18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 2004 PAZAFtTESl CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Çok sayıda işletme, aylık kazancı 318 milyon lira olan asgari ücretli kadar ya da ancak onun iki katı vergi ödeyecek Işçi kadar kazanmıyorlar!• Bir asgari ücretli çeşitli kesintilerle ayda toplam 125 milyon 916 bin 525 lira öderken bakkaliye ve süpermarketler 342 milyon, bina ve inşaat şirketleri de 271 milyon, kürk üreticileri 88 milyon lira vergi ödeyecek. Diş kliniklerinden de 78 milyon lira vergi alınacak. Ekonomi Servisi - Gelir Vergi- si'nden sonra Kurumlar Vergisi be- yannameleri de hükümetin vergi ka- yıp ve kaçağıyla mücadelesinin söy- İemden ileriye gidemediğini ortaya koydu. Beyannamelere göre, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren pek çok şirket, ayhk kazancı 318 milyon lira olan asgari ücretlinin ancak bir-iki ka- tı kadar vergi ödeyecek. Devlet, bir asgari ücretliden Gelir Vergisi, Dam- ga Vergisi ve SSK primi başta olmak üzere çeşitli kesintilerle ayda toplam 125 milyon 916 bin 525 lira alıyor. Beyannamelere göre ayakkabı üzeri- ne toptan-perakende işi yapan bir şir- ketten 305 milyon lira vergi alınacak. Bakkaliye ve süpermarketler 342 mil- Ne kazanmışlar, Faaliyet alanlan Aylık Gelir (Bin TL) Bankalar 5.843.300.300 Akaryakrt ıstasyonlan Aftın imalat ve ticareti Ayakkabı toptan-perakende Bina-inşaat Otel-motel Deterjan sanayii (imalat) Deterjan sanayii (ticaret) Demtr çelik sanayii (ticaret) Deriden mamul eşya (imalat) Deriden mamul eşya (satış) Ecza ve ılaç depolan Ftnnlar ElektrikJİ ev alet. (imalat) Elek. ev alet. (toptan-perak.) Diş klinikleri Diş protez ve iaboratuvarlan 5.847.272 572.815 1.016.741 903.883 3.020.525 10.088.295 6.433.434 2.261.849 1.621.099 557.906 37.048.260 878.806 31.359.572 1.988.931 261.631 559.212 ne kadar vergi ödüyorlar? H Aylık Vergi (Bin TL) 1.752.990.090 • § 1.753.246 \ğm_ 171.844 Wjm 305.021 W^^k 271.164 B İ E 906.157 ^ H j 3.026.478 H i 1.930.321 WBm 678.554 Wmm 486.329 W*/m 167.371 n ü 11.050.647 MJBm 263.431 • • 8.178.327 fııij^İ 595.479 '-iuî^l 78.488 : -M 167.763 jT Faaliyet alanlan Aylık Gelir (Bin TL) Ayhk Vergi (Bin TL) Doktor muayenehaneleri Mımar-mühendisler Seyahat ve turizm iştetmeleri Toprak sanayı Mensucat san. (kumaştan eşya) Mobilyacılar Lokantalar Kürk ımalı, toptan, perakende İnşaat malzemeleri top. perak. Inşaat-bayındırlık ışlen Ihracat-tthalat Et ve etten mamul maddeler Konfeksıyon (imalat) Konfeksıyon (perakende) Konfeksıyon (toptan) Sanatsal faalıyetler ASGARİ ÜCRETLİ 1.283.021 1.496.061 9.209.300 2.648.351 1.107.121 829.411 532.530 294.835 1.799.340 2.260.063 4.217.598 1.674.131 2.990.187 1.477.217 1.423.366 1.018.749 318.233 384.905 448.806 2.762.818 794.505 332.135 248.823 159.758 88.450 539.801 674.648 1.265.212 502.238 897.055 443.166 427.009 305.624 125.916 yon, bina ve inşaat şirketleri de 271 miryon lira vergi ödeyecek. Aylık 261 milyon lira kazanç beyan eden diş kli- nikleri de asgari ücretlinin çok altın- da, 78 milyon lira vergi ödeyecek. AA'run haberine göre, 2003 yılı ge- lirleri için bu yılın nisan ayında oto- masyonlu vergi dairelerine 207 bin 361 Kurumlar Vergisi beyannamesi verildi. Şirketler, Kurumlar Vergisi beyanlannda devlete 14katriryon 107 trilyon 327 milyar lira gelir bıldiri- minde bulundu. Bu gelir karşılığında şirketlerin ödeyecekleri toplam Ku- rumlar Vergisi de 4 katrilyon 207 tril- yon 387 milyar lira olarak hesaplan- dı. Beyanlara göre, 2003'te diş klinik- leri ayda 262 milyon lira, deriden ma- mul eşya satan işyerleri 558 milyon li- ra, kuyumcular 573 milyon lira, lo- kantalar 533 milyon lira, mobilyacılar 829 milyon lira, fırınlar 879 milyon li- ra, kürk imalatçılan ıle satıcılan da 295 milyon lira gelir elde etti. Ihracat ve ithalatın rekor kırdığı 2003 'te ıhracat ve ithalat şirketleri de aylık 4 milyar 218 milyon lira gelir bildirdi. Bütün sektörler için şirket başına ortalama gelir 6 milyar 202 milyon li- ra. ortalama vergi ise 1 milyar 849 milyon lira olarak tespit edildi. ASGARİ ÜCRETLİYE YENİ DARBE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümetınce geçen yıl çıkanlan İş Yasası'na göre hazırlanan "Asgari Ücret YönetmeHğT ile asgari ücretliye bir darbe daha vuruluyor. Asgari ücretin her yıl yerine 2 yılda bir belirlenmesini hükme bağlayan yönetmelikle zaten düşük olan asgari ücret, enflasyon karşısında iyice eriyecek. Asgari Ücret Yönetmeliği, Resmı Gazete'nın dünkü sayısında yayımlandı. Geçen yıl çıkanlan İş Yasası'na dayanılarak hazırlanan yönetmeliğe göre asgari ücretin belirlenmesinde hiçbir şekilde dil, din, ırk, cinsiyet aynmı yapılamayacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na her türlü işkolunu kapsayacak şekilde ücreti belirleme yetİdsi veren düzenleme, asgari ücrenn her yıl yerine "en geç" iki yılda bir belirleneceğini öngörüyor. Böylece, 6 aylık enflasyon hedefınin bile çoğu zaman tutmadığı Türkiye'de asgari ücret, 2 yıllık enflasyon tahminine göre belirlenecek. 40 ŞİRKET GÜÇBİRLİG1 YAPTI Yalova'ya dev tersane kurııhıyor . I ı i DENİZDE KARA LİSTE SAVAŞI' ! ANKARA (AA)-Geçen yıl içinde Paris Memo- randumu'na üye ülke li- manlannca tutularak "kara listeye" ahnan Türk bayraklı gemilerin imajının düzeltilmesine yönelik olarak Denizci- lik Müsteşarlığı'nca yü- rütülen yasal çalışmalar son aşamaya getirildi. Buna göre Türkiye'nin AB'ye uyum çerçevesin- de yapılacak yasal dü- zenlemeler ve getirilecek yeni kurallarla Türk bay- raklı gemilerin bu imajı kısa süre içinde yenile- necek. Müsteşarlığın be- lirlediği programa göre denizcilik kurallanna uy- madıklan için AB liman- lannda tutularak "kara Ksteye" alınan bazı Türk bayraklı gemiler, bir yıl içinde "gri" listeye, yani orta sıruflandırma gru- buna, 3 yıl içinde de "beyazüsteye" alınacak. FARUKKmTAY YALOVA - Yalova'da 40 firma, kente Türkiye'nin en büyük tersane- sini kurmak için çalışmalara başladı. Yalova Tersane Girişimcileri Birliği AŞ çatısı alhnda toplanan firma sa- hiplerinin her biri, Altınova-Hersek bölgesinde bulunan 5 kilometre uzunluğundaki sahile dolgu alanı ku- rulacak olan tersane için yaklaşık 3 milyon dolar harcayacak. Yalova Valiliği, AKP ve CHP Ya- lova milletvekilleri, bölge belediye meclis üyelerinin yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da deştek gören proje ıçın Izmır 9 Eylül Üni- versitesi' nden deprem ve denizbilim- leri uzmanlanndan oluşan heyet, böl- gede çalışmalara başladı. Prof. Dr. AtiDa Uluğ, bugüne kadar hiçbir ter- sanenin bu kadar detaylı ıncelenme- diğini belirterek "Hazırlayacağunız rapora göre tnühendisler tersanele- rin yapıbş şeklini kararlaşbracaklar. Mannara Denizfndeki sismik akınb inceteniyor" dedi. Tersaneler Birliği Girişim Sözcü- sü avukat Sıtkı Çabşkan da şöyle ko- nuştu: "Bu sadece Yalova bÖlgesinin değil tüm Türkiye'nin projesi. Tersa- neyle birlikte 20 bin kişi>e iş sağlana- cak. Türkiye Tada'da sıkışti kakn. Ta- lepler karşüanamaz oldu. En geç 2005'teilkgemileri kızağa koyacağK.* 'endika ve sigorta talebiyle Çorum'da işbırakma eylemine giden tuğia fabrikası işçilerinin direnişi sürüyor. Uzlaşma sağlanamayan 22fabrikanın çalışanları taleplerinde ısmrlı Çorumlu işçilerin eylemi sürüyor EBRU DUZTAŞ ÇORUM- Sendika ve sigorta talebiy- le Çorum'da işbırakma eylemine giden tuğla fabrikası işçilerinin direnişi sürü- yor. tki fabrikada işçi ve işveren uzlaşır- ken 22 fabrikarun işçileri talepleri karşı- lanana kadar eyleme devam edecekleri- ni söylediler. 19 Temmuz'da iş bırakan yaklaşık 5 bin işçinin eylemi devam edı- yor. Işverenle yapılan görüşmelerden so- nuç ahnamazken işçiler talepleri kabul edilene kadar direnışi sürdüreceklerini vurguladılar. tşçi Temsilcisi ErhanEray, Hamoğlu ve Ergin kiremit fabrikalann- da çalışan yaklaşık 250 işçinin ışbaşı yaptığını, 22 fabrıkanın ise halen kapalı olduğunu belirterek "Işçiler yıllardır kö- le gibi çauştınkn. Haklı mücadelemizde karariıvız. Çorum'da sendikalaşma hare- keti bizimle sınıriı kalmayacak" dedi. Öte yandan. ılk günden bu yana eyle- me katılan işçilerden Necmettin Ozyıl- maz(43) önceki gün kalp krizı geçirerek yaşamını yitirdi. Özkent Fabrikası 'nda ustabaşı olarak çalışan Özyılmaz'ın ce- nazesi, eyleme katılan arkadaşlannın omuzlannda taşındı. Celilkın köyünde toprağa verilen Özyılmaz'ın cenazesine sendika yetkilileri de kahldı. DÜNYA EKONOMtStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LOMDRA [email protected] Geçen hafta Demokrat Parti Konvan- siyonu, Boston'da Kerry'njn adaylığını onayladı. Dünya Ticaret Örgütü Do- ha Raundu, Cenevre toplantısında, uzun pazarlıklardan sonra benimsenen bir çerçeve anlaşmayla yeniden başla- dı Bu birbirieriyle "ilgisiz" iki toplantıyı değeriendirmeye başlayınca, birkesiş- rre noktası şekillenmeye başiıyor Dün- ye ekonomisi. Klm kazanırsa kazansın... Bugüne kadar tüm dikkatlerKerry'nin diş politikası, Bush'la arasındaki fark- la- üzerinde yoğunlaştı. Bu yüzden se- çinleri kazanacak olan adayı devasa br ekonomik enkazın beklediğini gös- teen belirtiler fazla ilgi çekmedi. Şimdi kini gözlemciler, ufuktaki ekonomik so- ruılann "en sz terörkadat•korkutucu ol- dığunu" (Carnegie Endovvment'ten Fbthkopf, VVashington Post, 25/07) d.şünürken, kimileri de, sorunlar o ka- dy büyük ki "Demokratlar aslında bu yıkün altına girmese daha iyi olur. Ge- l&ek sefere daha büyük, kalıcı birza- fekazanabilirter" diyoriar (Guardian'ın Eionomi Editörü, Larry Eliot, 29/07). Küreselleşmeyi; sermayenin serbest- ÇÎ dolaşabilmesi için, ulus-devletlere b)lünmüş ekonomik alanlann bütün- l^tirilerek, engelsiz, kesintisiz bir küre- sd piyasa oluşturulması süreci olarak fcrtimleyebiliriz. Bu bağlamda küresel- l^me, 1970'lerde merkez ülkelerde tsşlayan, 1980'lerde borç krizinden sınra tüm dünyada genelleşen aşırı üetim (kapasite fazlası, talep yeter- sdiği-KFTY) krizine karşı mekâna ka- çsa ilişkin (David Harvvey) (yeni piya- sJan kullanıma açtığı için) bir çözüm carak karşımıza çıkar. Bu bağlamda, ^üreselleşme", uluslararası mali ser- rayenin ve yerel eklentilerinin genei/or- t x çıkarlarına uygun düşüyordu. Hegemonyadan Imparatorluğa ve geriye... 1980'lerden bu yana ABD hegemonya- sının ekonomik {"yumuşak güç") aya- ğı, bu sürecin düzenlenmesine, korun- masına ve üerletilmesine (böylece ulus- lararası mali-sermayeye bir "kamu hiz- meti" sunmasına) dayanıyordu. ABD hegemonyasının bu ekonomik Cyumuşak güç") ayağı 1997'de Asya krizi, 1999'da Dünya Ticaret örgütü toplantısının çökmesi, küreselleşme kairşrtı muhalefetle, 2000'de ABD ve Av- rupa borsalannda yaşanan yüzde 70'le- re varan geri- lemelerle çö- zülmeye baş- ladı. Bu aynı zamanda, aşı- rı üretim krizi- nin (KFTY) geri gelmeye başla- ması demekti. Nitekim 11 Ey- lül 2001'de dün- ya ekonomisin- de 1930'ları anımsatan bir depresyon korkusu hâkimdi. Bu dö- nemde iktidara gelen Bush hükümeti diş politikada, sermayenin genel çıkar- lannı savunmak ve düzenlemek strate- jisinden, ABD'de "askeri sınai komp- leks" olarak da adlandırılan (silah, enerji, metalurji ve bunlarla eklemlen- miş finans sermayesi) bazı gruplann öz- gün çıkarlarına öncelik verme stratejisi- ne geçerken, krizin belirtilerini de deva- sa bir mali-parasal genişlemeyle aşma- yı denedi. Bu, şiddete ve "uluslarara- sı topluluğu" es geçerek tek başına davranmaya öncelik veren diş politika- nın "imparatorluk refleksi olarak" yo- rumlanmasına, çektiğı tepkilere daha önce değinmiş; Bush'un ekonomi po- litikalarının sonuçlarını irdelemiştik: Dünya ekonomisi büyüme açısından ABD'deki talebe bağımlı hale getirken, ABD ekonomisindeki tüketici talebi de borçlara, giderekde ABD'ye rakip ülke- lerin hükümetlerinden alınan borçlara dayalı hale gelmişti. Federal Reserve verilerine göre ABD'nin toplam borcu 35 trilyon dolan geçti. Bu süreçte, bor- sa köpüğünün yerine bir ev piyasası kö- püğü oluştu. ABD cari açığı, bütçe açığı, bu sisternı yaşatan faiz oranlan sürdürüle- mez hale geldi. İhracatın canlandırılma- sı (diş piyasalar) yeniden yaşamsal bir önem kazandı (Izurieta & Zezza, Why Net Exports Must now be the motor for US Grovvth, CERF-Cambridge- Levy Economics Institute-New York, Tem- muz 2004). Cerlye dönüş. ama nereye? Böylece, "sanalbirbüyümeyle"bas- tınlan aşın üretim krizi yeniden başını kaldırmaya başladı. Bu gelişmeler Centre for Economic and Policy Research'ün Direktörü Prof. VVeisbroth'un Business Week (29/07) makalesinde altını çizdiği gibi, imparatoriuk projesinin ekonomik ola- rak da artık sürdürülemez bir noktaya geldiğini gösteriyordu. Yeni hükümet hem imparatorluk projesinden düzenli bir biçimde geri çekilmek hem de ihra- catı arttıracak bir çözüm bulmak zorun- da. Bu çözümlere giden yol da sanı- nm uluslararası mali sermayenin karşı karşıya olduğu aşın üretim (KFTY) so- rununa bir çare bul- maktan, böylece "genel çıkariara ge- ri dönmekten" ge- çiyor. Bu da bizi Doha Raundu Ce- nevre toplantısına getiriyor. Aşın üretim kri- zinin aşılabilmesi, kapasite fazlası- nın imha edilme- sine ve yeni talep sunacak piyasa- lann açılmasına bağlıdır. 20 yıldır bunu IMF ve GATT/Dünya Tica- ret Örgütü, gelişmekte olan ülkelerde, yerii üreticiyi koruyan tedbirieri tasfiye ederek, yabancı sermayenin girişini ko- laylaştırarak gerçekleştiriyorlar. Ancak sonuç, 1997-2001 arası dünyayı sar- san mali krizlerin gösterdiği, birçok eko- nomistin yanı sıra Dünya Bankası eski Başekonomisti Nobel ödüllü Stiglitz in, Türkiye'de Bağımsız Sosyal Bilimci- ler - Iktisat Grubu'nun vurguladığı gi- bi gelişmekte olan ülkeler için bir fela- ket oldu. Şimdi DTÖ bu stratejiye Do- ha Raundu'nda devam etmek istiyor. Azgelişmiş ülkelerin tüm sanayi ve ta- nmsal yapılannı, daha yüksek rekabet gücüne sahip ABD, Avrupa ve Japon sermayesine daha derinlemesine aç- mak istiyor. Böylece birçok ülkede iş- letmeler iflas edecek, kapasiteteri orta- dan kalkacak.. bu piyasalan uluslarara- sı sermayenin eline geçecek. Ancak, yerel üretimin yok olması, kısa süre son- ra buralardaki talebin de gerilemesine, piyasanın kurumasına yol açacak. Ya- ratılan tüm yıkıma karşın çözüm geçici olmaktan öteye geçemeyecek. Geliş- mekte olan ülkeler, haklı olarak direndi- ler. Cenevre'de, çokuluslu şirketlerin egemenliği anlamına gelen, "Singapur Konulan" (yatırım, mülkiyet, patent, know-how, telif haklan imtiyazlan) kap- samındaki taleplerin gündeme alınma- sını engelleyen, gelişmiş ülkeleri ta- nmsal desteklerde, şimdilik lafızda da olsa önemli tavizler vermeye, böylece yıkımın en azından bir kısmını üstlenme- yi kabul etmeye zorlayan bu direniş, Ka- nada, Japonya önemini yitirirken, geliş- mekte olan ülkeler adına konuşan Bre- zilya ve Hindistan gibi (Çin tarafından desteklenen) yeni lideriiklerin öne çıktı- ğını (IPS'den G. Capdevillo, 29/07), uluslararası jeopolitiğin de yeniden şe- killenmeye başladığını gösteriyor. Cenevre "çerçeve anlaşması", süre- ce katılan büyük ülkelerin, sanayilerinin ve tanmlannın bazı kesimlerini feda et- me konusunda anlaştıklannı, küçükle- rin de bunu kabul etmeye zoriandıklan, ABD'nin de, üstelikseçimlerdenaz ön- ce özellikle pamuk konusunda taviz vermeyi kabul ederek "ortak çıkar" kav- ramına dönmeye çalıştığını düşündü- rüyor. Bu küreselleşme ve "uluslarara- sı topluluk" kavramına, bir ABD hege- monyası ortamına dönmek olanaklı mı? Bu soruya, ABD'nin vermek zorunda kaldığı tavizlere, yeni başkanı bekleyen büyük ekonomik sorunlara, Çin, Brezil- ya ve Hindistan'ın yükselmeye ve ulus- lararası jeopolitik dengeleri dönüştür- meye devam etmesine bakarak olum- lu bir cevap vermek zor? ANKARA PAZARI YAKLP KEPENEK Dışa Açılım, Açılıyor... Yılın ilk ayının diş ticaret verileri, ekonominin dışa açılımının yeni bir boyut kazanmakta olduğunu ka- nıtlıyor. Diş ticaret lambası, san ışık gösteriyor. İlk yanda dışsatım, geçen yıla göre ortalama yüz- de 31.8 oranında artmıştır. Ucuz işçiliğe dayalı ve teşvikli olsa da bu artış, hiç kuşkusuz olumlu bir ge- lişmedir. Ancak, terazinin öbür tarafı, dışalım, çok da- ha ağırdır; ağırlıklıdır. Ekonominin dışandan satın al- dıklan, geçen yıla göre yüzde 47.3 artmıştır. Bu artı- şın göstergesi, dışsatım-dışalım farkının, yani diş ti- caret açığının, yüzde 84.0 oranında bir artışla, rekor sayılabilecek düzeye yükselmesidir. Böyle olunca da ekonomi, dışarıdan satın aldığının yalnızca yüzde 62.9 gibi bir bölümünü dışanya sattıklarıyla karşıla- ma olanağı buluyor. Diş ödemeler bakımından çok önemli olan dışsatımın dışalımı karşılama oranı, geçen yılın aynı döneminde, yüzde 70.3 ile bugüne göre çok daha olumlu durumdaydı. Ticaretin sektörel dağılımı da ayrıca sağlıksızlık işa- reti veriyor. İlk yarıda yatınm mallannın, yani makine ve araç gereçlerin dışalımının yüzde 84.0 oranında artmış olması, yatınmlara, iş bulmaya ve üretime yan- sıyacağı varsayımıyla, olumlu bulunmalıdır. Aynı so- nuç, ara mallan (hammaddeler) için de geçerii sayı- labilir. Ancak yüzde 47.3'lük dışalım artışının ana kay- nağı, tüketim mallan dışalımının yüzde 108.8 gibi büyük bir oranda; uygun deyimiyle katlanarak artma- sıdır. Türkiye, tüketiyor; özellikle yabancılann üret- tiği lüks mallan iyi tüketiyor. Kuşkusuz parası olan tü- ketir; iyi de bunun sonucu, diş açık, daha da açılıyor; diş borçlanma gereği doğuyor; ülke ekonomisinin yönetimi, IMF kapılanndan bir türlü kurtulamıyor. • • • Ekonominin diş ilişkileri yalnız ticarete dayanmıyor; başta turizm olmak üzere hizmet gelir ve giderleri ile yatınmlara dayalı gelir ve giderler birlikte, cari işlem- ler hesabını veriyor. Yılın ilk beş ayına (Ocak-Mayıs) ilişkin veriler cari işlemler hesabının, 8.8 milyar do- lar açık verdiğinı gösteriyor. Geçen yılın aynı beş ayın- da 3.66 milyar dolar olan cari işlemler açığı yüzde 141 oranında artmıştır. Cari işlemler açığındaki açığın ka- patılması ya sıcak para girişleri ya da diş borçlann art- tınlmasıyla olanaklıdır. Her iki yolun da ekonomik is- tikran olumsuz yönde etkileyeceği bilinmektedir. Kaldı ki cari işlemler açığının, yıl sonunda belli bir düzeyde olması ya da tutulması, IMF'ye verilen Ni- yet Mektubu'nun da bir gereğidir. Nitekim 2004 Yılı Programı'nda Cari İşlemler Açığı 7.6 milyar dolar ola- rak öngörülüyordu. Daha şimdiden, Ocak-Mayıs ca- ri işlemler açığı 8.8 milyar dolara ulaştığına göre yıl sonu hedefinin tutturulması tamamıyla olanaksız de- ğilse de, bu olasılık çok zayıftır. Yıl sonu için 16 mil- yar kestirimi yapılıyor. IMF de yıl sonu cari açığı ön- görüsünü, 9.2 milyar dolar olarak değiştirmiş bulu- nuyor. Bu gelişmeler, ekonominin diş kaynak gerek- sinimini daha arttırmaktadır. Asıl işlevi ülkenin diş borçlannı ödeme yeteriiliğini yitirmemesi olan ve bu amaçla ücret ve maaşlardan özelleştirmeye kadar hemen her ekonomik konuya el koyan IMF, aşın diş açık, diş borç ödeme gücünü olumsuz etkileyeceği için, bu göstergeye ayrı bir önem verir. IMF Progra- mı, Şubat 2005'te sona ermektedir. Bu tarihten son- ra IMF program ilişkilerinin henüz aynntılı olarak açık- lanmamakla birlikte, bir biçimde sürdüruleceği anla- şılıyor. Aynca, yıl sonunda AB ile görüşmelere başla- ma tarihinin saptanıp saptanamayacağı da ekonomi- nin diş ilişkilerine ayn bir boyut kazandıracaktır. • • • Ekonominin 1980 sonrası diş dünya ile eklemlen- mesi sürecinin tüm yönleriyle değeriendirilmesi ayn ve aynntılı bir çalışma gerektirir. Ancak, en büyükle- ri 1994,1999 ve 2001 olmak üzere, tarihinde görül- medik ölçüde çok ağır bunalımlar, giderek yıkımlarla karşılaşıldığı da bir gerçektir. Bir nokta daha var; her üç ağır bunalımın odağında, diş açık ve bağlı diş et- menler yer alıyor Özellikle de dışalıma dayalı lüks tüketimin körüklediği diş açıkların, ekonominin dengelerini de olumsuz etkilediği, o deneylerie bili- niyor. Bu nedenle de hükümetin, diş ekonomik ilişki- lere özel bir önem vermesi gerekiyor. Bu yapılmadı- ğında, ekonomi politikasını başkalan yapryor. Kısaca, diş ticaret verilerinin gösterdiği, sıradan bir san ışık değil, iyice kırmızımtırak bir san ışıktır. Hü- kümetin, bu konuya ivedilikle eğilmesi gerekir. İlk Beş Ayın (Ocak-Haziran) Diş Ticareti; Milyon ABD Dolan (Yüzde) Dışsatım Dışalım Diş Ticaret Açığı (1-2) Dışsatım/Dışalım: Karşılama Oranı 2003 21.6842 30.837.3 (-)9.153.1 70.3 İlk Alt Aylık Değişimin Sektöre) Dağdırrn Yatınm Mallan Ara Mallan Tüketim Mallan Ortalama 2004 28.589.5 45.433.9 (-)16.844.4 62.9 Dişsatf 43.8 31.2 30.9 31.8 D e ğ i ş i m 31.8 47.3 84.0 n Dışalım 84.0 32.2 108.8 47.3 Köppü ücreti zam şampiyonu Ekonomi Servisi - IstanbuFda temmuzda en fazla fiyat artışı, yüzde 20 ile Boğaz Köprüsü geçiş ücretinde oldu. Boğaz Köprüsü geçiş ücretindeki artışı, yüzde 8 ile tozşeker, yüzde 7.9 ile elma, yüzde 7.3 ile kesmeşeker izledi. Istanbul Ticaret Odası, geçen temmuz ayı ile son 12 aylık dönemde Istanbul'da perakende fiyatlan en fazla artan maddeleri açıkladı. Buna göre, son 12 ayda fiyatlan en çok artan hizmet ve ürünler yüzde 110 ile enjeksiyon ücreti, yüzde 75.8 ile kiraz oldu. İran basını: İndirim istenemez 1AHRAN (ANKA) - Türkiye'nin yasal olarak Irandan sağlanan doğalgaz fiyatında indirim yapılmasıru istemeye hakkı olmadığı öne sürüldü. Tehran Times gazetesinde yer alan haberde, Türk basınındaki, Türkiye ıle Iran arasmdaki gaz anlaşmasının Türkiye'ye fiyat indirimi talep etmeye olanak vermediği değerlendirmelerine dikkat çekildi. Haberde, iki ülke arasındaki anlaşmanın, sağlanan gazın fiyatı ve kalitesi konusunda birkaç defa tartışmaya yol açtığı belirtilerek "Ancak 'al veya öde' maddesini içeren kontrat, müzakere masasında Türkiye'ye bir koz bırakmıyor. Bunu Iranlı yetkililer, her toplantıda avantajlanna kullandılar" görüşüne yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle