25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4- CUMHURİYET 31 OCAK 2005 PAZARTESİ CHP KURULTAYI CHP lideri, parti yönetiminde 'tazelenmenin' sonbahardaki olağan kurultayda gerçekleşeceğini bildirdi BaykaFdantasfiye işareti TÜREYKÖSE ANKARA-CHP lideri DenizBay- kal 13. olağanüstü kurultayda ilktur- da 674 oy alarak yeniden seçilirken, rakibi Şişli Belediye Başkanı Mus- tafa Sangül'ün 460 oy alması "yö- netime değişim uyarısı" olarak değer- lendirildi. Baykal, mevcut yapı için- de "düzgünduran" arkadaşlannı ko- ruyacağını belirtirken yönetimde ''ta- zelenmenin" sonbahardaki olağan kurultayda gerçekleşeceğini bildirdi. Kurultay hesaplaşmasının tamam- lanmasının ardmdan yeni yüksek di- siplin kurulu (YDK) ile Sangül ve bazı milletvekıli arkadaşlannın ihra- cı sürecininbaşlatılması bekleniyor. Baykal da dünkü il başkanları top- lantısında "Parti içi disipline ihtiyaç var" diyerek tasfiye işaretini verdi. CHP'nin 13. olağanüstü kurulta- yının ilk gününde liderlik mücade- lesi sonuca bağlandı. Baykal tek aday olarak katıldığı 23-24 Ekim 2003 ta- rihlerinde yapılan 30. Olağan Ku- rultay'da 973 delegenin oyunu alarak Bülent Tanla • Kurultay hesaplaşmasının tamamlanmasının ardından yeni yüksek disiplin kurulu ile Mustafa Sangül ve bazı milletvekili arkadaşlannın ihracı sürecinin başlatılması bekleniyor. CHP lideri Baykal da dünkü il başkanlan toplantısında "Parti içi disipline ihtiyaç var" diyerek tasfiyeler yapılacağına ilişkin işaret verdi. genel başkan seçildi. 3 Temmuz 2004 tarihinde yapılan Güvenoyu Kurul- tayı'nda ise 781 oy aldığı ilan edil- di. Ancak muhalifler bunun doğru ol- madığını, bu oylarının 110'unun sah- te olduğunu, Baykal'a671 delegenin güvenoyu verdiğini öne sürdüler. Baykal ylne oy kaybettl Baykal, önceki günkü kurultayda da 674 oy alarak seçildi. Bu rakam- lar, Baykal'ın sürekli oy kaybettiği- ni ortaya koyarken, parti içinde cid- di bir muhalif cephenin varhğını da ortaya çıkardı. Sangül'ün genel baş- kan adayı olarak girdiği ilk kurultay- da 460 oya ulaşması da başarı ola- rak değerlendirildi. Ancak bu oyla- rın tamamının Mustafa Sangül'ün blok oylan olarak değerlendirileme- yeceği, "CHP'yi Baykal'dan kur- tarmak" isteyen delegelerin ema- net oylannın da dikkate alınması ge- rektiği vurgulandı. Boş oyların bek- lendiği ölçüde yüksek çıkmaması dikkati çekerken, kurultaydaki sert saflaşmahavası nedeniyle delegele- rin iki aday arasından seçim yapma- yı yeğlediği vurgulandı. Adaylık yanşından vazgeçen lstan- bul Milletvekili Zülfıi Livaneli'ye destek veren delegelerin büyük bö- lümünün de "değişiın uyansı" ama- cıyla, oylannı Mustafa Sarıgül'e ver- meleri dikkat çekti. Seçimlerde 85 oy geçersiz sayıldı. Kurultaydan önce çarşaf listeyi kabul edebileceği mesajları veren Baykal'ın genel başkan seçildikten hemen sonra "blokliste" karan ver- mesi dikkati çekti. Kurultayda Sa- ngül'üyenen CHP lideri Deniz Bay- kal'ın bundan sonraki süreçte tasfi- yeye yönelmesi bekleniyor. Llvanell yandaşları Sarıgül istifa etmeyi ya da yeni parti kurmayı kesinlikle düşünme- diğini bildirdi. Baykal'ın yeni YDK ile tasfiye sürecini yeniden başlat- ması bekleniyor. Sangül'ünyanı sı- ra kendisine destek veren 15 millet- vekilinden bir bölümünün ihraç is- temiyle disipline sevkedilebileceği bildirildi. Bazı milletvekillerinin ku- rultay sürecindeki açıklamalannın ihraç istemine gerekçe gösterilece- ği kaydedildi. Genel merkezin, Li- vaneli'ye destek veren milletvekil- leri için ise disiplin sürecini çalıştır- mayı düşünmediği kaydedildi. il başkanları İle toplantı Baykal ise dün sabah saatlerinde il başkanlanyla bir araya gelerek ku- rultay sonuçlarını değerlendirdi. CHP'lilerin kendi öz değerlerine sa- hip çıktığını belirten Baykal, San- gül'ün adaylığını ise "kabul edile- mez" olarak nitelendirdi. Parti içi uyumun "birinci önceük- leri" olduğunu belirten Baykal, il başkanlanna "Buyapıyıoluşturmak için bana izin verin, yarduncı olun" çağrısı yaptı. Baykal, yönetimde "düzgün duran" arkadaşlannı da koruyacağıru belirtirken, yönetimde- ki tazelenmenin sonbaharda yapıla- cak olağan kurultayda gerçekleşe- ceğini dile getirdi. Baykal, "Muha- lefet adıııa partiye zarar veriyorlar. Parti içi disiplini sağlamaya ihtiyaç var" sözleriyle de Sarıgül yanlıları- na dönük tasfiyenin işaretini verdi. 'Yöneûm yenüenmelV ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - lstanbul Milletvekili Bü- lent Tanla, 13. olağanüstü ku- rultayın parti tarihinde "kara bir leke" olarak anılacağını ileri sürdü. Kurultay sürecinde parti- nin büyük yara aldığını kayde- den Tanla, CHP lideri Deniz Baykal a parti yönetiminde "ye- nilenme" çağrısı yaptı. Tanla, "Sayın genel başkanın kadrosu- nu yenileyip partiyi daha güçlfi kılacak bir kadroyla yoluna de- vam etmesi gerekir'' görüşünü dile getirdi. Tanla, Baykal'ın bu anlamda önünü açmak için de herhangi bir parti organına aday olmadığına dikkat çekti. Üçüncii yolcular ^ 'Kaybeden CHPoMu'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kurultayın Baykal-Sangül iki- lemine sıkışmasından başından beri rahatsızlık duyan "3. yolcu- lar", kurultayda "CHP'nin kay- bettiğT görüşünü yineledi. Ga- ziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş, kurultayda çok kötü, CHP'ye yakışmayan bir tablo- nun ortaya çıktığını vurgulaya- rak şu görüşleri dile getirdi: "CHP'yi değil, kendi kişisel gele- ceklerini düşünenler partiyi bu noktaya getirdi. Sangül'ün aldıgı oy küçümsenemez. Ancak bu, şahsına verilmiş oy değildir. Bi- zim istediğimiz gibi, hcrkesin üzerinde uzlaşabileceği bir partili aday çıkanlsaydı oyumuz 700- 800'ü bulabilirdi. Bazı arkadaş- lar ihlinıslarını genıleyemediği için hem CHP hem de Türkiye kaybetti." CHP eski genel sekre- terlerinden Ertuğrul Günay da, "Baykal kazandı... ama CHP kaybetti. Sangül kazansaydı, yi- ne CHP kaybedecekti" dedi. CHP'nin 13. Olağanüstü Kurultayı dün yapılan Parti Mecüsi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimleriyle sona erdi. CHP lideri Deniz Baykal, 674 delegenin desteğini alarak yeniden genel başkanlığa seçildi Baykal'uı rakibi Mustafa Sangül'ün 460 oy toplaması "yönetime değişim uyarısı" olarak değerlendirildi. Baykal, yönerimdeki yenilenmenin sonbaharda gerçekleşecek olağan genel kurultayda yapılacağmı belirtti. (Fotoğraf: AA) 'Mücadeleyedevamedeceğim' Aldıklan 460 oydan memnun olduklannı belirten ŞişliBelediyeBaşkanıMustafaSangül, mücadelelerine CHP demokratihleşinceye kadarparti içinde devam edeceklerinisöyledi EBRU ERDOĞAN ANKARA - CHP 13. Olağanüstü Kurultayı'nda başansız olan Şişli Be- lediye Başkanı Mustafa Sangül, ku- rultayda oylanarak kabul edilen "blok Hste"ye karşı oldukları için parti mec- lisi (PM) ve yüksek disiplin kurulu (YDK) üyelerinin seçimine katılma- yacaklannı söyledi. Aldıklan 460 oy- dan memnun olduklannı dile getiren Sangül, mücadelelerine CHP içinde devam edeceklerini belirtti. Sangül, kurultay sırasında Bakırköy Beledi- ye Başkanı Ateş Ünal Erzen'e yum- ruk atması nedeniyle özür diledi. Mustafa Sarıgül, dün yaptığı basın toplantısıyla CHP'nin olağanüstü ku- rultayını değerlendirdi. Kurultay sa- lonunun CHP üyelerine ve halka ka- palı olmasından büyük üzüntü duydu- ğunu belirten Sangül, "Kurultay de- legelerinıiz bilc salona giriş kartlannı alahilınek için sabah saat 03.00'e ka- dargenel merkez önünde bekletilmiş, konuk karubulunanpartflilerinıiz ku- rultaysalonunaatanmamıştır.Yalnız ge- nelmerkezyanlısıbirpropagandagru- bu, geceden salona yerleştirilerek bu kurultay tekkalemaçhalinegetirilmek istenmiştir" dedi. 'Dlvan taraflıydı' Kurultay divanının taraflı olduğu- nu ve divan tarafından "hakarete uğ- radıklanm" öne süren Sangül, CHP'nin kendine yakışmayan, dü- zeysiz ve antidemokratik bir kurultay geçirdiğini söyledi. Genel Başkan Deniz Baykal'ın daha önce yanıt ver- diği iddialan, konuşması sırasında tekrar gündeme getirdiğini kaydeden Sangül, "Oysa geçmişte CHP kurul- taylarında ülke sonınlan tartişıkrdı, proje üretilirdi, politikalar beürlenir- di. Bu kurultayın tamanu, genel baş- kanın kendi koltuğunu bir süre daha koruyabihnek için sürdürdüğü kara- lanıa kampanyasına sahne olmuştur" diye konuştu. Kurultay divanı tara- findan "çarşaf liste" oylamasınm ol- dubittiye getirildiğini savunan Sangül, blok listeye karşı olduklan için "Bay- kal'ı kendi kaderiyle baş başa bıraka- rak", liste çıkarmayacaklannı söyle- di. Gazetecilerin sorularını yanıtla- yan Sangül, yeni bir parti kurulması- na ilişkin çalışma yapılıp yapılmadı- ğına yönelik soruya, "Kesinlikle baş- ka birohışum söz konusu değildir. Biz, CHP ilkelerine bağlıyız. Çalışmalan- nııza,örgütümüz ve partimizle devam edeceğiz" yanıtını verdi. Kurultay sonrasında, kendileriyle ilgili bir ihraç karannın, içlerindeki CHP sevgisini yok edemeyeceğini di- le getiren Sangül, parti içi hukuk ve anayasa kurallannın ortada olduğunu söyledi. Sangül, "CHP demokratik- leşinceye kadar, iktidar olana kadar mücadelemiz devam edecektir. Ku- rultayın hangi koşullarda ve şartlar- da yapıldığı ortada. Kurtulmayı hal- kımız kazanmıştır. Ben 460 kalıra- mana teşekkür ediyorum. Her türlü zuhne,baskıya,entrikayarağmen460 kahraman bize oy vernıiştiı" dedi. Mustafa Sangül, kurultaydaki yum- ruklaşma olayına ilişkin bir soruya da "Ben aileme, namusuma, şerefîme kinı lafederse etsin en ağır cevabı ve- ririm. Ben deh'dolu Anadolu çocuğu- yum. Namusumla, şerefimle, haysi- yetimle kimseyi oynatmam" yanıtını verdi. Mustafa Sangül, "kurultayın demokratik bir ortamda vapılınadı- ğını" kaydederek "Demokratik bir kııı ııllay olsaydı, havası ve yapısı son derece farkh olurdu" dedi. Halktan özür diledi Kurultayın birinci gününde yaşa- nan olaylar ve kendisinin Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'e yumruk atmasıyla ilgili olarak halk- tan özür dileyen Mustafa Sangül, bu tür davranışlann, parti gelenekleri- ne uymadığını, stres nedeniyle bu olaylar içinde istemeyerek yer aldı- ğını da sözlerine ekledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr CHP kurultayı dışarıdan bakıldı- ğındatam anlamıyla birfiyasko. İki li- deradayının konuşmalarının içeriği- ne bakınca, CHP'nin Türkiye'nin gün- deminden ne kadar uzak olduğu bir kere daha anlaşılıyor. Bu manzarayı Deniz Baykal'ın ha- zırladığını kabul etmeliyiz. Baykal, "hırsızlık" üzerine kurduğu kurultayı istediği gibi sonuna kadar bu konu üzerinde yoğunlaştırmak istiyordu ve bunu başardı. Kendi kurguladığı ve muhalefetin yükselen sesini susturmayı amaçla- yan kurultayda Deniz Baykal, inisiya- tifi elindetuttu ve kurultayı istediği gi- bi götürdü. Bu kurultay Deniz Bay- kal kurultayıydı. Kendince istediğini elde ettiği söylenebilir. Deniz Baykal, seçimi iki yüz oy fark- la kazandıktan sonra yaptığı konuş- mada çok mutluydu. Yapacağını yap- mış olmanın sevinci içindeydi. Şim- di anlaşılan muhalif olan, kendisine itiraz edebilecek bütün sesleri sus- turmak üzere harekete geçecek. İlk mesajları, "tam uyum" yönündeydi. CHP Kurultayından Çıkanlacak Sonuçlar Uyumsuzlar ayıklanacaktı. • • • Baykal mutlu ama, sosyal demok- rasinin geleceği konusunda endişe- li olanların endişeleri daha da artmış durumda. CHP'nin parti olarak bu kavgalı, içeriksiz kurultaydan çok ya- ra aldığını söyleyenler çoğunlukta. Baykal'ın siyaset yerine tartışmayı "hırsızlık" üzerine kurmasının da par- tiye puan kaybettirdiği fikri yaygın. Bütün enerjisini, elindeki bütün koz- lan kullanarak Sangül'ü ezmeyi amaç- ladığı kurultaydan Baykal'ın pek de başarılı birsonuç elde ettiği söylene- mez. Sarıgül'ün aldığı 460 oy küçüm- senemez, bu oyların önemli bir kıs- mının Baykal'ı protesto anlamına gel- diği de unutulmamalı. Baykal, parti içinde de inandırıcılığını yitirmektedir. Halktaki güvensizlik CHP içinde de etkisini gösteriyor. ••• Baykal, Türkiye'deki artan ABD aleyhtarı eğilimden yararlanacağını düşünerek mi, yoksa komplocu bir mantığın sonucu olarak mı nedendir ABD'yi hedef alan birsöylem kullan- dı. Bu söylemi önümüzdeki dönem- de de devam ettirir mi, göreceğiz. Ancak, Baykal'ın "ABDkomplosu"Xe- orisini rasgele kullanmadığı da bir gerçek. Son CHP kurultayı, CHP'nin öz- gürlükçü, demokrat ve dünyanın ye- ni dinamiklerini kavrayan bir parti ha- line gelmesinin pek de mümkün ol- madığını gösteriyor. CHP, statüko- nun, devletçi milliyetçiliğin siyasi plan- daki temsilcisi olmaya devam ede- cek. Baykal, artık kendisini daha açık şekilde bu siyasetin temsilcisi olarak ortaya koyacak. Ancak solda yeni arayışların önü- nü kesmek de mümkün değil. Türki- ye, örgütsüz, sendikasız bir ülke. Tür- kiye, 12 Eylül askeri darbesinin ana- yasasıyla yönetiliyor. Türkiye, kendi farklılıklarıyla, kendi değişik kımlikle- riyle yeni bir demokrasi arayışı için- de. Türkiye, üniversiteleriyle, med- yasıyla, değişik etnik, mezhep kim- likleriyle, dünyadaki değişimin orta yerinde, askeri darbelerle zedelenmiş siyasi yapısını onarmak ihtiyacıyla yüz yüze. Bütün bu değişim ihtiyaçlarının sol tarafından görülmemesi, bu ihtiyaç- lara uygun yeni siyasetlere kapalı ka- lınması mümkün değil. Ancak, bu de- ğişen ihtiyaçların karşılanmasını Bay- kal yönetimindeki CHP'den bekle- mek de hayal. O zaman ne olacak? Sol, kendisi- ne CHP dışında yeni bir örgütlenme modeli bulabilir mi? Şu andaki veri- ler, bugüne kadarki deneyimler yeni bir sol hareketin pek de destek bu- lamadığmı gösteriyor. O zaman AKP karşısında CHP'ye mahkûm mu olu- nacak? Bu kadar statükocu bir gü- cün solu daha uzun boylu temsil et- mesi mümkün olabilir mi? Bütün bu soruların cevabı henüz yok. CHP bir umut vermiyor. Ancak CHP dışında, özgürlükçü, eşitlikçi, çalışanların haklarını savunacak, sen- dikal haklar için mücadele edecek bir sol hareket de olmayınca ne ola- cak? Solun açmazı burada yatıyor. Bel- ki önümüzdeki dönemde bunu tartı- şacağız. Yeni bir özgürlükçü sol ha- reketin imkânları var mı? Böyle bir potansiyelden söz edilebilir mi? Da- ha da önemlisi böyle bir birikimi olan sol bir anlayış yeteri olgunluğa geldi mi? Deniz Baykal'ı dinlerken çoğumuz büyük bir acı ve sıkıntı duyduk. Böy- le sol olur mu, diye birbirimizin yüzü- ne baktık. Ancak, şurası da bir ger- çek ki, Türkiye'nin sol birikimi de bi- raz bu. Baykal'ı aşabilecek bir öz- gürlükçü ve demokratik dalgadan da söz edemiyoruz. CHP kurultayı, bir umut yaratma- dı. Böyle bir beklentimizdeyoktuza- ten. Şimdi geleceğe bakacağız. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK KendiniGerçekleştirmek... Günümüz insanının en büyük sorunlarından bi- risi budur: Kendini gerçekleştirmek. Günümüzün yaşam biçimleri, insanı kendinden uzaklaştırmak, kendisiyle karşılaştırmamak, kendi- sine yabancılaştırmak için ne gerekiyorsa yapmak- tadır. Oysa, insan ancak "kendini gerçekleştirerek" mutlu olabilir. Bu mutlulukda, verimli biryaşamın yolunu açar, doyumlu bir dinginlik sağlar. İnsan, kendisiyle ba- rışık yaşamayı öğrenir. Kendisi için de, birlikte ol- dukları için de olumlu bir yaşamın yoldaşı olur. Günümüzün yaşam biçimleri ise, insanlara "ken- dilerini bulmalarını" değil, "kendilerini unutarak nasıl yaşayacaklarını" öğretmektedir. Bütün eğitim olanakları "ilerde nerede ve nasıl para kazanacaklarına" yönelik olarak düzenlen- miştir. Bunun dışına çıkan bir öğrencinin "başarılı kabul edilme" şansı yoktur. Bütün iş olanakları "sisteme yararlı olanlariçin" açıktır. Çalışma dünyasının, insanlara "kendiniger- çekleştirme" yönünde bir desteği olmamaktadır. Aile yaşamı da, "insanların birlikte yaşayarak ken- dini gerçekleştirme" anlayışı üzerine kurulmamakta- dır. Tersine, aileanlayışı, "kendisinden vazgeçGmköte- kiler için yaşama" ilkesi üzerine kurulmaktadır. İnsanların yaşamları "kendinigerçekleştirme"y\ hiç gündeme almadan geçip gitmekte, bunun ye- rine "kendinden başka her şeyi gerçekleştirme"y\ koyarak dolgu yaşamayla geçmektedir. "Dolgu yaşama"y\, asıl yaşamın yerini doldurma- ya çalışarak yaşama anlamında kullanıyorum. Böylece insanlar, "kendini gerçekleştirmek" ye- rine, "evalarakgüvenlikte olma", "araba alarak ken- dini kanıtlama", "mevki makam sahibi olarak ken- dini kabul ettirme" gibi yerine koyma yöntemleriy- le yaşamlarını doldurmaktadırlar. Ancak bunların hiçbirisi de "kendini gerçekleş- tirmek" olmadığı için her şeyin içinde de doyum- suz, huzursuz, mutsuz bir yaşam sürdürmek zo- runda kalmaktadırlar. Peki ama, "kendini gerçekleştirmek" nedir? Yaşamın asıl amacı olarak "kendini gerçekleştir- mek", adım adım sağlanan gereksinmelerin doruğu- dur. Hümanist psikolog Abraham Maslovv, ünlü "ge- reksinmelerpiramidi" kuramında, ilk basamağın "fiz- yolojik gereksinmeler olan açlığın, susuzluğun, cin- selliğin doyurulması" olduğunu belirtmiştir. Ikinci ba- samakta "güyen duymak, güvenli ortam içinde ol- mak" vardır. Üçüncü basamakta "sevmek ve sevil- mekgereksinmesi" yer almaktadır. Dördüncü basa- makta, "saygı görmek, çevresince kabuledilmek" yer alır. Bütün bunlar sağlandıktan sonra "kendini ger- çekleştirmek", yaşam gereksinmelerinin doruğu ola- rak insana tam bir yeterlilik, tam bir doyum sağlar. Bu tam yeterliliği, tam doyumu nasıl sağlayabiliriz? Işte burada karşımıza, bütün isteklerimiz, bütün itkilerimiz, içgüdülerimiz, yetilerimiz, yetenekleri- miz çıkar. Bunların tümü de bizden "doyurulmala- rını" bekler. Bu "içyapılarımız", zamanında keşfedilmeyi, uy- gun ortamın sağlanmasını, uygun desteklerle or- taya çıkmalarını, kendi üreticiliklerini, yaratıcılıkla- rını "bizim vahığımızla" gerçekleştirmelerini bekler. Içimizdeki fizikçi, içimizdeki matematikçi, içimiz- deki şair, ressam, müzisyen, içimizdeki lider, sos- yal iletişimci, yazar, tiyatro oyuncusu, fotoğrafçı... bütün yaşamımız boyunca "bizim varlığımızla" ger- çekleşmeyi bekler. Biz ise, bu istekleri, bu dürtüleri fark etmeden "bi- ze öğretilen, bize dayatılan"yoldaki yürüyümüşü- zü sürdürürüz, "kendinigerçekleştirmek"de hergün biraz daha bizden uzaklaşır. Bunun bedelini de "doyumsuzluk, huzursuzluk, mutsuzluk" olarak öderiz. Doyumu da, huzuru da, mutluluğu da "kendi dı- şımızda" aradığımız için sahip olduğumuz her şe- yin üstüne kapanırız. Kendi yerimize koyduğumuz başkaları ile, paralarla, mallarla doyum aramaya, huzur bulmaya, mutlu olmaya çalışırız. Ama ne çare ki, aradığımız doyum, huzur, mut- luluk oralarda değildir. En büyük yanlış, bulmak istediğini yanlış yerler- de aramaktır. Peki, bunca bilimsel gelişme, bunca teknik iler- leme bu sorunun çözümüne yardımcı olamayacak mı? İnsan bu sorunu çözmekte neden güçsüz, ne- den çaresiz kalıyor?. Üzerinde durmaya değer bir konu olduğunu dü- şünüyorum. Belki de "yaşam biçimlerimizi neden değiştirme- miz gerektiği"n\n yanıtı burada yatıyor. Konuyu ir- delemeyi sürdüreceğiz. e-mail: erdalatak@superonline.com faks:0212-513 90 98 Kirll çamaşırlar ortaya çıktı" İçli: CHP hayal kınklığı yarattı ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu)-DSP Genel Sekreteri Tayfun İçli, CHP'nin halkı hayal kı- nklığma uğratmaya de- vam ettiğini belirterek "CHP'nin bttmeztüken- meziç sonınlan aruk öy- lebirhalalmıştırki bu ya- pısıyla ülke sorunlanna çözünı üretebilmesi mümkündeğildir" dedi. içli, Türkiye'ye yönelik tehlike ve tuzaklardan kaygı duyanlara, güçle- rini DSP'de birleştirme- leri çağnsında bulundu. Tayfun İçli, yaptığı ya- zılı açıklamada, iktidar partisi AKP ve ana mu- halefet partisi CHP'nin halkı hayal kınklığına uğratmaya devam etti- ğini söyledi. Işçilerin, köylülerin, memur, esnaf ve tüccarın çaresizlik içinde olduğunu belir- ten İçli, şunları kaydet- ti: "Halkunızm işsiz ve yoksul kesiminin sıkuıti- ları her geçen gün art- maktadır. CHP'niniçin- de bulunduğu durunı- dan yararlanan bugün- kü iktidar partisi, her istediğini rahatça Mec- lis'ten geçirebilmektedir. Çünkü karşısında ciddi bir muhalefet yoktur. Şimdi kendini bile idare edemeyen bir partinin, her türden kirli çanıa- şıriaıınınsergüenth^iku- rultay görüntülerinden sonra yolsuzlukla, hor- tumculukla, ahlaki ol- mayan davranışlarla mü- cadele edebileceğine inanmak saflık olur." Tayfun İçli, CHP'nin zayıflığı, AKP'ninse ulusal çıkarlardan sü- rekli taviz veren dış po- litikasının artık çok teh- likeli boyutlara ulaştığı- nı da ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle