Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2004 PAZARTESİ
HABERLER
.AKP hükümeti, doktora ve öğretmene tanımadığı hakkı din adamlanna tanıyor
İmamlara devletgüvencesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP iktidan, devlet personel reji-
mini kökten değiştirecek şekilde ye-
ni bir Devlet Memıırlan Yasası ha-
zırlıyor. 1.5 milyon dolayındaki me-
munı sözleşmelı statüye geçirmeyi
öngören AKP iktidan, Tüıkiye'ye öz-
gii koşullan gerekçe göstererek
imamlan memur statüsünde bırak-
mayı tasarlıyor. AKP, öğretmen ve
doktorlanysa devlet güvencesinden
çıkarmayı planhyor.
Türkiye Ortadoğu Amme Idaresi
(TODAİ), Başbakanlık'ın ıstemiy-
le hazırladığı Devlet Personel Reji-
mi Yasa Taslağı'na ilişkin çalışma-
lannı sonuçlandırdı. Taslak, Başba-
kanlık'ta değerlendirmeye alındı.
Anayasa değişikliğine gerek kal-
madan 657 sayılı Devlet Memurla-
n Yasası'ru değiştirmeyi amaçlayan
• Devlet Memurlan Yasası'nı değiştirme hazırlığı yapan AKP hükümeti, imamlan
memur statüsünde ve devlet güvencesinde tutarken öğretmen ve doktorlan
sözleşmelı statüye geçirmeyi planhyor.
Başbakanlık, öncelikle dağınık mev-
zuatı birleştirmeyi, unvan ve ücret-
len sadeleştirmeyi benimsedi.
TODAl'nin hazırladığı taslağın
bazı düzenlemelerine şerh koyan
Başbakanlık, devletteki hangi kad-
rolann "sözleşmeH", hangı kadrola-
nn "memur" statüsüne alınacağı ko-
nusunda nihai sonuca varamadı. Bu
konudaki değerlendirmelerin sür-
dürüldüğü Başbakanhk'ta, TO-
DAl'nin önerisıne koşut olarak yak-
laşık 1.5 milyon personelin sözleş-
melı statüye geçirilmesı ana prensip
olarak kabul edildi.
Başbakanlık, bu konuda KİT ör-
neğinı benimsedi. Karar mekanizma-
sında yer alanlann dışındakı tüm ça-
lışanlann sözleşmeli olduğu KİT'i
esas alan Başbakanlık, çalışmalan-
nı bu örneğe göre biçimlendırdi.
Buna göre, kamu adına karar ala-
bilme yetkisine sahip müdürler ve ku-
rum başkanlan kanyer meslekleri-
ne sahip uzmanlar yanşma smavıy-
la meslege giren ve unvan alan uz-
manlar, uzmanyardımcılan, müfet-
tişler, kaymakam, vali ve Dışişleri Ba-
kanlığı personeli memur statüsünde
kalacak. Aynca istisnai meslekler
olarak anılacak "emniyetveistihba-
rat mensuplan, askeri ve akademik
personefle yargı mensuplan" da me-
mur statüsünü sürdürecekler.
Başbakanlık"ta eğıtim, sağlık ve din
alanındaki memurlann statüsünün
ne olacağı üzerindeki çalışma sürü-
yor. îlk değerlendirmelerde, Türki-
ye'ye özgü koşullar ve dinin tarikat
tekeline bırakılmaması gerekçesıy-
le din adamlannın memur statüsü-
ne alınmalan gerektiği konusunda ge-
nej uzlaşı oluştu.
Öğretmen, doktor, hemşire ve di-
ğer sağlık çalışanlannınsa sözleş-
meli statüye daha uygun olduklan yö-
nündekı görüşlerin ağırlık kazandı-
ğı değerlendirmelerinin önümüzde-
ki süreçte nihai sonuca ulaşacağı
kaydedildi.
Diğer kararlar
Başbakanlık'ta genel uzlaşının
oluştuğu diğer konular şöyle:
• Memur maaşlan ay başında de-
ğil, ay sonunda ödenmeli.
• Yargı, TSK ve YÖK Yasası'nın
maaş ve özlük haklanna ilişkin dü-
zenlemeleri de Devlet Memurlan
Yasası kapsamına alınmalı.
• Işçi-memur aynmına son veril-
meli.
• Temel aylık ve ücretler her ke-
sim için aynı olmalı. Yapılan işın ni-
teliğme göre maaşlan farklılaştıra-
cak düzenleme, "görev aytigj" adı
altında düzenlenmeli.
• Memurlara performansına göre
karne verilmeli.
Sayıştay'da üyelik seçimleri
Yoğun
gündem
bahanesi
• Sayıştay Genel Kurulu'nun belirlediği
'Atatürkçü, laik' üye adaylarını
'beğenmeyen' AKP'nin 6 aydır beklettiği
seçimler için TBMM Başkanlığı,
"Komisyonun gündemi yoğun" açıklaması
yapmakla yetindi.
AYŞE SAYIN
ANKARA-TBMM Başkanlığı, hükümetin
oyalaması nedeniyle Sayıştay'da boş bulunan 8
üyelik için 6 aydır seçim yapılamamasına
"somut" bir gerekçe gösteremezken "esld
seçHnJere" sığındı. TBMM Başkanlığı, Sayıştay
Genel Kurulu'nca belirlenen 32 üye adayını
yanya indirmekle yükümlü olan TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nun 1 gününü bile almayacak
oylama için Meclis'in yaz tatiline girmeden
önce toplanamamastnı, "yoğun gündemine"
bağlamakla yetindi. Sayıştay Genel Kurulu'nun,
"Atatürkçü, laik" ısimlerden oluştuğu belirtilen
32 üye adayını belirlemesinin üzerinden 6 ay
geçmesine karşın hükümet Meclis'te seçim
yaphrmamakta direniyor. TBMM şu anda yaz
tatilinde olduğu için üyelerin belirlenmesi en
erken ekim ayında mümkün olabilecek. CHP'lı
AliDa Kart, seçımin geciktirilmesinin nedenini
TBMM Başkanı Bülent Annç'a sordu. TBMM
Genel Sekreterliği'nce verilen yanıtta, boş
bulunan 8 üyelik için ocak ayında 3 tur yapılan
seçımlerde 32 üye adayının belırlendiğine dikkat
çekildi. Adaylann listesinin 22 Ocak 2004'te
TBMM Başİcanlığı'na bildirildiğine dikkat
çeken Genel Sekreterlik, "Komisyon, gündemin
yoğunhığu nedeniyle boş üyelik sayısmın iki kau
kadar adayı bugüne kadar beörleyemeıniştir''
görüşüne yer verdı. Kart'ın öncekı yıllarda
yapılan seçimlerin süresine ilişkin sorusuna
verilen yanıtta da şöyle denildi: 199O'da9üye
için Sayıştay Başkanlığı'ndan gelen tezkerenin
komisyona havalesinden 2 gün sonra seçim
yapıldı. 1998'de 1 başkan ve 15 üye seçimine
dair tezkere komisyona havale edildikten sonra
seçim yapıldı. 6 üye seçimine dair Sayıştay
Başkanlığı tezkeresi 18.7.1998 tarihinde
komisyona havale edildi. Ancak araya genel
seçim girip, Meclis komisyonlan tümüyle
ieğıştiğinden seçim ancak 1 yıl 7 gün sonra
yapılabıldi. Sayıştay 1. Baskanı seçimine dair
tezkere 2001 'de komisyona gönderildikten 7 ay
15 gün sonra seçim sonuçlandınldı. AKP
hükümeti dönemınde ise 8 üye seçimine dair
Sayıştay Başkanlığı tezkeresi 26 Ocak 2004'te
komisyona gönderildi. 6 aydır komisyonda
bekleyen tezkerenin komisyonda görüşülmesi
en erken Meclis'in yeni yasama yıh olan
ekimde mümkün olacak.
Yaşayan
tarihten anlamlı
konferans
Atatürk'ün ilk atadığı
öğretmenlerden olan 90 yaşındaki
Refet Angın, "Mustafa KemaTin
bırakbğı nıiraslara çok iyi sahip
çıkmamız gerekir" dedL Angın,
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin
(ADD) davetüsi olarak geldigi
Çanakkate'nin Getibolu ilçesinde,
belediye mecüsinde verdiği
konferansta, Atatürk sayesinde
öğretmen olduğunu söyiedi
Atatürk'le tamşma onuruna sahip
olduğunu betirten Angın,
"Çanakkale Savaşu bana
yurdumu ve Mustafa Kemal'i
kazandırtu. Mustafa Kemal
sayesinde ögretmenlik meslegine
atildım ve tarih öğretmeni oldum.
Bir Gefibolulu olarak Mustafa
Kemal ile tanışma onuruna erdim.
Mustafa Kemal'in bize bu-akmış
olduğu miraslara çok iyi sahip
çıkmamız gerekmektedir" diye
konuştu. Konferansı eski Yargıtay
Cumhurryet Başsavcısı Vural
Savaş da izledi. (Fotoğraf: AA)
Tüm kamu kurum ve kuruluşlannın denetiminden sorumlu olacak
Sayıştay'm yetki alam genişletfliyor
ANKARA (ANKA) - Sayıştay,
yetki alam genişletilerek tüm ka-
mu kurum ve kuruluşlannın de-
netiminden sorumlu hale getiri-
lecek. Performansa dayalı dene-
tim uygulaması kapsamında yet-
ki alam genişletilecek olan Sayış-
tay, ihtisas dairelerine bölüne-
cek.
Hükümet, kamunun yeniden
yapılandınlması çahşmalan çer-
çevesinde Sayıştay Yasası tasla-
ğım tamamlayarak ilgili kurum-
lann görüşlerine sundu. AB mev-
zuatına uygun biçımde hazırlan-
dığı belirtilen taslağın gerekçe-
sinde, dünyada kabul gören temel
yaklaşımın tüm kamu fonlan,
kaynaklan ve faaliyetlerinin par-
lamento adına dış denerim göre-
vi yapan Sayıştay'lar tarafından
denetlenmesi olduğuna dikkat
çekildi. Sayıştay denetiminin ay-
nı zamanda yolsuzluklann ön-
lenmesi açısmdan da son derece
önemli olduğu vurgulanan ge-
rekçede, 2003 Aralık ayında çı-
kanlan Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanunu paralelinde Sa-
yıştay Kanunu'nun da değiştiril-
mesinin zorunlu hale geldiği kay-
dedildi.
Taslakta, TBMM adına kamu
kurum ve kuruluşlannı denetle-
yen Sayıştay'ın teşkilatyapısı ile
görev ve yetki leri yeniden dü-
zenleniyor. Taslakta Sayıştay De-
netimi, Düzenlilik Denetimi, Ma-
li Denetim, Uygunluk Denetimi
AB fonlan dahil olmak üzere
tüm kamu fonlannı, kaynaklan-
nı ve faaliyetlennı de denetleme
yetkisi veriliyor. tlgili anlaşma
ve sözleşmedeki esaslar çerçeve-
sinde uluslararası kuruluş ve ör-
gütlerin hesap ve işlemlerinin de
Sayıştay tarafından denetlenece-
ği, taslakta yer alıyor. Sayıştay'ın
yaptığı denetimlere ilişkin rapor-
• AKP'nin hazırladığı yasa taslağıyla kamu
idarelerinin tamamına yakınıyla bunların iş ve
işlemlerinin Sayıştay denetimi kapsamına alınması
öngöriilüyor. Aynca Sayıştay'a tüm kamu fonlanm
denetleme yetkisi de veriliyor.
ve Performans Denetimi olmak
üzere 5 ayn denetim biçimi sa-
yılıyor.
Sayıştay'ın mali bağımsızlığı-
nın vurgulandığı taslakta kamu
idarelerinin tamamına yakınıyla
bunlann iş ve işlemlennin Sa-
yıştay denetimi kapsamına alın-
ması öngöriilüyor. Aynca AB ül-
kelerinde olduğu gibi Sayıştay'a
lar kamuoyuna da açıklanacak.
Sayıştay'ın talebi üzerine dene-
tim bağımsız dış denetçilere de
yaptınlabilecek.
Taslağa göre. Sayıştay'ın yar-
gı ve karar organlan Başkanlık,
Daireler, Genel Kurul, Temyiz
Kurulu, Daireler Kurulu, Rapor
Değerlendirme Kurulu, Yüksek
Disiplin Kurulu, Meslek Men-
suplan Yükseltme ve Disiplin
Kurulu, Denetim. Planlama ve
Koordinasyon Kurulu ve Savcı-
lık'tan oluşacak.
Sayıştay başkan ve üyelerinde
aranan niteliklerin de değiştiril-
diği taslakta, Sayıştay Başkanı
olmanın koşullan zorlaştınldı.
Mevcut yasada Sayıştay Başka-
nı olabilmek için herhangi bir 4
yılhk fakülteden mezun olma ko-
şulu yeterli bulunurken yeni ha-
zırlanan taslakta hukuk, siyasal,
işletme ve idari bilimler bölüm-
lerinden mezun olma koşulu ge-
tirildi.
Aynca başkan ve üyelerin söz
konusu okullardan mezun olduk-
tan sonra mali, iktisadi ve huku-
ki konularda ılgilı kamu görev-
lerinde en az 20 yıl çalışmış ol-
malan koşulu aranacak. Sayıştay
üyeliği konusunda ise meslek
mensuplannın daha fazla yer ala-
bilmesi için, mevcut düzenleme-
de yer alan Sayıştay üye seçim-
lerinde meslek mensuplan için
beşte üç olan oran dörtte üç olarak
değiştirildi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Yaşam akıp gidiyor. Masamda ceza-
evinden gelen mektuplar birikti. Üst üs-
teytğdım ve okumaya ginştım. Tekirdağ
FTıpi Cezaevi'nden yazan Hasan Şa-
hingöz. üç kişilik hücrede birtikte kal-
dıklan bir arkadaşlannın ölümünü an-
latyor. 23 Temmuz 2004 tarihli bu mek-
tubu sizlerle paylaşmak istiyonjm. Bir
cezaevi hücresinde hastalanıp ölme-
nın ne demek olduğunu anlamanız için.
"Sayın Oral Çalışlar, merhaba! Se-
lam ve sevgilerimizi iletiyorum. Dilerim
sağlığınız, moraliniz yerindedir. Bizler,
sık sık mektuplarda anlattığımız du-
rumlardayız. Her şeye rağmen mora-
limizin, coşkumuzun yerinde olduğu-
nu belirtmek isterim. Ailelerimiz aracı-
lığıyla belki haberiniz oldu, belki de ol-
madı. 20 Temmuz'da burada birarka-
daşımızöldü. Doğnısu ölmedi, biran-
lamda öldürüldü.
Arkadaşımız Salih Sevinet 38 yaşın-
daydı. Tokat,Zileliydi. Evli, üççocukba-
basıydı. Herkes gibi yaşamı değerliy-
di, herkes gıbiyaşama hakkına sahip-
F Tipinde Ölmek...
ti. Herkes gibi seveni, yolunu bekleyen-
leri vardı. Salih ölüm orucunda değil-
di. Feda eylemi de yapmadı. 0 da bu-
güne kadar onlarca mahkûm gibi ha-
pishanelerde hastalanma, rahatsızlan-
ma suçunu (!) işlemişti. Salih'in adım
adım ölümü şöyle gerçekleşti:
20 Temmuz 2004 gûnü sabah saat-
lerinde rahatsızlanır. Omuz ve sırt böl-
gesinde ağn şikâyeti vardır. Ağn ciddi
bir biçımde artmcayanında kalan ikiar-
kadaşımızzile basıp gardiyanlan çağı-
nr. Salih Sevinel'in rahatsızlandığını,
revire çıkanlması gerektiğini söyleher.
Gardiyanlarhemen revire çıkarmakye-
rine,' Biz bir haber verelim' deyip gider-
ler. Aradan epeybirsûre geçmesine rağ-
men gardiyanlar gelmezler. Arkadaş-
lanmız gardiyanlan çağırmak için tek-
rar zile basariar, ancak zil çalışmaz.
Çünkü zilin fişi gardiyanlar tarafından
çekilmiştir. Gardiyanlann son dönem-
de 'rahatsız edilmemek' için sıkça baş-
vurduklan yöntemlerden biridir bu.
Bunun üzerine arkadaşlarkapıyı döv-
meye başlariar. Bağırarakseslerini du-
yurmaya, durumun acil olduğunu an-
latmaya çalışırtar. Bu gelişmeler üzeri-
ne gardiyanlar yeniden gelirier ve Sa-
lih'i revire çıkanriar. Revirdeki doktor Sa-
lih'imuayene etmez, sadece şikâyeti-
ni dinler. Bir ağn kesici iğne yapar, eli-
ne üç tane kas gevşetici hap vererek
hücresine geri gönderir. Hastayı hiç
muayene etmeden sadece sözlü ola-
rak şikâyetlerini dinledikten sonra ya-
zılan reçetede Myadren ampul, Mus-
ceril ampul ve Kuzlik draje vardır. 2-3
dakikalıkşikâyet dinleme ve reçete yaz-
ma işleminden sonra Saiih hücresine
getirilir. Salih'in hücrede ağnlan artar,
üşümeye başlar. Bunun üzerine ısınmak
ve dinlenmek için üst kata çıkar, ran-
zasına uzanır. Bir süre sonra alt katta
bulunan iki arkadaşımız, gelen hınltıla-
n duyarak üst kata çıkariar. Salih bay-
gın vaziyettedir. Yüzüne soğuk su ser-
perekkenetlenmiş dişlerini gevşetme-
ye çalışıriar. Bir yandan da zile basıp
gardiyanlanyeniden çağınriar. Salih'in
baygın vaziyette olduğunu, hemen sed-
ye getirmelerini söylerier. Fakat sedye
getirilmez. Arkadaşlanmızın ısraria, 'Biz
üst kattan tek başımıza indiremeyiz'
demelerine rağmen gardiyanlann ce-
vabı 'Indirin' olur. Nezaman kiSalih, ar-
kadaşlann kollan arasından kayıp ye-
re yığılır, o zaman 'yardımcı' oluriar.
Sedye olmadan yan sürüklenerek re-
vire götürülür.
Arkadaşlar Salih'i en son bu vazi-
yette görürier. Bu süre içinde rahatsız-
lığı nedeniyle revire ilk çıkışının üzerin-
den neredeyse iki saat geçmiştir. Sa-
at 12.30'da Salih'in geri getirilmeme-
si üzerine, arkadaşlaryeniden zile ba-
sıp Salih'in durumunu sorariar. Aldık-
lan cevap: 'Hastaneye kaldırıldı. İyi'
olur. Saat 16.30'da ise arkadaşlarsav-
cılığa çağnlır. Savcı, arkadaşlarımıza
Salih'in öldüğünü söyler. Bu durum
sadecegardiyanlann ve doktoriann so-
rumsuzluğu ile açıklanamaz. Bu, tek
ve üç kişilik hücrelerde kapılanmızın
24 saat kilitli tutulmasının, tecridin so-
nucudur. Bu, gözden çıkanlmışlığımı-
zın, bizeyönelik imha politikasının ürü-
nüdür. Çözüm uzadıkça ölümlerartıyor.
Çözüme yönelik ortaya konacak her
çaba, hayatları kurtarmak için harca-
nacak, harcanması gereken çabadır...
Bu konuya duyariılığınızı biliyor, eliniz-
den geleni yapacağınıza inanıyorum.
Sağlıcakla kalmanız dileğimle. Selam
ve sevgilerimle. Hasan Şahingöz."
Böyle bir mektup size gelse ne yapar-
dınız? Temmuzda ölmek zor. F tipinde
ölmek daha zor.
2000'Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sıfırcı İhsan'ı
Bilip miydiniz?..
Notu kıt öğretmenler vardı.
'Sıfırcı Ihsan' onların en tanınmışlandır.
Doğaldır ki matematik öğretmenidir.
Matematik, öğrencilerin karabasanı.
60 kişilik sınıfta matematikten anlayan beş ki-
şi, deha sayılıyor.
'Sıfırcı Ihsan' da bir simge.
Ama 'öğrenci olmak' bir görevdir, 'çalışkan-
lık' bir üst derecedir.
'Başanlı öğrenci olmak', ulaşılması zor ama
şerefli bir hedef.
Bütün öğrenciler matematiği anlayabilmek
için çaba harcıyor.
'Çalışkan öğrenciler', yardım alınmak istenen
kaynaklar.
'öğrencilik' bir sorumluluk idi.
'Meslek hedefleri', kutsal amaçlar düzeyindey-
di.
'Genel bilgi kültürû', öğrencilik derecelerini
belirleyen birölçüt idi.
Her bölümün öğrencisi için edebiyat, tiyatro,
klasik metinler, şiir, öykü, roman, bilinmediği za-
man saygınlığı azaltan çok önemli konulardı.
Eğitim, kültürün bir parçasıydı.
Günümüzün eğitim değerleri de, öğrencilik
değerleri de artık bunlar değil.
Günümüzüm eğitimi sınava endeksli.
Sınav birincileri, ikincileri, üçüncüleri TV'ler-
de, gazetelerde.
Sonunculann durumu da tartışılıyor.
Ya aradakiler, ortadakiler, on gün sonra unu-
tulacak olanlar?
Bir milyon sekiz yüz bin genç üniversite sına-
vına giriyor.
Yüzde onu, iki yüz bin genç önemi olacak bir
üniversite diplomasına sahip olabilecek.
Ya her yıl ortada kalan yüz binlerce liseyi bi-
tirmiş genç?
Artik hiçbir işe yaramayan lise eğitimi?
Sorun, toplumsal değişimin gençler üzerinde-
ki olumsuz etkisidir.
'Hedefini belirleyen öğrenci' oranı çok azal-
mıştır.
Çoğunluk, 'nereyi tutturabilirse' oraya yönel-
mektedir.
'Kararlı ve disiplinli öğrenci' oranı çok azal-
mıştır.
Çoğunluk, karar veremeyen, disiplinle çalışa-
mayan öğrenci durumundadır.
'Sorumluluk sahibi öğrenci' oranı azalmıştır.
Çoğunluk, 'sorumluluk alamayan, sorumlulu-
ğunu bilemeyen öğrenci' durumundadır.
Eğitim kültürden kopanlmıştır.
Sınıfta kalma kaygısı yoktur.
Düşük not alma üzüntüsü duyulmamaktadır.
Çalışmak aptallıkla eşanlamlı sayılmaktadır.
Açıkgözlülük, kurnazlık, başkasından yararlan-
mak gözde yaşam kurallarıdır.
Gençleri bunlar için eleştirebilir misiniz?
Gençleri bunlar için suçlayabilir misiniz?
Töplumun gözde yaşam kuralları bunlardır.
Ülkemiz, açıkgözlerin, kurnazlann, başkalann-
dan yararlananlann cennetidir.
Onlar lüks koşullarda yaşamakta, geri kalan-
larla alay etmektedir.
Töplumun asıl kültürü televole kültürüdür, ma-
gazin kültürüdür.
Ülkemiz, çalışanlann, sorumluluk duyanlann,
duyarlı insanlann cehennemidir.
Gençler bu toplumda 'hangi örneklehn başa-
nlı olduğunu' görmektedir?
Gençler neden başka ülkelerde yaşamak ve
çalışmak istemektedir?
Tek yanlış, eğitim sisteminde değildir.
Büyük yanlış, töplumun yaşam değerlerinde-
ki olumsuz değişimdir.
Bu büyük yanlışı düzeltmeden hiçbir şeyin
düzelemeyeceği görülecektir.
Bu 'toplumsalyozlaşma', bütün boşvermiş-
liklerin kökenidir.
Olay 'sıfırcı öğretmen'öen 'sıfırcı öğrenci'ye
terfi etmiş olmak değildir.
Olay, töplumun asıl hedeflerini kaybetmiş ol-
masıdır.
Bunu göremedikçe...
e-mail: erdalatak@superonline.com
faks:0212 513 90 98
DYP'den ilaç zammına tepki
'AKP 'yi hastanın
ahı götürecek
9
ANKARA
(Cumhurijet Bürosu) -
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Celal
Adan. ılaç fiyatlanna
yapılan zamma tepkı
göstererek "Bu
iktidan hastanın,
yoksulun ahı
götürecek" dedi.
Adan, yaptığı yazılı
açıklamada. ilaç
fiyatlanna yapılan
ortalama yüzde 9
oranındaki zammm,
milletin sağhğına
"kastetmek" anlamına
geldiğini kaydetti.
Zam ile yoksula, dar
gelirliye, "Tedavi
obna, ne haBn varsa
gör" denilmek
istendiğinı anlatan
Adan şu açıklamayı
yaptı: "3Kasun
seçimlerinde büyük
umutlarla iktidara
gelenkr, 2 yılhk
kraaüannda
kendilerinin de
önceldlerden hiçbir
farklannın ohnadığmı
göstermişkrdir.
YoksuDuk, rüşvet,
Utimas, vnırgun bugün
de sûrmekte, hırsızlar
itibar görmekte, halk
ise vergi ve zamlaria
iniminim
inlemektedir.
Halkuı sağhğına
kasteden bir iktidar
şifa buhnaz, dertlerryie
kendi sonunu hazıriar.
Yoksulun, hastanın
ahını ahnak kimseye
yaramaz. Millet,
ekonomide pembe
tablolar çizerken
gerçek hayatta zam
üstüne zam yaparak
ayakta kalmaya
çahşan bu iktidan ve
icraatlannı
unutmayacaktır. Bu
iktidan hastanın,
yoksulun ahı
götûrecektir."