Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK2005SALI CUMHURİYET SAYFA
ekonomi(i'/cumhuriyet.com.tr 13
Yeni imtiyaz yasasıyla çöp toplama, içme suyu, ulaştırma gibi birçok alan özel sektöre açılıyor
Belediye hizmetLeıi satıfakHACER BOYACIOĞLU
ANKARA - Hükümet, yerel
yönetimlerin görev
alanlannı "özel
, sektöre" açmaya
J hazırlanıyor.
J'Çalışmalan
sürdiirülen yeni
imtiyaz
, yasasıyla,
özellikle
yerel yönetimlerin
[ üstlendiği ulaşım, çöp
toplama ve su
dağıtımı gibi
alanlarda
> yürütülen proje ve
• Hükümet, yerel yönetimlerin görev alanlannı "özel sektöre" açmaya hazırlanıyor. Çalışmaları
sürdürülen yeni imtiyaz yasasıyla, özellikle yerel yönetimlerin üstlendiği kent içi ulaşım, çöp
toplama ve su dağıtımı gibi alanlarda, projelerin özel sektöre devri gündeme gelebilecek.
çalışmaların özel sektöre devri
gündeme gelebileeek. Yetkililer,
düzenlemeyle kamunun elindeki
işletmelerın özel sektöre açılmasının
da gündeme geleceğini belirterek
"Rehabilite et-işlet-devret nıodeli
gündeme gelecek" diye konuştu.
Edınilen bilgiye göre bır süredir
kapsamlı bir imtiyaz yasası üzerinde
çahşan ekonomı yönetimi,
çalışmalarını belli bir noktaya
getirdi. Buna göre yeni imtiyaz
yasasıyla; çeşitli kanunlarda dağınık
biçimde bulunan "yap-işlet-devret,
yap-işlet" modeline ilişkin
düzenlemeler tek bir yasanın içine
alınacak.
Yatırım stokıı azaltdacak
Yetkililer, yılın ortasına kadar
çıkanlması öngörülen düzenlemenin
özelliklerini de şöyle aktarıyor:
• Düzenlemenin esas amacmın,
imtiyazlı durumda bulunan alanlara
da özel sektörü dahil ederek
kamunun elindeki yatınm stokunun
azaltılması olduğu belirtiliyor.
• Halen birçok projenin "yap-işlet-
devret" modeline uymadığı için
özel sektöre açılmadığına dikkat
çeken yetkililer, "Düzenlemeyle,
'yap-işlet-devret'in kapsamı
genişleyecek. Yeni modeller devreye
girecek. Örneğin bir linıan var, ama
yap-işlet-devret modeline uymadığı
için özel sektör tarafindan
yenilenmesi gündeme gelemiyor.
Birçok linıan günümüzde, artan
ihracat lalebini karşılayamayacak
durumda. Biz bu tür örnekler için
'rehabilite et-işlet-devret' modeline
yasal zemin hazırlayacağız" diye
konuştu.
• Hazırhklan sürdürülen yasa
taslağının en temel olarak, yerel
yönetimlerin görev alanlannın özel
sektöre açılmasını gündeme
getireceği vurgulanıyor. Özellikle
çöp toplama, içme suyu ve hafif
raylı sistemin de içinde bulunduğu
ulaştırma alanlannda özel sektörün
önemli bir rol oynaması ve
kamunun elinde bulunan bu
hizmetleri üstlenmesi gündeme
gelecek.
• Yeni modelde, "yap-işlet-devret"
türü projelerle ilgili çalışmaları
yürütecek yeni bir kurumsal
yapılanmanm oluşturulması da
planlanıyor.
OECD 'nin
en ucuz
4. ülkesiyiz
ANKARA (ANKA)- Türkiye, 30
OECD ülkesı içinde Çek
Cumhuriyeti, Slovakya ve
Polonya'ıun ardından en ucuz
4'üncü ülke konumunda.
Türkiye'de 100 liraya alınabilen bir
mal ya da hizmetin bedeli OECD
ülkeleri ortalamasında 178.5 lira
düzeyinde bulunuyor. OECD
tarafından tüketici fiyatlan baz
alınarak hesaplanan
"karşılaştırmalıfiyatdüzeyleri"
çalışmasının Kasım 2004 sonuçları
açıklandı. Buna göre, OECD'nin
en pahalı ülkesi Izlanda, en ucuz
ülkesi de Çek Cumhuriyeti oldu.
Satın alma paritelerine göre
Türkiye ile en büyük fiyat farkı,
OECD'nin en pahalı ülkesi olan
tsviçre arasında. Türkiye'de 100
liraya alınabilen bir mal, tsviçre'de
250, Danimarka ve Norveç'te 246,
tzlanda'da 245, Japonya'da 234,
Irlanda'da 227, Finlandiya'da 221
ve Isveç'te de 219 liraya elde
edilebiliyor.
FINANCIAL TIMES:
'Yapı Kredi
ileyabancılar da
ilgilenebilir'
LONDRA(ANKA)-Koç
Holding'inÇukurova'nın
Yapı Kredi'deki payını alma
ısteği yurtdışında da yankı
yaptı. Financial Times,
Çukurova Grubu'nca satılacak Yapı
Kredi'deki payın aralarında yabancı
bankalar olmak üzere başka bankalan
da çekebileceğini belirtti. Gazete,
yabancı bankaların Türk piyasasına
hep girmeye çalıştığını, ancak
şeffaflık eksikliği ve yabancı
sermayeye olan ilgisizlik nedeniyle
caydığını öne sürdü. Gazete, satılacak
Yapı Kredi hisselerinin 750 milyon
dolan bulabileceğini ancak Çukurova
Grubu'nun Yapı Kredi ve TMSF'ye
olan borçların 4.1 milyar dolar
düzeyinde olduğuna dikkat çekti.
Gazete, bu yılın "Türk bankacılık
sektörünün yeniden
yapıiandırılmasında kesin bir yıT
olacağı yorumunu da yaptı.
ŞEKER^KURUMU
Koç: Başbakan
kimlere diyet
ödüyor?
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Grup Başkanvekıli Haluk
Koç, Şeker Kurumu'nun 31 Aralık
2004 itibarıyla lağvedilmesinin
arkasında, uluslararası tatlandırıcı
firmalarının etkisi olabileceğini
ileri sürdü. Koç, Muğla Milletvekili
Gürol Ergin'le parlamentoda
düzenlediği basın toplantısında,
kararın şeker sektöründeki
özelleştirmeyi hızlandıracağını,
Türkiye'nin şekerde tamamen
ithalata bağırnlı hale getirileceğini
belirtti. Koç şöyle devam etti:
"Türkiye'de tannı, pancar ürctimi,
nişasta bazlı tatlandırıcı kotalan,
Başbakan'ın şirketleri, Başbakan'ın
şirketlerinin ürünlerini dağıttığı
yerli firmalar ve bunlann
ıılııslaı arası dev şirket ortaklıklan...
Böyle bir ilişki yumağmda
Başbakan kinılere diyet ödüyor?"
Türkiye'nin Sorunlarma Çözüm Konferansı'nda illerin profilleri çıkarıldı
En gelişmiş il Izmir oldu
Sanayi üretimi f
hızlandı
Ekononû Servisi - Sanayi sektörünün
geçen yıl ekimde yüzde 1.5'e kadar
gerileyen üretim artış hızı, kasımda
yeniden yüzde 9.6'ya kadar yükseldi.
DtE, 2004 Kasım ayı sanayi üretim
endeksi sonuçlarını açıkladı. Buna göre
kasımda imalat sanayıi ürelimi yüzde 10.1,
madencilik ürelimi yüzde 10.6, enerji
sektörünün ürelimi ise yüzde 4.2 artış gösterdi.
Söz konusu ay, imalat sanayii alt sektörleri
itibarıyla üretim, en fazla yüzde 276.3 arlış ile
büro, muhasebe bilgi işlem makineleri imalatında
yaşandı. Geçen yılın ilk 11 ayındaki toplam sanayi
üretim artışı ise yüzde 10.4 olarak gerçekleşti. Yılın
ilk 11 ayında imalat sanayii üretiminde yüzde 11.1,
madencilik sektöründe yüzde 3.5, enerji
sektöründe ise yüzde 6.7 oranında üretim artışı
sağlandı. Endeks içerisindeki ağırlığı yüksek
sektörlerden taşıt araçlan üretimindeki yüzde
57.1 oranındaki artış, üretimdeki artışın da
lokomotif'i oldu.
• Iki yılda gerçekleştirilen
çalışmada, tüm verilere göre birinci
olan Izmir'i Ankara ve Eskişehir
izlerken İstanbul 6. sırada yer aldı.
ANKARA (AA) - Beşincisi
tamamlanan "Türkiye'nin Sorunlarma
Çözüm Konferansı" sonucunda, 81 il
içinde en gelişmiş ıl Izmir olarak tespit
edildı. 81 ılin valileri, belediye
başkanlan, üniversite rektörleri, sanayi-
ticaret odaları başkanlan ve uzman kişi
ve kuruluşların ortak çalışmasıyla iki
yılda gerçekleştirilen çalışmada, tüm
verilere göre birinci olan İzmir'i
Ankara ve Eskişehir izlerken, İstanbul
6. sırada yer aldı. Çalışmada yer alan
diğer illere ilişkin tespitler kısaca
şöyle:
%/ Okuma-yazma oranı açısından en
üst sırada İstanbul geliyor. Istanbul'u
Ankara ve Tekırdağ ızliyor. En az
okuma-yazma oranına salıip il ise
Şırnak.
• Kişi başına GSYİH açısından, en üst
sırada Kocaeli yer alırken, Kocaeli'ni
Bolu ve Kırklareli ızliyor. En az kişi
başına GSYİH'ye sahip il ise Ağrı.
•" En yüksek kentleşme oranında,
İstanbul birinci sırada yer alırken,
Ankara ikincı, tzmır ise üçüncü sırada
yer alıyor. En az kentleşme oranına
sahip il ise Bartın.
En gerrkalmış il Hakkâri
81 il arasında, Hakkân en geri kalmış il
olarak tespit edildi. Çalışmada
sorunlara ilişkin sunulan çözüm
önerilerinin bazıları ise şöyle sıralandı:
"İslihdamın arttırılması, herkese sağlık
ve sosyal güvenlik hakkımn sağlanması,
zorunlu temel eğitimin 12 yıla
çıkanlması, bölgesel dengesizliklerin
giderilmesi, denıiryolu ağının
genişletilmesi, tarımda arazinin ve
sıjvıın otkili kullanınunın sağlannıası."
Türkiye'deimtiyazlarhiyerarşisibulunduğunusöyleyenMüsteşarDinçer, bürokrasiyeyüklendi
'Değişim tepeden başlamalr
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakanlık
Müsteşarı Ömer Dinçer
bürokrasiye yüklendi.
Değişimin tepe noktalar-
dan başlaması gerektiğini
savunan Dinçer, "Ancak
tepki koyan ve en çok kar-
şı koyanlar da tepe yöne-
ticileri olacaktır" dedi.
Dinçer, Dünya Banka-
sı ve DPT tarafından dü-
zenlenen "StratejikPlan-
lama ve Performans Büt-
çeleme" konulu scminer-
de, bürokrasiye ilişkin
saptamalarda bulundu.
Değişmenin mutlak ge-
rekli olduğunu vurgula-
yan Dinçer, "Buna karşı-
lık herkesin aklından de-
ğjşmesi gerekenin bir baş-
kası olduğu geçiyor" dedi.
Türk bürokrasisinde
amaca dayalı bir hiyerar-
şinin bulunmadığını, ta-
mamen bir imtiyazlar hi-
yerarşisinin bulunduğunu
savunan Dinçer, "Bu da
aşağıdan yukarı doğru
çıktıkça imtiyazların art-
üğı, üst kademcdekiyöne-
ticilerin kaıııu kaynakla-
rını daha fazla kııllandığı
bir sisknıi ifade eder. Yu-
karı doğru çıktıkça yöne-
ticilerin sorumluluğunun
arttığı, imtiyazlanmn
azaldığı bir mekanizma
ancak stratejik yönetimle
gelecektir" dedi.
Kamu Yönetimi Temel
Kanunu Taslağı hakkında
da bilgi veren Dinçer, tas-
lak hazırlanırken hıçbir
ülkenin taklit edilmediği-
ni belirtti. "Kamu Yöne-
timi Temel Kanunu, Tür-
kiye'nin kendi kendine pi-
şirdiği bir çorbadır" di-
yen Dinçer, taslağın Tür-
kiye'nin ortaya koyduğu
en orijinal kanunlardan
biri olduğunu söyledi.
Gelir İdaresi Yasa
Taslağı ay sonu hazır
Dinçer, toplantının biti-
minde gazetecilerin soru-
lannı yanıtladı. Gelir İda-
resi Yasa Taslağf na iliş-
kin bir soruyu yanıtlayan
Dinçer, taslağın ay sonun-
da hazır olacağını belirt-
ti. Konuyla ilgili çalışma-
lann kendi koordinasyo-
nunda sürdüğünü vurgu-
layan Ömer Dinçer,
"Tahmini olarak bu ayın
sonuna kadar biter o işler.
Meclis'e sevk edilir" diye
konuştu.
r~
TELEVIZYON
953 DOLARA
'CEP İMİZD
Cüney Korcli elektronik şirketi
Samsung, dünyanın ilk uydu
aracıüğıyla radyo-televizyon yayını
yapabilcn cep telefonunu tanıttı. SCH-
B100 ınodcl cep teletbnuna sahip
olanlar 2.2 inçlik ekranda televizyon
programlannı ve video izleyebilecekler. j
Yeni cep telefonunun satış fiyah 953
dolar olarak belirlendi. (Fotoğraf: AP)
IŞÇENIN EVRENINDEN
ŞÜKRAN SONER
'Demokrasi
Tehdit ARında'
"Basının kendi kendini sansür etmesi, san-
sürlerin en tahrip edici olanıdır. ABD medyasın-
da geçerli olan otosansür, bu ülkenin öncü, sü-
per güç olması nedeniyle dünya medyasında
belirleyici, yönlendirici olmaktadır. Medyada
geçerli olan otosansürün boyutları, demokra-
sinin işleyişini engellemektedir. Bütün dünyada
demokrasi tehdit altındadır..."
Bu sözleri, 10 Ocak'ın yıldönümünde, bizim gibi
düşünen gazetecilerden biri ya da meslek örgütü
yöneticilerimiz söylemiş olsa, olağan bir saptama,
gazeteciliğin içinde bulunduğu konumdan doğal
bir yakınma olarak algılanabilir. Bizim gibi düşü-
nenlerin medyada azınlıkta, üstelik kimlik belirleyi-
ci odakların uzağında oldukları bilinerek de, gaze-
teciliğin anlamlı bir özeleştirisi olarak bile değerlen-
dirilmeyebilir.
Yukarıda yaptığım alıntı, dünya gazetecilerinin en
üst düzey sendikal örgütü FU'in genel sekreteri Ai-
dan VVhite'tan. TGC ve İLAD'ın 10 Ocak'ın yıldö-
nümünde ortaklaşa düzenledikleri, "2. Gazeteciler
Konferansı "ndaki sunuşundan. VVhite, uzun geçmi-
şi olan birsüreçte, siyasi sansürden kurtulmayı ba-
şarmış demokrasilerdeki medyanın, kamuoyunu
bilgilendirme işlevini yapamamasında giderek da-
ha belirleyici rol oynayan otosansürün, dünyayı sar-
san yeni boyutlarından, tartışmalarından örnekler
verdi. ABD'nin 11 Eylül'ünün ABD medyasını felç
ettiğini anlattı. ABD halkının uyurgezer savaşa sü-
rüklenişini, medyanın kamuoyunu uyarmak şöyle
dursun, savaş kışkırtıcılığı yapmasını, dünyanın bu-
lunamayan kitle imha silahları ile aldatılmasını say-
dı. Irak işgalinin tüm aşamalarında kendini sansür
eden medyanın, sonuç olarak toplum üzerinde bü-
yük bir tahribat yarattığını vurguladı.
FIJ Genel Sekreteri'nin Irak işgali bağlantılı Arap
medyası üzerine saptamaları da ilginçti. Bir yanda
El Cezire gibi bu ülkelerde ilk kez görülen bağım-
sız, özgür medya kurumlarının etkinlik kazanmala-
rı, diğer yanda ABD'nin bunlara alternatif çok bü-
yük yatırımlarla oluşturduğu yandaşı medya. (100
milyar dolarlık yatınmla kurulan televizyon kanalı.)
Bu arada gelişmekte olan özgür Arap medyasında,
milliyetçiliğin, kültürün etkisi ileterörün bir biçimde
desteklenmesi ile ortaya çıkan bir başka tehdit.
FIJ Genel Sekreteri'ne göre işte tam da bu ne-
denlerle, gazeteciliğin kendi değerlerine dönüşü,
içinde bulunulan durumun sorgulanması, tartışma-
ların başlatılması için Türkiye çok uygun bir yer, ye-
ni diyalogların başlatılması merkezi.
FIJ Genel Sekreteri'nin özgür Arap medyasının
oluşturulmasında Türkiye'ye bıçtiği rol tamam da,
Türkiye ve medyasının durumu masayayatırıldığın-
da ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil: Trajik-
komik bir tablo ama toplantıda söz alan uzman bı-
lim insanı, yargıç, medyacı, hukukçuların şöyle bir
anlattıkları, sözde AB'ye uyum ve demokratikleş-
me adına çıkarılan ceza yasaları, basın yasası pa-
keti içinde basın özgürlüğüne vurulan darbenin bo-
yutları, öyle yenilir yutulur gibi değil.
Aymaz medya olarak, bu kez kendi kendimize,
basın özgürlüğüne atılan, eski yasalara rahmet oku-
tan yasaklara alkış tutmuşuz. Türkiye zaten hiçbir
dönem basın özgürlüğü olan bir ülke haline gele-
medi. Nisanda yürürlüğe girecek yeni yasalarla ba-
sının en olağan bilgi verme, haber yapma hakları,
sayısız madde ile sansür kapsamına alınmış bulu-
nuyor. Türkiye AB'Iİ olma, özgürleşme adına, çok
ağır cezalı, yasakh, sansürlü bir medya düzenıne
güle oynaya giriyor.
Bir başka boyut, elbette yeni dünya sömürü dü-
zeninde geçerli olan dünya medyasındaki tekelleş-
me, otosansür düzeninin Türkiye'de çok daha ağır
ve çarpık biçimde işletilebilmesi ile ilgili gelışmeler.
Zengin Kuzey, kapitalist dünyasında en etkin 25
medya tekelinden, aynca da yönetimlerinde silah-
tan bilgisayara, borsaya tekellerin en üst yönetici-
lerin yer almasından, gazeteciliğe bu yapının etki-
lerinden örnekler çarpıcı.
Türkiye'de bu genel gidişin daha da çarpık bo-
yutları söz konusu. Sadece medya sahipliği, yöne-
tim etkinliği ile değil. Medya-siyaset ilişkilerinden,
toplumun yükselen değerlerle geldiği noktada kar-
şılıklıolumsuzetkileşime kadar altı çizilecek çok faz-
la boyut var.
TGC ve İLAD'ın ortaklaşa düzenledikleri, 10 Ocak
yıldönümünü seçtikleri, birincisi 50 yıl önce yapıl-
mış "Gazeteciler Konferansı" n\n çağrı metni bile
içinde bulunduğumuz durumu anlatmaya tek başı-
na yeterli..
"Demokratik, Bağımsız ve Saygın Medyanın
Hayata Geçirilmesi" amaç olarak belirlenmiş. 50
yıl önceki ilk konferansın gazetecilerin meslek de-
ğerleri, bilgi edinme ve doğru bilgi verebilme, öz-
lük haklarına ilişkin oynadığı önemli rol anımsatıl-
mış. Medya sektörünün içinde bulunduğu sıkıntı-
lı dönemden, medya çalışanlarının hiç de iç açıcı
olmayan durumlarından çıkış için 50 yıl sonra dü-
zenlenme gereği duyulan toplantıdan bir katkı ala-
bilmek üzere gazetecilere, "katılın, tartışın, din-
leyin, görüş bildirin" çağrısı yapılmış. Tabii umur-
sayan varsa..
soner@cumhuriyet.com.tr
Tekel'in satışma
toplu tepki
ADAJNA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hüküme-
tın, IMF, yabancı şirket-
ler ve yerli işbirlikçile-
riyle birlikte Tekel'i
özelleştirerek ülkeyi
milyonlarca dolarlık bir
ekonomik kayba uğra-
tacağını belirten Tek
Gıda-lş Sendikası Gü-
ney Anadolu Şubesi
Başkanı Gürsel Diliçı-
kık, "Ülkenin her tara-
finda yangın var. AKP
hükümeti çıkardığı bu
yangının içine emekliyi,
işçiyi, mcmuru attı. Bu
arada özelleştirdiği Te-
kel ile de yangını körük-
lüyor" dedi.
Diliçıkık, ÇHP, İP,
ÖDP ve EMEP ile
KESK, DİSK, Türk-lş,
TMMOB'yebağhsen-
dika ve odalann da des-
tek verdiği, çok sayıda
Tekel çalışanının katıl-
dığı Inönü Parkı'ndaki
açıklamasında, Te-
kel'in bir yılda 3.7 mil-
yar dolarlık katma de-
ğer sağlayan, binlerce
insanın çalıştığı bir ku-
rum olduğunu anımsat-
tı. Çahşan fabrikaların
bir bir kapandığını kay-
deden Diliçıkık, "Sü-
mer, Aksantaş, Et-Ba-
lık, Çukobirlik, Bossa,
Güney Sanayi ve SEK
bitirildi. Şimdi sıra
AdanaTekel'de"dedi.