18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2005 PAZARTESİ INCELEME CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrini değerlendirdi: Hukuk görmezdengelindi B azı kamu kurum ve kuruluşlarma ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesine dair kanun tasansı, 5-6 Ocak 2005 tarihlerinde Meclis'te - zor da olsa- kabul edildi. Böylece, yataklı ve yataksız olmak üzere toplam 573 SSK sağlık tesisinin ve toplamda 600'ü aşkın sağlık biriminin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesinin Meclis aşaması tamamlandı. Cumhurbaşkanı'nın tutumu henüz bilinmiyor. Ama Anayasa Mahkemesi'ne başvuru aşamasının mutlaka olacağı biliniyor. Ancak siyasi iktidar, oldubittici tavnnı sürdürerek Anayasa Mahkemesi kararına kadar geri dönülmez süreçler yaratmak isteyebilecek. Cumhuriyet, Meclis'teki görüşmelerde yasa üzerinde görüş açıklayan ÇHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan'a bu yasanın nihai amacını ve beklenebilir etkilerini sordu: - Söz konusu devrin gerekçesi nedir? OĞUZ OYAN - Hükümetin yasa tasarısının gerekçesi, ilk önce, anayasanın 56. maddesine sığınıyor: "Devlet sağlık kuruluşlannı tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler." Oysa anayasa planlamaktan söz ediyor, mülkiyet devrinden değil. SSK hastanelerinin devredilmesini engellemek için birçok gösteriyapıldı.(Fotoğraflar: KORAY AVC1) hizmetlerinin organizasyon ve sunumu bugün karmaşık ve çok başlı bir yapı arz etmektedir" deniliyor, ancak "standart eksikliğini ve eşitsizliğini gidermek" şeklinde tarif edilen amacın niçin sağlık birimlerinin mülkiyetinin Sağlık Bakanlığı'na devrini şart kıldığı açıklanamıyor. Kaldı ki yasanın 2. maddesi, birçok sağlık birimini (Türk Silahlı Kuvvetleri, üniversiteler, mahalli idareler, mazbut vakıflara ait sağlık birimleri vs.) hariç tutarak, önemli bir sağlık hizmeti alanını Sağlık Bakanlığı koordinasyonu dışında bırakıyor. Nerede kaldı sığınılan anayasa, nerede kaldı standart belirleme ve eşitsizliği giderme? - Devirde son durak Sağlık Bakanlığı mı? OYAN - Dahası var. "Karmaşık ve çok başlı yapıyı tek elden yönetme" gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı'na yapılan devirler kalıcı olacak mı, yani son durak gerçekten Sağhk Bakanlığı mı? Yasa gerekçesinin kendisi bile buna 'hayır' diyor. Ifade şöyle: "Bilindiği üzere Kamu Yönetimi Reformu ve yeniden yapdanma çerçevesinde sağhk kuruluşlan mahalli idarelere devredilecektir." Peki niçin Sağlık Bakanlığı ara durağı var? Sözde bunlan rehabilite etmek ve ortak standarda kavuşturmak için. Peki yüzlerce mahalli idare devrede olunca karmaşık ve çok başlı yapı, standart farklılıklan fazlasıyla ortaya çıkmayacak mı? Bu soru yanıtsız. Aldatmacanın önemli bir ayağı burada. Sağlık Bakanlığı ara durağı konuluyor, çünkü SSK hastanelerinin doğrudan doğruya yerel yönetimlere devri iyice göze batacak ve sade vatandaşa bile anlatılması olanaksız bir hukuk dışılık olacak... lşte, niçin mülkiyet devrinde ısrarlı olunduğunun nedeni burada. Zengln yaratma metodu - Peki yerel yönetimler son durak olacak mı? OYAN - Bu da kuşkulu. Bir kere, Sağlık Bakanlığı, sigortalı hak sahiplerinden gasp ettiği sağlık tesislerini mutlaka yerel yönetimlere devretmek yükümlülüğü altına girmiyor. Demek ki Bakanlık, elinde topladığı hastanelerin büyük kent merkezlerinde önemli rant kapısı olanlannı doğrudan doğruya özelleştirebilecek. ikincisi, büyük bölümünü doğrudan denetlediği yerel yönetimler aracıhğıyla bu tesislerin özelleştirilmesini gündeme getirebilecek. Her iki yolla da kendi zenginini yaratma yolunda önemli mesafeler katedebilecek. İkinci yolun özelliği, yüzlerce yerel yönetim elinde toplanacak sağlık tesislerinin özelleştirilmesinin, çok daha zor izlenebilecek ve denetlenebilecek bir sürece dönüşmesi olacak. Ama bu yolun nasıl kolaylaştırıldığını görmek için yerel yönetimlere verilen özelleştirme yetkileri iyi anlaşılmalı. 'Yerel yönetimler daha kolay özeHeştlrlr' Özelleştirme-yerelleşme birlikteliğinin en açık göstergesi, hem Belediye Yasası'nda (m. 18/j) hem de Cumhurbaşkanı'ndan döndüğü için henüz yasalaşamayan tl Özel Idareleri (İÖt) YasaTasansı'ndafm. 10/i), il özel idarelerine ait ticari amaçlı kuruluşlar ile pay oranlanna bakılmaksızın her türlü iştiraklerdeki paylarının özelleştirilmesine ilişkin esasları bu kanun kapsamında düzenlemiştir. Aynı yasanın 3. maddesine göre yasanın 1. maddesinde sayılan kuruluşlann "özelleştirme kapsamına" alınmasına Özelleştirme Yüksek Kurulu karar verir. Kısacası, yerel yönetim şirketlerinin özelleştirilmesine yerel yönetim meclislerinin karar verecek olması, yürürlükteki özelleştirme yasasına aykındır ve Anayasa Mahkemesi'nden dönecek özelliktedir. Ama AKP iktidan, Prof. Dr. Oğuz Oyan: Türkiye'de "Kamu Yönetimi Reformu" adıyla getirilen düzenlemeler ile sosyal güvenlik alanmda yapılmak istenenler bir bütünün parçalarıdır ve yeni ve daha kapsamlı bir piyasalaştırma dalgasmın habercileridir. Bunlar genel kamuoyunun ilgi odağından büyük ölçüde kaçırılarak yapılacaktır. belediye meclisleri ile il genel meclislerine verilen özelleştirme yetkisinde görülmektedir: "Belediye/tÖt adına imtiyaz verilmesine ve belediye/İOİ yatırımlarııun yap-işlet veya yap-işlet- devret modeli ile yapılmasına; belediyeye/İÖl'ye ait şirket, işletme ve isliıaklerin özelleştirilmesine karar vermek" yetkisi, söz konusu meclislerin görevleri arasında sayılmaktadır. Oysa on yıldır yürürlükte olan 4046 sayılı Özelleştirme Yasası, kapsam başlıklı 1. maddesinin e bendinde, belediye ve niyetlerini gerçekleştirmek için hukuk tanımazlık alışkanlığını sürdürmek yanında, ayakbağı olarak gördüğü tüm hukuk engellerini ayıklamakta kararlı gözükmektedir. Mülkiyet haklarının gaspı lşte bu nedenle, Sosyal Sigortalılann mülkiyet hakkına sahip olduğu sağlık tesislerini, onların iradesi dışında (yani bağlı olduklan sosyal güvenlik kurumunun yönetim kurulu karan olmaksızın) Sağlık Bakanlığı'na devretme cüretini gösterebilmektedir. Eylemlere karşın TBMM'nin kabul ettiği yasayla 573 tesis Sağhk Bakanlığı'na devredilecek. Bu tasarruf, anayasadan başlamak üzere tüm hukuk sistemine temelden aykındır. Aynca "SSK'ye ait olan sağhk birimleri, rayiç bedeli karşıhğında Bakanlığa devredilmiştir" (m.4) hükmünden ötesini söylemeyen bu düzenleme, bu bedelin ödenme zamanını ve olası gecikme faizini açıkta bıraktığı gibi, rayiç bedelin tespitini de yürütmenin emrinde oluşturulacak komisyonlara bırakarak, yasama yetkisini yürütmeye devretmektedir. Bu "idarenin kanuniliği" ilkesine aykındır. Aynca, yıllarca devlet kurumlannı finanse etmekte kullanılan sosyal güvenlik fonları hesaba katılmazken, son 10 yıldır devletin bu kurunılara yaptığı transferler "açık" kapamak üzere borç vermek mantığı üzerinden gerçekleştinlmektedir. Şimdi bu kurumların devir bedellerinin bir "mahsuplaşma" aldatmacasına kurban edılmeyeceğini kim söyleyebilir? Personel hakları - Devredilen personelin haklan ne olacak? OYAN- Yasanın 5. maddesinde, "devredilen personel"in durumu düzenlenmektedir. Devredilen kadro ve unvanlardan Bakanlıkça ihtiyaç duyulmayanların, Bakanlıkça ihtiyaç duyulan "diğer" kadrolara atanabileceği hükmüne yer verilmektedir. Buradaki çok esnek "diğer" kavramına dayanılarak bir hastane müdürü veya yardımcısının pekâlâ hizmetli veya hastabakıcı kadrosuna atanması mümkün hale getirilmektedir. (m. 5/3) Böylece, yeni bir keyfi kadrolaşmanın kapısı ardına kadar açılmaktadır. "Yeterlnce tartışılmıştır' Sağlık Bakanı'nca, "yeterince tartışümıştır" diye sunulan tasarının Bakanlar Kurulu içinde dahı yeterince tartışıhp bir uzlaşma metnine dönüştürülmediği anlaşılmaktadır. Nitekim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğf nın 24.9.2004 tarıhlı Başbakanlığa sunduğu dokuz sayfalık "görüş" yazısında, SSK sağlık birimleri mülkiyetinin SSK Yönetim Kurulu kararına dayanmaksızın Sağlık Bakanlığı'na devredilmesinin hukuki sakıncalar yaratacağı; sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığı elinde en az 4.2 katrilyon TL ek maliyet doğuracağı; işletme özerkliği sağlanmadığı sürece ilaç ve tıbbi malzeme alımında maliyet artışı olacağı; SSK'nin Meslek Hastalıkları Hastaneleri gibi hayati öneme sahip birimlerini de kaybedecek olmasının önemli sorunlar yaratacağı vb. tespitler yapılarak, tasarı taslağı sert bir biçimde eleştirilmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakaru'nın, taratlardan bin olmasına karşın, tasannın TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerine bir an için dahi olsun katılmamasının da zaten aynı yönde alınmış bir tavır olduğu açıktır. Cerçek hedefler Görüldüğü gibi, Türkiye'de "Kamu Yönetimi Reformu" adıyla getirilen düzenlemeler ile sosyal güvenlik alanında yapılmak istenenler bir bütünün parçalarıdır ve yeni ve daha kapsamlı bir özelleştirme/piyasalaştırma dalgasmın habercileridir. Bunlar genel kamuoyunun ilgi odağından büyük ölçüde kaçınlarak yapılacaktır. 1leri sürülen gerekçelerin tam tersine, sağlıkta hizmet bütünlüğünün parçalanmasına görürecek olan düzenlemelerin, kadrolaşma ve yönetsel federalizm gibi siyasi hedeflerini bir yana bırakırsak, ekonomik hedeflerinin başında, iktidar yandaşı şirketlerin ihalelerle serpilmeleri, iktidann gözlerden ırak ve yolsuzluklara tamamen açık koşullarda kendi zenginini yaratması ve bütün bunlann denetimden uzak bir süreç içinde gerçekleştirilmesi gelmektedir. BÜTÇEYE YÜK GETÎRECEK Hastanelerin mahalli idareleredevri büyük sorunyaratacak ANKARA (ANKA) -Anayasanın 56'ncı maddesi ile; "Herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı için- de sürdürmesini sağlamak ve bu- nun için sağlık kuruluşlannı tek elden planlayıp hizmet vermesini düzcnlcmek" görevi devlete ve- nlmiştır. 1593 sayılı Umumi Hıf- zıssıhha Kanunu ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 181 sayılı Sağlık Bakanlı- ğı'nın Teşkilat ve Görevleri Hak- kında Kanun Hükmünde Karar- name uyannca; Planlama, dene- tim, koordinasyon, ızin ve ruh- satlandırma gibi hususlarda "te- mel belirleyici oütıa görevi" Sağ- lık Bakanlığı'na verilmiştir. 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile bu hizmetlerin plan- lama, denetim, izin, koordinas- yon ve ruhsatlandırma gibi hu- suslarda "temel belirleyici olma görevi" Sağlık Bakanlığı'na ve- rilmiştir. Bireylere hekim ve sağ- lık kuruluşlannı seçme hakkı ve- rilmiştir. Tüm kamu sağlık kuru- luşlarının kamu tüzelkişiliğini haiz sağlık işletmesine dönüştür- me (Özerkleştirme) yetkisi Sağ- lık Bakanlığı'na verilmiştir. Meclis'ten geçen Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarma Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Ba- kanlığı'na Devredilmesine Dair Kanun Tasansı... 59'uncu hükü- metin acil eylem planında yer alan, sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde hazırlanan bu tasarı ile: Sağlık hizmetle- _ _ _ _ _ _ rinin tek elden plan- lanması, sağlık poli- tikalarının ülke gene- linde aynı şekilde uy- gulanması ile kurum- sal farklılıklann orta- dan kaldınlması sağ- lanacaktır. Koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık vermek daha kolay hale getirile- cek. Tıbbi cihaz, ilaç ve diğer tıbbi sarfla- rın temininde ortak yöntemler kullanıl- ması sağlanarak kay- nak kullanımı rasyo- nel hale gelecektir. Sağlık yatınmları ve sağlık insan gücü planlaması daha ger- çekçi olarak yapıla- bilecektir. Farklı ku- rumlardaki sağlık personelinin özlük ve ———-^— diğer mali haklarındaki farklılık- lar ortadan kaldınlacaktır. Ülke genelinde bütün hastalann ayak- ta ve yatarak tedavileri sırasında kullanacaklan ilaçlar aynı stan- dartlarda temin edilecek, geri ödeme mümkün olacak ve bu konuda mağduriyet yaşanması- nın önüne geçilecektir. Kurumla- ra ait binalar ve donanım daha verimli kullanılacaktır. Bunu ta- kiben çıkartılacak kamu yöneti- mi reformu ve yeniden yapılan- ma çerçevesinde sağlık kuruluş- lannın mahalli idarelere devre- dilmesi işlemi yapılacaktır. Bes vıllık geçls süresl Bu reform çerçevesinde öngörü- len beş yıllık geçiş süresince, tüm sağlık kuruluşlarının tek el- den aynı standartta ve homojen bir hizmet anlayışıyla rehabilite edilmesınin saglanması hedef- lenmiştir. Bu kanunun çıkmasıy- la Sağlık Bakanlığı sağlık hiz- metlerinin geliştirilmesi konula- rına yoğunlaşmış olacak, Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı ise çalışmalannı kamu sağhk sigortacılığı ve sağlık finansma- nı konularına yoğunlaştırmış ola- caktır. Böylece hizmeti satın alan ile hizmet sunan farklı kurumlar olacaktır. Bütün bunlar, hüküme- tin bu tasarıyı hazırlamasının te- mel gerekçeleridir. Bu çerçeve- de; konuyu kamu açısından ele • Türkiye'deki diğer sağhk tesisleri Sağhk Bakanlığı'na devredilirken, aile hekimliği tasansıyla ancak pilot uygulama getirilmektedir. Bazı kamu kurum ve kuruluşlann sağlık tesisleri devredilirken, bazı kurumların bunun dışında kalması da ilginçtir. alındığımızda, vergilerle karşıla- nan bir sağlık sisteminde sağlık hizmetlerinin tek elden planlan- ması hizmet duplikasyonlarının önlemesi açısından olabilir. An- cak anayasanın amir hükmü ve diğer yasalarda emredilen sağlık hizmetlerinin tek elden planlan- ması, hastanelerin bırleştirilmesi demek değildir. Yasalar uygulanmıyor Sıkıntılar bu yasalann uygulana- mamasından kaynaklanmaktadır. Karma ekonomik sistemlerde ve liberal sistemlerde, finanse eden kuruluşla hizmet sunan kurulu- şun farklı olması öngörülmekte- dir. Tam liberal sistemlerde de, hem finanse edenin, hem hizmet sunanın devlet olmadığı gibi devletin de hastaneleri yoktur ve hepsi özelleştirilmiştir. Bu hedef çerçevesinde, tüm sağlık kuru- luşlan tek elden aynı standartta, homojen ve üstün bir hizmet an- layışıyla rehabilite edildikten sonra özelleştirilecek veya özerkleştirilecekse doğru bir yaklaşım biçimidir. Böyle bir yaklaşım olmaksızın (ki yok ol- duğunu ve Kamu Yönetimi Re- formu ve yeniden yapılanma çer- çevesinde sağlık kuruluşları ma- halli idarelere devredilmesi işle- mi yapılacağını hükümet zaten deklare etmektedir) hastanelerin yalnızca Sağlık Bakanlığı'na _ _ _ _ _ bağlanmasını öngö- ren bir düşünce son derece yanlıştır. Ay- nca, bunun da öte- sinde hastanelerin mahalli idarelere devri tamamen so- runlarıyla birlikte perifere devredilme- si; telafisi ve geri dö- nüşü ileride mümkün olmayacak bir çık- maza sokabilecektir. Sosyal güvenlik re- formu, genel sağlık sigortası sistemi, aile hekimliği sistemi ve tüm sağlık kuruluşla- rının Sağlık Bakanlı- ğı'na devri, bir paket olup, sadece bu yasa- nın çekilıp yasalaştı- nlmasının istenilme- si sistemin bütünlü- ğü ile bağdaşmadığı —"""—"• gibi öncelikte bu ya- sa olmasa gerektir. Diğer taraftan sağlık hizmetlerinin finansmanı ile ilgili konuda çözüm bulunma- dığı sürece bu durum ilerde bir kaosa meydan verebilir. Şöyle ki; • Işten çıkanlan bir SSK'linin geçici bir süre için sağlık hizmet- lerinden yararlanamaması, • Prim borcunu ödeyemeyen- lerin sağlık hizmetlerinden yararlanamaması, • Bu tür problemler çözülmek- sizin getirilecek GSS sisteminin birçok sorunu yanında getirece- ği muhakkaktır. Yani Sosyal Güvenlik Reformu ile eşzamanlı hazırlannıayan Sağlık Refor- mu'nun yeterince sağlıklı olma- yacağı aşikârdır. Hükümet tara- fından sunulan iki yasaya bakıl- dığında; bir yasayla tüm Türki- ye'deki diğer sağlık tesisleri Sağlık Bakanlığı'na devredilir- ken, diğer yasayla (aile hekimli- ği pilot uygulaması hakkındaki kanun tasansı) ancak pilot uy- gulama getirilmektedir. Bazı ka- mu kurum ve kuruluşlarının sağlık tesisleri devredilirken, il- ginç bazı kurumlarda kalması da manidardır. Aynca yaklaşık bir yıl önce Devlet Demiryollan sağlık tesislerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na devretmiştir. SSK'li bıreylerin kişi başına sağlık harcaması maliyeti daha düşük olduğundan bütçeye büyük bir yük getireceği aşikârdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle