Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2005 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
Koçak Yayıncılık, yılda 1 milyon 250 bin kitabı 150 araçla Anadolu'ya ulaştınyor
Yürüyen kitabevi yollarda12Eylül mağduru
olan Koçak
Yayıncılık Genel
Koordinatörü
Hikmet Koçak,
ilgisiz olan insanları
kitaba yönelttiklerini
belirterek,
"Çalışanlanmızın her
biri birer kültür elçisi
konumunda" dedi.
Koçak, en çok kitap
okuyan kesimin köy
öğretmenleri ve
üniversite
öğrencileri
olduğunu söyledi
F1RATKOZOK
ANKARA - Koçak Yayıncılık, 150
araçlık kapasitesi, 200'ün üzerinde satış
temsilcisiyle Türkiye'nin ve KKTC'nin
dört bir yanındaki il, ilçe, kasaba ve köy-
lere kitap ulaştınyor.
Koçak Yayıncılık Genel Koordinatörü
Hikmet Koçak, yalnızca 2003 yılında 1
milyon 250 bin kitabı okuyucuyla buluş-
turduklannı söyledi. Koçak, kitap almaya
da okuma düşüncesi olmayan insanları
kitaba yönlendirdiklerini anlattı. Koçak Ya-
yıncılık'ın genel koordinatörü Hikmet
Koçak'la çahşmaları üzerine konuştuk.
-Çalışma yönteminiz hakkında bilgive-
rirmisiniz?
Kuruluşumuz, kitabın ulaşmadığı yer-
lere ilk olarak ulaşmayı prensip edinmiş,
sosyal hedefleri olan bir kurumdur. Ta-
nıtım ve satış temsilcilerimizin yüzler-
cesi, Anadolu'da zor şartlar altında, ai-
lelerinden uzakta, kar kış dinle-
meksizin, araçlara yükledikleri
kitap ve kültür ürünlerini okuyu-
cuya ulaştırmanın zor ama kutsal
mücadelesini veriyor. Kuruluşu-
muzun, 150 araçlık bir taşıt filo-
su bulunmakta ve her aracımız bir
şoför, bir satış temsilcisine tahsis
edilmektedir.
Koçak Yayıncılık bünyesinde
çalışanlar, unutulmuş bölgelere
kitap, ansiklopedi, eğitim CD setleri; ya-
ni kültür götürüyorlar. Bir başka deyiş-
le, çalışanlanmızın her biri birer kültür
elçisi konumundadır.
- Bu işe ııasıl başladınız?
Bu işe yokluktan ve başka hiçbir iş ya-
pamayacağımız için başladım. Biz 12 Ey-
lül sektörüyüz, 12 Eylül ihtilali gerçek-
leşmeseydi kitap pazarlama sektörü de
bu kadar gelişmeyecekti.
12 Eylül öncesi, Tanm Bakanlığı'nda
ziraat teknisyeni olarak çalışıyordum.
12 Eylül'de, tüm demokratik kitle
örgütü başkanlan gibi, beni de gö-
zaltına aldılar ve takibinde memu-
riyetten açığa alındım. Gazete ilan-
lannda iş ararken bana en ilginç ge-
len iş olan ansiklopedi pazarlama
işine girdim ve işi en iyi şekilde
yaparak yoluma devam ettim.
10 bin farklı kitap
-Anadolu'ya kaç ürünleyöneByorsunuz?
Koçak Yayıncılık olarak, bız ürünleri
okuyucuya set halinde ulaştınnz. Nâzım
Hikmet Seti, Yaşar Kemal Seti, Dünya
Klasiklen gibi, her bir set ortalama 20-25
kitaptan oluşur.
Yaşar Kemal'i seven, yazarın 39 kita-
bını, Server Tanilli'yi seven yazann 20
kıtabını birden satın alıyor. Koçak Yayın-
cılık olarak ürün listemizde 400'e yakın
set halinde kitap ve kültür ürünü bulun-
CHP'den veri imtiyazınatepki
Kapitülasyonlar
dönemi başladı
• Ilaçta "veri imtiyazı"nın
Başbakan Erdoğan'ın Avrupa
Birliği'ne verdiği imtiyazlardan biri
olduğunu savunan Neşşar, "Bu, yeni
kapitülasyonlann uygulamaya
konulduğunun işaretidir" dedi.
AYŞE SAYTN
ANKARA - AB'nin Türkiye'ye "nota"
vermesine yol açan ilaçta "veri imtiyazı''
tartışması büyüyor. CHP'nin hekim kökenli
milletvekillerinden Mehmet Neşşar, AB'nin
Gümrük Birliği hükümlerini gerekçe göstererek
"veri imtiyazTnın, 1 Ocak 2005 değil, 5 yıl
önceyi kapsayacak şekilde uygulanmasında ısrar
ettiğini biîdirdi. "Veri imtiyazTnın Başbakan
Tayyip Krdoğan'ın 17 Aralık öncesi "kapalı
kapılar ardında verdiği tavizler"den biri olduğu
savları bulunduğunu belirten Neşşar, "Bu, yeni
kapitülasyonlann uygulamaya konulduğunun
işaretidir" dedi. AB'nin gümrük birliği
anlaşması çerçevesinde, ilacı ilk keşfeden
firmaya, diğer firmaların "eşdeğerlerini
üretmesini engelleyecek" şekilde "veri imtiyaa"
hakkı tanınması yönündeki istemi karşısında
Türkiye, "çıkış yolu" anyor. Hükümetin bu
konuda hazırladığı ve 1 Ocak 2005'ten itibaren
geçerli olması planlanan yönetmelik, 20 yıllık
patent koruması olan ilaçların eşdeğerlerinin 6
yıl boyunca üretilmeyeceğini öngörüyor. Ancak
hükümet, AB'den gelen baskılar nedeniyle
yönetmeliği uygulamaya koyamıyor.
'Yılda 205 milyon ılolarlık kayıp oluşur'
CHP'li Neşşar, AB'nin uygulamanın 5 yıl
öncesinden başlatılmasını istediğini, AB
yetkililerinin, 1 Ocak 2005'ten itibaren
uygulamanın başlatılmasını öngören
yönetmeliği kabul etmeyeceğini hükümete
ilettiğini bclirtti. Naşşar, yönetmeliğin bu
haliyle uygulanması halinde bile Türkiye'nin 6
yılda 14 milyar dolar, yerli ilaç sanayicilerinin
ise yılda 250 milyon dolar kaybedeceğine
dikkat çekti. Türkiye'nin uluslararası
sözleşmelerle altına imza koyduğu "veri
imtiyaa" konusunu AB sürecinde bir pazarlık
unsuru olarak kullanıp uygulamayı daha uzun
dilimlere yaymasının mümkün olduğunu
kaydeden Neşşar, şu görüşleri dile getirdi:
"Taahhüt ettigİmiz anlaşma ile yerli ilaç
flrmalannın, yeni üretilen ilaçların benzerlerini
üreterek satmaları için patent süresine ek olarak
6-10 yıl arasında ck siire geçmcsi gerekiyor. Bu
da ilacı Uk keşfeden firmaya, yatınm maliyetleri
karşısında 20-30 yıla varabilen bir tekel
oluşturma olanağı sağlıyor. Ancak bu
uygulama, gelişmekte olan ülkclerde geri ödeme
kurumlanna ve ülke ekonomilerine büyük ek
yuk getirdiği için tartışma konusu oluyordu.
Sektörde, Erdoğan'ın uluslararası sernıayeye bu
tavizi de verdiğJne dair dolaşan dedikodular, bu
yönetmeliğin açıklanması ile doğrulandı."
Anadolu'nun başarısı
Anadolu Üniversitesi Biyoloji Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Melih Kıyanç, Prof. Dr.
Ayşen Türk ile Kirnya bölümünden Doç.
Dr. Hayrettin Türk, Dr. Turgay Taş ve
araştırma görevlisi Meral Yılmaz'dan
oluşan araştırma ekibi antibiyotiklerle
ı ilgili uzun süredir devam eden
j çalışmalarını tamamladı. Araştırma
; sonucunda bilinenden daha güçlü bir
| antibiyotik hammadde elde edildi.
i Böylelikle antibiyotiklere karşı direnç
göstermeye başlayan mikroplara karşı
alternatif ilaç maddeleri oluşturuldu.
Bursalı kadınlann kütüphane ilgisi
Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Kütüphanesi'nden, 2004 yılında 421 bin 954
kişinin yararlandığı bildirildi. Kütüphane Müdürii Enver Karakoç, Türkçeve yabancı
dillerde tcmcl daıuşnıa ve bilgilendirme kaynaklan, edebi eserlcrve popüler yayuılann
bulunduğu kütüphanenin, yaklaşık 40 bin eseriyle Türkiye'nin en büyük5. kütüphanesi
olma özelliği taşıdığını belirtti. Karakoç, kütüphaneden en çok mart-nisan aylarında
yararlanıldığını, en az ilginin ise temmuz-ağustos aylarındayaşandığınıifadeetti. 2004
yılında kütüphaneyi en çok ziyaret edenlerin başmda 2003 yılında olduğu gibi yine
kadınlann geldiğine işaret eden Karakoç, "Kütüphaneden en çok kadınlaryaraıianıyor.
Ziyaretçi sayısının yüzde 65'ini oluşturan kadınlanmız genel okuma salonlan, Bursa
Belgeliği, Çocuk Bilgi Parkı, Mii/ik Kütüphanesi, kitap bölümü ve müzik dinleme
ünitelerinden de en çok yararlananlar arasında yer ahyor" dedi. (Fotoğraf: AA)
maktadır. Bu setleri ortalama 25 kitap di-
ye düşünürsek 400 sette, müşteriye 10
bin farklı kitapla gidiyoruz demektir.
- Kitabevlerinde bUe bulunmayan ki-
tap çeşidine sahipsiniz.
Biz Türkiye'nin en büyük kitap ruan
olan TÜYAP Istanbul Kitap Fuan'ndan
daha zengin kitap çeşidini, okuyucunun
işyerine, okuluna, yani ayağına kadar gö-
türüp uygun koşullarla sunuyoruz. Yine
en büyük kitap marketlerinden daha faz-
la kitapla okuyucuya gidiyoruz. Büyük ki-
tap marketleri, genellikle en son çıkanlar
ve çok satanlan raflanna koyarken bız
tüm kategorilerde kitabı sunuyoruz.
- Köy öğretmenleri sizleri nasıl karşıu-
yorlar?
Bizleri, en iyi karşılayanlar köy öğ-
retmenleridirler. Türkiye'de en çok kita-
bı 2 kesim okuyor. Birinci kesim köy
öğretmenleridir. İkincı kitap dostu ke-
simse üniversite öğrencileridir.
SİSTEME ELEŞTİRİ
Ezbercilik
yaratıcılığı
köreltiyorANKARA (ANKA) - Türkiye'deki
eğitim sisteminin, ezberci, üretime
dönük olmayan, yeniliklere kapalı, aşırı
merkezci yapısıyla çocukların
yaratıcılıklannı körelttiği bildirildi.
Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr.
Aysel Köksal Akyol ile Gazı
Üniversitesi'nden öğretim görevlisi
Hale Koçer Çiftçibaşı,
"Öğretmen Dergisi"nde
yayınılanan okul çağındaki
çocuklara ilişkin
incelemelerinde, okullarda
çocuklara tek tip eğitim
verildiğine işaret ettiler.
Eğitimciler, yaratıcılığı destekleyen
okullarda ne gibi özellikJerin
olması gerektiğini ise şöyle
sıraladı: • Üründen çok sürece
önem verilir, çocuklar sonuç
için için zorlanmazlar, farklı çözümler
keşfetmeleri için desteklenirler. •
Çocukların derinlemesine kaııldıkları
etkinliklerde zaman sınırlaması
kaldınhr. • Çocuklara kendilerini
ifade edeceklen özgür bir atmosfer
sunulur. • Öğretmenler çocuklara
yaratıcılık sürecinde müdahale
etmezler. • Çocuklann fikirlerini
arkadaşlarıyla da paylaşmaları için de
ortam yaratılır. • Beyin fırtınası
tekniği kullanılarak çocuklara
düşüncelerini söyleme olanağı sağlanır.
CHP, Meclis'te görüşülen tasannın IMFnin istemiyle hazırlandığını savundu
Köy HizmetierikapatılryorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Köy Hizmetieri Genel Müdürlü-
ğü'nün kaldınlmasını içeren yasa ta-
sansınınTBMM Genel Kurulu'nda
görüşülmesine başlandı.
Düzenlemeye göre, Köy Hiz-
metieri Genel Müdürlüğü kapatı-
larak yürüttüğü hizmetler Istanbul
ve Kocaeli'nde büyükşehir beledi-
yelerine, diğer illerde il özel ida-
relerine devredilecek. Is-
kân konularına ilişkin gö-
rev ve yetkiler ise Bayındır-
lık ve Iskân Bakanlığf nca
yürütülecek.
Tasarının görüşmeleri,
CHP'nin muhalefeti nede-
niyle yavaş ilerledi. CHP
Grup Başkanvekili Haluk
Koç'un, düzenlemenin ana-
yasaya aykın olduğunu söy-
lemesi üzerine de Güçlü,
yapılacak yasal düzenleme
konusunda hukuki bir olum-
suzlukla karşılaşmayacak-
larını ifade etti. Güçlü,
"Farklı bir gelişme olursa o
zaman hukuk danışmanla-
rımızı gözden geçiririz" di-
ye konuştu.
Tasannın tümü üzerinde
CHP grııbu adına konuşan
Ankara milletvekili Bay-
ram Meral, AKP milletve-
killerinin Kurban Bayra-
mı'nda memleketlerine gi-
derken karşılaşacaklan Köy
Hizmetieri görevlilerine,
"Sizi perişan ettik" diye
müjde vermeleri gerektiği-
ni söyledi. Köy Hizmetle-
ri'nin IMF'nin emriyle ka-
patıldığını ve tüm sivil top-
lum örgütlerinin buna karşı oldu-
ğunu savunan Meral, "Sizhepba-
harda yaşadığınızı zannediyorsu-
nuz. Anıa bir gün kara basacaksı-
nız ve ayağınızda ayakkabı bile ol-
mayacak" diye konuştu.
50 kişi işinden olacak
Tanm ve Köyişleri Bakanı Sami
Güçlü ise Köy Hizmetleri'nde yak-
laşık 54 bin kişinin çalıştığını, ya-
sal düzenlemenin ardından yalnız
50 kişinin işini kaybetmesinin söz
konusu olacağını bildırdi. Güçlü,
IMF ile ilgili iddialara tepki gös-
tererek "Benimle bu konuyu ne
IMF ne de Dünya Bankası konuş-
tu. Böyle bir şey istenmiş olsaydı
herhalde bakan olarak bana gelir-
di. EVIF niye böyle bir şey istesin?
Rnans konulan bitti de sıra Köy Hiz-
metleri'ne mi geldi?"
Ornurilikfelçlileriyararınagece
Onıurilik Felçlileri Derneği (OFD) yaranna düzenlenen gecede, çok sayıda sanat-
çı sevilen şarkılannı seslendinli. Pera Palas Oteli'ndeki geceye katılan Beyoğlu Be-
lediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'a, derneğc desteğinden dolayı plaket su-
nuldu. Gecede, aralarında Fatih Erkoç, Ali ve Aysun Kocatepe, Neco, Çiğdem
Tlınç, Semiha Yankı, Hurşit Yenigün ve tskender Doğan'ın da bulunduğu sanat-
çılar sevilen şarkılannı seslendirdi. tstanbul Devlet Opera ve Balesi'nden bir grup
dansçı da Carmen müzikalinden bir bölümü sergfledi. OFD eğitmenlerinden Re-
fık Azizov'un yaptığı Atatürk'ün yağlıboya tablosu açık arttınnaya çıkanldı. Tab-
lo Tekin Acar tarafından 10 bin YTL'ye satuı alındı. (FATİH ERDOĞDU)
Astım hastası
hamile kadınlara
tlaç
almaktan
korkmayın
WASHTJVGTON(AA)-
Astım rahatsızlığı yaşa-
yan hamile kadınlann,
hastalığı kontrol altında
tutmalannın, bebekleri-
nin sağlığı açısından bü-
yük önemi olduğu ortaya
çıktı. "UlusalKalp,Ak-
ciğer ve Kan Ensti-
tüsü" yetkılisi Dr.
Barbara Alving,
astım ilacı kulla-
nımının doğmamış
bebek üzennde etkı-
si olacağını, an-
cak hamilelik dö-,
nemindeki solu-
num yetmezliği-
nin daha büyük bir risk
teşkil edeceğini söyledi.
Anne adayının düzgün
nefes alamamasının doğ-
mamış bebeğe yansıya-
cağını belirten Alving,
"Kanıtlar, astım rahat-
sızlığı çekmektense ilaç
almanın daha güvenli ol-
duğunu gösteriyor" dedi.
Alving, astım hastası ha-
milelerin doktor tavsiye-
sine başvurmalannın uy-
gun olacağını söyledi.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Vur Kavramın Beline!
Nasıl olsa itiraz eden yok! Nasıl olsa meydan se-
nin yiğidim!
Işin içine solu karıştırmasalar, solu da "modern
muhafazakâr - milliyetçi" çorbasına davet etme-
seler, belki konuyu daha sağlıklı tartışmak müm-
kün olurdu. Biz size ne olduğumuzu anlatırdık, siz
de bize ne olduğumuzu söylerdiniz. Ama hastalık
müzmindir veçağımızın hastalığı, herşeyi herşey-
le karıştırmak üstüne kurulu postmodernizmdir.
Vuracaksın kavramın beline!
• ••
Türkiye'nin başına gelenler ve gelecek olanlar
konusunda iddialı ve gerçekten uyarıcı yazılarya-
zan, bir zamanlar solcu olan ve en azından solun
ekonomi eleştirisini bildiğine inandığım Serdar
Turgut, Almanya'dan döndükten sonra, bir iki ya-
zıyla ülkemizin kurtuluş reçetesini bulduğunu ilan
etti. Sağı solu bu reçeteyi tartışmaya çağırdı. Cum-
huriyet okurları için SerdarTurgut'un reçetesini kı-
sacatekrarlamaktayararvar. özetle şöyîedir: "Mo-
dern muhafazakâr - milliyetçi davranış, Türkiye'nin
sorunlarına ve başka ülkelerle arasındaki ilişkile-
rine bakarken ve daha da önemlisi bireysel yak-
laşımında 'önce vatan' diyebilen, bunu kavgası-
nın biryerinde kontrol kavramı olarak tutmayı ba-
şaran insanlara uyacak bir yeni tavırdır." Serdar
Turgut bu saptamasına, şu önemli değerlendir-
meyi de kaçınılmaz olarak ekliyor: "önce vatan di-
yen yaklaşım, Türkiye'de sağı ve solu birleştiren
noktadır."
• • •
Bakınız kaç kavram birden salhaneye doğru ko-
şaradım gidiyor. "Muhafazakâr" "modern muha-
fazakâr"a dönüşüyor. Soru sormayacaksınız. "Ne-
yi muhafaza ederek modern oluyorsunuz" soru-
su abestir. Her şeyden önce vatanı muhafaza edi-
yorsunuz. Ama "önce vatan" denildiğinde de Nâ-
zım Hikmet'in "Nâzım Hikmet vatan hainliğine de-
vam ediyor hâlâ" şiirini zinhar hatırlamayacaksı-
nız. Hele sağ denildiği zaman emperyalistlerle iş-
birliği yapanları, ABD'yi alkışlayanları, her şeyden
önce sömürü ilişkilerinin devamını güvence altına
almak isteyen ve bunun için IMF - Dünya Banka-
sı - Dünya Ticaret örgütü üçlüsüne koşulsuz bo-
yun eğen kompradorları kesinlikle ima bile etme-
yeceksiniz. "Sağ" dediğiniz, sokaklara çıkan kız-
gın delikanlılarla, başı türbanlı kızlar olsa gerektir.
Vatan nasıl, ne zaman kurtulacak peki?
Sağla sol birleştiği zaman.
Sol dediğiniz de kesinlikle işçiler, memurlar, köy-
lüler, aklı eren aydınlar değildir bu durumda. Sol,
birtakım adamlar, politikacılar, AB'yi "emeğin Av-
rupası" hayaliyle savunanlar, işçiyi çoktan terk et-
miş, onu savunmanın başka maceraları gerektir-
diğini, sistemle hesaplaşmayı aklına bile getirmek
istemeyen sendikacılardır herhalde.
* • •
Gelin şu kavramları yerli yerine oturtalım. Tarih
içinde görmekten, eskiyeni eskimeyenden ayır-
maktan kaçınmayalım:
"Milliyetçilik" kirli gömlektir, Faşizmin anasıdır.
Batı'da milliyetçilik, "Nationalismus" kavramını,
aklı başında hiçbir sosyal demokrata kabul ettire-
mezsiniz. "Ulusal" olan, yutturulmaya çalışılan ve
birtakım ciddi olgulardan destek alsa bile saldır-
gan ideolojik içeriğinden soyunamayan "küresel"e
karşı direnen gerçeği anlatır. "Yurtseverlik" ise,
vatanı saldırıya, emperyalist emellere karşı koru-
mayı, etnik, kültürel farklılıkları dışlamadan ırkçılı-
ğı dışarda bırakan en genişi ifade eden o çok gü-
zel kelimedir.
"Peki "sağ" ne, "sağcı" kim?
• •*
"Sağ" muhafaza edilmesi gereken sömürü dü-
zeni için elinden geleni yapmanın adıdır. Serdar Tur-
gut'un sık sık dile getirdiği komplolarla kendini ifa-
de eden emperyalist çıkarlarla ortaklıktır. İdeolo-
jik olarak "hep böyle kal" şarkısıdır. Ideolojide ve
politikada muhafazakârlıktır. "Sağcı" ise vatan gi-
bi bir derdi olmayan, yalnızca kârgibi bir derdi olan-
dır. Günümüzde sağ, küreselleşme politikalarına
"tam, yarım, çeyrek" teslimiyetle ifade ediliyor.
SerdarTurgut'la "önce vatan" konusunu konu-
şabiliriz. Gerçekten de vatanımız tehlikede. Dört
koldan saldırı var. Benim görüşüm, vatanı kurtar-
manın yolu, emperyalistlerle işbirliğine şöyle ya
da böyle yetenekli ve niyetli olanlarla mesafeyi aç-
maktan geçiyor. Sağı türbanlı kızlarla, sinirli deli-
kanlılarla tarif ederseniz, gerçek sağ bu arada kö-
şeyi dönüyor.
Tartışabilir, hatta anlaşabiliriz Serdar Turgut'la.
Ama bunun bir koşulu var, sapı samana karış-
tırmayacağız.
e-posta: guray.ozC» cumhuriyet.com.tr
Sanal Mahkeme Yarışması
Eğitim Servisi - Yeditepe Üniversitesi 11-12 Şubat
2005 tarihlerindc gcrçekleşecek "Avrupa Hu-
kuku Sanal Mahkeme Yanşması Bölgesel Final-
leri"ne ev sahipliği yapacak. Çok sayıda AB ve
ABD Hukuk Fakültesi takjmlannın yanşacağı
yanşmaya, AB'nin çeşitli ülkelerinden hâkim-
ler katılacak. Bu yılki yanşmada görev yapacak
hâkimler şöyle: Eski EFTA Mahkemesi Başka-
nı, halen Avrupa Komisyonu Rekabet Genel
Müdürlüğü üyesi olan Prof. Dr. Sven Norberg,
Adalet Divanı'ndan Dr. HubertMonet, Adalet
Divam İlk Derece Mahkemesi'nden Dr. Martin
Johansson, Letonya'daki European Institute'den
Prof. Dr. Peter Gjortler, Londra'daki Brick Co-
urt Chambers'ın ortaklanndan Dr. ErikPijnac-
ker Hordijk ve ünlü Ingiliz Hukuk Bürosu Nor-
ton Rose'un ortaklarından Dr. John Cooke.
Mudanya'da polen ölçilmtl
BURSA (AA) - Bursa'nın Mudanya ilçesinde, ha-
vadaki polen mıktannı tespit etmek ve meteoro-
lojik faktörlerle ilişkisini belirlemek amacıyla
ölçümler yapılmaya başlandı. Mudanya Beledi-
ye Başkanı Erol Demirtıisar, Uludağ Üniversi-
tesi (UÜ) Mühendislik-Mimarhk Fakültesi Çev-
re Mühendisliği Bölümü ile yürüttükleri proje
kapsamında, ilçe havasının "hava kalitesi ölçüm
cihazı"yla ölçüldüğünü belirtti. Mudanya'nın,
havasının özellikle kalp ve astım hastalıklanna
iyi geldiğini kaydeden Demirhisar, proje kapsa-
mında, havadaki polenlerin günlük değişimleri-
nin 3 yıl süreyle meteorolojik faktörlerle kıyas-
lanacağını, hangi polenlerin ne yoğunlukta gö-
rüleceğinin tespitinin yapılacağını söyledi. Ça-
lışmalann 48 ay sürmesi planlanıyor.