Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM 2005 CUMA
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
PB 20 Sınop Y 20
Edırne PB 22 Samsun Y 19
Kocaelı SY 19 Trabzon Y 21
Çanakkale
Izmır
PB 20 Giresun Y 20
PB 24 Ankara PB 21
Manisa PB 23 Eskişehir Y 19
Aydın B 25 Konya PB 21
Denizlı B 24 Sıvas Y 21
Zonguldak Y 17 Antalya B 28 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
PB
B
B
PB
PB
PB
3U
29
33
34
29
32
25
23
SY 20
Yurdun kuzey ıç ve
doğu kesımlerı parçalı
çok bulutlu. Marma-
ra nın doğusu, Batı ve
Orta Karadenız Sıvas
Çankın, Yozgat. Eskışe-
hır ve Kutahya çevrelen
ıle oğleden sonra Doğu
Karadenız ıle Doğu Ana-
ddu'nun doğusu ve ba-
tısı sağanak ve gok gu-
rultulu sağanak yağışlı
dığer yerier az bulutlu ve
açık geçeoek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
B
11
14
14
18
18
19
20
17
Münıh B 19 Zünh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
PB
SY
PB
PB
SY
PB
PB
16
15
14
16
14
16
22
23
B 18 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahire
Y
B
PB
PB
PB
PB
PB
PB
12
21
13
21
21
19
18
29
PB 31
Parçalı bulutlu i Sısl, k
Çok bulutlu > Yağmuriu
°-»A°/
Kariı Sulu kar \ Gök gurultulu
G U N C E L C C N E Y T ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
siniz?" diye alaylı bir yanıt vermiş; vermiş ama öy-
men de soruyu "Sizi Cumhuriyet balosuna bekle-
rim, ozaman gelirim" diye karşılamış...
Gerçek mi rivayet mi, bilinmez: Kimileri bu ola-
yın, RTE'yi Onur öymen'i mahcup edecek kimi
çalışmalara iteceğini söylüyor.
Kimileri inatçı karakterine kanıt olarak Başba-
kan'ın Ingilizceyi öğrenme azmini gösteriyor. ör-
neğin Başbakan'ın yabancı devlet adamlarıyla "Siz
howareyou" diye hal hatır sorarak söze başladı-
ğını, AB'den söz ederken bölüm başlıkları diyece-
ğine artık "chapter" sözcüğünü kullandığını ve...
RTE, diyorlar, birolasılıkolarak öymen'i "fiilen"ya-
nıtlamak için o günden tezi yok dans dersleri al-
maya başladığından söz ediyorlar.
• • •
Doğru ya da değil. Ama yadsınamaz bir söylen-
ti. Merak uyandıran sorun, RTE'nin dansın hangi
çeşidine daha yatkın olduğu. örneğin çaçaya mı,
rumbaya mı, yoksa tangoya mı, son yılların deli fi-
şek danslanna mı daha elverişli veya meraklı?
Kimileri RTE'nin durmadan dönerek yapılan val-
se her açıdan yatkın olduğunu öne sürüyor.
Kuşkusuz bir başka sorun da RTE'nin kiminle
dans edeceği.
Işte bu noktada öymen'in RTE'yi yeterince ta-
nımadığı ortaya çıkıyor. Elbette Emine Hanım'ı
dansa kaldıracak! RTE'nin Medeni Yasa gereği ev-
lendiği Emine Hanım dışında başka bir kadını dan-
sa kaldırabileceğine olasılık tanıyor musunuz?
Doğal bir soru akla takılıyor. Emine Hanım dans
etmeyi biliyor mu? Sıkmabaşa girmeden dans çe-
şitlerini öğrenmiş olabilir, diyoriar ve fakat, topuk-
lara kadar inen yırtmaçsız etekli giysiyle dans -ör-
neğin vals- yapabilmenin zoriuklan da ortada.
Başbakan, "Türkiye'de köktendinciliğe karşı -o
da neyse?- güçlü birsistem kurduk" dediğine gö-
re, Emine Hanım'a haydi haydi dansa yatkın giy-
siler bulabilir.
Islam cumhuriyetinden iktidara gelebilmek için
laik devlet görüşüne dönen RTE'nin zevahiri kur-
tarmak için dans etmek zorunlu ise dans dersleri
alacağından, Emine Hanım'ın da hemen her açı-
dan dans edebilecek duruma gelmesine yardım-
cı olacağından kuşku duyabilir misiniz?
• • •
Isterseniz, rtvayetlerdengerçekleredönelim. De-
mokrasinin erdemlerine sürekli değinen RTE, bu
rejimin vazgeçilmez öğesi medyaya ve çalışanla-
rına olumsuz bakışını son bir örnekle sergiledi.
"Harflerle Erdoğan" kitabında RTE'nin peygam-
berler soyundan geldiğıni yazan, komşusu sözcü
Akif Beki, Başbakanlık muhabirlerinin "akreditas-
yon"larını yenilerken akla gelmeyecek kurallar, ko-
şullar sıralıyor ve "...çalışma usul ve koşullanna uy-
mayan, haberlerinde gazeteciiik ilkelerine riayetet-
meyen muhabirlerin kimlik kartlan iptal edilecek ve
kendilerine yeni kimlik kartı verilmeyecektir" diye tü-
müyle antidemokratik, gazetecinin çalışmasına
baştan sansür, kısıtlama getiren kurallar sıralıyor.
Beki, patronunun rızasını almadan böyle bir uy-
gulamaya girişemez. Beğenmeyecekleri sorulan
soranlar, yazanlar tehdit altında. Gazetecinin ne
yazdığına değil, haberin gazete mutfağından geç-
tikten sonraki içeriğine bakıp gazeteci aleyhine
böylesine peşin hükümler saptayan koşullan -bir
memur- yazabilir mi?
Medyasız demokrasi özlemlerinin son halkası!
AKP yapılan reformları anlattı
FP davasında
savunma
Dış Haberler Servi-
si - Anayasa Mahkeme-
si'nin 2001 yıhnda ka-
pattığı Fazilet Parti-
si'yle ilgili karara karşı
Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'ne açılan
davanın duruşmasında
hükümetin yaptığı "za-
yıf savunma" davanın
Türkiye aleyhine so-
nuçlanacağı izlenimi
doğurdu. Hükümetin
avukatlan, AKP hükü-
metinin yaptığı "re-
form çahşmalarını"
anlattı. FP adına savun-
ma yapan Nazlı Ilıcak,
Türk hükümetinin gön-
derdiği savunmada ka-
patılma karannın "hak-
sız" olduğunu "itiraf"
ettiğini söyledi.
Kapatılan FP'nin Ge-
nel Başkanı Recai Ku-
tan ile milletvekilleri
Merve Safa Kavakçı,
Mehmet Sılay ve Naz-
lı Ihcak'ın yaptıklan
başvurunun AIHM'de
yapılan dünkü oturumu
yaklaşık 2.5 saat sürdü.
Duruşmada Türk hükü-
meti adına Münci Öz-
men, iddia makamı adı-
na ise Fransız avukat
Laurent Hincker, Ka-
vakçı, Ilıcak, Sılay ve
Kutan adına Oya Akgö-
nenç söz aldı. Akgö-
nenç, "türbanın Tür-
kiye'de sosyal bir ger-
çek olduğunu ve kamu
yerlerinde türbana ge-
tirilen yasak yüzün-
den birçok ailenin kız
çocukiarını okula
gönderemediklerini"
savundu. Nazlı Ilıcak
ise FP'nin demokrasi
karşıtı bir tutumla kapa-
tıldığını ileri sürdü. La-
iklik karşıtı olmadığnı,
demokrasi için laikliğin
%'azgeçilmez olduğunu
anlatan Ilıcak, Türk hü-
kümetinin mahkemeye
gönderdiği savunmalar-
da FP'nin kapatıhna ka-
rannın "haksız bir
uygulama" olduğunu
"itiraf" ettiğini söyle-
di. Kavakçı ise "adalet
için mahkemeye katıl-
dığını belirterek ka-
dınlann ve gençlerin
yaşamında fark yarat-
mak için politikaya
atıldığını" anlattı.
