Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JV LJ M-j M. U J \ kultur(« cumhuriyet.com.tr 15
CACRISIMLAR AYŞE EMEL MESCİ
erdeki mesajlar• Sanat, gündelik yaşam
kalıplarının aşılmasının en
yetkin yollarından biridir;
düş görmek ise "yer ile
gök"ün, bilinç ile
bilinçdışının yeniden
kavuştuğu "birlik" hali
içinde aklın ve ruhun çıktığı
özgür imgelem uçuşudur
belki de. Hem sanatta hem
de düşlerde mevcut sınırlann
aşılması, aşkın bir hale
çıkılması söz konusudur.
Adam tek başına ilerliyor, bakışla-
nnda ürkek bir karamsarlık, umarsız-
lık ve bıkkınlık. Adımları sürükleni-
yor sanki, ama hiç durmadan yürü-
yor, soluk almadan... Belki de onun
çoğalan adım seslerinde peşini bırak-
mayan bir ürkütücü kâbus gizli.
Önünde karanlık bir tünel. Dalıyor
tünele, adım sesleri yankılana yankı-
lana çoğalıyor, korkuları ve peşini hiç
bırakmayan vicdan azabı cisimleşi-
yor sanki o karanlığın içinde. Tüne-
lin öbür ucundan çıkıp arkasını dön-
düğünde, savaşta yanlış bir emirle
ölüme sürdüğü birliğinin askerleri di-
kiliveriyor karşısına, yeşile kesmeye
başlamış beyaz yüzleri, ölüm maske-
leriyle.. Komutan orada, o kâbusta
vicdanını ezen geçmişiyle hesapla-
şırken, bıı sahnenin de içinde yer al-
dığı Akira Kurosava'nın unutulmaz
filmi "Düşler"i izleyen biz seyirci-
ler de, savaş günahının ağırlığının
omuzlarımıza çöktüğünü hissediyo-
ruz. Sinemanın tartışmasız en yaratı-
cı ozanlanndan biri olan Japon yönet-
menin tadına doyulmaz görüntüleri,
uyanıkken düş görmeyi de içeren sa-
natın ta kalbine götürüyor bizleri.
Uzun paltolu adam
Sanat, gündelik yaşam kalıpları-
nın aşılmasının en yetkin yolların-
V.
Tıbbi yetkinlik, insani sıcaklık: Marmara Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Neşe Kavak.
dan biridir; düş görmek ise "yer ile
gök"ün, bilinç ile bilinçdışının yeni-
den kavuştuğu "birlik" hali içinde
aklın ve ruhun çıktığı özgür imge-
lem uçuşudur belki de. Hem sanatta
hem de düşlerde mevcut sınırlann
aşılması, aşkın bir hale çıkılması söz
konusudur. Sık sık kesişmeleri, sana-
tın düşlere açılması, düşlerin sanata
konu olmasının nedeni budur herhal-
de.
Dedem Y. Mimar Mazhar Güzal-
tan, uzun siyah paltosuyla labirenti
andıran koridorlarda ilerliyor. Elleri
kolları planlarla, kitaplarla dolu. Ço-
cukluğundahatırladığım yüzüyle gö-
rüyorum onu. Kırışıklarına şefkat
oturmuş hafifçe gülen gözler, ama
ciddi bir yüz. Kafası meşgul. Biz pe-
şinde kalabalık birgrup halinde iler-
liyoruz. Bu grup kimdir, nedir bil-
miyorum. Bizim kimliğimizi belirle-
yen şey daha çok hareketimiz. Hızlı
hızlı yürüyoruz, topluca, koşarcası-
na, dedeme yetişmeye çabalıyoruz.
Ama o hep önden gidiyor. Tarihi bir
binanın koridorları sanki. Sonra bir
duvarın yanına gelip duruyoruz. Bel-
ki bin yıllık bir duvar. Dedem kula-
ğını dayıyor duvara. Ben birden tek
başıma hissediyorum kendimi. Ona
bakıyorum. Dedemin yüzü birden
yaşlanmaya başlıyor. Dinginliğin ye-
rini tstırap alıyor. Sonra birden de-
dem kayboluyor, onu görmüyorum,
ama biliyorum ki bodrumda buldu-
ğu yılanı bile besleyen, eve giren hır-
sızı içerideki kalabalığın hışmından
kurtarmak için cline üç beş kuruş sı-
kıştırıp arka kapıdan kaçıran, benim-
le saatlerce oynayan tatlı dedem bir
hastanenin içinde bir yerlerde, bir
odada, ölümle pençeleşiyor. "Seni
seviyorum dedeciğim, seni hiç
unutmadım" diye bağırıyorum.
Sonra ter içinde uyanıyorum. Eskt-
şehir'deyim aslında. Tiyatro âşığı bir
belediye başkanının, Yılmaz Büyü-
kerşen'in bozkınn ortasında bir çi-
çek gibi yeşerttiği Eskişehir'de, Ana-
dolu Üniversitesi'nin misafirhane-
sindeyim. Hemen telefona sarılıyo-
rum, annemi arıyorum. Yıl 2004,
Kasım sonu.
Pırıl pırıl bir hastane
Hızlı hızlı yürüyorum koridorlar-
da. Etraf ışıl ışıl, koridorlar uzun, yü-
rü yürü bitmiyor. Ama bu kez "bel-
ki"lere yeryok, düş değil, gerçekbu.
Annem ameliyat oldu. Çok ağır bir
ameliyat. Marmara Üniversitesi Has-
tanesi'ndeyim. Yıl 2004, Aralık ayı-
nın başı. Eskişehir'den Istanbul'a dö-
ner dönmez doktora gittik birlikte.
Prof. Dr. Özdemir Aktan'ın bilgisi,
tecrübesi ve mahir elleri, ekibinın
yetkinliği sayesinde kurtuldu annem.
Hem onlara hem de bu hastaneyi te-
davi ve bakım açısından hiç tartışma-
sız Avrupa'nın en gözde sağlık ku-
rumlarıyla boy ölçüşebilecek bir ni-
teliğe getırip bunlara hastaya yöne-
lik insani sıcakhğı da eklemeyi başa-
ran Başhekım Prof. Dr. Zehra Neşe
Kavak'ın hiç eksilmeyen ilgisine
sonsuz şükran borçluyum. Belki
1967'de kaybettiğimden beri ilk kez
düşüme giren dedeme de...
Dedem lerle birlikte Maçka'da bir
konakta yaşardık, kocaman bir aile
halinde. Sonra o konak yıkıldı, yeri-
ne bir apartman yapıldı. Dedem yı-
kım ve yeni inşaat aşamalarında bir
kez bile gitmedi oraya, görmek iste-
medi olup bıteni. Bence onun aklı ve
düşleri "12" numaralı konakta asılı
kaldı.
Baba evi
6 Aralık 2004. Yarın annemi has-
taneye yatıracağız. Son bir kez Maç-
ka'daki daıreye gitmek istedi. Hızlı
hızlı tırmanıyor merdivenleri. San-
ki bir düşünceyi kovalar gibi. Anne-
mın bu kadar hızlı nıerdiven çıktığı-
nı görmedim hiç. Ürküyorum biraz.
Toz içindeki daireye giriyoruz. Bu-
rada son oturan kişi 10 yıl önce kay-
bettiğımiz Ayten Teyzemin resim-
leri yerlere saçılmış. "Baba ocağı
ha" diye sinırle söylenıyor annem.
"Öldürmüşler bu evi, bu ev öl-
müş. Gel gidelim biz Aytuşçu-
ğunı" dıyor, yerdeki resimlcri top-
larken. Vişne Bahçesi'nın sonunda
ağaçlara inen baltanın darbelerini
duyuyorum ruhumda, o konağın ar-
dından paramparça olan hayatları
duyumsuyorum derinden.
Düşünde gördüğü budanmış mey-
vc bahçesi karşısında katıla katıla
ağlayan çocuğun o masum gözyaş-
larıyla can bulan bir tek ağacın hi-
kâyesiyle Çehov'a el sallayan Kuro-
sava'nın "Düşler"i can evimden
vuruyor beni. Annemin gözyaşları-
nı silıyorumyavaşça. "12" numara-
nın romanını yazmaya yemin ediyo-
rum içimden.
Şair-sinemacı Arıburnu anısına 15 yıldan bu yana verilen ödüllerin başvuruları mart ayında başlayacak
75. Arıburnu Ödülleri sahiplerini bulduKültür Servisi - Şair ve sinemacı Orhan
Murat Arıburnu anısma 1990'dan bu yana ke-
sintisiz olarak verilmektc olan Arıburnu Ödül-
leri'nin 2004 yılı sahipleri belli oldu. Uzun
Metrajlı Film, Kısa Metrajlı Film, Film Öy-
kiisü, Şiir Kitabı ve Yayımlannıamış Şiir Ki-
tabı dallarında toplam 11 Arıburnu heykelciği
2005 yılı içinde, ödül takvimi öne çekilerek ay-
nı dallarda verilecek ödüller yenileriyle birlik-
te sahiplerine verilecek.
15. Arıburnu Ödülleri'nin dallan, jürileri ve
KÜLTÜR • SANAT
ödül kazananlar şöyle; Uzun Metrajlı Film'de
seçici üyeler; Agâh Özgiiç, Ali Hakan, Barış
Bardakçı, Hüseyin Alemdar ve Tunca Ars-
lan. En tyi Film: Karpuz Kabuğundan Ge-
miler Yapmak (Yön: Alımet Uluçay), En İyi
Yönetmen: Uğur Yücel (Yazı/Tura), En İyi
Erkek Oyuncu: Olgun Şimşek (Yazı/Tura),
En İyi Kadın Oyuncu: Rüçhan Çalışkur (Bu-
lutları Beklerken), En İyi Yardımcı Erkek
Oyuncu: Ahmet Mekin (Hoşgeldin Hayat),
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Gülayşe Er-
koç (Karpuz Kabuğundan Gemiler Yap-
mak), Kısa Metrajlı Film'in seçici üyeleri;
Ertekin Akpınar, Hakan Meriçliler, Meh-
met Tığlı, Mesut Kara ve Müjgan Beyazkı-
lınç. En İyi Kısa Film: Ziyaret (Yön: Didem
Erayda). Film Öyküsü'nün seçici üyeleri;
Derviş Zaim, küçük lskender, Nilüfer Açıka-
lın, Osman Şahin ve Ümit Ünal. 2004'ün
Film Öyküsü: Hayta (Erdal Ateş).
Şiir Kitabı'nın seçici üyeleri; Abdülkadir
Budak, Hüseyin Peker, Mehmet Mümtaz
Tuzcu, Orhan Alkaya ve Salih Bolat. Iki ki-
tap arasında paylaşıldı: Sentetik Rüyalar
(Mehmet Öztek) / Deli Bal (Arife Kalender)
Yayımlanmamış Şiir Kitabı dalında seçici ku-
rul üyeleri; Engin Turgut, Metin Cengiz,
Müslim Çelik, Turgay Kantürk ve Yılmaz
Arslan. Şiir ödülü: Kambur ve Harita (Ali
Özgür Özkarcı). Ödül kurucusu ve sekreteri
Hüseyin Alemdar olup 2005 Anburnu Ödül-
leri'nin duyurularına mart ayı itibanyla başla-
nacaktır. (0 212 335 01 77)
(0212) 2t3 t t 7t
Ressam Sema Şahin'in 37. kişisel sergisi Brüksel'de açıldı
Bugüne duyguyla bakmak
SELCEN AKSEL
ALTUNIZADE CAPITOL SPECTRUM14
ATAKOY GALLERIA PRESTIGE
BEVOGLU CINE MAJESTIC
KAOIKOY TEPE CINEMAXX
KADIKOV KADIKÖY
ANKARA CINEBONUS (ARCADIUM)
ANKARAKAVAKUDERE
0216-6513330
02)25607266
02122449707
02163398585
0216-337 74 00
03122411241
0312-4687193
1I20-1320-153O-195O-2200
1115-1315-1515-1715-19152115
110013001500170019002115
120014151630-19O0-2115CMCTS 2345
11151315-150017001915-2115
1130-1330-1530-1730-1930-2130
1215-1430-17001915-2130
ANKAHAMETROPOL
ANKARA TÜZEON
MRAÜÖRA
IZMIRMOVIELAND
IZHIR CINECITV KIPA
1ZMIR SEMA
03124257478
03122153400
0232-2781010
0232-3246230
02323865888
0232-483 9100
1130-1330-1530-1730-1930-2130
1130-133O-1530-1730-1930-213O
1215-1430-1645-19002115
12151430-1645-1900-2115
1100-1300-1500-1700-1900-2100 CMCTS 2345
12151430-16451900-2115
Sema Şahin, soyut resmin ülke-
mizdeki temsilcilerinden. Sanatçı,
37. kişisel sergisini Brüksel'de açtı,
Galeri de TOBB'de. Bu, Şahin'in
yurtdışındagerçekleştirdiği 19. ser-
gi. Yurtdışı sergilerin çoğunluğunu
Başbakanlık ve Kültür ve Turizm
Bakanlığı kanalıyla gerçekleştiren
sanatçı, ülkemizi temsil ediyor ol-
manın kendisi için özel bir önem ta-
şıdığını söylüyor. Daha önce
ABD'de açtığı sergiyle adını duyu-
ran ve Modern Sanat Müzesi'ne ya-
pıt veren Şahin, halen Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi Resim Anasanat Dalı öğretim
üyeliğinin yanı sıra dokuz vakıfta
etkin üye olarak çalışıyor. Şahin, ay-
nı zamanda îstanbul Konseyi Kül-
tür Sanat Komisyonu Başkanı.
işığın resimlere yansıması
Geçen yıl Atatürk Kültür Merke-
zi'nde sergilenen yapıtlanndan bir
seçki yer alıyor Brüksel'de. 2003-
2004 yılında gerçekleştirdiği bu ya-
pıtlarında, yine çizgilerinin ve renk-
lerin "her şeyi" anlattığını söylü-
yor sanatçı.
"Her zaman ışığın insanların
beyninde olmasını istiyorum. Bu
ışığı da burada, resimlerimde tu-
vale aktardım. Çizgilerimle, bo-
yalarımla tabii ki... Resimlerim-
deki ışık bazen kenarda, bazen
tam gövdede, bazen belli bölge-
lerde. Bundaki amaç, bilgeliğin
sanatla birleşmesi. Topluma bir
ışık olarak, bir çizgi olarak, bir
• Soyut resmin
temsilcilerinden
Sema Şahin
yapıtlarında ışığm
büyük yer
tuttuğunu
belirterek
"Bundaki amaç,
bilgeliğin sanatla
birleşmesi.
Topluma bir ışık
olarak, bir çizgi
olarak, bir
düşünce olarak
yansıması" diyor.
düşünce olarak yansıması" diyen
sanatçı, çağdaş düşüncenin bunu
gerektirdiğini ekliyor.
Öğrencilik yıllarında klasik bir
çizgide çalışmalarını sürdürdüğü-
nü, daha sonraları farklı araştırma-
lara gittiğini söyleyen Şahin, bu an-
lamda bir altyapı oluşturarak soyut
çalışmalara gidilmesi gerektiği gö-
rüşünde. Bir de "duygunun" öne-
mini asla yitirmediğini, resimde as-
lolan şeyin bu olduğunu ekliyor.
"Bu demek değildir ki bunu ya-
parken ıııh bir tarafa gidecek.
Burada duygu çok önemli. Böyle
bir resmi yaparken duyguyla pe-
kiştirerek çağa uygun resimler
ortaya çıkarmak, izleyeni düşün-
dürmek... Düşündürmeye sevk
edildiği zaman, o zaman bir şey-
lerin daha araştırmacı, daha dü-
şündürücü, daha farkı yol alma-
sını sağlayacak güçler ortaya koy-
nıak. insanların 'Bundan ben de
esinlenebılırim' diyebilmesi... Be-
nim düşünceme göre, duygu ol-
mayan çizgi resim değildir, kişile-
re hiçbir heyecan vermez."
Resim serüveninde, birçok şeyin
yaşananlarla birlikte değıştığinı, ge-
liştiğini vurguluyor. "Araştırma-
nın sonu yok" diyor sanatçı. "Top-
lum, doğa, nesne... Bir nesnenin
betimlemesini doğru olarak bu
zamana taşıyabilmek çabası içer-
sindeyim, duygularımla tabii ki...
Duygusuz hiçbir şeyi toplumda
kabul etmiyorum. Duygu olma-
yan yerde yapıt maalesef bence
yapıt değildir..."
Necati Cumalı anılıyor
Kültür Servisi - Türk yazın dünyasının
temel taşlarından yazar-şair Necati Cumalı
bugün ölümünün dördüncü yılında anılıyor.
Yalın bir duyarlıhğın şairi olan Cumalı,
yazın dünyamıza şiirlerinin yanı sıra roman,
hikâye, oyun, deneme, günce türlerinde
birçok yapıt kazandırdı. 10 Ocak 2001 'de
yaşamını yitiren Cumalı yurtiçinde ve
yurtdışında birçok ödül kazandı.
Depnemzedelere yardım
• Kültür Servisi - Yapımcılığını Faruk
Aksoy, yönetmenliğini Orhan Oğuz'un
üstlendiği, çekimleri Mardin'de yapılan Büyü
filminin oyuncularıysa Ipek Tuzcuoğlu, Ece
Uslu ve Özgü Namal. Maçka'daki olaylı
galasının ardından filmin yapımcıları olan
Özen Film ve UFP yarın akşamki suareden
önceki tüm Türkiye seansının hasılatını Güney
Asya depremzedelerine bağışlama kararı
aldılar. 140 salonda gösterilen filmin, her
koltuğun dolması halinde 20 bin kişi
tarafından izlenmesi beklenmekte.
Esin Afşar Ankara'da
• Kültür
Servisi - Esin
Afşar'ın 'Şiir ve
Şarkılarla
Atatürk' adını
taşıyan dizisinin
bir sonraki
durağı Ankara.
Anadolu
Cağdaş Eğitim
Vakfı'nın
katkılarıyla
bugün saat
19.3O'da Ankara
Palas'ta,
şimdiki adıyla
Devlet Konuk
Evi'nde konser
verecek olan Esin Afşar'a Bakırköy Belediye
Tiyatrosu oyuncusu Ali Rıza Kubilay, Arda
Algül (piyano), Uskan Çelebi ve Murat Özbey
(vurmah çalgılar), Arzu Kopuz (klasik
kemençe) eşlik edecek. Sanatçı 22 Şubat'ta
Ankara Devlet Opera ve Balesi bünyesinde
yeniden Ankaralı sanatseverlerle buluşacak.
Afşar, 28 Şubat'ta ODTÜ ve Bılkent
Üniversitesi'nin Bahar Şenlikleri kapsamında
sevenleriyle buluşacak.
Donizetti'nin operası Ankara'da
• ANKARA (ANKA) - Guiseppe
Donizetti'nin opera kahramanı Don
Pasquale'ın başına gelen komik olaylar,
25 yıl aradan sonra bir kez daha Ankaralı
sanatseverlerle buluşacak. Yönetmen
Gülçil Çeliktaş'ın farklı yorumuyla
sunulacak olan üç perdelik opera,
12 Ocak'tan itibaren sahnelenecek.
'Don Pasquale' operasında 19. yüzyılın
başlarında Roma'da yaşayan, parayı çok
seven zengin, yaşlı ve bekâr birinin
başından geçen olaylar, komik bir dille
anlatılıyor. Yapıtın orkestra şefliğini ltalyan
konuk şef Marco Berdondini ve şef Naci
Özgüç dönüşümlü olarak yapacak.
İki uluslararası örgiite iiyelik
• İSTANBUL (AA) - Türkiye, iki önemli
uluslararası çağdaş müzik örgütüne üye oldu.
Türkiye, geçen yıl Uruguay'ın Montevideo
kentinde yapılan Uluslararası Müzik Konseyi
(IMC) toplantısında, UNESCO çatısı altında
çalışmalarını sürdüren bu örgüte üye kabul
edildi. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin
desteğiyle gerçekleşen bu üyelik, Türkiye'nin
müzik alanında dünyaya sesini örgütlü bir
biçimde duyurmasına yardımcı olacak ve her
türlü yapıcı, geliştirici müzik projesine
olanak sağlayacak. Ayrıca Borusan Kültür ve
Sanat Merkezi, yine geçen yılın son aylarında,
dünyanın en önemli çağdaş müzik örgütü
olan Uluslararası Çağdaş Müzik Birliği'ne
de (ISCM) üye oldu. Dünyada çağdaş
müziğin gelişmesine hizmet etmeyi
amaçlayan ISCM'nin toplam 50 üyesi
bulunuyor. 'ISCM World Music Days',
bu yıl nisan ayında '23. Zagreb Çağdaş
Müzik Bienali' çerçevesinde yapılacak.
Türkiye'yi bu festivalde, Borusan Îstanbul
Filarmoni Orkestrası Daimi Şefi Gürer
Aykal temsil edecek.
Bizans dönemine ait hamam
• MUĞLA (AA) - Bodrum'un Turgutreis
beldesine bağlı Akyarlar köyündeki
Aspat mevkünde yapılan arkeolojik
kazıda, Bizans dönemine ait hamam
bulunduğu bildirildi. Bodrum Sualtı
Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü başkanlığında
görevli arkeolog Erhan Özcan denetiminde
sürdürülen kazı çahşmaları sonucunda
hazırlanacak koruma ve onanma yönelik
çalışmaların, Muğla Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na
iletileceği belirtildi. Kazı çalışmalarıyla,
yapının tamammın açığa çıkarılacağı,
Bizans döneminde çok az örneği olan
ve üzerinde çalışma yapılmamış bu tür
yapılar hakkında detaylı bilgi sahibi
olunacağı ifade edildi.