25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17AĞUSTOS2004SALI 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Edirne _Y 25 Sınop Y 25 Adana PB 32 Y 27 Samsun Y 20 Kocaelı Y 23 Trabzon Y 19 Çanakkale Izmir Y 23 Gıresun Y 19 Y 29 Ankara PB 23 Manısa Y 30 Eskişehir PB 24 Aydın Y 28 Konya B 25 Denızlı Y 29 Sıvas PB 20 Zonguldak Y 24 Antalya Y 30 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van PB AB AB B B AB AB 33 36 37 24 23 33 29 PB 30 Yurdun Kuzey ve Batı kesımlen çok bu- lutlu. Marmara, Ege, Batı ve Orta Karadenız, Iç Anadolu'nun Kuzey- batısı ıle Batı Akdenız yağışlı. dığer yertef par- çalı az bulutlu geçecek Hava sıcaklığı. kuzey- batı kesımlerde htssedı- lır derecede (5-7 dere- ce) azalacak. dı§er yer- lerde onemlı bır değışık- lık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 1b 21 22 24 24 25 27 25 Münih Y 27 Zürih Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB > PB B B B B 26 31 25 30 29 26 30 19 Y 26 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahıre Sam B B B Y Y Y Y A A 20 31 30 36 21 26 19 36 36 QAçık Parçalı bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmurtu Sulukar > Gok gurultuıu * « G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Gelen ıktidarın başansızlıklannı örtmeye çabalarken geçmiş iktidarları suçladığı bilinen bir gerçek. Fakat iki yıldır iktidarda olan AKR ardı ardına gelen başansızhklan geçmişe yüklemeyi marifet sayıyor. Pamukova'da 39 kişinin ölümüne neden olan ka- zayı araştıran bilirkişi raporu; sonjmluluğu, Ulaştırma Bakanı Yıldınm gibi sadece makinistin hız sınırını aş- masına yüklemedi; "traverslehn, raylann yıprandığı- nı, yolun geometrisinin bozuk olduğunu, treniyoldan hız değil, bu sorunlann da çıkaracağını" saptadı. Bakan hızlandırılmış trene karar vermeden önce bilirkişinin ortaya koyduğu hataları bir bir saptayıp dü- zelteceği yerde, geçmiş yıllara sığınarak, geçmişi suç- layarak işin içinden çıkmaya, sorumluiuktan kurtul- maya çalışıyor. Kazalardan sonra lokomotifleri otomatik fren sis- temiyle donatmaya girişmesi bile alelacele fiyakalı gi- rişimlere başlamadan önceki bir dizi ihmalin ilk itira- fı değil mi? • • • Bu iktidar kafasını -hemen her açıdan- geçmişe takmış. Kökleşmiş laikliği, Atatürk sevgisini kafalar- dan, gönüllerden sökmenin aczini davranışlarıyla gösteriyorlar. Anıtkabirdefterineyazdıklan.Atatürk'eveCumhu- riyete bağlılığı ifade eden söylemler bu kanının ifade- si. Ne ki geçmişe kafayı takan sadece Ulaştırma Ba- kanı değil, örneğin çenesi bol Maliye Bakanı Kemal Unakrtan da aynı anlayışı zaman zaman dile getiri- yor. Bir konuşmasında şöyle demişti: "Şeker, çimento, kâğıt, buğday devlete ait. Ne komünist ülkeymişiz biz böyle." Patronundan masallar dinleyip yineleyeceğine, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, daha sonrakı yıllar- da (övdükleri Osmanlı'dan miras) Anadolu'nun ne halde olduğunu arada bir anımsasa... Ülkeye değil, kendine hizmet etmiş olacak! Şeker, çimento, kâğıt dışalımla sağlanıyor. Buğday ilkel araçlarla ancak köylüye yetecek kadar üretilebi- liyor. Köylüsü, çiftçisiyle halk yoksul. Cumhuriyet böy- le