25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SAYFA CUMHURtYET 2 AĞUSTOS 2004 PAZARTESİ HABERLER Sinemahalka dönmeliMeslek yaşamı boyunca 100'e yakın film yöneten Ertem Göreç, Türk sinemasmın kurtulması için öz kültürüne dönmesi gerektiğini söyledi HÜSEYtNKTVANÇ Ertem Göreç, 1933 Bursa doğumlu. 1949 yıhnda, kurgucu ve yönetmen yardımcısı olarak sinemaya girdi. 1950'li yıllarda; Orhon Murat Anburnu'na, Aüf Vümaz'a, Abdurrahman Palay'a ve Memduh Ün'e asistanlık yaptı. 1959 yılında Kaniı Sevda fîlmiyle yönetmenlığe başladı. Türk sinemasının toplumsal gerçekçı akımının önemli yönetmenlenndendır. Vedat TürkaK'nin senaryosundan çektığı Otobüs Yolculan (Ayhan Işık-Türkan Şoray) filmi ilk önemli çıkışıdır. Bu film aynı zamanda ünlü oyuncu Türkan Şoray'ın da ilk çıkış yaptığı filmdır. 1964 yılında çektiği Karanlıkta l yananlar (Fikret Hakan- Ayla Algan, senaryo: Vedat Tükali) -kı sınemada işçi sorunlannı ve grevi ilk ırdeleyen filmdir-, 1965 yılında çektiği ve toprak konusunu irdeleyen Kızgın Delikanlı (Göksel Arsoy- Türkan Şoray, senaryo: Vedat Türkali) ve en popüler filmleridir ve Türk sinemasının klasikJeşmiş yapıtlanndandır. Meslek yaşamı boyunca 100'e yakın film yönetti. Televizyon dizileri yaptı, televizyona belgeseller çektı. Bunun dışında Ertem Göreç, kısa belgeseller, eğitıci, öğretici ve haber filmleri de yaptı. Ertem Göreç, sorulanmızı yanıtladı: - Türk sinemasının bugünkü durumu nedir? ERTEM GÖREÇ - Bir ülkede yılda 7-8 film üretiliyorsa o ülkenin sinemasından bahsedilemez. Çünkü bu kadar az üretim karşısında, bir meslek oluşmaz. Çahşanlar ve çalıştıranlar da böylesi koşullarda yaşamlanm mesleğe bağlayamazlar. Ekonomlk temel yok oldu - Sinema, niçin bu durunıa düştü? GOREÇ- 1914 yılında bir filmle başlayıp 1972 yılında 300 filme varan Türk sinemasının ekonomik temeli vardı. Bu alanda çalışan insanlar, set işçisinden yapımcısma, t oyuncusuna, yönetmenine kadar, geçimlerini bu alandan sağlayabiliyorlardı. Türkiye'nin değişen şartlan (Televizyonun yaygınlaşması, ekonomik şartlann ağırlaşması gibi bazı nedenler) daha fazla film üretmeye engeldi. Kâr etmeyen bir alana hiç kimse yatınm yapmayacağı içın Türk sineması da küçülerek bugünkü noktaya geldi. - Bir kurtuluş umudu var nudır? GÖREÇ - Kurtuluş umudu, örebildiğim kadanyla genç meslektaşlanmız başka bir yol tuttular. Bu da olağandır. Öz kültürümüzü, geleneklerimizi, insan ilişkilerini ve toplumsal yaşamlanmızı ön plana çıkaran eserler yerine, bireyciliğe dayanan ve kişileri anlatmaya çalışan bir yol tuttular. Bu yol, seyirciyle filmin ilgisini kopardı. 1 ürk sinemasının kurtuluş umudu, globalizm gibi safsatalan bırakıp, öz kültürümüzle, kendi insanımızla ilgili gerçek dramlara yaslanarak kanunlarımızda da bütün ülkelerin kendi sinemasını koruduğu gibi bizim sinemamızı koruyacak düzenlemeler yaparak, yeniden bir ekonomik temel oturtmaktır. Yani halkın beğeneceği filmleri yapmaktır. Türkan Şoray'ın ilk çıkışuu yapoğıfilmErtem Göreç'in Vedat Türkaü'nin senaryosundan çektiği 'Otobüs Yokulan'. globalizm gibi safsatalan bırakıp öz kültürümüzle, kendi insanımızla ilgili gerçek dramlara yaslanarak, kanunlarımızda da bütün ülkelenn kendi sinemasını koruduğu gibi bizim sinemamızı koruyacak düzenlemeler yaparak, yeniden bir ekonomik temel oturtmaktır. Yani halkın beğeneceği filmleri yapmaktır. - Türk sinemasının hukuki durumu nedir? GÖREÇ - Türk sınemasında hukuki ve ona bağlı olarak ekonomik ıkı dönüm noktası vardır. Bırincısi, 1948 yılında çıkan ve Türk filmlerini yabancı filmlere karşı koruyarak, yerli filmlerin rüsumlannı (belediye vergilerini) düşürerek, sinemacılığın cazip hale getirilmesi. Üdncısı de 2001 yılında çıkan, her sanat eserinde olduğu gibi sinema eserlerininde (filmlerin) koruma sürelenni uzatarak (20 yıldan 70 yıla çıktı) yeni haklann doğması sağlandı. Büvük olanaklar Böylece, 20 yılını doldurmuş filmlerin gösterim haklan, başka kişi ve kurumlara sahlmış dahi olsa, tekrar eser sahıbıne (yani filmi imal eden yapımcısma) döndü. Bütün Avrupa sinemalannda, senelerdir var olan bu uygulamanın geç de olsa ülkemize gelmesi, yeniden büyük imkânlar yaratacaktır. Faİcat işın en acı tarafı, bu yasadan yararlanacak olan yapımcılann bir kısmınm, telif haklarının, yani fikri yaratıcılığın ne olduğunu kavrayamamış olması. Zannediyorlar ki film, bir araba gibi ya da ev gibi, gayrimenkul gibi satıldığı zaman, mülkiyeti başkasma geçer. Halbukı fikri yaratıcılık, ancak belli kurallar ve belli sürelerde kullanım haklan başkalanna verilebılen, ama eser sahıplığı, hiçbır şekilde değiştınlemeyen bir olgudur. Film sahıpleri bu şuura enp, kendi haklannı kullanmadıkça, hem kanunlar hayata geçmiyor hem de bu büyük imkânlar işletmecılerin, komisyonculann elinde çarçur oluyor. Kaldı kı filmin esas sahıbı ölmüş dahı olsa vanslen bu haklara aynen sahıpler. Varislerin bu konuda aydınlatılmalan gerekır. Meslek kuruluşlannın, gereksiz festivallerle uğraşacaklanna sınemanın esas hak sahıplerini aydınlatarak onlara destek olup Türkiye Cumhıriyetı sinema kanunlannı hayata geçinneleri gerekir. Cönlündekl proje - Yapmayı isteyip de yapamadıgınız projeler var mı? GOREÇ - Her yönetmen gibi benim de düşündüğüm, hatta üzerinde uzun süre çalıştığım, fakat hayata geçmemış projelerim var. Sonuncusu, Prof. Mustafa tnan'ın yaşamöyküsünden esinlenerek sinemalaştırmaya çalıştığım, hatta Oğıız Atav'ın Bir Bilim Adamuun Romanı adı altındaki bıyografik romanı gibi, biyografik bir film yapmak projesiydi. - Genç sinemacılara önerüeriniz nejerdir? GÖREÇ - Görebıldığım kadanyla genç meslektaşlanmız, başka bir yol tuttular. Bu da olağandır. Öz kültürümüzü, geieneklerimizi, insan ılişkilenni ve toplumsal yaşamlanmızı ön plana çıkaran eserler yerine, bireyciliğe dayanan ve kişileri anlatmaya çalışan bir yol tuttular. Bu yol, seyirciyle filmin ilgisini kopardı. Seyirciler sinemaya gitmediği ıçin de yeni yapılan filmler, kaynaklannı sinemadan değil, sinema dışındakı alanlardan sağlamak zorunda kaldılar. Televizyonlarla ışbırhği yaparak, onlann geniş olanaklan akıllıca kullanılarak yeni ufuklann açılabıleceğine ınanıyorum. Gençler tartışacak • Istanbul Haber Servisi - Boğaziçı Gençlik Derneğı tarafından düzenlenen "Gelenek ve Gelecek: Entegrasyon Sürecinde Avrupa Gençliği" projesı Boğaziçı Üniversitesi'nde tanıtıldı. Tanıtım toplantısında konuşan Proje Koordinatörü Göze Özdemir, Almanya, Romanya ve Yunanıstan ıle ortak düzenlenen proje kapsamında 31 gencın, farklı kültürlerin Avrupa entegrasyon sürecinde nasıl etkılendıklennı tartışacağını söyledi. Projenın 1-15 Ağustos arasında süreceği bildirildi. TÜBİTAK personel yönetmeliği • ANKARA (AA) - Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Personel Yönetmelığf nde değışiklık yapıldı. Resmı Gazete'de yayımlanarak yüriirlüğe giren yönetmelikle kurumdakı hızmetlere göre personel gruplan 4'ten 5'e çıkanldı. Özellikle geliştırilmesine ihtiyaç duyulan alanlarda çalıştınlması gerekli görülen üstün nitelıkli Türk ve yabancı bilım adamlan, ücret tablosunun üstünde ücret \enlmek suretıyle TÜBtTAK'ta Bilım Kurulu onayı ile sürelı sözleşmelerle çalıştınlabilecekler. Tüm hizmet gruplanna atanacak personelın değerlendirilmesinde, atandığı görevle ilgili ve en az eşdeğer statüde olmak kaydıyla kurum dışı geçmiş çalışma süresının 3/4'ünün her tam yılı için bir kademe ılerlemesı venlecek. Askeri işyeri denetimi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Askeri Işyerlenyle Yurt Güvenlığı tçın Gerekli Maddeler Üretılen Işyerlennın Denetım ve Teftişi Hakkında Yönetmelık, Resmi Gazete'de yayımlanarak yüriirlüğe girdı. tş Yasası'na dayanarak hazırlanan yönetmelığe göre Çalışma ve Sosyal Güvenlık Bakanlığı iş müettışlenyle aynı yetki ve sorumluluklara sahip olacak asken ış müfettişlennde, yine bakanlık müfettişlerinın niteliklen aranacak. Müfettişler, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanhğı'na bağh kara, deniz ve hava kuvvetleri, Içışlen Bakanlığı'na bağlı Jandama Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı ışyerlerini denetleyecek. Bağ-Kur prân alacağı • ANKARA (ANKA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, DYP Iğdır Milletvekili Dursun Akdemır'ın yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, Bağ-Kur'un mayıs sonu itibanyla prim alacağının faiziyle birlikte 17 trilyon 649 mılyar lıraya ulaşhğını bıldırdı. Alınan bütün önlemlere, gehnlen ödeme kolaylıklanna karşın pnm tahsılatının istenen düzeye ulaşmadığını ifade eden Başesgioğlu, bu durumun, Bağ-Kur sigortalılannın primlenni kendılennın yatırmasından kaynaklandığını savundu. Erler yemekten zehirlendi • ANTALYA (AA) - Antalya 3. Piyade Er Eğitım Tugayı, Merkez Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığf ndaki yaklaşık 90 er, yedikleri yemekten zehırlenerek hastanelere kaldınldı. Antalya 3. Piyade Er Eğitim Tugayı, Antalya Merkez Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda vatanı görevini yapan bazı erler, öğle saatlennde bulantı ve kusma şıkâyetuıde bulundu. Rahatsızlanan yaklaşık 90 er, asken araçlarla Akdenız Ünıversıtesi ve Antalya Devlet hastanelerine kaldınldı. 24 SAAT KESINTİSIZ NBA HEYECANI KABLO TV S-5 BANDI İLE TÜRKİYE'DE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle