22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Suç işleme oranına göre İstanbul, Antalya, Gaziantep ve Mersin en güvenilmez iller oldu Korku tünelindekikentlerHaber Merkezi - Ölüm, gasp, hırsızlık, oto hırsızlığı, yarala- ma... Büyükkentlerin hiç ek- silmeyen, tersine tırmanan asayiş sorunları, hangi bü- yük kent daha güvenli soru- sunu da gündeme taşıdı. Araştırmacı- yazar Mustafa Sönmez tarafından, nüfusu 1 milyonu aşan 20 büyük kentin suç verilerinden hareket ederek hazırlanan "Büyük Kentler ve Güvenlik" başlıkJı araştır- ma en güvenli ve en güvensiz büyük kent sıralamasını ortaya koydu. 2003 tahmini büyük kent nüfuslan ve o kentteki suç verileri kullanılarak ve nüfusa diişen olay sayısı dikkate alınarak yapılan araştırmaya göre, 20 büyük kent içinde Istanbul, Antalya, Gaziantep ve Mersin en güvensiz bü- yük kentler olarak ortaya çıkarken Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ile Konya en güvenli ve huzurlu büyük kentler olarak sıralandılar. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün is- tatistiklerinden yararlanılarak hazırla- nan araştırmaya göre, Türkiye'de terör • Mustafa Sönmez'in nüfusu 1 milyonu aşan 20 büyük kentte yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de işlenen suçların yüzde 30'u îstanbul'da meydana geliyor. Gasp suçlarında Antalya birinci durumda bulunuyor. En fazla yaralama Ankara'da olurken Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Konya en güvenli kentler. ve diğer asayiş vakalan İstanbul 'da yo- ğunlaşıyor. İstanbul 11 milyonayakın nüfusuyla ülke nüfusunda yüzde 15 paya sahip olmasına karşılık, öldür- me, oto hırsızlığı, yaralama, gasp, hır- sızlık, kaçırma olaylannda yüzde 30'la- ra varan pay sahibi. Caspta Antalya blrlncl Araştırmanın en dikkat çekici bul- gularınadan biri de cana kasıtta İstan- bul öne çıkarken malın gasp edılme- sinde Antalya'nın birinci büyük kent olması.Sönmez'incalışmasındanüfus başına düşen hırsızlıkta da Antalya 20 büyük kent arasında ilk sırada ycr alı- yor. Verilere göre, Antalya'da yaşayan her bin kişiden 5'i hırsızlık gibi bir olay ile yüz yüze gelebiliyor. Araştır- ma sonuçlarına göre, oto hırsızlığında İstanbul, açık ara birinciliğini ilan edi- yor. Araştırmaya göre, 2003 'te 17 bi- ne yakın oto hırsızlığı suçunun işlen- diği tstanbul'da her 100 bin kişiye 16 oto hırsızlığı suçu düşüyor. Araştırmada ortaya çıkan bır diğer ilgınç sonuç ise yaralama vakalarında Ankara'nın ilk sırayı alması. Ankara'da 2003'te 6 bin 114 yara- lama olayı yaşanmış. En az yaralama vakaları Manisa, Hatay ve Şanlıurfa'da görülmüş. Yirmi büyük kentin asayişi ile ilgi- li araştırmanın sonuçlarına göre, İs- tanbul, nüfustaki yüzde 15'Iik payına göre suçluluğun yüksek olduğu bir metropol. Sönmez, suç ışlemede Is- tanbul'u Antalya'nın izlemesinin olduk- ça önemli bir olgu olduğunu belırte- rek "Antalya'nın hızla İstanbullaşmak- ta olduğunu söylemekabartı değiL Özel- likle mala dönük suçlarda Antalya'da hızlıbir brmanış olduğu gözlemlenebi- liyor" dedi. İşsizlik ve gelir uçurumu Araştırmasında "Türkiye nüfusu- nun yüzde 15'ine karşılık gelen 11 mil- yoııluk İstanbuTda dehşetli bir gelir uçurumu ve işsiziik kol geziyor" ifade- lerini kullanan Sönmez, Îstanbul'da günde 1 doların altında bir gelirle ya- şayan üç milyon insan olduğuna dik- kat çekti. Araştırmaya göre, Istanbul'un işsizliği yüzde 20'yi aşmış durumda. Kriz öncesi, 2000'de 210 bin olan açık işsiz sayısı 2001 'de 331 bıne, 2002'de ıse483 bıneçıktı. Sönmez, bu sonuçları "Bu, her 5 ki- şiden birinin işsiz olduğu büyük bir metropol demek" şeklinde yorumladı. Araştımıada çeşitli nedenlerle Istan- bul'a gelen yabancılann suçun artı- şında önemli bir etkiye sahip olduğu da vurgulanıyor. Diğer kentler Araştırmacı Mustafa Sönmez, diğer büyük kentlerin durumunu ıse şöyle özetliyor: "Asayiş yönünden Gazian- tep ve Mersin, yeterince güvenli olma- yan büyük kentler arasında öne çıkan iki büyük kentimiz. Ankara ve İznıiı; güvensizlik liginin beşinci ve altmcı met- ropolleri. Onları Adana izliyor. En gü- venli kentlerin ilk sırasını alan Trabzon, asayiş cenneti. Yirmi büyük kent ara- sında en az öldürme, en az hıısı/lık Trabzon'da. Şanlıurfa da en az hırsız- lık ve oto hırsızlığı görülen oldukça gü- venli büvük kentlerden biri." Otelîn LPG tankı patladı: 26 yaralı • ANTALYA (AA)- Antalya'nın Manavgat ilçesi Sorgun mevkiinde, kış sezonu ncdeniyle tadilatta bulunan Club Voyage Otel'de, LPG tankının değişimi sırasında gaz sıkışmasından patlama meydana geldi. Patlama sonrası oteldc yangın çıkarken otelin yemekhane duvan yıkıldı. Yangın itfaiye tarafından söndürülürken olayda yaralanan 26 kişi çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Sabancı Holding CEO'su soyuldu • İstanbul Haber Servisi - Sabancı Holding CEO'su Celal Metin'in Üsküdar'daki villasından 2 tablo ile bazı gümüş eşyalar vc 1 bilgisayar çalındı. Havuzbaşı Mahallesi'ndeki villaya pazartesi gecesi dış kapıyı kırdıklan sonra zemiıı kattaki pencereden giren hırsız, 2 tablo, gümüş yemişlik, gümüş gaz lambası, gümüş sigara kutusu, 1 antika tespih ve 1 dizüstü bilgisayan çaldı. Yetkililer, elde edilen parmak izlerinden zanlının kimliğinüı belirlendiğini kaydeltiler. Çiller'in yalısına hınsız girdi • İstanbul Haber Servisi - Eski Başbakan Tansu Çiller ve ailesinin oturduğu Yeniköy'deki yalıya önceki gece giren lıırsızlann, yüklü miktarda ziynet eşyası ve bir miktar döviz çaldıkları belirlendi. Polis ekipleri, parmak izlerinden yola çıkarak lıırsızlann yakalanması için soruşturma başlattı. Olay sırasında Uludağ'da tatil yaptığı öğrenilen Tansu Çiller, haberi alınca eşi Özer Çiller ile birlikte Istanbul'a döndii. Gazeteciye saldırı • ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Çalışan Gazeteciler Günü'nün kutlandığı lOOcak'ta Zonguldak'ta, yerel yayın yapan Zirve gazetesinin bürosu basıldı, Genel Yayın Yönetmeni Ömer Taşlı, 3 kişi tarafından yumruklarla darp edildi. Taşlı'nın kafatasında çatlak olduğu belirlendi. Taşlı'nın verdiği ifade doğrultusunda llyas Eyioğlu, Mustafa Salih ve Murat Sevimli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar sorgulannın ardından serbest bırakıldı. Sosyologlara göre şiddetin arkasında gelir adaletsizliği ve göçün yarattığı sorunlar var Ehslaıııa suça itiyor• Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Ergur, istihdamı arttırıcı önlemlerle desteklenmeyen af yasalarının suç oranını arttırdığını söyledi. İstanbul Haber Servisi - Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Ergur, şiddetin engellenmesi için kararlı devlet politikalarının benimsenmesıni, ceza hukuku teknığı kadar sosyolojiye de bu nedenle gereksinim bulunduğunu vurguladı. Trabzon'da Prof. Dr. Sadettin Güner ve oğlunun öldürülmesi, Sanyer'de Çınar ailesinden 7 kişinin katledilmesi, Silivri'de Ukrayna uyruklu Tatyana L.'nin bebeğinin fuhuş çetesı tarafından öldürülmesi, Okmeydanı SSK Hastanesi'nde görevli hemşire N.T.'ye tecavüz edilmesiyle büyük kentlerdeki "güvenlik" sorunu ve "suç ve nedenleri" Türkiye'nin tartışma gündemine oturdu. Doç. Dr. Ali Ergur, son birkaç yıldan bu yana kentsel şiddet doz ve biçimlerinde bir artış olduğu gözlendiğini, ancak bu olgunun gerçek boyutları hakkında yapılmış kapsamlı bir araşürmanın varlığından bahsetmenin güç olduğunu belirtti. Ergur şu görüşlere yer verdi: "Şiddetin tırmanışında hirlakını özel, konjonktürel nedenler olabilir. Hukuksuzluğun meşruiyetinden kolluk kuvvetlerinin görevlerini ifa etmelerindeki motivasyon düşüklüğüne dek yayılan geniş bir yelpazede tezahür etmektedir. Ancak bu özel ve konjonktürel nedenlerin dışında, daha sosyolojik bir düzlemdc yapılacak bir çözümleme, bizc Türkiye'nin kırdan kente göç ve kentüleşmc süreçlerini henüz tamamlamadığını, yaşanan sorunların bu dönüşümün bir belirtisi olduğunu gösterir." Geleneksel tanmın çözülüşüyle geniş kırsal kökenli kitlelerin kıt kaynaklı büyük kentlere akmasına neden olduğuna dikkat çeken Ergur, şöyle devanı etti: "Gelir adaletsizliğini ve panltıh yaşam biçimlerini sürekli olarak gözler oniinc seren kiüe iletişim araçlarının tahrik eltiği daha iyi yaşam' arzuları, her loplumsal katmanda huzursuzluklara, yer yer trajik öykülere dönüşmekte ise de asıl yıkıcı etkisini, kentin nıarjına itilmis, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kitleleri hızla suça teşvik ederek gerçekleştirmektedir. Ayrıca göç, aile bütünlüğünü, yine çoğunlukla ekonomik temelli nedenlere bağlı olarak parçalamakta, bundan en kötü şckilde etkilenenler çocuklar olmaktadır; 'sokak çocukları' olgusu, çoğunlukla böyle bir sürecin ürünüdür. Gündemimize gelen şiddet olayları bu sancının ifadesidirler." Siddette basının rolü Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Belkıs Cümbetoğlu da toplumda hangi insanlara daha çok yaşam hakkı verildiğini sorgulamamız gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Açıktır ki kinıi iıısanlar toplumda daha çok, kimilcri daha az yaşam hakkına sahip. Yazılı ve görsel basında şiddetin etkisini görmekteyiz. Biz izleyenler olarak da bu şiddete maruz kahyoruz. Şiddet konusunu ele alırken tüm boyutlarını düşünmemiz gerekiyor; ruhsal analiz, toplumsal cinsiyet temelli analiz, eğitimden kaynaklanan şiddet üzerine analiz gibi, şiddeti bütün düşünmemiz gerekir." Kaçınlan Yılmaz, Özcan ve Muşar Çınar'ın cesetleri Florya Dörtkardeşler Sokak'ta bir arabanın bagajında bulunmuştu. Çınar kardeşler dün Kilyos'taki aile mezarhğında toprağa verildi. (Fotoğraf: AA) Polis, Sarıyer katliammda ihale mafyası ve gasp üzerinde duruyor Giz perdesi kalkmadıMEHMET FARAÇ tstanbul polisi, Sanyer'de 7 kişinin katledilmesiyle so- nuçlanan cinayet zincirinin ardında Çınar ailesinin para ve mal varlığının gasp edil- mesine çalışılmasından ve bir ihale anlaşmazlığından kuş- kulanıyor. Faillerin kimlık- lerini belirleyen polis yetki- lileri, olayla ilgili olarak, "Ka- tiücrin de tahnıin edemeye- ceği boyutlara ulaşmış" yoru- munu yapıyor. 3 Ocak günü Sanyer Cum- hunyet Malıallesı Okul Sokak 24 numaradaki 2 katlı eve gelen po- lisler, Şamil Çınar, eşi Satı, Sakarya Üniversitesi öğrencisi kızları Derya (22) ve 3 yaşındaki yeğenleri Eren Ya- hnlıdağ'ın (3) cesetleriyle karşılaşı- yor. Bu arada, çiftin, aynı evde oturan ve tekştil işiyle uğraşan oğulları Yıl- maz, Özcan ve Muşar'ın da kaybol- duğu saptanıyor. tlk incelemede, cina- yette susturucu takılı 7.65 milimetre çapında tabanca kullanıldığı anlaşılı- yor, olay yerinde ise 8 adet boş kovan ele geçiriliyor. Sıvaslı cinayet kurban- ları, Okmeydanı Cemevi'nde düzen- lenen törenin ardından Kilyos Mezar- lığı'nda toprağa verilirken polis hem zanlıları hem de kayıp üç kişiyi bul- mak için çabalıyor. Sarıyer llçe Em- Tanıdık kuşkusu Katliamın yaşandığı evin kapı ve pencerelerinde zor- lama olmaması vc olay yerinde boğuşma izine rast- lanmaması, "Katillertanıdıkmıydı" sorusunu da gün- deme getiriyor.Bır polis yetkilisi, olayda 3 yaşındaki bir çocuğun neden hedef alınmış olabileceği konusun- daki soruyu da şöyle yanıtlıyor: "Olayın bir gasp ko- nusu olduğundan da kuşkulanıyonız. Ancak 7 kişinin ölümü, katillerin de tahmin edemeyeceği bir süreç gibi sı 7'ye çıkan Sanyer katli- amında siyasi bir yön bulun- madığını söylüyor. Uzman- lar, ticari bir anlaşmazlık üze- rinde duruyor. Ancak bu an- laşmazlığın bölgedcki esnaf arasında mı yoksa başka bir iş alanında mı yaşandığı ko- nusunda çelişkili bilgiler bu- lunuyor. Otomobil bagajında cesetleri bulunun üç kardeş, Mahmutpaşa'daki Abud Efen- di Hanı'nda Çmar Kids adlıgörünüyor. Öyle görünüyor ki, olay onların hedeflediği u ı _ı u > ı ı _ı u wmjM M U W boyutu çok fazla aşmış. İz ve tanık bırakmamak için işyerinde tekstille uğraşıyor, olay katliama dönüşmüş. Olaym faillerinin kiınlikleri jaha ç0^ ç0 C l l k kabanı ve belirlendi. Yakalanmalanna çahşıhyor" niyet Müdürlüğü, Asayiş ve Organi- ze Suçlar Şube Müdürlüğü dedektif- lerinin yürürtüğü soruşturmada, aile- nin 6 yakınının da bilgisine başvuru- luyor. Uznıanlar, katledilenailebirey- lerinin telefon görüşmelerinden iz sü- rüyor. Soruşturma sürerken vahşetin boyutlan da büyüyor. Çınar ailesine ait 34 VP 9883 pla- kalı minibüs ile 34 UL 9843 otomo- bil ile önceki gün Florya Dörtkardeş- ler Sokak'ta park halinde bulunuyor. Otomobilin bagajını açan polisler Yıl- maz, Özcan ve Muşar Çınar'ın ceset- leriyle karşılaşıyor. Çınar kardeşlerin kafalanna siyah poşet geçirildiği ve baş- larından kurşunlanarak öldürüldüğü tespit ediliyor. Yetkililer, kurban sayı- montu üretıyor. Handaki çok sayıda esnaf, Çmar ailesinin Kemerburgaz'da inşaat ışı için bır ar- sa ihalesıne girdiğini ve burada maf - ya baskısıyla karşılaştığını, bu neden- le son günlerde büyük endışe yaşa- dıklarını ileri sürüyor. Bir esnaf, "Çı- narlar,son günlerde sıkınnlıymış. Sağ- dan soldan silah temin etmeyc çahşıyor- larmış" iddiasında bulunuyor. Çınar kardeşleıinin işyeri konışu- larından ikisi, onları "sessizvesade- ce işlerine bakan, çevreleriyle sorun- lan olmayan insanlar" diye tanımlı- yor. Dükkânlannın tam karşısındaki lokantanın işletmecisi ise "Biz de in- şaat işine girdikJerini duyuyoruz. Ya- sadışı bir şeylerine rastlamadık, sabah dükkânı açar, mal getirir, akşanı ev- lerine giderlerdi" diyor. Ortakları daölü bulundu Haber Merkezi - Florya'da kendilerine ait otomobilin bagajında ölü bulunan Çınar kardeşlerle iş bağlantısı olduğu öne sürülen Hanıza Karadeniz otomobili içinde ölü bulundu. Görgü tanıklarının ihbarı üzerine TEM Otoyolu Silivri kesiminde yol kenararındaki bir otomobilde inceleme yapan polis Karadeniz'in cesediyle karşılaştı. Görgü tanıkları Hamza Karadeniz'in, seyır halindeyken kendisini vurduğunu ve otomobilin kontrolden çıkarak yol kenarında durduğunu söyledi. Hamza Karadeniz'in, Sarıyer'deki evlerinden kaçırıldıktan sonra önceki gün bir araba içinde cesetleri bulunan Yılmaz, Özcan ve Muşar Çınar kardeşlerle iş bağlantısı olduğu öne sürüldü. Bcş bakandan oluşan komite eylem planını açıkladt(AA) 24 saat aralıksız izlenecekler Sokak çocukları için eylem planı haur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sokakta çalışan ve yaşayan çocuklann topluma kazandınlması ile kapkaç olaylannın önlenmesi amacıyla 5 bakanın katılımıyla oluşturulan komite, eylem planını belirledi. Ha/ırlanan modele göre, çocuklann belirlenmesi amacıyla 24 saat aralıksız çalışma yürütülecek. "Sokakta Yaşayan veya Çalışan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli"ni tanıtmak amacıyla Devlet Bakanı Cüldal Akşit, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakanlık Toplantı Salonu'nda düzenlenen toplantıda Akşit, komitenin yaptığı çalışmaların ardından kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler belirlediğinı bildirdi. Orta vadede çözüm üretmeye yönelik olarak SHÇEK'in koordinatöılüğünde "Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli" adıyla yeni bir model geliştırdiklerini anlatan Akşit, projenin başta İstanbul olmak üzere sorunun yoğun olduğu illerden başlanarak uygulanacağını bildirdi. Proje çerçevesinde 24 saat esasına göre çahşılacağını söyleyen Akşit, ikna yöntemi öncelikli olmak üzere hizmet sunulacak çocuklann belli merkezlerde toplanacağını, durum tespitinin ardından çocuklann rehabilitasyon merkezlerine yönlendirileceğini bildirdi. Çiçek: Tek maddelik yasa hazır Adalet Bakanı Çiçek de 1 ürk Medeni Kanunu'nun ilgili maddelerinde çocuğun korunmasına ilişkin düzenlemeler yapıldığını belirterek bundan sonra ahnacak önlemlerin yasal çerçeveye oturtulması gerektiğini ifade etti. Çiçek, güvenlik güçlerince, sokakta yaşadığı tespit edilen çocuklann anne- babası olmaması halinde korunma kararı alındığını kaydetti. Anne-babası olan çocuklar konusunda ise sorunlar yaşandığını, esas problemin velayet meselesinden çıktığını anlatan Çiçek, bu konuda bir yasa taslağı hazırladıklannı söyledi. Sokakta yaşayan çocuklann ilk tespitte ailelerine teslim edildığini, ancak yasayla birlikte ihmalin tekrarlanması durumunda konunun hâkim tarafından karara bağlanacağını söyleyen Çiçek, "Bu durumda hâkim 2 gün içinde, belirlenen politikaların uygulanması konusunda bir karar verecek. Hâkimin kararı, velinin rızası yerine geçmiş olacak" dedi. Bakırköy Çocuk Tutukevi Hapisten yükselenyeni yaşam isteği FİGEN ATALAY Bakırköy Çocuk Tutukevi'nde kalan çocuklar, özgürlük, para, eğitim ve aile ıstiyorlar. Semiha Şakir Vakü'nca, suça itilmiş çocuklann demografik özelliklerinin yanı sıra psikososyal profillerini çıkartmak amacıyla Bakırköy Çocuk Tutukevi'nde 174'ü rutuklu, 25'i hükümlü 199 çocuk üzerinde "Ergen Değerlendirme ve Eğitim İhtiyaç Anaüzi" adlı bir anket çalışması yapıldı. "Tlıtukevine gelmeden önce nereden geliyordun" sorusuna, 140 çocuk "aile yanmda" yanıtını verirken 20 si akraba yanında, 5'i arkadaş yanında, 9'u tek başına, 15'i de sokakta yaşadığını söylemiş. "Tahh'ye olduktan sonra nereye gideceksin" sorusuna ise 174 çocuk ailesinin yanına, 8'i akraba yanına, 1 'i arkadaş yanına, 8'ı kendi evine, 4'ü de sokağa gideceği yanıtını venniş. Vakıf Genel Koordinatörü Osman Şibik'in, anket uygulannîası ve sonuçlanyla ilgili gözlemleri şöyle: • Çocuklar, anketin ne amaçla yapıldığı, sonuçların nasıl kullanılacağı açıklamasım anladılar ve ankete cevap verme konusunda zorluk çıkarmadılar. • Sorulan algılama ve dikkat düzeyleri düşüktü. Anne-babasının yaptığı iş ya da sağ olup olmadığına yönelik sorularda bile güçlük yaşadılar. • Çocuklann bir bölümünün, anketin sonucunda yapılacak eğitimler konusunda umutlu olduklan, diğer bölümünün de 'anketin hiçbir şey değiştirmeyeceğTni düşündükleri görüldü. ı/ Okuma-yazma sorununun beklenenden daha çok olduğu gözlendi. «/ Okula devam isteğinin çok fazla olduğu, ancak sicillerinin okula devam konusunda engel olup olmadığı konusunda bilgilenmedikleri gözlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle