18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ÇEVRE Gelişmiş ülkeler kaynaklan yağmalamaya devam etti, çokuluslu şirketler kazançlarını arttırmak için yasaları hiçe saydı Çevreyînefldnciplanda Dünya yeni yıla, eski çevre sorunlarıyla girdi. Gelişmiş ülkeler, 2004 yılında da endüstriyel alanlarını genişletmek adına uluslararası çevre mevzuatını hiçe saydılar. 2004 yılına damga vuran en önemli çevre konusu, ABD ve işbirlikçilerinin Irak'ta sürdürdüğü opesyon sonucu, yüzyıllarca giderilemeyecek çevre felaketlerinin Ortaya ÇlkmaSI OİdU. Çevreyi korumaklayetkiliuzmanlar, bugünönlcm alınması durumunda olutnlu ctkinin en geç 50yıl içindcgörüleceğini vurguluyorlar. 'Aranıyor! Olü yada diri' Iklim değişikliği sonucu, deniz düzeyinin yükselmesi ve çölleşme, milyonlarca insan için büyük birtehlike oluşturuyor. Hindistan'da geçen yıl muson yağ- murları öncesinde sıcaklıklann nor- mal değerlerin çok üzerinde seyret- mesi sonucunda 1500 kişi yaşamını yitirdi. Bilim adamları en az kimya- sal, biyolojik veya nükleer silahlar ka- dar tehlikeli olan küresel ısınmanın, dünyanın kendi başına açılan en bü- yük belalanndan birisi olduğunu vur- guluyor. Iklim değişikliği sonucu, deniz düzeyinin yükselmesi, aşırı doğa olaylan ve çölleşme, özellikle yoksul ülkelerde yaşayan milyonlar- ca insan için büyük bir tehlike oluş- turuyor. Başta yağmur ormanları ol- mak üzere dünya üzerindeki çok sa- yıda yeşil doku hızla tükeniyor. Araş- tırmalara göre yalnızca sanayi ürü- nü bebek bezleri için her yd 1 mil- yarın üstünde ağaç kesiliyor. Geliş- miş ülkelerde bir bebeğin iki yaşına kadar sarf ettıği malzemeler için 20 ağaç kullanıhyor. Bu gerçek, 2004 yı- lında da değişmedi. Her yıl 5 Haziran'da kutlanan Dün- ya Çevre Günü, 2004'te "Aranıyor! ÖIü ya da diri" sloganıyla gündeme geldi. BM, dünyadaki çevre felaket- lerine karşı sessiz kaldığı için yine eleştırildi. 21 Aralık 2004 tarihinde Japonya'nın Rokaşo kentinde, "ku- lutonyum yeniden işleme santralı" protestolar eşliğinde devreye alındı. Silah üretiminde kullanılan kuluton- yumun, barışçılhiçbirkullanım ala- nı yok. 5 0 ülkeden imza Tüm bunlann yanı sıra 23 Mayıs 2001 tarihinde imzaya açılan ve tok- sik maddelerin üretimi ve kullanımı- nı küresel olarak yasaklayan Stock- holm Anlaşması'nda yeter sayıya ulaşıldı ve anlaşma yürürlüğe girdi. 50 ülkenin ımza altına aldığı sözleş- meye Türkiye de taraf dunımda. Çev- reciler, Stockholm Anlaşması'nın, küresel bir çevre zaferi olduğunun al- tını çızdıler. Yılın son haftası Güney Asya'da meydana gelen 8.9 şiddetindeki dep- remde on bınlerce kişi yaşamını yi- tirdi. Kara parçalarının yer değiştir- diği, hantaların değiştiği depremin ardından yüzyılın en büyük çevre felaketlerinden birısinin yaşandığı vurgulanıyor. Hasarın önümüzdeki günlerde daha net biçimde görülece- ği açıklanıyor. ALTIN MADENİ KAPATILDI Yargı kararlan hiçe sayıldıÇevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik gereği, çevreyi kirlettiği belirlenen tesislere iki yıl süreyle ceza verilmeyeceği bil- dirildi. Bu durum, yetkililer tarafından, "eko- nomiye büyük darbe vurur" diye açıklandı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin itiraf- larına, sanayi tesislcrinin arıtmaları olmaksızın çalıştırıldığı konusu da eklendi. Kentsel altyapı hazır değil Çevre ve Orman Bakanı, ekonomiye artı de- ğer sağlayan işletmeleri denetlemekle görevli be- lediyelere, 2 yıl süreyle ağır yaptırımlar uygu- lamayacaklarını açıkladı. Belediyelerin, 1 Ni- san 2005'ten sonra uygulanacak Türk C'eza Ya- sası'nın çevre suçlarına ilişkin yaptınmların- dan kurtulabilmeleri için toplam 28 milyar Eu- 1 ro'luk yatırım yapması gerekiyor. Kentsel alt- yapıların hazır olmaması nedeniyle cezalann uy- j gulanması 2 yıl ertelenirken Çevre ve Orman Bakanlığı verileri, bu