18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK2005SALI 14 KÜLTÜR kultur(a)cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Sanat'ta 'Hiçbir Şey3 Ekin Sanat Merkezi'nde Ankara EkinTiyatrosuyapımı olan 'Hiçbir Şey'i izledim. Raşit Çelikezer'in yazıp yönettiği, başrolleri Devlet Tiyatrosu sanatçılan Hakan Çimen- ser ile Sabri Özmener'in oynadığı yeni bir oyun. Salon tıkhm tıklım dolu. Meğer Elektrik Mühendisleri Odası'na toplu satış yapılmış. Bir EMO yet- kilisinın sahneye çıkarak yaptığı açıklama üzücü. Ekin Sanat Mer- kezi'nin kira borcu ödenemiyor. Çünkü etkinliklere yeterince seyir- ci katılmıyor. Buna karşılık birçok sivil toplum örgütü kültür etkinlik- lerini Ekin Sanat Merkezi'nde ger- çekleştiriyor. (Örgütlerin 'destek büdirisi'23 Aralık'taCumhuriyet'tc de yayımlandı.) Ancak, seyircide ar- tış olmazsa, kapanma tehlikesi çı- kıyor ortaya. Bu kötü sonu engel- leyici bir önlem olarak salondaki koltuklar bağış karşılığında satışa çıkarılmış. Dört yıl önce, Kızılay, Menekşe Sokak'taki eski 'Menekşe Sinema- sı'nın başkentin tiyatro tarihi için- deki önemli yerini anlatmıştım bu sütunlarda; kuruluşundan bu yana sürekli bir turne topluluğu olan An- kara Ekin Tiyatrosu'nunbusalonu yenileyip bir sanat merkezi yap- mak için kolları sıvadığını, ancak sponsor desteğine gereksinmesi ol- duğunu... Gerçekten de birkaç ay sonra des- tek sağlanmış, özellikle Kültür Ba- kanlığı'nın katkısıyla Ekin Sanat Merkezi yaşama geçirilmişti. Ay- dınlık bir giriş ve gişe bölmesinden sonra sevimli bir 'cafe'/fuaye orta- mına ulaşıyordunuz. Balkon ve sa- londan oluşan tiyatro uzamına gi- rerken de bir sergi alanı çıkıyordu karşınıza. Yahn ama şık bir mo- dernduruş! Sevinmiştik... Dört yılda on yapım Aradan geçen dört yıl içinde 10 dolayında yeni tiyatro yapımı su- nuldu bu salonda. Ekin Tiyatro Mer- kezi ayrıca Ankara Uluslararası Ti- yatro Festivali'ne katılan topluluk- lara, bir dolu sergiye ve sanat etkin- liğine ev sahipliği yaptı. Ankaralı es- ıkara Devlet Tiyatrosu'nun sahne sayısının çokluğu, oyun bolluğu ve ucuz bedelli giriş biletleri, başkentteki özel toplulukların seyirci bulmasını zorlaştırıyor. Ekin Sanat Merkezi bu nedenle kirasını düzenli ödeyemiyor. Oysa Raşit Çelikezer'in yazıp yönettiği 'Hiçbir Şey', îstanbul turnesinde de olumlu puan alan, Ekin Sanat Merkezi'nin yüzünü ağartan düzeyli bir çalışma. ki/yeni, bir tiyatroya bağlı olan/ol- mayan birçok sanatçı yapımlarda görev aldı. Ancak, öyle anlaşılıyor ki, Ankara Ekin Tiyatrosu'nun 'mih- netli' Anadolu turneleri kentteki 'de- ğirmeni döndürme' amacıyla yo- ğunlukla sürmüş. Seyircinin ayağı, kentin en kolay ulaşılabilir yerinde- ki bu sevimli uzama bir türlü alışa- mamış. Ekin Sanat Merkezi, tüm olanak- sızhklara karşın iyi korunan ve te- miz tutulan bir uzam olarak yaşamı- nı sürdürmekte. Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryıl- maz'ın, yaşanan soruna duyarlılık- la eğilmesi ve destek vermeye istek- li görünmesi bir umut ışığı yakıyor. Işığı çoğaltmanın tek yolu ise daha çok sponsor ve sürekli seyirci... Raşit çellkezer'den Hiçbir Şey' Ekin Sanat Merkezi ile seyirci ara- sındaki uzaklık 'Hiçbir Şey' oyunuy- la kapatılabilirbelki. Televizyon yö- netmeni olarak ('Çocuklar Duyma- sın', 'Çocuklar Ne Olacak') ünlenen Raşit Çelikezer aynı zamanda sena- rist ve oyun yazarı. Geçen yıl Anka- ra Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Kuşluk Vakti'nden sonra 'Hiçbir Şey' de Ankara Ekin Tiyatrosu'nda 'dünyaprömiyeri' yaptı. Yazann bir başka oyunu olan 'Otopark Cina- yetleri' ise tstanbul Devlet Tiyatro- su tarafından sahneleniyor. Raşit Çe- likezer, tiyatro yazan olarak hızlı bir başlangıç yapmış durumda. Çelikezer, oyun yazarhğını farklı türsel yaklaşımlarla sürdürüyor. Oyunlan için belirlediği içeriğe denk düşecek 'biçim'i arıyor. 'HiçbirŞey' oyununda da, klasik bulvar komedi- sini anımsatan bir kurgu doğrultusun- da 'yeni dünya diizeni' anlayışını eleştiriyor. Nedir bu 'yeni dünya diizeni' an- layışı? Yaşam ülküsünü kapitalist sistemin dayattığı modellere göre kurnıak; bir başka deyişle, parayla alınabilecek en çok 'şey'e sahip ola- bilmek için hızlıca ve kolay tarafın- dan para edinmeyi hedeflemek; pa- raya ulaşmayı sağlayacak her yolu 'geçerli' saymak; kurnazlık ve baş- kalannı atlatma yeteneğini üsrün er- demlersanmak... 'Hiçbir Şey', hiçbir değer üretme- den 'para ile para kazanma' yoluna başkoymuş iki genç 'sözde' işadamı- nın yaşadığı 'gülünçlü' serüveni an- latırken 'kıssa'dan 'hisse' çıkarmayı amaçlayan bir oyun. Kişiliklen ve ya- şama alışkanhklan farklı görünse de 'kazanç' anlayışları aynı olan iki es- ki arkadaşın karşısına çıkan, kimliği -ilk başta- belirsiz bir genç kadının oluşturduğu 'dolantı' doğrulrusunda ilerlıyor. 'Serinı' bölümünün gerek- sizce uzatılmış olması nedeniyle ilk bölümü oldukça du^ağan bir yapıda olan oyunun bir sorunu da diyalogla- nn daha keskin esprilerle donatılmış olmayışı. Dahası, 'sürprizli' 'son'un seyirci tarafından kolaycatahmin edi- lebılişı... Yine de keyifle izleniyor. Çünkü yazar Çelikezer'in eksik bı- raktıklarını yönetmen Çelikezer ta- mamlamış. Ziya Aygüney ve Ayşen Gürevin K.'nın gerçekçı sahne tasa- nmı, Osman Koçak'ın ışık tasarımı- nın da desteğiyle yapımı 'düzeyli' kıl- mada önemli bir işlev taşıyor. Çelike- zer'in, iki 'işbilir'(!) işadamını oyna- yan Hakan Çimenser ve Sabri Öz- mener ile yaptığı incelıkli çalışma ise tam verim sağlıyor. Devlet Tiyatrola- n'nda onlarca yapımda izlediğimiz bu iki sanatçı, son yıllardaki oyunla- n arasında birinci sırayi alacak birer yorum sunuyorlar. Yapımın en büyük sürprizi profes- yonel sahneye bu oyunla adım atan 'ye- ni mezun'DenizKeyf inbaşansi. Keyf, sağlam bir oyuncu kişiliği sergiliyor. Kimseye öykünmeden, dahası, okul- lu sanatçılann bile 'taklitçisi' olmaya başladığı 'televizyon dizisitipikadın koınikligi' tuzağına düşmeden, yalnız- ca rolünün gerektirdiğini oynarken doğal bir sahne üstü çekiciliğine sa- hip olduğunu da gösteriyor. 'Hiçbir Şey' Ankara Ekin Tiyatrosu'nun yü- zünü ağartan bir yapım. Topluluk ay- nca daha önce sahnelenmiş oyunla- nnı da sürdürüyor. Hafta sonlannda çocuk tiyatrosu da var. Ünlü yazar Müze Evi'nde anıldı Cıuııah, IMa'da yaşıyor Necati Cıımalı için düzenlenen panele gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu'da katıldı. HİCRANÖZDAMAR İZMİR- "Diyelim bir ınasa var önüm- de / Elinıde bardak / Oturmuş İçiyorum / Bardak mı Urla nıı tuttuğum" dizele- rinin sahibı, Türk yazın dünyasının te- mel taşlarından yazar, şair Necati Cuma- lı, ölümünün dördüncü yılında Urla'da- ki müze evinde düzenlenen törenle anıl- dı. "4. Cıımalı Buluşması" başlığı altın- da ve "Cumalı Urla'da Yaşıyor" sloga- nıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Cuma- lı'nın şiirleri ve yazın yaşamından ke- sitler sunuldu. Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu, Cıımalı buluş- nialanndayeni dostluklann kurulduğuna dikkat çekerek, "Urlamızdan ülkemize, ülkemizden dünyaya bir mesaj vollanı- yor. Cumah'nın esin kaynağı güzel ilçe- mize, Cumah'nın yapıtlarında ölümsüz- leşen Urla halkına hiznıet vermek bana onur veriyor. Bi/im arzumuz, Cuma- h'nın yaşadığıevi, edebiyat dünyasının tar- tışmalarının, panellerinin gerçekleştiril- diği bir mekân haline getirmek" dedi. çağdaş yazınımızın öncülerindendi Avukat İskenderÖzturanh, Cumah'nın, çağdaş Türk edebıyatının öncülerinden olduğunu belirterek onun sade anlatış bi- çimiyle edebiyat dünyasına örnek olduğu- nu bildirdi. Gazetemiz yazarı şair Ataol Beh- ramoğlu, uluslarınkültürel değerlerine sa- hip çıktığı oranda yaşama hakkı bulaca- ğına dcğinerek, "Türkiye'nin AB'ye girip giremeyeceğini tartışanlara ülkemizde sa- natçılara duyulan saygının gösterilmesi ge- rekir. Bi/inı ülkemizde saııalçılara özel bir ilgi var. Necati Cumah da üstün bir yete- nekti. Urla'yı kutlamak gerekir. Ona sahip olduklan ve sahip çıklıkları için" diye ko- nuştu. Kardeşi Aydın Cumalı da, Urla'daki ev- de birçok ortak anıları paylaştıklannı be- lirterek, "Biz 6 kardeştik. Abimle aramda 18yaşfarkvardı.Beraber 'Sen Değiştin', 'Mine' oyununu oynardık. Abinı yazarlı- ğa babamızın anlattıklanyla başladığmı söylerdi" dedi. Anma töreninde Mustafa Kemal Çetin tarafından yaptırılan Atatürk büstünün ve İbrahim Dilsiz, Aynur Ogan, Gülay Dağlar, Emel Başkaya'dan oluşan Armo- ni Resim Sanat Grubu'nun resim sergi- sinin açılışı gerçekleştirildi. Etkinlikler kapsamında ayrıca Urit Ses Salonu'nda Urla Belediye Başkanı Sel- çuk Karaosmanoğlu, Macit Sefiloğlu, Sancar Maruflu, Güngör Gençay, İsken- der Özturanlı, Ataol Behramoğlu, Zeki Büyüktanır, Bülent Habora vc Dinçer Sezgin'in katıldığı Necati Cumalı pane- li yapıldı. İKÎ YENÎ OYUN: BÖYLE BİR AŞK MASALI - UZUN DONLU KÎŞOT Beyoğhı'ndatiyatrokeyfi SEVGİSANLI Kızım Ayşe Domeniconi, Berlin'den gelir de tiyatrola- ra uğramaz mı yolumuz? Gü- zel bir gösteriyi paylaşınca ikiye katlanmaz mı sevinci- miz? Bu kez Can Galerisi'nde resimleri sergileniyordu. Gü- zergâhımız Beyoğlu ağırlık- lı oldu. Seçeneklerimizdenbiri da- ha önce tanımadığımız gen- cecik birtopluluktu. Yenilik- ten, serüvene atılanlardan, se- rüvene atılmaktan yanaydık. Tiyatro Boyalı Kuş'un yuva- sı oldu ilk durağımız. 'Böyle Bir AşkMasah' Ferhat'ın hiç görünmediği, Şirin'in de ağır bir yük altında ezilirken Fer- hat'tan daha az acı çekmedi- ğini gözler önüne seren bir masal. Ferhat, Şirin uğruna nasıl dağları delmekten yılma- mıştır, biliriz. Bir yoruma gö- re, susuzluktan kıvranan bir halkı suya kavuşturmak ama- cı, sevgilıye kavuşma tutku- sunun üstüne çıkar. Ya Şi- rin'in bekleyişi, ateşten daha şiddetli olan o bekleyiş? Yıl- lar yılı, eli kolu bağlı, erke- ğinin yolunu bekleyen kadın- ların ortak çilesi. Bazı oyuncularyazarhğı da başkalarına bırakmıyorlar. Yetenekleri varsa iyi de edi- yorlar. Zeynep Kaçar'ın met- ni içten, sade, her türlü kalıp- laşmadan ve bayağılıktan uzak. Duygu Erdoğan'la bir- likte çeşitli kahramanları can- landırıyorlar. Her ikisinin de oyunculukları düzeyli, gus- tolu, kısacası ince bir zevki be- lirtiyor. JaleKarabekir'in dramatur- gisi, Burçak Karaboğa'nın teknik, Bahar Aykaç'ın gör- sel, Murat Kılıç'ın ışık tasa- rımlan, BerkSarubay'ın ko- reografisi donanımlı ve dram • Tiyatro Boyalı Kuş'un sahnelediği 'Böyle Bir Aşk Masalı' Ferhat'ın hiç görünmediği, Şirin'in de ağır bir yük altmda ezilirken Fer- hat'tan daha az acı çekmediğini gözler önüne seren bir masal. 'Uzun Donlu Kişot'ise, Fer- han Şensoy mizah gücünün, yaratıcılığınm pınl pınl örneklerinden biri. sanatına heyecanla, özveriy- le sarılan gençlcr karşısında olduğumuzu kanıtlıyor. Uzun Donlu Klşot En etkileyici oyun yazar- ları, eli kalem tutan oyuncu- lar arasından çıkar. Kalemin- den kan damlayan silahşorla- rımızın başında da Ferhan Şensoy gelir. 'Uzun Donlu Ki- şot'la devlere meydan oku- mak her babayiğidın harcı değildir. La Mança'nın en bilge delisi Dulsinea'sını ara- mak için Trabzon'a kadar uzanır mı, uzanır! Karade- niz'ın kıyıcığında bir başkal- dırı, bir kıyam başlatır mı, başlatır! tpince, upuzun, soy- lu Kişot'un yanına yıısyııvar- lak, tostoparlak köylü Sanço yakışır mı, yakışır! Ferhan Şensoy ile RasimÖztekin bu ölümsüz ikiliyi can evimize konuk ediyorlar. Zamanların, mekânların, yol haritalarının, tatlı bir es- rikliğe yol açacak bir hızla değişmesindc bu müthiş iki- liyi canla başla destekleyen kadroyu unutmayalım. Nec- mi Yapıcı, Ali Çatalbaş, Öz- kan Aksu, Parkan Özturan, Hakan Bilgin, Erkan Üçün- cü, Elif Durdu, Ece Erdoğuş, EbruSoyuerden, 'Ortaoyun- cular' adını onurla taşıyor- lar. 'Uzun Donlu Kişot', Fer- han Şensoy mızah gücünün, yaratıcılığınm pınl pırıl örnek- lerinden bıri. Oyunun seyir- ciden gördüğü sıcak ilgi öz- gün bir göstcrimin, gerçek bir çabanın en zor koşullar- da bile karşıhksız kalmaya- cağını gösteriyor. YAZIODASI SELtM İLERİ İstanbul'un Sesleri Tanpınar, Beş Şehir'de Istanbul'u önce ses- ten hatırlar. Bu ses, ihtiyar bir kadının sesidir ama, su çağrışımlarıyla çıkagelir. İhtiyar kadın, İstanbul'un sularını sayıklamaktadır: "Çırçır, Karakulak, Şifa Suyu, Hünkâr Suyu, Taşdelen, Sırmakeş..." Tanpınar, kadının "bir pınar perisi" olduğu- na hâlâ inanmaktadır. Böylece Istanbul'a pınar perisinin kılavuzluğunda yol alınır. Halide Edib Adıvar'ın çok sevdiğim bir hi- kâyesi vardır: "KubbedeKalan Hoş Sada". Za- man zaman anmadan edemem: Biroperaya- rışması için, bu hikâyede de sesler belirir. İs- tanbul'un sesleri. Sesler, Halide Edib'in anımsadığı seslerdir. Ço- cukluğundan, gençliğinden başlayarak, "Kub- bede Kalan Hoş Sada "nın yazıldıgı günlere ka- dar gelirler. Sesleri, Ateşten Gömlek romancısının öteki eserlehnde de elinizle koymuşçasına bulabilir- siniz. Sanki yine Mor Salkımlı Ev konuşmakta- dır. Sanki yine Sinekli Bakkal... Istanbul'da doğup büyüyenler, şehri hep ses- leriyle anıyorlar. İstanbul'un, hiç değilse, belir- li bir dönem için sadece 'ses şehri' olduğuna inanacağım geliyor. Samiha Ayverdi, îstanbul Geceleri'nde, "evin ihtiyarı"na, "Kızım, ikindiolmuş, yoğurtçularçık- tı; kalk, akşam kömürünü dök!" dedirtiyor. Son- ra da: "Sade yoğurtçulann günlük melodisinden değil, bu saatlerde sokaklara dökülen turşu- cuların, muhallebici, aşureci, tahin pekmezci- lerin seslerinden de akşamın geldiğini anlamak mümkündür." Yoğurtçuya elbette yetiştim. Gerçekten ak- şam zamanının habercisiydi. Dakikası dakika- sına. Saatinizi ona güvenip ayarlayabilirdiniz. Ziya Osman Saba'nın şiirindeki "kaymak yo- ğurtçu" da öyledir. Şehrin ortak duygusu gibi, bu yoğurtçular, ede- biyatımızda hep akşam duyuşlarıyla görün- müşler. Belki kaymak yoğurt satıyorlar, belki ak- şam kederi. Kerime Nadir'in Samanyolu, onları durgun, kıpırtısız yaz sonu akşamında işitir. Sesleri uzak- tan gelmektedir. Satıcının sesine çıngırağınki eş- lik eder. Muhallebiciyi, aşureciyi, tahin pekmezciyi îs- tanbul sokaklarında görmedim. Satıcıların ses- lerini bilmem. Turşucular okul kapısındaydı, Cihangir'deki ilkokulumdan, Firuzağa llkokulu'na geçince, onun kapısında. Herhalde turşularını övüp du- ruyorlardı. Gelgelelim, o, renk renk, istif istif, ka- vanoz güzeli turşulara bakmaktan bu sesleri, bu turşu sözcüklerini ayırt edememişim... Yalnız satıcı sesleri mi? İstanbul'un galiba bütünüyle kendine özgü doğa sesleri de var- dı. Beni en çok etkileyen, yağmurun sesiydi. O kadar ki, nice zamanlar, Yağmur Sesi ya da Yağmurun Sesi adını taşıyan bir roman, öykü yazmayı düşlemişimdir. Yağmurun sesi daima gecededir ve belki de, doğrudan doğruya gecenin kendisidir. Damla- ra, saçaklara tıpır tıpır vurur. Çok geçmeden, yağmur borularından hüngürtülerle boşana- caktır. öyleyken, daima Tevfik Fikret'in içli dizele- ri: "Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır, Ufukyaklaşır.. yaklaşır.. yaklaşır". Sonra denizin sesi: Yaz fırtınası patlamaya- görsün, Kadıköyü'ndeoturduğumuzyıllarda, Ka- lamış'ı, Fenerbahçe'si, Moda'sı hep birden azar; denizin sesi, kayalara boyuna çarpan hoyrat da- galarla örülürdü. Fakat yaz fırtınası çabuk diner. Sonbaharlar- da denizin sesi artık susmaz, bazan günlerce uğuldardı. Belleğim yanıltmıyorsa, "Kubbede Kalan Hoş Sada"üak\ opera, annenin bebeğine okuduğu ninniyle sona erer. Ninnileri sevmem. En maytaplısında bile giz- li acılar konuşur. öneriler: Kitap I Aşk Köpekliktir, Ahmet Ümit, Doğan Kitap, 2004. Travolta'dan aşk şarkısı • Kültür Servisi - John Travolta'nın ABD'de geçen haftalarda gösterime giren son filmi 'A Love Song for Bobby Long' önümüzdeki aylarda da Türkiye'de izleyiciyle buluşacak. 'Grease' filminin unutulmaz başrol oyuncusu Travolta'ya filmde, 'tnci Küpeli Kız' filminde hizmetçi rolünü canlandıran Scarlett Johansson eşlik etti. Travolta, "Bu rolü canlandırmak benim için çok zor olmadı. Hayatımın birçok döneminde alkol bağımlısı olan insanları yakından gözleme şansı buldum. Bu filmin en büyük özelliği, filmdeki karakterlerin özgünlüğü. Bu karakterler üç mutsuz kişi ve birbirinden farklı bu üç kişi de hayatlarında başka seçimleri olmadığı için aynı evi paylaşmak zorunda kalıyor" dedi. Johansson ise filmdeki rolüyle 'En iyi akadın oyuncu' dalında Altın Küre Ödülü'ne aday gösterildi. Dram türündeki filmi, Shainee Gabel yönetti. Don Kişot'un maceraları sürüyor • Madrid (AFP)- Dünyada en çok satanlar listesinde birinci sırada yer alan Miguel De Cervantes Saavedra'nın Don Kişot romanı, bu ay yayınlanmasının 400. yılını kutluyor. Dünya yazınının başyapıtlarından biri olarak bilinen ve 60 'ın üzerinde dile çevrilen Don Kişot, Alonso Quijano adlı 50 yaşlarında soylu bir adamın şövalye olmaya karar vermesiyle karşımıza çıkan traji-komik kahramanın maceralarını anlatır. Don Kişot'un 400. yılı tüm dünyada 2000'e yakın scrgi, konser, söyleşi, tiyatro ve oyunla kutlanacak. Ispanya'ya büyük kültürel katkı sağlayacak bu çalışmalar için 30 milyon dolarhk bir bütçe ayrıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle