Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14EKİM2005CUMA
DIZI
Sahne hayatını bırakan sanatçı, Nâzım Hikmet'in eserlerini sahneye koymak için karanndan vaz geçti
Muhsin Ertuğrul,Nâzım
içinmesleğinegeri döndü
, _ i i âL- 1 ! ! O ı ı _ _
TOHA TOROS -6
N
âzım Hikmet, Vâlâ Nurettin ile de
müşterekmanzumeyazmıştır. "Ço-
cuklara Masal" şiiri bunlar arasın-
dadır. Nâzım Hikmefin halalan bölümün-
de belirttiğimiz gibi, Güzide Hanım'a it-
haf ettiği "Lades" başlıklı uzun manzu-
mesi, Ümit dergısinin 10. sayısında yer al-
mıştır. Şöyledir:
Nâzım Hikmet'in o yıllarda yayımladı-
ğı şiirler arasında en ilginç olanı, "Kırk
Haramiler"dir. Ünlü edebıyat tarihçisi İs-
mail Habip Sevük. Nâzım Hikmet Mos-
kova'ya gitmeden evvel yazmış olduğu-
bu şiirde milli duygulann kaynaştığını be-
lirtir.
Bilindiği üzere Nâzım Hikmet, Mos-
kova'ya gitmeden önce. serbest nazım ile
uğraşmamıştır. Onun serbest nazımla ya-
yınlara başlaması Moskova dönüşünde ol-
muştur.
Nâzım Hikmet, Fransızca ve Rusça da
şiirler yazmıştır. Fransızca şiirkitabının iç
kapağında sadece bir tane Türkçe şiir bu-
lunmaktadır.
Ümit dergisinde Nâzım Hikmet'in Or-
han Seyfî'ye, Faruk Nafîz'in Nâzım Hik-
met'e ithaf ettikleri iki örneğe yer veriyo-
ruz. Nâzım Hikmet'in 18 yaşında yazdığı
ve Orhan Seyfî'ye ithaf ettiği şiir:
Delinin tkinci Duası
Ben şimdiden ağlarken yalnızgeçen her-
güne
Yığılır da seneler senelerin üstüne
Kaparsa gözlerini bütün se\gililerim,
Kalmazsa venüzünde dcnanacak bir ve-
AZIM HIKMET'IN ŞIIRI
Tarafından
PLAĞA
ALINDI
Türkiyedc ilk defa
graınofonla Ş 1 f R
dioliyoru/. .
ruü hmhis etmeir
ıoJ«ıc teicnıjır-.
B yukan
Bütün
ı giht «bedl olmtyıp auoi
olmmjtl» ber»fe«r) 3iex*cu£ olın
f«I«et«leri de «müjyet h«lin-d«5ir
Bu iki tel»«tıey» Kİeaîıım ve
»dî bir cocok b«zxn« dörıec
DiyalettiJc
rtinnde
k
İtenun **n tt« ınik*u>« e y j
Jcniyor da. •»'«( ve «ilymlelctik
l i l
Ubıî
ldealiituın »ürde 7«n vsr da
Bix»i da yenı sfic tftknifinı
köDu^im Yeni aılr **brİD bûyüi.
saoayi devrinln «ılrıdir Yenı lck*
nli N*iicojcı ı«l«r>Iojla< ıle bcrab«r
«eldı
inmın bu h«rıkı_illde ıfi yap-
ıkia a u t t«min efcHfti favtUvi
ÖyLyeb»
î*11
**1
^. rikrod
*11B1
Mevl^a S.Ikım ^ û t 1
îrürt^inin
fcliz er oir cıH*
mıdir?
utn*k H
okud mıı • Temel Ta
defil m
ejlıtm I
bu&u yapfcı
* y ^ H o t n bûtilı:
heyec«nl»n İle k u
heciete dofru g^aen dotu
gider. bir kafilenın M D
J « r !
t»vin bmnln dû*oı»nıo
İturfunıîe yer^ •erİİenîn
Nâzım Hikmet'in
Şiiri Plakta
Nâzım Hikmet'in sesinden Rusya, Fransa ve Istanbul'daplak-
laryapıldı. Türkiye deyapıhp onun sesini içerenplakların en meş-
huru "Kerem" şiiridir.
1930yılında ünlü Columbiafirması tarafindan, onun sesinden
birkaç şiiri plağa alındı. Aşağıda bir örneği verilmiştir: Bekle-
nen oldu. Türkiyeli şairin de şiiriplağa çekildi. Müessesesi şair
Nâzım Hikmet 'e müracaat edip ikiyazısınıplağa çekti: Bahriha-
zer ve Salkım Söğüt. Benplağı bir tarafa bırakıp bu iki şiiri mev-
zuü bahis etmek istiyorum.
Bahrihazer modern tekniğin bugün için erişebildiği en yukarı
zirvedir.. Bahrihazerde diyalektikmateryalimizin şürleştirildiği-
ni görüyoruz.
Resimli Ay, 1930
Sanatkârlara hayrandıNâzun Hikmet'in bu konudaki
görüşleri 28 Kasım 1931 tarihlı
Cumhuriyet gazetesinde ya-
yımlanmıştır.
Başta olmak üzere aktörlerimi-
zin çoğunu beğenmektedir. Eski
sanatkârlardan Papazyan ile tu-
luatçılardan Kel Hasan Efendi
bunlar arasındadır.
Tamburi Cemil bey sevgisi
Nâzım Hikmet'in çocukluk ça-
ğında, güzel sanatlann her bran-
şına karşı eğilimi vardı. Musikı
alanında bir tambur dahisi olarak
bilinen Cemil Bey, Nâzım Hik-
met'in hayran olduğu abideler-
dendi.
Tamburi Cemil Bey 'in 4. ölüm
yıldönümünde -19 Kasım 1920-
Kadıköy'ündeki bir sinema salo-
nunda anma töreni yapıldı. Nâzım
Hikmet bu toplantıda, "Cemil
Ölürken" adlı şiirini, hüzünlü bir
eda ile okudu.
Bu şiir herkesi etkilemişti.
Türk musikisi ve edebiyatı ko-
nulannda hayli bilinçli olan Refi
Cevat (Ulunay) o dönemin bası-
nında, sahibi olduğu, Alemdar
gazetesinde, Nâzım Hikmet'in bu
şiirini övgüyle yayımlamıştı.
Refi Cevat, yazısının sonuna
eklediği notta şöyle diyordu:
"... Refik-i şefikim (şefkatli ar-
kadaşım) Hikmet Nâzım Bey'in
mahdumu (oğlu) Nâzım Hik-
met'in Cemil merhum için inşâd
ettiği şiirden dolayı kendisini teb-
rik ederim. Bu güzel şiiri aynen
alıyorum."
Şiir, Refi Cevat'uı 12 Kasım
1920 tarihli Alemdar gazetesin-
deki makalesinin bitişiğindeki sü-
tunda yayımlanmıştır.
Nâzım Hikmet'in Dinolar'la
Fikret Mualla Sevgisi ve Kırmı-
zı Renk Hayranlığı
Nâzım Hikmet'in kardeşlere
karşı özel bir sevgisi vardır. Bilin-
diği üzere, Dino kardeşlerden üçü
sanatkârdır. Bunlardan en büyüğü
olan AB Ekrem Dino (1891 -1938)
Atina'da yaşadı. Güçlü bir ressam
ve karikarürist idi. Oradaki res-
samlar cemiyetinin başkanlığını
yaptı.
Dino kardeşlerden Arif (1893-
1957) resimde ve heykelde orijinal-
liğı ile tanınan bir sanatkârdı. Iz-
Abidin Dino.
mir fuannda ve 1939 yıkndaki New
York'taki dünya sergisinde, eserle-
ri ile adını perçinledi.
Dino kardeşlerin sonuncusu olan
Celal Abidin Dino (1913-1993),
sanat için doğmuş bir kişiydi.
Nâzım Hikmet'in, Fikret Mual-
la sevgisine gelince. Onu, galiba
tablolanndaki kırmızı rengin faz-
Tamburi Cemil Bey.
lalığı dolayısıyla seviyor olmalı!
Çünkü, Mualla'mn tablolanndaki
kırmızı renk. cidden güzeldir.
Nâzım Hikmet bu rengi, güzel-
liğinden çok, belki de ideolojisine
uygun bulduğu için sevmektedir!
Nâzım Hikmet ile Fikret Mual-
la"nın dostluklan Istanbul'da genç-
lik yıllannda başlar. Hatta Fikret
Mualla, onun bir kitabının çizim-
lerini yapmıştır. Ne var ki Fikret
Mualla, ya zaman zaman rahatsız-
lığı yahut da huysuzluğu dolayısıy-
la yakın dostlannı bile yermekten
geri kalmayan bir tiptir. Paris'teki
görüşmelerimizde yeri geldikçe,
bol bol Nâzım Hikmet aleyhinde
konuşurdu. Fikret Mualla'nm ka-
fasuıda üç fobi vardır ki bunu ölün-
ceye kadar devam ettırmıştir: Ya-
hudi düşmanlığı, komünist düş-
manlığı ve polis düşmanlığı.
Bir kahveye orurduğu zaman,
yanındaki isİcemleyi çekip oturan
kimse, Fikret Mualla'ya göre ya
polistir ya komünisttir.
Gençliklerinde Beyoğlu'nda
dostluklan başlamış olan bu iki ay-
rı yaradılışa ve ruha sahip kişile-
rin aralannm açılmasının nedeni
pekbilinmemektedir. Fikret Mual-
la -doğruluğuna pek ihtimal veril-
memekle beraber- kadın meselesin-
den kaynaklandığını söylerdi. Söy-
lentilerin doğruluğunu bilemedi-
ğim için bu konuda isim vermek is-
temıyorum.
Ancak Fikret Mualla, Nâzım Hik-
met isminden çok huylanan bir tu-
tum ıçerisinde yaşamıştır
Nâzım'ın kitap kapakları
HA1IM
HİKMET
SEÇlLMİŞ.
ŞİİRLER
•Bmat NAZU
HİKMhTb it
bu yaular|aıruı £1
SEVDİĞl«urleridiı
SlttAN Maıb^atı NESRryAT EV
Nâzım Hikmet'in kitap ka-
paklan orijinallik taşır. Bun-
lan değişüc sanatkârlar çiz-
mişlerdir.
"Sesini Kaybeden Şehir"
ve "Bir ÖlüEvi" Abidin Di-
no taranndan, "Benerci Ken-
dini Niçin Öldürdü" Fikret
Mualla tarafından, "Seçil-
miş Şiirler", "Portreler", "Ta-
ranta Babu'ya Mektuplar",
"Kafatası", "Simavna Ka-
dısı Oğlu Bedreddin Desta-
nı" adlı kitaplann kapaklan
ise Suavi Sonar tarafından
yapılmıştır.
Nâzun Hikmet, kitap ka-
paklannı daha çok Suavi'ye
hazırlattrnrdı. Suavi Sonar,
döneminin afiş ustalanndan-
dı. Uerideki sayfalarda Su-
avi'den örnekler göreceksiniz.
rım:
"Ya Rabbi ben ölmeden sen bem öldür!"
derim
Ne olur büyiiklüğün bir teselli yaratsa!
Eğer ölüm bir ceza hayat bir mükafat-
sa,
Bütün sevdiklerimden daha çoktur gü-
nahım.
Bir isyana dönmeden şimdi yalvaran
ahım,
tlköncebeniöldür, beniöldür, Allahım!
Faruk Nafiz'in Nâzım Hikmet'e ithaf
ettiği şiirin ilk dörtlüğü şöyledir:
İki Damla Yaş
Gönlümde açmadan henüz bir bahar,
Küllendi ateşim, söndü ocağım.