Türk hükümeti adına
katılan avukat Özmen
ise 2.5 saatlik duruşma-
da sadece 25 dakikalık
savunma yaparak dava-
cılann tezlerine son yıl-
larda Siyasi Partiler Ka-
nunu ve ifade ve örgüt-
lenme özgürlüğü alan-
lannda gerçekleştirilen
reformlarla yanıt vere-
ceğini söyledi. Özmen
savunmasında, AKP
hükümetinin yaptığı
"reformlan" anlatarak
mahkemenin karannı
bu gelişmeler ışığında
vermesini istedi.
Duruşmada taraflann
görüşlerini dinleyen
mahkemenin 3. dairesi,
karannı ileri bir tarihte
verecek. Karann yıl ba-
şından önce açıklanma-
sı beklenmiyor.
Emeklilik maaşı düşecek• Baştarafı 1. Sayfada
amacı, çalışanların mevcut sis-
temdeki haklarını geriye götü-
rerek daraltmak, yükümlülük-
lerini ağırlaştırmak, böylece
sistemin açıklarını kapatinak-
tır" dedi. Sistemin sorunlannı
kalıcı olarak çözmenin, sosyal
güvenlik kurumlannın aktıf-pasıf
dengesınin sağlanmasına bağlı
olduğunu söyleyen Kılıç, "Ka-
yıt dışı istihdamın yüzde 52'ye
ulaştığı bir yapıda bu dengenin
sağlanması imkânsızdır" diye
konuştu.
Kılıç, Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı yetkilileri ile E-
mek Platformu temsilcilerinden
oluşan teknik komitenin pazarte-
sı günü bir araya gelerek tasan
üzerinde görüşmelere devam et-
mesine karar verildiğini söyledi.
SOSYAL GÜVENLÎK
Meclis'te görüşülmekte olan ta-
san ile yapılacak düzenlemeler
şöyle: Aylık bağlama oranı, bu-
günkü yüzde 75'ten kademeli
olarak yüzde 50'ye düşürülü-
yor: Bugün için 422 milyon lira
olan asgari işçi emeklısi aylığı
daha aşağı düzeyde hesaplana-
cak. Ancak bu düzeyın ne kadar
düşürülecegi açıklanmıyor. Bu
uygulama, sisteme girecek, yani
emekli olacak bütün sigortalılan
doğrudan ilgılendiriyor.
Bir işverene tabi oiarak çalı-
şanların normal emeklilikleri
için prim ödeme gün sayısı 7
bin günden 9 bin güne çıkarılı-
yor: Buna göre emeklilığe hak
kazanacaklar fiilen 25 yıl çalışa-
caklar. Işçiler için 9 bin gün ra-
kamı, sosyalist ülkeler hariç hiç-
bir AB ülkesinde uygulanmıyor.
Yılda üç ay gibi çalışma olanağı
bulan mevsimlik işçiler emekli
olamayacak. Çok ağır şartlarda
çalışan maden işçilerinin de er-
ken emekliliğe yönelik haklan
kaldınlıyor.
Emeklilik yaşı, kadın ve er-
kekte kademeli olarak 68'e çe-
küiyor: Hiçbir AB ülkesinde bu
kadar yüksek bir yaş sının bulun-
muyor.
Malullük aylığı hak etmede
prim gün sayısı 1800'den 3 bin
600 güne çıkıyor: Sakatların
özürleri nedeniyle erken emekli
olma haklan ağırlaştınlıyor, yaş
sının öngörülüyor. Birinci dere-
ce sakatlığı olan sigortalılar 45,
ikıncı derecede 50, üçüncü dere-
cede ise 55 yaşını doldurmadan
ve gerekli görünen prim gün sa-
vısını tamamlamadan emekli ola-
mayacaklar.
Olüm ayüklannı hak etme
koşullan zorlaştırılıyor: 5 yülık
sigortalılık süresi olup ortalama
yılda 180 gün prim ödemiş olan-
lann ölüm aylığı hak etme ola-
naklan ortadan kaldınldı. Ölmüş
sigortalının eşine bağlanması ön-
görülen yüzde 75 oranındaki ay-
lık, eş çalışıyor ise yüzde 50'ye
indirilecek. 27 yaşını dolduran
kız çocuğu sistemin dışına çıka-
nlıyor ve yetim aylığından mah-
rum bırakılıyor.
Memurların tüm aylıkları
prim kesintisi kapsamına alı-
nırken işçiler ve bağımsız çalı-
şanlar için belli sınırlamalar
getiriliyor: Sistemdeki açıklann
kısa sürede fınanse edilmesi için
norm ve standart birliğinin sağ-
lanması ılkesi çignendi.
CHP tasanya
direniyor
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP, TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda yeniden görüşül-
meye başlanan sosyal güvenlik yasa ta-
sansına karşı sert muhalefetıni sürdürü-
yor CHPlı Kemal Küıçdaroğlu "IMF
direktifiyle" hazırlanan tasanya birçok
noktada itirazlan olduğunu vurguladı.
109 madde ve 14 geçici maddeden olu-
şan tasannın komisyondan geçmesi ko-
lay görünmüyor. CHP'li Kılıçdaroğlu.
itirazlannı şöyle özetledi:
• Tasan Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey 'de görüşühnemıştir. Hükümet bu ka-
dar önemli bir tasanyı tümüyle IMF'nin
beklentilerine uygun olarak yasalaştır-
ma yolunu tercih ermiştir.
• Tasan ile emeklilik yaşı kadın ve er-
kekte kademeli olarak 68'e çekilmekte-
dir. Bugün için hiçbir AB ülkesinde uy-
gulanmayan bu yaşın, sistemdeki açığı
finanse etmek gerekçesiyle Türkiye'de
uygulamaya konması doğru değildir.
• Sistemdeki açığı emekli aylıklannı
düşürerek sağlamak yoluna gidilmesı
Türkiye gerçekleriyle bağdaşmamakta-
dır. Emekli aylıklan büyük ölçüde zaten
yoksulluk suıınnın altındadır.
• Prim borcunu ödeyemeyen bir esna-
fın hastalandığında ölüme terk edilmesi
anayasamızdaki sosyal devlet ilkesiyle
bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, sadece es-
nafin kendisi değil, aynı vahim tablo eşi
için de geçerli olacaktır.
• Bugün Türkiye koşullannda bir işçi-
nin 9 bin gün sigortalı çalışması ancak
mucize ile gerçekleşebilir. Kaldı ki, işçi-
ler için 9 bin gün rakamı halen sosyalist
ülkeler hariç, hiçbir AB ülkesinde uygu-
lanmamaktadır.
• Yıllarca çalışıp ülke kalkınmasına
katkıda bulunanlann emekli olduktan
sonra emekli olduğu tarihteki aylığa
mahkûm edihneleri, hem "sosyal" dev-
let hem de "adalet" ilkesine aykındır.
• Sigortalılann bugün aldıklan hizme-
tin bile gerisine düşecekleri açıktır. Çün-
kü sistemde oluşacak açıklar, sağlık hiz-
meti sunumunda kısıtlamalar getınlerek
giderilecektir.
• Tasan yasalaştığında tasanyı uygu-
layacak Sosyal Güvenlik Kurumu Baş-
kanlığı'nın olmadığı görülecektir. Çün-
kü Türk bürokrasi sistemi içinde böyle
bir kurum bugün için yok.
• Sosyal güvenlikte yıllardır hemen
her ortamda dile getirilen "norm ve
standart birliğinin sağlanması" ilkesi
tasanda açıkça ihlal edilmektedir.
Deri işçilerine destek eylemi
İşçi Birliği ve Teksril-Sen de Coca-Cola,
Çorlu İleri Deri, Antalya Rivicnne İnter
Tekstil ve İstanbul Serna Seral işçilerinin
direnişlerine sahip çıktıklaruu ve mücade-
lelerine destek vereceklerini belirttiler.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İs-
tanbul Bölge Müdürlüğü önünde toplanan
grup adına açıklama yapan Tekstil-Sen
Eğitim l zmanı Beycan Taşkıran, "Antalya
Rivienne İnter Tekstil işçileri 3 aydır ücret
alamıyor. İstanbul Serna Seral işçilerinin
toplu iş sözleşmeleri tıkalı kaldı. Coca-Co-
la ile Çorlu İleri Deri işçileri ise sendikalı-
laştıkları için işten atüdı" dedi. Günder
Deri'de çalışan 236 işçinin işten çıkarıldı-
ğını belirten Türkiye Deri-İş Sendikası
Başkanı Yener Kaya, "Anayasal haklanm
kullanarak sendikalı olan işçiler, kapının
önüne konuluyor. Bunlar işe dönüp çalış-
mak istiyor" dedi. (SİBEL BAHÇETEPE)
İslami sermayenin içyüzü
B Baştarafı 1. Sayfada
ciktirsek de olabilir. Şimdi sı-
raya geçeceğiz" diyerek satışa
çıkanlan senetlerin alınmasını
istedi.
Kanal D'de yayımlanan 32.
Gün, KOMBASSAN Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Ha-
şim Bayram'ın, Almanya'nın
Hannover kentınde Milli Genç-
lik Vakfi'na bağlı Hannover
AyasofyjıCamısi'nde 1993 yı-
hnda yaîptığı konuşmayı ya-
yımladı. Camıde toplananlara
Temel Karamollaoğlu'nun
kefil olarak tanıttığı Bayram,
islami düzen için bir televiz-
yon kurma çalışması yaptıkla-
nnı anlatıyor. Camide topla-
nanlardan teleMzyonun kurul-
ması ıçın "senetleri" almala-
nnı isteyen Bayram. kurulan
şirketin yönetim kurulu başka-
nının Recai Kutan olacağını
belirtti. Televizyonda mesajla-
nn gizli verileceğini anlatan
Bayram, "televizyonun en et-
kili silah" olduğunu belirtiyor.
Bayram'ın televizyona iliş-
kin anlattıklan şöyle: "Kâr-
zarar ortaklığı üzerine çalı-
şan Yeni Dünya İletişim AŞ
isimli şirket, tele\iz\on şirke-
ti kuruldu. Şirketin yönetim
kurulu başkanı, eski İmar ve
İskân bakanlanmızdan Re-
cai Kutan. Başkan yardımcı-
sı hali hazırda benim. Muha-
sebe yöneticisi Zekeriya Ka-
raman. Kardeşlerim; şimdi
kâr-zarar ortaklığı üzerine
çalışıyor şirket. Yalnız ben
hemen şunu belirteyim; kâr-
zarar ortaklığında ben tele-
vizyonu sadece maddi kâr gi-
bi düşünen insanlarla yola
çıkmak istemem. Bunun ma-
nevi kârından dolayı ortak
olursam. ondan dolavı ortak
olmak isterim. diyen insan-
lar lazım bize." Televizyon
programlagizli mesajlar veri-
leceğini anlatan Bayram, "Ya-
ni faizin kötülüğünü anlatan
ama ben bunu direkt faiz kö-
tüdür desem, beni hiç etkile-
mez, çünkü hepimizin içi dı-
şı faiz olmuş. Herkes bulaş-
mış" görüşünü dile getiriyor.
Bayram, cami için kurulan der-
neğin başkanlığını yapan Hü-
seyin Işık'ın "Namaza dura-
Um" önerisini "Şimdi nama-
za durmayacağız. Bu mesele
namazdan önemli şu anda.
Namazı biraz geciktirsek de
olabilir. Şimdi sıraya geçece-
ğiz. Oradan hepimiz ismimi-
zi yazdıracağız" diyerek geri
çeviriyor. Bayram, 26.04.2005
tarüıinde Rıdvan Akarla yap-
tığı röportajda ise camilerde di-
ni kullanarak para istemediği-
ni ileri sürüyor.
KOMBASSAN Holding'in sahibi, TBMM Araştırma Komisyonu'na bilgi verdi
Bayram'dan kayıt dışılık itirafı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM İslami Holding-
leriAraştırma Komisyonu'na bıl-
gi veren KOMBASSAN'ın sahi-
bi Haşim Bayram. kendisini
"Biz kimseye kâr payı garanti-
si vermedik. Güvendikleri için
paralaruu bize getirdiler" diye
savundu. Gurbetçilerden 800
miryon Euro topladıklannı, şu an-
da yaklaşık 3 milyar Euro'luk
sermayesi olan güçlü bir şirket
olduklannı ileri süren Bayram,
yurtdışında topladıklan paralan
"banka komisyonundan kur-
tulmak" için kuryelerle Türki-
ye'ye göndefdiklerini belirterek
kayıt dışılık itirafında bulundu.
Komisyonda uzun uzun çocuk-
luğunu anlatan Bayram, "çok or-
takü şirket" yapısının yastık al-
tındaki 200-250 milyar dolan ya-
tınma dönüştüreceğıni sa\-unarak
"Bu, Türkiye'yi kurtanr" gö-
rüşünü savundu. Bayram. "Bi-
zim sisteminıiz güven üzerine
kurulu. Biz kimseye kâr payı
garantisinde bulunmadık. Gü-
vendikleri için paralarını bize
teslim ettiler. Biz topladığımız
her 8 lirayı 30 liraya çevirmiş
bir holdingiz" dedi. Bayram,
mağdurlann paralannı yavaş ya-
vaş ödemeye başladıklannı, an-
cak bunlann bir bölümünün pa-
ra, bir bölümünün de mal verme
şeklinde olduğunu söyledi. Bay-
ram, "İsteyen herkese parayı ia-
de etsek, mallarımızı, mülkleri-
mizi, fabrikalanmızı yok paha-
sına satmamız gerekir" görüşü-
nü dile getırdi. tşlerinın iyi oldu-
ğu 2000 yılı öncesine kadar 128
bin ortaklan bulunduğunu kay-
deden Bayram, ortak sayılannın
78 bine düştüğünü söyledi.
Bayram, paralann banka kayıt-
lanndan kaçınlmasını ise ilginç
bir gerekçeyle açıkladı. Paranın
toplandığı ülke bankasının yüzde
2, Türkiye 'dekı bankalann da
yüzde 1 komısyon aldığını kay-
deden Bayram, "Biz bu komis-
yonu ödememek için bizim gi-
bi çalışan herkes gibi kurye
kullanıyorduk. Ama ülkeye gi-
rişte 'Çantamızda şu kadar para
var' diyorduk" diye konuştu.
Işlerinin 28 Şubat sürecınde as-
kerlerin kendisini hedef alması
nedeniyle bozulduğunu söyleyen
Bayram, dünyadaki ekonomik
düzenin belli gruplann yüksel-
mesine izin vermediğini ileri sür-
dü. Dünyayı 10 ailenin yönettiği-
ni kaydeden Bayram, "onlann
onay vermediği projelerin ya-
şama şansı obnadığını" söyledi.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
dadır. Haber müdürü listeye bakıp hayıflanır:
- Hay Allah, bu liste çok eski. Haftalar öncesine
ait. Yenisi nasıldı!
Yine böyle bir döneme girdik...
Anavatan Partisi dün beklenen grubunu kurdu.
Sabah 20, öğleyin 21 oldu. Genel Başkan Erkan
Mumcu'nun kendisini rahat hissetmesi için en az
3-4 milletvekili daha transfer etmesi gerekiyor. Zi-
ra, AKP yönetimi "ANAP'a geçmiş ya da geçmek
üzere olan milletvekillerini partimize transferetmek
için gerekli her şey yapıla" emriyle hareket ediyor.
Geçen dönem bir partiden ayrılan milletvekili, bir
süre bağımsız kalırdı. Son geçişler biraz hızlı oldu.
CHP'den istifa eden, hoooop ANAP'a...
Bunun nedenı yukarıda aktardığımız gibi AKP'nin
pusuda bekliyor olması. En son CHP'yi yeterince
solcu bulmadığı için istifa eden Adıyaman Milletve-
kili Şevket Gürsoy. ANAP'a geçmeye hazırlanırken
AB'ye girdiğımiz gün AKP'ye girdi. AKP de o gün-
lerde çifte gıriş, affedersıniz çifte bayram yaşadı.
ANAP'lılar yine benzer bir durum olmasın diye,
önceki gün CHP'den istifa eden Ankara Milletve-
kili Muzaffer Kurtulmuşoğlu'nu yarım saatte par-
tilerine kattılar. Kurtulmuşoğlu kurtulmuş oldu.
• • •
Bir hafta içinde yeniden yenilemek durumunda
kalacağız ama Meclis'teki son dağılım şöyle:
AKP 356, CHP 155, ANAP 21, DYP 4, SHP 4,
HYP1, bağımsız 5, boş 4.
3 Kasım 2002'de Meclis'e 2 parti girmişti, 6 ol-
du. 2 grup girmişti, 3 oldu. Grup kurmak o kadar
kolay değil. 20'yi bulmak gerekiyor. Ama bulunca
da Meclis'teki bütün ağırlık değişiyor. Partinin ge-
nel başkanı kürsüde daha uzun kalma hakkına ka-
vuşuyor. Partiye grup odası veriliyor. Haftalık grup
toplantıları başlıyor. Meclis TV canlı yayımlıyor. Bir
bakıma siyaset yapma olanağı genişliyor.
ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu yeni yasa-
ma yılına grupla gireceğiz, demişti. Iki hafta gecik-
meli olarak hedefine ulaştı.
Eskıden 3 milletvekili olan partiye Hazine yardı-
mı yapılırdı. ANAP, DYP, SHP bu sayıyı aşınca AKP
ve CHP anayasayı değiştirip bunu kaldırmışlardı.
Yaz sonunda ANAP'ın grup sayısına ulaşacağı an-
laşılınca AKP'liler "Grup kurma sınınnı da 40'a çıka-
ralım" diye düşündüler. Bakarsınız arkasını getirirler.
• • •
Yukarıda aktardığımız tablo, Meclis ıçi mücadele-
nin kızışacağı bir döneme girdiğimizi gösteriyor.
Mumcu, Meclis yelpazesinin 3. aktörü olarak sah-
nede. Türkiye'de partiler, lidere bağlılık sistemiyle
işliyor. Bu antamda ANAP'ın öteki adı, Mumcu'nun
partisi. Zaten kendısı "Genelbaşkan olursam ve tüm
yönetimi ben belihersem ANAP'a dönerim" gibi de-
mokratik bir istemle partinin başına geçmişti.
CHP'den ANAP'a geçen Mardin Milletvekili Mu-
harrem Doğan'a dün, grup hayırlı olsun dedikten
sonra partinin durumunu sorduk. "Turgut Özal'/n
misyonu, Erkan Mumcu'nun vizyonu partiyi büyü-
tecek" yanıtını verdi.
Bütün bunlar önümüzdeki günlerde uzun uzun işle-
yeceğimiz konular. Siyasi gündemin bir gerçeği de şu:
CHP her partiye milletvekili veriyor. 22 milletve-
kili kaybetti. 13'ü sağ partilere geçti, 1'i parti kur-
du, 4'ü SHP'yi Meclis'e taşıdı, 1 'i BM'ye gitti.
Ana muhalefet partisinin bu anaçlığını ve ver-im-
liliğini bir başka yazıda sütuna yatıralım.
ankcum ' cumhuriyet.com.tr
Komisyonda tartışma çıktı
AKP'lüerYÖK'ü
hedefaldı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda Sağlık Bilim
Üniversitesi kurulması
hakkındaki tasan görü-
şülürken YÖK tartışma-
sı yaşandı. CHP'li üye-
ler YÖK'ün karşı görü-
şünün dikkate alınmadı-
ğını vurgularken Millı
Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik, "YÖK siyasi
iradenin üstünde ola-
maz. Öğrenci afları da
YÖK'ün olumsuz gö-
rüşüne rağmen çıkmış-
tır" dedi.
Kadır Has Vakfı ıle
Türk Kardiyoloji Vak-
fı'nuı kurduğu Kadir
Has Üniversitesi "nin ye-
ni kurulacak Sağlık Bi-
lim Üniversitesi'ne dev-
redilmesini öngören ta-
san dün komisyonda gö-
rüşüldü. CHP'li Gürol
Ergin, tasanyla
YÖK'ün de\Te dışı bıra-
kıhnak istendiğini söy-
lerken CHP'li Bülent
Baratab önce işlerin bi-
tirilip daha sonra bu iş-
lerin hukuki olması için
gerekli yasalann çıkanl-
dığmı söyledi.
Komisyon toplantı-
srnda YOK'ten "olum-
suz" görüş bildiren ya-
zınm milletvekillerine
dağıtımı v6YÖK temsil-
cisinin "görev unvanı"
konulannda da tartışma
yaşandı. Komisyon Baş-
kanı AKP'li Sait Açba,
komisyonda konunun
görüşüleceğinin YÖK' e
bildırildiğını ve TBMM
Içtüzüğü'nün, "yüksek
dereceli kamu görevli-
sinin toplantılara katıl-
masım" düzenleyen 30.
maddesi uyannca YÖK
temsilcisinin davet edil-
diğini, ancak hukuk mü-
şavirlerinin geldiğini
kaydetti. Açba,
"YÖK'ün, içtüzükhü-
kümlerine uygun sevi-
yede temsilci gönder-
mesi gerekirdi. Bu,
YÖK'ün parlamento-
y u ciddiye almadığının
göstergesi" dedi.
AKP'h Musa Uzun-
kaya, YÖK'ün anayasal
bir kurum olduğunu ve
parlamentoya gerekli ve
aydınlatıcı bilgileri ver-
mesi gerektiğini ifade
ederek YÖK'ün "so-
rumsuz ve görevini ıs-
kalayan" bir tutum için-
de olduğunu öne sürdü.
Komisyonda YÖK'ün
bütçesinin de ele alına-
cağım anımsatan Uzun-
kaya, "YÖK Başkanı
buraya gelip oturmaz-
sa bütçesi tartışmaya
açılır, sıkıntıya girer.
YÖK, yüce parlamen-
toya ve yürütmeye,
kendisiyle ilgili konu-
larda görüşlerini ifade
etmek zorunda" diye
konuştu. Bunun üzerine
CHP'li Kazım Türk-
men, "YÖK'e bütçe
vermeyiz" anlayışının
çok yanlış olduğunu,
böyle bir yaklaşımın,
Türkiye'yi geri götüre-
ceğini ifade etti.