Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 AĞUSTOS 2004 PAZAFtTESl CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Çok sayıda işletme, aylık kazancı 318 milyon lira olan asgari ücretli kadar ya da ancak onun iki katı vergi ödeyecek
Işçi kadar kazanmıyorlar!• Bir asgari ücretli çeşitli
kesintilerle ayda toplam 125
milyon 916 bin 525 lira öderken
bakkaliye ve süpermarketler
342 milyon, bina ve inşaat
şirketleri de 271 milyon, kürk
üreticileri 88 milyon lira vergi
ödeyecek. Diş kliniklerinden de
78 milyon lira vergi alınacak.
Ekonomi Servisi - Gelir Vergi-
si'nden sonra Kurumlar Vergisi be-
yannameleri de hükümetin vergi ka-
yıp ve kaçağıyla mücadelesinin söy-
İemden ileriye gidemediğini ortaya
koydu. Beyannamelere göre, çeşitli
alanlarda faaliyet gösteren pek çok
şirket, ayhk kazancı 318 milyon lira
olan asgari ücretlinin ancak bir-iki ka-
tı kadar vergi ödeyecek. Devlet, bir
asgari ücretliden Gelir Vergisi, Dam-
ga Vergisi ve SSK primi başta olmak
üzere çeşitli kesintilerle ayda toplam
125 milyon 916 bin 525 lira alıyor.
Beyannamelere göre ayakkabı üzeri-
ne toptan-perakende işi yapan bir şir-
ketten 305 milyon lira vergi alınacak.
Bakkaliye ve süpermarketler 342 mil-
Ne kazanmışlar,
Faaliyet alanlan Aylık Gelir (Bin TL)
Bankalar 5.843.300.300
Akaryakrt ıstasyonlan
Aftın imalat ve ticareti
Ayakkabı toptan-perakende
Bina-inşaat
Otel-motel
Deterjan sanayii (imalat)
Deterjan sanayii (ticaret)
Demtr çelik sanayii (ticaret)
Deriden mamul eşya (imalat)
Deriden mamul eşya (satış)
Ecza ve ılaç depolan
Ftnnlar
ElektrikJİ ev alet. (imalat)
Elek. ev alet. (toptan-perak.)
Diş klinikleri
Diş protez ve iaboratuvarlan
5.847.272
572.815
1.016.741
903.883
3.020.525
10.088.295
6.433.434
2.261.849
1.621.099
557.906
37.048.260
878.806
31.359.572
1.988.931
261.631
559.212
ne kadar vergi ödüyorlar? H
Aylık Vergi (Bin TL)
1.752.990.090 • §
1.753.246 \ğm_
171.844 Wjm
305.021 W^^k
271.164 B İ E
906.157 ^ H j
3.026.478 H i
1.930.321 WBm
678.554 Wmm
486.329 W*/m
167.371 n ü
11.050.647 MJBm
263.431 • •
8.178.327 fııij^İ
595.479 '-iuî^l
78.488
:
-M
167.763 jT
Faaliyet alanlan Aylık Gelir (Bin TL) Ayhk Vergi (Bin TL)
Doktor muayenehaneleri
Mımar-mühendisler
Seyahat ve turizm iştetmeleri
Toprak sanayı
Mensucat san. (kumaştan eşya)
Mobilyacılar
Lokantalar
Kürk ımalı, toptan, perakende
İnşaat malzemeleri top. perak.
Inşaat-bayındırlık ışlen
Ihracat-tthalat
Et ve etten mamul maddeler
Konfeksıyon (imalat)
Konfeksıyon (perakende)
Konfeksıyon (toptan)
Sanatsal faalıyetler
ASGARİ ÜCRETLİ
1.283.021
1.496.061
9.209.300
2.648.351
1.107.121
829.411
532.530
294.835
1.799.340
2.260.063
4.217.598
1.674.131
2.990.187
1.477.217
1.423.366
1.018.749
318.233
384.905
448.806
2.762.818
794.505
332.135
248.823
159.758
88.450
539.801
674.648
1.265.212
502.238
897.055
443.166
427.009
305.624
125.916
yon, bina ve inşaat şirketleri de 271
miryon lira vergi ödeyecek. Aylık 261
milyon lira kazanç beyan eden diş kli-
nikleri de asgari ücretlinin çok altın-
da, 78 milyon lira vergi ödeyecek.
AA'run haberine göre, 2003 yılı ge-
lirleri için bu yılın nisan ayında oto-
masyonlu vergi dairelerine 207 bin
361 Kurumlar Vergisi beyannamesi
verildi. Şirketler, Kurumlar Vergisi
beyanlannda devlete 14katriryon 107
trilyon 327 milyar lira gelir bıldiri-
minde bulundu. Bu gelir karşılığında
şirketlerin ödeyecekleri toplam Ku-
rumlar Vergisi de 4 katrilyon 207 tril-
yon 387 milyar lira olarak hesaplan-
dı.
Beyanlara göre, 2003'te diş klinik-
leri ayda 262 milyon lira, deriden ma-
mul eşya satan işyerleri 558 milyon li-
ra, kuyumcular 573 milyon lira, lo-
kantalar 533 milyon lira, mobilyacılar
829 milyon lira, fırınlar 879 milyon li-
ra, kürk imalatçılan ıle satıcılan da
295 milyon lira gelir elde etti.
Ihracat ve ithalatın rekor kırdığı
2003 'te ıhracat ve ithalat şirketleri de
aylık 4 milyar 218 milyon lira gelir
bildirdi.
Bütün sektörler için şirket başına
ortalama gelir 6 milyar 202 milyon li-
ra. ortalama vergi ise 1 milyar 849
milyon lira olarak tespit edildi.
ASGARİ ÜCRETLİYE
YENİ DARBE
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümetınce geçen yıl çıkanlan
İş Yasası'na göre hazırlanan "Asgari
Ücret YönetmeHğT ile asgari ücretliye
bir darbe daha vuruluyor. Asgari
ücretin her yıl yerine 2 yılda bir
belirlenmesini hükme bağlayan
yönetmelikle zaten düşük olan asgari
ücret, enflasyon karşısında iyice
eriyecek. Asgari Ücret Yönetmeliği,
Resmı Gazete'nın dünkü sayısında
yayımlandı. Geçen yıl çıkanlan İş
Yasası'na dayanılarak hazırlanan
yönetmeliğe göre asgari ücretin
belirlenmesinde hiçbir şekilde dil, din,
ırk, cinsiyet aynmı yapılamayacak.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na
her türlü işkolunu kapsayacak şekilde
ücreti belirleme yetİdsi veren
düzenleme, asgari ücrenn her yıl
yerine "en geç" iki yılda bir
belirleneceğini öngörüyor. Böylece, 6
aylık enflasyon hedefınin bile çoğu
zaman tutmadığı Türkiye'de
asgari ücret, 2 yıllık enflasyon
tahminine göre belirlenecek.
40 ŞİRKET GÜÇBİRLİG1 YAPTI
Yalova'ya dev
tersane kurııhıyor
. I
ı
i
DENİZDE KARA
LİSTE SAVAŞI'
! ANKARA (AA)-Geçen
yıl içinde Paris Memo-
randumu'na üye ülke li-
manlannca tutularak
"kara listeye" ahnan
Türk bayraklı gemilerin
imajının düzeltilmesine
yönelik olarak Denizci-
lik Müsteşarlığı'nca yü-
rütülen yasal çalışmalar
son aşamaya getirildi.
Buna göre Türkiye'nin
AB'ye uyum çerçevesin-
de yapılacak yasal dü-
zenlemeler ve getirilecek
yeni kurallarla Türk bay-
raklı gemilerin bu imajı
kısa süre içinde yenile-
necek. Müsteşarlığın be-
lirlediği programa göre
denizcilik kurallanna uy-
madıklan için AB liman-
lannda tutularak "kara
Ksteye" alınan bazı Türk
bayraklı gemiler, bir yıl
içinde "gri" listeye, yani
orta sıruflandırma gru-
buna, 3 yıl içinde de
"beyazüsteye" alınacak.
FARUKKmTAY
YALOVA - Yalova'da 40 firma,
kente Türkiye'nin en büyük tersane-
sini kurmak için çalışmalara başladı.
Yalova Tersane Girişimcileri Birliği
AŞ çatısı alhnda toplanan firma sa-
hiplerinin her biri, Altınova-Hersek
bölgesinde bulunan 5 kilometre
uzunluğundaki sahile dolgu alanı ku-
rulacak olan tersane için yaklaşık 3
milyon dolar harcayacak.
Yalova Valiliği, AKP ve CHP Ya-
lova milletvekilleri, bölge belediye
meclis üyelerinin yanı sıra Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'dan da deştek
gören proje ıçın Izmır 9 Eylül Üni-
versitesi' nden deprem ve denizbilim-
leri uzmanlanndan oluşan heyet, böl-
gede çalışmalara başladı. Prof. Dr.
AtiDa Uluğ, bugüne kadar hiçbir ter-
sanenin bu kadar detaylı ıncelenme-
diğini belirterek "Hazırlayacağunız
rapora göre tnühendisler tersanele-
rin yapıbş şeklini kararlaşbracaklar.
Mannara Denizfndeki sismik akınb
inceteniyor" dedi.
Tersaneler Birliği Girişim Sözcü-
sü avukat Sıtkı Çabşkan da şöyle ko-
nuştu: "Bu sadece Yalova bÖlgesinin
değil tüm Türkiye'nin projesi. Tersa-
neyle birlikte 20 bin kişi>e iş sağlana-
cak. Türkiye Tada'da sıkışti kakn. Ta-
lepler karşüanamaz oldu. En geç
2005'teilkgemileri kızağa koyacağK.*
'endika
ve sigorta
talebiyle
Çorum'da
işbırakma
eylemine
giden tuğia
fabrikası
işçilerinin
direnişi
sürüyor.
Uzlaşma sağlanamayan 22fabrikanın çalışanları taleplerinde ısmrlı
Çorumlu işçilerin eylemi sürüyor
EBRU DUZTAŞ
ÇORUM- Sendika ve sigorta talebiy-
le Çorum'da işbırakma eylemine giden
tuğla fabrikası işçilerinin direnişi sürü-
yor. tki fabrikada işçi ve işveren uzlaşır-
ken 22 fabrikarun işçileri talepleri karşı-
lanana kadar eyleme devam edecekleri-
ni söylediler. 19 Temmuz'da iş bırakan
yaklaşık 5 bin işçinin eylemi devam edı-
yor. Işverenle yapılan görüşmelerden so-
nuç ahnamazken işçiler talepleri kabul
edilene kadar direnışi sürdüreceklerini
vurguladılar. tşçi Temsilcisi ErhanEray,
Hamoğlu ve Ergin kiremit fabrikalann-
da çalışan yaklaşık 250 işçinin ışbaşı
yaptığını, 22 fabrıkanın ise halen kapalı
olduğunu belirterek "Işçiler yıllardır kö-
le gibi çauştınkn. Haklı mücadelemizde
karariıvız. Çorum'da sendikalaşma hare-
keti bizimle sınıriı kalmayacak" dedi.
Öte yandan. ılk günden bu yana eyle-
me katılan işçilerden Necmettin Ozyıl-
maz(43) önceki gün kalp krizı geçirerek
yaşamını yitirdi. Özkent Fabrikası 'nda
ustabaşı olarak çalışan Özyılmaz'ın ce-
nazesi, eyleme katılan arkadaşlannın
omuzlannda taşındı. Celilkın köyünde
toprağa verilen Özyılmaz'ın cenazesine
sendika yetkilileri de kahldı.
DÜNYA EKONOMtStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LOMDRA erginy@tr.net
Geçen hafta Demokrat Parti Konvan-
siyonu, Boston'da Kerry'njn adaylığını
onayladı. Dünya Ticaret Örgütü Do-
ha Raundu, Cenevre toplantısında,
uzun pazarlıklardan sonra benimsenen
bir çerçeve anlaşmayla yeniden başla-
dı Bu birbirieriyle "ilgisiz" iki toplantıyı
değeriendirmeye başlayınca, birkesiş-
rre noktası şekillenmeye başiıyor Dün-
ye ekonomisi.
Klm kazanırsa kazansın...
Bugüne kadar tüm dikkatlerKerry'nin
diş politikası, Bush'la arasındaki fark-
la-
üzerinde yoğunlaştı. Bu yüzden se-
çinleri kazanacak olan adayı devasa
br ekonomik enkazın beklediğini gös-
teen belirtiler fazla ilgi çekmedi. Şimdi
kini gözlemciler, ufuktaki ekonomik so-
ruılann "en sz terörkadat•korkutucu ol-
dığunu" (Carnegie Endovvment'ten
Fbthkopf, VVashington Post, 25/07)
d.şünürken, kimileri de, sorunlar o ka-
dy büyük ki "Demokratlar aslında bu
yıkün altına girmese daha iyi olur. Ge-
l&ek sefere daha büyük, kalıcı birza-
fekazanabilirter" diyoriar (Guardian'ın
Eionomi Editörü, Larry Eliot, 29/07).
Küreselleşmeyi; sermayenin serbest-
ÇÎ dolaşabilmesi için, ulus-devletlere
b)lünmüş ekonomik alanlann bütün-
l^tirilerek, engelsiz, kesintisiz bir küre-
sd piyasa oluşturulması süreci olarak
fcrtimleyebiliriz. Bu bağlamda küresel-
l^me, 1970'lerde merkez ülkelerde
tsşlayan, 1980'lerde borç krizinden
sınra tüm dünyada genelleşen aşırı
üetim (kapasite fazlası, talep yeter-
sdiği-KFTY) krizine karşı mekâna ka-
çsa ilişkin (David Harvvey) (yeni piya-
sJan kullanıma açtığı için) bir çözüm
carak karşımıza çıkar. Bu bağlamda,
^üreselleşme", uluslararası mali ser-
rayenin ve yerel eklentilerinin genei/or-
t x çıkarlarına uygun düşüyordu.
Hegemonyadan Imparatorluğa ve geriye...
1980'lerden bu yana ABD hegemonya-
sının ekonomik {"yumuşak güç") aya-
ğı, bu sürecin düzenlenmesine, korun-
masına ve üerletilmesine (böylece ulus-
lararası mali-sermayeye bir "kamu hiz-
meti" sunmasına) dayanıyordu.
ABD hegemonyasının bu ekonomik
Cyumuşak güç") ayağı 1997'de Asya
krizi, 1999'da Dünya Ticaret örgütü
toplantısının çökmesi, küreselleşme
kairşrtı muhalefetle, 2000'de ABD ve Av-
rupa borsalannda yaşanan yüzde 70'le-
re varan geri-
lemelerle çö-
zülmeye baş-
ladı. Bu aynı
zamanda, aşı-
rı üretim krizi-
nin (KFTY) geri
gelmeye başla-
ması demekti.
Nitekim 11 Ey-
lül 2001'de dün-
ya ekonomisin-
de 1930'ları
anımsatan bir
depresyon korkusu hâkimdi. Bu dö-
nemde iktidara gelen Bush hükümeti
diş politikada, sermayenin genel çıkar-
lannı savunmak ve düzenlemek strate-
jisinden, ABD'de "askeri sınai komp-
leks" olarak da adlandırılan (silah,
enerji, metalurji ve bunlarla eklemlen-
miş finans sermayesi) bazı gruplann öz-
gün çıkarlarına öncelik verme stratejisi-
ne geçerken, krizin belirtilerini de deva-
sa bir mali-parasal genişlemeyle aşma-
yı denedi. Bu, şiddete ve "uluslarara-
sı topluluğu" es geçerek tek başına
davranmaya öncelik veren diş politika-
nın "imparatorluk refleksi olarak" yo-
rumlanmasına, çektiğı tepkilere daha
önce değinmiş; Bush'un ekonomi po-
litikalarının sonuçlarını irdelemiştik:
Dünya ekonomisi büyüme açısından
ABD'deki talebe bağımlı hale getirken,
ABD ekonomisindeki tüketici talebi de
borçlara, giderekde ABD'ye rakip ülke-
lerin hükümetlerinden alınan borçlara
dayalı hale gelmişti. Federal Reserve
verilerine göre ABD'nin toplam borcu
35 trilyon dolan geçti. Bu süreçte, bor-
sa köpüğünün yerine bir ev piyasası kö-
püğü oluştu. ABD cari açığı,
bütçe açığı, bu
sisternı yaşatan faiz oranlan sürdürüle-
mez hale geldi. İhracatın canlandırılma-
sı (diş piyasalar) yeniden yaşamsal bir
önem kazandı (Izurieta & Zezza, Why
Net Exports Must now be the motor for
US Grovvth, CERF-Cambridge- Levy
Economics Institute-New York, Tem-
muz 2004).
Cerlye dönüş. ama nereye?
Böylece, "sanalbirbüyümeyle"bas-
tınlan aşın üretim krizi yeniden başını
kaldırmaya başladı.
Bu gelişmeler Centre for Economic
and Policy Research'ün Direktörü
Prof. VVeisbroth'un Business Week
(29/07) makalesinde altını çizdiği gibi,
imparatoriuk projesinin ekonomik ola-
rak da artık sürdürülemez bir noktaya
geldiğini gösteriyordu. Yeni hükümet
hem imparatorluk projesinden düzenli
bir biçimde geri çekilmek hem de ihra-
catı arttıracak bir çözüm bulmak zorun-
da. Bu çözümlere giden yol da sanı-
nm uluslararası mali sermayenin karşı
karşıya olduğu aşın üretim (KFTY) so-
rununa bir çare bul-
maktan, böylece
"genel çıkariara ge-
ri dönmekten" ge-
çiyor. Bu da bizi
Doha Raundu Ce-
nevre toplantısına
getiriyor.
Aşın üretim kri-
zinin aşılabilmesi,
kapasite fazlası-
nın imha edilme-
sine ve yeni talep
sunacak piyasa-
lann açılmasına bağlıdır. 20
yıldır bunu IMF ve GATT/Dünya Tica-
ret Örgütü, gelişmekte olan ülkelerde,
yerii üreticiyi koruyan tedbirieri tasfiye
ederek, yabancı sermayenin girişini ko-
laylaştırarak gerçekleştiriyorlar. Ancak
sonuç, 1997-2001 arası dünyayı sar-
san mali krizlerin gösterdiği, birçok eko-
nomistin yanı sıra Dünya Bankası eski
Başekonomisti Nobel ödüllü Stiglitz in,
Türkiye'de Bağımsız Sosyal Bilimci-
ler - Iktisat Grubu'nun vurguladığı gi-
bi gelişmekte olan ülkeler için bir fela-
ket oldu. Şimdi DTÖ bu stratejiye Do-
ha Raundu'nda devam etmek istiyor.
Azgelişmiş ülkelerin tüm sanayi ve ta-
nmsal yapılannı, daha yüksek rekabet
gücüne sahip ABD, Avrupa ve Japon
sermayesine daha derinlemesine aç-
mak istiyor. Böylece birçok ülkede iş-
letmeler iflas edecek, kapasiteteri orta-
dan kalkacak.. bu piyasalan uluslarara-
sı sermayenin eline geçecek. Ancak,
yerel üretimin yok olması, kısa süre son-
ra buralardaki talebin de gerilemesine,
piyasanın kurumasına yol açacak. Ya-
ratılan tüm yıkıma karşın çözüm geçici
olmaktan öteye geçemeyecek. Geliş-
mekte olan ülkeler, haklı olarak direndi-
ler. Cenevre'de, çokuluslu şirketlerin
egemenliği anlamına gelen, "Singapur
Konulan" (yatırım, mülkiyet, patent,
know-how, telif haklan imtiyazlan) kap-
samındaki taleplerin gündeme alınma-
sını engelleyen, gelişmiş ülkeleri ta-
nmsal desteklerde, şimdilik lafızda da
olsa önemli tavizler vermeye, böylece
yıkımın en azından bir kısmını üstlenme-
yi kabul etmeye zorlayan bu direniş, Ka-
nada, Japonya önemini yitirirken, geliş-
mekte olan ülkeler adına konuşan Bre-
zilya ve Hindistan gibi (Çin tarafından
desteklenen) yeni lideriiklerin öne çıktı-
ğını (IPS'den G. Capdevillo, 29/07),
uluslararası jeopolitiğin de yeniden şe-
killenmeye başladığını gösteriyor.
Cenevre "çerçeve anlaşması", süre-
ce katılan büyük ülkelerin, sanayilerinin
ve tanmlannın bazı kesimlerini feda et-
me konusunda anlaştıklannı, küçükle-
rin de bunu kabul etmeye zoriandıklan,
ABD'nin de, üstelikseçimlerdenaz ön-
ce özellikle pamuk konusunda taviz
vermeyi kabul ederek "ortak çıkar" kav-
ramına dönmeye çalıştığını düşündü-
rüyor. Bu küreselleşme ve "uluslarara-
sı topluluk" kavramına, bir ABD hege-
monyası ortamına dönmek olanaklı mı?
Bu soruya, ABD'nin vermek zorunda
kaldığı tavizlere, yeni başkanı bekleyen
büyük ekonomik sorunlara, Çin, Brezil-
ya ve Hindistan'ın yükselmeye ve ulus-
lararası jeopolitik dengeleri dönüştür-
meye devam etmesine bakarak olum-
lu bir cevap vermek zor?
ANKARA PAZARI
YAKLP KEPENEK
Dışa Açılım, Açılıyor...
Yılın ilk ayının diş ticaret verileri, ekonominin dışa
açılımının yeni bir boyut kazanmakta olduğunu ka-
nıtlıyor. Diş ticaret lambası, san ışık gösteriyor.
İlk yanda dışsatım, geçen yıla göre ortalama yüz-
de 31.8 oranında artmıştır. Ucuz işçiliğe dayalı ve
teşvikli olsa da bu artış, hiç kuşkusuz olumlu bir ge-
lişmedir. Ancak, terazinin öbür tarafı, dışalım, çok da-
ha ağırdır; ağırlıklıdır. Ekonominin dışandan satın al-
dıklan, geçen yıla göre yüzde 47.3 artmıştır. Bu artı-
şın göstergesi, dışsatım-dışalım farkının, yani diş ti-
caret açığının, yüzde 84.0 oranında bir artışla, rekor
sayılabilecek düzeye yükselmesidir. Böyle olunca da
ekonomi, dışarıdan satın aldığının yalnızca yüzde
62.9 gibi bir bölümünü dışanya sattıklarıyla karşıla-
ma olanağı buluyor. Diş ödemeler bakımından çok
önemli olan dışsatımın dışalımı karşılama oranı,
geçen yılın aynı döneminde, yüzde 70.3 ile bugüne
göre çok daha olumlu durumdaydı.
Ticaretin sektörel dağılımı da ayrıca sağlıksızlık işa-
reti veriyor. İlk yarıda yatınm mallannın, yani makine
ve araç gereçlerin dışalımının yüzde 84.0 oranında
artmış olması, yatınmlara, iş bulmaya ve üretime yan-
sıyacağı varsayımıyla, olumlu bulunmalıdır. Aynı so-
nuç, ara mallan (hammaddeler) için de geçerii sayı-
labilir. Ancak yüzde 47.3'lük dışalım artışının ana kay-
nağı, tüketim mallan dışalımının yüzde 108.8 gibi
büyük bir oranda; uygun deyimiyle katlanarak artma-
sıdır. Türkiye, tüketiyor; özellikle yabancılann üret-
tiği lüks mallan iyi tüketiyor. Kuşkusuz parası olan tü-
ketir; iyi de bunun sonucu, diş açık, daha da açılıyor;
diş borçlanma gereği doğuyor; ülke ekonomisinin
yönetimi, IMF kapılanndan bir türlü kurtulamıyor.
• • •
Ekonominin diş ilişkileri yalnız ticarete dayanmıyor;
başta turizm olmak üzere hizmet gelir ve giderleri ile
yatınmlara dayalı gelir ve giderler birlikte, cari işlem-
ler hesabını veriyor. Yılın ilk beş ayına (Ocak-Mayıs)
ilişkin veriler cari işlemler hesabının, 8.8 milyar do-
lar açık verdiğinı gösteriyor. Geçen yılın aynı beş ayın-
da 3.66 milyar dolar olan cari işlemler açığı yüzde 141
oranında artmıştır. Cari işlemler açığındaki açığın ka-
patılması ya sıcak para girişleri ya da diş borçlann art-
tınlmasıyla olanaklıdır. Her iki yolun da ekonomik is-
tikran olumsuz yönde etkileyeceği bilinmektedir.
Kaldı ki cari işlemler açığının, yıl sonunda belli bir
düzeyde olması ya da tutulması, IMF'ye verilen Ni-
yet Mektubu'nun da bir gereğidir. Nitekim 2004 Yılı
Programı'nda Cari İşlemler Açığı 7.6 milyar dolar ola-
rak öngörülüyordu. Daha şimdiden, Ocak-Mayıs ca-
ri işlemler açığı 8.8 milyar dolara ulaştığına göre yıl
sonu hedefinin tutturulması tamamıyla olanaksız de-
ğilse de, bu olasılık çok zayıftır. Yıl sonu için 16 mil-
yar kestirimi yapılıyor. IMF de yıl sonu cari açığı ön-
görüsünü, 9.2 milyar dolar olarak değiştirmiş bulu-
nuyor. Bu gelişmeler, ekonominin diş kaynak gerek-
sinimini daha arttırmaktadır. Asıl işlevi ülkenin diş
borçlannı ödeme yeteriiliğini yitirmemesi olan ve bu
amaçla ücret ve maaşlardan özelleştirmeye kadar
hemen her ekonomik konuya el koyan IMF, aşın diş
açık, diş borç ödeme gücünü olumsuz etkileyeceği
için, bu göstergeye ayrı bir önem verir. IMF Progra-
mı, Şubat 2005'te sona ermektedir. Bu tarihten son-
ra IMF program ilişkilerinin henüz aynntılı olarak açık-
lanmamakla birlikte, bir biçimde sürdüruleceği anla-
şılıyor. Aynca, yıl sonunda AB ile görüşmelere başla-
ma tarihinin saptanıp saptanamayacağı da ekonomi-
nin diş ilişkilerine ayn bir boyut kazandıracaktır.
• • •
Ekonominin 1980 sonrası diş dünya ile eklemlen-
mesi sürecinin tüm yönleriyle değeriendirilmesi ayn
ve aynntılı bir çalışma gerektirir. Ancak, en büyükle-
ri 1994,1999 ve 2001 olmak üzere, tarihinde görül-
medik ölçüde çok ağır bunalımlar, giderek yıkımlarla
karşılaşıldığı da bir gerçektir. Bir nokta daha var; her
üç ağır bunalımın odağında, diş açık ve bağlı diş et-
menler yer alıyor Özellikle de dışalıma dayalı lüks
tüketimin körüklediği diş açıkların, ekonominin
dengelerini de olumsuz etkilediği, o deneylerie bili-
niyor. Bu nedenle de hükümetin, diş ekonomik ilişki-
lere özel bir önem vermesi gerekiyor. Bu yapılmadı-
ğında, ekonomi politikasını başkalan yapryor.
Kısaca, diş ticaret verilerinin gösterdiği, sıradan bir
san ışık değil, iyice kırmızımtırak bir san ışıktır. Hü-
kümetin, bu konuya ivedilikle eğilmesi gerekir.
İlk Beş Ayın (Ocak-Haziran) Diş Ticareti;
Milyon ABD Dolan
(Yüzde)
Dışsatım
Dışalım
Diş Ticaret Açığı (1-2)
Dışsatım/Dışalım:
Karşılama Oranı
2003
21.6842
30.837.3
(-)9.153.1
70.3
İlk Alt Aylık
Değişimin Sektöre) Dağdırrn
Yatınm Mallan
Ara Mallan
Tüketim Mallan
Ortalama
2004
28.589.5
45.433.9
(-)16.844.4
62.9
Dişsatf
43.8
31.2
30.9
31.8
D e ğ i ş i m
31.8
47.3
84.0
n Dışalım
84.0
32.2
108.8
47.3
Köppü ücreti zam şampiyonu
Ekonomi Servisi - IstanbuFda temmuzda en
fazla fiyat artışı, yüzde 20 ile Boğaz Köprüsü
geçiş ücretinde oldu. Boğaz Köprüsü geçiş
ücretindeki artışı, yüzde 8 ile tozşeker, yüzde
7.9 ile elma, yüzde 7.3 ile kesmeşeker izledi.
Istanbul Ticaret Odası, geçen temmuz ayı ile
son 12 aylık dönemde Istanbul'da perakende
fiyatlan en fazla artan maddeleri açıkladı. Buna
göre, son 12 ayda fiyatlan en çok artan hizmet
ve ürünler yüzde 110 ile enjeksiyon ücreti,
yüzde 75.8 ile kiraz oldu.
İran basını: İndirim istenemez
1AHRAN (ANKA) - Türkiye'nin yasal olarak
Irandan sağlanan doğalgaz fiyatında indirim
yapılmasıru istemeye hakkı olmadığı öne
sürüldü. Tehran Times gazetesinde yer alan
haberde, Türk basınındaki, Türkiye ıle Iran
arasmdaki gaz anlaşmasının Türkiye'ye fiyat
indirimi talep etmeye olanak vermediği
değerlendirmelerine dikkat çekildi. Haberde,
iki ülke arasındaki anlaşmanın, sağlanan gazın
fiyatı ve kalitesi konusunda birkaç defa
tartışmaya yol açtığı belirtilerek "Ancak 'al
veya öde' maddesini içeren kontrat, müzakere
masasında Türkiye'ye bir koz bırakmıyor.
Bunu Iranlı yetkililer, her toplantıda
avantajlanna kullandılar" görüşüne yer verildi.