sürede belediyelerin ge- rekli altyapıyı tamamlamalarının olanaksızlı- ğını ortaya koydu. Bakan Pepe yaptığı açıkla- mada, "Eğer erteleme yapmasaydık ülke gene- lindeki 3 bin 200 belediye başkanı hapse girer- di" dedi. Bergama'da kesinleşmiş yargı karar- ları hiçe sayılarak işletmede tutulan siyanürle altın madeni kapatıldı. Bakanlar Kurulu kara- nyla işletmede tutulan madeni yeniden işlet- meye almak için çokuluslu şirketin lobi çalış- maları olanca hızıyla sürüyor. Şirket yetkilile- ri, ilgili bakanlıklarla görüşmelerine devam edi- yorlar. Tam da bu sırada Maden Yasası'nda de- ğişikliğe gidilerek maden arama çalışmaların- da ÇED izninin kaldırıldığı duyuruldu. Hem de 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde... İklinı değişikliğinin, dünyanın yaşadığı en büyük sıkıntı olduğu tüm kesimler tarafından sıkça dile getiriliyor. Türkiye çöplük olacak AKP iktidarı döneminde, alınıp satılan ve ticareti yapılan çevre çokuluslu şirketlere peşkeş çekildiği dile getiriliyor Kamunun ve toplumun ortak malı olan çevre, AKP iktidarı döneminde, alınıp sa- tılan, ticareti yapılan bir mal olarak görül- dü. Çevreyi korumakla görevli yetkililerin, bu kamusal alanı çokuluslu şirketler baş- ka olmak üzere sanayi kesimine peşkeş çektiği, duyarlı olan tüm kesimler tarafın- dan dile getirildi. Verilen sözleri "olaylar" olarak ele alsaydık birçok şey yazılabilir- di; ama icraatlardan elimizde bir tek Iklim Değişimi Çerçeve Anlaşması'nın ımzalan- ması kaldı. Bu da Türkiye'nin zaten imza- lamakta geciktiği bir anlaşmaydı. Yani gökyüzünün altında, 2004 yılında Türkiye'nin çevre siciline yeni eksiler ek- lendi. Içme suyu havzaları imara açıldı, doğal kaynakJar çokuluslu maden işletme- lerinin ınisiyatifine bırakıldı. Sitalanlan ve 2B kapsamındaki orman alanlarının ima- ra açılmasına zemin hazırlandı. Nükleer enerji santralı yeniden gündeme geldi. Iskenderun'da MV Ulla adlı geminin ey- lül ayında batması, ülkedeki büyük çevre felaketlerinden birisi olarak niteleniyor. Batan gemi halen denizin dibinde duru- yor. 2 0 0 4 eylemler yılı oldu Geminin ıçerdığı toksik atık, yavaş ya- vaş denize kanşıyor. Işin kötüsü Türkiye'nin sergilediği bu yönetim beceriksizliği, Avrupa'nın Türkı- ye'yi çöplük olarak kullandığı diğer olay- ların artmasına neden olacak. Temiz ve yaşanabılır bir çevre adına ey- lemler yine kendısinı gösterdı. Bunlar ara- sında en dikkat çekenı, eylül ayında Mer- sin'de gerçekleştı. Karaduvar bölgesinde- ki yaşam alanlarıyla iç içe olan ve büyük tehlike yaratan petrol dolum tesislerinin yarattığı kirlilik büyük protestolara sahne oldu. BM verılerıne göre dünyada 1.1 milyar insan günde en az 20 lıtre olarak tanımla- nan güvenli ıçnıe suyuna ulaşamadığı ıçın hastalanma ve ölüm tehlıkesiyle karşı kar- şıya. Bu gelişmeler doğrultusunda Türki- ye'nin de artık "su zengini" bir ülke olma- dığını yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. OZAJN YAYMAN İZMİR - Dünya yeni yıla, eski çevre sorunla- rıyla girdi. Gelişmiş ül- keler, 2004 yılında da en- düstriyel alanlarını ge- nişletmek adına ulusla- rarası çevre mevzuatla- rını hiçe saydılar. Çoku- luslu şirketlerinkârpay- larını arttırması için ya- salar çiğnenrneye devam edildi. Yoksul ve azge- lişmiş ülkelerdeki kay- nakların yağmalanması savaş boyutuna uzandı. Sınır komşumuz Irak'ın petrol kaynaklarının ele geçirilmesi için başlayan operasyonda yüz binler- ce insan yaşamını yitirir- ken yüzyıllann onarama- yacağı çevre felaketleri- ne zemin hazırlandı. Çevre felaketi Dünyada tek yanlılığın arttığı, uluslararası uz- laşmanın öneminin azal- dığı bir ortamda, küresel çözüm isteyen çevre so- runları da görmezden ge- liniyor. 2004 yılına dam- ga vuran en önemli çev- re konusu, ABD ve iş- birlikçilerinin Irak'ta sür- dürdüğü operasyon so- nucu, yüzyıllarca gideri- lemeyecek çevre felaket- lerinin ortaya çıkması ol- du. Bombalamalar ve yı- kımlar sonucu bölgeden çevreye milyonlarca va- ril petrol sızdı. Yeraltı ve yerüstü sularına zehirli elementlerkarıştı. Kuru- yan topraklar, asırlarca kullanılamaz duruma gel- di. tklim değişikliğine ne- den olan sera gazlannın atmosfere bırakılmama- sı için hazırlanan "Kyo- to Protokolü"nün yaşa- ma geçirilmesi mücade- lesi de geride kalan yılın önemli olayları arasında yeraldı. Protokole çekin- ce koyan ülkeler arasın- da yer alan Rusya'nın, anlaşmayı imzalaması her ne kadar olumlu bir gelişme olarak nitelense de ABD'nin protokolü reddetmesi eleştirileri yo- ğunlaştırdı. İklim deği- şiminin önlenmesi ya da en azından sonuçlarının hafifletilmesi için çok önemli bir adım olan Kyoto Protokolü'nü im- zalamayacağını açıkla- yan ABD Başkanı George Bush'un yeniden başkan seçilmesi, çevre adına yaşanan felaketler- den birisi olarak nitelen- dirildi. Dünya genelin- de, sera gazı salınımının belirli oranlarda azaltıl- masını öngören protoko- lü kabul etmeyen ABD, gezegendeki salınımın dörtte birini tek başına gerçekleştiriyordu. Iklim değişikliğinin, dünyanın yaşadığı en bü- yük sıkıntı olduğu tüm kesimler tarafından dile getiriliyor. Uzmanlar, bu- gün önlem alınması du- rumunda olumlu etkinin ancak 50 yıl içinde görü- leceğini vurguluyorlar. Ancak hâlâ somut adım atılabilmiş değil. BM'nin yaptırdığı ça- lışmalar, gezegenin sı- caklığında 3 santigrat de- recelik bir artışın, 3 mil- yar insanın susuzluk teh- likesiyle karşı karşıya kalmasıyla sonuçlanabi- leceğini gösteriyor. Bu hızla gidilirse 2080 yı- lında bu durumla karşı karşıya kalacağımız söy- leniyor. Kısaca, alarm zil- leri çalıyor. BALIKÖLÜMLERİARTTI 'Denizler kirlilikte boğuluyor' "Ender doğal zengin- liklerin korunduğu milli parklaı;özel komnıa böl- geleri, ağaçlandırma alan- ları, tahiat alanlan, özel koruma bölgeleri, doğal ve kültUrel sit alanlan, ta- nm alanlan, nıeralar, su- lak alanlar, kıyılar, kara- sııları, kentlerin inıar alanlan, turizm bölgele- ri, su havzalan" dahil ol- mak üzere madencilik fa- aliyetine açıldı. Doğal ve kültürel var- lıkların belirlenmesinde madenci çıkarına öncelik tanındı. Hazinenin özel mülki- yetinde veya devletin hü- küm ve tasarrufundaki yerlerde yapılan maden- cilik faaliyetleri için ki- ra isteminden vazgeçil- dı, maden arama faali- yetleri Çevresel Etki De- ğerlendirme (ÇED) kap- samı dışına çıkarıldı, ÇED yapılmadan verilen arama izinleriyle toplam rezervin yüzde 10'unun işletilmesıne ve satışına izin verilmesinin önü açıldı. Karadeniz'in, her yıl binlerce geminin bıraktı- ğı ağır metaller ve evsel atıklar sonucu hızla tü- kendiği Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ta- rafından itiraf edildi. Ba- kan Pepe, Karadeniz'de, 50 yıl önce 50 çeşit balı- ğın yaşadığını, günümüz- deyse bu sayının 4'e düş- tüğünü söyleyerek koru- ma önlemi almada ge- ciktiklerini bildirdi. Ba- kan Pepe, mevcut duru- mun değişmemesi halin- de gelecek kuşaklara, "ölü bir deniz" bırakıla- cağını da vurguladı. Yargıdan döndü Siyasi iradenin göste- remediği kararlılığı yar- gı yansıttı. Türkiye'nin imza attığı uluslararası anlaşmalar gereği, 2002 yılında ülke karasuları- na ve ardından Aliağa Gemi SökümTesisleri'ne giren asbestli "Sea Be- irat" gemisinin geri gön- derilmesi kararlaştırıldı. Izmir 2 NoTu Idare Mahkemesi, Fransız ge- misinin sınır dışı edilme- sine karar verdi. Fethiye'de halk 3 bin kişilik bir kalabalıkla yü- rüyüş düzenledi. Söz ko- nusu düzenlemeye iliş- kin, yılın son günlerinde Danıştay 6. Dairesi tara- fından, yürütmenin dur- durulması kararı verildi. Kararda, kıyıların tüm kamunun ortak kullanı- mında olduğuna dikkat çekildi. ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle