Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 OCAK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
J l i J v U l l t _ J İ V U - ekonomicScumhuriyet.com.tr 13
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, küresel planda da büyümeyi hedefliyor
'Artak sıçramaya hazınz'sanayici için en
önemli konunun
istikrar olduğunu
belirten Güler Sabancı, "Biz
bu istikrarı görüyoruz. Yeni
dönemde daha atak
olacağız. Artık Türkiye
sınırları içinde düşünmek
istemiyoruz. Arjantin,
Brezilya, Romanya,
Rusya da mevcut işlerde
büyüyeceğiz. DuPont 'un
tamamını almıştık. Bu
örneği bütün
sektörlerde
çoğaltacağız " dedi.
HASAN ERİŞ
Sorunlu yılların geride
kalmakta olduğunu ve Tür-
kiye'de istikrarın göıündü-
ğünü ileri süren Sabancı Hol-
ding Yönetim Kurulu Başka-
nı ve Murahhas Üyesi Güler
Sabancı, "Artıksıçramaya ha-
zınz. Bi/j izlemeye devam cdiıı.
Çevremizden vc uzaklardan
çok iyi haberler vereceğiz"
dedi.
Sabancı, holdingin CEO'su
Dr. Celal Metin ve Kurumsal
tletişim Direktörii Özer Yelçe
ile birlikte düzenlediği basın-
la sohbet toplantısmda, Sa-
bancı Toplulıığu'nun 2004yı-
lı değerlendirmesini yaptı ve
2005 yılı ile sonrasına ilişkin
hedeflerini açıkladı.
Güler Sabancı toplantıda
özetle şu noktaları vurguladı:
'îstikrar göründü'
Yüksek enflasyon ve yük-
sek faizli 9O'lı yıllarzoryıllar-
dı. Sanayici açısından da bi-
zim için de yatınm yapamadı-
ğımız yıllardı. 90'da dayak ye-
dik. 94'te Asya krizı, 2001 'de
kriz, ardından deprem... Şinı-
di Türkiye için ve bizim için
yeni bir dönem başlıyor.
'Nonnaledönüj'or'
2003'e göre 2004'iin en
önemli farkı, portföyümüzde
sanayi lehine değişiklik olma-
sıdır. İstediğimiz de budur.
90'lı yıllar dengeleri bozmuş-
tu. Sanayinin ve hizmetlerin
BAIMCI HOLDINI SABANCI GRUBU'NUN
GÖZÜYLE DÜNYA VE TÜRKİYE
• Dünya ekonomisinde 'trend üstü büyümenin'
sürmesi bekleniyoı:
• Globalpetrol ve emtia piyasalarında düşüş
bekleniyor.
• En büyük risk ABD cari açığı kaynaklı global
dengesizlikler.
Tüfe ve Sepet Kur Yıllık % Değişim
• Türkiye 'ye gelince,. AB süreci yüksek cari
açığın sürdürülebilirliğini arthnyor. Ancak
global risklere dikkat.
• AB müzakere süreci ile ekonomiye uzun vadeli
bir istikrar çıpası geliyor.
• YTL: Istikrarlı ekonomi. Ancak sıkı para ve
parasal disipline devam, yapısal reformlara hız.
• 2005 'te dolar ortalama 1.392 YTL, yıl
sonunda ise 1.450 YTL olacak.
• Kişi başına milligelir 4bin 873 dolarayükselecek.
Konsolide Bütçe Açığı/GSMH %
Sabancı, toplantıya CEO Celal Metin 'le birlikte katıldı.
-7.6 -7.1
10» 1961 1902 1903 1994 1S95 1996 1997 1996 1999 2000 2001 2002 20O3 2004 ZO05T 2006 2007
ü
payı yüzde 40'lara gerilemiş,
finansın payı yüzde 60'lara
çıkmıştı. 2004'te bu oran yüz-
de 50-yüzde 50 oldıı. Yani du-
runı normale dünüyor.
Türkiye ekonomisinde is-
tikrar artıyor. Bir sanayici için
en önemlisi istıkrardır, önü-
müzü görebilmektir. IMF ve
AB ile yapılan son anlaşnıalar,
istikran arttırmıştır. Biz bu is-
tikrarı görüyoruz. Projeksi-
yonlara göre Türkiye önıi-
müzdeki üç yıl içinde, yılda
en az yüzde 5-6 oranında bü-
yüyecek. Buna inanıyoruz.
Yeter ki bu süre içinde vergi
reformu gibi, kayıt dışı gibi
sorunlar hallolsun. Bu çerçe-
vede, holding olarak bunun da
üzerinde büyümeyi planlıyo-
rıız. Şimdi tam zıplama döne-
mindeyiz. Zıplamaya hazınz.
'Geııişlctilmiş Türkiye'
Yeni dönemde daha atak bir
politika izleyeceğiz. Mevcut
işlerimizin bir kendi organik
büyümesi olacak, bir de satı-
nalmalarla büyüyeceğiz. Gru-
bun yer aldığı altı sektörün her
birinde iddiamız var. Finans-
hizmetler, çimeııto, kimya ve
dış ticaret, gıda- perakendeci-
lik, lastik-otomotıv ve tekstıl
sektörlerinde rakıplerimize
göre en verımli biz olacağız.
Şimdi, yeni bir tarif yapıyo-
ruz. "Genişletümiş Türkiye"
diyoruz. Bundan sadece ihra-
catı değil, genişletilınış bir ye-
rel pazarı anlıyoruz. Türkiye
sınırları içinde düşünmek iste-
miyoruz. Romanya, Rusya...
Mevcut işlerde büyüyeceğiz.
DuPontSa örneğini (Sabancı
Grubu geçen yıl 1 milyar do-
lar cirolu DuPontSA'nın tama-
mını almıştı) bütün sektörler-
de düşünüyoruz
'Brezüya'yı çok sevdik'
Sadece çevremizden değil,
çok uzaklardan da haber vere-
ceğiz. Arjantin'deki yatınm
(DupontSa) çok ıyi gidiyor.
Brezılya'yı çok sevdik. Du-
Pont örneğini arttıracağız.
Önümüzdeki birkaç ay içinde
'Bizi izlemeye devam edin!'
AB SÜRECİ VE
KIBRISSORUNU
AB'nin kolay bir süreç olmadığının
kabul edilmesi gerektiğini belirten
Güler Sabancı, "3 Ekim'e kadar
Kıbns'ın bir sorun olmaktan
çıkanlması gerektiğini ileri sürdü.
"AB sürecinde artık günlük hayatı
etkileyecek konular gündeme
gelecek" diyen Sabancı şöyle devam
ettı "1 lııkıık, altyapı sonınlan
gündeme gelecek. Doğru bir süreç
olduğunu düşünüyoruz. Artık
halletmemiz gereken sorunlar, Kıbrıs
gibi, var. 3 Ekim gelmeden Kıbns'ı bir
sorun olmaktan çıkarmamız
gerekiyor. Ben çok ıımutluyıım."
DEMİR SABANCI
OLAYI VESONRASI
Sabancı Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Güler Sabancı, basınla sohbet
toplantısmda yöneltilen bir soru
üzerine grubun profesyonelleşmesi ve
yönetim ile hissedar ilişkileri
konusuna da değindi. Sabancı, Demir
Sabancı'nın hisselerini de satarak
yönetimden ayrılması konusunda
yöneltilen bir soru üzerine şunlan
söyledi: "Profesyonelleşme ve
kurumsallaşma açısından Sabancı
Holding bir ilk olacak. Bu işe rahmetü
(Sakıp Sabancı) çokönem verirdi.
Biz buna Gümriik Birliği'nden sonra
başlamıştık. AB sürecinde dc böyle
olacak. Biz bu süreçten, yönetim
kurulunun, yürütmenin görev ve
sorumlulukları ilc hissedarların
görev ve sorunıluluklarının
aynşmasını anlıyoruz.
HACIÖMER
1 KİŞİYDÎAMA..
Bu çerçevede, Demir Bey'in hisselerini
satıp ayrılması ne ilk ne de son olacak.
Hacı Omer Sabancı bir kişiydi. Altı
oğlu vardı. Torunlar oldu. 4. nesil
gelmek üzere. Yüzlerce ortagın olduğu
bir kurumda hisselerin alınıp satılması
normaldir. Sabancı Holding
kurumları, organizasyonu ile,
yetkinlikleriyle yoluna devam ediyor."
18 YIL HAPtS tSTENlYOR
Uzanlar ÇEAŞ
için rüşvetverrniş
ADANA (Cumhuri-
yct Bürosu) - Sermaye
Piyasası Kurulu'nun, is-
tenilen bilgilerin ve bel-
gelerin verilmediği ve
imtiyaz sözleşmelerine
uyulmadığı gerekçesiy-
le 2003 yılmda el koy-
duğu Çukurova Elektrik
AŞ (ÇEAŞ) ile ilgili de-
netim ve incelemelerde
Kemal Uzan'ın, bilirki-
şilere rüşvet verdiği be-
lirlendi. SPK'nin, iste-
mini değerlendiren ve
somşturmayı tamamla-
yan Adana Cumhuriyet
Savcısı Levent Budak,
Uzan hakkında 18 yıla
kadar, aracılık eden ve
rüşvet alan kişiler hak-
kında da 10'ar yıla va-
ran ceza istemiyle dava
açtı.
Yapılan incelemede,
Kemal Uzan'ın, davanın
bilirkişileri Ufuk Yıldı-
rım, Evren Değer, Cenk
Demirbay ve Emrah
Tülü'ye, Berke Bara-
jı'nda Proje Müdürlüğü
yapan M. Ertuğrul Ba-
şar aracıhğıyla 3'ermil-
yarTL. rüşvet verdiğini
saptayan SPK, Adana
Cumhurıyet Savcılı-
ğı'na, Kemal Uzan,
rüşvete aracılık eden
Başar ve rüşveti alan 4
kişi hakkında suç du-
yurusunda bulundu.
Davanın önümüzdeki
!
günlerde başlayacağı
öğrenilirken iddianame-
de, Uzan ve Başar'ın
ÇEAŞ'ın bir katrilyon
619 trilyon 488 milyar
olaıı aktif toplam değe-
rini daha yüksek göster-
meleri için verdiği, di-
ğer dört sanığın da bunu
kabul ederek değerı bir
katrilyon 890 trilyon
525 milyara yükselttik-
lerinin yer aldığı edini-
len bilgiler arasında.
KOÇ VE SABANCI'DAN SONRA
Doğan ve Çukurova
Telekom 'a talip
BABACAN, KOÇ, YALÇINDAĞ, ŞAHENK
ürkiyetten4genç
küresel lider
ANKARA(ANKA)
- Doğan Grubu ile Çu-
kurova Grubu, Türk
Telekom ihalesine gi-
riyor. Doğan Holding,
ihale için şartname
alırken Turkcell'in iş-
tiraki olan Turktell'in-
se geniş tabanlı bir
konsorsiyumla ihaleye
katılacağı bildirildi.
Doğan Holding'den
Borsa'ya gönderilen
açıklamada, Hol-
ding'in Özelleştirme
îdaresi Başkanlığı
(ÖİB) tarafından 25
Kasım 2004'te ilan
edilen Türk Tele-
kom'un yüzde 55 ora-
nındaki hissesinin
blok salışına ilişkin
ihaleye katılmak üzere
şartname aldığı ve ön
yeterlilik başvurusun-
da bulunduğu belirtil-
di.
Turkcell'den yapılan
açıklamadaysa şirke-
tin iştiraki olan Turk-
tell Bilişim AŞ'nin,
ihale sürecine katılımı
için gerekli çalışmala-
n yaparak başvuruda
bulunmasına karar ve-
rildiği kaydedildi.
Ali Babacan
CENEVRE/AN-
KARA(AA)-Dün-
yanın geleceğini
şekillendirecek
237 genç küresel
lider belirlendi.
Genç küresel li-
derler arasında,
Türkiye'den Dev-
let Bakanı AJi Ba-
bacan, Koç Hol-
ding Bilgi Tekno-
lojisi Grubu Başka-
nı Ali Koç, Doğuş
Holding Yönetim Ku-
rulu Başkanı Ferit Şa-
henk ve Kanal D Ceo'su
Arzuhan Yalçındağ bulu-
nuyor.
Ürdün Kraliçesi Raııia
başkanlığında oluşturulan
ve New York Times yayın-
cısı ArthurSulzberger, Re-
uters Başkanı Tom Glocer
ile Japon Ulusal Televizyo-
nu NHK Başkanı Katsuji
Ebisawa gibi tanınmış
medya mensuplarının bu-
lunduğu bir uluslararası
komite tarafından, dünya
genelinde 8 bm aday ara-
sından seçilen 237 genç
küresel lider, Dünya Eko-
nomik Forıımu Başkanı
Klaus Schwab tarafından
açıklandı. Genç küresel li-
derler, Davos'taki Genç
Küresel Liderler Foru-
mu'nda da yer alacaklar.
Verilen bilgiye göre genç
küresel liderler, daha iyi
küresel bir gelecek için, ge-
lecek beş yıl boyunca ener-
jilerini birleştirerek işbirli-
ği içinde hareket edecek-
ler. 237 genç küresel lider,
ilk zirve toplantılarını, 24-
28 Haziran tarihlerinde, îs-
viçre'nin Zermatt şelırinde
gerçekleştirecek.
EKONOMt POLİTtK
ERİNÇ YELDAN
Sağlıkta Dönüşüm
Programı ve Gerçekler
"Sağlıkta Dönüşüm Programı" AKP hükümetinin Dün-
ya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşların doğrudan
gözetim ve yönlendiriciliğinde, sağlık sektöründe yürüt-
mekte olduğu düzenlemelerin genel adıdır. Bu programın
ana eksenini oluşturan düzenlemeler şunlardır:
• Genel Sağlık Sigortası ve Temel Teminat Paketi;
• Birinci basamak sağlık hizmetinde sağlık ocaklarının
yok edilmesi ve aile hekimliği sistemine geçilmesi;
• SSK sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı'na devri ve
özelleştirilmeleri için altyapının hazırlanması;
• Tüm sağlık çalışanlarının sözleşmeli personel olarak
çalıştırılması.
Program bir bütün olarak değerlendirildiğinde, AKP
hükümetinin esas amacının sağlık hizmetlerini piyasa ko-
şullarında üretilecek ve satılacak bir ticari mal olarak
özel sermaye kuruluşlarına devretmek olduğu açıkça
görülmektedir.
• • •
Genel Sağlık Sigortası (GSS), sosyal güvenlik reformu
ile birlikte Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın en önemli un-
surudur. Ancak 29 Temmuz 2004 tarihli yasa taslağına gö-
re "yeni bütünleşik biryapı altında... GSS'nin sağlık hiz-
meti sunması düşünülmediği gibi, SSK'de olduğu üzere
eczane işletmesiyapması da düşünülmemektedir". (sf. 27)
.Buna karşın, "bireylerin sağlıklarının korunması ve hasta-
lıklannın önlenmesi için ... Aile Hekimliği'ne dayalı Birinci
Basamak hizmet modeline uygun bir finansman modeli
geliştirilecektir". Daha ileri tetkik ve yatarak tedavi gerek-
tiren hallerde ise "..kendi gelirleri ile giderlerini karşılaya-
bilen, çağdaş işletmecilik esasları ile yönetilen, hizmet söz-
leşmeleri ile çalışan, idari ve mali açıdan özerk, Ikinci Ba-
samakhizmet sunumu modeline uygun bir finansman mo-
deli geliştirilecektir". (sf 28)
Bu aşamada "... sağlık hizmetleri geliştirilecek hizmet
sözleşmeleri ile satın alınacak"; "gerçekçi fiyatlama tes-
pitinin yapılabilmesiiçin modern ölçme ve izleme yöntem-
leri uygulamaya konulacak"; ve "ayaktan tedavi ve günü-
birlik tedavi uygulamaiarı gibi maliyetleri düşürecek uygu-
lamalar hayata geçirilecektir". (sf 28)
Program tüm vatandaşlarımızı GSS kapsamı altına al-
mayı taahhüt etmektedir. Ancak burada taahhüt edilenin,
bir sağlık hizmeti olmaktan ziyade, vatandaşlarını öncelik-
le kâr ve maliyetlerin düşürülmesi dürtüleriyle çalışan sağ-
lık işletmelerinin korunmasız birer müşterisi haline dönüş-
türen bir yönetim anlayışını uygulamak olduğu çok açıktır.
Nitekim taslak 29. sayfasında "Temel Teminat Paketinin
kapsamı belirlenirken... finansal açıdan uygulamaiarı teh-
likeye sokacak istisnai başlıklar ve hizmetlerpaketin için-
de öncelikleyeralmayacaktır" hükmüyle vatandaşların, ör-
neğin kanser gibi, ağır finansal yük getiren hastalıklardan
uzak durmasını öğütlemektedir!
AKP hükümetinin getirmeyi arzuladığı sağlık sistemin-
de, hasta ayakta tedaviyi yeterli gören muayenecilik hiz-
metleriyle yetinecektir. Bundan daha fazlasını talep eden
"müşteriler", "çağdaş" sağlık işletmelerinden parasına
göre sağlık hizmeti satın almak durumundadır. Dolayısıy-
la GSS'de çizilen çerçeve, Ankara Tabip Odası'ndan Dr.
Tufan Kaan ve Dr. Selçuk Atalay'ın sözleriyle "hem sos-
yal güvenliğin, hem de sağlığın kamusal niteliklerinin or-
tadan kalkması ve kendi kaderlerine terk edilmesi anlamı-
nı taşımaktadır. GSS, sağlık hizmetleri sunumunun işlet-
meleştirilmesi, sağlık hizmeti talep edenlerin müşteri ko-
numuna gelmeleri ve toplumsal ihtiyaçların değil, kârlılı-
ğın esas alındığı ve buna uygun olarak her bir hizmetin
parça başı ücretlendirildiği bir modeldir". (SSK Gerçeği,
Kasım 2004, ivivw.ato.org.fr)
Böylesi bir dönüşüm sonunda, zaten son derece ada-
letsiz biryapı sergileyen ulusal gelirin dağılımı daha da
bozulacak ve Türkiye yoksulluğun arttığı ve sosyal sı-
nıflar arasında uçurumların derinleştiği bir ülke olmaya
sürüklenecektir.
•••
Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ikinci önemli unsuru
da 148 hastanesi, 212 dispanseri, 202 sağlık istasyonu,
9 ağız ve diş sağlığı merkezi, 2 hemodiyaliz merkezi, 1
huzurevi ve 1 ilaç fabrikasıyla SSK'nin tasfiye edilerek
Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi projesidir. BöylelikleSSK
sağlık kurumlarının özel sermaye gruplarına birer rant
transferi olarak özelleştirilmesinin önü açılmış olmakta-
dır. Nitekim 21 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete'deya-
yımlanan 5220 Sayılı "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunun-
da Değişiklik Yapılmasma Dair Kanun" ile Maliye Bakan-
lığı, "SağlıkBakanlığı 'na tahsisli taşınmazlarile Sağlık Ba-
kanlığı kullanımında bulunan diğer taşınmazlardan ge-
rekligörünenleri, ... mülkiyetinin Hazine'ye bedelsizdev-
rinden sonra" satmaya yetkili kılınmıştır. (Dr. Kaan ve Dr.
Selçuk, a.g.y.) Yani, Sağlık Bakanlığı'na ait tüm sağlık ku-
ruluşlarını satma yetkisi Maliye Bakanı Kemal Unakı-
tan'a verilmişdurumdadır. Kamu malınave kamu hizme-
ti kavramlarına "babalargibi özelleştireceğiz" anlayışı ile
yaklaşan bir siyasi görüşün Türkiye'yi nerelere götürmek
isteyeceği şimdiden bellidir.
•••
Nihai tahlilde ise sorunun özü şudur: Türkiye, uluslara-
rası işbölümünde yüksek borçlu bir ülke olarak gözük-
mekte ve öncelikle borçlarının çevrilmesi görevi yüküm-
lülüğüyle, IMF ve ulusal ve uluslararası finans sermayesi
tarafından denetim altında tutulmaktadır. öte yandan
2003 ve 2004 Türkiyesi'nde çok yüksek tempolu büyü-
me ve kamu sektöründe ulaşılan faiz dışı fazla bütçe he-
deflerine rağmen borç yükünün azaltılamadığı gözük-
mektedir. Kamu harcamalarındaki kesintilerin ve vergi ge-
lirlerinin de sınırına gelinmiş olduğu izlenmektedir.
Dolayısıyla, Sağlıkta Dönüşüm Programı özünde, ge-
rek IMF'ye gerekse ulusal ve uluslararası sermaye çev-
relerine aktarılacak yeni kaynak arayışı içinde olan tari-
katlar koalisyonu AKP'nin kısa dönemde gerçekleştir-
meye çabaladığı bir rant transferi ve güven tazeleme
operasyonu olarak değerlendirilmelidir.
İLGİ TOPLUMÜNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK 02fcm.yuzak@cumh11riyetc0m.tr
Insanın mutluluğu kişi başına düşen
milli gelir rakamlarıyla ölçülebilir mi?
Kuşkusuz gelir, gerek bıreyler, gerekse
toplumlar için büyük önem taşıyor. An-
cak artık öğrendik ki, kişi başına düşen
milli gelirin artması mutlaka ve kendili-
ğinden, örneğin eğitim ve sağlık hizmet-
lerine erışimin de artacağı anlamına gel-
mıyor. Birleşmış Milletler Kalkınma Örgü-
tü'nün (UNDP) 2004 Insani Gelışme Ra-
poru'na göre Türkiye 177 ülke arasında
88. sırada. Geçen yıla kıyasla (96. sıra-
daydı) kuşkusuz ilerleme var. Ancak
1990 yılmda 70, 1995'teyse 66. sırada
olduğunu hatırlayacak olursak bırakın
küresel arenada diğer ülkeleri geçmeyi,
9O'lı yıllardaki yerine gelebilmesi bile
hayli zaman alacak. Aaa, evet bir konu-
da ilerleme sağlanmış. Bebek ölümleri
oranı binde 36'ya düşürülebilmiş. Ama
o konuda Vietnam, Suriye, Endonezya,
Moldovya gibi ülkelerin altında kaldığı-
mızı da unutmamak gerek.
Tüm bu gerçekler sabitken, AKP'nin
sürekli olarak Türkiye tablosunu bir ba-
şarı gibi göstermesi anlaşılır gibi değil.
Nitekim, elimızde bulunan, UNDP'nin
2004 Türkiye raporunda da bu durum
Türkiye Neden Kalkınamıyor? (Yatağan Orneği)
vurgulanarak "Türkiye'nin insani gelişim
sıralamasındaki yeri, gerek ülkenin po-
tansiyeli, gerek kendisiyle ilgili değer-
lendirmesiyle uyum içinde değıldir" yo-
rumunda bulunulrnuş.
UNDP 2004 Türkiye Insani Gelişme
Raporu'nun anateması Bilişim ve lletişim
Teknolojileri (BİT) ile Insani Gelişme ara-
sındaki ilişki olarak belırlenmiş. Bu tema-
dan amaç BlT'in Türkiye'deki insani ge-
lişme çabalarına yaptığı ve yapabileceği
gerçek ve potansiyel katkıları ele almak.
e-kasaba projesi
Raporun en ilgi çekici bölümlerinden
biri 2000 yılmda başlatılan bir e-kasaba
projesi. Projenin amacı bir Anadolu ka-
sabasındaki küçük el üretimini tanıtarak
e-ticaret yoluyla bu ürünleri rekabet ede-
bilir ve yaşayabilir hale getirmekti. Bura-
dan yola çıkarak pilot yerleşim yeri ola-
rak Denizli'ye bağlı Yatağan kasabası be-
lirlendi. Kalıcı nüfusu 3 bin 500 olan ve 15.
yüzyıldan beri kesici aletlerin üretildiği bir
kasaba Yatağan. Ağırlıklı olarak bıçak
imal eden 250 atölye bulunuyor ve bıçak
üretimi neredeyse kasabanın tek ekono-
mik faaliyeti. Bir anaokulu, ikı ilköğretim
okulu, ikı meslek okulu ve kız öğrenciler
için bir pratik sanatlar okulu bulunuyor.
Yani bir anlamda, bu büyüklükte bir ka-
saba için eğitim kaynaklannın özenilecek
düzeyde olduğu söylenebilır. öte yandan
kasabada 9 cami bulunuyor. Yatağan hal-
kı dindar ve özellikle kadının statüsü açı-
sından tutucu. örneğin kadınların kahve-
hanelerin bulunduğu kasaba merkezın-
de görülmeleri hoş karşılanmıyor.
Yatağan'daki pilot proje Türkiye Bili-
şim Derneği (TBD), KOSGEB, Yatağan
Belediyesı ve Microsoft Şirketi tarafın-
dan ortak yürütüldü. Bütçesi 441 bin do-
lardı ve ilk hedefleri arasında, bir ınter-
net kafe açılması, 250 kişiye başlangıç
düzeyınde bilgısayar ve ınternet kullanı-
mı konusunda eğitim, 250 bıçak imalat-
çısına web sitesi ve e-posta adresi sağ-
lanması, en az 125 bilgisayar ve intemet
bağlantısı sağlanması, tıbbi aletler üre-
timi konusunda eğitim ve Yatağan'ın
toplam kesici alet üretiminin yüzde
10'unun ihraç edilmesi bulunuyordu.
Neden başansız oldu?
Projeye, 'Başarıyla sonuçlandı' de-
mek mümkün değil. Ancak bir örnek va-
ka olarak, neden başansız olduğunun ir-
delenmesi de çok önemli.
Raporda yazılı bilgilere göre, hayal kı-
rıklığının ana nedenleri şöyle sıralanıyor:
- Her şeyden önce projeye ayrılan tüm
kaynakların kullanılmamış olması, (ör-
neğin 125 bilgisayaryerine ancak 18 bil-
gisayar yerleştirilebilmiş.)
- geniş ölçekte üretimi destekleyecek
altyapının bulunmayışı, üretimde stan-
dartlaşma olamaması,
- ticari kurumlann eksikliği, yabancı dil
ve genel iş tekniğinin bilinmemesi,
- projenin tasarımında cinsiyete ilişkin
değerlerle (örneğin evli kadınların bilgi-
sayar kurslarına katılmalarının hoş kar-
şılanmaması) ve diğer kültürel faktörle-
rin hesaba katılmaması (örneğin kurs öğ-
retmeninin erkek olması),
- ne e-kasaba projesi temsilcilerinin
ne de bürokratların bu durumu değişti-
recek bir müdahalede bulunmamış ol-
maları.
Tabii hedefe ulaşılamamış olsa da pro-
jenin sağladığı yararlar da var. Bunlardan
biri, projeden önce aralarında pek sosyal
iletişım kuramayan genç kız ve erkeklerin
'meşru' kabul edilen bir amaçla internet
kafede bir araya gelebilecekleri bir ortam
oluşmuş olması, diğeri de bazı insanlann
zihinlerinde gerek ticari, gerek sosyal
açıdan ufuk açmış olması. Örneğin kimi
bıçak üretidleri, alettasarımlanyla ilgili bil-
gilere ulaşabiliyor ve web üzerinde
makine ve alet satın alabilıyorlar.
Yatağan örneği, "Türkiye neden kal-
kınamıyor" sorusuna açıklık getirmesi
açısından ilginç. UNDP, bireyi, kalkınma
sürecinın tam merkezine yerleştiren in-
sani gelişme kavramının bu yılki ana
temasını bilgi ve iletişım teknolojileri
olarak belirlerken iyi yönetişimden oluş-
turulacak iletişim ağlarına kadar bir dizi
fırsatı da gözler önüne seriyor.
Hatalardan ders alınmak kaydıyla
Yatağan gibi daha birçok projeye ne çok
ihtiyaç var bu ülkede...