Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EKİM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Müzakere sürecinde Türkiye, 35 başlık altında, AB ile her konuda uyumu yakalamaya çalışacak
En zorkonutanmolacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, AB ile üyelik muzakereleri-
ne başlamasıyla birlikte, daha zor bir
döneme girecek. Tarama olarak ad-
landınlan bu süreçte Türk mevzuatı ile
AB müktesebatı arasındaki farklar çı-
kanlacak, uyumlaştınlması gereken
konu başlıklan belirlenecek.
42 yıldır AB'nin kapısında bekleti-
len Türkiye birlik ile tam üyelik mü-
zakerelerine başladı. Ancak Türki-
ye'nin önünde uzun bir süreç bulunu-
yor. Türkiye bu dönemde AB ile her
konuda uyumu yakalamaya çalışacak.
En az 10 yıl sürmesi beklenen müza-
kereler sürecinde tarama sürecinden ge-
çecek olan Türkiye'nin bu dönemde
Müzakerelere başlama kararmm alınması ile birlikte Türkiye zorlu bir sürecin içine
giriyor. Tarama olarak adlandınlan süreçte, AB müktesebatı ile Türk mevzuatı
arasındaki farklılıklar tespit edilecek, ardmdan da uyumlulaştınlması gerekli konu
başlıklan tespit edilerek gerekli düzenlemeler yapılacak. Müzakerelerde özellikle
çevre ve tanm sektörüne ilişkin düzenlemelerin Türkiye'yi zorlayacağı belirtiliyor.
AB müktesebatına uyum düzenleme-
lerinde geldiği aşama tespit edilecek.
Bu süreçte aynı zamanda AB Komis-
yonu teknik hazırlığını bitirecek ve
Türkiye'yle ilgili gözden geçinlmiş
"Kannm Ortakhğı BeJgesT hazırlaya-
cak. Tarama sürecının "süresi'' isebel-
li değil. Bu süreç genellikle 4 ya da 6
aylık zaman dılimine yayılıyor.
Tarama süreci sona erdikten sonra
ise tam üyelik müzakereleri başlıyor.
Müzakereler sürecinde Türkiye'nin
AB müktesebatına uyum için gerekli
mevzuat değişikliklerini yapması ge-
rekiyor. Bu da ortalama 10 yıl sürecek.
Müzakereler genellikle "kotay" olarak
kabul edilen ve kısa sürede sonuçlan-
dınlması beklenen konu başlıklanyla
başlatılıyor. Tüm konu başlıklannda
müzakerelerin tamamlanmasının ardın-
dan, komisyon, taslak Katılım Anlaş-
ması'nı hazırhyor, anlaşmaya son şek-
li Hükümetlerarası Konferans'ta veri-
liyor.
Anlaşma A\Tupa Parlamentosu ve
AB Konseyi'nce onaylandıktan son-
ra, üye ülkeler ve ilgili aday ülke tara-
findan imzalanıyor. Üyelik ise Katılım
Anlaşması'nın tüm taraflarca onay-
lanmasıyla gerçekleşiyor.
Müzakere başlıklan
Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ya-
pacağı tam üyelik müzakereleri 35 bö-
lümden oluşuyor. Bu bölümler şöyle:
"Mallann Serbest Dolaşınu, tşgücü-
nün Serbest Dolaşımu Yerleşme Hak-
kıve Hizmet Sağlama Ozgürlüğü, Ser-
mayenin Serbest Dolaşuıu, Kamu tha-
kkri, Şirketkr Hukuku, Fikri Haklar
Hukuku, Rekabet Potitikası, Mati Hiz-
meüer, BflgiTophunu ve Medya.Tanm
ve Kırsal Kesim KalkuımasL, Cıda Gü-
ventiği, Hayvan ve Bitki Sağiığı Potiti-
kası, Bahkçıhk, Llaştırma Potitikası,
Enerji,Vergüendirme,Ekonomive Pa-
ra Potitikası, tstatistik, Sosyal Potitika
ve İstihdam, Şirketkr ve Sanayi Potiti-
kası,Avrupa Uzerinden Giden l laşnr-
ma Ağlan, Bölgesel Potitika, Hukuki
ve Temel Haklar, Adalet
ÖzgürtükveGüventik,Bi-
ZMO Başkanı Günaydın'a göre kalıcı önlemler Türk tanmını AB'nin dışında bırakacak
'Müzakere değil, taviz sürecf
• Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı
Günaydın, kısıtlamalar nedeniyle hiçbir alt
sektörde tanmın AB üyeliğinin söz konusu
olamayacağını, olası bir tam üyelikte bile
tanmrn sektör olarak dışanda kalacağını belirtti.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ziraat Mü-
hendisleri Odası (ZMO)
Başkanı Gökhan Günay-
dın. AB'nin tanm, ser-
best dolaşım ve yapısal
konularda Türkiye'ye ko-
yacağı kalıcı kısıtlamala-
n "AB 'Para aktarmaya-
cağım, işsizinizin Avru-
pa'da dolaşmasına izin
vermeyeceğim, tanmda
da ne haliniz varsa görün'
djyor" şeklinde değerlen-
dirdi.
ZMO Başkanı Günay-
dm, AB'nin Türkiye'nin
tanmda uyum sağlaması
için ihtiyacı olan rakamı
11.3 milyar Euro olarak
açıkladığını anımsatarak
"Türkiye taruna bunun
alüda biri kadarpara ay>
rryor. AB de, bu kaynağı
Türkiye'yeaktarmayaca-
ğnu 2013'e kadar bütçe-
sini sabhfcyerek 3 yıl ön-
ce göstennişti" diye ko-
nuştu.
AB'deyaklaşıkl9mil-
yon kişinin tanmdan ge-
çindiğini, 2004 yılında
bütçeden tanma aktanlan
paranın 43 milyar Euro
olduğunu söyleyen Gü-
naydın, "Tanmda yapda-
cak AB müzakerelerinin
tümü Türkiye'nin taviz
verme sürecidir. Türki-
ye'nin bunu bihnesinde
fayda var" dedı.
Günaydm, Türkiye'de
tanm nüfusunun AB dü-
zeyine indirilmesinin, şu
anda tanm kesiminde ça-
lışan 7.2 milyon kişiden.
6 milyonunun ailesiyle
beraber sektörden kop-
ması anlarruna geldiğini
söyledi. Günaydın, "AB
kahcı kısıtlamalar koya-
rak bu sorunu Anadolu
cografyasına hapsetmeye
çahşıyor. Yani izok bir Av-
rupa oluşturmaya çahşı-
yor" diye konuştu.
'Tanm AB'nin
dışında'
Konulan kısıtlamalann
"Hiçbir ah sektörde tan-
mın AB üyetiğinin sözko-
nusu olamayacağı, olası
bir tam üyelikte dahi ta-
nmın sektör olarak dışa-
nda bırakılacağı" anla-
mına geldiğini belirten
Günaydm şunlan söyledi:
"AB'nin ortak tanm po-
titikası, Türkiye'nin uy-
guladığı tanm potitikası-
na göre çok daha üretim-
den ve üreticklen yana bir
yapı gösteriyor. Dolayısry-
laçok daha büyük birkay-
nak gerektiriyor. Kona-
cak kabcı kısıtlamalarla
Türkiye AB'ye üye ola-
cak amaörneğin,hububat
ortak piyasa düzeni, şe-
ker ortak piyasa düzeni
gibi düzenkr Türkiye'de
kendine özgü yapı içüıde
sürmeye devam edecek.
Fiyatlar düştüğünde,
AB'deki gibi ahm yapa-
cak bir müdahakci kurul
olmayacak."
AB'nin ve hükümetin
söylediklerinin aksine Tür-
kiye'nin tanmda tarama
sürecini büyük ölçüde ta-
mamladığını ifade eden
Günaydın, "Türkiye'nin
hangi alanlarda olumsuz
okhığu bitiniyor. Örneğin
bir ortak piyasa düzenin-
de uyumu sağianıak de-
mek, oluşturulacak mü-
dahakci kurul aracıbğıy-
la fîyat düştüğünde mal al-
makdemek. Bunun mük-
tesebatuyumu ikflgisiyok,
para ikilgisi var. Para yok-
sa bunu yapmak mümkün
' diye konuştu.
Peter Westmacott:
DeUarasyon
müktesebatın
parçası değil
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Türkiye ile AB arasında üyelik mü-
zakerelerinin başlaması dolayısıyla
AB Komisyonu üyesi Hasnjörg
Kretschmer dün bir resepsiyon dü-
zenledi. Resepsiyona katılan tngil-
tere Büyükelçisi Peter VVestmacott,
müzakere çerçeve belgesinin, ulus-
lararası kuruluşlarda Rum kesimi-
nin veto edilmemesi anlamına ge-
len 7. paragrafa ilişkin olarak dö-
nem başkanlığınca yapılan dekla-
rasyonla ilgili değerlendirmeler yap-
tı Westmacott, "Açddama, AB mük-
tesebatının birparçası değil, çerçeve-
nin bir parçasıdır" dedı. Kretsch-
mer ise. "Bunun AB müktesebatry-
la bir alakası yok. Bu, müzakere çer-
çeve belgesiyİe Ugitidir" dedı. West-
macott, açıklamanın AB Konseyi'nin
onayıyla yapıldığının resmen çerçe-
veye eklendığını belirterek "Hiç kim-
senin deklarasyonun gecerlitigi ko-
nusunda tereddüdü obnamah" dedi.
DYP liderine göre, Türkiye 17 Aralık'tan daha geriye düşürüldü
Ağar: 2. sınıf üyelik statüsü
ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu)
-DYP Genel Başkanı MehmetAğar,
çerçeve belgenin satır aralarında
"ikinci sınıf üyetik starüsünün giz-
lendiğmi'' söyledi.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar,
"TabJo, Cumhuriyetin büyük başa-
nsıdır,Cumhuri>
ı
etTürkiye^ininvaz-
geçilmezliği tescil edümiştir'" dedi.
"Ancakçerçevebelgebu başanyı taç-
landıramamışür" diyen Ağar, önü-
müzdeki süreçte çok daha büyük
krizleryaşanması tehlikesi üzerinde
durdu. Ağar, görüşmelenn AKP Ge-
nel Merkezi'nde yürütülmesini eleş-
tirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Tür-
krye, 17 Arauk'tan daha geriye dü-
şürüldü. Dışişleri Bakanı'nuı dediği
gibi ortaya konan belge, sadece onla-
n bağlamaz. Gelecekteki bütün par-
lamentolan, hükümetieri bağlar. Tür-
kiye'nin endişelerini giderecek hü-
kümler yer almadı. Hazmetme kri-
terleri ila>e edildi 2. sınıf üyelik sta-
tüsü saür aralaruıa ustaca yerleştirffl-
miştir." Başbakan Recep Tavyip Er-
doğan'ın dünkü grup konuşmasına
dikkat çeken Ağar, "Başbakan'uı
dediği gibi ortada onurlu bir duru-
şun' getinüğibir belgeyoktur. Ancak
Türkiye,AKP iktidanndan daha bü-
yüktür. Türkiye bu zorhıklan aşar"
açıklamasını yaptı.
ve SağhkKonıması,Güm-
rükKrtiği,DışUişkiler,Dış
SS3ğerKonular."
Diplomatik kaynaklar,
Türkiye'yi en çok zorlaya-
bilecek başlıklann, büyük
yatınm ve yapısal değişik-
likler gerektirmeleri nede-
niyle tanm ve çevre olaca-
ğını belirtiyorlar.
AB ile müzakerelerin
resmen başlamasıyla bir-
likte Türkiye, müzakere sü-
recinde AB'nin bazı prog-
ram ve olanaklanndan ya-
rarlanabilecek. Diploma-
tik kaynaklar, önceki ge-
nişleme süreçlerindeki mik-
tarlara yaklaşmasa da bu-
güne kadar AB hazırlık sü-
recinde "kendi cebinden
harcayan" Türkiye'nin,
bundan sonra birliğin bazı
imkânlanndan yararlana-
bileceğini kaydediyorlar.
Bölümler alünda yürütü-
lecek müzakerelerin, bir
bütün olarak kabul edilme-
si gerekiyor. Başka bir de-
yişle AB, topluluk mükte-
sebatının bölümleri üze-
rindeki müzakereleri geçi-
ci olarak kapatsa bile, top-
luluk müktesebatının ta-
mamı üzerinde anlaşmaya
vanlmadan, bölümler üze-
rinde anlaşmaya vanlmış
olmuyor.
AB bütçesinden aday ül-
kelere aynlan kaynaklann
dağılımına bakıldığında,
toplam kaynağın yüzde
30'luk bölümünün daha iyi
işleyen bir kamu yönetimi
sağlanması amacıyla ku-
rumlann yeniden yapılan-
masına, kalan kısmının da
iş dünyasına ve önemli alt-
yapı projelerine aktanldı-
ğı görülüyor. Söz konusu
altyapı projeleri, katılım
öncesi anlaşmalarda belir-
tilen öncelikli alanlar ara-
sından seçiliyor.
Müzakerelerin ne kadar
süreceğine ilişkin standart
bir süreden söz etmenin
mümkün olmadığına işaret
eden kaynaklar, her adayın
kendi koşullan ve hazırlı-
ğı sonucunda farklı süreler-
de müzakereleri tamamla-
dığını belirtiyor.
'NEYİN ALTINAİMZA ATILDI'
SHP: Verdiğiniz
ödünleri açüüayın
tstanbul Haber Servisi -
Sosyal Demokrat Halk Partisi
(SHP) Genel Sekreteri Ahmet
Güryüz Ketenci, müzakere
çerçeve belgesinin
kamuoyuna hemen
açıklanmasuu isteyerek
Türkiye'nin, atrığı irnza ile
çok ciddi bir taahhüt altına
girdiğini belirtti. Ahmet
Güryüz Ketenci, yaptığı yazılı
açıklamada, Türkiye'nin,
imzaladığı müzakere çerçeve
belgesi ile ciddi bir taahhüt
altına girdiğini, bu taahhüdün
AKP tarafindan Türk milleti
adına verildiğine dikkat çekti.
Ketenci, "AB'ye girme süreci
içüıde sürdürülecek
müzakereler sırasında
yurttaşlanmızı rencide edecek,
küçük düşürecek, ülkemizi
uluslararası Dİarformda
sıkınüya sokacak istekler, 3
Ekim'de imzalanan müzakere
çerçeve belgesini referans
gösterecektir. Bu nedenle
yurttaşlarımız, hükümetin
neyin arana ünza arüğını
merakla Deklemektedir"
görüşünü dile getirdi.
Ahmet Güryüz Ketenci
şunlan dedi:
"Yapılan pazarhklar
sonucu önümüze konan
müzakere çerçeve belgesinde
ne gibi değişiklikler
yapümıştır? Satır aralanna
neler sıkışünlmışör? Ülkemiz
hangi zorluklarla karşı karşıya
kalmıştır? Özellikle Ermeni
sorunu ve Güney Kıbns'uı
tanuıması konusunda ne gibi
ödünler verilmiştir? Bunlan
bilmek yurttaşlanmızuı
hakkıdûf
'ÖNEMLÎ DEĞIŞlMLER YAŞANACAK'
••
ODP: Emekeksenli
Avrupa mümkün
tstanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma
Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoghı, 3
Ekim'le birlikte Türkiye'nin, uzun yıllar sürecek
ve önemli değişimlerin yaşanacağı bir sürece adım
attığını belirtti. Hayri Kozanoğlu yaptığı yazılı
açıklamada, medyada kopanlan firhnaya karşm
AB üyeliğinin halkın refahmı artnracağına,
yoksulluğu önleyici, sosyal haklan geliştirici işlev
göreceğine inanmadıklarmı vurguladı. Kozanoğlu
açıklamasında özetle şu görüşlere yer verdi:
"Üyelik süreci, demokrasi ve insan haklan alanında
çeşitti ohımhı getişmeler doğursa da LMF etiyie
yürütülen neotiberal eksenti ekonomi shasetine
Kme kazandıracak Mevcut neotiberal eksenti
anlayışm hegemonyasmdaki sermayenin
Avrupasma karşı, Avrupa toplumsal muhalefet ve
sohınun yürüttüğü emeğin Avnıpası mücadelesini
yüksemneye devam edeceğiz. Üyesi oMuğumuz
Avrupa Antikapitatist Sol Partiler Tophıhığu ve
Avrupa Sol Partisi ile emek eksenti, banşçı,
demokratik, ekolojist ve feminist bir Avnıpa'nuı
yaraolması mücadelesini emekten yana bir Türkiye
mücadelesi ile bütünleştirerek sürdüreceğiz.''
DTH KURUCULAR KURULU TOPLANDI
Doğan: Zorlu
süreci aşacağız
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -EskıDEP
Milletvekili Orhan Doğan,
DTH'nin partileşme sürecinde
sona yaklaşıldığını söyledi.
Doğan, "AB ile zorlu
müzakere sürecini güç
birtiğiyle aşacağumza
inamyorum" dedi.
Demokratik Toplum Hareketi
Kurucular Kurulu toplanhsı
Ankara Park Otel'de başladı.
Toplantıya eski DEP
milletvekilleri Leyia Zana.
Orhan Doğan. Hatip Dide,
Setim Sadak, DEHAP Genel
Başkanı Tuncer Bakırhan.
eski HADEP Genel Başkanı
Murat Bozlak, eski DEHAP
Genel Başkanı Mehmet
Abbasoğhı'nun yanı sıra
DEHAP'lı belediye başkanlan
ve 400 kurucu delege katıldı.
Toplantıda DTH'nin
partileşme sürecinde nasıl bir
yol izleyeceği masaya
yahnldı.
Toplantının açılışında konuşan
Orhan Doğan, Türkiye'nin
tam üyelik perspektifiyle AB
ile müzakerelere başladığını
anımsatarak şunlan kaydetti:
"Türkiye ve toplumumuz
açısmdan arnk bugün dün
değOdir. Kuşkusuz sürecin
doğasından kaynaklanan
zorhıklar olabileceği gibi AB
karşıtiannın çeşitii
provflkasyonlan da olacaktir.
Ancak güçbirtiği ile bu zorhı
süreci aşacağumza
inanıyorum. Kürtier, AB-
Türkiye itişkikrinde tarihsel
roDerini oy nanuşlar ve
diplomatik alanda tam destek
vermişlerdir."
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Kapalı Kapılar
Ardında Ne Oldu?
Avrupa Birtiği ile aramızdaki ortaklık görüşme-
lerinin en az 10 yıl sürmesi bekleniliyor. 10 yıl, bi-
zim için iki genel seçim dönemi, en azından 3
ya da 4 Cumhuriyet hükümeti demekfr. Demok-
ratik bir ülkede her seçım, Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nde köklü değişikliklere gebe değil midir? AKPyi
iktidara getiren 3 Kasım 2002 seçimleri, eski ya-
sama döneminde Meclis'te var olan bütün parti-
leri dışlamadı mı?
Yazıya bu girişi, önceki gece Lüksemburg'da
benimsenen "Müzakere Çerçeve Belgesi"nden
kamuoyunun, özellikle TBMM'nin ne zaman ye-
terii bilgi sahibi olacağını öğrenmek istediğimizi söy-
lemek amacıyla yaptım.
Başbakan "Müzakere Çerçeve Belgesi, bu yön-
deki talep ve beklentilerimizi karşılayacak şekilde
oluşturulmuştur" diyor. Başbakan'ın bu güvence- /
si ile yetinebilecek miyiz? önceki günkü görüşme
trafiğinin hızlı karmaşası içerisinde ve son aşama-
da kendisi Cumhurbaşkanı ile kısa bir telefon gö-
rüşmesi yaparak adeta yasak savdı. Dışişleri Ba-
kanı da benzer bir-iki kelamı ana muhalefet lideri
ile ve yine telefon yolu ile etti.
Tam bir yasak savma!
Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuda elbette her-
hangi bir yorum yapmaz. Ancak CHP Genel Baş-
kanı Baykal'ın dünkü Millryet gazetesinde Fikret
Bila'ya söyledikleri tam bir düş kınklığı yaşadığı-
nı ortaya koyuyor.
CHP Genel Başkanı, dün partisinin grup toplan-
tısında da bu görüşme sürecinin sadece 3 dakika
olduğunu söylemiş!
Dışişleri Bakanı'nın bu 3 dakika içerisinde mu-
halefet liderine söylediği de bence tek kelime ile
diplomasi dışı birsöylemtaşıyor. Bakan, Lüksem-
burg'a çerçeve belgeyi imzalamak için gidecek-
lerini, bu haberi, başkalanndan önce kendisinden
duyması için genel başkanı aradığını "lütfen" söy-
lemek amacıyla telefon ettiğini açıklıyor!
Biryandan AB gibi ulusal bir politika için heryurt-
taştan ve özellikle demokrasinin vazgeçilmez öğe-
leri olan siyasal partilerden tam işbirliği halinde
hareket etmelerini isteyeceksiniz. Ote yandan ik-
tidar partisi genel merkezine taşıdığınız görüşme
karargâhından dışanya bilgi sızdırmadan çözüm
arayacaksınız.
O arada, çerçeve belgede Türkiye'nin hassasi-
yetini gıdıklayan Rum cumhuriyetinin NATO'ya üye
olma isteği karşısında veto hakkımızı kullanmamı-
zı yasaklayan hükmü dönem başkanı Ingiltere'nin
bir ek yorumu ile yumuşatan girişimiyle yetine-
ceksiniz.
O yorumu Ingiltere'nin Ankara büyükelçisinin
bizzat AKP Genel Merkezi'ne gelerek yan resmi bir
belge-mesaj ile iletmesini hoşgörüyle karşılama-
nız da işin cabası!
Benzer bir düzeltme yorumu da Ecevft hüküme-
tine Kıbns konusunda dönem başkanı Finlandiya Baş-
bakanı Lipponen yapmamış mıydı? O verilen söz,
AB tarafindan ne kadar çabuk unutuldu..
Sindirme kapasitesi ölçüsü
Şimdi biz bugünlerde yenı tanıştığımız bir dip-
lomasi terimi olan "hazmetme kapasitesi
;
"nin do-
ğada her canlı variıkta ayn olduğunu bile bile, Baş-
bakan Erdoğan'a mı, yoksa AB yolculuğunun
başlamasını içtenlikle isteyen eski Başbakan Yıl-
maz'a mı inanacağız? Çünkü bugünkü Başbaka-
nımız "istediğimizi aldığımızı" söylerken onun iki
önceki selefı olan Mesut Yılmaz ikinci sınıf üye-
liğe razı olduğumuzu ileri sürüyor!
Hele Deniz Kuvvetleri Komutanı Yener Karaha-
noğlu'nun Deniz Harp Okulu'nun eğitim yılı açılı-
şındayannın subaylannın karşısında söylediği "AB
ile tokalaşırken parmaklanmızı sayalım " uyansına
ne diyeceğiz?
Sanınm bu parmaklan sayma uyansının daya-
naklan arasında çerçeve belgedeki tarama süre-
ciyle ilgili eklerin başında yer alan hükümler öne
çıkıyor. Çünkü o hükümlerin ön sıralannda önce-
likle "Hizmetlerin Serbest Dolaşımı" için 25 ül-
kenin mutabakatının sağlanması var. Ne zaman-
dıryineleniyor... Bu mutabakat sağlandı mı, sizta-
nımadım deseniz de Rum cumhuriyeti bandıralı tan-
kerier Iskenderun'da demir atacaklar ve Bakû'dan
gelen petrolü dünyaya taşıyacaklar.
Elbette Kuzey Kıbns'taki soydaşlarımıza bu ka-
zançtan zırnık koklatmadan...
Yine masaya ilk gelecek sorunlar arasında ta-
nm konusu yer alıyor. Fransız Dışişleri Bakanı Phi-
lippe Douste-Blazy, dün düzenlediği basın top-
lantısında görüşmelerin kontrollü bir süreç başlat-
tığını anlatırken Türkiye'nin gerekli şartlan karşıla-
yamadığına kanaat getirmeleri halinde Brüksel'den
"hayır" sesinin duyulacağı uyansını yapıyordu.
Erdoğan'ın "İstediğimizi aldık" sözü ile Deniz Kuv-
vetleri Komutanı'nın paımaklara dikkat uyarısın-
da acaba kimi haklı görüyorsunuz?
Yanrt verebilmek için kapalı kapılar arkasın-
daki görüşmeteri bilmemiz gerekmiyor mu?
Faks: 0 212 677 08 21 obirgita e-kolay.net
'AB'yte Hişkitep dondupulsun'
• ANTCARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşmiş
Milletler Türk Derneği Başkanı Rahmi Kumaş,
AB'yle ilişkilerin dondurulması ve Gümrük
Anlaşması'nın uygulamalannın astaya alınması
gerektiğini kaydetti. Kumaş, AB'nin Türki-
ye'ye dayatmalarda bulunduğunu belirterek
"Kurtuluş Savaşı yenilgisinin öcünü almak isti-
yorlar. Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yü-
rürlükte kalan tek banş antlaşması olan Lozan
Banş Antlaşması'nı iptal etmek istiyorlar" de-
di. Kumaş, AB'nin kan dökmeden Türkiye'yi
işgal ettiğini ileri sürdü.
Baydemir: Ok yaydan çıktı
• DtYARBAKIR (AA) - Diyarbakır Büyükşehir
Belediye Başkanı Osman Baydemir, AB ile
tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasıyla il-
gili, "Ok yaydan çıktı. Nihayetinde hedefme
ulaşacaktır" dedi. AB'nin arnk inanç birliği ol-
madığını ifade eden Baydemir, "AB sadece Hı-
ristiyanlann birliği değildir. Türkiye, Avrupa
ve Ortadoğu arasında bir köprü ülkedir. Bu ne-
denle çok önemlidir. Türkiye'nin yönü ve rota-
sı da bellidir. Bundan geri dönüş yok. Enteg-
rasyon, demokratikleşme ve toplumsal banş
için bu süreci hızlandırmamız lazım" dedi.