Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12OCAK 2005 ÇARŞAMBA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizli
S
PB
S
PB
B
B
B
B
12
13
14
14
15
14
15
15
Sinop PB 12 Adana B 18
Samsun PB 14 Mersin B 17
Trabzon _Y 13 Diyarbakır
Giresun Y 14 Şanhurfa B 12
Ankara
Eskişehir
_9 Mardin
8 Siirt
Konya S 10 Hakkâri
Sıvas 2 Van
Zonguldak PB 12 Antalya B 20 Kars
Yurdun doğu kesım-
len parçalı çok bulutlu,
Doğu Karadenız kıyıları
yağmuriu dığeryerleraz
bulutlu geçecek Mar-
mara ıle yurdun ıç ve do-
ğu kesımlerınde sabah
saatlerınde yer yer yo-
ğun olmak uzere sıs go-
rulecek Hava sıcaklığı
tum yurtta bıraz artacak
Ruzgâr kuzey ve batı
yonlerden hafıf ara sıra
orta kuvvette esecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Y
PB
PB
PB
PB
Y
Y
Y
b
3
10
10
9
11
9
10
Münıh Y 5 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
Y
PB
B
B
PB
B
11
3
10
6
5
9
13
14
K 5 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflis
Kahire
PB
PB
K
B
PB
Y
K
B
4
3
3
11
10
8
-5
19
B 14
Açık Parçalı bulutlu B u l J t l u
k
Çok bulutlu • Yağmurlu K a r i l Gok gurultuiu
GUNCEL CIJNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Hükümeti eleştirecek içerikte haberlere fazla yer
ve değer vermedikleri için AKP liderinin gözüyle ba-
kınca elhak doğrudur; gazetelerin tarafsız, güveni-
lir ve özgür habercilik anlayışıyla yayın yaptıkları...
Iktidar başının hemen her konuda iktidarı koru-
yan ve kollayan yayınlara bakarak böyle demeçler
vermesi kadar doğal bir davranış olamaz.
Bu yayın politikası yüzünden sokaktaki insan ge-
leceğimizle ilgili AB dayatmalarından habersiz, bil-
gisiz.
Medya, bireyi aydınlatma görevini yerine getir-
mekten özenle kaçındı. AB'nin parlak yüzünü gös-
terdi. örgüte üye olur olmaz işsizliğin ortadan kal-
kacağını, aç ve açıkta kimsenin kalmayacağını, her-
kese Avrupa kapılarının açılacağını, neredeyse kan-
sere çare bulunacağını duyumsatacak yorum ve
haberlerle halk kandırıldı. Çiftçinin köylünün yiyece-
ği kazığı, ülkenin ve kentlinin başına gelecekleri giz-
leyen yayın politikası izlendi.
Sadece Avrupalı olmanın peşinde değil böyyük
medya. Bu yayın politikasıyla hükümetin AB politi-
kalarını övmekle de görevli. Hem gazetecilik hem ti-
caret. Bir taşla iki kuş.
Muhalefet çevreleri medyayı açıkça suçluyor:
"...Bugün basının birbölümü iktidara yaranmak için
kendi kendini sansür ediyor ve muhalefetin görüş-
lerini yansıtmıyor veya çarpıtarak yansıtıyor..." di-
yor, velakin gözler kör, kulaklar sağır!
•*•
"Basının birbölümü" -hangi bölümü mü? Gülü ta-
rife ne hacet, mal her gün kendini sergiliyor- evet,
basının bir bölümü; örneğin yabancıların Türkiye'de
büyük ölçüde gayrimenkul sahibi olmalarını ve bu
konuda AKP iktidarının çıkardığı bir yasanın Türk
halkının yararlarına ters düştüğü yolundaki eleştiri-
leri eleştiriyor.
örneğin, kimi ülkeler (Danimarka gibi) yabancıla-
rın yazlık bina almalarına sınır getiriyor. Yabancı has-
tahğına tutulan ülkemizde; hükümete, alan razı sa-
tan razı mantığı egemen.
Batı ülkelerinin birçoğu tarım arazilerinin satışın-
da belli kısıtlamalar getirmiş, izin alma mekanizma-
sı koymuşlar. Bizde böyle bir düzenlemeye gerek
görülmüyor.
Bu iktidarın geçen temmuz ayında çıkardığı ya-
sa, stratejik duruma göre kimi kısıtlamalar getir-
mekle birlikte ilke olarak 30 hektara kadar tarım ara-
zilerinin satışını denetim dışında ve serbest bıraktı.
Yabancılar hiç kimseden izin almadan 30 hekta-
ra kadar tarım arazisi satın alabilecekler.
Avrupalı bile tarım arazisi satın alma hakkına bel-
li koşullar getirmiş; kimileri (örneğin Ispanya ve
Fransa) sadece AB vatandaşlarına arazi almak hak-
kı veriyor.
Her ülke bu konuda kendine göre belirli yöntem-
ler saptarken; Türkiye (galiba Islam cumhuriyetin-
den demokratik düzene dönmeler) Avrupalıdan da-
ha Avrupalı. Hiçbir kısıtlama yok, 30 hektar tarım
arazisini yabancılar almakta serbest!
•••
41 bin yabancının Türkiye'de gayrimenkul ve ta-
rım arazisi aldığını Tapu Kadastro Genel Müdürlü-
ğü de onaylıyor. Bizim dışımızdaki ülkelerin tama-
mı bu konuda "karşılıklılık ilkesini" uygulamasına
karşın; çıkarılan yasaya göre Türklere gayrimenkul
hakkı vermeyen ülkelerin vatandaşları bile başka
ülkelerde şirket kurarak ülkemizde arazi satın ala-
bilecekler.
30 hektar konusu Anayasa Mahkemesi'nde. Ama,
ulusal basın kimliğini taşıyan -Cumhuriyet dışında-
ki- gazete ve TV'lerin kaçı veya hangileri bu konu-
ları ısrarla savundu?
Belki de bu türden yayınları milliyetçilik diye yad-
sıyorlar.
örneğin tıpkı -tabii Kemal Derviş'in kışkırtmasıy-
la- CHP Genel Başkanlığı'na hazırlanan müzisyen
milletvekili Zülfü Livaneli gibi. O da, "CHP'nin
önündeki en büyük tehlike milliyetçiliğe kaymaktır.
Bu da partinin sonu olur" diyor.
Buna karşın parti yönetimi Türkiye'nin çıkarlarını
koruyucu çabalarının rahatsızlık uyandırdığını, "ül-
kenin ulusal çıkarlarını savunanları küçümsemek için
ulusalcılık diye bir deyim üretildiğini" söylüyor.
Oktay Ekşi ise "Kimse unutmasın" diyor: "Türki-
ye ne Şişli'den ne de konser salonlarından ibaret."
SÖYLEŞİ I ATTİLÂİLHAN
'Haklı Çıkan Kuşkular!./
I Baştarafı Arka Sayfada
"... Gâzi'nin Cumhu-
riyeti, Türk Ocakla-
rı'ndan neden rahatsız
olmuştu? Muhtemelen
'ittihatçılığın', daha çok
da Enver Paşa 'Turan-
cılığı'nın yuvası olmala-
rı kuşkusundan! Italyan
ve Alman faşizminin
Türkiye'deki 'köprüba-
şı' olabileceği kimsenin
aklına gelmemişti. Oy-
sa '40 karanlığı'nın
Türkçüleri, 'yurttaş' hi-
tabını 'kandaş'la değiş-
tirecek kadar, işi Ro-
senberg ve Gobineau
'ırkçılığına' dökmüşler-
di..." (Cumhuriyet, 1 Ka-
sım1996)
Olayın arkasında
mihver' mi vardı?
Olayın arkasında
'Mihver'in olduğu
hissediliyordu, iddia da
edilmiştir ama, kanıtla-
ması zordu; ancak yıllar
sonra, Nazi Almanyası
Dışişleri Bakanlığf na gi-
ren Kızılordu'nun, ele
geçirdiği belgeleri yayım-
laması önemli ipuçları
verdi. Diyorum ki;
"... dahası -günahla-
rı boynuna- bazı Türk-
çüler'in hangi utandırı-
cı koşullar altında, ırk-
çılığa yuvarlandıklarını
açığa çıkaran, şu tür-
den şifreler de dikkati
çeker. 5 Aralık 1942,
gece saat 02.30'da
'özel treni'nden Nazi
Dışişleri Bakanı Von
Ribbentrop'un Anka-
ra'daki Alman Büyükel-
çisi Von Papen'e çekti-
ği 1526 sayılı telgrafın
metni, aynen şöyledir:
"...büyükelçiye özel /
20 Kasım tarihli ve
A/6154 numaralı rapo-
runuza cevaben, Türki-
ye'deki dostlarımızı
içinde bulundukları güç
durumdan kurtarmak
üzere, size beş milyon
altın Alman Markı iletil-
mesini emrettim. Bu
parayı cömertçe kul-
lanmanızı ve bana ra-
porla durumu bildirme-
nizi rica ederim / Rib-
bentrop" (Alman Dışiş-
leri Dairesi Belgeleri /
Türkiye'deki Alman Poli-
tikası (1941/1943) s. 87.
Havas Yayınları. 1977).
Kemalizm, işin içinde
'ecnebi' olursa kuşku-
lanmıştır. Haksız mıy-
mış?
IstanbuPda ortaçağ görüntüsü
• Baştarafı 1. Sayfada
dolduranlar, şeyhi görüp "günah-
larından arınarak cennetlik ol-
mak" umuduyla, onunla birlikte
"tövbe" ayinlerine katılıyor. Mü-
ritleri, hasta çocuğunun iyileşece-
ğini düşünüyor, uyuşturucu ya da
alkol bağımlısı yakınının bu alış-
kanlıklardan kurtulacağını umu-
yor, dileği her ne olursa olsun ye-
rine getirilmesini ısteyen, şeyhi gö-
rüp ınüridi oluyor.
Camileri ziyaret
edip vaaz veriyor
Hz. Muhammed'in 38. kuşak
akrabası olduğu öne sürülen söz
konusu kişinin, Adıyaman'a gel-
mekte zorlanan müritleri içinluz-
la'da bir ev yaptınp şube açacağı
da iddia ediliyor. Şeyh İstanbul'a
geldiğinde çeşitli camileri ziyaret
ederek vaaz da veriyor. Kavacık,
Hıdiv Kasrı yakınlarında, şeyhin
evinin önü sabah saatlerinde kara
çarşaflı, türbanh kadınlarla dol-
maya başlıyor.
Kapı önünde bekleyenler sıray-
la içeriye alınıyor. Evin odalarına,
koridorlarına dolan yüzlerce kişi,
şeyhi görmek için saatlerce bek-
lerken evin önündeki kuyruk ve
kalabalık öğle saatlerine doğru da-
ha da artıyor. Uzun bekleyiş sıra-
sında, bu kadar kişinin nefesini
kaldıracak kadar büyük olmayan
evde, bu ortama anneleri tarafın-
dan getirilen, daha bir yaşını bile
doldurmamış bebekler hem sıcak-
tan hem de insanların boğucu et-
kisinden ağlamaya başlıyor. Bek-
lemenin verdiği sıkmtılı odada,
kendi kendilerine dua eden, ağla-
maklı bir halde zıkır yapmaya baş-
layan kadınlar şeyhin yüzünü gör-
meyi ümit ediyor.
Okunmuş su ve şeker
Birbirlerine 'Sofu' diye hitap
eden kadınlar, şifa niyetine dağı-
tılan "okunmuş" şekerden birer
tane alıyor. Sıcaktan bunalanlara
ikram edılen okunmuş su ise ay-
nı bardakta ve bir süre sonra sü-
rahıde ıkram edilmeye başlanı-
yor. Yaklaşık 2.5 saat süren bek-
leyişin ardından gelen şeyhin
söylediği "Yarabbi ben pişma-
nım bütiin yapmış olduğum gü-
nahlardan. Keşke yapmasay-
dını" sözleri bütün kadınlar tara-
fından tekrar ediliyor.
Bunun ardından şeyh hemen
ayrıhyor ve odada "vekil" tayin
edilen bir kadın, oradakilerc, ak-
şam yapılması gerekenleri anlatı-
yor. Bunlar arasında, gusül apte-
si almak, namaz kılmak, çeşitli
dualar okumak, ölüm rabıtası
yapmak gibi emirler yer alıyor.
Bu talimatları yerine getiren ve
ertesi güne kadar konuşmayan in-
sanların ise "1 yaşındaki bebek
kadar günahsız olacağı, cenne-
te gideceği, hastasının iyileşece-
ğine" inanılıyor.
Afganistan'da görcv yapan ISAF harekâtı 7. dönem faaliyetlerini 6 ay süreyle sevk ve idare
cdccek olan 3. Kolordu Komutanlığfna bağlı 1600 askeri personel için dün uğurlama töreni
düzenlendi. Askeri personel, kafileler halinde bugünden itibaren bu ülkeye gidecek. (AA)
ISAF'ın sorumluluğunu Şubat 'ta devralacak olan Türkpersonel bugün yola çıkıyor
Askerler Afganistan yolcusu
İSTANBUL (AA) - Afganis-
tan'da Uluslararası Güvenlık ve
Yardım Kuvveti'nın (ISAF) komu-
tanlık ve karargâh sorumluluğunu
Şubat'ta devralacak 1600 askeri
personel, kafileler halinde bugün-
den itibaren bu ülkeye gidecek.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orge-
neral Yaşar Büyükanıt, Afganis-
tan'da en büyük tehdidin terorizm
olduğunu belirterek, "NATO'nun
Afganistan'daki harekâtta başa-
rdı olmaktan başka seçeneği
yoktur" dedi.
Afganistan'da görev yapan
ISAF Harekâtı 7. Dönem Faaliyet-
leri'ni 6 ay süreyle sevk ve idare
edecek olan 3. Kolordu Komutan-
lığfna bağlı 1600 askeri personel
için dün uğurlama töreni düzen-
lendi. Orgeneral Büyükamt'ın tö-
ren kıtasını selamlamasıyla başla-
yan törende, "Uluslararası Gü-
venlik ve Yardım Kuvveti (U-
GYK) Görev Emri" okundu.
Maslak'taki 3. Kolordu Komutan-
lığı'ndayapılan "ISAF VII Uğur-
lama" töreninde konuşan Orge-
neral Büyükanıt, bu görevin, te-
ABD ASKERLERİ SITMAYA YAKALANDI
2002 yılında Afganistan'da görev yaptıktan sonra dönen 725
ABD askerlerinden 38'inin sıtma olduğu belirlendi. Amerikan
Tıp Derneği Dergisi'nde yayımlanan araştırmanın sonuçlarına
göre, bu oran dünyanın başka yerlerındeki Amerikan askerleri
arasında rastlanan sıtma vakası oranlarından daha yüksek.
rörden yıllarca çeken bir ulusun
teröre karşı yeni başlatılan küresel
mücadeledeki kararlılığının ve sa-
mimiyetinin bir göstergesi oldu-
ğunu dıle getirdi.
Bükükanıt: Çifte standart
uygulamak terörü beslemektir
Büyükanıt şöyle devam etti:
"NATO'nun Afganistan'da de-
vam eden harekâtı, ulusların te-
rorizme karşı duyarlılığının git-
tikçe arttığının bir göstergesidir.
Ancak NATO'nun Afganis-
tan'daki harekâtta başarılı ol-
maktan başka seçeneği yoktur.
Bu da harekâtı destekleyen ulus-
ların yalnızca Afganistan'da de-
ğil, uluslararası ortamda da te-
roriznıe karşı aynı azinı ve ka-
rarlılıkla mücadele etmesine
bağlıdır. Ancak bazı hcsaplarla
terörle mücadelede çifte stan-
dart uygulamak, genel anlamda
terörü beslcmekten başka bir so-
nuç da doğurmaz."
Afganistan'da görev yapacak
olan askeri personelin ailelerine
de seslenen Büyükanıt, Türk as-
keri personele de şöyle hitap etti:
"Değerli silah arkadaşlarım,
sizlerin,Türk ulusunun ve hare-
kâta katılan diğer ulusların des-
teğiyle, size verilen bu önemli ve
zorlu görevi yüksek disiplin an-
layışınız, engin vazife ve vatan-
severlik duygularınız ile yerine
getireceğinizden ve başarılı ola-
cağınızdan hiç kimsenin şüphe-
si olmasın. Sizlere bu tarihi gö-
revde başarılar diliyor, hepinizi
gözlerinden öpüyorum.Yolunuz
ve bahtınız açık olsun." Konuş-
maların ardından Orgeneral Büyü-
kanıt ve UGYK Komutanı Korge-
neral Ethem Erdağf ya birer çi-
çek sunuldu. Törene, 1. Ordu Ko-
mutanı Orgeneral Hurşit Tolon,
üst düzey askeri yetkililer ve Afga-
nistan'a gidecek Türk askeri perso-
nelin bazı yakınlan katıldı.
Duygusal anlar yaşandı
Askerler, törenin ardından aıle-
leriyle vedalaşma imkânı da buldu.
Gözyaşlanna hâkim olamayan er
Mehmet Türker Yamk'ın annesi
Nur Yanık, çok duygulu ve gurur-
lu olduğunu dile getirerek "Göz-
lerimden akan bu gözyaşları, se-
vinç ve gurur gözyaşlarıdır. Çok
mutluyum. Görevleri çok zor, Al-
lah yardımcıları olsun" dedi.
1600 Türk askeri personel bu-
günden itibaren partiler halinde
Sabıha Gökçen Uluslararası Hava-
alanı'ndan Afganistan'a gidecek.
Türkiye, ISAF'ın, Afganistan'da-
ki sevk ve idaresini 11 Şubat
2005'te devralacak ve bu görevi 6
ay süreyle yürütecek.
Yunanistan'dan AB'ye Kardak şikâyeti
Türk sahil koruma botlannın kayalığın açıklarmda 4 saat süreyle demirlediğini ileri
sürenYunan sözcü, konuyla ilgili olarak Avrupa Birliği'ne bilgi verildiğini açıkladı
ATİNA (AA) - Yunanistan Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü Yorgos Kumuçakos, "Türk
Sahil Koruma botlannın Kardak kayalık-
ları açıklarmda demirlemesinin Avrupa il-
kelerine karşı olduğunu" öne sürdü.
Kumuçakos, yaptığı yazılı açıklamada,
Türk hücumbotlarının dün sabah saatlerinde
Kardak kayalıkları açıklarına demirlediğini
belirterek "Bu tür tavırlar AB'ye aday ol-
mak isteyen ülkelerin tutumlarıyla uyuş-
mamakta ve iyi komşuluk ilkesine uygun
düşmenıektedir. Bu davranışlar izlcnnıek-
te ve değerlendirilmektedir" açıklamasın-
da bulundu. Kumuçakos, bu tür durumlarda
AB'ye bilgi verildiğini ve gerekli girişimler-
de bulunulduğunu da kaydetti.
Yunan televizyonları, 2 Türk hücumbotu-
nun Kardak açıklannda demirlediğini, Yunan
sahil güvenlik botlannın bölgeyi terk etme
çağrısına karşın hücumbotların yaklaşık 4 sa-
at bölgede kaldığını duyurdu.
Yaşam düzeyleri
Zenginler
yoksullan
engelliyor
VVASHINGTON (AA) - Sanayileş-
miş ülkeler tarafından tarımda uygu-
lanan korumacılığın, yoksul ülkele-
rin yaşam sevıyelerinin iyileştiril-
mesinı önemli ölçüde engellediği
bildirildi. Dünya Bankası tarafından
yayımlanan rapora göre 1990'larda
gelişmekte olan ülkeler, tarım ürün-
lerine uyguladıkları gümrük tarifele-
rini yüzde 30 ile yüzde 18 düşürdü-
ler. Bu ülkeler ayrıca ithalattaki di-
ğer kısıtlamalan da kaldırdılar, para-
larını devalüe ettiler, sabit kura geç-
tiler ve ihracattaki tüm vergileri kal-
dırarak, serbest piyasa koşullarını
yerine getirdiler. Rapora göre buna
karşılık ABD ve AB, tarımı sübvan-
se etmeye devam etti. Raporda,
2001/2002'de 20 mılyar dolarlık pa-
muk pazarında, bu iki büyük gücün
4.7 milyar dolar sübvansiyon uygu-
laması buna örnek gösterildi.
Yardımdan faydalanamıyorlar
Raporu hazırlayan Dünya Bankası
uzmanlan, "eğer Amerikalı pamuk
üreticilerine sübvansiyon uygulan-
masaydı, Orta ve Batı Afrikalı çift-
çilerin gelirlerinin 250 milyon dolar
artmış olacağını" vurguladılar. Ra-
porda ayrıca bu bölgeye yardımın
1999'da 1.9 milyar dolara ulaştığı,
paranın yüzde 15 ila 25'inin tarımla
geçinenlere aynlmasına karşın, bu
kesimin bu yardımdan tam olarak
faydalanamadığı belirtildi.
"Yoksulluğun azaltılması için
anahtar, ticari tarımın liberalleşti-
rilmesi" adlı raporda, "Gelişmekte
olan ülkelere yardım ile bu yardımı
sağlayan ülkelerin zaten zengin
olan kendi tarım üreticilerine uy-
gulayageldikleri korumacı tarım
politikası arasındaki çelişki açıkça
görülüyor" denildi.
Bayram öncesi ödeme
Emeklilere
maaş müjdesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SSK ve Bağ-Kur emeklileri, ayhkları-
nı Kurban Bayramı'ndan önce alabi-
lecek. Şehit dul ve yetimlerin ikrami-
yeleri ve memur emeklilerinin farkla-
rı da bayramdan önce ödenecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı-
ğı'ndan yapılan açıklamaya göre, ha-
zırlanan kararname doğrultusunda
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine aylık-
ları Kurban Bayramı öncesinde öde-
necek. Emekliler aylıklarını, bayram
öncesinde yürürlüğe giren artış ve
farklarla birlikte alacak. SSK emekli-
lerine maaşlan, bugünden başlayarak
18 Ocak Salı gününe kadar ödenecek.
Bağ-Kur emeklileri ise maaşlannı 17-
18 Ocak'ta alacak. SSK emeklilerin-
den tahsis numarasının son rakamı 9
ila 7 olanlar 12 Ocak Çarşamba günü,
5 ila 3 olanlar 13 Ocak Perşembe gü-
nü, 1 ile 8 olanlar 14 Ocak Cuma gü-
nü, 6 ile 4 olanlar 17 Ocak Pazartesi
günü, son rakamı 2 ile 0 olanlar 18
Ocak Salı günü maaşlannı alabılecek.
Bağ-Kur'lulara ödeme
Bağ-Kur'da ise tahsis numarasının
son rakamı tek olanlar 17 Ocak Pa-
zartesi, çift olanlar da 18 Ocak Salı
gününden itibaren aylıklan ödenecek.
Emekli Sandığı'ndan aylık alan
emekli, dul ve yetimlerin aylık farkla-
rı, 17 Ocak tarihinden itibaren aylık
aldıklan bankalar ve PTT kanalıyla
ödenecek. Maliye Bakanlığı'ndan ya-
pılan yazılı açıklamada, yapılan dü-
zenlemelerle en düşük emekli aylığı-
nın 512 YTL'den 543 YTL'ye çıktığı
belirtildi. Buna göre emekli, dul ve
yetimlerin 1 Ocak 2005 tarihinden iti-
baren geçerli olacak aylık farkları, bi-
rinci gruba girenlere 1 aylık, ikinci
gruba girenlere 2 aylık, 3. gruba gi-
renlere de 3 aylık olmak üzere ödene-
cek. Bu kapsamda, 1 milyon 578 bin
454 kişiye 90 milyon 33 bin 245 YTL
ödeme yapılacak. Maliye Bakanlığı,
harp malulleriyle şehit, dul ve yetim-
lerinin 2004 yılına ait bütün ikrami-
yelerinin de 17 Ocak'tan itibaren
ödenmeye başlanacağını duyurdu.