Bir garip oldu ki ruhum o kadar
Elle dokunsalar ağlayacağım ..
Faruk Nafiz'in Nâzım Hikmet'e itha-
finda bir özellik vardır. İthaf cümlesi "Çok
sevgili Nâzım Hikmetçiğime"dir.
Nâzım Hikmet'in
Sahne Eserlerl
Nâzım Hikmet'in "Unutulan Adam",
"Kafatası", "Bir Ölü Evi", "Büyük Ha-
la" gibi sahne eserleri arasında, senaryo-
su kendisine ait fihnleri de vardır. Ama, o
dönemin havası içerisinde- bazılannda adı
geçmezdi!
Bir aralık sahneden aynlan Muhsin Er-
tuğrul, sırf onun eserlerini sahneye koya-
bilmek başrollenni üstlenmek üzere, mes-
leğine döndü.
Muhsin Ertuğrul'un sahneye koyacağı ve
rol alacağı eserler günlerce evvel İstanbul
halkına duyuruldu. O dönemin gençlen
Tepebaşı'ndaki yanan tiyatronun gişesi
önünde kuyruk olmuşlardı.
Babası Hikmet Bey bölümünde deği-
nildiği üzere, o da bir edebi kültür sahibi
kişiydi. Vaktiyle yabancı basın işlerine ba-
kan bürolann yönetiminde görev ahnıştır.
Osmanlı döneminin tabiriyle Matbuat Mü-
dürü obnuştu. Hükmet Bey, oğlunun sah-
neye konulacak eserlerini önceden okur-
du. Nâzım Hikmet'in Muhsin Ertuğrul ta-
rafından sahnelenecek eseri hakkuıda ise
endişeleri vardı.
Sahnehayatutabâ-pibikttevedaedenMuhsin
Ertuğrul, Nâzun Hikmet'in UnutulanAdam
piyesiylegeri döndü.
Nâzım Hikmet o sırada babasının yanın-
da Kadıköy'ünde kalıyordu. Babası hasta
olduğu için galada bulunamadı. Fakat çok
endişe ettiğinden, temsilden sonra, son \"a-
purla dönecek oğlunu karşılamak için Ka-
dücöy iskelesine gitti. Ne var ki, bekledi-
ği son vapurdan oğlu çücmamıştı! Akluıa
fena şeyler geldi. Bir olay çıkacak ve oğ-
lunun karakola götürülüp tutuklanacağı
gibi bir vehme kapılmış ve orada yığılıver-
mişti. Oysa durum farklıydı. Tiyatroda
Nâzım Hikmet'in eseri dakikalarca alkış-
lanmış ve kendisi sahneye çıkanlmıştı. Bu
yüzden de son vapura yetişememişti.
Bestelenen Şiirleri
Nâzım Hikmet'in iki şiiri, çağdaşı olan
ve büyük dostluklan bulunan Tamburi Ce-
mil Bey'in oğlu Mesut Bey taranndan bes-
telenmiştir. Bunlar, nihavend makamın-
daki "Kanatlan Gümüş Bir Yarim Var..."
ile hicaz makamındaki "Martılar Ah Eder..."
şiirleridir.
Martılar
Martılar ah eder, çırparlar kanat
Deryalar açılır, katkat..
Gayri beklemeye kalmadı tâkat
Göriinsün karşıdan İstanbulşehri...
Dalgalaryar beller, kopar kıyamet!
Deryayı kan eder, kan eder hasret
Gayri beklemeye kalmadı tâkat,
Göriinsün karşıdan îstanbul şehri
SÜRECEK
BIRBAKDtA
SERVER TANİLLİ
Kitap Fuarı'mn Içinden...
24. TÜYAP Kitap Fuarı, Beylikdüzü'nde, sade ve
vakur birtörenle açıldı. Deniz Kavukçuoğlu, ko-
nuşmasında, konuyu geçmişten alıp günümüze
getirirken geieceğe de bağladı. Dev adımlarla yü-
rüyor herşey. 24. İstanbul Kitap Fuan Onur Yaza-
n Vüs'at O. Bener anısına, 10 Ekim akşamı bir ödül
töreni düzenlendı ve birlikte yemek yendi; onu,
unutulmaz bir eğlence izledi.
Çıkışları fuara rastlayan kıtaplar da var...
•
Turgut Özakman ın daha önce çıkan, Şu Çıl-
gın Türklefi, İstanbul Fuarı'nda da yerini buluyor.
Geçen pazar günü bir panelde, llhan Selçuk, çar-
pıcı bir söyleyişle, halkı "silkeleyen" bir kitap ola-
rak niteledi onu.
Fuardan da anlıyoruz: Bu "silkeleme" sürüyor...
öte yandan, Aziz Nesin'in bütün kitaplan, Ne-
sin Yayınlan'nca basılıyor ve şimdiden bir yekûn
önümüzde. Içlerinden, başı çekenler de şunlar Bir
Sürgünün Anılan, Hayvan Deyip de Geçme, Şim-
diki Çocuklar Harika, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşa-
maz. Nesin de, yaşadığı yıllarda, eserleriyle, bü-
tün bir halkı "silkelemişti". Halkı mizahıyla uyan-
dırma yolunda, Aziz Nesin, yeniden yola koyul-
muştur...
Birde, Hikmet Çetinkaya'nın "/sra/""ı!Biraymaz
sürüsü var ki, Cumhurıyet'i içinden yıkmak için
Fethullah'ın, bu saçlanna kadar gericinin yaptık-
larının içyüzünü fark etmiyor. Bir elı dünyaya yayıl-
mış 300'ü aşkın okulda, bir eli de Amerika'da. Bel-
li, bir ağının bir köşesinde görevli. Hikmet Çetın-
kaya, dürüst bir Cumhuriyet aydını olarak, bu ağı
açığa çıkarmak için yıllardır çabalıyor, ";srar"ı ye-
rinde. Son günlerde de, Günızı Yayıncılık'tan çıkan,
Fethullah Gülen 'in 40 Yıllık Serüveni'nde, bir ikin-
ci ciltte, Fethullah'ın yol arkadaşı Nurettin Ve-
ren'in anlattıklarını veriyor okurlarına.
Merak etmez misıniz?
•
Hıfzı Topuz'un, titız kalemiyle arka arkaya ya-
yımladığı kitaplar arasında, Tavcan'ın özellikleri
var. Bir yanıyla, bir aşk öyküsü: Cumhuriyet'in ilk
kuşağının temsilcilerinden Semiha (Tavcan) ile Sa-
di Gökdeniz'in arasında. Bu aşk da, 194O'lı yılla-
ra rastlıyor.
1940'larda ise, bir kültür devrimi yaşanmakta:
Aydınlanma ile tutuşmuş Köy Enstitüleri, Halkev-
leri...
Işte söz konusu aşk, gitgide devleşen bir kültür
devrimine duyulan aşkla da iç içe. Tavcan roma-
nı, böylece Aydınlanma mücadelesini simgeleyip
çıkıyor.
Remzi Kttabevi'nın yayınlan arasında çıkan ki-
tap Hrfzı Topuz'un eserleri arasında, apayn bir özel-
lik taşıyor: Aydınlanmanın destanı içinde, onunla
bütünleşen bir aşk!
Bu esere, ileride yine dönecegiz..
Adnan Binyazar'ın ölümün Gölgesi Yok adlı
romanı, bir büyük başan idi ve unutmadık. Yaza-
rımız, Şairin Kedisi adıyla, şımdi öykülerinı bir ara-
ya getiriyor Can Yayınlan'nda. Klasik bir öykü de-
gil karşımızdaki; "duyariıklann kalem değmemiş de-
rin bölgelehne" uzanan bir öykü ustalığı önümüz-
deki. Yaşam da, çirkinlikler ve güzellikleriyle sar-
maş dolaş halinde.
Bir de, Adnan Binyazar'ın her eserini büyüleyici
kılan, o canım dil, Türkçe!..
Kim olursak olalım, küttürümüzün halktan, onun
şiir ve öykülerinden gelen mayasını inkâr edebi-
lir miyiz? Kim olmuştur da, Kerem ile Aslı'y\ oku-
mamış ya da onu dinlememiştir anlatanlardan.
Serhat Yayınları, iyi akıl etmiş, "700 Temel Eser
dizisi"ne, Kerem ile Aslı'y\ da eklemiş ve onu da,
SennurSezer'in duyarlı kaleminebırakmış. Böy-
lece, eski bir halk öyküsünün yeniden anlatılışı kar-
şımızdaki.
Bir de, Sennur Sezer'den dinlemek istemez mi-
siniz?
•
12 Eylül'ün, başkalan arasında Türk Dil Kurumu'na
vurduğu darbeyi ve sonuçlannı unutabilir miyiz?
TDK'nin ortaya koyduğu Türkçe Sözlük ile Yazım
Kılavuzu, yol açıcı idi. Ne var ki, kurumu işgal eden-
ler, korkunç işleryaptılar. Bereket, öte yanda Dil Der-
neği, Dil Devrimi'ne ve bilimselliğe sahip çıktılar ve
yolunda yürüyortar: 2000 sayfayı aşan dev bir eser,
Türkçe Sözlük ile Yazım Kılavuzu yeniden okurla-
nnın önünde. Aşkolsun!
•
Fuar'ın başından beri, Cumhuriyet Kitaplan ara-
sında bir kitap, Taha Toros'un yeni eseri Nâzım
Hikmet, büyük bir ilginin konusuydu. Bunun ne-
deni de şuydu: Kitap, apayrı bir araştırmanın ürü-
nüydü. Şairin soyağacından ilk şiirierine ve ceza-
evi günlerine kadar her şey... İlginç ve pek önem-
li. Bu esere, ayrıca dönecegiz.
Çınar Yayınlan'ndan çıkan bir kitaptan, Şükrü Er-
soy'un Tsunamide SörfOlmaz adlı eserinden de
yerimiz olsaydı da bahsetseydik!.
4
Tiirkiye
resinıleııiyor'
ANKARA(AA)-Kül-
tür ve Turizm Bakanlığı
Güzel Sanatlar Genel
Müdürü Bayram Bilge
Toker, Türkiye "nin 81
ilinin görünümlerinin tu-
vale yansıtılarak gelecek
nesillere aktarılması
amacıyla yapılan, "Tür-
kiye ResimJeniyor" adlı
projenin Kütahya'dan
başladığını bıldirdi
Toker, De%let Güzel
Sanatlar Genel Müdürlü-
ğü'nde düzenlediği basın
toplantısında, ilk çalış-
manın Kütahya'da A.
Cevdet Barur ile başla-
dığını kaydetti.
Proje kapsamında il-
lerde görevlendınlecek
sanatçılann ürettikleri
eserlerden bırer adedını
valilik ve bakanlığa ba-
ğışlayacağını ıfade eden
Toker şunlan söyledı.
"Proje ile yurdumu-
zun eşsiz güzelliklerine
sahip 81 ilin görünümle-
rinin tu\Bİe vansıtılması
anıaçlanmaktadır. Bu il-
lerimizde ressamlanmı-
zm yapacağı tablolan top-
lu olarak yurdumuzun
çeşitli illerinde sergüeje-
ceğiz. Çalışmalar, iini-
versiteferimizin güzel sa-
natlarfakültesi resim bö-
lümünde görev \ apan öğ-
rctinı görevUsi sanatçıla-
nmızikplastik sanatder-
neklerine üye sanatçıla-
nmızla sürdürülecektir"
Toker, proje kapsamın-
da Hacettepe, Mimar Si-
nan, Dokuz Eylül üni-
versiteleri Güzel Sanat-
lar Fakültesi Öğretim
üyesı sanatçılannın yapı-
lan program çerçevesin-
de önümüzdekı günler-
de belırledıkleri illerde
çalışmalanna başlaya-
caklarını belırttı.