Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OLAYLAR VE
fAZ SOYSAL
ınlıkta Arayış
N düzenlediği "Türk Solunun Genei Du-
Seleceği" konulu toplantı öncesinde ko-
mfederasyon Başkanı "sol siyasetin tıkan-
a çare ararken halkın partilere güvensiz-
solda duran hiçbir partinin iktidar seçe-
amayışından, yeni bir çıkışın zorunlu olu-
söz edip çalışmalannın CHP'yi hedef al-
ı belirttikten sonra şunlan söylüyor;
•smanlarda sağın aitematifıninyeniden sağ
ilikesibelirmektedk AKPkarşısındakimu-
i daha tutucu, aşın milliyetçi ve toplum-
olaşmayı tırmandıncı biryörüngedegeliş-
enmektedir. Bu gelişme, halkın asıl ihtiya-
demokratik, sosyal, adaletçi, özgürlükçü
}çı çözümleri de tehdit etmektedir"
lalde, MHP mıtinglerinin büyük kalabalık
Dlayışını ve Mehmet Ağar'lı DYP'nin me-
ışını kastediyor olmalıdır. Belki, "Bu gidişi
rduracak?" sızlanışlannın yarattığı "müda-
ıe "otoriter rejim" beklentilerini de.
Jde bu toplantının, sol partiiereyönelik göz-
den ve önerilerden önce, şu soruyla başla-
>eklenir: "Tutucu, aşın milliyetçi ve kutup-
yı tırmandıncı"denen partilerinağırtıkkazan-
ve otoriterlik beklentilerinin yaygınlaşması
ıdir? Daha doğrusu, önceleri de zaman za-
jörüldüğü gibi, bu iki eğilimin bir arada güç-
3Sİ nereden kaynaklanıyor?
ınrt, galiba, son günlerin futbol dünyasında-
;i milli takım maçlarının sonuçlannda saklı:
sdi yaşın altındaki genç miHilerin Peru başa-
ve Avrupa Şampiyonası'nda "play-off'a ka-
;in bunca sevindirici olabiliyor?
>k mu önemli bunlar? Askerinizin başma çu-
eçirilmişse, AB kapılannda süründürülüyorsa-
halkınızın onuaı örselenmişse, iletişim devri-
u örselenmeyi ister istemez ev içlerine kadar
naktaysa ve devletinizi yöneten partinin üm-
çiliğı ulusalcılığından daha ağır basıyorsa, bu
îlenişin kahnndan ezilen insanlannız elbet fut-
jakı oyun sonuçlanyla bile bayram ederler. Bu
ın onur kınklığını planlı ve ciddi bir ulusal kal-
na şahlanışıytagidermekyerine hâlâAvrupa ka-
nndabekleşmeyiöğütverenlerden sol diriliş için
jan reçetesi çıkar mı?
tynca, "tutucu, aşın milliyetçi" denen partilerin
i ytllardaki ekonomikpolitikalarave en baştaözel-
tirme talanlarına karşı da kesin cephe aldıklan
z önünde tutulursa, onlar kadar olamayıp IMF
lütleriyle "sosyal ve adaletçi" çözümlere vanla-
ığına inananlardan sol iktidar kavgasına hayır mı
slir?
Dış politikanın psikolojiksonuçlanyla ekonomik
slitikalann sosyal sonuçları hiçbir zaman böyle-
ne karanlık birtablo oluşturmamıştı. Çare, dışın
anıttıcı aydınlığında değil, bu yerli karanlıkta, ama
ağımsız sol düşüncenin ışınlanyla aranmalıdır.
laşkatüriüsü ancak Nasrettin Hocaöyküsü olur.
SAKAKYA 2. AİLE MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 2005,13
Davacı Ayşe Akyelken tarafından davalı Gökhan
Akyelken aleyhine açılan tenfız davasının yapılan
yargılamasında verilen ara karan gereğince.
DavaVı Gökhan Akyelken" ın tüm aramamlara rağ-
men adresi tespit edilemedigi ve duruşma günü de
tebliğ edilemedigi anlaşılmakla,
Mehmet ve Melek'ten olma 1978 d.lu davah Gök-
han Akyelken, duruşma günü olan 22.11.2005 günü
saat 09.30'da yapılacak duruşmada hazır bulunması
gerektiği hazır bulunmadığı takdırde yargılamaya
yokluğunda devam edileceği ve hüküm kurulacagı
hususu dava dilekçesi ve duruşma günü yenne geç-
mek üzere ilanen tebhğ olunur. Basın: 47604
KAKTAL 2. AİLE MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2005 105
Davacı Kanber Coşkun vekili tarafından davalı Nuriya
Coşkun aleyhine açılan boşanma davasının alınan ara
karan gereğince, Mahkememızce davah Nuriya Coş-
kun'a adresi belirlenemediğınden tebligat yapılamamış.
olmakla duruşma gününün gazete ıle ilanen tebüğıne ka-
rar verilmiş oîup, Davalı Nuriya Coşkun'un duruşma gü-
nü olan 13.12. 2005 günü saat 09.30'da mahkememizde
hazır buiunması veya kendisini bir vekille temsıl ettir-
mesi, duruşmaya gelmediğı ya da kendisini bir vekille
de temsil ettinnediği takdirde yargılamaya yokluğunda
devam edileceği ve karar venleceği hususu daveriye ye-
rine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 27.09.
2005 Basın: 46234
Yıkanlar Seyredenler Yıkılanlar
Ne ki, yıkanlar bilmese de, biz biliyoruz. Sadece satılanlan, tinsel ve
maddesel yıkılanlan değil, bizim emir kullannın. emirleri kimlerden
aldıklarau, bu emirlerin hangi nederüerle verilmiş olduklannı da
biliyoruz... Ve gene biliyoruz ki kurtuluş savaşlarında zafer
her zaman ulusal bilinçli güçlerin olmuştur.
_ _ _ _ _ _ _
son yıllaraşöyle birbakınca, Tür-
kiye'de yaşayanlan ve yaşananla-
n 3 sözcükte özetlemekmümkün
görünüyor: Yıkanlar, seyreden-
ler, yıkılanlar...
Yıkanlar, az bir azınlık... Ama, kendile-
rine tanıdıklan, yarattıklan yetkilerle başı
dönmüş, gözü dönmüş bir azınlık...
Seyredenler; umutlan karartacak, iç acı-
tacak kadar çok bir çoğunluk.
Yıkılanlara gelince... Yıktıklarının, yık-
tırdıklannın sayısını, "yıküsm!" fermanını
verenlerin bile bilebiîdiklerinden kuşku
duymamak olası değil.
Ne ki, yıkanlar bilmese de, biz biliyoruz.
Sadece satılanlan, tinsel ve maddeselyıkı-
lanlan değil, bizim emir kullannrn, emir-
lerikimlerden aldıklannı, bu emirlerin han-
gi nedenlerle verilmiş olduklannı da bili-
yoruz... Ve gene biliyoruz ki kurtuluş sa-
vaşlannda zafer her zaman ulusal bilinçli
güçlerin olmuştur.
Yazmakta olduğum anılanmda bir cüm-
le gözüme ilişti az önce. Bürün acüann -
bugünkü- tetikleyicisi de bu cümlecik ol-
du: (" Annemte^stÜJje'ninminicikis-
kelesinde, Şirket-i Hayriye'nin küçük, şip-
şirin ve tertemiz vapurlanndan biriyle ge-
Brdik..."
1850'den beri(155 yü) savaşlarakatılmış..
gaziolmuş,Istanburun, hele de Bogaziçi'nin
kahnnı çekmiş, coşkusunu yaşamış; tüm Bo-
ğaziçi yolcularvrun, özellikle de, kıyılarda-
ki evlerin, evdekilerin yakın dostu... Sade-
ce onlann mı, dünyanın en şirin, en akılh
yaratıklanndan yunus balıklannın da dos-
tu, yanş arkadaşı olmuş. Yunuslardan azbü-
yücek, onlarkadar tatlı, vapurlanmıza kan-
cayı takacak ne vardı? 155 yıl boyunca Is-
tanbul'un simgesi olmuş vapurİanmızın
suçlanneydiki?..
Belki de "büyük suçlan" Istanbul'un
simgesi olmak gibi tarihi bir değere sabip
olmalandır.
Ya Haydarpaşa Gan? O muhteşem tari-
hi yapı?.. Hayatta olan olmayan, yerli ya-
bancı milyonlarca insanın anılannda unu-
rulmazyeri olan...
Ve, her şey bir yana, geçen 97 yıl boyun-
ca. milyonlarca annenin, eşın, sevgilinin, iç-
leri kan ağlasa da. "*Ya gazi ol,ya şehıt" di-
yerek uğurladıklan ve yansmdan fazlası-
nın geri dönemediğı askerlerimizin anıla-
nyla kutsallaşmış bir mekânı, arsasıru sat-
mak için yıktırmayı düşünmek bile, en sa-
bırlı deyişle, düpedüz, tarihe ihanettir.
Anladık, tüccar olduklannı: vatan top-
raklannı ve de memleketimizin geleceği
hem de asıl sahıplerinın, halkın alınteri olan
tesisleri;"BabaIargibisatacak_nın'' övü-
nerek söyleyen, "varsayoksapara" diyebi-
lenyöneticilere sahibiz. Ancak Maliye Ba-
karuu
Babalar gibisataran'" derkenbiryan-
hş daha yapıyor. Onlar gibi, hiç emek ver-
meden eline geçirmiş olduğu her şeyi, böy-
le değerinin çokaltında, böylehovardaca sa-
tıp savuranlar ıçın "Ata yadigândır, yerine
konmasımümkün değüdir falan düşünme-
den, tam mirasyedikr gibi har \nrup har-
man saMjruyor" denır Türkçede. Yani de-
yiş "mirasyedrdir ve mırasyedilerin sonu
her zaman felakettir. Tann bizi korusun!
tnanılmaz, şakası bile tatsız, "kara mi-
zah" misali bir "niyet" daha dolaşıyor or-
talıkta: Kültür birikimine, serâpâ (baştan
ayağa)espn.bilgi, gerçek olansözlerine hay-
ran kahnan KültürBakanı Sayın Koç, ken-
disinin -ve tabiı Başbakanın bir "ni>etie-
ri^ni söylemiş gazetecilere. Taksim'deki
Atatürk Kültür Merkezi'ni yıktıracaklar-
mış... Çünkü, efendtm bu bina, artmış ve
artacak etkınlikler için ufak düşüyormuş,
bunun arsasına, daha büyük bir tane yap-
tıracaklannış!..
Dünyanınhangi ülkesinde, hele de hükü-
metdüzeyindekihangiinsanınkafasında olu-
şabilir. sadece cehaletin, vahşetin simgesi
olan "yıkmak", "yıkûrmak" eylemi?..
Anlaşılan, bundanböyle Türkiye'de, kül-
tür merkezi, okul, cami, kütüphane vb. gi-
bi binalar, meraklüanna dar gelmeye baş-
layınca, onu yıktınp arsasına, aynı amaca
hîzmet edecek, daha geniş bir bina yaptı-
racak, haşmetlü, dirayetlü ve de azametlü
Başbakanımız. Ve onun yakın ya da az da-
ha uzağındaki "emir kuflan". Düşünebili-
yor musunuz, ömeğin, Galatasaray Lisesi,
Beyazıt DevletKütüphanesiya daSultanah-
met Camii'ninyıktınlıp yerlerine daha ge-
nişlerinin yapıknasuu?!
Kültür kuruluşlan ve benzeri kuruluşla-
nn binalan, artan, büyüyen etkinlikler, ih-
tiyaçlar için küçük gehneye başlayabilir.
Doğal ve güzel bir şeydir bu; övünülecek
bir gelişmedir. Böyle durumlarda ilgili ba-
kanlann, hükümetlerindüşünebileceği, ya-
pabileceği tek iş vardır: Böyle kuruluşla-
nn sayılannı çoğaltmak. Dünyanın kültür
merkezi sayılabilecek îstanbul'un, sadece
bir "kültür merkezTne sahip ohnası, zaten
büyük bir ayvptır.
Ama.. düşünüyorumda.. "Befld" diyorum,
"birikrini tedirgin eden, ashnda burarun
admdaki zenginliktir." Düşünsenize, hem
"Atatürk" hem "kültür"... Bunca ağırlığı
herkes kaldıramaz ki... Haydi diyelim, kül-
türün, bir anlamda ve bir ölçüdehakkından
geldiler. Ama içlerinden kasîr-ül-akl (kısa
akılh) birisi çıkar da Atatürk'e de dokun-
maya kalkışırsa.. Işte o zaman yandılar.
Çünkü, nerde, nasıl ve de ne için otursa ol-
sun, "Atatürk* adı üstünde oynamak kim-
senin haddine düşmemiştir. Ne kimselerin
ne de o kimselere akıl hocahğı yapan ser-
semlerin...
"Hek bir binayı yıkıp arsasıru ek geçire-
Bm de" diye hesaplar yapan ve emrivaki-
lerle işleriyürütmeyi daha da alışkanlık ha-
line getirmeyi tasarlayanlar varsa,hiçumut-
lanmasınlar, Hatırlasınlar ki daha önceleri
de çok benzer hesaplar, niyetler içinde bu-
lunanların "ömürieri'1
nasılyetmediyse "o*
işe, bugünkülerin de yetmeyecektir.
Çünkü, kurtuluşhareketlerinde zafer, her
zaman ulusal bilinçli güçlerindir!..
Ermeni Konferansı ve Tarihin 'Tekerrür'ü...
A. Alper AKÇAM
-î- stanbul'dayapılan Er-
I meni Konferansı ve
X onunyarattığı karma-
şa, son günler ülke gün-
demine u
cuk" diye otur-
du. Yalnızca bir "Erme-
ni Soytanmı" savından
yanaymış gibi görünen-
lerin çağnlı olduğu kon-
ferans, önce mahkeme ka-
nahyla durduruldu, arka-
sından başka bir üniver-
siteye taşındı, salonda il-
ginç sözlüsataşmalar, atış-
malaryaşandı, konferan-
sı izlemeye gelenlerden
bazı ünlü adlar toplantı
karşıtı gruplar tarafindan
domates ve yumurta sal-
dınsına ugraüldılar, baş-
kabir grup "kanakanüv
tikamn
diye gösteri yap-
İU Konferansın ülkede
çektigi büyük ilgi üzeri-
ne üniversiteler yenikon-
ferans hazırlıklannabaş-
ladı!
Konferansın hazırlıkbi-
çimi, sunulanbildiriler, çı-
kan tartışmalarla dönüp
dolaşıp tarihin tekerrür
edip etmediği sorusunun
gizlendiği bir yere geldik
sanki! Doksanyıl öncesi-
ne kadaruzanmış, ikihalk
arasmdaki çok acı olay-
larla anımsanan bir olay-
lar dizisi çe\Tesinde olu-
şan sözcelem, bugün de
insanlık tarihinin yüz ka-
rası olmayı sürdüren sa-
vaşlar için bize bir ışık,
bir anlam taşunıyor, yol
gösterici olamıyorsa, kim
haklıydı yavan sorusunun
etrafında bir kaşık suda
fırtınalar kopanhyorsa,
güdülenmiş art niyetler
"önceo vurduamca",*yok
ya,o dabenimanamasöv-
dü" itişmesinin arkasına
gizlenmeye çalışıhyorsa,
tarih "tekerrür" ediyor ve
daha çok edecek demek-
tir! Yeryüzünde hâlâkent-
lerbombalanıyor, hâlâgü-
nahsız insanlann ve ço-
cuklann cesetleri yerlerde
sürükleniyor, insanlar aç-
lık, ilaçsızlık, işkence ve
acı içinde ölüyorsa, cennet
düşlemli carılı bombalar
kendisoydaşlanyla birlik-
te canına kıyıyorsa, 1789
Burjuva Sosyal Devri-
mi'ndenbuyana söylenip
duran, örgütlü insanınge-
leceğini değiştirip daha iyi
bir dünya kurma erkine
sahip bulunduğu görüşü
de geçerliliğıni yitirmiş
bulunmaktadır!
Tarih, bilgi birikiminin
kendi oluşumkoşullann-
dan soyutlandığı, dondu-
rulduğu, metafizik bildi-
rilerin cirit attığı bir kör-
ler kavgasına taşımyor.
Soyutlanmış ve dondu-
rulimuşbilgi, insanlık için
bilgi olamaz!
Olaylardayol gösterici-
liği, düğüm çözücülüğü
yapacak olan, arşiv fare-
ciliğide değildir! Her şey
gün gibi apaydınlık, gü-
MUHTEŞEM IKIU'nin" bu hoftakî konukları
Nilgün Belgün, Şebnem O»nal
ve Davut Güloğlu...
neş kadar tartışırmazdır.
Bir "Ermeni Soykınmı"
savı etrafinda yıldınmlar
yağdıranlann o tarihibil-
gi yüklüymüş gibi görii-
nen tezlerinin arkasında
Kafkas petroUerinin, Ana-
doluve Ortadoğu zengin-
liklerinin savaştaoynadı-
ğı rolün sözü edihniyor-
sa, o tarihlerden onlarca
yıl öncesinden başlaya-
rak Doğu Anadolu ve
Kafkasya'da ciritatanln-
gilizbirliklerinin, ajanla-
nnın ne aradığı sorulmu-
yorsa, u
kana kan inti-
kam!" diye gösteri ya-
panlar Turan'a ulaşmak
içinAnadolu çocuklannı
yalınayak karh dağlarda
kırdıran "üstünırk"çt It-
tihatTerakki'nin arkasın-
daki diğer "üstün ırkçı"
Alman Emperyalizmini
bilmezdengeüyorsa, tarih
tekerrür etmeyi sürdüre-
cekvebüyük insanlık,bir
avuç azınlığrn oligarşik
iktidarlan için birbirini
boğazlamaktan vazgfcç-
meyecek demektir!
Doğduğu günden bu
yana savaşsız doyama-
yan, üretim ve tüketim
çılgınıkapitaüzmin, dün-
ya halklannı birbirine
düşürüp tüm doğal kay-
naklan bir haydut gözü
dönmüşlüğüyle yağma-
layarak doğanın içine
edenemperyalizmin so-
mutça aduun geçmedi-
ği her tarih tezi, eksik
değil, baştan aşağı yan-
lış veyalandır! Tarihe ba-
karken halklar, milletler
arasındaki savaşların so-
rumluluğunu taraflardan
birisine yükleyip diğeri-
ni aklamaya çalışarak acı-
lann bedelini halkların
ödemesiniisteyenler, han-
gi niyeti taşıyor olurlarsa
olsuiüar, emperyalizmin
değirmenine su taşıyan
şaşkın ördekyavrulandır.
Onlar, tarih tekerlerini
kendileri için "teker-
rür"den yana döndüren
haramilerin insanlıktan
çaldıklanru sessizce gö-
türdükleri arabalann te-
kerlerine yağ dökme ya-
nşındadırlar.
Emperyalist güçler, as-
lında kendi yol açtıklan
halklar arasındaki kanlı
bir savaştan on yıllar son-
ra "Ermeni Soylonmı"
savını gıdıklayarak yeni
düşmanlıklar, yeni kar-
maşalar, yeni pazar alan-
lan yaratıyorlar.
Konferansta "Ermeni
Soytarn_*>sa» üzerine
bildiri sunanadlardanba-
zılanrunbir zamanlar em-
peryaüzm üzerinenutuk-
lar atıp "BağntnsızTürkH
ye" diye haykrnrken bu-
günBatüıüÛcelerdeki uni-
versite kürsülerinde, sos-
yal yardım fonlannda bal
tutup parmak yalamayı
yeğliyor olmalanysa, ta-
rihinen çarpıcıironisi ola-
rakduruyor karşımızda...
Alperakcamı agmau.com
alakcamCâyahoo.com
PENCERE
Bir Bardak Suda
Fırtma...
Ben gazetelerinyalancısıyım, romancıOrhan Pa-
muk demiş ki:
"- Türkler 1 milyon Ermeniyi, 30 rnilyon Kürt'ü
kestiler..."
Gazeteci Hrant Dînk de yazmış:
- Türk'ten boşalacak o zehirii kanın yerini dol-
duracak temiz kan, Ermeninin Ermenistan'la ku-
racağı asil damannda mevcuttur...
Doğrusu iki gorüş de pek inandıncı ve de hoş
görünmüyor; ama, canlanna değsin, kalem erba-
bının lafına gümrük konmaz...
Ne var kı savcı, yargı, dava derken iş büyümüş.
Devreye AB de girmemiş mi?..
Avrupa'da Başbakan Recep Tayyip'i bu konu-
da sorgulamışlar...
Erdoğan da açıkyanıt vermekten kaçınmış, es-
tek, köstek, demiş ki:
"- Yargıya intikal etmiş bir konudur, benim ko-
nuşmam doğru olmaz..."
YokcanımL
•
Basın özgüriüğü..
Fikir özgürlüğü..
Saçma sapan konuşma özgürlüğü..
Tümünü kapsayan bir özgürlük anlayışı gerçek-
leşmeden demokrasi olmaz..
Bize böyle öğrettiler..
Ama, sen diyeceksin ki:
- Canım, "Ermeni soykmmı yoktur" demek Is-
viçre'de yasakdeğil mi? Doğu Perinçekbu yüz-
den daha geçen gün hesap vermedi mi?..
Sen Isviçre'ye bakmaL
Biz Ermeni soykınmı savınınTürkiye'de serbest-
çe tartışılmasından yanayız; Pamuk'un ve Dink'in
cezalandınlmalarına tümüyle karşıyız.
•
Verilen cezalar da ceza olsa bari..
3 ay mı, 6 ay mı, ne?..
Üstelik tecil edilmiş..
Herkes ayakta..
Eskiden gerçek bir fikir konusu olan komünizm
bilmem nesi yüzünden yazarlan beş, altı, yedi yıl
içeri tikarlardı da kimsenin gıkı çıkmazdı, herkes
kalemini apış arasına gizleyip otururdu...
Türkiye demokrasi yolunda ilerliyor.. mu?..
•
Geçmişte yazarlar içeri atıldı mı siyasal iktida
sorumlu görülür, eteştiri oklan hükümete yönettı
lirdi...
Çünkü yasalan Meclis yapar..
Yargıçlar uygular..
Türkiye medyasındayalakalıko kerteye ulaşm
ki bu gerçek de hasır altı ediliyor...
Pamukmu?..
Dink mi?..
Başbakan Erdoğan partisinitoplasın, her iki y
zara ceza kesen yasa maddelerini 24 saatte d
ğiştirsin...
Sorun anında çözülür..
Yargıç margıç, savcı mavcı, basın masın, c«
meza, gürültü mürültü şıp diye ortadan kalkar
Hem Pamuk'u, hem Dink'i, hem de RecepT
yip'i tutmak olanağı var mı?..
KÜLTÜR GEZİLERİM
SÜRÜYOR...
Tarihi Yanmada: SULTANAHMET VE ÇEVTU
22 Ekım 2005 Cumartesi
% S İZNtK
23 Ekim 2005 Pazar
TARAKLI-GÖ\TSÜK-MI;DLRNU-BEYPA_/
22 - 23 Ekim 2005
ABANT YAYLALARI-GÖLCÜK-YEDİGÖL1
22 - 23 Ekim 2005
SİLİFKE VE ÇEVRESt
3 - 6 Kasım 2005 (Şeker Bayramı)
BtRGt-SARDES-KULA
12 -13 Kasım 2005
ROMA: TUNUS
30 Ekim - 6 Kasım 2005 (Şeker Bayramı)
NlL VADİSİ-KAHtRE-ABU SİMBEL
27 Kasım - 4 Arahk 2005
KATMANDL-HİNDİSTAN
19 - 30 Aralık 2005
MYANMAR-TAYLAND
10 - 23 Aralık 2005
RACASTAN
5 - 17 Ocak 2006 (Kurban Bayramı)
ÜRDÜN-PETRA VADİSİ
9 - 14 Ocak 2006 (Kurban Bayramı)
FEST TRAVEL Tel: (0212) 216 10 36
www.festtravel.com / festfŞfesttraveLct
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK
ATATÜRK ANITI ACILDI
AtaturK