18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2005 ÇARŞAMB/ CUMHURİYET EKONOMI [email protected] TMB Başkanvekili Ali Kantur: Türkiye'de 10 tane Dubai kuracak kadar teknoloji, bilgi birikimi ve sermaye var Kule için ihaleyapılmalıydı EMNİYET KEMERİ HAYAT STANDARDIDIR TEMI EkoDomi Servisi - Türkiye Uüteah- hitler Biriiği (TMB) Başkamekili AH Kantur. Türkiye'de, IstanbuJda yapı- mı planlanan Dubai Kulelen'ni çok rahat gerçekleştirecek teknobji, bilgi birikimi ve sermayenin oldujunu be- Iirtti. Kantur, yabancı serma/e girişi sağlanması amacıyla kuleleriçin ko- laylık sağrlanmış olabileceğin belirte- rek "İhale yapüması gereldrd" dedı. Kantur, Türkiye'nin enbüyikbina- sı olan I ş Bankası'nın 52 Jatlı, 189 metrelik oldugunu hatırlatank şöyle dedi: "llk yüksekük sımn 2C. ondan sonra da 35 katür. Aruk 35 kaü geçin- ce, inşaatçı açısuıdan kaç kai olduğu farketmez.AynıteknotojL. Türkiye'de • Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanvekili Kantur, "îsterdim ki bu işler ihale ile yapılsuı. Çıkılsın ihaleye, bir görelim ne olacak. Ama bu da bir tercih, politika meselesidir" dedi. Kantur, yabancı sermaye girişi sağlanması amacıyla kuleler için kolaylık sağlanmış olabileceğini belirtti bunuyapacakteknolojivar" 70 kat ci- vannda olacak kulelerin çelikten de- ğil, beton teknolojisi ile de yapüabile- ceğini vurgulayan Kantur, malzeme açısından da sorun yaşanmayacağını, kaydetti. Bu tip iki kulenin 3 yılda, malzemelerin daha kısa sürede temi- ni halinde 2 yılda tamamlanabileceği- ni anlatan Kantur, şöyle devam etti: "Yabana gdmesin, Dubaüi geünesin demiyorunL Ama Türkiye'de 10 tane Dubai kuracakteknoloji, akıl, bügi b»- rOdmi ve kaynak var. Îsterdim ld bu iş- ler ihale ile yapdsın. Çüolsm ibaleye, bir göreüm ne olacak Ama bu da bir tercih, politika meselesidir." Çimento fiyatlanndaki yükselişe de işaret eden Kantur, bu yükselişin arz- daki artıştan değil sektördeki tröstleş- meden kaynaklandığını vurgularken Türkiye'de çimento üretiminde arz fazlası oldugunu, ihracat yapıldığmı belirterek Rekabet Kurulu'nun mut- laka konuyu değerlendirmesi gerekti- ğnıi söyledi. "Dubai Kulderi'nin çi- mentova talebiartürması nedenivie fi- vatiann daha da yüksehnesûıe neden olabfleceği" yorumuna katılmadığını ifade eden Kantur, 140 bın metrekare- lik kulelerde ortalama 100 bin konut inşaatı kadar malzeme kullanılacağı- nı, Türk inşaat sektörünün bunu kar- şüayabileceğuü belirtti. Demir Çelik Creticileri Derneği Genel Sekreteri Veysd Yayan kulelerin sektörde kapa- site sorunu yaratmayacağını söyledi. Topbaş'ın itirafi Kendilerine yöneltilen eleştirileri yannıtlayan îstanbul Büyükşehir Be- lediye Başkanı Kadir Topbaş, arsanın kat karşılığı verilmedigini yinelerken, "Kat karşınğı verseniz yüzde 50-60 ahrsımz, doğru" itirafında bulundu. Asıl amaçlannın dışandan kaynak ge- tirmek oldugunu belirten Topbaş, "Ama 'biz daha fazlasını veririz' di- yoıiar. Hayır, aynen gefcinler, Türki- ye'de 5 nıDyar dolan getiren, 'bu şart- larla biz de vanz' drvenle, tETT gara- juun olduğu yerde otunır onlarla bu projeyi yapanz. Biz Dubai Holding ile kuracağunız Ga>Tİmenkul Vaürun Ortakhğı'na başka bir yerde devam ederiz.Hodrimeydan,buyursungetir- $mlerparayın dedi. NATURE GIDA: Eceabat Ziraat'ta keyfî uygulama Ekonomi Servisi - Trilyonluk eirosuyla yöredeki zeytin üreticilen içir de ya- şamsal önem taşıyan zeytinyağı üretici- si Nature Gıda, Ziraat Bankas: Eceabat Şubesi'nden şikâyetçi. Zeytinvağı fabri- kası nedeniyle yöredeki en yatın banka olan Ziraat Bankası Eceabat Şubesi'yle çalıştıklannı belirten Nature Cıda Yö- netim Kurulu Başkanı GünayÇapan. iki gün önce şirketin vadesiz nevduat hesabından para çekmek istedğinde keyfi uygulama ve kaba davranışla kar- şılaştığını söyledi. Eceabat Şuoesi hak- kuıda ilgili makamlara şikâyette bulu- nan Nature Gıda'nın ürününü satın aldı- ğı üreticilerin de mağdur edildıği olay şöyle gelişti: Çapan, önceki gûn, ortala- ma 10 milyar lira para çekmek üzere bankaya gitti. Geç açılan şubede uzun süre sıra bekleyen Çapan'a bıımın için 3 gün önceden yazılı talepte bulunulması gerektiği kaba ifadelerle bildirJdi. Şu- bede yogunluk olduğu gerekçesiyle pa- ra ödemesi yapmayan şube yetkilileri- nin çıkardığı zorluklar nedeni\le Ça- pan, parayı ancak 16.30'da ve Çanakka- İe'den bir başka bankadan EFT yoluyla alabildi. Çapan, faaliyetlerinin olumsuz etkilendiğini belirtirken Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağkr. bay- ram tatili nedeniyle Bağ-Kur emeklileri ile çiftçiye destekleme ödemelerinin ay- ru güne denk geldiğini belirtirken "Taş- rada şubelerde çoğu zaman sadece rutin ödemelere yetecek kadar para bulundu- rulur. FlzUd koşullar, yani çahşan sayısı bakunından yetersiz kaünabürvor. An- cak bu olayda müşteri EFT teklifıni baş- tan kabul etmemiş. Oysa bu tür ödeme- lerde şubelerin yetkisi geniş" dedi. 49T>AN 99 YTÜYE ÇIKTI ADSL tarifesinde tartışma büyüyor Ekonomi Servisi - Türk Telekom 'un 256 Kbps giriş seviyesini 512 Kbps'ye ücretsiz çıkarma vaadini tutmaması ve ücreti 49 YTLden 99 YTL'ye çıkarması kullanıcılan isyan ettirdi. Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı En- gin Başaran önceki gün altı saatte 1278 şikâyet geldiğini belirterek günde 5 bin kişinin abone olduğu Türk Telekom'un ADSL hizmetinin alarm verdiğini dile getirdi. Başaran, "Abonelerin gereksini- mi, tekeki anlayış, servis ve sabş sonrası hizmetierin verilememesi, tarife ve ka- pasite ile ilgili çelişkili uygulamalan ne- denivie karşılanamıyor" dedı. 'SPONSORLARIKİM?' Bir trilyon liralık ramazan eğlencesi ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Eskişe- hir'de AKP'li iki alt belediye; Odunpa- zan ile Tepebaşı belediyelerinin rama- zan eğlenceleri için yaptıklan harcama- lar tartışma yarattı. DSP Eskişehir îl Başkam Ayhan Kavas, ramazan eğlen- celerinin maliyetinin 1 'er trilyon lira ol- dugunu belirterek "Eğlencelere sponsor olan fırmalann bdediyelerie iUşkisi var mı?" diye sordu. Basın toplantısı dü- zenleyen Kavas, Odunpazan ve Tepeba- şı belediye başkanlannın konuya açık- hk getirmelerini istedi. Konuyu meclis toplantüannda gündeme getireceklerini belirten Kavas. şunlan söyledi: "BeJedi- yder etkuüUderi sponsorlann desteği ile yaptüdanru sövtüyorlar. Ancak bdedfye- lerin davetiyelerinde bu sponsorlann isânlerini göremedik tsuiüeri davetiyele- re vey^ etkinliklere yazılsaydı, bizler de katkılan nedeni>1e onlara teşekkür ede- biürdik. Ancak sponsorlann isimJerinin açddanmamaa kafalarda soru işarederi ohışmasuıa neden oluvDr. Biz de öğren- mek isthoruz, eğlencelere sponsor olan îrmalann belediyeleıie ihşkisi var mı?" Danıştay, Oger'in 21 yıl sonra altyapıyı iade edeceğine dair bir hüküm konmasını istedi Telekom'da altyapı devrîne ret Pegasus, Ulaşorma Bakanı Yıktmm'ın kaOhmıjla ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Ali Sabancı: Havacılıkta biz de vanz MURATGULDEREN ADANA - Pegasus Havayol- lan, iç hat uçuşlanna Adana ile başladı. Dün Ulaşftrma Bakanı Binah' Yıldınm. çok sayıda özel davetli ve basın mensuplan ile Adana'ya uçan ilk uçakta bir numaralı bilet de sembolik ola- rak Yıldmm'a kesildi. Pegasus Havayollan Yönetim Kurulu Başkanı An' Sabancı, Türk sivil havacılığınuı banka- cıhk sektörü kadar regüle bir sistem oldugunu belirterek, "6 Ekim'de(havaahkta) Biz de va- nz' diverek parmak kaldırdık" dedi. Sabiha Gökçen'den ıç hat tarifeli seferlerine başlayan Pe- gasus Havayollan, Îstanbul'dan Ankara, Antalya, Trabzon, Adana ve Van'a uçacak. Biletler, Ankara, Antalya ve Trabzon'a 55 YTLÜen, Adana ve Van'a ise 65 YTLden başla- yan fiyatlarla satıhyor. Bilet sa- tışlan 7 gün 24 saat hizmet ve- ren 444 0 737 nolu bilet hattın- dan, internette de www.fly- pgs.com adresi üzerinden e-bi- let uygulaması ve acenteler ile havalimanı satış ofısleri aracılı- ğıyla yapılacak. MURATKIŞLAU ANKARA - Danıştay, Türk Tele- kom ile Telekomünikasyon Kurumu arasında imzalanacak imtiyaz sözleş- mesine, '21 yıllık görev süresinin so- nunda Türk Telekom altyapısının dev- lete iade edileceğine' dair bir hüküm konmasmı istedi. Danıştay 1. Dairesi taslağı incele- yip geçen hafta içinde verdiği görü- şü Damştay Başkanlığı 'nca kesinJeş- tirildi. Danıştay'uı imtiyaz sözleş- mesinde yapılmasını istediği çok sa- yıda değişiklik arasında, altyapılann de\Tİ ile ilgili madde olduğu da or- taya çıktı. Danıştay, sözleşmenin "Imthaz Sözkşmesinin Süresinin Uzabbnası ve Sonlanması" başlıklı 39. maddenin 2. fikrasının şu şekil- de değiştirihnesini istedi: "Sözteşmeııin süresinin sona ernıe- si veya yenilenememesi halinde, Türk Telekom, sistemin işleyişini etkileven tüm teçhizaü bütün fonksiyonlan ile çahşır \udvette ve bu teçbizaün ku- rulu bulunduğu, kendi kullanınnnda olan taşmmazlan Kurum'a (Tefcko- münikasyon Kurumu) veya Ku- rum'un göstereceği kuruluşa bedel- siz olarak devTeder." Telekomünikasyon Kurumu ile cep telefonu şirketlerinin imzaladık- lan sözleşmelerde de benzer hüküm- ler yer alırken Türk Telekom'un tas- lak imtiyaz sözleşmesinde sistemin işleyişini etkileyen altyapının ve ta- şınmazlann devlete geri verilmesine ilişkin bir ibare yer almıyor. Danış- tay 18 sayfalık karannda, altyapının iadesi ile ilgili hüküm, 39. madde ile sınrrlı bırakılmayıp, taslağın "sözleş- menin kurum tarafindan feshini dü- zenleyen 40. maddesine" de eklendı. DIŞSATIM SON BÎR YILDA YÜZDE 20.28 ARTTI Satıcı'dan Kurtuluş Savaşı benzetmesi TtVl Başkanı SaücL Kahramanmaraş'ta düzenle- diği basın toplanüsuıda çarpıcı açıklamalar yapo. SERMETÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ - Türkiye'nin ekim ayı ihracatı, yüzde 13.05 artışla 6 milyar 672 milyon dolar olarak ger- çekleşti. Türkiye îhracatçılar Meclisi (TÎM), ekim ayı ihra- cat rakamlarını, Kahramanma- raş'ta düzenlenen basın toplan- tısıyla açıkladı. TTM verilerine göre, ekim ayı ihracatı 6 milyar 672 milyon 216 bin dolar oldu. Ocak-ekim dönemini kapsayan 10 ayda ise ihracat, yüzde 16.80 artışla 60 milyar 137mil- yon 474 bin dolan buldu. Ekim ayı itibanyla son bir yıllık ihra- • Kahramanmaraş'ta ihracat verüerini açıklayan TlM Başkanı Oğuz Satıcı, ihracatçılan Kurtuluş Savaşı veren askere benzetirken bazı duyarsız insanlarm hiçbir şey yokmuş gibi olaylann parlak tarafim görmesini eleştirdi. cat tutan da yüzde 20.28 artış- la 72 milvar 677 milyon 669 bin dolar oldu. Saücı: Birer neferiz TlM Başkam Oğuz Sancı, Türküreticisi ve ihracatçısı ola- rak özelMkle son 4 yıldır Türki- ye'nin ekonomik kurtuluş sa- vaşının birer neferi olduklannı söyledi. Satıcı bu ortamda, bir taraftan bir kurtuluş savaşı ver- meye, ülke adına bir üretim, bir ihracat seferberliği yapmaya gayret ederken "Bazı duv'arsız insanlarda sankihiçbirşe\-yok- muş gibi, sadece olayuı parlak tarafindanbakarakmakroeko- nomikdengeterdekipenıbçtab- loya bakarak ahkâm kesmwe devam ediyorlar" dedi. Satıcı, Merkez Bankası Baş- kanı Süreyya Serdengeçti'>i de faizleri indirmediği için eleştir- meye devam etti. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK Tiirkiye'nin geleceği ve kal- kınması açısından son derece önem taşıyan iki kurum... Biri ülkedeki bütün üniversiteleri tek çatı altında toplayan YÖK, diğeri ise Bilimsel ve Teknplo- jik Araştırma Kurumu, TÜBİ- TAK. Normal şartiar altında bu iki kurumun sürekli birbirteri ile iletişim halinde olmalan, ülke- nin sanayi ye kalkınma politika- lannda öncü rol oynamalan ge- rekir. Araştırma-geliştirme, tek- noloji politikalan, üniversitelerin sanayi ile işbiriiği, hatta istih- dam ve sanayi politikalan doğ- rultusurtda üniversite mezunu profillerinin bile belirienmesin- de bu ikilinin karşılıklı görüş alışverişi ve işbiriiği şarttır. Bü- tün kalkınmış ülke örnekterinde benzer kurumlann çalışma bi- çimi aynıdır. Türkiye hariç. AKP hüküme- tinin bilinçli (!) politikası sonucu özerkliği zedelenen, anayasal açtdan hukukjuluğu sorgulanır hale gelen TÜBİTAK ile YÖK TÜBİ1AK, YÖK ve ABarasında bugün ciddi anlamda bir kopukluk oldugunu biliyor musunuz? Peki ya, YÖK'ün haarladığı raporian, AB ile müzakereler- de bilim ve araştrma faslında koordinasyondan sorumlu kılı- nan TÜBtTAK'a sunma yüküm- lülüğü getirilmesinin yarattığı rahatsızlığını? YÖK Başkanı Erdoğan Te- ziç ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 29 Ekim re- sepsiyonunda yaptığımız soh- bette bazı çeyrelerin TÜBlTAK'ı YÖK'ün üzerinde bir konuma yerleştirme çabalanndan deh- şetli bicimde rahatsız oldugu- nu, "YÖK'ün hazıriadığı rapor- lan TÜBlTAK'asunmasıgibibir şey kabul edilemez" sözterin- den anlıyoruz... Her ne kadar TÜBlTAK'ın olumlu katkılannı göz ardı etmi- yorsak da, iş hukuksal zemine getdiğinde siyasetten anndınla- mamış olmasının meyveleri bunlar. Bunun da ötesinde bu ülkede hâiâ, ortak işbiriiği, uzun vadeli politika belirieme, araş- trrna-geliştirme mantğı ve kül- türünün tam olarak oluşmadı- ğının göstergesi. Avrupa Birliği ile başlayan ilk fasıl. bilim ve araştırma. 20 Ekim'de Avrupa Komisyonu yetkililerinin AB'nin bilim ve araştırma politikalannı anlatması, taramanın ilk aşa- masıydı. Aynntılı tarama ise 14 Kasım'da. Yani 12 gün sonra. Bu kez TÜB/TAK heyeti Türki- ye'de bilim ve araştııma alanın- da uyum yolunda neleryapddı- ğını anlatacaklar. lleri sürijlen tez Türkiye'nin bilim ve araştrmalanyla ilgiii ya- salannda AB müktesebatına göre çok büyük farklılıklar ol- madığı yolunda. Müktesebat- ta, yani kâğrt üzerinde farklılık olmaması, iş uygulamaya gel- diğinde ortaya çıkan devasa uçurumun variığını silmiyor. Her şeyden önce AB'de bilim ve araştırmaya aynlan kaynak GSYH'nin yüzde 2'si. Türki- ye'de bu oran binde 60'ın biraz üzerinde. Bu, Türkiye'nin daha yoksul ve mali kaynaklan zayrf bir ülke olmasının çok daha ötesinde bir konu. Sorun "bilim ve araştırmaya yapılan yatın- mın ülkenin kalkmmasına ya- pılan yatınm olduğu" bilincinin tam olarak gelişmemiş olması. Bunda kamunun olduğu kadar özel sektörün de ciddi bir so- rumluluğu bulunuyor. CHP Uşak Milletvekili Os- man Coşkunoğlu TBMM'ye verdiği bir soru önergesiyle ko- nuyu gündeme getirdi. "Hükü- met bilgi, teknoloji, patent üre- tip sunanlann üzerine gidiyor. TÜBİTAK eski yönetimini bu gerekçeleriecleğiştirditer. Şim- di sıra üniversitelerde. Bu ku- rumlarbilgiyi, teknolo/iyiüretip arz edenler. Ancak sorunu arz edenlermiyaratıyor, yoksa ta- lep edenlermi?"diyen Coşku- noğlu, verdiği soru önergesini Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un "Evef sorun taleptedir" diye yanrtiadığını anlatö. Coşkunoğ- lu'na göre, "Hükümet sürekli arzın üzerine gidiyor. Halbuki asıl talep konusu sorgulanma- lı. Uluslararası rekabet gücü- nün ilacının ucuz işgücû oldu- ğu söylemi dillerde. Ama asıl projektörter arz-talep ilişkileri- nidüzenleyen teşvik ve benze- rihükümetpolitikalan üzerinde yoğunlaştınlmalı..." Coşku- noğlu'nun sözlerine katılıyoruz. AB iletarama sürecinde "aman en kolaykonu bu" diye göz ar- dı ettiğimiz bilim ve araştrma konusunun bu ülkenin gelece- ğini çok yakından ilgilendirdiği- ni göz ardı etmeyelim. EKONOMİ POLflİK ERİNÇ YELDAN Gelişmekte Olan Ülkelerde Sermaye Akunlarının Değfşen Mfteliği Bundan evvelki iki yazımda Türkiye'ye 2001 krizi sonrasında yönelen yabancı sermaye akımlannın nite- liklerini tartışmaya açmış idım. Bir hatıriatma yapmak gerekirse, Türkiye 2002 başından bu yana toplam 40.3 miryar dolar cari işlemler açığı vermış; 20 milyar dolar da rezerv birikimi gerçekJeştinrıiştir. Türkiye söz konu- su döviz talebini karşılamak için 2002 sonrasında, ka- yrt dışı hata noksan da dahıl olmak üzere, toplam 60.3 miryar dolar dış fînansman kullanmıştır. Büyük çoğun- luğu spekülatif nitelikli ve borç arttıncı öğeler içeren söz konusu finansman neticesinde dış borçlanmız 113.9 milyar dolardan 161.3 milyar dolara yükselmiştir. Yani Türkiye'nin dış borç stoku son üç buçuk yılda yakla- şık 50 milyar dolar artmıştır. Bunun 17 milyan da kısa vadeli özel sektör borcudur. Türkiye'de yaşanan bu gelişmelerin uluslararası dü- zeydeki küresel ölçekli sermaye hareketlerinın doğru- dan bir yansıması olduğu görülmektedir. Aşağıdakı tabloda Dûnya Bankası kaynaklanndan derlediğimiz verilere göre, 2004 yılında gelişmekte olan ülkelere olan net sennaye girişlerınin 323.8 milyar dolara ula- şacağı tahmin edilmektedir. Söz konusu rakam 2003'e görece yüzde 15'lik bir artış/ vermektedır ve 1997 As- ya krizinden sonra dünya finans piyasalannda gerçek- leşen en yüksek miktardır. Dünya Bankası gelişmekte olan ülkelere yönelik net sermaye girişlerindeki söz konusu artışı, bu ülkelerde yatınm hacmini genışleteceği gerekçesiyle önemli bir olanak olarak değerlendirmektedir. Oysa aşağıdakı tabloda özetlenen venler, 1997'de Güneydoğu As- ya'da patlak veren küresel kriz öncesıyle (1996 yılıyla) karşılaştınldığında gelişmekte olan ülkelerin uluslara- rası finans piyasalanndaki rolünde önemli bir yapısal değışim gözlenmekte oldugunu vurgulamaktadır 1997 knzi öncesinde gelişmekte olan ülkeler toplam 83.6 milyar dolar cari işlemler açığı vermiş iken bu ülkeler- deki cari denge günümüzde fazlaya dönüşmüş du- rumdadır. Gelişmekte olan ülkelenn cari işlemler faz- lası 20O3'te 112.8,2004'te de 152.7 milyardolara ulaş- mıştır. Bilindiği gibi cari işlemler dengesi kabaca reel sek- törün dış dünya ile döviz işlemlerinin dengesini vermek- te ve özet olarak mal ve hizmet ticareti ile işçi dövizle- ri, faız ve kâr transferien gibi faktör gelir-gider kalem- lerinden oluşmaktadır. Cari denge, millı gelır muhase- be sisteminde de yurtiçınde gerçekleşen tasarruf-ya- tınm dengesini yansıtmaktadır. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerde son yıllarda gözlenen cari işlemlerfazlası, bu ülkelerdeyatmmhac- minin aslında daralmakta oldugunu ve söz konusu ül- kelerden (başta ABD olmak üzere) gelişmekte olan ül- kelere bir kaynak transferinin sürmekte oldugunu vur- gulamaktadır. Bu transferin önemli kalemlennden biri- sini isegelişmekte olan ülkelerdekinszerv birikimioluş- turmaktadır. Bu ülkelerdeki rezerv birikimi 1996 yılın- da 90.4 milyar dolar civannda gözlenir ıken 2004 yılın- da 378 miryar dolara ulaşmıştır. Bu rakam gelişmekte olan ülkelerin elde ettiği net sermaye girişlerinin sabit sermaye yatınmlanndan zıyade rezerv bırikımınde de- ğerlendirildiğıni göstermektedir. Dolayısıyla Dünya Bankası'nın "gelişmekte olan ekonomilere yönelik ar- tan net sermaye ihracmın yatınmlan hızlandırmakta olduğu" görüşü gerçekleri yansrtmamaktadır. Asıl olan, geçen haftalardaki yazılannda Korkut Bo- ratav Hoca'nın da ısraria vurguladığı üzere, azgelişmiş dünyadan gelişmiş ülkelere (özellıkle de ABD'ye) yo- ğun bir kaynak transferinin yaşanmakta olduğudur. Bu süreçte ABD'nin cari işlemler açığı ve tüketim hacmi finanse edilir iken ABD dışındaki dünya ekonomileri durgunluğa mahkûm edilmektedir. 1997 küresel finans krizi sonrasında gelişmekte olan dünyanın yeniden hi- zaya getirildiği anlaşılmaktadır. • • • Bu süreçte Türkiye açısından en büyük tehlike ise Türkiye'nin reel sektörün cari işlemler açığı bağlamın- da gerek duyduğu döviz miktanndan çok daha fazla- sını borçlanmakta olduğudur. Dış borç stokunun artı- şı, ekonominin tasarruf-yatınm dengesini sağlamak için gerek duyduğu döviz talebinin çok üstünde bir tempoda seyretmektedir. Geçen haftaki yazımızda da vurgulandığı üzere, Türkiye'deki cari işlemler açığı ço- ğunlukla borç arttıncı, spekülatif nitelikli finansal ser- maye (sıcak para) girişleri ile finanse edilmektedir. Yüz- de 10'u aşan reel faiz getirisiyle (ve son günlerde ulus- lararası sermayeye pazartanmakta olan kent arazisi rantlanyla) Türkiye, küresel finans piyasalan için bir spekülasyon cennetidir. Bu bakımdan uluslararası spe- külasyon köpöğündekı -olası-btf patlamadan da doğ- rudan etkilenme tehlikesı taşımaktadır. Gelişmekte Olan Ülkelere Net Yabancı Sermave Akunhn (Milyar Dolar) Cari îşlemler Dengesi Millı gelirin %'si olarak Net özsermaye akımlan Net doğrudan yatınmlar Net borç akımlan Net hata noksan Rezerv değişmeleri ('"-" arüsı gösterir) 1996 -83.6 -1.7 161.4 128.6 123.7 -111.2 -90.4 Not: Toplam net sermaye akımlan (borç-^özsermaye) 311.8 2003 112.8 1.8 176.6 151.8 62.2 -59.9 -291.9 282.1 2004T 152.7 2.0 192.3 • 165.5 84.1 -50.9 -378.2 323.8 T: Tahmin Kaynak: Dünya Bankası, Global Development Fınance, 2005. Akaryakrt alırken fişl unutmaym ANKARA (AA) - Akar>'akıt istasyonlannda w fatura-fiş" dönemi başladı. îstas>'onlar, dünden itibaren müşteri istesin istemesin, akaryakıt sahşlan karşılığında fatura ya da fiş düzenlemek zorunda olacak. Akaryakıt satış tutan, 480 YTL'nin üzerinde ise doğrudan fatura düzenlenecek. Bu tutann altındaki satışlarda da, müşterinin talep etmesi halinde fatura verme yoluna gidilecek. Fatura- fiş verme zorunluluğuna aykın hareket eden işletme sahiplerine, Vergi Usul Kanunu uyannca, düzenJenmeyen her belge karşılığında 118 YTL para cezası kesilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle