25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 e M ^ 2005'e nasıl girdik? 9 Sı/in lüketerek! Elektronik posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Tsunamide ölenler için Türkiye'de saygı duruşu yapılmamış... "17Adustos aeleneöi!" Partiler Irak'taki seçime katılacak partilerin listesini Akif Kökçe ele geçirmiş. "Demokratik Ebu Garip Işkencecileri Partisi. Özgürlükçü Geçiririm Kafana Çuvalı Partisi. Bağımsız Amerikan Uşağı Aşiret Partisi. Cumhuriyetçi Amerikan Deniz Piyadeleri Partisi. Amerika'nın Yuttuğu Irak Petrolleri Demokratik Partisi. Muhafazakar Amerikan Ajanları Partisi. Milliyetçi Irak Petrolleri Amerikanındır Partisi. Özgürlükçü Petrol ve Silah Sanayicileri Partisi. Silah Arama Bahane Bedava Petrol Şahane Partisi. Yurtsever Amerikan Silah Sanayi Partisi. Sırada Hangi Ülke Var Hareket ve Adalet Partisi. Hürriyetçi Paralı Askerler Partisi" Teşkilat Mehmet Ali Kılınç: "Doğru söze ne denir; tarikatlar en küçük yerleşim birimlerine kadar örgütlenmelerini tamamladıkları için siyasi parti teşkilatlarına gerek kalmamıştır." A nkara'dan dostumuz Mustafa Yıldırım, ABD ve AB desteğinde bağımsız bir Kürt devleti kurmak isteyenlerin Belçika'yı ör- nek göstermesi üzerıne, "Kolonicileri ör- nek almadan önce onların ellerine bulaşan kanı gör- mek gerek. Uygarlık satanların ellerindeki kanı gör- mek ise kolay olmuyor" diyerek Patrice Lumum- ba'yı anıyor: "37 yıllık ömrüne bin yıllık savaşımı sığdıran Lu- mumba, 6O'lı yıllarda Türkiye'de de büyük sempa- ti toplamıştı. Yüzyıllardır sömürülen ve ağır baskı altında tutu- lan Kongo halkını bilinçlendirebilmek için posta me- murluğu yaparken, bir yandan da direniş örgütle- yen Lumumba, çeşitli grupları bir cephede topladı- ğında arkadaşı ile birlikte sömürge yönetimince tu- tuklandı. Ağır işkencelerden geçirildi. Halk ayakla- nınca serbest bırakmak zorunda kaldılar. Belçika sömürgesi Kongo'ya sınırlı bağımsızlık Lumumba tanıdılar. Lumumba başbakan oldu. Ülkesinin kal- kınma planlarını hazırlarken sınırlı bağımsızhğın kö- leliğin uygarca sürdürülmesi olduğunu bilen Lu- mumba tam bağımsızlık isteğini yükseltiyordu. Bu arada elmas madenleri sahibi Maurice Tem- pelsman, CIA'nın Kinşasa'daki istasyon şefi Dev- İin'i işe aldı ve ardından yerlilerin beyazlara saldırı- ları başladı. Kargaşa ortamında sömürge dönemin- den kalma askerlerden oluşan orduyu da kışkırttı- lar. Devlin, ABD elçisinin gözetiminde askerleri eğit- meye başladı; ordu komutanı Mobutu Sese Seko Başbakan Lumumba'nın şiddetı bastırma emirleri- ni yerine getirmiyordu. Çaresiz kalan iki aylık başbakan Lumumba, Sov- yetler Birliği'nden yardım istemeye zorlandı. Bu ABD'nin en bilinen oyunuydu. Amerikan medyası Lumumba'yı ruh sağlığı bozuk bir komünıst olarak tanıtmaya başladı. Son darbe gecikmedi. ABD Başkanı Eisonhower'ın başkanlığındaki ABD Milli Güvenlik Konseyi'nin kararı ve CIA Direk- törü Allen Welsh Dulles'ın talimatıyla Lumumba'yu yakaladılar. Lumumba ağır işkencelerden sonra, Belçika ve Amerikalıların gözetiminde arkadaşıyla birlikte or- man içinde kurşuna dizildi. ölü vücutlar parçalanıp bidonlardabenzinleyakılarakyokedildi. Mobutu'ya da Kongo'nun başına getirdiler. Avrupa'da yıllar sonra açılan soruşturmalar ci- nayeti ortaya çıkardı. Belçika'dan bağımsızlık des- teği almaya ve ABD-AB parasıyla özgürlük yarat- maya çalışanlar bilmelidirler ki, tarih onları kara say- falara çoktan geçirmektedir. Gerçek bağımsızlık sa- vaşçısı kara yüzlü Lumumba'nın özgürlük ışığı ise asla sönmeyecektir." SESSÎZ SEDASIZ (!) y/LDIZI YTLye güvenmeyin; TL'nin kıymetini bilin Çok kişi şu sıralar bir yandan eski lira ile yeni lira arasındaki dönüşüm hesabında hataya düşmemek için teorık çalışmalar yapıyor, bir yandan da yeni Türk lirası banknotları ile tanı- şarak pratiğini geliştiriyor. Kadıköy'den Gazanfer Göksoy'un yeni lira ile tanışması sorunsuz olurken karşısına bambaşka bir sorun çıkıyor: "Salı günü eşimın Iş Bankası Sela- miçeşme Şubesi'ndeki hesabına para yatırmaya gittim. Yanımda yeni lira var- dı fakat bankanın içindeki cihazın üze- rıne 'YTL kabul etmiyor' yazan bir kâğıt asılmıştı. Parayı gişeye yatırmak için sıra nu- marası alıp beklemeye başladım. Sıram gelince görevli bayana bankamatik kar- tını uzatıp o şubedeki ilgili hesaba pa- ra yatıracağımı söyledim. Görevli, 'Kimin hesabı' diye sordu, ben de 'Eşimin' dedim. Bunun üzerine 1 Ocak 2005'te yürürlüğe giren kural gereği havale masrafı ödemem ge- rektiğini bildirdi. Ben, 'Hanımefendi, bu şubedeki eşıme ait hesaba parayatıracağım, ha- vale yapmayacağım. Siz o cihazı işler hale getirmiş olsaydınız ben şimdi sizin- le bu konuşmayı da yapmayacaktım' dedim. Görevli yapabileceği bir şey olmadı- ğını söyleyince şube müdürüne gittim. Durumu anlattım. Şube müdürü özür diledi ancak onun da yapabileceği bir şey yoktu ve 'Eliniz- deki yeni liraları vezneden eski bank- notlarla değiştiririz; siz de kasamatikten ödemenizi yapabilirsiniz' dedi. Vezneden banknotları değiştirdim ve eskilerini kasamatikten eşimin hesabı- na yatırırken, kendi kendime güldüm: Herkes yeni lira peşinde koşarken ben tersini yapıyordum." Talilı Kıışu!.. SAİMCANATAN tşletme Ekonomisti Umut dağıtan şans oyunla- rı oynamak için her gün, ge- nelde hafta sonları ve de artan oranlarda, özellikle yılbaşıları yaklaştıkça; bayiler önünde uzayan kuyruklar!.. Aşırı ilgi, umuda yolculuk!.. Bekleşen insanlar, özellikle gençler!.. Yüreğimi sızlatıyor... Onların bekleştiğini gördük- çe içimden haykırmak geli- yorLCanımız, yarınımızgenç- lerimiz!.. Umudumuz bunlara mı kaldı?.. Boşuna bekleme- yin!.. Çıkmadı!.. Çıkmayacak- tır da!.. Kısa bir süre sonra yi- ne hüzün yaşayacaksınız!.. Rüyalarınıza giren spor araba- ları, güzel evleri alamayacak- sınız!.. Seyahatlere gidemeye- ceksiniz!.. Bir hayal kınklığı, bir tinsel yıkım daha yaşayacak- sınız!.. Milyonlarda bir ola- nak!.. Denizde bir kum tane- si!.. Ara ki bulasın!.. Bugüne kadar umut fakirin ekmeği... Ye Mehmet ye!.. Oldu!.. Bun- dan böyle olmasın!.. Artık ter- temiz umutlar sömürülmesin!.. Yine son araştırmalara göre, Diyarbakır ili şans oyunlarını oynama oranında ilk sırayı alı- yormuş... Ve de ülkemizde iş- sizlık (eğitimli her 3 kişiden ve genelde her 5 kişiden birisi iş- siz), yoksullukarttıkça, üniver- site önlerinde 2 milyon genç sınava girıp, bunun yüzde 15- 20'si bir yerlere yerleşme şan- sını yakalayabildikçe, bu kuy- ruklar artacaktır... Bu yaşlı, genç, kadın, erkek çoluk çocuğun tüm umutları; hayatta tutunacakları tek dal: Yatutarsa?.. Ya çıkarsa?.. Ba- kışıyla; umarsızlığıyla (çaresiz- liğiyle) şans oyunları olacak- tır!.. Bütün dünya genelinde, bu acımasız liberal ekonominin uygulanması sonucu: Insan- lık; şans oyunlarının yanında fal, büyü, burçlar ve de aşırı dini inançlara ilgi ve bağımsız- lıklarında da bir artış, geriye, ortyaçağlara dönüş tehlikesi ile karşı karşıyadır... Bu uğraş- lar da ayrı birer kâr ve gelir kaynağı olarak, bu düzende yerlerini almış bulunmaktadır... Insan; doğaldır ki hayal etti- ği sürece yaşar... Ama böyle içi boş hayallerle, kısa yoldan kö- şe dönmeci yollarla değil... Sevgili gençler!.. Bilimsel, içi dolu, ufku olan, ilerisi görünen, planlı, programlı, sürekli çalış- maya, emeğe ve alınterine, dostça paylaşıma dayalı 'ben' değil 'biz' düşüncesine; baş- kalarıylayarışmacı değil 'ben' daha iyi ve güzele nasıl erişi- rim, daha birikimli biraydın na- sıl olabilirim bakışıyla; kendi kendisiyle yarışan; uzun bir süreç ve bilinçli çabanın so- nunda; ancak hedeflere var- mak mümkün olabilecektir. Ama!.. Şu da çok önemli ki bu olanakları ve bu ortamı sağlamak; emekten yana "Sosyal Devlef'in başlıca gö- revidir. Bunu da böyle bilmek- teyararvar... Yoksa bunlarla beraber; uy- gulanan serbest piyasa eko- nomisi ile (bütün dünya ülke- lerinde de görüldüğü gibi) gü- neyyarım küreden kuzey ya- rımküreye, amansız ölüm göç- leri; tutumsal yönden ileri ülke- lere geri kalmış ülkelerden eği- timli beyin göçleri olacak; suç işleme oranları artacak; uyuş- turucu maddelere bağımlılık yaşları küçülecek; ülkeler ve bölgeler arası gelir dağılımı da- ha da bozulacak; umutsuzluk- lar ve huzursuzluklar çoğala- caktır... Bunların sonucunda da in- sanlar; ayakları yere basama- dığından; bilinçlenip gerçeğı göremediğinden; uzakdağla- rın arkasındaki gerçekdışı umutlarlaavunacak... Bilım ve çağdışı yollara yeltenecek... Onlardan umut arayacaktır... Ve de değerli saatlerinı ve gün- lerini boş, ham hayallerin pe- şinde koşarak, kuyruklarda bekleyerek geçirecektir... Bilelim ki! Talih kuşu bir ta- ne!.. O da milyonlarca kişiden yalnız bir kişiye konar... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakuı turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com OTORÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc(çı yahoo.com 11AYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikOimynet.com RAHŞAN ÇCEVIT,"DİN ELDEN eibiyoR" DEDt VE EKLEDI: ÇAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN (AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA) Dosya No: 2002/237 Davacı Yaşar Kaşıkara tarafından davalı Derejan (Cîül) Kaşıkara aleyhıne mahkememıze açılan boşanma davasında davalının adresi tunı aranıalara rağmen bulunamadığmdan ılanen teblığıne karar ve- rılnıckle, Davacı mahkememıze verdığı dava dilekçesınde, davalı ile 2002 yılında evlendıklerını, müşterek çocuklarının olnıadığını, evlılığın ılk gunlerınden itıbaren davalı ile aralarındakı nıızaç uyuşmazlığı ve kiiltür farklılığı nedenı ile evhliğı yürütemeyeceklerini anladıklarını, her ıkisı açısından da evliliğın çekilmez bir hal aldığını, bunda en önemli etkenın davalının ılçede yaşamak ıstememesı, evde üzerıne düşen evlilık bırhğının gerektirdığı yükümlülüklerı yerine getirmek ıstememesınden, devamlı olarak memleketı olan Gürcistan'a çekıp gıtmekten bahsetmesi, bu konuda kendisını sürekli tehdit etmesı ve evde beraber kahrkan kendisıne ihanet edeceğınden, bir şekılde za- rar vereceğınden bahsetmesınden dolayı aralarında şıddetlı geçım- sızltk nıevcut olup boşanmalarına karar venlmesını talep etmiş olup, davalının adresi tüm aranıalara rağmen bulunamadığmdan Afyon ılı, Çay ılçesı, Orta Mah. nu kayıtlı Bıçıko ve Men'den olma 20 01 1964 doğumlu Gül (Derejan) Kaşıkara'nın duruşma günü olan 10.03.2005 günü saat 9.00'da mahkememız duruşma salonunda bızzat hazır bulunması veya bir vekılle temsıl olunması, gelmedıği ve vekille temsıl olunmadığında davanın yokluğunda devanı edıp gı- yabında karar verıleceğı hususunda teblıgat yerine geçerlı olmak üzere ılanen teblığ olunur. 23.12.2004. Basın: 165 AŞKOLSUN N HANIM.. İZÎMKÎ TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 7 Ocak www.tnumtaz-arikan.com BLANCHARD BMOA/CULUK G£Ü$İYOR.. 1735~'TE SU6ÜN, HİDROJEN DOLDUGüUuUŞ BİK8A. LONLA MAN$ DBNİZİ ÜJC KB2 HAVADAN AŞILDI. MONeOLF/eK KABD£$L£KlWÖNCÛLÜ6ÜND£N 2 Ylt- SONKA GERÇ£KL£$£N BU YOLCUIUK, FRANS/Z BALONCU jEAM-p/eeae BLANCHARD TARAF-INOAH YAPILMIÇTI. BALONPA, SİPEflLERİKA&SIL4YANAME R.IKMJ OrTom/jeFFeiESDE VARDI. BLANCHAB.D 8U YÛLCULUKTA ONU YANtNA AIMAK tSTEMEMI$Tİ- BALÛHU ASlRLAŞTreMASINPAN ÇEKıNİyO&HJ.. YA- RlSlNA DBĞİH OLA£AAI S£Ç£N yOLCUIMK,PA- HA SONBA ÇjOIC 6ÜÇLEŞTİ. BALON, OENİZE AL- ÇALMAYA BAÇLAy/NCA TÜM A§l&UKLARI ffT, THAR. BUNA ELSİSeLEeİ PEKATIUNCA, 8A- LONCÜLAR FISAHSÂYA İÇ ÇAkAAŞt£LA& 'LE İNMEK 2ORUNDA KAIMIÇL/U&I / GÖRÜŞ CEZMİ D O Ğ A N E R Eğitimci-Hollanda Taciz Son günlerde televizyonlarda ve gazetelerde en çok taciz haberleri yer alıyor. Tacizi, tedirgin etme, şiddet uygulama, zor kullanma, canını sıkma ve rahatsız et- me olarak tarif edebiliriz. Bu yazımda daha çok temel eğitim çağındaki çocuk- lar arasında meydana gelen tacizi konu alacağım. Çocukların birbirleriyle dalga geçmeleri normal sa- yılabilir. Ancak taciz etme bambaşka bir şeydir. Çocuk- ların kendi aralarında taciz edilen arkadaşları onlar ta- rafından horlanmış ve ezilmiştir. Taciz edılme sokakta, lokalde, kulüpte, kantinde, ev- de en çok okul ve işyerinde karşılaşıian bir durumdur. Erkekler kızlara göre birbirlerini daha çok taciz ederler. Taciz ilkokulda orta dereceli okullardan daha fazla gö- rülür. Taciz edilen çocuk yardım görmezse, taciz edıl- me yıllarca sürebilir. Taciz edilme kısa süreli de olsa, uzun zaman çocuk üzerinden kötü etkileri silinmez. Açık taciz etme, çok rastlanan bir durumdur. Sataş- mak, rencide etmek, küçük düşürmek, hakaret etmek, dövmek, alay etmek, zorla para veya hediye istemek, başkasına ait eşyalara zarar vermek açık taciz etme- nin bilinen örnekleridir. Gızli taciz etme, daha az rastlanan bir durumdur. Bir çocuğun her şeyden dışlanması, oyunlara kabul edil- memesi, yaş günü vb. eğlence ve davetlere çağrılma- ması, hiçbir şeye katılmaması gibi durumlardır. Hollanda'da yapılan bir araştırmada her sekiz çocuk- tan birinin arkadaşları tarafından düzenli olarak taciz edildiği ortaya çıkmaktadır. Avrupa'da üniversiteler ve araştırma enstitüleri tarafından okullarda ve işyerlerin- de bu konuda araştırmalar yapılıyor. Isveç'te yapılan bir bilimsel araştırmada temel eği- tim çağında taciz eden ve edilen çocukların ileri yaş- larda toplumda uyumsuz ve bazı yüz kızartıcı suçların failleri olduğu görülmüştür. Taciz edilen çocuklarda sıkça görülen davranış biçimleri: taciz edilen çocuklar günlük yaşamlarında kolayca fark edilebilecek değişik tutum ve davranışlar sergiler- ler. örneğin taciz edilen çocuklar okula istekli gitmez, bu durum derslerine ve davranış biçimlerine yansır. Ar- kadaşları ile oynamaz, sık sık eşyalarını kaybeder. Baş ve karın ağrılarından şikâyet eder ve uyku düzeni bo- zulur, gece sık sık uyanır, korktuğunu söyler. Hırçın, sal- dırgan, dikkat çekici ve hoş olmayan davranış örnek- leri gösterir. Cesareti kaybolmuştur ve kendine güven duygusu yoktur. Tacize uğrayan çocuklara karşı nasıl davranıl- malı, neler yapılmalı? Taciz eden kişinin yakınları ile gerektiğinde ilişki ku- rup sorunun çözümü konusunda ortak hareket edilme- lidir. Taciz edilmenin üzerine hemen gidilse bile sorunun çözümünün kolay olmayacağı bilinmeli; sorun bir dav- ranış bozukluğudur. Sorunun çözümünün zamana ge- reksinimi olduğu ilgili olan herkes tarafından açıkça bi- lınmelidir. Sorun kesip atılmamalı ve tartışmaya açık tu- tulmalı. Düzenli olarak olup bitenleri izleyip ona göre hareket etmek gerekir. Gerektiğinde çocuğun bulun- duğu ortamı değiştirmek gerekecektir. Belki bir uzma- nın yardımına gereksinim olacaktır. Taciz edilen ve eden çocukların yakınları, anne ve ba- baları olayı ciddiye almalı ve çözümü konusunda bir- birlerine yardımcı olmalıdırlar. "Benim çocuğum yap- maz" anlayışı günlük yaşamımızda çok karşılaşıian bir davranış kuralı. Ancak çözülebilecek bir sorunun kang- ren olmasına neden olan bu tip tutum ve davranışların doğru olmadığını tüm veli ve görevlilerin kabul etme- leri gerekir. Çocuk taciz edildiğinde olay ciddiye alınmalı; soru- nun çözümü konusunda başta okul yönetimi, öğret- men, anne ve baba birlikte görüş alışverişinde buluna- rak önleme çareleri birlikte kararlaştırılmalı. Taciz edil- menin önleneceğine çocuk inanmalı ve sonucu gör- meli. Taciz etmenin ve edilmenin iyi bir davranış biçi- mi olmadığı çocuğa kabul ettirilmeli. Toplumsal yaşamın her alanında geri kalmışlık, uyumsuzluk, ezilmişlik, çaresizlik, baskı, saldırganlık duygusunu besleyen etkenlerdir. Böyle bir sorunda da başlangıçta önlem alınmadığında ileri yaşlarda daha kötü sonuçlarla karşı karşıya gelineceği peşinen bilin- melidır. Çözüm konusunda birlikte konuşarak velilerin ço- cuklarına örnek olmaları, başkalarının olumsuz yönle- ri ile kendılerini kıyaslamamalarını sağlamaları; farklı- lıkları görmeleri ve karşılıklı saygı ilkesine bağlı kalarak sağlam ve sağlıklı bir kişilik ve davranış biçimi sağlan- ması gerekir. 1 2 3 4 5 6 7 8 BIJLMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bırçok fil- me konu olan dev goril. 2/ Sıı geçırmez kumaştan ya- pılan bir türs- por ceket... Yanarken gü- zel koktuğu için tütsü ola- rak kullamlan bir ağaç. 3/ Sırtında bü- yük dikenlen olan bir balık... Orhan Han- 1 çerüoğlu'nun bir ro- manı. 4/ — doğma- dan şavkı düşmez ovaya" (Karacaoğ- lan)... Görünmez 6 âlem. 5/ Bir akvar- 7 yumbalığı.6/Soyun- 8 dan gelinen kimse... 9 Halk dilinde eski ayakkabıya verilen ad. 7/Bir tür makineli tüfek... Asker. 8/Yoksullara yiyecek da- ğıtan hayır kurumu. 9/ Kâğıtlan bir arada tutmaya yarayan çengel... Şeker ve limonla içilen sıcak su. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Öksürükotu* da denilen, san çiçekli bir bitki. 2/ lyılık, ilısan... " — Kuyruğu": AzizNesin'in öy- kü kıtabı. 3/ Kısa yazı... Pamuklu bir kumaş cinsi. 4/Boksta rakibının yumruklanyla çok sarsılmış, a- ma hâlâ ayakta durabılen boksör için kullamlan söz- cük... Birine dokunsun diye söylenen söz. 5/Osman- lılarda, adli hiyerarşide ikinci en yüksek devlet gö- revlısı. 6/ Yön göstermek için belli yerlere konulan ışaret... Pıston. 7/Briçte, atılan bir kâğıtla eşine oy- namasını istediği kâğıdı belirtme... Uzaklık işaretı. 8/"— sanırdıkne zaman dalsak ela gözlerine" (F.N. Çamlıbel)... Kalın su buğusu. 9/Alanya ilçesi ya- kınlannda bir çay ve baraj... Dinsel tören.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle