18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Ufalanma ŞARKILARA bıle geçmış unlu sozdur, "Denız- lerdurulmaz, dalgalanmadan" Pekı, dalgalanma durmazsa denız durulur mu'? Bugunun CHP'sın- dekı dalgalanma ne ılktır, ne de sonuncu olacak Altmış yıldır suren bır dalgalanma var ve şımdılık bunu sona erdırecek bır ters ruzgâr da gorunmu- yor Goruntu, sadece bır "tuzuk ve demokratık yo- netım" tartışması ve onun gerısınde şu ya da bu kışıden yana olanlar dıye sıralanarak çekışen grup- lar goruntusudur Gıdış, ufalanmayadır Hıçbır cenahta, ıstenen olursa onunla ne yapmak ıstendığıne ılışkın olarak ortak duşunce temelıne oturtulmuş bır partı çızgı- sı, halka sunulacak bır hedefler programı çevresın- de toparlanma çalışması yok Var mı yok mu, demokratık olmadığı duşunulen bır tuzuğun değıştırılmesı ve bırkaç kışının elınde olduğu soylenen bır yonetımın demokratıkleştırıl- mesı Ne şımdıkı tuzuğe ve merkez orgutune tutunan- lar bu tuttuklarıyla partıyı ve ulkeyı nereye yon- lendıreceklerını bılıyorlar, ne de tuzuğu ve merke- zı değıştırmek ısteyenler değışmış tuzukle ve de- ğıştırılmış merkezle nereye nasıl gıtmek ıstedıklerı konusunda duşunce bırlığıne varmış durumdalar ömeğın, kureselleşme konusunda ve IMF'yle AB'nınortaklaşaonerdıklerısozdeyapısalreform- lar konusunda hep bırlıkte ne duşunuyorlar? Tur- kıye açısından neyın nesı olacağı artık lyıce anla- şılmış bır AB'ye tam uyelık konusunda ortak go- ruşlerı nedır9 özelleştırme talanına nasıl son ver- meyı ongormektedırler'? Plansız kalkınma keşme- keşıne, kamusal yatırım yokluğuna ılışkın tutumla- rı ne olacak'? Bolgeler arası dengesızlık9 Plansız- lık9 Bozuk gelır dağılımı'? Paralı eğıtım ve sağlık po- lıtıkaları'? Gençlerın ışsızlığı1 ? Beyın goçu? Evet, bır lıderlık sorunu var ama, lıdersızlık kos- koca bır partının ılle de başı koparılmış bır tavuk gıbı oradan oraya savrulup çırpınmasını mı gerek- tırır? Cumhurıyetı kurarak devrımlerı gerçekleştırmış bır partının çoğulcu demokrasıye geçışten sonra oy derdıyle devrımcılıkten vazgeçmesı zo- runlu değıldı herhalde Partı gerçek bır toprak re- formu yaptı da yoksul koyluler oy mu vermedı? Koy Enstıtulerı ve koklu eğıtım çabaları sonuna kadar goturuldu de orta hallı halktan oy mu alınmadı'? Sağ- lıkta gerçek sosyalleştırmeye kalkışıldı da, devle- tın şefkatıne kavuşacak ınsanlar partıye destek vermekten mı çekındı 9 Devrımcılık bırakılınca, ıktıdartahtına başıbozuk ekonomık polıtıkaların savruk atılganlığı ve karşı- devrımcılığın kısırlaştırıcı tepkısı oturmuştu Hıç değılse demokrası mucadelelerının getırdığı 27 Mayıs sonrasında halkın onune yenıden dırılmış bır devrırncılıkle gelınebılırdı Hayır, Kemalıst partı, YÖN'un çıktığı ve TlP'ın kuruldugu bır ortamda tekrar koklu devrımlerın partısı olmaya ozenece- ğıne, "Ortanın Solu" etıketıyle "fersude" bır sos- yal demokrasıye kaydı Devrımcı polıtıkalarla partıye çekılebılecek ta- ban.şımdı artık cumhurıyetkarşıtlarınınpeşıneta- kılmış durumdadır Bunları duşunmeden bırbırını ye- mek, devrımcı cumhurıyetın mırasını hep bırlıkte ye- mek sayılmaz mı 9 "Veni Ceza Yasası ve Devrim Yasalan JL*CU«-U İ.T. T Goruluyor kı, Turkıye Cumhurıyetı'nm bılımsel, çağdaş temele dayalı Ataturkçu felsefesı adım adım tanhe karıştınlmak ıstenıyor Hem de elbırlığı ıle Bahir M. ERÜRETEN Hukukçu urkıye Barolar Bırlığı'nın katkı- ları ıle Cumhunyet gazetesı tara- fından, okuyucusuna parasız ek olarak verılen yenı Turk Ceza Ya- sası ıle, yuz bınlerce ınsanımız bu yasa ıle tanışmış oldu Bu vesıle ıle Cumhu- nyet gazetesı, magazın gazetelen ıle arasın- dakı farkı bır kez daha kanıtlamış bulunuyor Boylece oncelıkle ınceleme olanağı buldu- ğumuz bu onemlı yasanın, neden dolayı ace- leye getırıldığını anlamak olanaksızdır Elbet- te bu onemlı yasanın bırçok yonden yenıden, gunun koşullanna uyarlanması gerekıyordu Ancak bunun ıçın, genış bır ınceleme ve araş- tırma, akademısyenler, barolar ve ılgılı dığer kııruluşlarca henuz tamamlanmamıştı lasa- nnın, Meclıs komısyonlannda da gereğı gıbı tartışılmadan, yasanın gerekçelerı bıle ortaya konulmadan alelacele bırkaç gun ıçınde ya- salaştmlması, sıyasetın, bılımsel gerçekler- den çok, parmak çoğunluğunu yeğledığını bır kez daha ortaya koymu^ oldu tşın uzmanı akademısyenlenn çoğunluğunun da kabul et- tığı gıbı, yasanın yanlışlıklan, onemlı eksık- lıklerı ve pek çok boşluklan yanında, ozellık- le, guya anayasamızın da koruması altında olan ve yururlukte bulunan devrim yasaları- nın yaptırımlarımn buyuk bır bolumunu yap- tınmsız bırakması açısından elem verıcı ola- rak karşılamanıak olanaksızdır Oncelıkle açıklamak gerekır kı, bu yasa yu- rurluğe gırınce, eskı yasanın en onemlı mad- delerınden bın olan 526 madde yururlukten kalkmış olacaktır Oysabu madde, uygulama- da en çok kullanılan, ıçerdığı cezalann hafıt- lığıne karşın pek çok yasak ıçeren kamusal ya- saklan yaptınm altına alan bır madde ıdı Bu madde kalkınca, pek çok yasada, bu madde- ye gondermede (atıtta) bulunan pek çok yasa maddesı kaduk ve yaptırımsız kalacaktır Orneğın, sulh ceza mahkemelennın konu- suna gıren yerel yonetımle ılgılı yasaklar tu- muyle yaptırımsız kalacaktır Bır ornek ver- mek ıçın 2893 sayılı Bayrak Kanunu'na ba- kalım, bu yasanın 8 maddesı şoyle dıyor "Bu kanuna gore çıkanlacak tuzuğe aykırı olarak, bayrak yapmak, satnıak ve kullanmak yasak- tır. Bu yasağa aykırı olarak yapılan bayraklar, daha ağır bır cezayı gerektirmediği takdirde, TCK 526. maddesı uvarınca cezalandınlır." Şımdı bu maddeye karşı yenı Ceza Yasası'nın 300 maddesınde getırılen hukum, asla bu maddenın ıçerdığı yasaklan kapsamıyor Çunku yenı maddeye gore, I urk bayrağını yasa ve tuzukte gosterılen bıçımı ıle yapıp kullanmak artık suç oluşturmuyor Bunun gı- bı daha pek çok yasadan ornek vermek ola- naklı Ancak asıl sorun, devnm yasalannın bır bolumunde nıevcut yasakların, eskı S26 mad- denın yururlukten kalkması ıle boşluktd ka- lacağı, hıçbır yaptırım uygulanamayacağı ko- nusudur Her ne kadar, bugun yururlukte olan pek çok devrim yasasından yalnızca ıkı tane- sıne, yenı yasanın 222 maddesmde yer verıl- mış ıse de dığerlerı yaptırımsız bırakılmıştır Orneğın, bazı unvanlann kaldırılması hakkın- dakı 2590 sayılı yasa, bazı kısvelerın (gıysı- lenn) gıyılmeyeceğı hakkındakı 2596 sayılı ya- sa, uluslararası rakamların kullanılmasıııı on- goren 1288 sayılı yasa, hılafetın kaldınlması ve halıtelık sıtatının kullanılmasını yasakla- yan 431 sayılı yasa, gunun 24 saate bolunme- sını ongoren 697 ve takvım başlangıcının de- ğıştırılmesı hakkındakı 698 sayılı yasa gıbı, devnm yasalan, aslında yaptınmsız kaldığı ıçın, fıılen yururlukten kalkmış sayılacaktır Hem de anayasamızın 274 maddesıne karşm Oysa, devrim yasalannı devre dışı bırak- makbıryana, 1992anayasamızın 14 madde- sı, Turkıye Cumhurıyetrnın laık yapısını, ulu- sun bolunmez butunluğunu korumak ıçın ye- nı bır yasa çıkanlmasını buyuruyor Yenı Ceza Yasası'ndakı bır başka çarpıklık da, dmsel nıtelıklı evlılık konusu Yasa, me- denı nıkâhtan oncekı ımam nıkâhını sozde ya- saklıyor, ancak 230 maddenın 5 numaralı bendı, resmı nıkâhın yapılması sonrasında, dava ve cezayı ortadan kaldınyor Bunun an- lamı açıktır Insanlar dılerlerse Medenı Ya- sa'nın, resmı nıkâhla ılgılı yasağını dıledık- lerı bıçımde delerek ımam nıkâhı yapacaklar, ancak, bu duyulur ve de kamu davası açılırsa hemen ertesı gumı, beledıyeye gıdıp bır nıkâh merasımı yapacaklar, haklanndakı dava duşe- cek, ancak, boşanma, kışılerın nzasına bağlı olduğundan, bu kışıler ısterlerse ertesı gunu mahkemeye gıdıp tek celsede boşanabılecek- ler Bunun adına eskıler, Hıle-ı Şer'ıye derler- dı Şımdı bu şerı hıle yasalaşmış oluyor Goruluyor kı, Turkıye Cumhunyetf nın bı- lımsel, çağdaş temele dayalı Ataturkçu felse- tesı adım adım tanhe karıştırılmak ıstenıyor Hem de elbırlığı ıle Çunku, bu yasalar çıka- ıılırken muhalefetı temsıl eden ve kendını Ataturkçu olarak nıteleyen ve Meclıs'te 160 kusur mılletvekıh bulunan partı ne yapıyor' Butun bu aymazlıkların hıç mı farkında değıl- ler' Belkı de ızındedırler, kendılerını rahatsız etmeyelım Amigolaşan Aydıncıklanmız... Şemsettİll ORHAN Araştırmacı Yazar A KP hukumetı, Bruk- mıştır selDoruğu'ndage- n adım atmış, bır dı- KADIKÖY İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2004/1604 Vesayet Mahkememızce verılen 14 12 2004 tarıh ve 2004/1604 Esas, 2004/1356 Karar sayılı karar ıle 1928 d kı Aptullah oğlu Mustata Mısırlı'nnı TMK 40*i maddesıne gore vesayet altına alınarak kendı- sıne eşı Hayrunnısa Mısırlı vası tayın edılmıştır 22 12 2004 llanolunur 22 12 2004 Basın 836 zı odun vermıştır 1 urkıye'ye koşullu muzakere tanhının venldığı 17 Aralık Bruksel Doruğu'nda, kırmızı çızgı- lenmız aşılmıştır Parlamen- toda CHP'nin pasif muha- lefetinden de yaraıianan ik- ridar, I urkıye'yıucugorun- meyeıı karanlık bır dehlızın ıçıne sokmuştur lktıdannın teshmıyetçı tutumunun fa- turası ıse halkımıza çıkmış- tır Oysa bedelı zaman ıçın- de talısıl olunacak bu fatura- yı, yoksul halkımız asla hak etmemıştır Ağır koşullann kabul edıldığı Bruksel'de sı- yasal İslamcı ıktıdar, Kema- lıst Devnmden bırtur ıntıkam almıştır Geleceğımızı em- peryalıst Batı'nın ıpoteğıne sokan bu sureç, "zafer" ola- rak tanımlanmış, halkımız aldatılmıştır Batı'nın engu- venılırf) adamı olan Demı- rel bıle soz konusu karara "çetrefilli" demış, anlattığı bır tıkra ıle Turkıye'nın ne denlı aşağılandığını ıma et- CUMHURİYET HALK PARTİSİ 13. OLAGANÜSTÜ KURULTAY ÇAĞRISI Cumhuriyet Halk Partisi'nin 13. Olağanüstü Kurultayı 29 - 30 Ocak 2005 Cumartesi - Pazar günleri saat 10.00'da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda aşağıda yazılı gündem maddelerini görüşmek üzere toplanacaktır. Sevgi ve saygılarımla Deniz BAYKAL Genel Başkan GÜNDEM 1. Açılış, 2. Saygı duruşu - Istıklal Marşı, 3. Kurultay Başkanlık Kurulu seçimi, (1 Başkan, 2 Başkan Yardımcısı, 6 Yazman), 4. Genel Başkanın açış konuşması, 5. Genel Başkan seçimi, 6. Parti Meclisi üyeleri (80 asil, 20 yedek) ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri (15 asil, 15 yedek) seçimi, 7. Kapanış. - Butun bunlar olurken, acaba ses vermesı gereken aydılanmız ne yapmıştır ? - Ne yazık kı Batı ıçın du- ne kadar amigolaşan aydın- cıklarımız, Bruksel Doru- ğu'ndakı tanhsel sonuç kar- şısında amuda kalkarak se- lam durmuştur - Pekı tanhsel sureçte ay- dmlar nasıl bır yol ızlemış, seruvenlen nasıl olmuş, bu- gunlere nasıl gelınmıştır? Descartes'a gore aydın ol- mak, beyındekı tum verıle- n masaya yatırmak, eleştı- rısmı yaptıktan ve yanlışla- rı ayıkladıktan sonra doğru- larla yola devam etmektır, durumu ozumsemek, ger- çeklenn farkına varmak, nes- nel olguları dıle getırmek, karanlığı kovmak, ozgurleş- mektır Aydın olmak, soygun ve somurunun farkına varmak, buna karşı tavır almaktır Aydın olmak, aynı zamanda Sokrat gıbı egemenlere mey- dan okumak, Pir Sultan Ab- dal gıbı zulme karşı çıkmak, hak ve ozgurluklerı savun- maktır Aydın olmak, pro- jektorlerı ortaçağın kor ka- ranlığına tutmak, bu karan- lıkta yuvalanmış yarasaları gun ışığına çıkarmak, orta- lığı aydınlatmaktır Aydın olmak, yasaların, toplumun uygulayabıleceğı yaptınmlardan kaygı ve kor- kuya kapılmadan, objektıf goruş ve duşuncelerı açıkça ortaya koyabılmek, dogma- lan sorgulayabılmektır Dog- malann denızınde boğulma- dan, akıl, bılım ve deneyı onplanageçırmektır Aydın olmak, yaşanılan çağa ve topluma karşı sorumluluk duymak, bunun ıçın bedel odemeye hazır olmak, ge- rektığınde mayın tarlalan- na gırmeyı goze almaktır Aydın olmak, zalımlerle var- hk ıçınde onursuzca yaşa- mayı değıl, mazlumun ya- nında olup yannı kurtarmak ıçın şereflı ve onurlu bır olu- mu tercıh etmektır Aydın olmak, vatanı savunmak, emperyalızme karşı ezılen halklardan yana olmaktır 1 oplumlaruı gelışmesınde tenıel oğe olarak kabul go- ren bılgının yaratıcılan, da- ğıtıcılan ve uygulayıcıları olan aydmlar guçlennı taşı- dıklan bılgılerm derınlığın- den ve zengınlığınden alarak değışım ve donuşumlerde oncu bır ışlev yuklendıler Toplumun geleceğını belır- leyen ve halkı bu geleceğe hazırlayan aydınlar, gelece- ğe aıt ongorulen de belırle- dıler Orneğın Batı'da Ay- dınlanma Devrınn'nın ıtıcı gucu ve lokomotıfı olan ay- dınlar, toplumun sesı, dıre- nışın sımgesı oldular Çoğu kez ozgurce duşunduklerı ıçm kılıse tarafından şarla- tanlıkla suçlanıp olumle ce- zalandınldılar Yıne de kut- sal gorduklen davaların pe- şını bırakmadılar Krallann korkulu duşu, kılısenın ba- şının belası olmaktan onur duydular Bılımı kılısenın tekelınden çıkarmayı başar- dılar Aklı,dımnprangasın- dan kurtararak ozgurleştır- dıler Metatızığın pabucu- nu dama atarak tanrıyı bıle tahtından mdırdıler Aydın- lanma çağıyla bataklıktan kurtulan bıreyler, tutsaklık zmcırlennı kırdılar Aklı oz- gurleşen ınsanlar, 17891-ran- sız Devnmı'nı gerçekleştır- dıler Doğalan gereğı muhalıf olan o donemın aydınlan, aktıf duruşlanyla topluma karşı sorumluluk bılıncıyle davrandılar tnsanlara ras- yonel duşunmeyı oğrettıler Copernicus ve Galileo Gali- lei çağına değın Guneş'ın Dunya çevresınde donduğu- ne uıanan tum ınsanlara, "ya- nılmaz" denılen tanrmın ya- nıldığını kanıtladılar 1894 yılında Roma'da Bruno'nun yakıldığı yerde heykelının dıkılmesını sağladılar Fa- kat ınsanlığın gelışım ve do- nuşumu uğruna venlen kav- gaya kanlannı katan, sosyal değışımlenn gerçek uretıcı- sı olan aydınlar, çoğu kez ısraf edılen ekonomık de- ğerler gıbı guç sahıplen ta- rafından harcandılar Orneğın tılozof Demok- ritos, Abdere'den, dığer bır fılozof olan Herakleitos, Efes'ten surulduler Tarıhı bır deha olarak bı- lınen Sokrat'ın yaşamına, baldıran zehn ıçırmek sure- tıyle son verdıler Yahudı dın adamları, tan- rıtanımazlıkla suçladıkları Spinoza'yı taş yağmuruna futarak oldurmeye kalkıştı- lar Dunya'nın yuvarlak ol- duğunu ve Guneş'ın çevre- sınde donduğunu soyleyen Galileo Galıleı'yı, tovbe et- meye mecbur ettıler Des- cartes'ı, Fransa'yı terk ede- rek 20 sene Hollanda'da ya- şamak zorunda bıraktılar Danvin'ın savunuculannı, Amenka'da malıkemeye ver- dıler Pek çok bılım adamını, papazların emnyle dın dın yakarak Gıordano Bru- no'nun akıbetıne uğrattılar Ancak Avrupa'da ortaçağ zıhnıyetının Ronesans ve Reform hareketlenyle sarsıl- masını engeüeyemedıler C oğratı keşıflerın arkasından Descartes gıbı telsefecıle- nn aklı ve benlığı on plana çıkaran aydınlanmacı fıkır- len ıle karşılaşan Avrupa'nın, bır muddet sonra kılısenın sahte dogmalanna karşı ay- dınlanma duşuııcesıne yo- nelmesını durduramadılar • •• Gerçekten bılım adamla- rının, fılozoflann ve objek- tıf duşunen dın adamlarının dognıalar karşısında akhn egemenlığını dıle getırme çabaları, 17 ve 18 yuzyıla damgasını vurmuştur Bu yuzyıllarda Avrupa'dakı ay- dınlanmanın belırleyıcı etke- nı, genç burjuvazı sınıfının ılk kez Avrupa coğrafyasın- da kozasını yırtarak tarıh sahnesıne çıkması olmuş- tur Avrupa'da boy gosteren burjuvası, anstokrası karşı- sında sınıfsal çıkarlarını sa- vunabılmek adına ve de ık- tıdara ortak olma uğruna ay- dınlann çabalannı destek- lemıştır Fakat ortaya çıktı- ğı ılk donemde demokratık devrımcı bır karakteıe sa- hıp olan bu sınıf, emperya- lıst çağda gerıcı, yayılmacı ve saldırgan bır karakter ka- zanmıştır Feodal çağın ıle- ncı gucu olan genç burjuva- zı, kapıtalızmın gehşmesıne paralel olarak gencıleşmış- tır Kapıtalızmın şalağında ılerıcı bır karaktere sahıp olan burjuva sınıfının çıkar- larıyla ortuşen aydınlanma- cı çızgı de zaman ıçınde ka- pıtalızmın vahşı bır karakte- re donuşmesı nedenıyle de- ğışıme uğramış ve uluslara- rası tekellerın ıdeolojık-po- lıtık hegemonyalarının bır aracı halme gelmıştır Or- neğın Alman, Japon, tngılız ve Amenkan aydınlan, tkın- cı Paylaşım Savaşı'nda ya- şanan mıslı gorulmemış vah- şet karşısuıda edılgen tutum- lanyla ışelenen ınsanlüc suç- lanna ortak olmuşlardır Bu- gun de "aydın" dıye tanım- lanan kışıler, salt uüiemızde değıl, ne yazık kı tum dun- yada "toplumu çozumleme veideolojiyaratma"dakı go- revlerını unutarak emperya- lızmın planlarıyla uyumlu stratenler gelıştırmeyı ken- dılenne gorev bellenıışlerdır Gunumuzün kureselleş- mecı aydınlan, bılımsel du- şunce yontemlerını unut- muş, sosyal değışımın ure- tıcısı olacaklanna, Avrupa merkezlı yabancılaşmanın etkılerıne kapılarak kışılık- sızleşmış ve kımlıksızleş- mışlerdır Yaratıcı olma ozel- lıklennı yıtıren aydınlar, ken- dı toplumlaruun kulturune ve değer yargılanna da yaban- cılaşmışlardır Lıberal akı- mın etkılerıyle aşağılık kompleksıne gıren bu zaval- lılar, Batı'ya ve Batı 'nın de- ğerlenne kene gıbı sarılmış- lardır Dahası kultur emperya- lızmının ajanlığına soyunan aydın musveddelerı, kendı- lennı Avrupa' ya onaylatmak ıçın bugun topluca amuda kalkmışlardır hllen uzenn- de yuruyen bu baylar, "ınsan hakları", "demokrası", "inanç ozgurluğu" gıbı kav- ramlan kendılenne kalkan yaparak Ortadoğu halkları- nı aşağılamaya başlamışlar- dır Bugun Irak'ta yaşanan zulum ve vahşetı gormez- lıkten gelen ulkemın onur- suz aydını, Batılılarca ırzı- na geçılen Iraklı NurveFat- malaıın feryadına karşı ku- laklannı tıkamıştır Ozguvenlennı yıtırmış bu entegre yaratıklara gore Ba- tı, "medeniyetin beşiği"dır Beynı Batılılar tarafından satın alınan aydın, ırkçılık ve faşızmın anayurdunun Batı olduğunu çoktan unut- muştur Dunyada ıdeolojı- lerın bıttığını ılen surerek ıdeolojılerden vazgeçen de halk değıl, Kopenhag krı- terlerını aUaşlayan bu aydın tıpı olmuştur Gıdışatı seyretmekle ye- tınen, hatta kendılerını akın- tıya bırakan, dahası akıntı- ya doğnı kurek sallayan bu aydınlara geçmışte de bolca rastlanmıştır Orneğın, Ha- litZıya Uşakhgil'e gore Av- rupa'nın her şeyı bızımkın- den daha ıyıdır, daha guzel- dır 1 urk halkmdan tıksınen Abdulhak Şınasi Hısar, Ba- tı 'dan etkılenmış ve Osman- lı duygusuyla coşup taşmış- tır Kurtuluş Savaşımızı hıç ammsamayan YahyaKemal Beyatlı gıbı bızlere yıllarca edebıyat çınan dıye yutturu- lan Nurullah Ataç'a gore, "kafa devrimı"nın gerçekleş- mesı, her şeyden once Do- ğulu olmaktan busbutun kur- tulmaya bağhdır Ona gore uygarlık demek, Batı de- mektır Doğu da ne varsa, çoğu "çurumuştur".(*) Dalıa genlere gıdersek Ne- fî, "Turk'e Hak, çeşme-i ir- fanı haram etmışör" derken, Baki, "Turk ehlinin ey hâce biraz başı kabadıt" demış- tır Ne kı, bu soysuzlara kar- şı sesını yukseltenler de çık- mıştır Orneğuı, YakupKad- ri Karaosmanoğlu, Yaban adlı romanında bugunku ay- dıncıkların ecdadına şoyle seslenınıştır "Bu viran ulke ve bu yok- sul insan kutlesi içın ne yap- tın? Yıllarca, yuzyıllarca onun kanınıemdiktenveonu, bir posa halinde katı toprak iıstunc attıktan sonra, şim- di de gelıp ondan tiksinnıck hakkını kendınde buluyor- sun." Gerçeklık bılıncını yıtır- mış, nesnel olarak gerçeğı aramaktan vazgeçmış, go- runenın ardındakı ozu ara- ma kaygısından kurtulmuş, bencılleşerek beynını kıra- ya vennış, çıkar dışındakı değerlerı unutmuş olan gu- numuzun aydınlarına gore, hak ve onur, ozven ve feda- kârlık aptalca kavramlardır Ulusal çıkarlarımız ko- nusunda AB'den yana tavır takınmış dıplomalılar ordu- su, vahşı somuru karşısında her zaman suskun kalmayı yeğlemıştır Patronlann sev- gısını kazanmaya çalışan gunumuzün yoksul ve yok- sun "aydın"ı, dunyanın ye- nıden paylaşılması kavga- sında Batı 'nın duşunsel gu- cu olmayı ıçıne sındırecek kadar alçalmıştır Ancak dun olduğu gıbı bugun de ulu- sumuzun kaderını paylaşa- rak onun safinda mevzılenen yığınla namuslu aydın çık- mış ve çıkmaya devam edecektır PENCERE Vurun Komutana.. Yüceltin ŞeyhiL. Medyamızda ılgınç bır kampanyanın tezgâhtar- lığı, takıyyecı ıktıdarın gozune gırmek ıçın başta- cı edıldı Artık ayyuka çıkan bu yontem, yalnız ık- tıdara yalakalığı değıl, laık cumhurıyetı de kun- daklamak uzerıne aymaz gazetecılığın danıskası- nı oluşturuyor. Vurun komutana Yuceltın şeyhı'. Ikısı de manşetlerde Emeklı Orgeneral Tuncer Kılınç askerıyeye ış yapan bır muteahhıtten 150 bın dolar borç almış.. Yolsuzluk yok Ruşvet yok. Kanunsuzluk yok.. Dıyorlar kı - Şık değıl, komutan daha duyarlı davranmalı, dıkkatlı olmalıydı 150 bın dolar ne kı?.. Gunlerce manşetlerde, bırıncı sayfalardan resım- lı roman gıbı bu tefrıka suruyor.. Başta Malıye Bakanı -kı bu devletın parasal ış- lerıne bakar- Unakıtan'ın, otekı Bakanlar'ın ve AKP'lı mılletvekıllerının dağ gıbı yolsuzluk dosya- ları dokunulmazlık numarasıyla hasıraltı edılırken bu konuya hıç ılışmeyen medya, ış askere, paşa- ya, komutana geldı mı manşet ustune manşet atı- yor Komutanın yolsuzluğa bulaşmamış 150 bın do- ları medya tatavasında allanıp pullanıp tezgâha su- rulurken, şeyhın kerametlerı de goklere çıkarılı- yor • Şeyh Fethullah dıllere destan ozgun kasetınde murıtlerıne hangı emırlerı verıyordu "- Adlıyede, mulkıyede, askerıyede arkadaşla- rımız devletın can damarları ıçınde dolaşıp çok ıle- rılere gıdecekler Kaymakam ıseler valı olacak- lar Yargıç ıseler yukselecekler HerşeyKung- Fu oyunu gıbıdır Erken vuruş yaparlarsa Mus- lumanlann başı ezılır Turkıye'dekı devlet yapı- sında dengeyı kendı cephemıze çekeceğımız 'an'a kadar her adım erken sayılır " Anayasa'nın ve Ceza Kanunu'nun açık seçık yasaklamasına karşın bır ımam, bır vaız, bır şeyh, dıncı polıtıkayı ulkenın çok satışlı gazetelen uze- rınden rahat rahat yapıyor Bu ışın vasıtası olanlar da Fethullah'ı overken askerı yermek ıçın gazete- cılığın etık kurallarını da çığneyerek şeyhe araç oluyorlar • Nurcemaatının şeyhı, dupeduztakıyye ıçın med- yayı kullanıyor, ılımlı Islam devletını kurmak uze- rıne, yabancılarla ışbırlığınde, kaynağı ve sınırı bı- lınmeyen parasal gucun ımparatorudur, sıvıl - as- ker devlet burokrasısıne gırıp devletı ıçınden fet- hetmek projesı de sağlam bır kuralın hayata ge- çırılmesını amaçlıyor Nedır o? Bır murıt koru korune şeyhıne bağhdır; devlet hı- yerarşısıne değıl' Nurtarıkatının Fethullah cemaatınden bır murıt, orduda gorevlıyse, komutanından değıl, şeyhın- den emır alır Hedef budur' Hedefe ulaşmak ıçın zaman, sabır, tarıkatçı eğı- tım, denge, para, orgut gereklıdır, Fethullah'ın Nur- cularında bunların hepsı var. NOVITAS Turizm * Batı Karadeniz : 20 -23 Ocak (Kastamonu, Safranbolu, (nebolu Ilgaz Bartm, Amasra) * Bulgaristan'da kayak : 29 Oc. - 04 Şub. 'MısırveNil :19-27Şubat Tel: 0 212 25128 08 [email protected] www.novitas.com.tr İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI 16 Ocak 2004 Pazar Saat 11 00-14 30 Sayın Prof. Dr. İzzettin Önder AB EMPERYALİZMİ'ne BAĞIMLI KALKINMA OLABlLlR Ml? sorusunu yanıtlıyor "Sen Gelmezsen Bir Eksiğiz"'... Yer: Yıldız Unıversıtesı Çatı Restoran Yıldız Unı Yerleşkesı B Blok 6 Kat-Beşıktaş tletişim-Bilgi: Namık K. Boya: 532 281 54 54 - 0216 368 33 56 Ufuk Yalçın: 542 652 15 00 - 0216 326 49 21 Açık bufe kahvaltı bedelı 13 -YTL 'dır e-posta: Istanbul(a)cumok.org (*) Daha detayh bılgı ıçın bkz Çetın Yetkın Toplumsal ve Sıyasal Açılardan 1 ? Yazar Uzerıne Notlar Uınıt Yavmcılık Ankara 1996 PENDtK AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No 2004/S91 L Davau Necld Karakurt taratından davalı Adnan Karakurt aleyhıııe açılan 2004/*î91 Esas sayılı boşan- ma davasının mahkememızce 20/12/2004 tarıh 2004/1672 sayılı kararı uyarınca boşanmalanna huk medılmıştır Davah Mecıt ve Sutu dan olma 10/06/1970 Iuzluca doğumlu Adnan K.arakurt'un (Iğdır, luzluca, Surme- lı, c 17 h 99, bsn 13 te nııtusa kayıtlı) bılmen en son adresı Kartal Cezaevı olduğu davalıya yontemı- ne uygun teblıgat yapılamamış, karar teblığı mumkun olamadığı gıbı tum ara;,tırmalara rağmen de teblıgata uygun başkaca adresı tespıt edılemedığınden, ılanen teblıgat yaptırılmasına karar venlmıştır Adı geçen davalıya karar ılan tanhınden ıtıbaren 7 gun sonra kararın teblıg edılmış sayılacağı hususu 7201 sayılı TK. 28 ve devamı uyarınca ılanen teblığ olunur Basın 909
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle