23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JV LJ M-j M. U J \ kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 CACRISIMLAR AYŞE EMEL MESCİ erdeki mesajlar• Sanat, gündelik yaşam kalıplarının aşılmasının en yetkin yollarından biridir; düş görmek ise "yer ile gök"ün, bilinç ile bilinçdışının yeniden kavuştuğu "birlik" hali içinde aklın ve ruhun çıktığı özgür imgelem uçuşudur belki de. Hem sanatta hem de düşlerde mevcut sınırlann aşılması, aşkın bir hale çıkılması söz konusudur. Adam tek başına ilerliyor, bakışla- nnda ürkek bir karamsarlık, umarsız- lık ve bıkkınlık. Adımları sürükleni- yor sanki, ama hiç durmadan yürü- yor, soluk almadan... Belki de onun çoğalan adım seslerinde peşini bırak- mayan bir ürkütücü kâbus gizli. Önünde karanlık bir tünel. Dalıyor tünele, adım sesleri yankılana yankı- lana çoğalıyor, korkuları ve peşini hiç bırakmayan vicdan azabı cisimleşi- yor sanki o karanlığın içinde. Tüne- lin öbür ucundan çıkıp arkasını dön- düğünde, savaşta yanlış bir emirle ölüme sürdüğü birliğinin askerleri di- kiliveriyor karşısına, yeşile kesmeye başlamış beyaz yüzleri, ölüm maske- leriyle.. Komutan orada, o kâbusta vicdanını ezen geçmişiyle hesapla- şırken, bıı sahnenin de içinde yer al- dığı Akira Kurosava'nın unutulmaz filmi "Düşler"i izleyen biz seyirci- ler de, savaş günahının ağırlığının omuzlarımıza çöktüğünü hissediyo- ruz. Sinemanın tartışmasız en yaratı- cı ozanlanndan biri olan Japon yönet- menin tadına doyulmaz görüntüleri, uyanıkken düş görmeyi de içeren sa- natın ta kalbine götürüyor bizleri. Uzun paltolu adam Sanat, gündelik yaşam kalıpları- nın aşılmasının en yetkin yolların- V. Tıbbi yetkinlik, insani sıcaklık: Marmara Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Neşe Kavak. dan biridir; düş görmek ise "yer ile gök"ün, bilinç ile bilinçdışının yeni- den kavuştuğu "birlik" hali içinde aklın ve ruhun çıktığı özgür imge- lem uçuşudur belki de. Hem sanatta hem de düşlerde mevcut sınırlann aşılması, aşkın bir hale çıkılması söz konusudur. Sık sık kesişmeleri, sana- tın düşlere açılması, düşlerin sanata konu olmasının nedeni budur herhal- de. Dedem Y. Mimar Mazhar Güzal- tan, uzun siyah paltosuyla labirenti andıran koridorlarda ilerliyor. Elleri kolları planlarla, kitaplarla dolu. Ço- cukluğundahatırladığım yüzüyle gö- rüyorum onu. Kırışıklarına şefkat oturmuş hafifçe gülen gözler, ama ciddi bir yüz. Kafası meşgul. Biz pe- şinde kalabalık birgrup halinde iler- liyoruz. Bu grup kimdir, nedir bil- miyorum. Bizim kimliğimizi belirle- yen şey daha çok hareketimiz. Hızlı hızlı yürüyoruz, topluca, koşarcası- na, dedeme yetişmeye çabalıyoruz. Ama o hep önden gidiyor. Tarihi bir binanın koridorları sanki. Sonra bir duvarın yanına gelip duruyoruz. Bel- ki bin yıllık bir duvar. Dedem kula- ğını dayıyor duvara. Ben birden tek başıma hissediyorum kendimi. Ona bakıyorum. Dedemin yüzü birden yaşlanmaya başlıyor. Dinginliğin ye- rini tstırap alıyor. Sonra birden de- dem kayboluyor, onu görmüyorum, ama biliyorum ki bodrumda buldu- ğu yılanı bile besleyen, eve giren hır- sızı içerideki kalabalığın hışmından kurtarmak için cline üç beş kuruş sı- kıştırıp arka kapıdan kaçıran, benim- le saatlerce oynayan tatlı dedem bir hastanenin içinde bir yerlerde, bir odada, ölümle pençeleşiyor. "Seni seviyorum dedeciğim, seni hiç unutmadım" diye bağırıyorum. Sonra ter içinde uyanıyorum. Eskt- şehir'deyim aslında. Tiyatro âşığı bir belediye başkanının, Yılmaz Büyü- kerşen'in bozkınn ortasında bir çi- çek gibi yeşerttiği Eskişehir'de, Ana- dolu Üniversitesi'nin misafirhane- sindeyim. Hemen telefona sarılıyo- rum, annemi arıyorum. Yıl 2004, Kasım sonu. Pırıl pırıl bir hastane Hızlı hızlı yürüyorum koridorlar- da. Etraf ışıl ışıl, koridorlar uzun, yü- rü yürü bitmiyor. Ama bu kez "bel- ki"lere yeryok, düş değil, gerçekbu. Annem ameliyat oldu. Çok ağır bir ameliyat. Marmara Üniversitesi Has- tanesi'ndeyim. Yıl 2004, Aralık ayı- nın başı. Eskişehir'den Istanbul'a dö- ner dönmez doktora gittik birlikte. Prof. Dr. Özdemir Aktan'ın bilgisi, tecrübesi ve mahir elleri, ekibinın yetkinliği sayesinde kurtuldu annem. Hem onlara hem de bu hastaneyi te- davi ve bakım açısından hiç tartışma- sız Avrupa'nın en gözde sağlık ku- rumlarıyla boy ölçüşebilecek bir ni- teliğe getırip bunlara hastaya yöne- lik insani sıcakhğı da eklemeyi başa- ran Başhekım Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak'ın hiç eksilmeyen ilgisine sonsuz şükran borçluyum. Belki 1967'de kaybettiğimden beri ilk kez düşüme giren dedeme de... Dedem lerle birlikte Maçka'da bir konakta yaşardık, kocaman bir aile halinde. Sonra o konak yıkıldı, yeri- ne bir apartman yapıldı. Dedem yı- kım ve yeni inşaat aşamalarında bir kez bile gitmedi oraya, görmek iste- medi olup bıteni. Bence onun aklı ve düşleri "12" numaralı konakta asılı kaldı. Baba evi 6 Aralık 2004. Yarın annemi has- taneye yatıracağız. Son bir kez Maç- ka'daki daıreye gitmek istedi. Hızlı hızlı tırmanıyor merdivenleri. San- ki bir düşünceyi kovalar gibi. Anne- mın bu kadar hızlı nıerdiven çıktığı- nı görmedim hiç. Ürküyorum biraz. Toz içindeki daireye giriyoruz. Bu- rada son oturan kişi 10 yıl önce kay- bettiğımiz Ayten Teyzemin resim- leri yerlere saçılmış. "Baba ocağı ha" diye sinırle söylenıyor annem. "Öldürmüşler bu evi, bu ev öl- müş. Gel gidelim biz Aytuşçu- ğunı" dıyor, yerdeki resimlcri top- larken. Vişne Bahçesi'nın sonunda ağaçlara inen baltanın darbelerini duyuyorum ruhumda, o konağın ar- dından paramparça olan hayatları duyumsuyorum derinden. Düşünde gördüğü budanmış mey- vc bahçesi karşısında katıla katıla ağlayan çocuğun o masum gözyaş- larıyla can bulan bir tek ağacın hi- kâyesiyle Çehov'a el sallayan Kuro- sava'nın "Düşler"i can evimden vuruyor beni. Annemin gözyaşları- nı silıyorumyavaşça. "12" numara- nın romanını yazmaya yemin ediyo- rum içimden. Şair-sinemacı Arıburnu anısına 15 yıldan bu yana verilen ödüllerin başvuruları mart ayında başlayacak 75. Arıburnu Ödülleri sahiplerini bulduKültür Servisi - Şair ve sinemacı Orhan Murat Arıburnu anısma 1990'dan bu yana ke- sintisiz olarak verilmektc olan Arıburnu Ödül- leri'nin 2004 yılı sahipleri belli oldu. Uzun Metrajlı Film, Kısa Metrajlı Film, Film Öy- kiisü, Şiir Kitabı ve Yayımlannıamış Şiir Ki- tabı dallarında toplam 11 Arıburnu heykelciği 2005 yılı içinde, ödül takvimi öne çekilerek ay- nı dallarda verilecek ödüller yenileriyle birlik- te sahiplerine verilecek. 15. Arıburnu Ödülleri'nin dallan, jürileri ve KÜLTÜR • SANAT ödül kazananlar şöyle; Uzun Metrajlı Film'de seçici üyeler; Agâh Özgiiç, Ali Hakan, Barış Bardakçı, Hüseyin Alemdar ve Tunca Ars- lan. En tyi Film: Karpuz Kabuğundan Ge- miler Yapmak (Yön: Alımet Uluçay), En İyi Yönetmen: Uğur Yücel (Yazı/Tura), En İyi Erkek Oyuncu: Olgun Şimşek (Yazı/Tura), En İyi Kadın Oyuncu: Rüçhan Çalışkur (Bu- lutları Beklerken), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ahmet Mekin (Hoşgeldin Hayat), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Gülayşe Er- koç (Karpuz Kabuğundan Gemiler Yap- mak), Kısa Metrajlı Film'in seçici üyeleri; Ertekin Akpınar, Hakan Meriçliler, Meh- met Tığlı, Mesut Kara ve Müjgan Beyazkı- lınç. En İyi Kısa Film: Ziyaret (Yön: Didem Erayda). Film Öyküsü'nün seçici üyeleri; Derviş Zaim, küçük lskender, Nilüfer Açıka- lın, Osman Şahin ve Ümit Ünal. 2004'ün Film Öyküsü: Hayta (Erdal Ateş). Şiir Kitabı'nın seçici üyeleri; Abdülkadir Budak, Hüseyin Peker, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Orhan Alkaya ve Salih Bolat. Iki ki- tap arasında paylaşıldı: Sentetik Rüyalar (Mehmet Öztek) / Deli Bal (Arife Kalender) Yayımlanmamış Şiir Kitabı dalında seçici ku- rul üyeleri; Engin Turgut, Metin Cengiz, Müslim Çelik, Turgay Kantürk ve Yılmaz Arslan. Şiir ödülü: Kambur ve Harita (Ali Özgür Özkarcı). Ödül kurucusu ve sekreteri Hüseyin Alemdar olup 2005 Anburnu Ödül- leri'nin duyurularına mart ayı itibanyla başla- nacaktır. (0 212 335 01 77) (0212) 2t3 t t 7t Ressam Sema Şahin'in 37. kişisel sergisi Brüksel'de açıldı Bugüne duyguyla bakmak SELCEN AKSEL ALTUNIZADE CAPITOL SPECTRUM14 ATAKOY GALLERIA PRESTIGE BEVOGLU CINE MAJESTIC KAOIKOY TEPE CINEMAXX KADIKOV KADIKÖY ANKARA CINEBONUS (ARCADIUM) ANKARAKAVAKUDERE 0216-6513330 02)25607266 02122449707 02163398585 0216-337 74 00 03122411241 0312-4687193 1I20-1320-153O-195O-2200 1115-1315-1515-1715-19152115 110013001500170019002115 120014151630-19O0-2115CMCTS 2345 11151315-150017001915-2115 1130-1330-1530-1730-1930-2130 1215-1430-17001915-2130 ANKAHAMETROPOL ANKARA TÜZEON MRAÜÖRA IZMIRMOVIELAND IZHIR CINECITV KIPA 1ZMIR SEMA 03124257478 03122153400 0232-2781010 0232-3246230 02323865888 0232-483 9100 1130-1330-1530-1730-1930-2130 1130-133O-1530-1730-1930-213O 1215-1430-1645-19002115 12151430-1645-1900-2115 1100-1300-1500-1700-1900-2100 CMCTS 2345 12151430-16451900-2115 Sema Şahin, soyut resmin ülke- mizdeki temsilcilerinden. Sanatçı, 37. kişisel sergisini Brüksel'de açtı, Galeri de TOBB'de. Bu, Şahin'in yurtdışındagerçekleştirdiği 19. ser- gi. Yurtdışı sergilerin çoğunluğunu Başbakanlık ve Kültür ve Turizm Bakanlığı kanalıyla gerçekleştiren sanatçı, ülkemizi temsil ediyor ol- manın kendisi için özel bir önem ta- şıdığını söylüyor. Daha önce ABD'de açtığı sergiyle adını duyu- ran ve Modern Sanat Müzesi'ne ya- pıt veren Şahin, halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül- tesi Resim Anasanat Dalı öğretim üyeliğinin yanı sıra dokuz vakıfta etkin üye olarak çalışıyor. Şahin, ay- nı zamanda îstanbul Konseyi Kül- tür Sanat Komisyonu Başkanı. işığın resimlere yansıması Geçen yıl Atatürk Kültür Merke- zi'nde sergilenen yapıtlanndan bir seçki yer alıyor Brüksel'de. 2003- 2004 yılında gerçekleştirdiği bu ya- pıtlarında, yine çizgilerinin ve renk- lerin "her şeyi" anlattığını söylü- yor sanatçı. "Her zaman ışığın insanların beyninde olmasını istiyorum. Bu ışığı da burada, resimlerimde tu- vale aktardım. Çizgilerimle, bo- yalarımla tabii ki... Resimlerim- deki ışık bazen kenarda, bazen tam gövdede, bazen belli bölge- lerde. Bundaki amaç, bilgeliğin sanatla birleşmesi. Topluma bir ışık olarak, bir çizgi olarak, bir • Soyut resmin temsilcilerinden Sema Şahin yapıtlarında ışığm büyük yer tuttuğunu belirterek "Bundaki amaç, bilgeliğin sanatla birleşmesi. Topluma bir ışık olarak, bir çizgi olarak, bir düşünce olarak yansıması" diyor. düşünce olarak yansıması" diyen sanatçı, çağdaş düşüncenin bunu gerektirdiğini ekliyor. Öğrencilik yıllarında klasik bir çizgide çalışmalarını sürdürdüğü- nü, daha sonraları farklı araştırma- lara gittiğini söyleyen Şahin, bu an- lamda bir altyapı oluşturarak soyut çalışmalara gidilmesi gerektiği gö- rüşünde. Bir de "duygunun" öne- mini asla yitirmediğini, resimde as- lolan şeyin bu olduğunu ekliyor. "Bu demek değildir ki bunu ya- parken ıııh bir tarafa gidecek. Burada duygu çok önemli. Böyle bir resmi yaparken duyguyla pe- kiştirerek çağa uygun resimler ortaya çıkarmak, izleyeni düşün- dürmek... Düşündürmeye sevk edildiği zaman, o zaman bir şey- lerin daha araştırmacı, daha dü- şündürücü, daha farkı yol alma- sını sağlayacak güçler ortaya koy- nıak. insanların 'Bundan ben de esinlenebılırim' diyebilmesi... Be- nim düşünceme göre, duygu ol- mayan çizgi resim değildir, kişile- re hiçbir heyecan vermez." Resim serüveninde, birçok şeyin yaşananlarla birlikte değıştığinı, ge- liştiğini vurguluyor. "Araştırma- nın sonu yok" diyor sanatçı. "Top- lum, doğa, nesne... Bir nesnenin betimlemesini doğru olarak bu zamana taşıyabilmek çabası içer- sindeyim, duygularımla tabii ki... Duygusuz hiçbir şeyi toplumda kabul etmiyorum. Duygu olma- yan yerde yapıt maalesef bence yapıt değildir..." Necati Cumalı anılıyor Kültür Servisi - Türk yazın dünyasının temel taşlarından yazar-şair Necati Cumalı bugün ölümünün dördüncü yılında anılıyor. Yalın bir duyarlıhğın şairi olan Cumalı, yazın dünyamıza şiirlerinin yanı sıra roman, hikâye, oyun, deneme, günce türlerinde birçok yapıt kazandırdı. 10 Ocak 2001 'de yaşamını yitiren Cumalı yurtiçinde ve yurtdışında birçok ödül kazandı. Depnemzedelere yardım • Kültür Servisi - Yapımcılığını Faruk Aksoy, yönetmenliğini Orhan Oğuz'un üstlendiği, çekimleri Mardin'de yapılan Büyü filminin oyuncularıysa Ipek Tuzcuoğlu, Ece Uslu ve Özgü Namal. Maçka'daki olaylı galasının ardından filmin yapımcıları olan Özen Film ve UFP yarın akşamki suareden önceki tüm Türkiye seansının hasılatını Güney Asya depremzedelerine bağışlama kararı aldılar. 140 salonda gösterilen filmin, her koltuğun dolması halinde 20 bin kişi tarafından izlenmesi beklenmekte. Esin Afşar Ankara'da • Kültür Servisi - Esin Afşar'ın 'Şiir ve Şarkılarla Atatürk' adını taşıyan dizisinin bir sonraki durağı Ankara. Anadolu Cağdaş Eğitim Vakfı'nın katkılarıyla bugün saat 19.3O'da Ankara Palas'ta, şimdiki adıyla Devlet Konuk Evi'nde konser verecek olan Esin Afşar'a Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyuncusu Ali Rıza Kubilay, Arda Algül (piyano), Uskan Çelebi ve Murat Özbey (vurmah çalgılar), Arzu Kopuz (klasik kemençe) eşlik edecek. Sanatçı 22 Şubat'ta Ankara Devlet Opera ve Balesi bünyesinde yeniden Ankaralı sanatseverlerle buluşacak. Afşar, 28 Şubat'ta ODTÜ ve Bılkent Üniversitesi'nin Bahar Şenlikleri kapsamında sevenleriyle buluşacak. Donizetti'nin operası Ankara'da • ANKARA (ANKA) - Guiseppe Donizetti'nin opera kahramanı Don Pasquale'ın başına gelen komik olaylar, 25 yıl aradan sonra bir kez daha Ankaralı sanatseverlerle buluşacak. Yönetmen Gülçil Çeliktaş'ın farklı yorumuyla sunulacak olan üç perdelik opera, 12 Ocak'tan itibaren sahnelenecek. 'Don Pasquale' operasında 19. yüzyılın başlarında Roma'da yaşayan, parayı çok seven zengin, yaşlı ve bekâr birinin başından geçen olaylar, komik bir dille anlatılıyor. Yapıtın orkestra şefliğini ltalyan konuk şef Marco Berdondini ve şef Naci Özgüç dönüşümlü olarak yapacak. İki uluslararası örgiite iiyelik • İSTANBUL (AA) - Türkiye, iki önemli uluslararası çağdaş müzik örgütüne üye oldu. Türkiye, geçen yıl Uruguay'ın Montevideo kentinde yapılan Uluslararası Müzik Konseyi (IMC) toplantısında, UNESCO çatısı altında çalışmalarını sürdüren bu örgüte üye kabul edildi. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin desteğiyle gerçekleşen bu üyelik, Türkiye'nin müzik alanında dünyaya sesini örgütlü bir biçimde duyurmasına yardımcı olacak ve her türlü yapıcı, geliştirici müzik projesine olanak sağlayacak. Ayrıca Borusan Kültür ve Sanat Merkezi, yine geçen yılın son aylarında, dünyanın en önemli çağdaş müzik örgütü olan Uluslararası Çağdaş Müzik Birliği'ne de (ISCM) üye oldu. Dünyada çağdaş müziğin gelişmesine hizmet etmeyi amaçlayan ISCM'nin toplam 50 üyesi bulunuyor. 'ISCM World Music Days', bu yıl nisan ayında '23. Zagreb Çağdaş Müzik Bienali' çerçevesinde yapılacak. Türkiye'yi bu festivalde, Borusan Îstanbul Filarmoni Orkestrası Daimi Şefi Gürer Aykal temsil edecek. Bizans dönemine ait hamam • MUĞLA (AA) - Bodrum'un Turgutreis beldesine bağlı Akyarlar köyündeki Aspat mevkünde yapılan arkeolojik kazıda, Bizans dönemine ait hamam bulunduğu bildirildi. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü başkanlığında görevli arkeolog Erhan Özcan denetiminde sürdürülen kazı çahşmaları sonucunda hazırlanacak koruma ve onanma yönelik çalışmaların, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na iletileceği belirtildi. Kazı çalışmalarıyla, yapının tamammın açığa çıkarılacağı, Bizans döneminde çok az örneği olan ve üzerinde çalışma yapılmamış bu tür yapılar hakkında detaylı bilgi sahibi olunacağı ifade edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle