Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 OCAK 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
e
M
^ 2005'e nasıl girdik?
9 Sı/in lüketerek!
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Tsunamide ölenler için
Türkiye'de saygı duruşu
yapılmamış...
"17Adustos aeleneöi!"
Partiler
Irak'taki seçime
katılacak partilerin
listesini Akif Kökçe ele
geçirmiş. "Demokratik
Ebu Garip Işkencecileri
Partisi. Özgürlükçü
Geçiririm Kafana Çuvalı
Partisi. Bağımsız
Amerikan Uşağı Aşiret
Partisi. Cumhuriyetçi
Amerikan Deniz
Piyadeleri Partisi.
Amerika'nın Yuttuğu
Irak Petrolleri
Demokratik Partisi.
Muhafazakar Amerikan
Ajanları Partisi.
Milliyetçi Irak Petrolleri
Amerikanındır Partisi.
Özgürlükçü Petrol ve
Silah Sanayicileri
Partisi. Silah Arama
Bahane Bedava Petrol
Şahane Partisi.
Yurtsever Amerikan
Silah Sanayi Partisi.
Sırada Hangi Ülke Var
Hareket ve Adalet
Partisi. Hürriyetçi Paralı
Askerler Partisi"
Teşkilat
Mehmet Ali Kılınç:
"Doğru söze ne denir;
tarikatlar en küçük
yerleşim birimlerine
kadar örgütlenmelerini
tamamladıkları için
siyasi parti
teşkilatlarına gerek
kalmamıştır."
A
nkara'dan dostumuz Mustafa Yıldırım,
ABD ve AB desteğinde bağımsız bir Kürt
devleti kurmak isteyenlerin Belçika'yı ör-
nek göstermesi üzerıne, "Kolonicileri ör-
nek almadan önce onların ellerine bulaşan kanı gör-
mek gerek. Uygarlık satanların ellerindeki kanı gör-
mek ise kolay olmuyor" diyerek Patrice Lumum-
ba'yı anıyor:
"37 yıllık ömrüne bin yıllık savaşımı sığdıran Lu-
mumba, 6O'lı yıllarda Türkiye'de de büyük sempa-
ti toplamıştı.
Yüzyıllardır sömürülen ve ağır baskı altında tutu-
lan Kongo halkını bilinçlendirebilmek için posta me-
murluğu yaparken, bir yandan da direniş örgütle-
yen Lumumba, çeşitli grupları bir cephede topladı-
ğında arkadaşı ile birlikte sömürge yönetimince tu-
tuklandı. Ağır işkencelerden geçirildi. Halk ayakla-
nınca serbest bırakmak zorunda kaldılar.
Belçika sömürgesi Kongo'ya sınırlı bağımsızlık
Lumumba
tanıdılar. Lumumba başbakan oldu. Ülkesinin kal-
kınma planlarını hazırlarken sınırlı bağımsızhğın kö-
leliğin uygarca sürdürülmesi olduğunu bilen Lu-
mumba tam bağımsızlık isteğini yükseltiyordu.
Bu arada elmas madenleri sahibi Maurice Tem-
pelsman, CIA'nın Kinşasa'daki istasyon şefi Dev-
İin'i işe aldı ve ardından yerlilerin beyazlara saldırı-
ları başladı. Kargaşa ortamında sömürge dönemin-
den kalma askerlerden oluşan orduyu da kışkırttı-
lar. Devlin, ABD elçisinin gözetiminde askerleri eğit-
meye başladı; ordu komutanı Mobutu Sese Seko
Başbakan Lumumba'nın şiddetı bastırma emirleri-
ni yerine getirmiyordu.
Çaresiz kalan iki aylık başbakan Lumumba, Sov-
yetler Birliği'nden yardım istemeye zorlandı. Bu
ABD'nin en bilinen oyunuydu. Amerikan medyası
Lumumba'yı ruh sağlığı bozuk bir komünıst olarak
tanıtmaya başladı. Son darbe gecikmedi.
ABD Başkanı Eisonhower'ın başkanlığındaki
ABD Milli Güvenlik Konseyi'nin kararı ve CIA Direk-
törü Allen Welsh Dulles'ın talimatıyla Lumumba'yu
yakaladılar.
Lumumba ağır işkencelerden sonra, Belçika ve
Amerikalıların gözetiminde arkadaşıyla birlikte or-
man içinde kurşuna dizildi. ölü vücutlar parçalanıp
bidonlardabenzinleyakılarakyokedildi. Mobutu'ya
da Kongo'nun başına getirdiler.
Avrupa'da yıllar sonra açılan soruşturmalar ci-
nayeti ortaya çıkardı. Belçika'dan bağımsızlık des-
teği almaya ve ABD-AB parasıyla özgürlük yarat-
maya çalışanlar bilmelidirler ki, tarih onları kara say-
falara çoktan geçirmektedir. Gerçek bağımsızlık sa-
vaşçısı kara yüzlü Lumumba'nın özgürlük ışığı ise
asla sönmeyecektir."
SESSÎZ SEDASIZ (!)
y/LDIZI
YTLye güvenmeyin; TL'nin kıymetini bilin
Çok kişi şu sıralar bir yandan eski
lira ile yeni lira arasındaki dönüşüm
hesabında hataya düşmemek için
teorık çalışmalar yapıyor, bir yandan
da yeni Türk lirası banknotları ile tanı-
şarak pratiğini geliştiriyor.
Kadıköy'den Gazanfer Göksoy'un
yeni lira ile tanışması sorunsuz olurken
karşısına bambaşka bir sorun çıkıyor:
"Salı günü eşimın Iş Bankası Sela-
miçeşme Şubesi'ndeki hesabına para
yatırmaya gittim. Yanımda yeni lira var-
dı fakat bankanın içindeki cihazın üze-
rıne 'YTL kabul etmiyor' yazan bir kâğıt
asılmıştı.
Parayı gişeye yatırmak için sıra nu-
marası alıp beklemeye başladım. Sıram
gelince görevli bayana bankamatik kar-
tını uzatıp o şubedeki ilgili hesaba pa-
ra yatıracağımı söyledim.
Görevli, 'Kimin hesabı' diye sordu,
ben de 'Eşimin' dedim. Bunun üzerine
1 Ocak 2005'te yürürlüğe giren kural
gereği havale masrafı ödemem ge-
rektiğini bildirdi.
Ben, 'Hanımefendi, bu şubedeki
eşıme ait hesaba parayatıracağım, ha-
vale yapmayacağım. Siz o cihazı işler
hale getirmiş olsaydınız ben şimdi sizin-
le bu konuşmayı da yapmayacaktım'
dedim.
Görevli yapabileceği bir şey olmadı-
ğını söyleyince şube müdürüne gittim.
Durumu anlattım.
Şube müdürü özür diledi ancak onun
da yapabileceği bir şey yoktu ve 'Eliniz-
deki yeni liraları vezneden eski bank-
notlarla değiştiririz; siz de kasamatikten
ödemenizi yapabilirsiniz' dedi.
Vezneden banknotları değiştirdim ve
eskilerini kasamatikten eşimin hesabı-
na yatırırken, kendi kendime güldüm:
Herkes yeni lira peşinde koşarken ben
tersini yapıyordum."
Talilı Kıışu!..
SAİMCANATAN
tşletme Ekonomisti
Umut dağıtan şans oyunla-
rı oynamak için her gün, ge-
nelde hafta sonları ve de artan
oranlarda, özellikle yılbaşıları
yaklaştıkça; bayiler önünde
uzayan kuyruklar!.. Aşırı ilgi,
umuda yolculuk!.. Bekleşen
insanlar, özellikle gençler!..
Yüreğimi sızlatıyor...
Onların bekleştiğini gördük-
çe içimden haykırmak geli-
yorLCanımız, yarınımızgenç-
lerimiz!.. Umudumuz bunlara
mı kaldı?.. Boşuna bekleme-
yin!.. Çıkmadı!.. Çıkmayacak-
tır da!.. Kısa bir süre sonra yi-
ne hüzün yaşayacaksınız!..
Rüyalarınıza giren spor araba-
ları, güzel evleri alamayacak-
sınız!.. Seyahatlere gidemeye-
ceksiniz!.. Bir hayal kınklığı, bir
tinsel yıkım daha yaşayacak-
sınız!.. Milyonlarda bir ola-
nak!.. Denizde bir kum tane-
si!.. Ara ki bulasın!.. Bugüne
kadar umut fakirin ekmeği...
Ye Mehmet ye!.. Oldu!.. Bun-
dan böyle olmasın!.. Artık ter-
temiz umutlar sömürülmesin!..
Yine son araştırmalara göre,
Diyarbakır ili şans oyunlarını
oynama oranında ilk sırayı alı-
yormuş... Ve de ülkemizde iş-
sizlık (eğitimli her 3 kişiden ve
genelde her 5 kişiden birisi iş-
siz), yoksullukarttıkça, üniver-
site önlerinde 2 milyon genç
sınava girıp, bunun yüzde 15-
20'si bir yerlere yerleşme şan-
sını yakalayabildikçe, bu kuy-
ruklar artacaktır...
Bu yaşlı, genç, kadın, erkek
çoluk çocuğun tüm umutları;
hayatta tutunacakları tek dal:
Yatutarsa?.. Ya çıkarsa?.. Ba-
kışıyla; umarsızlığıyla (çaresiz-
liğiyle) şans oyunları olacak-
tır!..
Bütün dünya genelinde, bu
acımasız liberal ekonominin
uygulanması sonucu: Insan-
lık; şans oyunlarının yanında
fal, büyü, burçlar ve de aşırı
dini inançlara ilgi ve bağımsız-
lıklarında da bir artış, geriye,
ortyaçağlara dönüş tehlikesi
ile karşı karşıyadır... Bu uğraş-
lar da ayrı birer kâr ve gelir
kaynağı olarak, bu düzende
yerlerini almış bulunmaktadır...
Insan; doğaldır ki hayal etti-
ği sürece yaşar... Ama böyle içi
boş hayallerle, kısa yoldan kö-
şe dönmeci yollarla değil...
Sevgili gençler!.. Bilimsel, içi
dolu, ufku olan, ilerisi görünen,
planlı, programlı, sürekli çalış-
maya, emeğe ve alınterine,
dostça paylaşıma dayalı 'ben'
değil 'biz' düşüncesine; baş-
kalarıylayarışmacı değil 'ben'
daha iyi ve güzele nasıl erişi-
rim, daha birikimli biraydın na-
sıl olabilirim bakışıyla; kendi
kendisiyle yarışan; uzun bir
süreç ve bilinçli çabanın so-
nunda; ancak hedeflere var-
mak mümkün olabilecektir.
Ama!.. Şu da çok önemli ki
bu olanakları ve bu ortamı
sağlamak; emekten yana
"Sosyal Devlef'in başlıca gö-
revidir. Bunu da böyle bilmek-
teyararvar...
Yoksa bunlarla beraber; uy-
gulanan serbest piyasa eko-
nomisi ile (bütün dünya ülke-
lerinde de görüldüğü gibi) gü-
neyyarım küreden kuzey ya-
rımküreye, amansız ölüm göç-
leri; tutumsal yönden ileri ülke-
lere geri kalmış ülkelerden eği-
timli beyin göçleri olacak; suç
işleme oranları artacak; uyuş-
turucu maddelere bağımlılık
yaşları küçülecek; ülkeler ve
bölgeler arası gelir dağılımı da-
ha da bozulacak; umutsuzluk-
lar ve huzursuzluklar çoğala-
caktır...
Bunların sonucunda da in-
sanlar; ayakları yere basama-
dığından; bilinçlenip gerçeğı
göremediğinden; uzakdağla-
rın arkasındaki gerçekdışı
umutlarlaavunacak... Bilım ve
çağdışı yollara yeltenecek...
Onlardan umut arayacaktır...
Ve de değerli saatlerinı ve gün-
lerini boş, ham hayallerin pe-
şinde koşarak, kuyruklarda
bekleyerek geçirecektir...
Bilelim ki! Talih kuşu bir ta-
ne!.. O da milyonlarca kişiden
yalnız bir kişiye konar...
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakuı turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com
OTORÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc(çı yahoo.com
11AYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepikOimynet.com
RAHŞAN ÇCEVIT,"DİN ELDEN
eibiyoR" DEDt VE
EKLEDI:
ÇAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Dosya No: 2002/237
Davacı Yaşar Kaşıkara tarafından davalı Derejan (Cîül) Kaşıkara
aleyhıne mahkememıze açılan boşanma davasında davalının adresi
tunı aranıalara rağmen bulunamadığmdan ılanen teblığıne karar ve-
rılnıckle,
Davacı mahkememıze verdığı dava dilekçesınde, davalı ile 2002
yılında evlendıklerını, müşterek çocuklarının olnıadığını, evlılığın
ılk gunlerınden itıbaren davalı ile aralarındakı nıızaç uyuşmazlığı ve
kiiltür farklılığı nedenı ile evhliğı yürütemeyeceklerini anladıklarını,
her ıkisı açısından da evliliğın çekilmez bir hal aldığını, bunda en
önemli etkenın davalının ılçede yaşamak ıstememesı, evde üzerıne
düşen evlilık bırhğının gerektirdığı yükümlülüklerı yerine getirmek
ıstememesınden, devamlı olarak memleketı olan Gürcistan'a çekıp
gıtmekten bahsetmesi, bu konuda kendisını sürekli tehdit etmesı ve
evde beraber kahrkan kendisıne ihanet edeceğınden, bir şekılde za-
rar vereceğınden bahsetmesınden dolayı aralarında şıddetlı geçım-
sızltk nıevcut olup boşanmalarına karar venlmesını talep etmiş olup,
davalının adresi tüm aranıalara rağmen bulunamadığmdan Afyon ılı,
Çay ılçesı, Orta Mah. nu kayıtlı Bıçıko ve Men'den olma
20 01 1964 doğumlu Gül (Derejan) Kaşıkara'nın duruşma günü
olan 10.03.2005 günü saat 9.00'da mahkememız duruşma salonunda
bızzat hazır bulunması veya bir vekılle temsıl olunması, gelmedıği
ve vekille temsıl olunmadığında davanın yokluğunda devanı edıp gı-
yabında karar verıleceğı hususunda teblıgat yerine geçerlı olmak
üzere ılanen teblığ olunur. 23.12.2004.
Basın: 165
AŞKOLSUN
N HANIM..
İZÎMKÎ
TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 7 Ocak www.tnumtaz-arikan.com
BLANCHARD
BMOA/CULUK G£Ü$İYOR..
1735~'TE SU6ÜN, HİDROJEN DOLDUGüUuUŞ BİK8A.
LONLA MAN$ DBNİZİ ÜJC KB2 HAVADAN AŞILDI.
MONeOLF/eK KABD£$L£KlWÖNCÛLÜ6ÜND£N 2 Ylt-
SONKA GERÇ£KL£$£N BU YOLCUIUK, FRANS/Z
BALONCU jEAM-p/eeae BLANCHARD TARAF-INOAH
YAPILMIÇTI. BALONPA, SİPEflLERİKA&SIL4YANAME
R.IKMJ OrTom/jeFFeiESDE VARDI. BLANCHAB.D 8U
YÛLCULUKTA ONU YANtNA AIMAK tSTEMEMI$Tİ-
BALÛHU ASlRLAŞTreMASINPAN ÇEKıNİyO&HJ.. YA-
RlSlNA DBĞİH OLA£AAI S£Ç£N yOLCUIMK,PA-
HA SONBA ÇjOIC 6ÜÇLEŞTİ. BALON, OENİZE AL-
ÇALMAYA BAÇLAy/NCA TÜM A§l&UKLARI ffT,
THAR. BUNA ELSİSeLEeİ PEKATIUNCA, 8A-
LONCÜLAR FISAHSÂYA İÇ ÇAkAAŞt£LA& 'LE
İNMEK 2ORUNDA KAIMIÇL/U&I /
GÖRÜŞ
CEZMİ D O Ğ A N E R Eğitimci-Hollanda
Taciz
Son günlerde televizyonlarda ve gazetelerde en çok
taciz haberleri yer alıyor. Tacizi, tedirgin etme, şiddet
uygulama, zor kullanma, canını sıkma ve rahatsız et-
me olarak tarif edebiliriz.
Bu yazımda daha çok temel eğitim çağındaki çocuk-
lar arasında meydana gelen tacizi konu alacağım.
Çocukların birbirleriyle dalga geçmeleri normal sa-
yılabilir. Ancak taciz etme bambaşka bir şeydir. Çocuk-
ların kendi aralarında taciz edilen arkadaşları onlar ta-
rafından horlanmış ve ezilmiştir.
Taciz edılme sokakta, lokalde, kulüpte, kantinde, ev-
de en çok okul ve işyerinde karşılaşıian bir durumdur.
Erkekler kızlara göre birbirlerini daha çok taciz ederler.
Taciz ilkokulda orta dereceli okullardan daha fazla gö-
rülür. Taciz edilen çocuk yardım görmezse, taciz edıl-
me yıllarca sürebilir. Taciz edilme kısa süreli de olsa,
uzun zaman çocuk üzerinden kötü etkileri silinmez.
Açık taciz etme, çok rastlanan bir durumdur. Sataş-
mak, rencide etmek, küçük düşürmek, hakaret etmek,
dövmek, alay etmek, zorla para veya hediye istemek,
başkasına ait eşyalara zarar vermek açık taciz etme-
nin bilinen örnekleridir.
Gızli taciz etme, daha az rastlanan bir durumdur. Bir
çocuğun her şeyden dışlanması, oyunlara kabul edil-
memesi, yaş günü vb. eğlence ve davetlere çağrılma-
ması, hiçbir şeye katılmaması gibi durumlardır.
Hollanda'da yapılan bir araştırmada her sekiz çocuk-
tan birinin arkadaşları tarafından düzenli olarak taciz
edildiği ortaya çıkmaktadır. Avrupa'da üniversiteler ve
araştırma enstitüleri tarafından okullarda ve işyerlerin-
de bu konuda araştırmalar yapılıyor.
Isveç'te yapılan bir bilimsel araştırmada temel eği-
tim çağında taciz eden ve edilen çocukların ileri yaş-
larda toplumda uyumsuz ve bazı yüz kızartıcı suçların
failleri olduğu görülmüştür.
Taciz edilen çocuklarda sıkça görülen davranış
biçimleri:
taciz edilen çocuklar günlük yaşamlarında kolayca
fark edilebilecek değişik tutum ve davranışlar sergiler-
ler. örneğin taciz edilen çocuklar okula istekli gitmez,
bu durum derslerine ve davranış biçimlerine yansır. Ar-
kadaşları ile oynamaz, sık sık eşyalarını kaybeder. Baş
ve karın ağrılarından şikâyet eder ve uyku düzeni bo-
zulur, gece sık sık uyanır, korktuğunu söyler. Hırçın, sal-
dırgan, dikkat çekici ve hoş olmayan davranış örnek-
leri gösterir. Cesareti kaybolmuştur ve kendine güven
duygusu yoktur.
Tacize uğrayan çocuklara karşı nasıl davranıl-
malı, neler yapılmalı?
Taciz eden kişinin yakınları ile gerektiğinde ilişki ku-
rup sorunun çözümü konusunda ortak hareket edilme-
lidir.
Taciz edilmenin üzerine hemen gidilse bile sorunun
çözümünün kolay olmayacağı bilinmeli; sorun bir dav-
ranış bozukluğudur. Sorunun çözümünün zamana ge-
reksinimi olduğu ilgili olan herkes tarafından açıkça bi-
lınmelidir. Sorun kesip atılmamalı ve tartışmaya açık tu-
tulmalı. Düzenli olarak olup bitenleri izleyip ona göre
hareket etmek gerekir. Gerektiğinde çocuğun bulun-
duğu ortamı değiştirmek gerekecektir. Belki bir uzma-
nın yardımına gereksinim olacaktır.
Taciz edilen ve eden çocukların yakınları, anne ve ba-
baları olayı ciddiye almalı ve çözümü konusunda bir-
birlerine yardımcı olmalıdırlar. "Benim çocuğum yap-
maz" anlayışı günlük yaşamımızda çok karşılaşıian bir
davranış kuralı. Ancak çözülebilecek bir sorunun kang-
ren olmasına neden olan bu tip tutum ve davranışların
doğru olmadığını tüm veli ve görevlilerin kabul etme-
leri gerekir.
Çocuk taciz edildiğinde olay ciddiye alınmalı; soru-
nun çözümü konusunda başta okul yönetimi, öğret-
men, anne ve baba birlikte görüş alışverişinde buluna-
rak önleme çareleri birlikte kararlaştırılmalı. Taciz edil-
menin önleneceğine çocuk inanmalı ve sonucu gör-
meli. Taciz etmenin ve edilmenin iyi bir davranış biçi-
mi olmadığı çocuğa kabul ettirilmeli.
Toplumsal yaşamın her alanında geri kalmışlık,
uyumsuzluk, ezilmişlik, çaresizlik, baskı, saldırganlık
duygusunu besleyen etkenlerdir. Böyle bir sorunda da
başlangıçta önlem alınmadığında ileri yaşlarda daha
kötü sonuçlarla karşı karşıya gelineceği peşinen bilin-
melidır.
Çözüm konusunda birlikte konuşarak velilerin ço-
cuklarına örnek olmaları, başkalarının olumsuz yönle-
ri ile kendılerini kıyaslamamalarını sağlamaları; farklı-
lıkları görmeleri ve karşılıklı saygı ilkesine bağlı kalarak
sağlam ve sağlıklı bir kişilik ve davranış biçimi sağlan-
ması gerekir.
1 2 3 4 5 6 7 8
BIJLMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Bırçok fil-
me konu olan
dev goril. 2/
Sıı geçırmez
kumaştan ya-
pılan bir türs-
por ceket...
Yanarken gü-
zel koktuğu
için tütsü ola-
rak kullamlan
bir ağaç. 3/
Sırtında bü-
yük dikenlen olan bir
balık... Orhan Han- 1
çerüoğlu'nun bir ro-
manı. 4/ — doğma-
dan şavkı düşmez
ovaya" (Karacaoğ-
lan)... Görünmez 6
âlem. 5/ Bir akvar- 7
yumbalığı.6/Soyun- 8
dan gelinen kimse... 9
Halk dilinde eski ayakkabıya verilen ad. 7/Bir tür
makineli tüfek... Asker. 8/Yoksullara yiyecek da-
ğıtan hayır kurumu. 9/ Kâğıtlan bir arada tutmaya
yarayan çengel... Şeker ve limonla içilen sıcak su.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Öksürükotu* da denilen, san çiçekli bir bitki.
2/ lyılık, ilısan... " — Kuyruğu": AzizNesin'in öy-
kü kıtabı. 3/ Kısa yazı... Pamuklu bir kumaş cinsi.
4/Boksta rakibının yumruklanyla çok sarsılmış, a-
ma hâlâ ayakta durabılen boksör için kullamlan söz-
cük... Birine dokunsun diye söylenen söz. 5/Osman-
lılarda, adli hiyerarşide ikinci en yüksek devlet gö-
revlısı. 6/ Yön göstermek için belli yerlere konulan
ışaret... Pıston. 7/Briçte, atılan bir kâğıtla eşine oy-
namasını istediği kâğıdı belirtme... Uzaklık işaretı.
8/"— sanırdıkne zaman dalsak ela gözlerine" (F.N.
Çamlıbel)... Kalın su buğusu. 9/Alanya ilçesi ya-
kınlannda bir çay ve baraj... Dinsel tören.