18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA J l i J v U l l t _ J İ V U - ekonomicScumhuriyet.com.tr 13 Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, küresel planda da büyümeyi hedefliyor 'Artak sıçramaya hazınz'sanayici için en önemli konunun istikrar olduğunu belirten Güler Sabancı, "Biz bu istikrarı görüyoruz. Yeni dönemde daha atak olacağız. Artık Türkiye sınırları içinde düşünmek istemiyoruz. Arjantin, Brezilya, Romanya, Rusya da mevcut işlerde büyüyeceğiz. DuPont 'un tamamını almıştık. Bu örneği bütün sektörlerde çoğaltacağız " dedi. HASAN ERİŞ Sorunlu yılların geride kalmakta olduğunu ve Tür- kiye'de istikrarın göıündü- ğünü ileri süren Sabancı Hol- ding Yönetim Kurulu Başka- nı ve Murahhas Üyesi Güler Sabancı, "Artıksıçramaya ha- zınz. Bi/j izlemeye devam cdiıı. Çevremizden vc uzaklardan çok iyi haberler vereceğiz" dedi. Sabancı, holdingin CEO'su Dr. Celal Metin ve Kurumsal tletişim Direktörii Özer Yelçe ile birlikte düzenlediği basın- la sohbet toplantısmda, Sa- bancı Toplulıığu'nun 2004yı- lı değerlendirmesini yaptı ve 2005 yılı ile sonrasına ilişkin hedeflerini açıkladı. Güler Sabancı toplantıda özetle şu noktaları vurguladı: 'îstikrar göründü' Yüksek enflasyon ve yük- sek faizli 9O'lı yıllarzoryıllar- dı. Sanayici açısından da bi- zim için de yatınm yapamadı- ğımız yıllardı. 90'da dayak ye- dik. 94'te Asya krizı, 2001 'de kriz, ardından deprem... Şinı- di Türkiye için ve bizim için yeni bir dönem başlıyor. 'Nonnaledönüj'or' 2003'e göre 2004'iin en önemli farkı, portföyümüzde sanayi lehine değişiklik olma- sıdır. İstediğimiz de budur. 90'lı yıllar dengeleri bozmuş- tu. Sanayinin ve hizmetlerin BAIMCI HOLDINI SABANCI GRUBU'NUN GÖZÜYLE DÜNYA VE TÜRKİYE • Dünya ekonomisinde 'trend üstü büyümenin' sürmesi bekleniyoı: • Globalpetrol ve emtia piyasalarında düşüş bekleniyor. • En büyük risk ABD cari açığı kaynaklı global dengesizlikler. Tüfe ve Sepet Kur Yıllık % Değişim • Türkiye 'ye gelince,. AB süreci yüksek cari açığın sürdürülebilirliğini arthnyor. Ancak global risklere dikkat. • AB müzakere süreci ile ekonomiye uzun vadeli bir istikrar çıpası geliyor. • YTL: Istikrarlı ekonomi. Ancak sıkı para ve parasal disipline devam, yapısal reformlara hız. • 2005 'te dolar ortalama 1.392 YTL, yıl sonunda ise 1.450 YTL olacak. • Kişi başına milligelir 4bin 873 dolarayükselecek. Konsolide Bütçe Açığı/GSMH % Sabancı, toplantıya CEO Celal Metin 'le birlikte katıldı. -7.6 -7.1 10» 1961 1902 1903 1994 1S95 1996 1997 1996 1999 2000 2001 2002 20O3 2004 ZO05T 2006 2007 ü payı yüzde 40'lara gerilemiş, finansın payı yüzde 60'lara çıkmıştı. 2004'te bu oran yüz- de 50-yüzde 50 oldıı. Yani du- runı normale dünüyor. Türkiye ekonomisinde is- tikrar artıyor. Bir sanayici için en önemlisi istıkrardır, önü- müzü görebilmektir. IMF ve AB ile yapılan son anlaşnıalar, istikran arttırmıştır. Biz bu is- tikrarı görüyoruz. Projeksi- yonlara göre Türkiye önıi- müzdeki üç yıl içinde, yılda en az yüzde 5-6 oranında bü- yüyecek. Buna inanıyoruz. Yeter ki bu süre içinde vergi reformu gibi, kayıt dışı gibi sorunlar hallolsun. Bu çerçe- vede, holding olarak bunun da üzerinde büyümeyi planlıyo- rıız. Şimdi tam zıplama döne- mindeyiz. Zıplamaya hazınz. 'Geııişlctilmiş Türkiye' Yeni dönemde daha atak bir politika izleyeceğiz. Mevcut işlerimizin bir kendi organik büyümesi olacak, bir de satı- nalmalarla büyüyeceğiz. Gru- bun yer aldığı altı sektörün her birinde iddiamız var. Finans- hizmetler, çimeııto, kimya ve dış ticaret, gıda- perakendeci- lik, lastik-otomotıv ve tekstıl sektörlerinde rakıplerimize göre en verımli biz olacağız. Şimdi, yeni bir tarif yapıyo- ruz. "Genişletümiş Türkiye" diyoruz. Bundan sadece ihra- catı değil, genişletilınış bir ye- rel pazarı anlıyoruz. Türkiye sınırları içinde düşünmek iste- miyoruz. Romanya, Rusya... Mevcut işlerde büyüyeceğiz. DuPontSa örneğini (Sabancı Grubu geçen yıl 1 milyar do- lar cirolu DuPontSA'nın tama- mını almıştı) bütün sektörler- de düşünüyoruz 'Brezüya'yı çok sevdik' Sadece çevremizden değil, çok uzaklardan da haber vere- ceğiz. Arjantin'deki yatınm (DupontSa) çok ıyi gidiyor. Brezılya'yı çok sevdik. Du- Pont örneğini arttıracağız. Önümüzdeki birkaç ay içinde 'Bizi izlemeye devam edin!' AB SÜRECİ VE KIBRISSORUNU AB'nin kolay bir süreç olmadığının kabul edilmesi gerektiğini belirten Güler Sabancı, "3 Ekim'e kadar Kıbns'ın bir sorun olmaktan çıkanlması gerektiğini ileri sürdü. "AB sürecinde artık günlük hayatı etkileyecek konular gündeme gelecek" diyen Sabancı şöyle devam ettı "1 lııkıık, altyapı sonınlan gündeme gelecek. Doğru bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Artık halletmemiz gereken sorunlar, Kıbrıs gibi, var. 3 Ekim gelmeden Kıbns'ı bir sorun olmaktan çıkarmamız gerekiyor. Ben çok ıımutluyıım." DEMİR SABANCI OLAYI VESONRASI Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, basınla sohbet toplantısmda yöneltilen bir soru üzerine grubun profesyonelleşmesi ve yönetim ile hissedar ilişkileri konusuna da değindi. Sabancı, Demir Sabancı'nın hisselerini de satarak yönetimden ayrılması konusunda yöneltilen bir soru üzerine şunlan söyledi: "Profesyonelleşme ve kurumsallaşma açısından Sabancı Holding bir ilk olacak. Bu işe rahmetü (Sakıp Sabancı) çokönem verirdi. Biz buna Gümriik Birliği'nden sonra başlamıştık. AB sürecinde dc böyle olacak. Biz bu süreçten, yönetim kurulunun, yürütmenin görev ve sorumlulukları ilc hissedarların görev ve sorunıluluklarının aynşmasını anlıyoruz. HACIÖMER 1 KİŞİYDÎAMA.. Bu çerçevede, Demir Bey'in hisselerini satıp ayrılması ne ilk ne de son olacak. Hacı Omer Sabancı bir kişiydi. Altı oğlu vardı. Torunlar oldu. 4. nesil gelmek üzere. Yüzlerce ortagın olduğu bir kurumda hisselerin alınıp satılması normaldir. Sabancı Holding kurumları, organizasyonu ile, yetkinlikleriyle yoluna devam ediyor." 18 YIL HAPtS tSTENlYOR Uzanlar ÇEAŞ için rüşvetverrniş ADANA (Cumhuri- yct Bürosu) - Sermaye Piyasası Kurulu'nun, is- tenilen bilgilerin ve bel- gelerin verilmediği ve imtiyaz sözleşmelerine uyulmadığı gerekçesiy- le 2003 yılmda el koy- duğu Çukurova Elektrik AŞ (ÇEAŞ) ile ilgili de- netim ve incelemelerde Kemal Uzan'ın, bilirki- şilere rüşvet verdiği be- lirlendi. SPK'nin, iste- mini değerlendiren ve somşturmayı tamamla- yan Adana Cumhuriyet Savcısı Levent Budak, Uzan hakkında 18 yıla kadar, aracılık eden ve rüşvet alan kişiler hak- kında da 10'ar yıla va- ran ceza istemiyle dava açtı. Yapılan incelemede, Kemal Uzan'ın, davanın bilirkişileri Ufuk Yıldı- rım, Evren Değer, Cenk Demirbay ve Emrah Tülü'ye, Berke Bara- jı'nda Proje Müdürlüğü yapan M. Ertuğrul Ba- şar aracıhğıyla 3'ermil- yarTL. rüşvet verdiğini saptayan SPK, Adana Cumhurıyet Savcılı- ğı'na, Kemal Uzan, rüşvete aracılık eden Başar ve rüşveti alan 4 kişi hakkında suç du- yurusunda bulundu. Davanın önümüzdeki ! günlerde başlayacağı öğrenilirken iddianame- de, Uzan ve Başar'ın ÇEAŞ'ın bir katrilyon 619 trilyon 488 milyar olaıı aktif toplam değe- rini daha yüksek göster- meleri için verdiği, di- ğer dört sanığın da bunu kabul ederek değerı bir katrilyon 890 trilyon 525 milyara yükselttik- lerinin yer aldığı edini- len bilgiler arasında. KOÇ VE SABANCI'DAN SONRA Doğan ve Çukurova Telekom 'a talip BABACAN, KOÇ, YALÇINDAĞ, ŞAHENK ürkiyetten4genç küresel lider ANKARA(ANKA) - Doğan Grubu ile Çu- kurova Grubu, Türk Telekom ihalesine gi- riyor. Doğan Holding, ihale için şartname alırken Turkcell'in iş- tiraki olan Turktell'in- se geniş tabanlı bir konsorsiyumla ihaleye katılacağı bildirildi. Doğan Holding'den Borsa'ya gönderilen açıklamada, Hol- ding'in Özelleştirme îdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından 25 Kasım 2004'te ilan edilen Türk Tele- kom'un yüzde 55 ora- nındaki hissesinin blok salışına ilişkin ihaleye katılmak üzere şartname aldığı ve ön yeterlilik başvurusun- da bulunduğu belirtil- di. Turkcell'den yapılan açıklamadaysa şirke- tin iştiraki olan Turk- tell Bilişim AŞ'nin, ihale sürecine katılımı için gerekli çalışmala- n yaparak başvuruda bulunmasına karar ve- rildiği kaydedildi. Ali Babacan CENEVRE/AN- KARA(AA)-Dün- yanın geleceğini şekillendirecek 237 genç küresel lider belirlendi. Genç küresel li- derler arasında, Türkiye'den Dev- let Bakanı AJi Ba- bacan, Koç Hol- ding Bilgi Tekno- lojisi Grubu Başka- nı Ali Koç, Doğuş Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Ferit Şa- henk ve Kanal D Ceo'su Arzuhan Yalçındağ bulu- nuyor. Ürdün Kraliçesi Raııia başkanlığında oluşturulan ve New York Times yayın- cısı ArthurSulzberger, Re- uters Başkanı Tom Glocer ile Japon Ulusal Televizyo- nu NHK Başkanı Katsuji Ebisawa gibi tanınmış medya mensuplarının bu- lunduğu bir uluslararası komite tarafından, dünya genelinde 8 bm aday ara- sından seçilen 237 genç küresel lider, Dünya Eko- nomik Forıımu Başkanı Klaus Schwab tarafından açıklandı. Genç küresel li- derler, Davos'taki Genç Küresel Liderler Foru- mu'nda da yer alacaklar. Verilen bilgiye göre genç küresel liderler, daha iyi küresel bir gelecek için, ge- lecek beş yıl boyunca ener- jilerini birleştirerek işbirli- ği içinde hareket edecek- ler. 237 genç küresel lider, ilk zirve toplantılarını, 24- 28 Haziran tarihlerinde, îs- viçre'nin Zermatt şelırinde gerçekleştirecek. EKONOMt POLİTtK ERİNÇ YELDAN Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Gerçekler "Sağlıkta Dönüşüm Programı" AKP hükümetinin Dün- ya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşların doğrudan gözetim ve yönlendiriciliğinde, sağlık sektöründe yürüt- mekte olduğu düzenlemelerin genel adıdır. Bu programın ana eksenini oluşturan düzenlemeler şunlardır: • Genel Sağlık Sigortası ve Temel Teminat Paketi; • Birinci basamak sağlık hizmetinde sağlık ocaklarının yok edilmesi ve aile hekimliği sistemine geçilmesi; • SSK sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı'na devri ve özelleştirilmeleri için altyapının hazırlanması; • Tüm sağlık çalışanlarının sözleşmeli personel olarak çalıştırılması. Program bir bütün olarak değerlendirildiğinde, AKP hükümetinin esas amacının sağlık hizmetlerini piyasa ko- şullarında üretilecek ve satılacak bir ticari mal olarak özel sermaye kuruluşlarına devretmek olduğu açıkça görülmektedir. • • • Genel Sağlık Sigortası (GSS), sosyal güvenlik reformu ile birlikte Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın en önemli un- surudur. Ancak 29 Temmuz 2004 tarihli yasa taslağına gö- re "yeni bütünleşik biryapı altında... GSS'nin sağlık hiz- meti sunması düşünülmediği gibi, SSK'de olduğu üzere eczane işletmesiyapması da düşünülmemektedir". (sf. 27) .Buna karşın, "bireylerin sağlıklarının korunması ve hasta- lıklannın önlenmesi için ... Aile Hekimliği'ne dayalı Birinci Basamak hizmet modeline uygun bir finansman modeli geliştirilecektir". Daha ileri tetkik ve yatarak tedavi gerek- tiren hallerde ise "..kendi gelirleri ile giderlerini karşılaya- bilen, çağdaş işletmecilik esasları ile yönetilen, hizmet söz- leşmeleri ile çalışan, idari ve mali açıdan özerk, Ikinci Ba- samakhizmet sunumu modeline uygun bir finansman mo- deli geliştirilecektir". (sf 28) Bu aşamada "... sağlık hizmetleri geliştirilecek hizmet sözleşmeleri ile satın alınacak"; "gerçekçi fiyatlama tes- pitinin yapılabilmesiiçin modern ölçme ve izleme yöntem- leri uygulamaya konulacak"; ve "ayaktan tedavi ve günü- birlik tedavi uygulamaiarı gibi maliyetleri düşürecek uygu- lamalar hayata geçirilecektir". (sf 28) Program tüm vatandaşlarımızı GSS kapsamı altına al- mayı taahhüt etmektedir. Ancak burada taahhüt edilenin, bir sağlık hizmeti olmaktan ziyade, vatandaşlarını öncelik- le kâr ve maliyetlerin düşürülmesi dürtüleriyle çalışan sağ- lık işletmelerinin korunmasız birer müşterisi haline dönüş- türen bir yönetim anlayışını uygulamak olduğu çok açıktır. Nitekim taslak 29. sayfasında "Temel Teminat Paketinin kapsamı belirlenirken... finansal açıdan uygulamaiarı teh- likeye sokacak istisnai başlıklar ve hizmetlerpaketin için- de öncelikleyeralmayacaktır" hükmüyle vatandaşların, ör- neğin kanser gibi, ağır finansal yük getiren hastalıklardan uzak durmasını öğütlemektedir! AKP hükümetinin getirmeyi arzuladığı sağlık sistemin- de, hasta ayakta tedaviyi yeterli gören muayenecilik hiz- metleriyle yetinecektir. Bundan daha fazlasını talep eden "müşteriler", "çağdaş" sağlık işletmelerinden parasına göre sağlık hizmeti satın almak durumundadır. Dolayısıy- la GSS'de çizilen çerçeve, Ankara Tabip Odası'ndan Dr. Tufan Kaan ve Dr. Selçuk Atalay'ın sözleriyle "hem sos- yal güvenliğin, hem de sağlığın kamusal niteliklerinin or- tadan kalkması ve kendi kaderlerine terk edilmesi anlamı- nı taşımaktadır. GSS, sağlık hizmetleri sunumunun işlet- meleştirilmesi, sağlık hizmeti talep edenlerin müşteri ko- numuna gelmeleri ve toplumsal ihtiyaçların değil, kârlılı- ğın esas alındığı ve buna uygun olarak her bir hizmetin parça başı ücretlendirildiği bir modeldir". (SSK Gerçeği, Kasım 2004, ivivw.ato.org.fr) Böylesi bir dönüşüm sonunda, zaten son derece ada- letsiz biryapı sergileyen ulusal gelirin dağılımı daha da bozulacak ve Türkiye yoksulluğun arttığı ve sosyal sı- nıflar arasında uçurumların derinleştiği bir ülke olmaya sürüklenecektir. ••• Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ikinci önemli unsuru da 148 hastanesi, 212 dispanseri, 202 sağlık istasyonu, 9 ağız ve diş sağlığı merkezi, 2 hemodiyaliz merkezi, 1 huzurevi ve 1 ilaç fabrikasıyla SSK'nin tasfiye edilerek Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi projesidir. BöylelikleSSK sağlık kurumlarının özel sermaye gruplarına birer rant transferi olarak özelleştirilmesinin önü açılmış olmakta- dır. Nitekim 21 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete'deya- yımlanan 5220 Sayılı "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunun- da Değişiklik Yapılmasma Dair Kanun" ile Maliye Bakan- lığı, "SağlıkBakanlığı 'na tahsisli taşınmazlarile Sağlık Ba- kanlığı kullanımında bulunan diğer taşınmazlardan ge- rekligörünenleri, ... mülkiyetinin Hazine'ye bedelsizdev- rinden sonra" satmaya yetkili kılınmıştır. (Dr. Kaan ve Dr. Selçuk, a.g.y.) Yani, Sağlık Bakanlığı'na ait tüm sağlık ku- ruluşlarını satma yetkisi Maliye Bakanı Kemal Unakı- tan'a verilmişdurumdadır. Kamu malınave kamu hizme- ti kavramlarına "babalargibi özelleştireceğiz" anlayışı ile yaklaşan bir siyasi görüşün Türkiye'yi nerelere götürmek isteyeceği şimdiden bellidir. ••• Nihai tahlilde ise sorunun özü şudur: Türkiye, uluslara- rası işbölümünde yüksek borçlu bir ülke olarak gözük- mekte ve öncelikle borçlarının çevrilmesi görevi yüküm- lülüğüyle, IMF ve ulusal ve uluslararası finans sermayesi tarafından denetim altında tutulmaktadır. öte yandan 2003 ve 2004 Türkiyesi'nde çok yüksek tempolu büyü- me ve kamu sektöründe ulaşılan faiz dışı fazla bütçe he- deflerine rağmen borç yükünün azaltılamadığı gözük- mektedir. Kamu harcamalarındaki kesintilerin ve vergi ge- lirlerinin de sınırına gelinmiş olduğu izlenmektedir. Dolayısıyla, Sağlıkta Dönüşüm Programı özünde, ge- rek IMF'ye gerekse ulusal ve uluslararası sermaye çev- relerine aktarılacak yeni kaynak arayışı içinde olan tari- katlar koalisyonu AKP'nin kısa dönemde gerçekleştir- meye çabaladığı bir rant transferi ve güven tazeleme operasyonu olarak değerlendirilmelidir. İLGİ TOPLUMÜNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK [email protected] Insanın mutluluğu kişi başına düşen milli gelir rakamlarıyla ölçülebilir mi? Kuşkusuz gelir, gerek bıreyler, gerekse toplumlar için büyük önem taşıyor. An- cak artık öğrendik ki, kişi başına düşen milli gelirin artması mutlaka ve kendili- ğinden, örneğin eğitim ve sağlık hizmet- lerine erışimin de artacağı anlamına gel- mıyor. Birleşmış Milletler Kalkınma Örgü- tü'nün (UNDP) 2004 Insani Gelışme Ra- poru'na göre Türkiye 177 ülke arasında 88. sırada. Geçen yıla kıyasla (96. sıra- daydı) kuşkusuz ilerleme var. Ancak 1990 yılmda 70, 1995'teyse 66. sırada olduğunu hatırlayacak olursak bırakın küresel arenada diğer ülkeleri geçmeyi, 9O'lı yıllardaki yerine gelebilmesi bile hayli zaman alacak. Aaa, evet bir konu- da ilerleme sağlanmış. Bebek ölümleri oranı binde 36'ya düşürülebilmiş. Ama o konuda Vietnam, Suriye, Endonezya, Moldovya gibi ülkelerin altında kaldığı- mızı da unutmamak gerek. Tüm bu gerçekler sabitken, AKP'nin sürekli olarak Türkiye tablosunu bir ba- şarı gibi göstermesi anlaşılır gibi değil. Nitekim, elimızde bulunan, UNDP'nin 2004 Türkiye raporunda da bu durum Türkiye Neden Kalkınamıyor? (Yatağan Orneği) vurgulanarak "Türkiye'nin insani gelişim sıralamasındaki yeri, gerek ülkenin po- tansiyeli, gerek kendisiyle ilgili değer- lendirmesiyle uyum içinde değıldir" yo- rumunda bulunulrnuş. UNDP 2004 Türkiye Insani Gelişme Raporu'nun anateması Bilişim ve lletişim Teknolojileri (BİT) ile Insani Gelişme ara- sındaki ilişki olarak belırlenmiş. Bu tema- dan amaç BlT'in Türkiye'deki insani ge- lişme çabalarına yaptığı ve yapabileceği gerçek ve potansiyel katkıları ele almak. e-kasaba projesi Raporun en ilgi çekici bölümlerinden biri 2000 yılmda başlatılan bir e-kasaba projesi. Projenin amacı bir Anadolu ka- sabasındaki küçük el üretimini tanıtarak e-ticaret yoluyla bu ürünleri rekabet ede- bilir ve yaşayabilir hale getirmekti. Bura- dan yola çıkarak pilot yerleşim yeri ola- rak Denizli'ye bağlı Yatağan kasabası be- lirlendi. Kalıcı nüfusu 3 bin 500 olan ve 15. yüzyıldan beri kesici aletlerin üretildiği bir kasaba Yatağan. Ağırlıklı olarak bıçak imal eden 250 atölye bulunuyor ve bıçak üretimi neredeyse kasabanın tek ekono- mik faaliyeti. Bir anaokulu, ikı ilköğretim okulu, ikı meslek okulu ve kız öğrenciler için bir pratik sanatlar okulu bulunuyor. Yani bir anlamda, bu büyüklükte bir ka- saba için eğitim kaynaklannın özenilecek düzeyde olduğu söylenebilır. öte yandan kasabada 9 cami bulunuyor. Yatağan hal- kı dindar ve özellikle kadının statüsü açı- sından tutucu. örneğin kadınların kahve- hanelerin bulunduğu kasaba merkezın- de görülmeleri hoş karşılanmıyor. Yatağan'daki pilot proje Türkiye Bili- şim Derneği (TBD), KOSGEB, Yatağan Belediyesı ve Microsoft Şirketi tarafın- dan ortak yürütüldü. Bütçesi 441 bin do- lardı ve ilk hedefleri arasında, bir ınter- net kafe açılması, 250 kişiye başlangıç düzeyınde bilgısayar ve ınternet kullanı- mı konusunda eğitim, 250 bıçak imalat- çısına web sitesi ve e-posta adresi sağ- lanması, en az 125 bilgisayar ve intemet bağlantısı sağlanması, tıbbi aletler üre- timi konusunda eğitim ve Yatağan'ın toplam kesici alet üretiminin yüzde 10'unun ihraç edilmesi bulunuyordu. Neden başansız oldu? Projeye, 'Başarıyla sonuçlandı' de- mek mümkün değil. Ancak bir örnek va- ka olarak, neden başansız olduğunun ir- delenmesi de çok önemli. Raporda yazılı bilgilere göre, hayal kı- rıklığının ana nedenleri şöyle sıralanıyor: - Her şeyden önce projeye ayrılan tüm kaynakların kullanılmamış olması, (ör- neğin 125 bilgisayaryerine ancak 18 bil- gisayar yerleştirilebilmiş.) - geniş ölçekte üretimi destekleyecek altyapının bulunmayışı, üretimde stan- dartlaşma olamaması, - ticari kurumlann eksikliği, yabancı dil ve genel iş tekniğinin bilinmemesi, - projenin tasarımında cinsiyete ilişkin değerlerle (örneğin evli kadınların bilgi- sayar kurslarına katılmalarının hoş kar- şılanmaması) ve diğer kültürel faktörle- rin hesaba katılmaması (örneğin kurs öğ- retmeninin erkek olması), - ne e-kasaba projesi temsilcilerinin ne de bürokratların bu durumu değişti- recek bir müdahalede bulunmamış ol- maları. Tabii hedefe ulaşılamamış olsa da pro- jenin sağladığı yararlar da var. Bunlardan biri, projeden önce aralarında pek sosyal iletişım kuramayan genç kız ve erkeklerin 'meşru' kabul edilen bir amaçla internet kafede bir araya gelebilecekleri bir ortam oluşmuş olması, diğeri de bazı insanlann zihinlerinde gerek ticari, gerek sosyal açıdan ufuk açmış olması. Örneğin kimi bıçak üretidleri, alettasarımlanyla ilgili bil- gilere ulaşabiliyor ve web üzerinde makine ve alet satın alabilıyorlar. Yatağan örneği, "Türkiye neden kal- kınamıyor" sorusuna açıklık getirmesi açısından ilginç. UNDP, bireyi, kalkınma sürecinın tam merkezine yerleştiren in- sani gelişme kavramının bu yılki ana temasını bilgi ve iletişım teknolojileri olarak belirlerken iyi yönetişimden oluş- turulacak iletişim ağlarına kadar bir dizi fırsatı da gözler önüne seriyor. Hatalardan ders alınmak kaydıyla Yatağan gibi daha birçok projeye ne çok ihtiyaç var bu ülkede...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle