızca yargıyı mı bekle- sin? O zaman Meclıs Komisyonu kurmaya da ne gerek var ki! Sadul- lah Ergın'le bir TV programında ko- nuştuğumuzda da benzer kaygılara kapılmıştım. Meclis'teki konuşması- nı dınleyince iyice bu kaygı ve kuş- kulanm arttı. • • • Şemdinli olayının tartışmalara ka- tılan tarafları ve gösterilen duyarlık ve duyarsızlık, aslında işın boyutları- nın ne kadar büyük olduğunu göste- riyor. CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan, önceki gün Meclis'te yaşa- dıklannı anlattı. Olay yeri zaptı tut- mak amacıyla malum otomobilin ya- nına Savcı, Emnıyet Müdüru ile bir- likte gitmişlerdı. Tam tespit yapa- cakları sırada, çevredeki polis pan- zerlerinden ateş edilmeye başlan- mıştı. Esat Canan, "ortada bir gösteri ve tepki yokken" bu ateş etme ola- yına şaşırmıştı ve Emniyet Müdü- rü'ne, "Ne oluyor Müdür Bey?" diye sormuştu ve müdür kendisine şaş- kınhkla bakmıştı. Polis panzerlerın- den açılan bu ateşın ardından başka bir aracın içinden halka ateş açıl- mıştı. Bir kişinin ölümüne neden olan bu sılahla tarama olayının faili de olay yerinde yakalanmıştı. Esat Canan, bu ateş ortamı içinde savcının olay yerini bırakıp savcılığa gerı dönmek zorunda kaldığını be- lirtti. Esat Canan bunu aynen Sadul- lah Ergın'le birlikte katıldığımız TV programında da anlatmıştı. Aslında burada hemen soruşturulması gere- ken konulardan birisi de o polis panzerlerinden neden ateş «dildiğiy- di? Onlara kim bu ateş emrını vermiş- ti. Çünkü polis panzerlerinden açılan ateşi, özel araçtan açılan ateş ızle- miştı. Yanı arada bir dayanışma (bı- linçli ya da bılinçsız) oluşmuştu. • • • Bütün bunları Sadullah Ergin de biliyordu, ancak Meclis'teki konuş- masında sankı bu olaylardan hiç ha- beri yokmuş gibiydi. Konuşmalarda öne çıkan, bölgede çalışan güvenlik güçlerinin çok zor koşullarda görev yaptığı, güvenlik güçlerinin bu tartış- ma ortamında zaafa uğratılmaması- nın belirtilmesiydi.. Doğru, gerçek- ten de orada görev yapmak zor. ölüm ve gerginlik ortamı söz konu- su. Güvenlik güçlerine yapılacak en büyük kötülük, onları yasadışı yolla- ra sevk etmek. Çünkü bu tür ışler halkta büyük güvensizliğe neden oluyor ve oradaki güvensizlik at- mosferi daha da büyüyor. Güvenlik güçlerinin yasalara uygun çalışması, adalet mekanızmasının hukuka uy- gun olduğu güvenini yaratması böl- ge açısından çok önemlı. Halkta oluşan güvensizlik, en kötüsü... PKK, etkinliğini bu tür zaaflan kulla- narak arttırıyor. • • • Cıddi, gergin ve karmaşık bir sü- reç yaşanıyor. Demokrasi, hukuka saygı ve doğru sıyasetler ancak bu zor sorunun makul bir zemine çekil- mesinı sağlayabilır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle