25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18OCAK2005SALI 4- CUMHURİYET SAYFA JV U LJ J. U M\ kulturCa cumhuriyet.com.tr 15 Hollywood dışmdaki sinemacılar, filmlerinde insanı, insanın gerçek sorunlarım anlatmayı amaçlıyorlar Amerika'da bağımsızlar da var \ ASLI SELÇUK Dünya iletişim ağının yüzde 97'sini elinde tu- tan ABD'deki sinema sektörü son yıllarda ye- ni açılımlar, eğilimler içermekte. Büyük stüd- yolara tecimsel filmler üretenlerin yanı sıra dikkat çeken bır Amcri- kaıı Bağımsız ve Yeral- tı Sineması'nın da varlı- ğı söz konusu. Ötekile- re oranla sayıları az da olsa bu açıhmları seçen- lerin özgün, yaratıcı ya- pımları dünya sinema- sında yerlerini aldı, al- mayı da sürdürüyor. Amerıkan bağımsızla- rından, yeraltı sinema- sından 4 önemli sinema adamı Alexander Pay- nc, Todd Solondz, Todd Verow ve Kent Jones, Hollyvvood'daki tecimsel stüdyoların gi- derek küçük bütçeli ba- ğımsız girişimleri de desteklediğini açıklı- yorlar. Başrolde Jack Nic- holson'ın oynadığı "Schmidt Hakkında" (2002) adlı çalışması ül- kemizde de gösterilen Payne, Hollyvvood'un dünyadaki bu egemen- liğinden asla hoşlanma- dığını, Avrupa filmleri- nin insana yaklaşımın- daki insanı vurgulama başarısı- nın Amerikan gışe sinemasında eksik olduğunu, günümüzde Amerikan kültürünün de ne yazık ki holdinglerin sultası altına gir- diğinı belirtıyor. Büyük yapımcı- ların 1960'lar ve 70 lerdeki gibi bağımsız çalışmalara daha hoş- görülü bakmalarının olumlu ya- nını vurgulayan Payne: "Film çeknıek tam bir paralı asker ol- maya benzer. Her yerden para bulmak zorundasınızdır" diyor. Hollyvvood'daki işadamlarınınsa salt kârla ilgilendıklerını belirte- rek 'Kültürümüz giderek kü- çümseniyor, iyi bir film bile an- cak giilünç bir tanıtım, tanta- nalı bir dağıtım sonucunda iz- ienebiliyor. Mc Donald nasıl hamburger satıyorsa onlar da öyle film pazarlayıp satıyorlar' diyen yönetmen farklı bir ko- numda. Çünkü kürtajı ele aldığı merikan Bağımsız ve Yeraltı Sineması içindeyer alan yönetmenlerin özgün, yaratıcı yapımlan dünya sinemasında yerlerini aldı, almayı da sürdürüyor. Amerikan bağımsızlarından 4 önemli sinema adamı - Alexander Payne (Schmidt Hakkında, üstte), Todd Solondz, Todd Verow (Anonymous, solda) ve Kent Jones Hollywood 'daki tecimsel stüdyoların giderek küçük bütçeli bağımsız girişimleri de desteklediğini; bağımsız yapımların özellikle dvd dağıtımı yoluyla sağlanacak gelirle yaşatılabileceğini vurguluyorlar. ılk çalışması "Yurttaş Ruth"u (1996) büyük stüdyolara çekmış bir sinemacı. Bağımsız sinema gellslyor Hollywood'dakilerin aptal oldu- ğunu, oradaki para adamlarının bi- let mi, yiyecek mi sattıklarının ay- rımında olmadıklarını vurgulayan Film Comment dergisinin yazarı, sinema eleştirmeni Kent Jones: "Az da olsa sistemin içinde sisteme karşı duran yönetnıenler de var. Clint Eastwood'la Robert Redford bu konuda tek başlanna savaşıyor- lar. Terrence Malick'in filmlerine para yatıranlar da var. Giderek bu çalışmalar bağımsız bir tür oluştur- maya da başladı, tıpkı Jim Jarmusch gibi" diyerek bağımsız olmanın önemini vurguluyor. Kendini bir bağımsız olarak değil, bir yeraltı sınemacısı olarak tanım- layan Todd Verow, karakterlerinin Anonymous üzüntülerini yansıtmayı yeğlediği- ni, üzüntüden mutluluğa geçışın dramatik etkisinın çok güçlü oldu- ğunu belirtiyor. Bir erkeğin cinsel yaşamını anlattığı son fılmı "Anonymous"un (2003) kesınlıkle bir porno olmadığını, yalnız gerçek- leri gösterdiğini, gerçek yaşamınsa çoğunluk filmlerden daha sarsıcı olabildiğıni söylüyor. "Ben ahşıl- mış sinema ölçülerinin dışında ça- lışıyorum. Kendı ekibimi kurdum, her türlü teknık malzememı sağla- dım. Konularımı doğaçlama olarak videoya çekiyorum. Filmlerimi ço- ğaltıp şehir şehır, kasaba kasaba do- laşarak satıyorum" diyen Verow, büyük stüdyolan yönetenlerin be- yinlerinin nasıl çalıştığını hiç anla- madığını, onların da doğallıkla ken- disinı anlayamayacaklarını, Holly- wood'daki aptal sürüleriyle işinin olmadığını belirtıyor. George W. Bush'un seçım zaferini(!) ise şöy- le tanımlıyor: "Bu zafer erkeksi ve seksi bir kuşağın zaferi değil, çün- kü Bush bir amigo, Cheney'se bir futbolcu. Bilindiği gibi bu seçim- de de elektronik olanakları kulla- narak sonuçları saptırdılar. Çok öfkeliyim. Birleşik Devletler'de biliniz ki artık demokrasi diye birşey yok, bu korkunç bir du- rum. Bugünlerde Amerikalı ol- nıaksa çok zor". Verow, işadamla- rının izleyiciyi sinema salonlarına çekmeyi amaçlamadıklarını, onlar için filmin kalitesinden çok filmin, yani ürünün pazar ıçındeki konu- munun, hangi sırada durduğunun önemli olduğunu aynca vurguluyor. Duyguları yansıtmak önemli Başrolde on değişik kızın oynadı- ğı "Palindromes"un (2004) yönet- meni bağımsız sinemacı Todd So- londz, kürtajı anlatan çahşmasının ra- dikal bir film olduğunu açıklıyor. Kürtajla çocuğunu aldırmaya karar veren kadınlann birer kahraman ol- duklannı da belirten Solondz: "Bu beninı bugüne dek çektiğim en do- kunaklı komedi. Tiinı insanlarda bu durumlarda varolan duygusal etkileri yansıtmak istedim" dıyor. Amenkan toplumunda şu günlerde bile tabu olan eşcınsellık, ensest, cin- siyet değiştirme, kürtaj, ırkçılık gibi konuları işleyen T.Verow'la I. So- londz, Amenkan Bağımsız ve Yeral- tı Sineması' nın en önemli adların- dan. K. Jones Hollyvvood'daki anla- yışın tüm ürünlerin pazarlanabilir ol- masına dayandığını, şirketlerin ege- menliğindeki bu sektörde görüntule- rin de sıradanlaşıp tecimselleştiğinı belirtiyor: "David Gordon Green, Pa- ul Schiader gıbilerse özgün, sanatsal çalışmalar yapmayı sürdürüyorlar. Schrader çok melodramatikbır 'Şey- tan 3' çektı. Hiç kanlı olmayan, ala- bildığınce sanatsal olan yapımı stüd- yolar hiç beğenmedi. Sonunda filmi Renny Harlin'e yenıden yaptırdılar". P. Schrader'ın kansız Şeytan'ının DVD kopyasını merakla bekliyoruz. Verow'sa DVD dağıtımıyla bağımsız yapımların desteklenerek yaşatılabi- leceğinın altını çiziyor. Yazarlarımızm, sanatçılarımızm değerini bilmek, adlarmı yaşatmak bir görevdir Rıfat Hgaz E\i ve Kültür Bakanhğı H. HÜSEYİN YALVAÇ "Bir şey olmak isteyenler ve bir şey yap- mak isteyenler" in çok net şekilde ayrıldığı insanlık tarihinde, insanın ve dünyanın gele- ceğıne her zaman, "bir şey yapnıak isteyen- ler" olumlu yönde katkıda bulunmuştur. Çünkü bu insanlar "ben"ini kırmış "biz'Meş- mişlerdir. Sınıflar arası mücadelenin varlığı da, burada kendini göstermiş, ezenler her za- man "biz'Meşenlere baskı uygulamıştır. Rıfat llgaz, 82 yıllık yaşamında hep "biz"ı aramış, "biz" olmuş ve "biz'Merı çoğaltma- nın kavgasını vermiştır. Şiir, roman, öykü, deneme, çocukkitapları, anı dallarında 50'ye yakın ürün veren Rıfat llgaz, tüm çalışmala- rında "bir şey yapmayı" düşünerek hareket etmiştir. Sınıfsal mücadelede taraf oluşu acı- ları da birlıkte getirmiş, hapislik, sürgünlük, meslekten atılma ve hastahklar yaşamının is- keletinı oluşturmuştur. Yakınmamış, halkına inanmaktan, ülkesi- ni sevmekten başka bir değere, bireysel çıka- rı nedeniyle yönelmemiştir. Kimı insanların doğum ve ölüm tarihleri arasındaki çizgi bu nedenle her zaman onurludur ve öyle kala- caktır. Bu gücü kendilerınde bulamayanların f iyatı da satın alanlar tarafından belırlenmek- tedır. Onların maliyet hesabı bile yapılamaz. Yıkılmak üzere bir tarlh Ayhan, okumayı, ülkesini tanımayı seven sıradan bir vatandaş, arkadaşım benim. Bu yıl Karadenız Bölgesi 'ne yaptığı yolculuktan son- ra dertleşirken; "Abi, Cide'ye uğradığımda Rıfat Ilgaz'ın doğup büyüdüğü evi gördüm. Şok oldunı dersem, inan. O koskoca yaza- rın evi harabe olmuş. Nasıl bir ilgisizlik bu?" diye söz edince, doğrusu ben şaşırma- dım. Çünkü Rıfat llgaz'ı hem yakından tanı- yordum, hem de yaşamını detayh biliyordum. Onca bedel ödettikleri yazarımıza karşı kinle- ri soğumuş muydu kı evine sahip çıksınlar? Bu • Ülkemizin kültür elçileri olan sanatçılar, yurtdışında ülkemiz adına çok çok büyük başanlara imza atmışlardır. Nâzım Hikmet, Aziz Nesin, Turhan Selçuk, Fazıl Say, Yaşar Kemal, İdil Biret, Suna Kan, Semiha Berksoy, sinema sanatçılarımız ve daha niceleri ülkemizin bilinmesi, tanınması konusımda parayla ölçülemeyecek katkılar sunmamışlar mıdır? tür olaylara o kadar çok ahştırılmışız kı, hatta yaşamışız ki, yadırgatmıyorbızi. Aslında yan- lışa alıştırılmaktan başka bir şey değil. Dünya edebiyatında anıları, okuduğunuzda ya da o yazarlar, şairler hakkında araştırma yaptığınızda, ülkelerinde, devletın hiç de sıya- sal davranmadığını (bellı bir aşamadan sonra), o insanların değerini bildiklerini görüyorsu- nuz. Bu değer bilme, evlerini müze halıne ge- tirmeyı bırakın, oturdukları pastaneleri, kah- vehaneleri tespit ederek, çay içıp söyleştikleri masaya adlan yazılı plaket çakmaya kadar uza- nıyor. Oysa ülkemizde hep kişiler, vakıflar bu işlen yürütmeye çalışıyor. Iktidarlar siyaseti o kadar basıt noktaya taşıyorlar ki, bir beledıye- nin bır caddeye ya da sokağa verdiğı adı, baş- ka bır siyasi görüşün belediyesi işbaşına geç- tiğinde kaldırabıliyor. Sanat sıyasetin dışında değil elbet ama bır de sanat diye bir umman var ortada. Küçük düşüncelerin, kültür biriki- minı bu şekilde yok etmesi ınsanlığa ve insa- na yapabıleceği en büyük düşmanlık gibi ge- lıyor bana. Bu nedenle Kültür Bakanhğı bu konularda daha cıddi davranarak tüm halkın bakanhğı ol- duğunu ve sanatçısını ayrım yapmadan sahip- lenmek zorunluluğunu kavramalı ve içselleş- tırmelidir. Cıde'dekı, Rıfat Ilgaz'ın doğup bü- yüdüğü ev bu bakımdan bir an önce restore edilmeli, halkın hizmetine açılmalıdır. O in- sanlara borçlu olduğumuz hiç unutulmamalı- dır. Hele de iktidarlarca. Kültür Bakanhğı na düsen Ülkemizin kültür elçileri olan sanatçılar, yurt- dışında ülkemiz adına çok çok büyük başanla- ra imza atmışlardır. Nâzım Hikmet, Aziz Ne- sin, Turhan Selçuk, Fazıl Say, Yaşar Kemal, İdil Biret, Suna Kan, Semiha Berksoy, sine- ma sanatçılanmız ve daha niceleri ülkemizin bi- linmesi, tanınması konusunda parayla ölçüle- meyecek katkılar sunmamışlar mıdır? Kültür Bakanhğı danışmanlarıyla gerekli tespıtlerı ya- çarak örneğin Cide'de Rıfat llgaz, Çıldır'da Âşık Şenlik, Bayburt'ta Zihni ıçin; Ziya Gö- kalp, Cahit Sıtkı Tarancı için Diyarbakır'da, Ahmet Muhip Dıranas için Sinop'ta, Enver Gökçe için Kemaliye'de kalıcı eserlere imza atabilir. Bu konuda Türkiye Yazarlar Sendıka- sı, Edebiyatçılar Derneği, Yazarlar Bırlıği ge- reken desteği verir, bilgi alınmak ıstenirse. Kimi güleceğim geliyor. Kusura bakma sev- gili Rıfat Abi, harabeye dönmüş olsa da evini- zin yen belli hiç olmazsa. Ya yitip giden, izı kal- mayan nıce değer? Evet, Kültür Bakanhğı ge- rekli ilişkileri kurarak Cide'denbu ışe başlama- lı bence. Rıfat llgazlar hep öncü olmuştur, bu konuda da öncü olsun. Restore edılıp hizmete açılacak Rıfat llgaz Evi, hem Kültür Bakanhğı'na, hem de halkımı- za onur verecektir Bafta adayları açıklandı • LONDRA (BBC) - 12 Şubat'ta törenle sahiplerine sunulacak olan Bafta Ödülleri'nin adayları açıklandı. Kate Winslet, iki ayrı filmdekı rolleriyle (Fındıng Neverland/Eternal Sunshine of the Spotless Mind) "En tyi Kadın Oyuncu" dalında aday gösterildi. Winslet, bu ödül için tngiliz oyuncu Imelda Staunton'la (Vera Drake) yarışacak. Bu film, yedi dalda aday. En fazla dalda aday gösterilen yapım ıse 14 ödül ıçin güçlü adaylar arasında gösterilen 'The Avıator'. Gönüller'in 'Kabuk' başlıklı sergisi • Kültür Servisi - 'Kabuk' başlıklı yapıtlarıyla Erşans Gönüller'in ve Mehmet Özen'in resim sergileri, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Tünel Sanat Galerisi'nde, 28 Ocak Cuma'ya kadar Pazar-Pazartesi günleri dışında 10. 00 - 19.00 arasında görülebilecek. 1940 Trabzon doğumlu olan Gönüller, 1965'te Gazi Eğıtim Enstitüsü Resim-lş Bölümü'nü bıtirerek 30 yıl çeşıtlı öğretim kurumlarında resim öğretmenliği yapmış. 1994'te lisans tamamlamış, Güzel Sanatlar Lisesi'nde 5 yıl görev yaptıktan sonra 1996 Ocak'ta emekli olmuş. Halen Bornova'daki atölyesinde resim yapmakta olan sanatçı, bugüne değin 14 kişisel sergi açmış ve ödüller de kazanmış. 1971'te Istanbul'da doğan Özen ıse, 1996'da Marmara Ünıversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesı, Resim Bölümü'nü bitirmiş, halen İstanbul'da kurduğu iki atölyede çalışmalarını sürdürmekte ve ders vermekte. Bugüne kadar çeşıtlı karma sergilere katılan ve 8 kişisel sergi açan Özen, çeşitli yanşmalarda ödül de kazanmış. (0 212 251 42 48) Orphaned Land Türkîye'de • Kültür Servisi - Doğu-Batı sentezi örnekler arasında son yıllann adını duyuran topluluklarından Orphaned Land, "Flooding the Balkan Minı Tour" turnesi kapsamında ülkemizde de konser verecek. Topluluk, 29 Ocak'ta Istanbul Kazablanka Konser Salonu'nda sahneye çıkacak. Oryantal melodilerle rock/metal müzığı buluşturan topluluk, 2004 yılında çıkardıkları 'Mabool' albümüyle büyük ılgı gördü. Albümde gıtar, bas ve davul yanında saz, ut, buzukı gıbı geleneksel çalgılarla ile piyano, keman, çello gibi klasik çalgılan bir arada kullanan grup, bu albümlerinde "Nuh Tufanı"nı anlatıyor. (0 216 348 24 08) Siemens'te lele-Kent' sergisi • Kültür Servisi - Güncel ve sanatsal araştırmalar merkezı Siemens Sanat, 2005 yılı etkinliklerıne 'tele-Kent' sergisiyle başhyor. Yaşamdaki günlük karmaşaların kent kavramıyla anlatıldığı sergide, kalabahk, karmaşıklık, yön ve yer duygusunun yitimi, hız, yasaklar ve gizli güzelhkler ışleniyor. Küratörlüğünü Başak Şenova ve Marcus Graf'ın üstlendiğı sergi, aynı zamanda, dıjıtal kültür içinde etkınlikte bulunan her alandan kişilerin gerek yerel, gerekse de uluslararası platformda bir şebeke kurabilmesini, dijital kültür içındeki durumları ve konumlanmalan incelemeyi, yansıtmayı ve tartışmayı amaçlayan NOMAD'ın NOMAD- TVNETWORK tasarısının ilk safhası olan ' 01 'ın başlangıcını oluşturuyor. Gonzalo Gavira öldii • LONDRA (BBC) - 'The Exorcist' ve 'Towering Inferno'nun ses efektlerini hazırlayanlardan olan Gonzalo Gavira, Mexico Çity'de 79 yaşında öldü. Gavira ve arkadaşları, 'The Exorcıst' için yaptıkları çalışmayla 'En tyi Ses' Oscarını almışlardı. BUCÜN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da Hasan Esen yönetimınde 'Zeki Müren Şarkıları' konseri. (0 212 251 56 00} • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Ustaya Saygı Gitar Konseri'. (0212 292 06 55) • CHEZ SAKMAN'da saat 10.00'da Gökhan&Burhan Şeşen - Tevfik Tufan konseri. (0 212 227 11 67) • BABYLON'da saat 21.30'da Ercüment Vural&Önder Foçan Project konseri. (0 212 292 73 68) • JAZZ CAFE'de saat 22.00'de "Baki Duyarlar Trio Plays Michel Legranol Songs" konseri. (0 212 245 05 1,6) *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle