Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 17AĞUSTOS2004SALI
HABERLER
_^^ •« ^^ •»
D I H Y Y J 4 D A BUGIHV Muhalifler, mücadele yöntemini belirlemek amacıyla ilbaşkanlan veörgüt temsilcileriyle toplantı yapacak
ALİ StRMEN
Ebedi Gençliğimiz de
GittiAptık
Galatasaray Lisesi'nde okuduğum 1950'li yıl-
lar boyunca Fransız sinemasının ve tiyatrosunun
en büyük yıldızlanndan biri Gerard Philippe idi.
Tiyatroda belli başlı Fransız klasiklerinde başro-
lü oynamış (örneğin Le Cid) bununla da yetinme-
yip, düzgünfiziğiiledönemin önde gelen rejisör-
lerinin filmlerinde başrolleri üstlenerek unutul-
maz kompozisyonlar çizmişti.
Jean Vitard ile biriikte dönemin ilginç deneyim-
lerinden TTMP'nin (UlusaJ Halk Tiyatrosu) kurulu-
şunda yer almış, Avignon festivallerinin unutul-
maz yıldıa olmuş olan bu yakışıklı, müstesna ye-
tenekli, politik tavnnı her zaman net koymuş olan
parlak sanatçı, 1959'da, 36 yaşında öldüğü za-
man bütün Fransa'y yasa boğmuştu.
ölüm haberi geldiğinde, son olarak Rene Cla-
ire'in yönettiği "Les Grands Maneuvres"filmin-
de, onu Michele Morgane ile izlemiştim. Ama
bence asıl unutulmaz fılmi Christian Jacques'ın
yönetiminde Gina Lolobrigitta ile birlikte oyna-
dığı "Fanfan La Tulipe" idi.
Fransızca hocam Patrice Tompson ile konu-
şuyorduk. Çok sevdiğim aktörün ölümünden
üzüntü duyduğumu, gerçekten sinema ve tiyat-
ro dünyası için büyük kayıp olduğunu söylediğim-
de şu yanrtı aldım:
- Biliyor musun, bu kaybın belki de tek iyi ta-
rafı "ebedigençliğimiz"\n artık sonsuza dek, her-
kesin aklında böyle kalacak olması. Çünkü Ge-
rard Phillippe'i yaşlanmış olarak düşünemiyo-
rum ve düşünmek de istemiyorum.
•••
Evet, Gerard Phillippe, Fransızlar için ebedi
gençliği temsil ediyordu. Ama Fransızca hocam
Tompson yanılıyordu. Çünkü birtoplumun ebe-
di gençliğini temsil etmek için kronolojik gençlik
hiçdegerekli değildi.
Bizim "ebedi gençliğimiz", pazar günü Me-
morial Hastanesi'nde söndüğünde, tam 94 ya-
şındaydı.
Türkiye'nin ilk kadın opera sanatçısı olan Se-
rniha Berksoy, "on yılda on beş milyon yarat-
tık heryaştan/ on yılda demir ağlarla ördük ana
yurdu dört baştan" diye rftiharla haykırdığımız yıl-
da, 23 yaşında ne kadar genç idiyse, "Bir sürü
ihtiyaryarattık heryaştan/ örümcek ağlanyla ör-
dük ana yurdu Amerika adına dört baştan" di-
ye özetleyebilecegimiz, seksen ikinci yılda da
aynı derecede genç, aynı derecede canlı, hatta
canlılıkvetepkililiği.delilik olarak algılayan bir top-
lum için aynı derecede çılgın bir insandı.
Semiha Berksoy'u ebedi gençliğimizin simge-
si haline getiren, solmaz yüreği, paslanmaz bey-
ni, sağlam genleri miydi yalnızca, yoksa onu bu
hale sokmakta, simgelerinden biri olduğu devri-
min, sürekli yeni hamleler, yeni ufuklar peşinde
koşan o büyük değişimin Türk rönesansının bir
kişisi olmasının da etkisi var mıydı?
Sanınm, bu hep genç, hep heyecan içinde ya-
şamış, sesinin tınısında, tuvallerinin renklerinde,
hep yaşam-ölüm ikilemi ile aşkı yansıtmış olan
sanatçımızı içinde yaşadığı dönemden ve Cum-
huriyet devriminden soyutlayarak ele almamız
mümkün değildir.
• • •
Ve Semiha Berksoy'u "Cumhuriyet Devri-
m/"nden soyutlayarak ele aldığınızda, neden bun-
ca yeni gelişmeye, tekniğe ve teknolojiye karşın,
artık böylesine gençleri yetiştiremeyen bir top-
lum haline geldiğimizi anlamak da mümkün ol-
mayacaktır.
O dönemin heyecanını ve anlamını bir türlü
kavrayamamış olanlann, doksan yaşındaki genç
kızın heyecanını, güzelliğini, yürek zenginliğini
kavramalan da imkânsızdır.
Bugün uğurlayacağımız Semiha Berksoy ile
birlikte, ebedi gençliğimizi de gönderiyoruz.
Bugün, geçmişimizi iyi kavramış olan herkesin
ebedi gençliğimizin simgesine bir saygı borcu
olduğu kadar, kendi kendilerine şu soruyu sor-
ma zorunluluğu olduğu da kesindir:
- Nasıl oluyor da, o ebedi gençlikten, bu iflah
olmaz köhneliğe sürüklenebildik?
Bu soruyu sorma zorunluluğunu duymadığımız
sürece, heryaştan ihtiyarlann oluşturduğu çözül-
mekte olan bir toplumun batağında nafile kulaç-
lar atmaktan öteye geçemeyeceğiz.
Tarihimizin onur veren basanlannı sergilemiş bir
hareketin simgelerinden biri olan Semiha Berk-
soy'u, saygı ile selamlıyorum.
Köylüler İHD'ye basvurdu
Şırnak'ta köy
boşaltma iddiası
ŞIRNAK/ANKARA
(ANKA) - Şırnak'm
Beytüşşebap ilçesine
bağlı Dıcak köyününjan-
darma tarafından kıs-
men boşaltıldığı iddia
edüdi.
Ilıcakköylüleri Insan
Haklan Demeği'ne baş-
vurarak köylerinin kıs-
men boşaltıldığı iddi-
asındabulundu. Köylü-
lerbu yıl temmuz ayının
sonunda, alaykomutanı-
nın köye gelerek herke-
si köy meydanında top-
ladığını, bir daha kimse-
nin evine giımeyeceği-
ni söylediğini iddia et-
tiler. Ilıcak köylüleri,
köyde derenın karşı ya-
kasında bulunan 30-40
evin güvenlik gerekçe-
siyle boşaltıldığını, ev
sabiplerine diğnr yaka-
ya yerleşmeleri gerek-
tiğinin bildirildiğüıi ak-
tardı. Bunun için kendi-
lerine çadır dağıhldığı-
nı, yeterli sayıda çadır
bulunmadığı için nay-
lonlardan kurduklan ba-
rakalarda yaşamak zo-
runda kaldıklannı söy-
leyen köylüler, evleri-
nin "zorla boşaltıldığı''
şikâyetinde bulundular.
Beytüşşebap Beledi-
ye Baskanı FaikDursun
datHDyetkılüennellı-
cak köyünde bir kısım
köylülerin çadırlarda ve
naylon barakalarda ya-
şadıklannı, çok zor İco-
şullarda yaşamlannj sür-
dürmeye çalıştıklarını
söyledi. Dursun, bu ki-
şilerinjandarmanın tali-
matıyla evlerinden çı-
kanldığuu aktardı.
IhraçlarCHP'yi kanştirdıANKARA (Cumhurfyet Bürosu) -
CHP'de 3 milletvekilınin ihraç edil-
mesi tartışmalara yo-
1 açarken; muhalif milletvekilleri 28
Ağustos'ta il başkanlan ve örgüt tem-
silcilerinin de katılacağı geniş kap-
samlı bir toplantıda durum değerlen-
dirmesi yapmaya hazırlanıyor. CHP
genel merkezi "şimdUik'' başka ihraç
düşünülmediğini bildirdi.
CHP tstanbul mületvekilleri Ahmet
GüryüzKetenci,Hasan Aydm ve An-
kara Milletvekili Mehmet Toman-
bay'ın partiden ihracı CHP içindeki
tartışmalan alevlendirdi. Mületve-
killeri "üvelik haklan"nı yargıda ara-
maya hazırlanırken, Ketenci, "Buyö-
netimin ne kadardespot,tiranolduk-
lannı göstermekiçin hukukyoluna gi-
• thraç edilen milletvekillerinin yargı yoluyla üyelik haklannı arayacaklan belirtildi. ihraç
karanna tepki gösteren muhalifler genel merkeze karşı alacaklan tavn 28 Ağustos'ta
belirleyecek. CHP genel merkezi ise "şimdilik" başka ihraç düşünülmediğini bildirdi.
dilebihr. Bu yönetim sosyaldemokra-
sinin önünde engekür" dedi. Ankara
ıl örgütü tarafindan ihraç istemiyle di-
sipline sevk edilen eski genel sekre-
ter Ertuğrul Günay'la ilgili süreç de
devam ediyor. Savunması istenen Gü-
nay. "thraç kararlan, partide hukuk
ve demokrasi olmadığının yeni bir
kanıü. Trenkazasmdan sonraDVP Ge-
nel Başkanı ile biıükte hemen çıkıp
hükümetin istifasınıisteyenler,yargı-
MtT bağlannsı üe ilgili haberlerden
sonra>1neDVP GenelBaşkanıflebir-
tikte susup oturuyorlar. Asl bunlariyi
değerlendirilmeli'' dedi.
CHP içindeki muhalifler de, durum
değerlendirmesi yapıyor. Bazı mület-
vekilleri "Biz de aynı suçu işledik"
açıklaması yaparken, 25 milletveki-
linin imzasıyla CHP lideri DenizBay-
kal'a gönderilen mektupta da ihraç
ginşimlerine tepki gösterilmişti. Mu-
halifler son gelişmeleri geniş kahlım-
lı bir toplantıyla değerlendirmeye ha-
zırlanıyor. 28 Ağustos'ta düzenlene-
cek toplantıya milletvekillerinin ya-
nı sıra bazı il başkanlan ve örgüt tem-
silcilerinin de katılması planlanıyor.
Butoplantıdaparti içi mücadelenin na-
sıl yürütüleceği konuşulacak. ihraç
edilen milletvekillerinin de yargı yo-
luyla üyelik haklannı arayacaklan, bu
nedenle "istifa"nın gündemde olma-
yacağı bildirildi. Ankara Milletveki-
li Yakup Kepenek, "İhraç kararian
partiye büyük zarar verdL Arkadaş-
larumzm üyelik hakkının, hukuku-
nun korunması gereldr" dedi. îstan-
bul Milletvekili Nurettin Sözen de,
mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
Sarıgül ve Pervlş'e gözdağı
ÖıraçlarözeUikle Şişli Belediye Baş-
kanı MustafaSangül ve Istanbul Mil-
letvekili Kemal Derviş'e "gözdağı"
olarak değeriendirüdi. Bu aşamada, ye-
ni ihraçlann düşünühnediği bildiril-
di. CHP Genel Sekreter Yardımcısı
Algan Hacaloglu. "MYK'de atanan
karar ve PM'nin onayladığı çerçeve-
de bir karar verildi \IYK ve PM'de
bu konuda berbangi bir ek adun aol-
mamasL, partinin sakuutması duygu-
sunun benimseneceğı bir ortam >-ara-
tdmasıvebununpaviasılmasuıın bek-
fenmesi eğflimiortay'akondu. MYKra-
porunda başka bazı ipuçlan vann.
Ama şu anda başka bir niyetve haar-
hkyok* dedi. Hacaloglu, "fleriyedö-
nükolarakvank^annsürdürüimesidu-
rumunda>veniadıınlaratılabfleceğinir
vurgularken bunun "gözdağı" olarak
değerlendirilmemesini istedi.
Orgeneral Tolon:
îrticanın
panzehiri
Atatürk
ükekri
ANTALYA / DENİZLİ
(Cumhuriyet)-]. Ordu Ko-
mutanlığı'na atanan Ege
Ordu Komutanı Orgeneral
Hurşklblon. TSK'nin ıç ve
dış tehditler karşısında ta-
viz vermez duruşuyla Ata-
türk ilke ve inkılaplannın
güvencesi ohnaya devam
edeceğını söyledi. Tolon,
"Bölücülüğün de, irtfcanm
dapanzehiriAtatürkilkeve
inkdaplandır" dedi.
Türk Sılahlı Kuvvetle-
ri 'nin üst komuta kademe-
sinde yapılan degişiklikJe
emekliye aynlan 3. Piyade
Eğitim Tugay Komutanı
Tuğgeneral Hüseyin Bü-
lent Matsar, görevini Pi-
yade Albay Atakan Alb-
parmak'a devretti. Antal-
ya Garnizon Komutanlı-
gı'nda düzenlenen törene
katılan Orgeneral Tolon,
"TSK'nin gekneğinde üs-
rün bir disiplin anlayışı,
Cumhuriyet ve Atatürk ü-
kelerine sadakat ve bu ne-
denle çok çahşmak vantar.
Bu duygular yurtve miüet
sevgishie bütünkşmiştir. tç
ve dış tehditler karşısında-
kikurumsalaşniçtavizver-
mezduruşuyla TSK devte-
tin, miDetin ve Atatürk il-
keveinküaplannın güven-
cesiohnayadevamedecek-
ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
ı/*6O* . ,ia TV VtH\<*
CHP: Sorunlar AKP ile basladı
THYiçin Meclis
araşürması istendi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP millet-
vekıllen Kemal Kınçda-
roğhı ile Kemal DemireJ
ve arkadaşlan, "THY'de
AKP kadrolaşması ve yö-
netimin uçuş gü\enligini
tehdit eden uygulamala-
n" konusunda Meclis araş-
tırması açıbnasını istedi.
önergede 'THVninyöne-
timinin degiş-
mesinden son-
ra personelin
emekliliğezor-
lannıasLbudu-
rumun yol aç-
ugıidariveteknikzaaiîyet-
ler ileyeni yönetimin uçuş
güvenügini tehditeden uy-
gulamalan ve kâreden bir
kuruhışun daha sonraza-
rar etmesinin nedenleri-
nin araşünlmasT geregı
üzerinde duruldu.
Önergenin gerekçesin-
de AKP'nin iktidara gel-
mesiyle THY'nin ciddi
sorunlar yaşadığı ve yıllar-
dırkâr eden kuruluşun za-
rar etmeye başladığı vur-
gulandı. Önergede, "11
Eylülsaldınlannın ardın-
dansektördeld birçokbü-
yük firmanın zarar ettiği
birkonjonktürde kâreden
kuruluşun, yönetim degi-
şildiğinden sonrasektörün
rahatladığı bir dönemde
zararetmesinin nedenleri
araşOnlmalıdır" denildi.
Önergede, şu sorulara ya-
nıt aranması gereği üzerin-
de duruldu: "Atatürk ha-
valünanındaki
bakım hangar
üniteleri 100
uçagmihtiyacı-
nıkarşıiavabfle-
cekken,uçaksa-
vısuıın 150'yi aşt^ı bJön-
mektedir. Bu durumda
uçaklann bakımınasılya-
pdabibnektedir? RJlOOTe-
rin teknik hatalarmm ol-
duğu biönmesine karşın,
yetkffiler uçaldarda>apım
hatalan buhnıduğunu,an-
cak bunun uçuşa engel ol-
madığını söylemektedir.
SwissAir'den kiralanan 3
Airbus uçağın da sorun-
lanbuhındugubefirtimek-
tedir. Buuçaklariçin uçuş
güvenliği konusunda ab-
nan tedbirkr nelerdir?"
MCK Cettel sekreterllfllne İlk slvll atama yapılaeak
Alpogan kararnamesi onay
içinKöşk'e gönderildi
Saldırılar sürüyor
Denizh'de 11. Piyade Tu-
gay Komutanhğı devir-tes-
lim törenine de katılan Or-
general Tolon, Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucu-
su Atatürk'e, onun ilke ve
devrimleriyle oluşturulan
değerlere 81 yıldır yönel-
tilen saldınlann devam et-
tiğini söyledi. Orgeneral
Tolon, "Bölücülüğün de,
irticanın dapanzehiriAta-
türk ilke ve inkılaplandır.
Bizlere armağan edilen en
büyük mirasa bugüne ka-
dar olduğu gibi. bundan
sonra da sahip çıkacağnu-
za hickuşku yoktur" dedi.
ANKARA (Cumhurtyet Bürosu)
- Başbakanlık, Milli Güvenlik Ku-
rulu ÇMGK) Genel Sekreterliği'ne
Türkiye'nin Atina Bü-
yükelçisi Yiğit AIpo-
gan'ın atanmasını ön-
gören kararnameyi
Cumhurbaşkanlığı' na
gönderdi.
Ounhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer ın ka-
rarnameyi onaylaması
durumunda, MGK Ge-
nel Sekreterliği'ne ilk
sivil atama gerçekleştiritaıiş olacak.
Genel sekreterlik için daha önce adı
geçen Büyükelçi Osman Koru-
türk'ten, Türkiye'nin Irak Özel Tem-
• AKP hükümetinin
Cumhurbaşkanı
Sezer'e gönderdiği
kararname
onaylanırsa MGK
silcisi olarak önemli bir görevi yü-
rütüyor obnası ve bu alandaki de-
neyiminden yararlanıbnak istenme-
si nedeniyle vazgeçildi-
ği öğrenildi. Genel sek-
reterlik için ismi geçen
Türkiye'nin Birleşmiş
Milletler nezdüıde Da-
imi Temsilcisi olan Bü-
PKK terorizmine acık tavır alınmasını Istem
ABD Büyükelçiliği'ne göre
Baydemir'e ziyaret olağan
Genel Sekreterliği'ne yükelçiÜnütPamiriçin
Türkiye'nin
Atina Büyükelçisi
Alpogan atanacak.
de önemli bir başka dış
görevin düşünüldügü be-
lirtiliyor.
1945 dogumlu olan Al-
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ABD Büyükelçiliği, Adana Konsolo-
su Aficia AIKson'ın Diyarbakır Bele-
diye Başkanı Osman
Baydemir'e yaptığı zi-
yaretin "ohğan" oldu-
ğunu savundu. Büyükel-
çilik, Allison'ın Bayde-
mir'e "PKK terorizmi-
ne açık tavır abnalan ve
PKK'ye destek şekünde
algılanabaecekeylemler-
pogan, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.
Alpogan, Dışişleri Bakanlığı'ndaki
ilk görevine 1968 yılında başladt.
den kaçınmalan" mesa-
jını verdiğini bildirdi. - ^ — — ^
ABD'nin Ankara Büyükelçili-
ği'nden dün yapılan yazılı açıkla-
mada, "Türkiye'nnı geçen 20yıh aş-
km sürede PKK ile mücadeJesinde
• Adana Konsolosu
Allison'ın ziyaretine
ilişkin yapılan
açıklamada
Türkiye'nin PKK ile
mücadelede
ABD'den daha iyi bir
dostu olmadığı
savunuldu.
ABD'den daha iyi bir dostu ofanadı-
gı" savomuldu. Açıklamada, Adana
Konsolosu Allison'ın Osman Bayde-
mir'i ziyaretiyle ilgili
eleştirilere de şu yanıtı
verdi: "Amerikah yetki-
Klerin, seçimle işbaşına
gdmişsnasiteınsiicierizi-
j'aret etmesi, gerek Tür-
kiye, gerekse dünyanın
herhangi bir ülkesinde
yurüttükleri olağan dip-
lomatik faalheüeri ara-
•^"~^~~ smdadır.Alison.Di>arba-
kır'daki bütün temaslan sırasında
PKK'nin terörist bir örgüt okluğu-
nu ve bu şekilde değeriendirümesi
gerektiğmi açıkça ifade etmiştiıf
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
CHP'den üç milletvekilinin ihraç
edilmesi, Baykal'cı sürecin devam et-
tiğini gösteriyor. İhraç edilenlerden
Ahmet Güryüz Ketenci'yi ve Ha-
san Aydın'ı iyi tanıyorum. Mehmet
Tomanbay'ı ise yalnızca basında iz-
liyorum. Ketenci ve Aydın, yıllarca
"Baykalcı" diye bilinen ekibin içinde
yer aldılar. Baykal'ın genel başkan
olması için mücadele ettiler. Bu ne-
denle onlann ihraç edilmesi, "Baykal-
cı " gelenekte bir çatlak anlamına da
gelebilir.
Bu değerlendirmeyi yaptıktan he-
men sonra da Adnan Keskin'i anım-
sıyorum. Keskin de CHP içinde Bay-
kal'ın en yakın çevresinden sayılan-
lardandı, sonunda yollan dramatik
bir şekilde ayrıldı. Birbirierine düş-
man denecek ölçüde karşı saflarda
yer aldılar. Siyasi mücadelede "vefa"
pek etkin bir sözcük değil. Siyaset-
te "yolarkadaşlıklan"'var, "vefa'yok.
Bunun çok sayıda örneğine, yakın
tarihimizde sıkça tanık olduk. Ismet
Inönü'nün evladı sayılan Bülerrt Ece-
Sol Değişim Sürecinin Dışında...
vit'in partinin yönetimini efsanevi li-
der Inönü'den alması, bunun en tipik
örneklerindendi. Daha sonraki yıllar-
da da Bülent Ecevit, birçok yakın ça-
lışma arkadaşını terk ederek siyasi mü-
cadelesini sürdürdü. Bunlardan biri-
si de Deniz Baykal değil miydi?
CHP içindeki mücadeleyi, "vefa"
açısından değil ama, siyasi yöneliş açı-
sından değerlendirmek daha doğru
olur. CHP içinde Baykal'ın siyasi bir
lider olarak başansız olduğunu düşü-
nen değişik çevreler bulunuyor. Bu
çevreler zaman zaman bir araya ge-
liyor, ancak iş kopuş noktasına gel-
diğinde, itirazlar daha çok bireysel
çıkışlar haline dönüşüyor.
Sosyal demokrasinin Türkiye'de
bir kriz içinde olduğu gerçek. Hatta
bu krizin sosyalistler dahil bütün so-
lu içine aldığını söylemek haksızlık
olmaz. Sol bir "çözümsüzlük" krizi ya-
şıyor. Türkiye, çok önemli bir değişim
ve yeniden yapılanma sürecinden
geçerken, solun bu sürece müdahil
olamaması ilginç, ilginç olduğu ka-
dardramatik. Çünkü sol, yıllardır Tür-
kiye'de bir değişim ve yeniden yapı-
lanma için mücadele etmiş, bu mü-
cadelesi nedeniyle statükonun ağır
baskısını görmüştü. Değişim için uy-
gun koşullar oluştuğunda ise solun
bu değişime öncülük edecek, ener-
jisi ve siyasi vizyonu kalmamıştı.
Baykal önderiiğindeki CHP'nin kri-
zi, solun genel krizinin bir parçası.
CHP, solun şu anda en çok oy alan
partisi olması nedeniyle, bu duruma
çözüm üretecek bir güç olarak da
kabul ediliyor. Herkesin gözü CHP'de
ve Deniz Baykal'da. Ancak Baykal
yorgun düşen ve değişim vizyonunu
yitiren solun tipik temsilcilerinden bi-
risi. Onun bu kadar ağır bir soruna çö-
züm üretmesi mümkün değil. Ancak
onunla aynı gelenekten gelen "Bay-
kal" muhaliflerinin de pek şansı ola-
cağını sanmıyorum.
Sorun çok derinlerde. CHP'yi alt-
tan gelen bir değişim dalgası zorfa-
mıyor. Sol enerjisini yitirdiği için CHP
içindeki muhalefetin de enerjisi yeter-
li olmuyor.
Genel bir umutsuzluk ve çaresiz-
likyaygınlaşıyor. Uzaktan bakıp CHP
hakkında ileri geri konuşmak kolay.
Bunu biliyorum. Zaten yalnızca CHP
değil ki, tüm sol genel bir çözümsüz-
lük sıkıntısı içinde.
Ne yapabiliriz? Bu konuda o kadar
çok konuşuldu ki, şimdi söylenecek
sözlerin de pek biranlamı olmayacak.
Fakat en azından şu noktada birle-
şelim: Sol bir siyasi kriz yaşıyor. Dün-
yadaki ve Türkiye'deki değişimi an-
layamıyor, halkın genel eğilimini an-
layamıyor ve seçkinci bir çizgide tı-
kanıp kalıyor.
Bakın yargı ve MlT'teki krize. Bu,
devletin tepelerinde çok ciddi bir de-
ğişim ihtiyacının olduğunu gözlerönü-
neseriyor. Olaylar, kökten birdemok-
ratikleşme, şeffaflaşma, bir yeniden
yapılanma ihtiyacını gündeme geti-
riyor. Türkiye'nin hâlâ 1982 Anayasa-
sı ile yönetildiğini unutmayalım. Onu
bile değiştiremedik. 12 Eylül'ün ürü-
nü YÖK'çüler, bazı solcuların müt-
tefiki oldular. 12 Eylülcü mantık de-
vam ederken, bu sistem gıdasını "re-
jimi koruyalım" s\ogarwndar\ aldı. So-
lun önemli bir kesimi ise, düzen yan-
lısı güçlerin peşine takılmış durum-
da.
"AKP neden başanlı, halk hâlâ ne-
den onları destekliyor?" sorusuna
samimi ve gerçekçi bir cevap üret-
mek zorundayız. "Halk anlamıyor"
demek, tam anlamıyla seçkincilik de-
ğil mi? O zaman demokrasi de ge-
rekmiyor.
Belki de solcular, halka güvenmi-
yorlar. Sorun da buradan kaynakla-
nıyor. Halka güvenmeyen solcu, gü-
cünü nereden alacak ki!