Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2005 CUMA
HABERLER
DimADABUGUN
ALİ StRMEN
Türkiye - CHP - Umut
Türkiye, iç ve dış konjonktüraçısından, çok
kritik bir konumda. Içerdetarikatlar iktidarı, baş-
kanlık sistemi ile amacına doğru yürürken, gü-
ya solda olan, parti adı altındaki aile şirketinin
iki patronu şovenizm ve din sömürüsü ile ebe-
diyen sönmüş yıldızlarını parlatmanın nafıle
çabası içinde, acıklı bir görüntü sunmakta...
Medya her zamanki medya, kâbesi belli, afi-
şe mehdisi olarak kimi lanse edeceği konu-
sundazamanzamandeğişiktavırlarsergiliyor.
ABD'de ikamet eden ve Saidi Kurdi'den
intikal etmiş bulunan, "hoşgörülü mehdi" ba-
sının her kurumunda, ama istisnasız her ku-
rumunda dal budak sarmış durumda.
Medyanın, Manhattan Penthouselarının sak-
sılarında sulanarak yetişmiş yeni yöneticileri-
nin birden ihtida etmelerindeki neden, ölümü
şöyle ucundan bucağından görmüş olmala-
rında mı, yoksa ikbalin yeni yolunun dincilik-
ten geçtiğini, uzun süren yatay konumlarında
iyice düşünmüş bulunmaları mı?
Dış politikada, AB Türkiye'ye bir yandan
müzakere tarihi verirken, aynı kararla kapıla-
rını kapattığını açıklamış bulunuyor. ABD böl-
gede yeni bir Kürt devleti ve Kürt - Israil ittifa-
kı ile dengeleri değiştirmeye soyunmakta.
2005 yılında temel dış politika sorunları ya-
nında, Kıbrıs'ta tabii ki tartışmasız biçimde
Rumlar lehine çözüm dayatılırken "Ermeni
Soykınmı" konusu, BM'yi de içerecek büyük
atakla gündemin ön sıralarına oturmaya aday.
• • •
AKP'nin bu sorunları çözmesi olanaksız. Za-
ten kendisi de böyle bir şeye aday değil.
Üstelik iç politikada sorunların önemli bir
bölümü bizzat AKP'nin kendisinden kaynak-
lanmakta.
Türkiye'de antilaik, güya ılımlı Islamcı rejimi
yerleştirmeye, bunu da başkanlık sistemi ile
pekiştirmeye çalışan AKP, iç politikada sorun-
ların başında geliyor.
Laiklik karşıtı güçlerin AKP ile son aşama-
sına geldikleri uzun yolun nihai aşamasını da
küreselleşme görüntüsü altında kat etmesi,
bir rastlantı değil.
Tayyip Bey'in simgesi olduğu Islamo-Ame-
rikan iktidarın, yarı gölgede kalan gerçek ağır
toplarından Ömer Dinçer'in de belirttiği gibi,
"ne kadar küresselleşme, o kadar Islamileş-
me" formülüyle, iktidarlarını küreselleşme
maskesi altında pekiştirmekteler.
Kendisi Türkiye için sorun olan böyle bir ik-
tidarın, Türkiye Cumhuriyeti'nin, üniter yapı-
sını hedef almayı bile öngören tehditlere kar-
şı durması, çare üretmesi beklenemez.
ABD ve AB destekli Kürt hareketi konusun-
da en güçlü ve son sözü söylemekte en etki-
li kişisi Cüneyd Zapsu olan bu iktidardan, bu
konuda sağlıklı bir çözüm beklemek için ay-
mazın da ötesinde budala olmak gerekmek-
tedir.
Hakeza, görüntüsünü yukarıda çizdiğimiz
medyanın da kamuoyuna yol gösterici olma-
sını beklemek yine aynı yanlışı yinelemek ola-
caktır.
• • •
Üstelik Türkiye bu dönemi parlamento için-
de olduğu kadar parlamento dışında da mu-
halefetsiz ve alternatifsiz olarak yaşamakta-
dır.
Parlamento dışında, ilk seçimde parlamen-
toda hatırı sayılır bir güç oluşturmaya aday her-
hangi bir siyasal gücün olmadığının sol ya da
güya sol cenahtaki en çarpıcı örneği, Ecevit-
ler'in şovenizm ve din sömürücülüğüyle ye-
niden dönüş yapmak isteyen biçare görünte-
leridir.
Parlamento içinde tek muhalif güç olan CHP,
gerçi AKP yalakası medyanın (Bu medyanın
kimi nevzuhuryalakaları da, yalakalıklarını ce-
saret ve pervasızlık olarak niteleyebilecek ka-
dar yüzsüzleşebilmektedirler) iddiasının aksi-
ne Meclis içinde klasik muhalefet işlevini bir
ölçüde yerine getirebilmektedir.
Ama medya desteğinden mahrum CHP, bu
mücadelesini kitlelere duyuramamakta, ayrı-
ca Türkiye'nin iç ve dış sorunları için yeni çö-
zümler üretecek bir seferberliği kendi içinde
oluşturamazken "falaka AKP - yalaka med-
ya" ittifakına karşı, geniş bir halkcephesi oluş-
turacak hareketliliği yaşama geçirememekte-
dir.
Iştetam bu sırada CHP, aslında bütün bu ne-
denlerden değil de kayıkçı kavgasından kay-
naklanan bir olağanüstü kurultayın eşiğine
gelmiştir.
CHP'nin delegeleri, bu fırsatı iyi kullanıp,
partiyi koşulların gerektirdiği yapılanmayayö-
neltecek ilk adımları atmalıdırlar.
Kamuoyunda birçok kişinin paylaştığı bu te-
menniyi dile getirmek bizim işimiz, çok fazla
umutlu olmasak bile...
Unutmayalım ki CHP'nin kökleri umulmadık
anda parlayan ve zafere dönüşen bir umuda
uzanır.
asirmen(«)cumhuriyet.com.tr
BAŞSAGLIĞI
Baronıuzun 5753 sicil sayısında kayıtlı
AVUKAT
DİTSTÇER
CEBECİ
vefat etmiştir.
Cenazesi 01.01.2005 Cumartcsi günü
kaldınlan aziz meslektaşımıza rahmet,
ailesine, yakınlanna ve Baromuz
mensuplanna başsağlığı dileriz.
tSTANBUL BAROSU BAŞKANL1ĞI
Rüşvetle suçlanan YDKüyesi Dursun, Baykal'ın kendisine 'siyasi rüşvet' teklifinde bulunduğunu ileri sürdü
'Elimdekasetlervar'ANKARA (CumhuriyetBürosu)
- CHP'yi "olağanüstü kurultay"a
götüren "rüşvet" iddialarmda ta-
ratlar, karşılıklı eleştiri ve suçlama
dozunu arttırmaya devam ediyor.
Yüksek Dısiplin Kurulu (YDK)
üyesi arkadaşı Ergün Aydoğan'a
rüşvet teklif etmekle suçlanan Ca-
fer Dursun, kurul başkanı tsmet Ça-
nakçı'nın Mustafa SangüTün par-
tiden ihracı karşılığında kendisine
"•milletvekiHiği" vaadinde bulundu-
ğunu ileri sürdü.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın,
Sangül'ün partiden ihracına karşı çı-
kan bazı YDK üyelerini "rüşvet" al-
makla suçlamasının ardından, tar-
tışmaların odağındaki YDK üyesi
Cafer Dursun "karşı atağa" geçti.
Dursun, Sangül yanlısı milletvekil-
leri HasanAydın, Hüseyin Özcan ve
ThranTüysüz'le beraber TBMM'de
basın toplantısı düzenleyerek hak-
kındaki iddiaları yanıtlarken genel
merkezi kendisine "siyasi rüşvet"
teklif etmekle suçladı. Dursun, Bay-
kal'ın "tetikçisi, emir eri" olmakla
suçladığı YDK Başkanı İsmet Ça-
nakçı'nın ise 2 Ocak akşamı ken-
disini Parlamenterler Evi'ne davet
ettiğini, Baykal'ın "Sangül dosya-
sı" ile ilgili kendisiyle görüşmek
istediğini, sabahki kurul toplantısı
öncesinde görüştürebileceğini söy-
lediğini ileri sürdü. Dursun, Çanak-
çı'nın kendisine "siyasirüşvet" tek-
lifinde bulunduğunu da savlayarak
şunları söyledi:
"Çanakçı, önümüzdeki dönem-
• CHP'de kurultay kavgası karşılıklı rüşvet suçlamalarına dönüştü. YDK üyesi Aydoğan'a
rüşvet teklif etmekle suçlanan Dursun, Baykal'ın 'tetikçisi' olmakla suçladığı YDK Başkanı
Çanakçı'nın kendisine milletvekilliği vaadiyle siyasi rüşvet teklif ettiğini ileri sürdü. Dursun, bu
konuşmalann kayıtlannın elinde olduğunu ileri sürerken Çanakçı bu iddialan yalanladı.
de kararın olumlu olması halinde,
yani ihracm gerçekleşmesi halinde
siyasi olarak önümün açık olduğu-
nu, milletvekilliğimin garanti oldu-
ğunu ifade etmiştir. Ben bu taleple-
ri reddettinı. Bu teklifin bir Disip-
lin Kurulu Başkanı'na yakışmadı-
ğuu ifade ettinı."
Görüşmeleri niye banda aldığı so-
rusuna " Banaçamur atılacağıııı bil-
diğinı için tedbirimi aldıın" karşılı-
ğını veren Dursun, ayrıca YDK top-
lantısının bant kayıtlannın da elin-
de olduğunu söyledi.
YDK üyesi Ergün Aydoğan'ı 6-
7 Aralık'ta Balıkesir'de ziyaret et-
tiğini ve Sangül dosyası konusun-
da "arkadaşça" konuştuklarını be-
Cafer Dursun, Sangül yanlısı milletvekilleri Hasan Aydın, Hüseyin Özcan ve Turan Tüysuz'le beraber TBMM'de
basın toplantısı düzenleyerek hakkuıdaki iddialan yanıtladı.(Fotoğraf: AA)
CHP'nin Ege Bölgesi il başkanlan liderlik kavgasının getirdiği kurultaya soğuk bakıyor
w
Halkuı gündemi bu değiP
HAKANDİRtK
tZMİR - CHP tabanı, Genel
Başkan Deniz Baykal ve Şişli Be-
lediye Başkanı Mustafa Sangül
arasında yaşanan liderlik kavgası-
nın getirdiği kurultaya soğuk ba-
kıyor. CHP'nin Ege'deki il başkanla-
nnın büyük çoğunluğu, kısır çekiş-
menin partiyi küçülttüğünü, halkın
gündeminin CHP'nin iç sorunları ol-
madığını vurguluyor. Başkanlar, Bay-
kal-Sangül çekişmesine sıkışıp kalnıak
da istemiyor. CHP'nin Ege Bölge-
si'ndeki il başkanlan, kurultay kara-
rı ve kurultayda takınacakları tavrı
şöyle dile getiriyor:
İZMİR
Alaattlti YÜksel, kurultayın her
şeye rağnıen bir fırsata dönüşebilece-
ğini söylüyor. "Kurultaylargenel baş-
kanlıkyanşıyla smırlı kalmamalı. Za-
nıan kısa da olsa, bu kurultayda par-
tinin dönüşümünü sağlayabüecek ka-
rarlann altyapısını hazırlayabiliriz.
Kurultayda, CHP'nin güçlenmesini
sağlayacakkararlaralmalıyız.Bunu da
hem tzmir'deki hem Ege'deki arka-
daşlarlabiıiiktedeğerlendireceğiz'' dı-
ye konuşuyor.
USAK
Beyhan Demirel, ekonomide
iyileşme olduğu yönünde açıklanan
rakamların yurttaşlara yansımadığı-
ııı, bu nedenle halkın gündeminin CHP
kurultayı olmadığını "Kimse ekme-
ğini rakamlara baünp yemiyor" söz-
• CHP'nin Ege Bölgesi'ndeki il başkanlan, Baykal-Sarıgül
çekişmesinden doğan kurultayın halkın gündemini yansıtmadığını, kim
kazanırsa kazansın kaybedenin CHP olacağını dile getiriyor. lyiye gittiği
açıklanan ekonomik göstergelerin halka yansımadığını belirten başkanlar,
"Kimse ekmeğini rakamlara batırıp yemiyor" diye konuşuyor.
Alaattin Yüksel Bülent Tezcan Münir Balkanlı
leriyle açıklıyor. "Partinin sürekliiççe-
kişnıeyle anılnıası sıkıntı yaratıyor.
CHP, halkın gözünde küçülüyor. Çok
üzülüyoruz,büyüksıkınlı duyuyonız.
Ikiliçekişmenin dışındayız.Partidede-
mokrasi olmayınca kısır çekişme olu-
yor. KitlelerCHP'den uzaklaşıyor" di-
yor. Demirel, Baykal- Sangül çekiş-
mesi arasına sıkışmak istemedikleri-
ni de "Bir başka tavır ounalı" sözle-
riyle dile getiriyor.
AYDIN
BÜIent Tezcan, kurultayda De-
niz Baykal'ı destekleyeceğini açıklı-
yor: "Bu kadar çok kurultay toplan-
nıasugenelbaşkanınkusurudeğil. Bel-
li bir kesimin kurultay istemi bir tür-
lü son bulmadı. 'Tartışmalar bitsin'
diyekurultayyapdmışu. Bugünkü nok-
tada kurultay yine zorunluluk haline
gekn.Kararvezanıanlamasıdoğrudur.''
BALIKESİR
MÜnlr Balkanll, "Sık kurultay
toplanabilir, ama bunun niteliği önenı-
lidir" diyor: "Eğer kurultay, seçimli ya
da seçimsiz, iilkenin,bölgenin,dünyanın
sorunlanna çözüm üretmek için topla-
nıyorsa sakıncası yok. Gündemde kişi-
selkavgayadönüşenyanşlarolunca par-
timiz zarar görüyor. CHP içinde en bü-
yük grup, kısır çekişme içinde kalnıak
istemeyen arkadaşlar. Ne yazık ki ço-
ğunluk her konuda sessiz kalıyor. Arnk
sessiz kalnıakzanıanı değil. Benim gibi
düşünenler CHP'nin yüzde 80'idir.
CHP'de artıkkişilerin değil, ilkesel baz-
da dönüşümler, yeniden yapılanma sü-
reci başlamasını diliyorum. Yoksa, bu
kurultayın kazananıolmayacak, kay be-
deniCHPolacaknr.''
MUĞLA
VeCdet Seçer. kurultay ön-
cesi görüntünün belirsiz olduğu-
nu dile getiriyor. Kurultay karan-
nın "süanti" sonucu alındığını be-
lirterek "tkinci yol, sıkıntıyı erte-
lemekti. Kurultayda Baykal-Sangül
ikilLsininarasınasıkışmakistemeyenke-
simin olması son derece noınıal. CHP
iki adayın arasına sıkışacak bir parti
değil. Belki üçüncü bir ;«la\ çıkabilir.
Şimdikigörüntü bazıkesimleritatmin
etnüyorolabilir. Bir süre bekleyeceğiz.
Ayın ortasına doğru durum netleşir"
diyor.
DENİZLİ
Ali RlZa Ertemiir, CHP'mnku-
rultaylarla anılmasından duyduğu ra-
hatsızlığı, "Bu kurultay arnk bizim
için siyasi milat olsun" sözleriyle an-
latıyor. "CHP'nin Türkiye için yapa-
cak çok şeyivar ama içe döııük miica-
deleyekiütknildLBu konulartekrartek-
rar gündeme gelmemelidir. Karar ne
çıkarsa herkes saygıyla karşılamalıdır.
Sürekli aynı konu bize üzüntü veriyor.
Halktan çok olumsuz tepküer alıyo-
ruz. OlayaCHP açısından bakıyorum,
Baykal- Sangül açısından bakmıyo-
nım. Üretken isimlerin işbaşma gel-
mesi lazun. Deniz Bey'in etrafnu ku-
şatan arkadaşlar süanti yaratmıştır.
Delegenin iradesine saygılı olmak ge-
rekir.Türkiye'ninciddisorunlanyla uğ-
raşamıyoruz. Halk, bize olan inancını
yitirnıeye başladı. Sürekli itişme ka-
kışma iyi bir tablo değü" diye konu-
şuyor.
lirten Dursun, "Aydoğan bu kadar
yakın arkadaşınızsa size niye iftira
attı, aranızda bir husunıet nıi var-
dı" sorusuna, "Bilemiyorum" kar-
şılığını verdi.
Çanakçı: Getirsin kaseti
dinleyelim
YDK Başkanı Ismet Çanakçı ise
Dursun'un iddialannı yalanlayarak
"Getirsin kaseti dinleyelim,tabii bir
şeyleri silip ilave ettiyse bilemem"
karşılığını verdi. Cumhuriyet'in so-
rularını yanıtlayan Çanakçı, kurul
toplantısı için ısrarla kendısini ara-
yanın Dursun olduğunu ileri süre-
rek şunları söyledi:
"Dursun 2 Ocak'tan önce sürek-
li beni anyordu, 'Abi görüşelim, ba-
na emrin var mı' dedi. Ben de 2
Ocak günü bir kez bunu aradım,
'Görüşmek istiyorsan gel, ben ge-
nel merkezdeyim' diye.
Ama 'Ben Ankara'da değilim, şu
bu' dedi, gelmedi. Akşam saat
20.00'de beni kızmun evinden ara-
dı görüşmek için. Ben kızımın evi-
ne gelmesini istcmcdiğim için 'Gel
Parlamenterler Evi'nde oturalım'
dedim. Oturduk, konuştuk, 'Deniz
Bey benim aleyhimde, şöyle diyor-
muş, böyle diyonnuş' dedi. Sonra
bana 'Abi, ben milletvekili olabilir
miyim' diye sordu. Ben de 'Sen bu
partide ilçe başkanı olmuşsun, be-
lediye başkan adayı olmuşsun, ni-
ye olmayasın' karşılığını verdim.
Akhnca kuş beyniyle beni konuş-
turmaya çahştı."
CHP Genel Merkezi, YDK
üyeleri Cafer Dursun ve Engin
Baba ile Şişli Belediye Başka-
nı Mustafa Sangül'e destek ve-
ren milletvekilleri için "disip-
lin" sürecini işletmeye hazırla-
nıyor.
CHP Parti Meclisi'nin pazar
sabahı toplanarak hem kurul-
tay hazırlıklarını görüşmesi
hem de iki YDK üyesi ile ilgi-
li yönetimin "disiplin" istemi-
ni ele alması bekleniyor.
PM'den "disipline sevk" kara-
rı çıkması durumunda YDK,
Dursun ve Baba katılamadığı
için 13 kişiyle toplanacak. Ku-
rulun, aynı toplantıda, daha ön-
ce Sangül mitinglerine katıldık-
ları için "kınama" istemiyle
disipline sevk edilen 13 millet-
vekili hakkındaki dosyaları da
karara bağlamayı planladığı
öğrenildi.
Ağbaba belirieyici olur
Baba ve Dursun'un katılma-
ması nedeniyle disiplin kuru-
lunda dengeler de "bıçak sır-
tında" görünüyor. YDK de Sa-
ngül'ün ihracı yönünde oy kul-
lanan 6 üye bulunurken top-
lantıya katılamayacak olan Ba-
ba ve Dursun'un dışında da Sa-"
rıgül lehine oy kullanan 6 üye ,
mevcut.
Bu kritik dengede Sangül'ün
ihracına karşı çıkan Veli Ağba-
ba'nın oyunun belirieyici ola-
cağına işaret ediliyor.
YDK'de, Baba ve Dursun
hakkında ihraç, 13 milletveki-
li hakkında da "kınanıa" ceza-
sı çıkması durumunda, bu isim-
ler 29 Ocak'ta yapılacak kurul-
tayda oykullanamayacak. Ku-
lislerde genel merkez yöneti-
minin, bu planla Sangül'ü "des-
teksiz bırakma" hesabı yaptı-
ğı dile getirildi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Eski CHP Malatya İl Başkanı ve
Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Veli
Ağbaba, Deniz Baykal'ın aldığı
olağanüstü kurultay çağrısından
sonra şöyle bir açıklamayaptı: "Bu
çağrı iyi oldu, böylece bu sorun çö-
zülür ve CHP ülke sorunlanyla il-
gilenir."
CHP'nin ülke sorunlanyla ilgilen-
mek gibi bir sorunu mu var diye dü-
şünmeden edemedim. Çok uzun bir
zamandır CHP'nin böyle bir soru-
nu olmadığını sanıyordum. Hatta,
Türkiye'nin içindeki durumla ilgi-
lenmemesinin daha da yararlı oldu-
ğu gibi bir sonuca da varmıştım.
Çünkü, Deniz Baykal'ın bu konu-
lardayaptığı her konuşma CHP'nin
daha da gerilemesine ve destek
yitirmesine neden oluyordu. Bu
yüzden parti içi sorunlarla uğraş-
masını bir şans olarak değerlen-
dirmek de mümkün.
Mustafa Sangül'ün bir rakip ola-
rak ortaya çıkması Deniz Baykal'ı
canlandırdı. Kürsüden yaptığı ko-
Ne Olacak Bu CHP'nin Hali?
nuşmaların heyecan dozu giderek
artıyor. Baykal bu tempoyla gider-
se ülkemizin en dinamik genel baş-
kanlarından birisi haline gelecek. Bir-
kaç saat içinde olağanüstü kurul-
tay kararı aldı, daha önce kendi
seçtirdiği Yüksek Disiplin Kuru-
lu'nun ihraç yönünde oy vermeyen
üyelerini "rüşvetçilik"\e suçlaya-
cak kadar cesurve kararlı birtutum
içine girdi. Partide, Baykal'da bir
canlılık, bir canlılık ki sormayın git-
sin. Böyle dinamizm dostlar başı-
na.
Baykal'ı hep temel konulardafi-
kir üretmemekle suçlarız. Bazı ko-
nularda ne düşündüğünü bile an-
lamakta zorluk çektiğimiz olur. ör-
neğin AB konusundatam olarak ne
düşünüyor ben anlayabilmiş deği-
lim. (Belki benim kavrayışsızlığım
ama, benim gibileri de düşünse iyi
olur.) Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu, Irak
gibi konularda da temel tutumu net
değil diyebiliriz.
Bazı konularda da hakkını yeme-
mek gerekir: örneğin Irak'ın ABD
tarafından işgalinin planlandığı gün-
lerde, Kuzey Irak'a Türk ordusu-
nun girmesini ve o bölgenin bu şe-
kilde kontrol edilmesini savunmuş-
tu. Böyle bir önerinin, o günün ger-
çeklerine taban tabana zıt bir ma-
cera olması bir yana sonuç olarak
bu konudaki fikirleri gayet açıktı.
Brüksel'de görüşmeler sürerken
yaptığı çağrı da netti: "Masayı bı-
rakıp Türkiye'ye dönün." Sonra-
dan bazı CHP'liler bunu "Pazarlık
yapanların elini güçlendirdi" diye
yorumlayarakbulanıklaştırdıysalar
da Baykal'ın tavrının net olduğunu
kabul etmek gerekir.
Sangül meselesi ortaya çıktığın-
dan bu yana artık kamuoyu rahat-
ladı. CHP içinde beklenmeyen bir
dinamizm ortaya çıktı. İl, ilçe ör-
gütleri, milletvekilleri, parti yöneti-
mi harıl harıl çalışıyor. Bakın birkaç
gün içinde Türkiye'nin dört bir ya-
nına dağılmış CHP'lileri göreceksi-
niz. Birçok önemli olayda sessiz
kalan siyasetçilerin bir anda dirili-
şine tanık olacaksınız.
CHP halkın desteğini yitiriyor. Sol
halkın desteğini yitiriyor. Marjinali-
ze olup köşeye sıkışıyor, morali bo-
zuluyor. Siyaset üretemiyor, üretti-
ğini sandığı siyasetler, 1970'lerden
kalma otomobiller gibi ülkenin ger-
çeklerine adapte olmakta geri ka-
lıyor.
O zaman sola bir itici etken ge-
rekiyor. Bence bunu da en iyi De-
niz Baykal biliyor. Durum sıkıştık-
ça, "Pisliği bu kurultayda temizle-
yeceğiz" diyerek partisini ayağa
kaldırmaya hazırlanıyor. Kimsenin
önem vermediği CHP bir anda ga-
zetelerin manşetlerinetırmanıyor. Az
şey mi?
Bu kurultaydan Baykal güçlene-
rek çıkabilir mi? Mümkün gözük-
müyor. Geçen kurultayda aldığın-
dan daha az oy alacağı kesin. Ol-
sun, kurultayın sağlayacağı dina-
mizm az bir şey mi?
CHP gerçeği bütün solcuların
gözünü açmalı. Şu memleket me-
selelerini bir yana itip (zaten biz is-
temesek de memleket meseleleri
bizi dışına itiyor) sol içi hesaplaş-
maya bir toptan girişsek diyorum.
Şu anda kıyıda köşede kalmış ne
kadar solcu varsa ortaya çıkar.
Memleketin her yanında örgütlen-
meye girişirler. Sonunda belki bö-
lünürler ama o çatışmanın sağla-
yacağı canlılık da az şey değil.
Ben CHP'nin sürekli bir kurultay
partisi haline gelmesinden yana-
yım. Ayda bir kere kurultay yapılsa
bakın görün siz, sol nasıl dirilecek.
Memleket meseleleri mi, onu son-
ra düşünürüz.