bir ülke devraldı. özel girişimin sıfıra vurduğu, Türk'ün henüz ticaret yapmayı beceremediği yıllarda devlet; şekerin, çi- mentonun, kâğıdın fabrikalarını kuruyor, işletiyor. Akıl almaz rejim kıyaslamalarıyla ve bir latife uğru- na geçmişi karalayan Kemal Beyim de yoktan var edilen Cumhuriyetin nimetleriyle okuyor, serpiliyor. öyle gelişiyor ki bakan oluyor, kocaman kocaman ar- salar alıyor, satmak için zaman kolluyor. Atina'da Başbakan Karamanlis, bizimkinin yüzü- ne bakmış, yorgun görmüş. Nedenini sormuş, "Çok yolculuktan" diye yanıt almış. Oysa yüzlerdeki gerginlik ne yoldan ne boydan. Bal gibi, Istanbul Belediyesi'nde hizmetinde olan Bi- nali Bey'i bakanlıktan affedememenin sıkıntısından. Geçmiş, geçmiş diyorlar. Pekâlâ ama, önce çok ya- kın geçmişe bir bakalım. ömeğin Başbakan Beyefen- di, Atina dönüşü, "Belediye başkanlanna söylüyo- nım, acımasızca kaçak yapılan yıkacaksınız" buyur- muş. Şimdi soralım: Beyefendi belediye başkanlığında durmadan yapılan kaç gecekonduyu, Istanbul'u çe- peçevre saran kaçak yapılardan kaçını "acımasızca yıktırdı" acaba'? • • • Beğenmedikleri geçmiş yıllarda, örneğin Van'da bir eski mılletvekili karakol basarken oğlunun öyle üç- beş kilo eroin kaçırmaya tenezzül etmeyeceğini, an- cak tonla uyuşturucuyla ilgileneceğini söylerken "Bu- rada kanun benim" diyebilir miydi? Oralarda bir zamanlar normal işleyen düzeni neye bağlarsa bağlasınlar devletin değil sesi, gölgesi böy- le azgınlığa, yasa tanımazlığa yeterdi. Bugün Doğu'da, Güneydoğu'da bir şeyler oluyor, taşlar yerinden oynadı. Van'daki olaylan basit bir za- bıta, jandarma olayı gibi geçiştirmek ve suskun kal- mak, oralarda devletin varlığına bir darbe daha vur- mak anlamına geliyor, gelecek. Bu kadro, söylemlerinde başıboş bırakıldı. Geçmi- şi bırak, kendine bak diyen de yok! AL fiÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Komşuya helal olsun I BaştarafiArka Sayfada Bütün bu tarihı yu- karda kutsayan biri var- dı. Demir halatlara bağ- lanmış uçan bir Eros. Aşk tannsı. Bravo val- lahi. Gözlerim yaşardı. Yunanlılar her şeyi aşk- la kutsadılar: kendi ta- rihlerini, olimpiyat tari- hini ve günümüzü. Eros hiç eksık olmadı. Ya, havuzun içine yerleştirilen kâğıt kayı- ğa ne demeli? İçinde küçücük bir çocuk, ge- leceğıni simgeliyor Çok basit ama bir o ka- dar da etkileyicı. Yu- nanlılann bir kısmı bu iş içın yapılan masrafı çok bulmuş. Ama gös- teriden sonra fikirleri değişmiştir sanınm, çok az ülke kendi tarihi- nı bu denli evrensel kı- labilır. Bizim de bundan epey bir ders almamız gerekiyor. Düşünün.. bır rayın üstünde Anadolu'nun tüm uygarlık tarihı ge- çiyor. Hani bunca mas- rafı çok gören ben bıle bunun için seve seve bır altın yüzük armağan edebilırim. Milyonlarca insana, en çok da kendi ınsamma Anadolu'nun muhteşem tarihini gös- termek için. İçim yandı ama gös- teriyi zevkle izledim. Tabiı daha sonra yapı- lan müsabakalan da. Özellikle atletizm, sı- rıkla atlama benim en sevdiğim sporlardan bi- ridir. Ama bu yıl halte- re takıldım ve Nurcan Taylan adlı o gencecik kızın inanılmaz ağırlık- ları kuş gibi kaldınrken yüzünde oluşan irade- ye. kararlılığa şapka çı- kardım. Nurcan'm aya- ğı sakattı, çok acısı var- dı ama başardı. Onu iz- lerken bir güzel insan aklıma geldi, Süreyya Ayhan. Bugünlerde çok acı çektiğine emi- nim, moralinin çok bo- zuk olduğuna da... Ah ne olur, biraz daha cadı olsaydı ve onu kimsele- re kaptırmayacağım di- ye, adeta ince bir zırhla kuşatan ve pek çok yan- lış yapan kocasına baş- kaldırsaydı. Içımden bunu dile- dim. isilozgenturkırt superonline Ilaçta bir skandal daha• Baştarafı 1. Sayfada Interferon A'nın kullanım alanlan, AIDS ile ilişkili kaposi sarkomu, tüylü hücreli lösemı, foliküler lenfoma, kronık myelo- id lösemi, laringeal papılloma- tozis, karsinoid tümörlerin lenf ya da karaciğer metastazlan, kronik hepatit B, kronık hepatit C, malign melanomda yarduncı tedavi ve multiple myelomda re- misyonların şürdürülmesi olarak sıralanıyor. Özetle, ilaç, lösemi ve kronik Hepatit B ile Hepatit C hastalannda, böbrek kanserle- rinde kullanılıyor. Bu ihalede de ciddi boyutlar- da kamusal zarar olduğunu belir- ten Tıp Kurumu Genel Sekrete- n Dr. Ali Rıza Uçer, SSK ıhale- sinde rekabet koşullannın sağ- lanmadığını belirtti. Oçer, Erit- ropoıetin etken maddesini içe- ren Neo Recorman ihalesinde 43 bin kutu için Roche'un, 30 bin kutu Eritropoietin için de Gürel şirketinin şartnamede tanımlan- dığını anımsattı. Eritropietin, Roferon gibi tekel olan ilaç ör- neklerinde toplu alımlarda ka- musal yarann gereği olarak mut- laka anlamlı bir iskonto için sıkı pazarlık yapılması gerektiğini belirtti. Tıpkı Eritropoietin gibi biyo- tek bir ilaç olan Roferon adlı ilaçta da tekelcı bir piyasa yapı- sı söz konusu. Iki ulusötesi şir- ketin sattığı ilaç piyasasındaki şirketlerden biri Roche (ilacın adı Roferon-a- Interferon alfa 2- a). Diğeri ise ABD kökenli ulu- sötesi bir şirket olan Schering Plough. Bu şirketin ilacırun adı tntron-A (Interferon alfa 2-b). SSK ihalesinde yaklaşık 24 bin kutu tntron-A da yer almış ancak Schering Plogh'un Intron-A formlan ihaleye giremedi. Roferon ve întron dışında pa- zardabaşkabirürünyok. Üçer'e göre, bu iki ilaç birbirine çok ya- kın, ama farmakolojik olarak eş- değerkabul edilmıyor, farmako- kinetik özellikleri gibi nedenler- le ayn ayn ilaç olarak kabul edi- liyor. Üçer, böylece ihalelerde Bashakatt ÜeÇÖrÜStÜ YargıtayUeMtTMkarşıkarşıya getiren tartışma-, vuşuunun tlt gl/ıuflli U r n e d e n i y , e hükümetin hiçbir değerlendirme yapmaması dikkat çekti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in tartışmanın gündeme geldiği ilk giinkii açık- İamasından bu yana Başbakan Recep TaV\ip Erdoğan başta olmak üzere konuyu kimse değerlendir- medi. Erdoğan, Ankara'ya dönüşünde Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin Yargıtay Başkanı ile il- gili soru sorma isteği üzerine, "Arkadaşları iizmeyin" demekle yetindi. Başbakan Erdoğan dün Baş- bakanlık'a gelmesinden kısa bir süre sonra MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'u kabul etti. Erdoğan ile Atasagun görüşmesi yaklaşık 2? dakika sürdü. Atasagunun son günlerde yaşanan tartışmaları görii- şerek konuyla ilgili Başbakan'a bilgi aktardığı belirtildi. Erdoğan'ın Atasagun ile görüşmesinin ar- dından, "Bilgi almak için çağırdım. Cerekli bilgileri aldım" dediği öğrenildi. Bu arada Atasagun ile ilgili Başbakanlık tarafından herhangi bir soruşrurma açılmayacağı bildirildi. (Fotoğraf: AA) 4 Görüşmeyi MIT istedi' Hakkındaki dosya Yargıtay Birinci Başkanvekilliği'ne gönderilen Özkaya, Atasagun'un açıklamalarını 'nezaketsiz' olarak değerlendirdi İLHAN TAŞC1 ANKAKA - Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, Alaattin Çakı- cı dosyasına ilişkin tartışmada kendisini "yalan söylemekle suçlayan" MlT Müsteşan Şen- kal Atasagun'u "nezaketsiz davranmakla" suçladı. Özka- ya'nın yakın çevresine görüşme isteğinin "kesinlikle MİT'ten geldiğini" belirterek "Ben iste- seydim Atasagun'u arardım. Tanımadığım birisini neden arayayım ki?" dediği öğrenildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıh- ğı, Özkaya ile ilgili dosyayı, Bi- rinci Başkanvekilliği'ne gönder- di. Yargıtay Başkanı Özkaya ile ba- zı daire başkan ve üyeleri, MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu nun çete lideri Alaattin Çakıcı içinYar- gıtay Başkanlığı'na ricacı gittiği iddiasıyla ilgili tartışmalan değer- lendirdiler. Toplantıda, Yargı- tay'dan konuyla ilgili Özkaya baş- ta olmak üzere hiç kimsenin bası- na açıklama yapmaması konusun- da ortak tavır benimsendi. Bu ka- rarda, tartışmalar nedeniyle yargı- run yıpranmasının önlenmesi he- deflendi. MtT Müsteşan Atasa- gun'un, Özkaya ve yargıya yöne- lik açıklamalanna "zamanı ge- lince Yargıtay olarak" yazılı ya- nıt verilmesi de kararİaştınldı. Eraslan Özkaya'nın 6 Eylül'de ad- li yılın açılış konuşmasında "ki- şisel" olması nedeniyle tartışma konulanna gırmeyeceği, ancak yargıya yönelik baskı girişimleri- ni aynnrılı olarak irdeleyeceği öğ- renildi. Değerlendirme toplantısında, "bir odaktan pompalandığı be- lirtilen iddialann", bazı gruplar- ca fırsat bilinerek "yargıdan rö- vanş alma" çabasına dönüştüğü dile getirildi. Toplantıda, Özka- ya'nın görüşme talebinin "MtT'ten geldiğini" ymeledıği belirtildi. Ahnan bilgiye göre, Öz- kaya toplantıda, "MİT ile görüş- me talebi benden gitmiş olsaydı, ben Kaşif Kozinoğlu'nu değil, Atasagun'u arardım. Kozinoğ- lu'nu görüşmeye gelene kadar tanınuyordum. Ziyarette, Çakı- cı konusu görüşüldü. Görüşme- den Atasagun'un bilgisi olduğu- nu söyleyen Kaşif Kozinoğlu, 'Müsteşanmdan ızinsiz tuvalete bile gitmem' dedi. Kişisel görüş- me değildi" dıye konuştu. MİT Müsteşan Atasagun'un "Yargı- tay Başkanı, arkadaşımızın (Kozinoğlu) 4 arabayla geldiği- ni söylüyor. MİT'ten hiç kimse bir yere 4 arabayla gitmez. Bun- lan nereden, penceresinden mi görmüş?" sözlerini de Özka- ya'nın toplantıdakilere, "Kozi- noğlu ile görüşmenİD ardından kendisini yolcu ettim. Kapıyı aç- tığımda bir anda kapının önün- de etten duvar örüldü. Bunlar da kim diye sorduğumda. Kozi- noğlu'nun korumaları olduğu- nu öğrendim. Kendi korumala- rım da misafirin 3-4 arabayla geldiğini aktardı" diye değerlen- dırdi. Yargıtay Başsavcılığı, Eraslan Özkaya ile ilgili iddialan içeren dosyayı Birinci Başkanvekilli- ği'ne gönderdi. Başsavcılık, Yar- gıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya ile ilgili dosya- yı ise Adalet Bakanlığı'na ulaştvr- dı. Yargıtay 1. Başkanvekili Ma- ter Kaban, dosyayı, inceledikten sonra gelecek günlerde Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu'na götüre- cek. Kurula, hakkmdaki iddialar soruşturulduğu için Eraslan Öz- kaya değil, Başkanvekili Mater Kaban başkanlık edecek. rakipsiz olan şirketlerin "boş kaleye gol attıklannı" belirti- yor. Söz konusu iki şirketin ecza depolanna verirken yüzde 40- 50Tere varan indirimler uygula- dıklannı belirten Üçer, buradan yola çıkarak SSK'nin 7 trilyon li- ralık alırmnda en az 3 trilyon li- ralık kamu zaran oluştuğunu be- lirtti. SSK'nin mutlaka merkezden doğrudan alımla kıran kırana pa- zarlık yöntemini benirnsemesi gerektiğini dile getiren Üçer. ay- nca 700'den fazla hastanesi olan Sağlık Bakanlığı'nm da bunu uygulamasının zorunlu olduğu- nu belirtti. Üçer, gerek Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde gerekse üniversite hasta- nelerinde ihale ile alınan ilaçlarda SSK'de olduğu gibi büyük çaplı indirim- ler yapılabildiğini kayde- derek sistemin nasıl işle- diğini anlattı. Buna göre, hastaneler ilacı ne kadar ucuza alırlarsa alsınlar sosyal güvenlik kurumla- nna, diğer resmi kurum- lara ve cepten ödeme ya- pan yurttaşlara, peraken- de satış fiyatı (eczane sa- hş fiyatı) üzerinden fatu- ralandınyor. Söz gelimi perakende satış fiyatı 100 milyon lira olan bu ilacı ihalede 50 milyon liraya indirmişlerse bile sosyal güvenlik kurumlanna 100 milyon liradan fatu- ralandmyor. Üçer'e göre, böylece ihalede sağlanan kamusal kaynak tasarru- fu kamusal olma özelliği tartışmalı olan döner ser- maye gelirlerine akıyor. Bir bölümü o kurum- larda çalışan personele ek ödeme olarak aynlan dö- ner sermaye kaynağı, i- laç, tıbbi malzeme, tıbbi teknoloji talebini kabar- tan bir unsur oluyor. Sos- yal güvenlik kurumlan- nın, resmi kurumlann ve şahıslann hizmet satm al- dıklan hastanelerden (bu- na özel hastaneler de da- hil) aldıklan ilaçlarda, perakende satış fiyatı üzerinden değil de ihale bedeli üzerinden belli bir kâr oranı konarak fiyat belirlenmesi gerektiği be- lirtiliyor. Bu arada, Rofe- ron alımıyla ilgili soru yönelttiğimiz SSK Sağ- lık tşleri Müdürlüğü, so- rulara yanıt vermedi. CHP,Eraslan Özkaya ile ilgili savlan iûiyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Grup Başkanvekili KemalAnadol, Yargıtay Başka- nı Eraslan Özkaya ve MİT'in konu edildiği haberleri dikkatle izlediklerini vurgularken Başba- kan Recep Tavyip Erdoğan'ı bu konuda açıklama yapmaya çağırdı. "Buzdağımn üstünü göriiyoruz" diyen Anadol, "MİT'in kadrolaşmaya ta- hammülü olmadığını, AKP kadrolaşmasının bu kuruma bulaşmasını istemediklerini" söyledi. Anadol dün parlamentoda ga- zetecilerle sohbet etti. Anayasa- da yargının bağımsızhğına iliş- kin düzenlemeler bulunduğunu vurgulayan Anadol, bu konuda yorum yapma haklan olmadığı- nı belirtti. Anadol, gerek MİT Müsteşa- n gerekse emekli MİT mensup- larının açıklamalanru dikkatle izlediklerini belirtirken şunlan söyledi: "Ülkenin en önemli isrihba- rat kuruluşunun geçmişte bü- yük yanlışlar yaptığı görüldü. Adeta yasalar hiçe sayılmış. Kanun kaçaklanyla. hüküm giymiş kişilerle ilişkiye giril- miş. MİT Müsteşan'nın açık- lamalarından anladığımıza göre, 1998'e kadar Alaattin Ça- kıcı ile irtibat devam etmiş. Halihazırda Çakıcı ile bağlan- tısı olan MİT mensuplan orta- ya çıkıyor.Anlaşılan, 1998'den sonra şahsı adına Çakıcı ile te- nıası olanlar var. Yargıtay'ın MİT'le ilişkilendirilmesi de- mokratik hukuk devletinin izin vermeyeceği şeyler." Rekabet Kurulu Soruşturma şimdilik yok Roche şirketinin Ne- oRocormon adlı ilacı SSK'ye çok yüksek fi- yatla satmasının ardın- dan "hâkim tekel ko- numunu kötüye kul- landığı" iddialan gün- deme geldi. Uzmanlar, birkaç yıl önce vitamin grubu ilaçlan çok yük- sek fiyata satmalan ne- deniyle büyük para ce- zalanyla karşı karşıya kalan ulusötesi şirketle- rin tavnnın Türkiye'de de farkh olmadığuıı be- lirtirken Rekabet Kuru- lu Başkanı Mustafa Parlak, ilaç skandalın- da şu ana kadar kurulu ilgilendiren bir boyut bulunmadığını belirtti. Parlak. bunun nedenini Sağlık Bakanlığfnm "azami fiyat belirle- mesi" olarak açıkladı. "Sağlık Bakanhğı, azami fiyat belirlediği için şirketler üst sınırı geçmedikçe yasal ze- minde satış yapıyor" diyen Parlak, ancak her- hangi bir şirketin depo- larla sözleşme imzala- yarak bölge paylaşımı yaptığmın saptanması durumunda olaya mü- dahale edebileceklerini kaydetti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ğı sürece göre, şimdiye çoktaaan istikrarın sağ- lanmış, petrol ihaleleri tamamlanmış, Irak'ı yeni- den inşa edecek Amerikan firmaları ve onun ye- rel taşeronlan saptanmış, Bağdat'ta yönetime ge- tirilen Amerikan Iraklıları VVashington-Bağdat se- ferlerinde ilk düzineyi geçmiş olacaktı... Olmadı... Bu bağlamda ABD'nin gösterdiği en büyük ba- şarı, kuzeydeki Amerikancı gruplar hariç bütün Iraklıları birleştirmek oldu... Saddam döneminde birbirlerini vurmaya kurşunlan olmayan Sünni ve Şii grupların temsilcileri şimdi omuz omuza! Başlangıçta birbirinden bağımsız seyreden di- reniş gruplarının şimdi, biranlamda anti-Amerikan bir cephe oluşturdukları söylenebilir. Bu grupların hedef olarak sadece Amerikan askerlerini değil, Amerikalılarla işbirliği yapan Iraklıları da seçme- leri işlerin önümüzdeki günlerde daha da karma- şık hale geleceğini gösteriyor. Necef'ten gelen haberler kanlı... Mukteda El Sadr'ın Mehdi Ordusu ile Amerikan güçleri ara- sındaki çatışmalar dengesiz silahlarla devam edi- yor. Amerikan uçakları kentin tüm şüpheli yerleri- ni bombalıyor. Hazreti Ali Türbesi'nin ön duvarı yı- kıldı. Böylesi duvartar yıkılırsa altında kimin kala- cağı belli olmaz... Necef olaylarının tüm Irak'ın geleceğini etkile- yeceği, Bağdat'taki Ulusal Konferans'ın aldığı ya- radan da anlaşılıyor. Amerikan uçakları Necef i yeniden bombalamaya başlayınca Irak'ın demok- ratik-siyasi yapılanmasının konuşulduğu konfe- ransın pek çok delegesi salondan ayrıldı. Şansımız yaver gider mi? Irak haberlerinin tümüyle kan ve barut koktuğu bir dönemde Irak Devlet Başkanı Gazi El Yaver dün Türkiye'ye geldi. Yaver'in Türkiye'de bir ya- ver gibi karşılanmadığı, en üst düzeyde kabul gör- düğü dikkati çekiyor. Bu ziyaret Türkiye için de bü- yük önem taşıyor. Zira Türkiye, Irak'ta muhatap arıyor... Irak, mahallemizde bir Ameri-kan gölü... Mahal- lenin bir bölümünde yükselen silah sesleri nasıl tüm mahalleyi olumsuz etkilerse, doğal olarak Türkiye de olup bitenlerden rahatsız ve endişeli... Bütün bunlann üstüne, rahatsızlığını, endişele- rini doğrudan iletebileceği güvenilir bir adres de yok. Terör örgütü PKK-KONGRA GEL Irak'ın sade- ce kuzeyinde değil, Bağdat'ta da et-kinliğini sür- dürüyor. Türkiye rahatsızlığını ABD'ye iletiyor. ABD, "Bunlardan geçici yönetim sorumlu" diyor. Geçici yönetime iletiyor, "Valla biz kendimize zor bakıyoruz, bunlara nasıl bakalım" karşılığını alı- yor... Bir komşu olarak Türkiye ile Irak arasında cid- di ticari bağlantılar da söz konusu. Ancak terör, belirsizlik bu alanı da vuruyor. Muhatap? Yine yok... Her ülke sınırları dışında kendi dilinı konuşan, kendi kültürünü paylaşan insanlarla ilgilenir. Tür- kiye'nin bu konudaki politikası öteden beri değiş- medi: 1- Bulunduğunuz ülkenin kurallarına, yasaları- na uyun. 2- Bulunduğunuz ülkede kimliğinizi yitirmeyin, varlığınızı sürdürün. Bu durum bir anlamda Türkmenler için de ge- çerli. Türkmenlerin ülke yönetiminde en azından nüfusunungerektirdiğiölçüdetemsilindehâlâ so- runlar yaşanıyor. Yaver'e bütün bunlar iletildi... Tabii Türkiye, Yaver'i yaver gibi karşılamadı, a- ma asıl sorun şu: Yaver nasıl davranacak? "Ben bütün bu anlatılanları Amerikalılara anlatı- nm, ne derierse onuyapanm" mı diyecek? Yoksa "Biz Iraklılar olarak gerçekten yeni bir ya- pı kuruyoruz, tümünü dikkate alacağım. Amerika- lılar bir gün gidecek, kalıcı olan komşuluktur" mu diyecek? Gerçek görüntü birinci şıkkı gösterse de bütün dileğimiz ikinci şıkkın yaşama geçmesi ve şansı- mızın yaver gitmesi... ankcum»/ cumhuriyet.com.tr Parti örgütleri uyarıldı AKP, AB'ye kilitlendi ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - AKP Genel Merkez yö- netimi, sonbahara dö- nük tüm programını, Avnıpa Birliği'nin (AB) aralık zir\esini te- mel alarak hazırlıyor. AB'ye üyelik sürecin- de hiçbir sorun çıkanl- maması için teşkilatlar uyanhrken siyasi tartış- malara zemin hazırla- mamak amacıyla mil- lervekili transferinin de dondurulduğu belirtil- di. 17 Aralık'ta toplana- cak AB zirvesi. iktidar partisinin en önemli he- defi oldu. Başbakan Erdoğan, müzakere sürecinde tartışmaya neden olabilecek veya Türkiye'nin görünü- münü ters etkileyecek hiçbir icraat ve uygula- maya izin verilmemesi için yetkili kurullannı uyardı. AKP'nin 3. ku- ruluş yıldönümünde, CHP'den aynlan ba- ğımsız milletvekili Muharrem Doğan ile birkaç mületvekilinin daha partiye katılabile- ceği kulislerde dile ge- tiriliyordu. Olası trans- ferlerin Başbakan Tay- yip Erdoğan'ın talima- tıyla durdurulduğu öğ- renildi. AKP'nin, aralık ayı- na kadar toplumsal tep- kiye ve siyasette büyük tartışmaya neden ola- cak icraattan kaçınaca- ğı belirtildi. Imam hatip öğrencilerine üni\ ersite smavmda katsayı eşitli- ği getiren tasan bu amaçla rafa kaldınhr- ken anayasa değişikli- ğinin de 2005'e kalma- sına büyük olasılık ta- nınıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle