18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12OCAK 2005 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli S PB S PB B B B B 12 13 14 14 15 14 15 15 Sinop PB 12 Adana B 18 Samsun PB 14 Mersin B 17 Trabzon _Y 13 Diyarbakır Giresun Y 14 Şanhurfa B 12 Ankara Eskişehir _9 Mardin 8 Siirt Konya S 10 Hakkâri Sıvas 2 Van Zonguldak PB 12 Antalya B 20 Kars Yurdun doğu kesım- len parçalı çok bulutlu, Doğu Karadenız kıyıları yağmuriu dığeryerleraz bulutlu geçecek Mar- mara ıle yurdun ıç ve do- ğu kesımlerınde sabah saatlerınde yer yer yo- ğun olmak uzere sıs go- rulecek Hava sıcaklığı tum yurtta bıraz artacak Ruzgâr kuzey ve batı yonlerden hafıf ara sıra orta kuvvette esecek DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y PB PB PB PB Y Y Y b 3 10 10 9 11 9 10 Münıh Y 5 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB Y PB B B PB B 11 3 10 6 5 9 13 14 K 5 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahire PB PB K B PB Y K B 4 3 3 11 10 8 -5 19 B 14 Açık Parçalı bulutlu B u l J t l u k Çok bulutlu • Yağmurlu K a r i l Gok gurultuiu GUNCEL CIJNEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada Hükümeti eleştirecek içerikte haberlere fazla yer ve değer vermedikleri için AKP liderinin gözüyle ba- kınca elhak doğrudur; gazetelerin tarafsız, güveni- lir ve özgür habercilik anlayışıyla yayın yaptıkları... Iktidar başının hemen her konuda iktidarı koru- yan ve kollayan yayınlara bakarak böyle demeçler vermesi kadar doğal bir davranış olamaz. Bu yayın politikası yüzünden sokaktaki insan ge- leceğimizle ilgili AB dayatmalarından habersiz, bil- gisiz. Medya, bireyi aydınlatma görevini yerine getir- mekten özenle kaçındı. AB'nin parlak yüzünü gös- terdi. örgüte üye olur olmaz işsizliğin ortadan kal- kacağını, aç ve açıkta kimsenin kalmayacağını, her- kese Avrupa kapılarının açılacağını, neredeyse kan- sere çare bulunacağını duyumsatacak yorum ve haberlerle halk kandırıldı. Çiftçinin köylünün yiyece- ği kazığı, ülkenin ve kentlinin başına gelecekleri giz- leyen yayın politikası izlendi. Sadece Avrupalı olmanın peşinde değil böyyük medya. Bu yayın politikasıyla hükümetin AB politi- kalarını övmekle de görevli. Hem gazetecilik hem ti- caret. Bir taşla iki kuş. Muhalefet çevreleri medyayı açıkça suçluyor: "...Bugün basının birbölümü iktidara yaranmak için kendi kendini sansür ediyor ve muhalefetin görüş- lerini yansıtmıyor veya çarpıtarak yansıtıyor..." di- yor, velakin gözler kör, kulaklar sağır! •*• "Basının birbölümü" -hangi bölümü mü? Gülü ta- rife ne hacet, mal her gün kendini sergiliyor- evet, basının bir bölümü; örneğin yabancıların Türkiye'de büyük ölçüde gayrimenkul sahibi olmalarını ve bu konuda AKP iktidarının çıkardığı bir yasanın Türk halkının yararlarına ters düştüğü yolundaki eleştiri- leri eleştiriyor. örneğin, kimi ülkeler (Danimarka gibi) yabancıla- rın yazlık bina almalarına sınır getiriyor. Yabancı has- tahğına tutulan ülkemizde; hükümete, alan razı sa- tan razı mantığı egemen. Batı ülkelerinin birçoğu tarım arazilerinin satışın- da belli kısıtlamalar getirmiş, izin alma mekanizma- sı koymuşlar. Bizde böyle bir düzenlemeye gerek görülmüyor. Bu iktidarın geçen temmuz ayında çıkardığı ya- sa, stratejik duruma göre kimi kısıtlamalar getir- mekle birlikte ilke olarak 30 hektara kadar tarım ara- zilerinin satışını denetim dışında ve serbest bıraktı. Yabancılar hiç kimseden izin almadan 30 hekta- ra kadar tarım arazisi satın alabilecekler. Avrupalı bile tarım arazisi satın alma hakkına bel- li koşullar getirmiş; kimileri (örneğin Ispanya ve Fransa) sadece AB vatandaşlarına arazi almak hak- kı veriyor. Her ülke bu konuda kendine göre belirli yöntem- ler saptarken; Türkiye (galiba Islam cumhuriyetin- den demokratik düzene dönmeler) Avrupalıdan da- ha Avrupalı. Hiçbir kısıtlama yok, 30 hektar tarım arazisini yabancılar almakta serbest! ••• 41 bin yabancının Türkiye'de gayrimenkul ve ta- rım arazisi aldığını Tapu Kadastro Genel Müdürlü- ğü de onaylıyor. Bizim dışımızdaki ülkelerin tama- mı bu konuda "karşılıklılık ilkesini" uygulamasına karşın; çıkarılan yasaya göre Türklere gayrimenkul hakkı vermeyen ülkelerin vatandaşları bile başka ülkelerde şirket kurarak ülkemizde arazi satın ala- bilecekler. 30 hektar konusu Anayasa Mahkemesi'nde. Ama, ulusal basın kimliğini taşıyan -Cumhuriyet dışında- ki- gazete ve TV'lerin kaçı veya hangileri bu konu- ları ısrarla savundu? Belki de bu türden yayınları milliyetçilik diye yad- sıyorlar. örneğin tıpkı -tabii Kemal Derviş'in kışkırtmasıy- la- CHP Genel Başkanlığı'na hazırlanan müzisyen milletvekili Zülfü Livaneli gibi. O da, "CHP'nin önündeki en büyük tehlike milliyetçiliğe kaymaktır. Bu da partinin sonu olur" diyor. Buna karşın parti yönetimi Türkiye'nin çıkarlarını koruyucu çabalarının rahatsızlık uyandırdığını, "ül- kenin ulusal çıkarlarını savunanları küçümsemek için ulusalcılık diye bir deyim üretildiğini" söylüyor. Oktay Ekşi ise "Kimse unutmasın" diyor: "Türki- ye ne Şişli'den ne de konser salonlarından ibaret." SÖYLEŞİ I ATTİLÂİLHAN 'Haklı Çıkan Kuşkular!./ I Baştarafı Arka Sayfada "... Gâzi'nin Cumhu- riyeti, Türk Ocakla- rı'ndan neden rahatsız olmuştu? Muhtemelen 'ittihatçılığın', daha çok da Enver Paşa 'Turan- cılığı'nın yuvası olmala- rı kuşkusundan! Italyan ve Alman faşizminin Türkiye'deki 'köprüba- şı' olabileceği kimsenin aklına gelmemişti. Oy- sa '40 karanlığı'nın Türkçüleri, 'yurttaş' hi- tabını 'kandaş'la değiş- tirecek kadar, işi Ro- senberg ve Gobineau 'ırkçılığına' dökmüşler- di..." (Cumhuriyet, 1 Ka- sım1996) Olayın arkasında mihver' mi vardı? Olayın arkasında 'Mihver'in olduğu hissediliyordu, iddia da edilmiştir ama, kanıtla- ması zordu; ancak yıllar sonra, Nazi Almanyası Dışişleri Bakanlığf na gi- ren Kızılordu'nun, ele geçirdiği belgeleri yayım- laması önemli ipuçları verdi. Diyorum ki; "... dahası -günahla- rı boynuna- bazı Türk- çüler'in hangi utandırı- cı koşullar altında, ırk- çılığa yuvarlandıklarını açığa çıkaran, şu tür- den şifreler de dikkati çeker. 5 Aralık 1942, gece saat 02.30'da 'özel treni'nden Nazi Dışişleri Bakanı Von Ribbentrop'un Anka- ra'daki Alman Büyükel- çisi Von Papen'e çekti- ği 1526 sayılı telgrafın metni, aynen şöyledir: "...büyükelçiye özel / 20 Kasım tarihli ve A/6154 numaralı rapo- runuza cevaben, Türki- ye'deki dostlarımızı içinde bulundukları güç durumdan kurtarmak üzere, size beş milyon altın Alman Markı iletil- mesini emrettim. Bu parayı cömertçe kul- lanmanızı ve bana ra- porla durumu bildirme- nizi rica ederim / Rib- bentrop" (Alman Dışiş- leri Dairesi Belgeleri / Türkiye'deki Alman Poli- tikası (1941/1943) s. 87. Havas Yayınları. 1977). Kemalizm, işin içinde 'ecnebi' olursa kuşku- lanmıştır. Haksız mıy- mış? IstanbuPda ortaçağ görüntüsü • Baştarafı 1. Sayfada dolduranlar, şeyhi görüp "günah- larından arınarak cennetlik ol- mak" umuduyla, onunla birlikte "tövbe" ayinlerine katılıyor. Mü- ritleri, hasta çocuğunun iyileşece- ğini düşünüyor, uyuşturucu ya da alkol bağımlısı yakınının bu alış- kanlıklardan kurtulacağını umu- yor, dileği her ne olursa olsun ye- rine getirilmesini ısteyen, şeyhi gö- rüp ınüridi oluyor. Camileri ziyaret edip vaaz veriyor Hz. Muhammed'in 38. kuşak akrabası olduğu öne sürülen söz konusu kişinin, Adıyaman'a gel- mekte zorlanan müritleri içinluz- la'da bir ev yaptınp şube açacağı da iddia ediliyor. Şeyh İstanbul'a geldiğinde çeşitli camileri ziyaret ederek vaaz da veriyor. Kavacık, Hıdiv Kasrı yakınlarında, şeyhin evinin önü sabah saatlerinde kara çarşaflı, türbanh kadınlarla dol- maya başlıyor. Kapı önünde bekleyenler sıray- la içeriye alınıyor. Evin odalarına, koridorlarına dolan yüzlerce kişi, şeyhi görmek için saatlerce bek- lerken evin önündeki kuyruk ve kalabalık öğle saatlerine doğru da- ha da artıyor. Uzun bekleyiş sıra- sında, bu kadar kişinin nefesini kaldıracak kadar büyük olmayan evde, bu ortama anneleri tarafın- dan getirilen, daha bir yaşını bile doldurmamış bebekler hem sıcak- tan hem de insanların boğucu et- kisinden ağlamaya başlıyor. Bek- lemenin verdiği sıkmtılı odada, kendi kendilerine dua eden, ağla- maklı bir halde zıkır yapmaya baş- layan kadınlar şeyhin yüzünü gör- meyi ümit ediyor. Okunmuş su ve şeker Birbirlerine 'Sofu' diye hitap eden kadınlar, şifa niyetine dağı- tılan "okunmuş" şekerden birer tane alıyor. Sıcaktan bunalanlara ikram edılen okunmuş su ise ay- nı bardakta ve bir süre sonra sü- rahıde ıkram edilmeye başlanı- yor. Yaklaşık 2.5 saat süren bek- leyişin ardından gelen şeyhin söylediği "Yarabbi ben pişma- nım bütiin yapmış olduğum gü- nahlardan. Keşke yapmasay- dını" sözleri bütün kadınlar tara- fından tekrar ediliyor. Bunun ardından şeyh hemen ayrıhyor ve odada "vekil" tayin edilen bir kadın, oradakilerc, ak- şam yapılması gerekenleri anlatı- yor. Bunlar arasında, gusül apte- si almak, namaz kılmak, çeşitli dualar okumak, ölüm rabıtası yapmak gibi emirler yer alıyor. Bu talimatları yerine getiren ve ertesi güne kadar konuşmayan in- sanların ise "1 yaşındaki bebek kadar günahsız olacağı, cenne- te gideceği, hastasının iyileşece- ğine" inanılıyor. Afganistan'da görcv yapan ISAF harekâtı 7. dönem faaliyetlerini 6 ay süreyle sevk ve idare cdccek olan 3. Kolordu Komutanlığfna bağlı 1600 askeri personel için dün uğurlama töreni düzenlendi. Askeri personel, kafileler halinde bugünden itibaren bu ülkeye gidecek. (AA) ISAF'ın sorumluluğunu Şubat 'ta devralacak olan Türkpersonel bugün yola çıkıyor Askerler Afganistan yolcusu İSTANBUL (AA) - Afganis- tan'da Uluslararası Güvenlık ve Yardım Kuvveti'nın (ISAF) komu- tanlık ve karargâh sorumluluğunu Şubat'ta devralacak 1600 askeri personel, kafileler halinde bugün- den itibaren bu ülkeye gidecek. Kara Kuvvetleri Komutanı Orge- neral Yaşar Büyükanıt, Afganis- tan'da en büyük tehdidin terorizm olduğunu belirterek, "NATO'nun Afganistan'daki harekâtta başa- rdı olmaktan başka seçeneği yoktur" dedi. Afganistan'da görev yapan ISAF Harekâtı 7. Dönem Faaliyet- leri'ni 6 ay süreyle sevk ve idare edecek olan 3. Kolordu Komutan- lığfna bağlı 1600 askeri personel için dün uğurlama töreni düzen- lendi. Orgeneral Büyükamt'ın tö- ren kıtasını selamlamasıyla başla- yan törende, "Uluslararası Gü- venlik ve Yardım Kuvveti (U- GYK) Görev Emri" okundu. Maslak'taki 3. Kolordu Komutan- lığı'ndayapılan "ISAF VII Uğur- lama" töreninde konuşan Orge- neral Büyükanıt, bu görevin, te- ABD ASKERLERİ SITMAYA YAKALANDI 2002 yılında Afganistan'da görev yaptıktan sonra dönen 725 ABD askerlerinden 38'inin sıtma olduğu belirlendi. Amerikan Tıp Derneği Dergisi'nde yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, bu oran dünyanın başka yerlerındeki Amerikan askerleri arasında rastlanan sıtma vakası oranlarından daha yüksek. rörden yıllarca çeken bir ulusun teröre karşı yeni başlatılan küresel mücadeledeki kararlılığının ve sa- mimiyetinin bir göstergesi oldu- ğunu dıle getirdi. Bükükanıt: Çifte standart uygulamak terörü beslemektir Büyükanıt şöyle devam etti: "NATO'nun Afganistan'da de- vam eden harekâtı, ulusların te- rorizme karşı duyarlılığının git- tikçe arttığının bir göstergesidir. Ancak NATO'nun Afganis- tan'daki harekâtta başarılı ol- maktan başka seçeneği yoktur. Bu da harekâtı destekleyen ulus- ların yalnızca Afganistan'da de- ğil, uluslararası ortamda da te- roriznıe karşı aynı azinı ve ka- rarlılıkla mücadele etmesine bağlıdır. Ancak bazı hcsaplarla terörle mücadelede çifte stan- dart uygulamak, genel anlamda terörü beslcmekten başka bir so- nuç da doğurmaz." Afganistan'da görev yapacak olan askeri personelin ailelerine de seslenen Büyükanıt, Türk as- keri personele de şöyle hitap etti: "Değerli silah arkadaşlarım, sizlerin,Türk ulusunun ve hare- kâta katılan diğer ulusların des- teğiyle, size verilen bu önemli ve zorlu görevi yüksek disiplin an- layışınız, engin vazife ve vatan- severlik duygularınız ile yerine getireceğinizden ve başarılı ola- cağınızdan hiç kimsenin şüphe- si olmasın. Sizlere bu tarihi gö- revde başarılar diliyor, hepinizi gözlerinden öpüyorum.Yolunuz ve bahtınız açık olsun." Konuş- maların ardından Orgeneral Büyü- kanıt ve UGYK Komutanı Korge- neral Ethem Erdağf ya birer çi- çek sunuldu. Törene, 1. Ordu Ko- mutanı Orgeneral Hurşit Tolon, üst düzey askeri yetkililer ve Afga- nistan'a gidecek Türk askeri perso- nelin bazı yakınlan katıldı. Duygusal anlar yaşandı Askerler, törenin ardından aıle- leriyle vedalaşma imkânı da buldu. Gözyaşlanna hâkim olamayan er Mehmet Türker Yamk'ın annesi Nur Yanık, çok duygulu ve gurur- lu olduğunu dile getirerek "Göz- lerimden akan bu gözyaşları, se- vinç ve gurur gözyaşlarıdır. Çok mutluyum. Görevleri çok zor, Al- lah yardımcıları olsun" dedi. 1600 Türk askeri personel bu- günden itibaren partiler halinde Sabıha Gökçen Uluslararası Hava- alanı'ndan Afganistan'a gidecek. Türkiye, ISAF'ın, Afganistan'da- ki sevk ve idaresini 11 Şubat 2005'te devralacak ve bu görevi 6 ay süreyle yürütecek. Yunanistan'dan AB'ye Kardak şikâyeti Türk sahil koruma botlannın kayalığın açıklarmda 4 saat süreyle demirlediğini ileri sürenYunan sözcü, konuyla ilgili olarak Avrupa Birliği'ne bilgi verildiğini açıkladı ATİNA (AA) - Yunanistan Dışişleri Ba- kanlığı Sözcüsü Yorgos Kumuçakos, "Türk Sahil Koruma botlannın Kardak kayalık- ları açıklarmda demirlemesinin Avrupa il- kelerine karşı olduğunu" öne sürdü. Kumuçakos, yaptığı yazılı açıklamada, Türk hücumbotlarının dün sabah saatlerinde Kardak kayalıkları açıklarına demirlediğini belirterek "Bu tür tavırlar AB'ye aday ol- mak isteyen ülkelerin tutumlarıyla uyuş- mamakta ve iyi komşuluk ilkesine uygun düşmenıektedir. Bu davranışlar izlcnnıek- te ve değerlendirilmektedir" açıklamasın- da bulundu. Kumuçakos, bu tür durumlarda AB'ye bilgi verildiğini ve gerekli girişimler- de bulunulduğunu da kaydetti. Yunan televizyonları, 2 Türk hücumbotu- nun Kardak açıklannda demirlediğini, Yunan sahil güvenlik botlannın bölgeyi terk etme çağrısına karşın hücumbotların yaklaşık 4 sa- at bölgede kaldığını duyurdu. Yaşam düzeyleri Zenginler yoksullan engelliyor VVASHINGTON (AA) - Sanayileş- miş ülkeler tarafından tarımda uygu- lanan korumacılığın, yoksul ülkele- rin yaşam sevıyelerinin iyileştiril- mesinı önemli ölçüde engellediği bildirildi. Dünya Bankası tarafından yayımlanan rapora göre 1990'larda gelişmekte olan ülkeler, tarım ürün- lerine uyguladıkları gümrük tarifele- rini yüzde 30 ile yüzde 18 düşürdü- ler. Bu ülkeler ayrıca ithalattaki di- ğer kısıtlamalan da kaldırdılar, para- larını devalüe ettiler, sabit kura geç- tiler ve ihracattaki tüm vergileri kal- dırarak, serbest piyasa koşullarını yerine getirdiler. Rapora göre buna karşılık ABD ve AB, tarımı sübvan- se etmeye devam etti. Raporda, 2001/2002'de 20 mılyar dolarlık pa- muk pazarında, bu iki büyük gücün 4.7 milyar dolar sübvansiyon uygu- laması buna örnek gösterildi. Yardımdan faydalanamıyorlar Raporu hazırlayan Dünya Bankası uzmanlan, "eğer Amerikalı pamuk üreticilerine sübvansiyon uygulan- masaydı, Orta ve Batı Afrikalı çift- çilerin gelirlerinin 250 milyon dolar artmış olacağını" vurguladılar. Ra- porda ayrıca bu bölgeye yardımın 1999'da 1.9 milyar dolara ulaştığı, paranın yüzde 15 ila 25'inin tarımla geçinenlere aynlmasına karşın, bu kesimin bu yardımdan tam olarak faydalanamadığı belirtildi. "Yoksulluğun azaltılması için anahtar, ticari tarımın liberalleşti- rilmesi" adlı raporda, "Gelişmekte olan ülkelere yardım ile bu yardımı sağlayan ülkelerin zaten zengin olan kendi tarım üreticilerine uy- gulayageldikleri korumacı tarım politikası arasındaki çelişki açıkça görülüyor" denildi. Bayram öncesi ödeme Emeklilere maaş müjdesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SSK ve Bağ-Kur emeklileri, ayhkları- nı Kurban Bayramı'ndan önce alabi- lecek. Şehit dul ve yetimlerin ikrami- yeleri ve memur emeklilerinin farkla- rı da bayramdan önce ödenecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'ndan yapılan açıklamaya göre, ha- zırlanan kararname doğrultusunda SSK ve Bağ-Kur emeklilerine aylık- ları Kurban Bayramı öncesinde öde- necek. Emekliler aylıklarını, bayram öncesinde yürürlüğe giren artış ve farklarla birlikte alacak. SSK emekli- lerine maaşlan, bugünden başlayarak 18 Ocak Salı gününe kadar ödenecek. Bağ-Kur emeklileri ise maaşlannı 17- 18 Ocak'ta alacak. SSK emeklilerin- den tahsis numarasının son rakamı 9 ila 7 olanlar 12 Ocak Çarşamba günü, 5 ila 3 olanlar 13 Ocak Perşembe gü- nü, 1 ile 8 olanlar 14 Ocak Cuma gü- nü, 6 ile 4 olanlar 17 Ocak Pazartesi günü, son rakamı 2 ile 0 olanlar 18 Ocak Salı günü maaşlannı alabılecek. Bağ-Kur'lulara ödeme Bağ-Kur'da ise tahsis numarasının son rakamı tek olanlar 17 Ocak Pa- zartesi, çift olanlar da 18 Ocak Salı gününden itibaren aylıklan ödenecek. Emekli Sandığı'ndan aylık alan emekli, dul ve yetimlerin aylık farkla- rı, 17 Ocak tarihinden itibaren aylık aldıklan bankalar ve PTT kanalıyla ödenecek. Maliye Bakanlığı'ndan ya- pılan yazılı açıklamada, yapılan dü- zenlemelerle en düşük emekli aylığı- nın 512 YTL'den 543 YTL'ye çıktığı belirtildi. Buna göre emekli, dul ve yetimlerin 1 Ocak 2005 tarihinden iti- baren geçerli olacak aylık farkları, bi- rinci gruba girenlere 1 aylık, ikinci gruba girenlere 2 aylık, 3. gruba gi- renlere de 3 aylık olmak üzere ödene- cek. Bu kapsamda, 1 milyon 578 bin 454 kişiye 90 milyon 33 bin 245 YTL ödeme yapılacak. Maliye Bakanlığı, harp malulleriyle şehit, dul ve yetim- lerinin 2004 yılına ait bütün ikrami- yelerinin de 17 Ocak'tan itibaren ödenmeye başlanacağını duyurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle