22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
» KASIM 2005 PAZAR CUMHURİYET EJektronik posta derazsorrrfitaimhurjyet.com.tr Tel: 0^12.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 SAYFA 17 Yetişme t Osman Aksoy: "Üniversiteleıimizi j başansız bulan Başbakan'a: Bu ülkenin üniversiteleri, ülkesini yönetenleri yetiştirdiği gibi ne yazık ki bilimle kavga edenleri de yetiştirdü' - AKP'ye demokrasi ihtan verilecekmiş... "Önce ulemaya sorsunlar!" £ Deprem konutlan ^ rüzgârla yıkılmış. | Fay hattı *p kanatlanmıştır! Medrese Ercan Mert: "Bir J B süresonra adının ' w 'Vasati Şark-i -> - Medrese-i Fenni' olması hayal edilen üniversitemiz hangisidir?" Riiyada .* Barias Demirtaş: mk "Türban « r konusundasöz *~ hakkı ulemanın da acaba rüyalara giren ulemalann görüşleri kabul ediliyor mu?" Bilmece Cahit Murathan: "Çarşafa dolandıktan sonra cami duvanna işeyenler kimlerdir? Bilenlere 'Şeyhimin A Zırvalan' hediye I edilecektir." 4 BİRLEŞMİŞ Milletler bünyesinde Kadınlara Karşı HerTüriü Ayrımcılığın önlenmesi Sözleşmesi'ni (CEDAVV) yürüten bir komite var. Komitenin Türkiye'deki sekreteryası bu dönem için Türk Kadınlar Birliği'ne veıilmiş. Türk Kadınlar Birliği de Kadın Platformu'ndaki 15 kuruluşla çalışıyor; tam bir sivil toplum örgütlenmesi. Fakat... 23 Kasım'da CEDAVV Türkiye Sivil Topium Forumu Yürütme Kuaılu'nun hazıriadığı "gölge rapor" Meclis'te düzenlenecek bir toplantı ile kamuoyuna açıklanacak ve fakat bu rapordan Türk Kadınlar Birliği'nin haberi yok. Meclis Başkanı Bûlent Annç'ın ilgisi ve bilgisi ile Meclis'te açıklanacak rapor için milletvekillerine davet mektubunu Uçan Süpürge Genel Koordınatörü Halime Güner yazıyor. Uçan Süpürge, Almanya'da kurulmuş bir kongre ve turizm organizasyonu şirketi. Şirketinin sahibi Halime 'Ucan Supurge'Güner Almanya'da "Ucan Supurge" ile bir işkadını, Türkiye'de ise "Uçan Süpürge" ile bir sivil toplum gönüllüsü. CEDAVV, taraf ülkeler için hukuken bağlayıcı bir belge. Komitenin karaıian da bir bakıma "kriter" olarak değeriendiriliyor. Şimdi, Alman Büyükelçiliği'nin de desteklediği Almanya'daki "Ucan Supurge" şirketinin Türkiye'de bir sivil toplum kuruluşu olarak hazırianmasına yardımcı olduğu ve 23 Kasım'da Meclis'te açıklanmasına aracılık edeceği "gölge rapor"dan birkaç alıntı: "Komite, anadili Türkçe olmayan kadınlann ve kızların eğitimden yararlanma ve eğitimde başan sağlama bağlamında çoklu aynmcılığa maruz kalabilmesinden endişe eder. Komite, bunun yanı sıra okullarda ve üniversitelerde türban yasağının kızlar ve kadınlar üzerindeki etkisinden endişe duymaktadır... Komite taraf devlete, farklı etnik gruplara mensup ve anadili Türkçe olmayan kızlar ve kadınlann özellikle kırsal kesimde karşılaştıklan eğitime ilişkin dezavantajları gidermeye ve bölgesel dengesizlikleri aşmaya yönelik ilave politikalar ve programlar uygulama çağnsında bulunur. Komite, taraf devletin türban yasağının etkisini denetlemesini ve değerlendirmesini ve bu yasak yüzünden okullar ve üniversrtelerden dışlanan kadın sayısı hakkında bilgi deriemesini rica eder... Komite, taraf devletten gelecek dönemsel raporunda yargı mensubu kadınlar, kız ve kadın kaçakçılığı, Kürt kadınlar dahil olmak üzere çoklu aynmcılığa maruz kalan diğer gruplar hakkında cinsiyete dayalı istatistik ve veri talep eder." SESSÎZSEDASIZ(I) Şeriatçılara protez parmak, el ve kol TÜRK tiyatrosunun en saygın sanatçılanndan Macide Tanır, son günlerde Türkiye üzerine oynanan oyunlar karşısında şöyle diyor "Şeriatın gelmesi için çırpınan büyüklerimize duyuru: Türkiye Cumhurtyeti'nin dokunulmazlık nimetlerinden inanılmaz derecede yararlanan kişiler, uğruna çok mesai harcadıklan şeriat (Allah korusun) gelince, onun kurallanna göre yargılanacaklanndan, şeriat yasalan gereğince alacaklan ceza ile elleri, parmaklan, kollan kesilecektir. Bu kişiler şu sıralar yurtdışına görevii gittiklerinde (bizim vergilerimizle) protez kol, el ve parmak satın alıp bir yere koysunlar. Zamanı gelince lazım olur. Sakla samanı gelir zamanı! Aynca değerti hukukçulara da bir çağnm var Hele aranızda bir toplanın. Neyin hukuk içinde, neyin hukuk dışında olması gerektiğine karar verin. Verdiğiniz karan da Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne bildirin. Bildirin ki, öyle bilmeden her işimize kanşmasınlar. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde din ulemasına sorulması gereken soruyu boşu boşuna düşünüp de kafalannı yormasınlar, zamanlanna yazık." Yüksek Yerilim Hattı erdtncutkuigyahoo.com Türbana son noktayı koydu: Notalı türbanlar moda olur şimdi! ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCİ 'Kutsal Emanetler' Yasası Ortaçag TurV Sanatıntn En Bûyûk Amtı Divriği Ulucamisi veŞifahanesi için Özensiz ve bilgisiz "restoras- yon" uygulamalan nedeniyle "bozulan" tarihi yapılanmıza değinerek, Divriği Ulu Ca- mi'nin de aynı duruma düşme- sini durduracak "özei bir ya- sa"nın gerekliliğini daha önce de vurgulamıştık. (7 Ağustos 2005-Cumhuriyet) Konuyu gündeme taşıyan ge- lişme ise Prof. DoğanKuban'ın uyanlanydı... Mimarlık tarihimizin bilge emektan, bu anıt eserdeki özel- likle *taş ayma"lann büinçsiz ve uzman olmayan ekiplere terk edilmesi durumunda, eşsiz bir sanatsal mirasın bir daha geri kazanılamayacak şekilde yitiri- leceğine aylardırdikkat çekiyor, bunaneden olabilecekyasal ek- siklikler giderilinceye kadar res- torasyon ihalesinin yapılmama- sı gerektiğini savunuyordu. Kuban'ın bu haklı uyanlannı yaşama geçirebilmek için, ön- celıkle "anıtsal yapdann resto- rasyon kurallarTm belirleyen bir yasanın -ivedi- gerekliliğini özetle şöyle belirtmiştik: "Anrtsal yapdarda yanhş res- torasyonu önlemek, tarihin kül- tür birikimkriııi gelecekkuşak- lara gerçek niteüklerhie aktar- mak gibi olağanüstü bir sonım- hıhığu içeri- yor. Bu ne- denle, insan aldnun ve ya- raücıhğının bir daha ger- çekkşmeye- cekolanşahe- serlerini, 'en uygun fıyat'ı verenler de- ğil; 'en uz- man olanlar' onarmahdır- lar_" Bu değer- lendirmelere rağmen, anıt- sal yapılar için mevcut ve "sakmcah" ya- sayla ihale hazırhklan sürerken; Kuban'ın "kaygüan''nı yinele- yen "DivriğiYasaa* broşürü ya- yımlandı. 'Mufcaddes emanet' Yapı Endüstri Merkezi'nce (YEM) hazırlanan broşürde, Türkiye'den sadece 9 kültür ve doğa mirasının yer alabüdiği UNESCO listesindeki bu "orta- çağ njucizea" için deniyor ki: "Yapi, çagdaş, çelik ve cam, şef- faf bir müze yaptsının içine bir 'mukaddes emanet 7 gibiyerleş- tirüebffir. (-.) Yıflarca restoras- yonadıalündayapılan çirkin ça- triar kaldınlarak, yapının özgûn örtü malzemesi koruma attmda yinelenebiliıf Işte böylesine değerli ve dün- yada gerçekten "tek" olan bir hazinemizin "insanlık adına" hatasız onanmını sağlayabile- cek bir yasa, sadece tarihi mira- smıızı değil, Türkiye'nin say- gınlığını da yüceltecektir. Kimi rant projelerini "engd- sz" gerçekleştirmek ve hükü- metçe belirlenecek "ayncahkh imar haklarTyla pazarlamak için pekâlâ özel yasalar çıkarta- bilen TBMM, aynı çalışkanhğı, tarihsel değerlerimiz için de gösteremez mi? Üstelik "mu- hafazakâr" (korumacı) bir ço- ğunluğa da sahip olarak... YEM'in yayımladığı broşür haklı bir çağnyı yinelemekle birükte, asıl yapılması gereken, sadece Di\Tİği için değil; "tüm anrtsal yapüar"ımızı duyarsız onanmlann tahribatından kur- taracak yasal düzenlemeye bir an önce kavuşmakür. Kaldı ki böyle bir yasada bi- le, aynca Divriği'de gözetilecek hassasiyetler için geçici madde- ler yer alabilir. Böylece Türki- ye'nin kimlik anıtlan bir bütûn olarak gözetilmiş olur... Onurtu restorasypnlar Her biri en az Divriği Ulu Ca- mii kadar UNESCO "Dûnva Miraa listesPne girmeyi hak eden sanatsal özeliklere sahip daha nice mi- marlık mucize- mizvar;vebun- lar da uzman yerine "yükle- nici seçen ihale mevzuatTmn ya kurbanı ol- dularyadaaynı akıbete adaylar. Buna rağmen tek başına 'Div- riği Lİu Camii İçin Özel Ya- sa'da ısrar edi- lirse korkanz "diğerleri''nide kurtaracak yeni restorasyon ya- sası, artık "bir başka bahar"a kalabilir... Çünkü, şimdiki özensiz ama "kazançh" uygulamalann 'iha- le şampryonlarT da boş durma- yacaklardır. Sadece Divriği'den vazgeçip, "gerikalan" ihaleler- de "iş"leri yıne "aynı düzen"de alabilmek için siyasal kulisleri- ni arttıracaklardır... Evet... Ülkemizin tarihsel gu- rur anıtlan, "onurlu" restoras- yonlara ka\Taşmak için, 'yasa- ma'dan ve 'yürütme'den dıryar- lılık bekh'yor. Başta üniversite- ler olmak üzere meslek odalan ile uzmanlanmız da böyle bir düzenlemenin tasansını hazu1 - lamak üzere "tarihselgDrevleft- dinne''ye hazır olmalılar... oekinciva cumhuriyetcom.tr KİM KIME DUM DUMA BEHIÇAK w KtSkdtrr* ^ — V i behicaka yahoo.com.tr \ ÇÎZGÎLlK K4JWİL MA5AJtlC/ kamilmasaracia mynetcom HARBİ SE/W/H POROY N0K.-fUMUZ.ACt? semihporoy(ayahoo.cofn HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA hayatepika mynetcom BU DO5URMUŞ.. BU BÜYUTMÜŞ.. BU OKUTMAMIŞ.. BU EVLENDtRMlŞ.. BU DA KOCA OLMUUUSI.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKL\ 20Kosun tnctc.mıuniaz-arikon. com Franoo, yanmda ge*t£- ra/ieri vt ısetiaM-prus Crik(ŞŞ CAUDfUCTÖLÛt tSTS'TS 8U6ÜN, FRANCO,63 YHŞfNPA KALPTEN ÖLPÛ. İSPANYA'DA *CAU0lLW"(SA$8UĞ) DİYBANILAN FKANCO, 6ENÇ YAŞLA&DA GEtJEBAL OLMUŞ BİR SuBAYDI. 1931' DE /OJRULAM CüMffU0YeT YÖNBTİMİNE KARŞi JAVtR. TAKJNMIÇ, İÇ SAVAÇTA DA SAGCILAÜ1I0 BAŞINPA yee. ALMIÇTI. niTiee. VE Musscuui'nm De DESTEĞİYLE, CUMHUtiİYETÇJ SOLCUiARI YEN- 0/.. DAHA SONRA, FSAAJCO, FAü*MÎ(FA f/£f) PAizrfsikifj üpem, DevLEr veHüKûMerSAfaı- Ul VEOePUMUNgAÇ/ OLABAK,YĞNETİMİ T&L EU>£ TDPLADt.n.PÜNYA £AVA$l'NCA ALMANY/ftj OeSTEkUJYEN FRANCO, İStMMYA'OAtCİ EZİd YÖNET/UİNİ ÖL£N£ DeS/N SÛRDÛRDÛ- C»0 CAUDIUO, "tCAUD/YYO" OKUMUg.. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU hginçlikler Sayın Başbakan'ın, "Tûrban konusunda ule- manın görüşü alınmalıdır" sözlerinden sonra ka- famda bir "ulema heyeti" kurdum; Yaşar Nuri öz- tûrk, Zekeriya Beyaz, Ismail Nacar gibi televiz- yon ekranlarından tanıdığımız önemli ilahiyatçılar- dan oluşuyordu heyetim. Bir de son günlerde kö- pek-melek ilişkileri konusundaki görüşleriyte adı- nı duyuran Selçuk Üniversitesi öğretim üyelerin- den Prof. Dr. Orhan Çeker'i kattım aralanna. Içe- riği itibariyle benim gibi ortalamazekâ düzeytnde- ki bir insan için izlenmesi pek kolay olmasa da en azından yansıttığı görüntüler açısından hararetli, özellikle de eğlenceli bir tartışma sürdürdüler, ta ki içlerinden biri öbür üçünü hastanelik edinceye kadar. Son zamanlarda bu tür "sanal" yöntemle- re sıkça başvuruyorum. Şimdi bana, "Bu yönteme ne gerek var, zaten duyduklanmız, tanık olduklanmız karşısında ger- çek mi, yoksa sanal mı ikilemine düşmüyor mu- yuz, çoğu zaman?" diye sorabilir, buna örnek ola- rak da Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek'in Yü- züncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'nın tutukevindeki intihanndan son- ra söylediklerini gösterebilirsiniz... "Şu ana kadar bunalım geçirip intihar edeceği yönünde cezaevi savcılığı ve bize intikal eden bir bilgi yok. Sabah kahvaltı yapmış, çamaşır yıkamaya gitmiş. Oana gelinceye kadar şüphe edilecek bir durum doğ- mamış. Bizim ceza evlerimiz belirii bir mevzuata göre yönetilmektedir. Bu tip eşyalann bulundu- rulmasında (burada çamaşır ipi kastediliyor - D.K.) sorunyok..." Bu ilginç sözlerden, "Eğer intihan dûşünen bir tutuklu kurtanlmayı bekliyorsa, bunu, cezaevi sav- cılığının haberdar olacağı bir biçimde çevresine belli etmelidir" sonucunu çıkarmış, merhum Ar- palı'nın bunu akıl edemediğini düşünmüştük. (Bu- rada yeri gelmişken, Bakan'ın intihar etmeyi ger- çekten kafasına koymuş birinin niçin bunu çevre- sine belli ederek kurtanlma koşullan yaratacak davranışlarda bulunması gerektiğine ilişkin düşün- cesini hâlâ dahi anlamakta zoriandığımı belirtme- liyim.) Sayın Çiçek'in sözlerindekı ilginçlik doğal ki yukandaki açıklamalanyla sınıriı değildi. Sözlerini sürdürmüş, "...Wş; intihar etmeye karar verdiyse yattığı yataktan nevresimi yapabildiği gibi batta- niyenin kenahanndan da ip elde edebiliyor," di- yerek intihar eğilimli tutuklu ve hükümlülere pra- tik ipuçları vermişti. Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan'ın, Türk Telekom'un Araplara satılışı sırasında televizyon- lann canlı yayınında kamuoyuna sergilediği "Ibra- him parayı aldın mı?" olayı da şaka dozu herhan- gi bir sanal yöntemi gerektirmeyecek ölçüde ağır basan eğlenceli bir ilginçlikti. Star TV'nin Doğan Grubu'na satılışı sırasında TMSF Başkanı Ahmet Ertürk de benzer bir şaka girişiminde bulunmuş, fakat "önce para, sonra imza, ha na ha..." yollu bu şaka ne yazık ki beklenenin çok altında bir gü- lüşme/gülümsemeyle karşılanmıştı. Haftanın en ilginç olaylanndan biri de Şişli En- düstri Meslek Lisesi öğretmenlerinden Erkan Bo- ran'ın derse geç gelen dört öğrencisine "şakacık- tan" çektiği sıra dayağıydı. Şaka, sınıftaki öğren- cilerden birinin olayı ceptelefonu ile görüntüleme- si üzerine "kaka"ya dönüşmüş, ne var ki görüntü- leri çeken öğrenci ertesi gün, "Hocamızşakalaşır- ken, biz de arkadaşlarla görüntülerini çektik," de- yince kaka da yerini yeniden şakaya bırakmıştı. Hürriyet gazetesinin tanımıyla "Pazariamanın Devrimci Dâhisi Guy Kawasaki"nin ilk kez gel- diği Istanbul'a ilişkin sözleri de insanın kafasın- da "Gerçek bu değin sanallaşabilirmi?" sorusu- nayol açacak ölçüde ilginçti. Conrad Otel'de ko- naklayan Kavvasaki, konuşmacı olarak katıldığı "Pazahamada Zafere Giden Yol" konferansında izleyicilere otelin tuvaletinde çektiği fotoğraflan göstermiş ve "Dünyanın birçok yerinde çişimi yaptım. Ama ilk kez Boğaz'ı seyrederek yaptım, inanılmazdı!" demişti. Kaçıranlara, "devrimci dâ- hi"r\\n çektiği, ama çiş öncesi mi yoksa sonrası mı çekildiğini bilemediğimiz söz konusu fotoğraf- lann cuma günkü Hürrtyet'te, ekonomi sayfasın- da yayımlandığını anımsatmalıyım. Bilmem tüm bu "Hginçlikler" herhangi biryorum gerektiriyor mu? Sanallık derecelerinin ölçümünü ise okurlanmın imgeleme yeteneklerine bırakıyo- rum. e-posta: dkavukcuoglu(â superonline.com B U L M A C A SEDAl YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Kilis ilin- de, Türkiye ile Suriye arasındaki sı- nır kapısı. 2/ Çayuı etkin maddesi... Yayvansepet. 3/ Gelişme süreci... Eksi- ği olmayan. 4/ "Nurullah — " : Yazan- mız... Titan elemen- tinin simgesi. 5/Me- melilerde asalak olarak yaşayan bir böcek... Kendisine inanılan, sır verilen kimse. 6/ Konut... EskibirHinttannsı. II Takımlar grubu, 8 küme... Genel. 8/ 9 Yemişlerin yenen bölümü... Kimi dillerde erkek cinsten sayılan sözcük. 9/ Edirne ilinde, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sırur kapısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bulunulan yere göre karşı yanda olan... Büyük ipük çilesi. 2/ "Yeni" anlamında eski sözcük... Alan Parker tarafindan fibne de aktanlan ünlü bir mü- zikal. 3/ "Gülarya" da denilen bir bauk... Yer ölç- meye yarar düğümlü ip.4/ Siyasal birlik sağlayan, siyasal birliğe ilişkin olan... Olumsuzluk belirten bir önek. 5/Eski dilde su... Altının simgesi. 6/ Sa- hip... Suya girmek, yüzmek, yıkanmak. 7/Kesin- tilerden sonra kalan miktar... Büyük Okyanus'ta küçük bir ada-devlet. 8/ Akdeniz Bölgesi'nde bir çay... Balçık. 9/Kum falı... Bir Bağlaç.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle