Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2004 PAZARTESİ
HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
ICocaeli
Canakkale
Izmir
Manısa
/Vydın
Denizli
Y
B
Y
B
B
B
B
B
28
31
26
30
32
34
34
33
Sinop Y 26 Adana B 33
Samsun Y 27 Mersin B 32
Trabzon Y 27 Dıyarbakır B 39
Gıresun Y 27 ganlıurfa B 40
B 37Ankara B 32 Mardin
Eskişehir Y 28 Siırt B 39
Konya B 33 Hakkâri B 32
Sıvas B 32 Van B 27
Zonguldak Y 25 Antalya B 30 Kars Y 28
Yurdun kuzey kesım-
len parçalı yer yer çok
bulutlu, Mannara'nın
doğusu. Batı Karadenız
Orta Karadenız kıyılan
Doğu Karadenız ıle Af-
yon, Kutahya. Eskişehir.
Kars ve Ardahan çevre-
len sağanak ve gok gu-
rultulu sağanak yağışlı,
öığer yertef az buiutlu ve
açık geçecek Hava sı-
caklığı kuzey ve ıç ke-
sımlerde bıraz azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
B
B
Y
Y
B
B
B
B
25
21
21
28
27
28
31
25
Münih Y 30 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
B
A
B
Y
Y
B
A
24
27
33
25
26
27
29
33
B 30 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
A
Y
Y
B
Y
B
B
26
35
24
34
30
31
21
33
B 36
Açık : SlSİI k
Çok bulutlu ^ M Yağmurtu Sulu kar , Gök gurûltülû
Fark!..
• Baştarafı 1. Sayfada
ortaya çıkmıştır.
•
Peki,farknerededir?
Hiç kuşkusuz AKP
iktidarı ile eski hükü-
metler arasında açık
seçik ve çarpıcı bir
fark vardır.
Bu fark AKP iktida-
nna yönelik 'takıyyeci'
kuşkusunun devletin
ve halkjn gözünde bü-
yümesinden oluşuyor;
eski hükümetlerin hiç-
biri 'dinci' ya da 'ls-
lamcı' suçlamasıyla bu
kadar karşı karşıya
kalmanuştı.
'Hızlandınlmış Tren'
faciasında bile Allah'ı
ve dini kullanmaktan
sakınmayan bir iktidar
siyasetinin bu gidişle
çökmesi kadar doğal
bir sonuç olamaz; yer-
yüzü coğrafyasında
biçbir tslamcı devlet
inançla, duayla, dini
kullanmakla halkını
kurtaramamış, esenli-
ğe kavuşnıramamıştır.
AKP iktidarı, bu ka-
fayla giderse yıkılacak-
tır; ama, bu arada laik
Cumhuriyeti yıkıl-
maktan koruyabilirsek
ne mutlu bizlere...
Cumhuriyet
Türkiye fııhıışta merkez üsEBRU TOKTAR
ANKARA - Uluslararası Göç Örgü-
tü, Türkiye'nin kadın ticareti ve fuhuş-
ta merkez üs haline geldiğini ortaya
koydu. Göçmenlerin "turisfgörüntü-
sü ileTürkiye'ye geldiğini ortaya koyan
araştırma, 1995 yıhndan bu yana 400
bin göçmenin sınır dışı edildiğini, bu-
nun yüzde 95'inin de fuhuş kaynaklı
olduğunu belirledi. Araştırmada; eski
Sovyet ülkelerinden her yıl 3-4 bin ka-
dının flıhuş nedeniyle sınır dışı edildi-
ği, bunlar arasında Moldova, Gürcis-
tan ve Ukraynalı kadınlann başı çekti-
ği belirtildi.
Uluslararası Göç Örgütü, Türki-
ye'deki kadın ticaretini araştırdı. Küre-
selleşme ile birlikte dünyadaki düzen-
siz göç hareketlennin arttığına vurgu
yapan araştırma raporunda, bunun da
başta fuhuş amaçlı kadın ticareti ol-
mak üzere insan ticareti için uygun bir
ortam yarattığı anlatıldı. Araştırmada,
1980'li yıllann sonunda şiddetli eko-
nomık krize, yüksek enflasyona ve kit-
lesel işsizliğe uğrayan eski Sovyet ül-
kelerinden Türkiye'ye yönelik göç ha-
reketlerinin arttığı, bunlar arasında
yüksek eğitimli olmasına karşm işsiz-
lik yaşayan kadınlann üst sırada yer
aldığı vurgulandı.
Araştırmada, Türkiye'ye yönelik göç
hareketlennin nedenleri de sorgulandı.
1960'tan bu yana döviz rezervlerini art-
tırmak için turizmi geliştirmeye ağırlık
veren ve liberal sınır politikası izleyen
Türkiye'nin, göç akımlan için cazip bir
nokta haline geldiğı kaydedilen araş-
tırmada, "Türkiye'ye farklı nitelik-
lerde ve artan sayıda göçmen, turizm
örtüsü altında giriş yapmaktadır"
saptamasına yer veriidi.
Raporda, Azerbaycan, Gürcistan,
Moldova, Romanya, Rusya ve Ukray-
na'dan her yıl 1.5 milyon civannda in-
sanın Türkiye'ye geldiği kaydedildi. Bu
ülkelerin göçmenlerinin sınır dışı edil-
melerinde en sık görülen nedenin ise
fuhuş, cinsel yolla bulaşan hastahklar
ve vize süresinin ihlali olduğu saptanan
araştırmanın bulgulan şöyle:
• Seks endüstrisine en çok karışan
göçmenler, Moldovalılar.
• Eski Sovyet ülkelerinden gelen 3-
4 bin kadın, fuhuş nedeniyle her yıl sı-
nır dışı ediliyor.
• En çok Moldova, Ukrayna ve Gür-
cistan göçmenleri sınır dışı ediliyor.
• Son 6 yılda her yıl yaklaşık 1000
kadın da cinsel yolla bulaşan hastahk-
lar nedeniyle sınır dışı edildi. Bu da sı-
nır dışı işlemlerinin yüzde 88'ini oluş-
turuyor. Cinsel hastahklan nedeniyle
sınır dışı edilenler içinde en yüksek di-
limi Gürcüler ve Romanyalılar oluştu-
ruyor. Cinsel yolla bulaşan hastahk ta-
şıyanlardan sınır dışı edilenler içinde en
düşük oran ise Rus kadınlara ait.
Araştırmada, Türkiye'de fııhuşa zor-
lanan yabancı kadınlann "kötü aile
koşullarına, köy ya da kırsal kasaba
geçmişine sahip boşanmış ya da be-
kâr kadınlardan oluştuğu" belirtildi.
Araştırmada, adı açıklanmayan, 53
yaşındaki birTürk medya şirketinin üst
düzey yöneticisi olduğu belirtilen müş-
terinin şu sözlerine yer veriidi:
"Bu tür faaliyetler için daha önce-
leri Avrupa'ya gitmek gerekirdi. Bu-
günlerde ise en iyisini burada bul-
mak mümkün. Beninı kişisel terci-
him, kuzey ülkelerinden, Rusya'dan,
Ukrayna'dan ya da Romanya'dan ge-
len kadıniar. Çünkü bu kadınlar eği-
timli, zeki ve güzeller. 2 yıl önce bu
kadınlan Türkiye'ye getirmeye ba$-
ladık. Ben kcndinı en azından 5-6 ke-
re yaptım bu işi. Biri kendim, biri ar-
kaiilaşım için 2 kız getiririz. Genellik-
le 1 haftadan-10 güne kadar kalıp gi-
derler. Fiyatlar, bir bafta için 3-10
bin dolar arasında. Kızlann yaşına,
güzelliğine ve kalış süresine göre fi-
yatlar değişir. Bugünlerde, özeüikle
zengin insanlar arasında bunu yap-
nıak çok nıoda ve zenginler kendile-
rini böyle eğlendiriyorlar. Yat gezisi
hem güvenli hem de bu işler için en
ivisidir."
Komutanlar
belli olacak
• Baştarafı 1. Sayfada
general Aytaç Yalman,
Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral Özden
Örnek, Hava Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Halil
İbrahim Fırtına,
Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral Şener Eruygur,
TSK kadrosundaki diğer
orgeneraller ve Milli
Savunma Bakanı Vecdi
Gönül katılacak.
Şûra üyeleri bugün öğlen
saatlerinde Anıtkabir'i
ziyaret edecekler.
Toplantıda, bir üst riitbeye
yükselecek general ve
amirallerin yanı sıra
general ve amiralliğe terfi
edecek kurmay albaylann
durumu görüşülecek.
Şûra kapsamında bugün
Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral
Yalman, ikinci gün
Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral
Eruygur, üçüncü günü de
Milli Savunma Bakanı
Gönül, öğlen yemeği
verecekler.
Şûranın dördüncü günü
Cumhurbaşkanı Sezer
üyelere bir akşam yemeği
verecek. Toplantının
kararlan, perşembe günü
Sezer' in onayının
alınmasının ardından
kamuoyuna açıklanacak.
Sahilde
kitapkeyfi
Antalya Konyaaltı sahilinde
tatilcilere kitap satan
finiversite öğrencisi Ali
Güler, kitaplara ilginin bir
hayli fazla olduğunu
söyledi. Güneşlenmeye ve
denize girmeye gelen yerli
ve yabancı turistlere
Türkçe, İngilizce, Almanca
ve Fransızca kitaplar
sattığını belirten Güler,
"Sahilde animasyonların
olduğu günlerde kitap satışı
düşüyor, diğer günlerde
satışlar iyi" diye konuşuyor.
(Fotoğraf: AA)
'Herşey dahil'deparayok
HİCRAN ÖZDAMAR
tZMİR - Bacasız sanayi olarak nitelen-
dirilen turizmde, "nitelikli turisfin ülke-
ye çekilememesi nedeniyle dövız beklen-
tilerinin tam olarak karşılanamadığı belir-
tiliyor. Yabancı turistler "her şey dahil"
sistemiyle tatilin tadını "ucuza" çıkanr-
ken gelirlerde artışın düşük kaldığı bıldı-
riliyor.
TÜRSAB Marmaris Bölge Yürütme
Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ, pazar
sayısında çoğalma yaşadıklannı, ancak en
çok para bırakan turistlerin bölgeye gel-
mediğini söyledi. Bölgenin îngiliz turist-
lerle ayakta durduğuna dikkat çeken Öz-
bozdağ, "Bize lazım olan müşteri profi-
li. gittikçe azalıyor. Bölgedeki yatak ka-
pasitesinin az olması ve her şey dahil
sisteminin yarattığı sorunlar büyüyor.
2-3 yıldızlı oteller boş dururken iki elin
parmaklarını geçmeyecek sayıdaki otel-
ler dolu" dedi.
Hedeflennin öncelikle 2002 gelirlerini
yakalamak olduğunu vurgulayan Özboz-
dağ, her şey dahil sisteminin moda haline
dönüştüğünü söyledi. Bu sistemin bütün
otellerde uygulanmaması gerektiğini bil-
diren Özbozdağ, "Bütün yaş gruplannı
memnun etmeye yönelik bu sistem,
apartlar dahil bütün tesislerde uygula-
nır oldu. Az yatak kapasiteli tesislerde
bu sistemin kullanılması hem tesisler
hem müşteri için doğru olmayan uygu-
lamalardır. Turizmde daha fazla pazar
açıldı, ancak bizim pazar payımız zayıf-
lıyor. Avrupa'nın zengin ülkelerinden
en çok para harcavan Alman ve Fransız
turistler bölgeye gelmiyorlar. Uçaklar
boş, pazann sıkıntıları büyüyor" diye
konuştu.
Çeşme Turizmciler ve Otelciler Birliği
Başkanı (ÇEŞTOP) Veysi Öncel de Çeş-
me'de her şey dahil sistemini uygulama-
dıklannı vurgulayarak iç piyasadan hare-
ketlik beklediklerini bildirdi.
Tortum boşa akıyor
GURKANATA
ERZURUM - Avrupa ve As-
ya'nın en yüksek şelalesi Tortum
Şelalesi ve birçok tarihi eserin bu-
lunduğu Erzurum'un Uzundere
ilçesı yeterince tanıtılamıyor. Be-
lediye Başkanı Halis Özsoy, do-
ğal ve tarihi değerler açısmdan
zengin olan bölgeye yatınm ya-
pılması çağnsında bulundu.
48 metre yüksekliğindeki ve 28
metre genişliğindeki Tortum Şe-
lalesi görenleri büyülüyor. Tor-
tum Gölü veYedigöller, bozulma-
mış doğasıyla saklı bir cennet gi-
bi. Ancak Uzundereliler, bölge-
nin değerlerinin yeterince tanıtıl-
mamasından yakınıyor.
Belediye Başkanı Halis Özsoy,
doğa, tarih, sağlık, spor turizmi
için birçok olanak bulunduğunu
belirterek "Taş Devri'nden ka-
lan mağara resimlerinin bulun-
duğu Uzundere Mağarası, böb-
rek ve sivikelere iyi geldiği ifa-
de edilen bir çeşit maden suyu
olan halk arasındaki ismiyle
'Paslı Su", peribacaları, dev
ağaçlann yanında kalp şeklin-
deki 'Yürek Ağacı' nın bulun-
duğu Zuğar Boğazı, yalçın ka-
yalıklara kartal yuvası gibi ku-
rulan Dikyar Kalesi, binlerce
yılda oluşan derin kanyonlar.
yürüyüş parkurları, yamaç pa-
raşütü ve tırmanma için uygun
dağlar yatırımcıların yolunu
gözlüyor" dedi.
Bozburun Yanmadası gibi do-
ğal güzelliklerin yanı sıra ilçede
kutsal, tarihi mekânlann da bu-
lunduğuna dikkat çeken Özsoy,
Hz. Ömer'in torunu olduğu ifa-
de edilen Sad'ın şehit düştüğü y-
er olan Ziyaret Tepe, cami ve ki-
lisenin yan yana bulunduğu hoş-
görü beldesi Paysar mezrasının da
ilgi bekleyen bölgelerden sadece
birkaçı olduğunu söyledi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'ye bakışındaki şu çatallanmalar dikkati
çekiyor:
- Türkiye'yi içimize alamayız, dışımıza itmek de
çıkanmıza değil. tkisinin ortasında gri bir nokta
bulmamız gerekiyor.
- Türkiye'ye bugüne dek değişik sözler veriidi.
Beklentiler yaratıldı. Mutlaka birşeylerin başlama-
sı gerekiyor. Adı ne olursa olsun.
- Türkiye'yi daha fazla bu noktada bekleteme-
yiz. Verdiğimiz sözü tutalım, müzakereye başla-
yalım, gerisine bakanz.
- Türkiye'ye müzakere tarihi verelim ama, mü-
zakere koşullannı o kadar ağırlaştıralım ki, bu ka-
dan da olmaz desinler, vazgeçen kendileri olsun.
örneğin çok sıkı bir denetim mekanizması getiri-
riz. Nefes aldırmayız...
- AB'nin Türkiye'den istediği bir dizi şey var.
Bunlan elde edebılmemiz için Türkiye'yi kol me-
safemizde tutmamız gerek. Bunun tarifini iyi ya-
palım...
- Türkiye'ye karşı, AB'ye bugüne dek tam üye
olan ülkelere uygulananların dışında birtutumta-
kınamayız. Türkler, "Bize özelyöntem geliştiriyor-
sunuz" diye çıkışır. Bu yüzden Türkiye'den önce
AB'ye tam üye olacak Romanya ve Bulgaristan'a
yönelik değişik uygulamalar gündeme getirelim.
Türkiye'ye, "Bunlar size özel değil, daha önce de
mecbur kaldığımız durvmlar oldu" deriz.
2004'ün ikinci yansı boyunca bunların etrafın-
da döneceğiz.
AB en zorlu müzakereyi Polonya'yla yapmıştı.
Polonya zaman zaman, "Madem öyle, biz tam
üye olmakistemiyoruz" noktasına gelmişti. Nüfu-
su ve sorunlarıyla Türkiye'yle benzerlik taşıdığı
için de olsa gerek AB, Polonya masasındaki gö-
revlilerin önemli bir bölümünü Türkiye masasına
kaydırdı. Bu durum Türkiye'ye ilişkin arayışları or-
taya koyan bir başka boyut.
Serbest dol-aşım!
Müzakereleri Bulgaristan sorunsuz, Romanya
sorumsuz götürüyor gibi bir hava hâkim. Eğer Ro-
manya böyle devam ederse AB diyecek ki:
"Arkadaş böyle olmuyor. Seninle müzakereleri
2007'de tamamiayacaktım ama, bir yıl askıya ala-
bilirim. Şunu şunu hemen yap..."
Romanya karşılık verecek:
"Olmaz arkadaş, senin yasalarında müzakere
yolu bellidir. Yolun sonu mutlaka tam üyeliğe va-
nr. Mola falan istemem..."
Müzakere müzakeresini büyük olasılıkla AB ka-
zanacağı için Romanya üzerinden bir gelenek
oluşturulabilir ve bu Türkiye'ye de uygulanabilir!
Türkiye'ye yönelik belirsizliğin biryansıması da
AB'nin 2007-2013 bütçe taslağının hazırlanması
sırasındaki tartışmalar oldu. Sızan bilgilere göre
Türkiye'ye 1 milyar Euro verilecek. Niçin? Belli
değil!
Sadık kalması için sadaka olabilir mi?
Polonya müzakereler sırasında yılda 2 milyar
Euro almıştı. Nüfusa dayalı hesaplama yapıldığı-
na göre Türkiye'nin en az 3 milyar Euro alması ge-
rekir...
AB'nin Türkiye'ye serbest dolaşım hakkını tam
üyelik sonrasında bile uzun süre vermeyeceği ko-
nuşuluyor. Oysa Türkler, AB deyince ilk serbest
dolaşımı anımsıyor. 'Serbestdolaşım'\ da 'serbest
dol aşım' anlıyor.
AB'nin son dönemde Türkiye'den istedikleri,
Türkiye'nin daha demokratik hale gelmesi kaygı-
sından daha farklı bir içerik taşıyor. Sık sık AB'nin
bir Hıristiyan kulübü olmadığını kanıtlamaya çalı-
şan AB yetkilileri Türkiye'den Heybeliada Ruh-
ban Okulu, Patrikhane başta olmak üzere kendi
dini değerlerine yönelik istemlerde bulunuyor.
Bunlar ibadet özgürlüğüne dayalı olarak istene-
bilir. Ancak istemden isteme fark var. AB bunlan,
"olmazsa olmaz"\ara katıyor.
Türkiye'de demiryolu altyapısı olmayabilir; AB
açısmdan sakıncası yok...
Türkiye'de sağlık hizmetleri yer yer 3. dünya ül-
kelerini andırabilir; AB açısmdan sakıncası yok...
Işsizlik rakamları AB ortalamasının çok üzerin-
de olabilir; AB açısmdan sakıncası yok...
Aslolan, AB'nin kendi kültürel-dini değerlerinin
Türkiye'ye girmesi olursa, sık sık yaptığımız ben-
zetme yaşama geçiyor demektir:
Biz AB'ye değil, AB bize girecek!
ankcum'(cumhuriyet.com.tr
ATAŞ rafinerisi bilmecesi 'AKPbüimletersdüşınesJ ANKARA (CumhurivetBürosu)-Bakan- eının ravların eenlesmesi üzerindeki etkisi
Eylül ayından itibaren terminal konumunda çalıştınlacak rafinerinin kapatılmasıyla
Çukurova ekonomisinin yılda yaklaşık 15-25 milyon dolar kayba uğrayacağı belirtiliyor
ÇETİNYİĞENOĞLU
ADANA - Geçen hafta bir yangınla
gündeme gelen ATAŞ Rafinerisi önü-
müzdeki aydan itibaren rafıneri işlevi-
ni yitirecek. 1 Eylül'den sonra termi-
nal konumunda çalıştınlacak rafineri-
nin kapatılmasıyla Çukurova ekono-
misi yılda 15-25 mih/on dolardüzeyin-
de kayba uğrayacak.
BP'nin ATAŞ konusunda böylesine
stratejik bir karar ahnasnıda iki olası-
lık üzerinde duruluyor... Bir yaklaşıma
göre bölgede Ortadoğu kaynaklı kaçak
akaryakıt satışuun önlenememesi rol
oynarken, ikinci yaklaşıma göre mali-
yetin daha düşük olacağı gerekçesiy-
le Bakû-Ceyhan boru hattında kullan-
mak amacıyla tesisi Iskenderun'a kay-
dırma düşüncesinin etkili olduğu dü-
şünülüyor.
Son yangının ise ATAŞ'ın yeni ya-
pısıyla hiçbirilgisinin olmadığı, sade-
ce teknik bir kaza sonucu meydana
geldiği belirtiliyor.
Son yangınATAŞ'taki işlev değişik-
liğiyle ilişkilendirilerek yorumlandığı
için çeşitli spekülasyonlara yol açtı.
Acaba rafineri kısmı kapatılacağı için
şırket içi yolsuzluklan örtbas etmek
amacıyla ya da terörist gruplar tarafın-
dan bir yangın çıkartılarak sabotaj mı
yapılmıştı?
Adımn açıklanmasını istemeyen bir
yetkiliye göre yangında kesinlikle sa-
botaj söz konusu değil. Çünkü yangın
şirketin ışine yaramıyor. ATAŞ'ın en-
vanteri anbean elektronik sistemle iz-
leniyor.
Yangın çıkartacak bir yıldınmın
düşmesi de söz konusu değil. Geriye
bir kaza olasılığı kalıyor. Bu durumda
nafta tankındaki yangının çıkış nokta-
sı incelendiğinde ise belki ihmali dü-
şündürecek bir kaza olasılığı gündeme
geliyor. Böylece, yüzer tavanın yan du-
vara sürtmesi sonucu çıkan kıvıkım-
la yangının başlamış olma olasılığına
kesin gözüyle bakılıyor.
Rafineri tesislerinin kapatıhnasına
ilişkin yorumlar iki noktada odaklanı-
yor. Bunlardan birincisini, bölgede bir
türlü önü alınamayan kaçak akaryakıt
satışıyla rekabet edilememesi oluştu-
ruyor.
Pazar ekonomisi koşullannda etkin
rekabetin yolunu açmak amacıyla zo-
runlu olarak bu karann alındığı sam-
lıyor.
Öbürü ise biraz spekülatif görülse
de akla yatkın bulunuyor. Bu yaklaşı-
ma göre Bakû-Ceyhan boru hattının
üretime geçmesi an meselesi. Iskende-
run'a gelecek ham petrolün Mersin'e
nakli ise ek bir maliyeti gerektiriyor.
Işte, bunu dikkate alan BP'nin önü-
müzdeki günlerde ani bir kararla Is-
kenderun"a, hampetrol boru hattının
ağzına bir rafineri kurması hiç de şa-
şırtıcı bulunmayacak gibi görünüyor.
Alınan karann BP için kazanç, Çu-
kurova ekonomisi içinse büyük bir ka-
yıp olacağı kuşkuya yer bırakmayacak
biçimde şimdiden kendini gösteriyor.
Çünkü ATAŞ'ta kadrolu personel sa-
yısı 220'den 50'ye, müteahhit kadro-
sunda çalışan personel sayısı da
400'den 100 e düşürülmüş durumda.
Bu, Çukurova'da 400 ailenin ekmeği-
ni bundan böyle başka sektörlerden
aramaya çalışacak anlamına geliyor.
Personel ücreti, yatınm harcamala-
n ve yan sanayi girdileri gibi kalem-
lerle Çukurova ekonomisine yılda 15-
25 milyon dolarlık bir girdi sağlayan
ATAŞ'ın yarattığı katma değen hesap
etmenin ise hiç de öyle kolay ol-
mayacağı belirtiliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakan-
lar Kurulu karânyla kurulan ve sadece akade-
misyenlerden oluşturulan Bağımsız Kurul,
TCDD'nin hızlandınlmış tren projesini altya-
pısından personel eğitimine ve kurumun yapı-
sal örgütlenmesine kadar incelemeye aldı. Bir-
leşikTaşımacılıkÇahşanlan Sendikası Başka-
nı (BTS) Fehmi Kütan, "AKP artık bUim
adamlanna kulak versin. Ne olduğu tam bi-
linmeyen yabancı uzmanlar yerine bu konu-
da Türkiye koşullannı bilen ve büyük bilgi
birikimine sahip yerli uzmanlara öncelik
versin" dedi.
Akademisyenlerden oluşan ve başkanlığını
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. SıddıkYar-
man'ın yaptığı Bağımsız Kurul, çalışmalanna
başladı. Onceki gün hızlandınlmış tren kaza-
sının meydana geldiği Pamukova'da ön keşif
yapan kurul, çalışma zeminmi genişletti. Ku-
rul, öncelikle zemin koşullannın kazaya etki-
sini inceliyor. Bu çerçevede kaza yerinde ve ka-
zaya yakın bölgede testler yapacak kurul, 5-6
sayfahk teknik envanterçıkaracak. Kurulun ka-
rarlaştırdığı çalışma programı şöyle: "Ray
ka\ naklarının. ray çeliğinin. traverslerinin.
hatlarının. elektrik ve sin\ ali/asyon sistemi-
nin hızlandınlmış trene uygunluğu araştın-
lacak. Kazanın olduğu günkü hava sıcaklı-
ğının ravların genleşmesi üzerindeki etkisi
incelenecek. Vagon ve lokomotiflerin fren
sistemi mercek altına alınacak. Hı/landınJ-
mış tren projesi çerçevesinde personel eğiti-
mi yapıup yapılmadığı,TCDD'nin örgütlen-
me şemasının bu projeye uygun olup olma-
dığı sorgulanacak.
Kurul, şu uzmanlardan oluşuyor: Işık Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. SıddıkYarman, Yıl-
dız Teknik Üniversitesi Ulaşım Anabilim Dalı
Öğretirn Üyesi Prof. Dr. Aydm Erel, tstanbul
Teknik Üniversitesi UlaşımAnabilim Dalı Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. tnal Seçkin, Işık Üniver-
sitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Başaran,
Süleyman Demirel Üniversitesi UlaşımAnabi-
lim Dalı Başkanı Mustafa Karaşahin, eski T-
MMOB Genel Başkanı ve yüksek mühendis
Kaya Güvenç.
BTS Başkanı Fehmi Kütan, kaza üzerinde
araştırma yapan Alman, Güney Koreli, Hol-
landalı ve îsponyal uzmanlara göndermede bu-
lundu. Bu uzmanlann mesleki bilgi ve dene-
yimleri ile kim olduklannın tam olarak bilin-
mediğini anlatan Kütan, yerli bilim adamlan-
nın çalışmalannın daha önemli olduğunu an-
lattı. Kütan, AKP'nin bilimi dışlayan tutumu-
nu bir yana bırakarak bu kazadan gereklı der-
si çıkarması gerektiğini vurguladı.