Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 2005 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizli
Y
PB
Y
B
PB
PB
PB
B
9
8
11
10
12
10
12
9
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
11
11
9
9
4
5
4
1
Adana PB 17
Zonguldak Y 9 Antalya PB 14 Kars
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
B
B
B
Y
K
K
15
10
15
14
9
-1
2
K -7
QAçık Parçalı bulutlu
Butun bolgelenmız par
çalı çok bulutlu, Marma-
ra'nın doğusu, Batı ve
Orta Karadenız kıyıları,
Dogu Akdenız, Dogu
Anadolu'nun doğusu
yağışlı geçecek. Yagış
lar yağmur ve saganak
Doğu Akdenız ın ıç ke-
sımlerıyle Doğu Anado
lu'nun dogusu karla ka-
rışık yagmur ve kar ya
gışlı geçecek. Hava sı-
caklığı turn yurtta azal-
maya devam edecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Parıs
Bonn
K
K
K
PB
Y
Y
PB
K
2
1
5
11
8
8
5
5
Münıh K 4 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
K
Y
PB
K
Y
K
PB
Y
4
5
11
4
4
1
12
13
K 1 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahıre
K
Y
PB
Y
Y
PB
K
Y
1
12
-12
12
7
6
-5
18
Y 14
Bulutlu k
Çok bulutlu . Yagmurlu Karlı
OECD ülkeleri arasında son sırada kaldı
Türkiye vergide
sınıfi geçemedi
Hükümetin zikzaklanBaşbakan Erdoğan, daha önceyaptığı açıklamalardan geri adım atarak
Rum yönetiminin AB çerçevesinde' tanınacağı yönünde mesajlar verdi
ANKARA (AA) - Vergi kayıp
ve kaçağının yüzde 50'lere ulaş-
tığı Türkiye, 30 OECD ülkesi
içinde vergi mükellefleri liginde
de en alt sırada yer aldı.
Maliye Bakanlığı Gelirler Ge-
nel Müdürlüğü Daire Başkanla-
rından Semih Öz'ün OECD ve-
rileri üzerinden yaptığı araştır-
maya göre OECD ülkelerinde
toplam vergi gelirleri içerisinde
en büyük payı, kurum gelirleri
de dahil olmak üzere gelirler
üzerinden alınan vergiler oluştıı-
ruyor. Tüketim vergilerı üye ül-
kelerin ikinci büyük gelir kayna-
ğı olarak belirleniyor. Son dö-
nemde özel tüketim vergi gelir-
lerinde azalma meydana gelir-
ken, taşınmazlar üzerinden alı-
nan vergiler artıyor.
Nüfusun yüzde 50'sî
Öz'ün Gelirler Kontrolörlen-
nin Vergi Sorunları Derneği'nde
de yayımlanan araştırmasına gö-
re OECD üyesi ülkelerde nüfu-
sun yaklaşık yüzde 50'sinin gc-
lir vergisi mükellefi olarak ver-
gi idarelerinde kaydı bulunuyor.
Nüfusu 285 milyon 500 bın olan
ABD'de 130 milyon 900 bin ge-
lir vergisi, 7 milyon 900 bin adet
de kurumlar vergisi mükellefi
bulunuyor. Beyannameli gelir
vergisi mükellefleri baz alınan
Türkiye'de ise 2 milyon 100 bin
gelir vergisi mükellefi yer alıyor.
Gelir vergisi mükelleflerinin ül-
ke nüfusuna oranına göre Türki-
ye, bu sayı ile mükellef liginin
son sırasında. Araştırmaya göre
ABD'de gelir vergisi mükellefle-
ri, nüfusun yüzde 46'sını oluştu-
ruyor. Bu oran, lsveç'te yüzde
79, Polonya'da yüzde 62, Ital-
ya'da yüzde 65, Finlandiya'da
yüzde 88 olarak belirlendi.
Meksika'nın ardından
Türkiye'de gelir vergisi mü-
kellefleri, ülke nüfusunun sade-
ce yüzde 3'ünü oluşturuyor. Sı-
ralamada Türkiye 'ye en yakın
ülke yüzde 8 oranı ile Meksika.
Araştırmada, 30 OECD ülkesin-
deki vergi personeli başına dü-
şen mükellef sayısı da inceleni-
yor. Buna göre vergi kayıp ve
kaçağı ile etkin mücadele yapı-
lamamasının nedenlerinden bi-
risinin personel yetersizliği ol-
duğu ilerı sürülen Türkiye,
OECD'de maliyeei başına en az
mükellefın düştüğü ülke olarak
ortaya çıkıyor. Maliyeei başına
en çok mükellef in düştüğü ülke
1385 mükellef ile ABD.
Vergi yükü
30 ülkede kişi başma düşen
vergi yükü açısından da Türkiye,
son sırada. Vergi kayıp ve kaça-
ğının yüzde 50'lere ulaştığı, ka-
yıt dışı ekonomınin had safhada
bulunduğu ve vergi yükünü baş-
ta ücretliler olmak üzere az bir
grubun üstlendiği ülkemizde, ki-
şi başına düşen vergi yükü de
834 dolar olarak hesaplanıyor.
Bu rakam, ABD ve Ingiltere'de
9 bin, lsveç'te 13 bin, Lüksem-
burg'da 22 bın, Almanya'da ise 8
bin dolar seviyesinde seyrediyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümetının AB ve Kıbrıs konu-
larında "zikzaklan", Türkıye'nin dış
politikada tutarlı bir çi/gi izlemesini
güçleştiriyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
daha öncc yaptığı, "Kıbrıs'ta çözüm
olmadan Rum yönctimini lanıma
adımı almayacakları" açıklamasın-
dangeri adım attı. Erdoğan, Safranbo-
lu'da, Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti'ni
"AB çerçevesinde" tanıyacaklannın
ilk net sinyalini verdi. 3 Ekim'de AB ile
müzakerelere başlamak istediklerini
belirten Erdoğan, "AB'ye 1 Mayıs'ta
üye olan ülkelerin gümriik birliğiy-
le ilgili (anınınası konusunda atılma-
sı gereken adımı attığınıız anda bu işi
bitiririz" açıklamasını yaptı.
17 Aralık kararını değerlendiren AB
Dönem Başkanı Hollanda'nın Başba-
kanı Jan Peter Balkanende ve Alman-
ya Başbakanı Gerhard Schröder,
Türkiye'den istenen bu adımın "fiili
tanıma" anlamına geldiğini açıkla-
mışlardı. Italya Başbakanı Silvio Ber-
lusconi ise Erdoğan'ın kendilerinden
Meclis'i tanıma konusunda ikna için
zaman ıstediğini, kendisıne bunun için
süre verdiklerini söylemişti.
Tezlerden vazgeçillyor
Türkiye'nin, Kıbrıs adasının tümü-
nü temsil etme ıddiasında olan Kıb-
rıs Cumhuriyeti'ni tanıma yönünde
adım atması, KKTC'nin egemenliği-
ni destekleyen tezlerinden vazgeçme-
si anlamına geliyor. Dışişleri Bakan-
lığı aracılığıyla AB'ye iletilen ve kay-
da geçirilen itirazlarla yapılan açık-
lamalar da sonucu değiştirmiyor.
AKP hükümeti döneminde AB ve
Kıbrıs konularında gerilemeyi göste-
ren önemli tarihler şöyle:
• 16 NİSan 2003: Rumların Kıb-
ns Cunıhurıyeti'nin de aralarında bu-
lunduğu 10 aday ülke Atına'da AB ile
"Katılım Anlaşması" ımzaladı. Dı-
şişleri Bakanı AbdullahGül,Atma'ya
gıderek imza töreninin ardından ger-
çekleştırilen akşam yemeğine katıldı.
Ankara ise Türkiye'nin Katılım Anlaş-
ması'nı "hukuken ve siyaseten" ka-
bul etnıedığini açıkladı. Türkiye'nin
itirazlannın,ABKomisyonu'naveüye
ülkelere gönderildığı bıldirıldi.
Meis Adasındaki toplantı
• 3MayiS2003:MeisAdası'nda
yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplan-
tısı'nda Kıbrıs Rum yönetımi de "ka-
tılınıcı ülke" olarak yer aldı. Dışişle-
ri Bakanı Gül de toplantıda yerini alır-
ken Dışişlen Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, "bu durunıun Türki-
ye'nin Kıbrıs politikasında bir deği-
şiklik anlamına gelmediği" bıldirildi.
• 1 MayiS 2004: Aralarında Kıb-
rıs Cumhuriyeti'nın de bulunduğu 10
yeni üye AB'ye resmen kabul edildi.
Dublın'deki törene katılan Başbakan
Erdoğan, tanıma tartışmalan için "Ru-
mu tanımıyorum deseniz ne olacak?
Biz dünya gerçekleriyle çatışmayı
düşünmüyoruz" dedi. Dışişleri Ba-
kanlığı ise aynı gün yaptığı açıklama-
da, adada ikı halk ve otorite olduğunu,
Kıbrıs Cumhuriyetı'nin KıbrısTürkle-
rini temsil etmediğini bildirdi. Türki-
ye'nin itirazlan, AB Konseyi ve üye
ülkelere iletildi.
Anayasaya imza atıldı
• 29 EkİITI 2004: AB Anayasası,
25 üye ülkenin liderlerinin katıldığıtö-
rende Italya'nın başkenti Roma'da im-
zalandı. Burada Türkiye'yi temsil e-
den Başbakan Erdoğan ve Gül, öteki a-
day ülkeler gibi AB Anayasası'na ek
senede imza koydular. AB Anayasa-
sı'nda Kıbrıs' ın "KıbrısCumhuriye-
ti" adıyla temsil edilmesi ve Rum li-
der Papadopulos'un da anayasaya im-
za koyması "tanıma" tartışmalarına
neden oldu. Bu kez Başbakan Erdo-
ğan, Roma'dan dönüşünde yaptığı
açıklamada, bunun Kıbrıs Rum yöne-
tımıni tanıma anlamına gelmediğinı,
AB'ye bu konuda "ek mektup" ver-
diklerini açıkladı. Türkiye'nin AB nez-
dindeki daimi temsilcısı Büyükelçi
Oğuz Demiralp'in, Ankara'nın Rum
yönetiminin Kıbrıs Cumhuriyeti adıy-
la üyelığıne ıtırazlarını vc Kıbrıs'a iliş-
kin görüşlerini AB Konseyi'ne gönder-
diği ve "kayda geçirdiği" öğrenildi.
Daha ağır ifadeler getlrlldi
• 17 Arallk 2004: AB Komisyo-
nu, 6 Ekim'de açıkladığı rapor ve tav-
siyede Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriye-
ti'ni de güınrük bırliğı kapsamına ala-
cak ek protokolü imzalamasını istedi.
Hükümetin buna karşı gırişimlcri za-
yıf kaldı. Bunun üzerine 17 Aralık ka-
rarında Kıbrıs konusunda beklentiler
Türkiye'nin önüne daha ağır ifadeler-
le konuldu. 17 Aralık kararında, Tür-
kiye için serbest dolaşım gibi alanlar-
da kalıcı koruma önlemlerinın yaşama
geçirilebileceği de kararlaştırıldı.
Hükümet, Brüksel'de yapılan görüş-
melerde bu ıfadenin tümüyle metinden
çıkanlması konusunda ısrarcı olmadı.
AB liderleri, bu ifadelerı yumuşatan
bir değişiklikle yetindi. Erdoğan ve
Gül, Ankara'ya döndükten sonra da ka-
ran savundular. Dışişleri Bakanlığı ise
23 Arahk'ta AB'ye ilettiği "notayla",
sınırlama içermeyen ve aynmcılık içe-
ren önlemlerin Türkiye tarafından ka-
bul edilemez olduğunu ilettı.
SÖYLESİ ATTİLÂ İLHAN
\.. 0, Kendisi İçin Bin Şey Istemiyordu!.
...durupdurup, hatırlıyordum; kafamdasan-
ki bir şimşek aydınlığı; ne vesileyle, hangi mü-
nasebetle Şükran (Kurdakul) aklıma gelse -
Paris 'serencam'ımızda, bir başka bin yıllık
dostum Tacettin Karan ile, dilimize pelesenk
ettiğimiz- o mısra, bir hüzün kervanı halinde,
zihnimden geçiyor:
"... gün gibi âyân oldu îçîme/
encâmı fenâdır bu gidişâtın!."
Onun bir şiirinden miydi, yoksa 'fedailer
mangasfnın başka bir şairinin mi, unut-
muşum; unutamadığım, bin yıllık bir dostu-
mun, dönüşü olmayan o yolculuğa hazırlandı-
ğı!. Herdefasındaki telefondaki sesi, kulağım-
da biraz daha kırık, hatta uzak; "-...biliyorsun,
artık göremiyorum; üstelik ilaçlar beni bu-
naltıyor!..."
Eşi az bulunur bir 'fikir ve sanat işçisi' idi; biz
o 'fedailermangası'nm (Dinamo, A. Kadir, Rı-
fat llgaz, Ö. F. Toprak, SuatTaşer, Akıncıoğ-
lu, Cahit Irgat vd.) ikinci kuşağıyız; biz, yâni
kimler: Enver Gökçe, Ahmed Arif, Arif Bari-
kat, Şükran Kurdakul, Berin Taşan, vs. Içi-
mizde, yalnız Şükran ve ben, şiirle yetinmedik;
o, daha o yıllarda, Izmir'in çok da elverişli ol-
mayan koşullarına rağmen, iki dergi çıkarma
teşebbüsüne katılmıştı: 'Adım Adım' ve 'Genç
Nesil' (1947 Sonbaharı). Mektupları beni, o sı-
rada neredeysem (Istanbul, Bahçe, Sındırgı)
orada bulur; dergilere katkım, onunkiler gibi,
şiir olarak görünürdü: '941'de Izmir', 'Cem-
şid Hun'la Hasbıhal', vs. Peki yaonun katkı-
sı? Meselâ Beklenen';
"...tamamiyle gönül verdik macerasına
dünyanın/ Hangi derdin sevincin bizim ol-
du ki/ Vapurlarda trenlerde görmezlikten
geldik yüzünü/ Bir gün olsun içimizi bile kı-
pırdatmadı/Çizgileri çehrenin/ Dünya asır-
lardan beri döndü dolaştı/ Asırlardan beri
anan ağladı senin...?
"...hangi derdin hangi sevincin bizim ol-
du ki/ Güya yirminci asırdadır yaşadığımız
günler/ Dünya dönmekte berdevamdır/
Şimdi bir parçan gece işinde/ Bir parçan
güvertelerinde gemilerin/ Hudutlarımızda
nöbetimizi bekleyen/ Asker tarafın da var-
dır..."
O kalın, o yüreklendirici gülüşüyle...
... sanırım Sındırgı'da, yeşil yansımalı yap-
rakzengini, biryaztatili; hiç beklemediğim bir
mektup: Naci Ağbiy (Sadullah) izmir'de gün-
lük bir gazete çıkarıyormuş; Şükran ona yar-
dımcı oluyor; ne gönderebilirsem, gönderme-
liymişim! 'Havadis', Inönü Cumhuriyeti'nin
'karanlığında', yoksul ama yürekli bir gazete i-
di; Nâzım'ın ancak kısa elyazmalarını görebil-
diğimiz Kurtuluş Destanı'nın, ayrıntılı ilk par-
çalarını orada okumuştuk. Aramızda ne za-
man o bahis açılsa, gözlerindeki pırıltılar hem
yoğunlaşmış, hem çoğalmıştır.
Erzincan dönüşü; terhis olmuş; Istan-
bul'da Yeşilçam 'parantezini' yaşamaktayım;
Şükran, Gümüşsuyu'nda 'Ataç Kitabevi'ni
açmış, her cumartesi beraberiz. Ardı ardına,
adı değişen dergiler çıkarıyor, niyeti yayıncı-
lık; o buluşmamızın nedeni bu, ama neden o
gün Beyoğlu Postahanesi'nde gerçekleş-
mişti, hatırlamıyorum; mevcutyayınevleri, bi-
rikmiş şiirlerimi yayımlamıyorlar; Şükran o
kalın, o yüreklendirici gülüşüyle: "-... gel, or-
tak basalım!" demişti; bunu söylerken bazı
'şûyf dostlarının (bir kısım solcular) ona kı-
zacaklarını bilmiyor muydu; evet bilirdi ama,
aldırmazdı: olay sayılan 'Ben Sana Mecbu-
rum'u, arkasından 'Belâ Çiçeği'ni, en mühi-
mi 'Kurtlar Sofrası'nı o yayımladı; hayli ha-
cimli olduğundan, paramız yetmemişti; ro-
manı bir kerede basamamıştık, ikiye bölün-
müştü; ilk cildini istanbul'da gördüm, ikinci-
sini Paris'e gönderdi; Neuillysur-Seine'de-
ki yalnızlığıma!
Bekllyorum - bekliyorsun - bekliyor...
Şükran (Kurdakul), bir başkalarının yaşan-
tısından da, aklından da çıkabilir; benim, -
yâni 'dava arkadaşı'run- ne yaşantısından çı-
kar, ne de aklından; ama çıksa da üzüntüye
mahal yoktur: o da, başta Nâzım'ın bulundu-
ğu, fedailer mangası' gönüllülerinin, yanına
gitmedi mi? Hepimiz orada buluşmayacak mı-
yız? Şu anda onlara, kim bilir neler anlatıyor-
dur; artık 'Yürüyüş' gibi, 'Pınar' gibi, 'Başak'
gibi, 'Yeryüzü' gibi, 'Beraber' gibi, biri çıkıp
biri batan dergilerin, kaybolduğunu mu;
Post/Modernizm 'hainliğinin', yalnız Top-
lumcu Gerçekçi' sanatçılarımızı değil, 'Eleş-
tirel Gerçekçi' olanları da, unutturmaya çalış-
tığını mı; yoksa.. evet yoksa, Kemalizm/Sos-
yalizm bileşkesinde, yeni bir 'dip dalgası'nın
yükseldiğini mi?
O zaman gel de, 'Beklenen'in son mısrala-
rını hatırlama:
"... Tamamiyle gönül verdik macerasına
dünyanın/ Kalplerimiz ıstırabı peynir ekmek
kabul ediyor/ Harmanlardan tut mağden
ocaklarına kadar bizim/ Memleketim ye-
mekten içmekten kesilmiş/ Bekliyorum -
bekliyorsun - bekliyor..." (Genç Nesil, Ekim
1947, Izmir)
e-mail:tilahanı > isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88
A /? HnvtflVl JfPVtİ
Ba
$bakan Recep Tayyip Erdoğan, Buısada bir
fLU jJUöLUöl tVtdll pastanesahibininyaptırdığı,17Arahk'takiABzir-
vesini konıı alan pastayı kesti. İJzerinde, "17 Aralık" ve "Brüksel Stadyumu", el-
lerinde AB ve Türk bayrağı bulunan taraftaı ların da yer aldığı pastayı inceieyen
Erdoğan, skor tabelasında "Türkiye: 1 - AB: 0" yazılı pastanın hikâyesini de din-
ledi. Erdoğan, pastane sahibinin, pastada "Tiirkiye'nin 90. dakikada AB'v e gol atı-
şını" yansıtmak istediklerini söyleyince, "Tam da öyle oldu" dedi. (Fotoğraf AA)
Erdoğan: Aynı inat ve
kararhlüda devam ediyoruz
BURSA (Cumhuriyet)- Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, AB süreciyle
ilgili tarih alındığında, bazı çevrelerin
karalama kampanyası başlattıklarını
belırterek "Önemli değil, biz yolumu-
za aynı inatla ve aynı kaı arlılıkla de-
vam ediyoruz. Çünkü içine kapalı bir
Türkiye değil, dünyaya açık bir Tür-
kiye'yi kuruyoruz. Ve bu sürat böyle
devam edecek" dedi.
Çeşitli açılışlar ve temel atma tören-
leri için Bursa'ya gelen Başbakan Recep
Tayip Erdoğan, Bursa 1 icaret ve Sanayi
Odası tarafından yaptırılan Eğitim ve S-
por Vadısi'nin temel atma töreninde yap-
tığı konuşmada, Cumhuriyet tarihinde
ilk kez kendi dönemlerınde Milli Eğitim
Bakanlığı'nın bütçeden en fazla payı al-
dığını savundu. Türkiye'nin bugün dün-
den daha güçlü olduğunu, yarın daha da
güçlü olacağını belirten Başbakan Er-
doğan, şöyle dedi: "AB süreciyle ilgili
tarih aldığımızda, bazıları karalama
kampanyası başlattılar. Önemli değil,
biz yolumuza aynı inatla, aynı kaı ar-
lılıkla devam ediyoruz. Çünkü içine
kapalı bir Türkiye değil, dünyaya açık
bir Türkiye'yi kuruyoruz. Ve bu sürat
böyle de devam edecek."
İşçilere gözaltı
Bu arada AKP'li Bursa Büyükşehir
Belediyesi tarafından işten çıkarılan 17
Bursaray çalışanı, dertlerinı Erdoğan'a
anlatmak ıçın geldıklerı Yüksek Ihtisas
Bat-Çık Kavşağı temel atma töreninde
topluca gözaltına alındılar. tşçiler, töre-
nin bıtmesinin ardından sahverildıler.
Törene katıl talimatı
Erdoğan'ın katıldığı törenlere, yüzler-
ce öğrencı ve öğretmen tl Milli Eğitim
Müdürlüğü'nün yazılı talimatıyla getiril-
diler. Saatlerce soğukta bekletilen öğren-
cıler, Başbakan Erdoğan'ın, "Sözümü-
zü kısa keselim. Yavrularımızı üşüt-
tük. Hemen temel atma törenine geçe-
lim" sözlerine toplu halde "evet" yanı-
tını verdiler ve kısa süreli alkışla sorun-
lannı dile getirdiler. Eğitim-Sen Bursa
Şubesi Başkanı Sayim Gültekin, öğren-
ci ve öğretmenlerin Başbakan'ın temel
atma törenlerine katılmaya zorlanması-
nı eleştirdı ve "Bu dıııunı, devlet ku-
rumlarını bir siyasi partinin arka bah-
çesi yapma girişimidir" dedi.
Tanıtım kitabında Atatürk yok
Bursa II Milli Eğitim Müdürlüğü Eği-
time Yüzde 100 Destek Projc ll Koordi-
natörlüğü tarafından bastınlan Bursa Ti-
caret ve Sanayi Odası Eğitim ve Spor Va-
disi Projesi tanıtım kitabında Atatürk'ten
hiç söz edilmetnesi dikkat çekti. Bursa
ll Milli Eğitim Müdürü Reşat Kumba-
sar, Cumhuriyet'in sonıları üzerine, ön-
ce kitabın kendileri tarafından bastırıl-
madığını öne sürdü. Ancak yardımcıla-
nnın, "Biz bastık" uyarısı üzerine de
"Bu kitaplar yere atılacak!. O neden-
le Atatürk'ün fotoğrafı ve sözleri ko-
nulmadı" açıklamasını yaptı.
Gok gumltulu
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Bunlar bir bütün, öyle şey mi olur, demeyin...
önce kısaca tarihsel anımsatma...
Başbakan Erdoğan, partisınin iktidara geldiği,
kendisinin durumunun netleşmediği günlerde ya-
kın çevresiyle şunu paylaştı:
"Ben Kıbrıs olayına Denktaş's/z ve bugüne ka-
dar izlenen politikanın dışında yaklaşacağım..."
Bu yaklaşım, zamanla dışa dönük demeçlerle
açık hale geldi. İki yılı aşan zaman dilimi içinde sık
sık hükümetin başka, Dışişleri'nin başka telden
çaldığını görüyoruz. AKP'ci medya bu tür çelişki-
leri görmezden geldiği için birbirine zıt açıklama-
lar öne çıkmıyor.
16 Nisan 2003'te Dışişleri Bakanı hükümet adı-
na Atina'ya gitti. 10 aday ülkenin AB ile katılım an-
laşmasını imzalama törenine katıldı. Bu ülkeler
arasında kendisıne Kıbrıs Cumhuriyeti diyen, Kıb-
rıs Rum Yönetimi de vardı. Imzadan hemen son-
ra Dışişleri bir açıklama yapıp bu imzayı tanıma-
dığını bildirdi.
1 Mayıs 2004'te "Kıbrıs Cumhuriyeti" de AB'ye
tam üye oldu. Erdoğan, sorular üzerine, "Rum'u
tanımıyorum deseniz ne olacak? Dünya gerçekle-
riyle ters düşmeyı düşünmüyoruz" dedi. Hemen
ardından Dışişleri bir açıklamayla adada iki otori-
te bulunduğunu, Rumların tek başına adayı tem-
sil edemeyeceğini bildirdi.
Anlaşılan Erdoğan, dünya gerçekleriyle ters
düşmeyi düşünmüyordu ama, Türkiye gerçekle-
riyle ters düşmeyi düşünebiliyordu.
İki resmi belge
6 Ekim 2004'te açıklanan AB llerleme Raporu
ve devamındaki 17 Aralık zirvesinde de benzer iki-
liği yaşadık. Hükümet 6 Ekim'i "kabul edilebilir"
bulduğunu açıkladı. Başarı duyuruları yapıldı. Bu
işin bittiği, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin önün-
de bir pürüzün kalmadığı ilan edildi. Bunun deva-
mında 29 Ekim'de de, Roma'da AB Anayasası
tam üye 25 ülke liderinin ve Erdoğan-Gül ikilisi-
nin katılımıyla imzalandı.
"Kıbrıs Cumhuriyeti" de kendini kabul ettirdiği
adıyla imzayı koydu. Hemen ardından Dışişleri
AB'ye bir "ek mektup" verip bu durumun Kıbrıs
Rum Yönetimi'ni tanıma anlamına gelmediğini be-
lirtti.
Bütün bunların yanında, 17 Aralık'a giden yol-
da iki ciddi belgeyi daha yukarıda anlattıklarımızı
bütünlemesi açısından paylaşalım.
2 Ekim 2004'te, yani ilerleme raporunun açık-
lanmasından 4 gün önce, hükümet Türkiye ile AB
arasındaki gümrük birliği uygulamasına ilişkin de-
ğişiklik yayımladı. 25601 No'lu Resmi Gazete'nin
11 sayfasındaki değişiklik sadece ülkeler listesi-
ni içeriyordu. Listenin dibinde şu ülke yazılıydı:
Kıbrıs!
İkinci belgeye geçelim. Istanbul'dan Karade-
niz'e, Doğu Anadolu'dan Uludağ'a kadar 12 ihra-
catçı birliğine gönderilen 19 Kasım 2004 tarihli du-
yuruda da Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlı-
ğı'nın bir uyarısı yer alıyor ve şöyle deniyor:
"600 kod numarasıyla tanımlanan Kıbrıs Rum
Kesimi adlı ülkenin açıklamasının Kıbrıs olarak de-
ğiştirilerek açık konuma getirilmesi gerektiği ge-
nel sekreterliğimize bildirilmiştir..."
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, AKP Kıbrıs ko-
nusunda AB'ye gerekli sözleri verdi. Zaten Rum
yönetimi ve Yunanistan'ın havası da bunu doğru-
luyor. Türkiye, o tarafa baskı beklerken, arkadaş-
lar sıkışan tarafın Türkiye olduğunu sürekli yineli-
yorlar. Son olarak Yunanistan da Kıbrıs'tan son-
ra sıranın Ege'deki hava ve karasuları sorunları-
na geleceğini açıkça söyledi.
Rumları ve Yunanistan'ı ulusal çıkarlarını hep
önde tuttukları için kutlamak gerek...
AKP hükümetıninse 2005'teki Kıbrıs politika-
sında bir değişiklik görünmüyor:
Hiç so-rumsuzluk yapmayacak...
Hep so-rumlu bir politika izleyecek!
ankcum ' cumhuriyet.com.tr
Muayene, Teşhis, Tedavi
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Internet: http://www.tkv.org.tr
e-mail: gen.sekreterfatkv.org.tr
koordinator(ffitkv.org.tr