Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Meteoroloji'de 417 mühendisten yalnızca 112'sinin meteoroloji mühendisi olduğu ortaya çıktı
Kadrolaşmaya 'bilimsel' kılıfEMtNEKAPLAN
ANKARA - Çevre ve Orman Ba-
kanı Osman Pepe, Meteoroloji Genel
Müdürlüğü'ndeki kadrolaşma ıddiala-
nıu yanıtlarken, lcurumda bilimsel
olarak yalnızca meteoroloji mühen-
disüıe değil fizik, matematik, elekt-
ronik, bilgisayar dallannda da mühen-
dise gereksinim olduğunu söyledi.
Ancak kunımda bu dallardaki mühen-
dis sayısı, meteoroloji mühendisi sa-
yısını geçti. 414 mühendisin yalnız-
ca II2'sini meteoroloji mühendisi
oluştumrken, diğerleri ziraat, elekt-
rik-elektronik, makine, fizik, mate-
matik, çevre mühendisi olarak sıra-
lanıyor.
Çevre ve Orman Bakanı Osman
Pepe'nin, CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart'ın soru önergelerine ver-
diği yanıtta, Meteoroloji Genel Mü-
dürlüğü'ndeki kadrolaşmayı itiraf
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ndeki kadrolaşmayı itiraf
ederken, kurumda ziraat, fizik, matematik ve çevre mühendisi istihdam edilmesini ilginç
gerekçelere dayandırdı. Bakan 'Bilimsel olarak diğer mühendislere de ihtiyaç var' dedi.
Meteoroloji mühendisi sayısı, diğerlerinin gerisinde kaldı.
ederken, kurumda ziraat, fizik, ma-
tematik ve çe\Te mühendisi istihdam
edilmesini ilginç gerekçelere dayan-
dırdı.
Pepe'nin savunması
Meteorolojinin, atmosfer bilimle-
ri içinde yer aldığını, matematik, fi-
zik ve muhtelif mühendislüderin uy-
gulama alanına girdiğini belirten Pe-
pe, yurtdışındaki gelişmiş meteoro-
loji örgütlerinin personel yapısında
meteoroloji, matematik ve fizik mü-
hendıslerinin yanı sıra elektrik-elekt-
ronik, bilgisayar, nükleer-fizik ve
çevre mühendisliği gibi çeşitli alan-
lardan da uzmanlann yer aldığını
söyledi. Pepe, şu görüşleri dile getir-
di: "tyi bir meteorolojisrin çok iyi fi-
zik, matematik, bilgisayar program-
lama, genel mühendislik ve yurtdı-
şmdaki gelişmeleri takip edecek dü-
zeyde yabancı dil bflmesi gereklfliği,
arük kaçmıhnazdır. Bu nedenierden
dolayı ilgili genel müdüriüğümüzün
sadece meteoroloji mühendislerine
değil özelBkk radar ve uydu sistem-
leri gibi teknotojilerin işletilınesi ve
kuUanılmasL, aynı zamanda sayısal
modelçahşmalannmnirütülrnesiiçin
fizik, matematik, elektronik, bilgisa-
var daDannda master hatta doktora
yapmış teknik personel ihtivacı var-
dır."
Pepe, Kart'ın bir başka soru öner-
gesine verdiği yanıtta ise Meteorolo-
jiGenel Müdürlüğü'nde417mühen-
dis olduğu, bunlann 112'sini meteoro-
loji mühendislerinin oluşturduğu, ge-
ri kalan bölümün ise ziraat, elektrik-
elektronik, makine, fizik, matematik
ve çevre mühendislerinden oluştu-
ğunu bildirdi. Pepe'nin verdiği bilgi-
lere göre, kurumdaki mühendis da-
ğılımında meteoroloji mühendisle-
rinin dörtte bir düzeyinde kalması
dikkat çekti.
Hortmn savunması
Pepe, Çubuk'ta yaşanan hortum
olayıyla ilgili olarak da bazı açıkla-
malar yaptı. Hortum olayının radar
verileri ile belirlenebildiğini itiraf
eden Pepe, şu açıklamayı yaptı:
"Ancak, burada önenıli bir kriter
göz ardı edilmemelidir. Meteorolojik
açıdan optimum bir fayda sağlamak
için meteoroloji radarlan ortalama
yer seviyesinden itibaren maksimum
1000 metre seviyeye kurulmaktadır.
Sünlü'deki hortum olayında radar
teknolojisinin etkin olarak kullanıla-
bflmesi için Çubuk O\°ası'nm 500 met-
re yükseğinde bir yere radar kurul-
ması gerekirdL Böylece yer seviyesin-
den itibaren armosferin hortum ola-
yı için önemU olan ilk 1000 metresi-
nin taranmasi mümkün olabilir. An-
cak bu radariar en yakın ovalar için
bfle örneğin Mürtet O ası için kufla-
mlamayacakür. Bunun anlaım, Tür-
krye'nin topografik yaptsından dola-
yı dağmık engelkr nedenhie sadece
ovalarda veri ahmıyapüabfleeek vç çok
pahalı olan bu radarlara çok sayîda
ihrhaç duyulaeakür. Bu ise ekono-
mik açıdan mümkün olmayacakür."
MGK Genel Sekreterliği için Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Yiğit Alpogan'm adı öne çıkıyor
Köşk'e seçenekli liste gidecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bu yıl ilk
kez sivüler arasından atanacak Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği
için Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Yiğit
Alpogan'ın adı öne çıkıyor. Hükümete yakın
kaynaklar, bu görev için Alpogan'm
düşünüldüğünü belirtirken, Çankaya
Köşkü'ne "seçenekü bir listenin"
sunulacağını kaydettiler. MGK Genel
Sekreterliği için adı geçen diğer büyükelçiler
ise Türkiye'nin Irak Ozel Temsilcisi Osman
Korutürk ile BM Daimi Temsilcisi Ümh
Pamir AB'ye uyum sürecinde sivilleştirilen
Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) yapılacak
Genel Sekreter ataması için düşünülen
adaylar netleşti. MGK Genel Sekteri
Orgeneral Şükrii Sarnşıkın 2. Ordu
Komutanığı'na getirilmesinin ardmdan bu
görevi devralacak yetkili, Dışişleri
Bakanlığı'nın kıdemli diplomatlan arasından
seçilecek. Hükümete yakın kaynaklar,
Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Yiğit
Alpogan'ın bu
görev için
düşünüldüğünü
belirtirken,
Çankaya
Köşkü'ne yine
de seçenekli bir
liste
sunulacağını
kaydettiler.
2001 yılmdan
bu yana Atina
Büyükelçiliği
görevini
yürüten Yiğit
Alpogan'm
NATO, Kıbns,
Ege ve Orta
Asya
konulannda
büyük deneyimi
bulunuyor.
MGK Genel
Sekreterliği için
Türkiye'nin
Birleşmiş
Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ümit
Pamir'in de adı geçiyor. Daha önce NATO ve
güvenlik konulannda görevler üstlenen
Büyükelçi Pamir'in bir dönem
Başbakanlık'ta da görev yapmış olmasının
deneyimini güçlendirdiği belirtiliyor. Genel
Sekreterlik görevi için düşünülen bir diğer
büyükelçi ise Dışişleri Bakanlığı'nın en
kıdemli diplomatlanndan Büyükelçi Osman
Korutürk. Büyükelçi Korutürk'ün Türkiye
açısından büyük önem taşıyan Irak Özel
Temsilciliği görevini yürütmekte olduğuna
işaret eden kaynaklar, bu nedenle MGK
Genel Sekreterliği'ne atanmasının daha zayıf
bir olasılık olduğunu dile getiriyorlar.
• 2001 yıhndanbu
yana Atina
Büyükelçiliği
görevini yürüten
Yiğit Alpogan'ın
NATO, Kıbns, Ege ve
Orta Asya
konulannda büyük
deneyimi bulunuyor.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN AKP dönemi
Kamu kuruluşlarının üst düzey yönetlcller! değiştlrlllyor
Bürokraside atama rüzgân
ANKARA (ANKA)-Hükümetin bürokrasideki ata-
malan sürüyor. Çeşitli kamu kurumlannda üst düzey
kadrolara yönelik yeni atama kararlan Resmi Gaze-
te'de yayımlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı'nda gerçekleştirilen atamalarla MTA Genel Müdü-
rü AH Kemal Işıker görevinden ahnırken, TPAO Yö-
netim Kurulu üyeliğine Prof. Dr. CumaK Kınacı geti-
rildi. DSl Trabzon Bölge Müdürlüğü'ne BahriEge, Kay-
seri Bölge Müdürlüğü'ne ise Sedat Özpınar atandı.
Kenan Işjk Başbakanhk Müşavirliği görevine geti-
rilirken Türkiye Kömür tşletaıeleri Genel Müdürlü-
ğü'nde boş bulunan Yönetim Kurulu üyeliğine Ahmet
Kesik, Milh' EmlakGenel Müdürlüğü'ne aynı yerin Ge-
nel Müdür Yardımcısı Üyas Arü atandı.
Bayındırhk ve Iskân Bakanlığı'ndaki atamalarla Is-
maüKartal Kastamonu 15. Bölge Müdürlüğü'ne, AK
Aydoğan Edirne Tapuve Kadastro Bölge Müdürlüğü'ne
atanırken Balıkesir Bayındırlık ve Iskân Müdürii Ekin
Günen görevinden alındı. Günen'den boşalan göreve
ise Abdulvahap Güven getirildi. Ulaştırma Bakanlı-
ğı'nda da Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanla-
n tnşaat Genel Müdür Yardımcılıklanna Ahmet Kuş-
hanoğlu ile Metan Tahan atandı. TMO Genel Müdür
Yardımcısı Refik Korkmaz görevinden alındı.
167 bin
kişimemur
kadrosunda
ANKARA (ANKA) - AKP
iktidannın geçen yılla bu
yılın ilk altı ayını kapsayan
bir buçuk yıllık dönemde
memur kadrolanna
yaklaşık 167 bin kişi
ahndığı belirlendi. Emekli
Sandığı verilerinden
yapılan belirlemeye göre,
geçen yıl 85 bin 566
memur emekliye aynldı.
2003, 1996'dan sonra en
fazla sayıda memurun
emekliye aynldığı yıl oldu.
1996'da 93 bin 867 memur
emekliye aynlmıştı. Bu
yılın ilk altı aylık
döneminde emekliye
aynlan memur sayısı da 37
bini buldu.
Böylece, son bir buçuk
yıllık dönemde emekliye
aynlan memur sayısı
122 bin 776'ya yükseldi.
AKP iktidannın ilk
yılında memur kadrolanna
121 bin atama yapıldı. 85
bin 566 memurun
emekliye aynldığı 2003
yılında, memur sayısı bir
önceki yılın sonuna göre
net35 bin 371 kişilik
artışla 2 milyon 408 bini
geçti.
Altı ayda 37 bin emekli
Bu yılm ilk altı ayında ise
46 bin 386 kişi memur
olarak kamuda işe başladı.
Aynı dönemde 37 bin
memurun emekliye
aynlması sonucu, memur
sayısındaki net artış 9 bin
376 oldu. Bu yıhn haziran
sonu itibanyla memur
sayısı 2 milyon 417 bin
500'ü geçti. AKP
iktidannın ilk bir buçuk
yıllık döneminde memur
kadrolanna yapılan atama
sayısı 157 bini geçerken,
memur sayısındaki net
artış da 45 bine yaklaştı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Milleüerin estetikzevMeri olur mu? Da-
ha doğrusu milletlere ait özel estetik
tercihler var mıdır? Bunu bilemem, an-
cak şunu biliyorum, biz Türkler şehirci-
lik alanında ve mimarideki zevksizliği-
mizle ünlüyüz. Bunun yoksullukla ne
kadar ilgisi var, onu da bilemiyorum.
Geçen haftalarda Kastamonu'nun Kü-
re Dağlan'nı gezmiştik. Bundan 100 yıl
ya da 50 yıl önce yapılmış binalann bu-
gün yapılanlardan çok daha estetik ol-
duğunu gördük.
Karadenizliler, ülkemizin inşaat sek-
törünün en etkin temsilcileri olarak bi-
linirier. Ancak bu etkinlik, ne kadar olum-
lu bir sonuç veriyor, işte orası çok tar-
üşmalı. Rize, doğaf güzellik olarak dün-
yanın en güzel kentlerinden birisi, an-
cak gelin görün ki şehir Karadenizli in-
şaatçılann elinde bir zevksizlik ve be-
ton yığınına dönüşmüş durumda. Dün-
ya güzeli sahil yüksek ve çirkin beton
apartmanlarla kapatılmış, arkasındaki
Türkler ve Binalar...
dağlan, doğal ihtişamı reddeden bir gö-
rüntü ortaya çıkmış.
Istanbul'da yapılanlar üzerinde ko-
nuşmak bile gerekmiyor. Gidin Galata
çevresinde yüz yıl veya daha önce ya-
pılmış binalara bakın, bir de onlann ya-
nı başında yapılmış yeni binalan görün,
ulusal mimarimiz üzerine bir görüş sa-
hibi olabilirsiniz. Bu konudaki en çarpı-
cı ömeklerden birisi Büyükada'daki be-
lediye başkanlığı binasıdır. Büyükada,
çok önemli tarihi binalann yer aldığı bir
yer. Dünyanın dört biryanından mimar-
lar 19. yüzyılın sonunda kendi ülkeleri-
nin mimari zevklerini Büyükada'ya yan-
srtmak amaayta çok farktı üsluplarda de-
ğişik binalar yapmışlar. Bu binalann ki-
mi yeni sahipleri ellerindeki kıymetten
habersiz gizli gizli o binanın yerine apart-
man yapmayı hayal ediyor ya da bir
pundunu bulup yapıyor. Bütün bunla-
ra rağmen Büyükada'da hâlâ bakma-
ya doyamayacağınız çok sayıda eski bi-
na bulunuyor.
Belediye başkanlığı da iki sene ön-
cesine kadar, çok güzel bir eski ada
konağında çalışmalannı sürdürüyordu.
Şimdiki bina ise lller Idaresi tarafından
yaptırılmış. Tam anlamıyla bir mimari
felaket. O binanın miman, hangi akla hiz-
metle, sırtını denize dönmüş, denize
bakan penceresi bile olmayan, bu çir-
kinlik anıtını, Büyükada'ya yapmaya ka-
rarvermiş, anlamak, çözmek mümkün
değil. Ben olsam, mimariık fakültele-
rinde Adalar Belediye Başkanlığı bina-
sını, kötü mimarinin bir ömeği olarak ders
konusu yapanm. Onca güzel binanın ya-
nına bu binayı yapan miman da Mimar-
lar Odası disiplin kurulana veririm.
Toplumsal Tarih dergisinin bu ayki
sayısında, bundan tam yüz yıl önce Ik-
dam gazetesinden bir haber aktanlıyor.
Haber Beyoğlu caddelerinin genişletil-
mesi üzerine yapılan uygulamalara dik-
kat çekiyor.
Tam yüz yıl önce benzer konulann tar-
tışıldığını görmek, insanı umutsuzluğa
sevk ediyor. "Inşası mutasavver (ta-
sarlanan) olan binalar hakkında be-
yan-ı fikir ve mütalaa etmek, belediye
idarelerinin hakkıdır. Bu inkâr edile-
mez çünkü binanın tarz-ı inşası bir gü-
zel sokağın manzarasını büsbütün ih-
lal edebilir. Dersaadet'de ve bilhassa
Beyoğlu'nda ufak bir gezinti, şehri-
mizde böyle bir komisyona ne dere-
ceye kadar lüzum olduğunu anlamak
için kafidir. Zannedilir ki kalfalanmız
sanayi-i mimariyenin, bedayi-isanatın
düşmanı olup, bil-iltizam (kasıtlı olarak)
çirkin binalarinşa ediyoriar. Böyle kal-
falannyaptıklan binalar, hiçbirtarzı mi-
mariye tevafuk etmez (uymaz). O ga-
rip şekiller hiçbir şeye benzemez...
Halbuki bir mimar, inşa edeceği bina-
nın tenasüb ve zarafetini düşündükten
maada, o bina yanında bulunan veya
inşası mukarrer olan ebniyeyi (binala-
n) dahi nazar-ı dikkate alır. Dersaadet
kalfalan hiss-isanattan mahrumdunar."
Görüldüğü gibi bu sorun tam yüz yıl
önce aynı bugünkü gibi tartışılıyor ve
çözüm bulunamadığı için şikayetler
ediliyormuş. Ikdam gazetesi bu yazıyı
o zaman Istanbul'da yayın yapan Le-
vant Herald gazetesinden aktarmış ve
kendi görüşlerini de şöyle ifade etmiş-
ti: "Fılhakika kalfalanmız inşaattasanat-
ı mimarinin hiçbir kaidesineriayetef-
mezler. Daha doğrusu vakıf değildiler.
Kalfaların münasebetsizliği en ziyade
sayfiye olan yerierde görülür."
GLOBALPOLMKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Diem'den Allavi'ye,
'Dejâ vu'
Pazartesi günü gazeteler, ABD tarafından Sad-
dam'ı yargılamak üzere oluşturulan mahkemenin
başkanı Salim Çelebi ve amcası, yakın zamana
kadarABD'nin Irak'taki adamı Ahmet Çelebi hak-
kında cinayet suçundan tutuklama kararı çıkanl-
dığını yazıyordu. Çelebiler şimdi ABD'yi kendileri-
ne karşı bir komplo düzenlemekle suçluyor. Irak
da bir ironiler curcunası olmaya devam ediyor. Sa-
vaştan önce, ABD basını, Arap neo-liberalleri (il-
ginç birtartışma için: MEMRI06/08) Ortadoğu'da
istikrar sağlamak için, işe Irak'taki diktatörü de-
virip demokrasi getirerek başlamak gerektiğini sa-
vunuyorlardı. IPS'den Greg Guma'nın geçen haf-
ta işaret ettiği gibi, ABD basını (örneğin, New York
Tımes 11 /07), şimdi istikrar için, Irak'ta, bir "güç-
lü adam" gerektiğini anlatmaya başladı. Bu istik-
rar sağlama görevi, dün Nikaragua'daSomoza'ya,
Filipinler'de Marcos'a, Iran'da Şah'a ve Viet-
nam'da Diem'e düşmüştü, bugün de Irak'ta Alla-
vi'ye düşüyor.
Vietnam Redux
Diem özellikle uygun bir örnek. 1967'de Viet-
nam'da genel seçimler yapıldı, yönetime ABD'nin
kuklası Diem getirildi. ABD basınına göre artık de-
mokrasi ve özgürlük geliyordu Vietnam'a, ama
Saygon sokaklannda hiçbir sevinç, heyecan yok-
tu; tıpkı, ABD Irak yönetimini Allavi'ye bıraktığın-
da olduğu gibi. Dün, Güney Vietnam ABD işgali al-
tındaydı, bugün de Irak... Dün, seçimlerin hemen
ardından General Weeler Beyaz Saray'dan ek ola-
rak 100.000 asker istemişti. Bugün ABD Irak'a
30.000 asker daha göndermeyi planlıyor. Dün, Di-
em'in görevi, ABD egemeniliğini yaldızh kâğıda
sarıp Vietnam halkına satmaktı. Ama yaldızlar he-
men yırtıldı, basın özgürlüğü rafa kalktı, "rejim düş-
manlan", "teröhstler" tutuklandı, işkence, yargı-
sız infaz yaygınlaştı. Saygon yakınındaki Poulo
Condon tutukevi, Abu Gharip gibi bir işkence
merkezi haline geldi. Diem'in emrindeki güçler
ABD ordusuyla birlikte kendi halklanna saldırma-
ya devam ettiler. Ama onlar da Irak askerleri gibi,
savaşmaya çok isteksizdiler, çoğu isyancılardan ya-
naydı. Budist rahipler, ABD işgalini protesto etmek
için, kendilerini yakmaya başladılar. Iraklılar da in-
tihar saldınlan düzenliyoriar.
Irak şimdi "güçlü" bir maşanın (pardon lider di-
yecektim) kıskacında. Efendilerine ne kadar "sert
biradam" olduğunu kanrtlamak için olsa gerek, ABD
yetkililerinin gözleri önünde altı tutukluyu soğuk-
kanlılıkla ınfaz ederek göreve başlayan (Sydney
Morning Herald) Allavi, daha sonra birtutuklunun,
itirafa zoriamak için kolunu kesmiş. Haberi akta-
ran New York Times ise Irak'ın nihayet güçlü bir li-
dere kavuştuğunu düşünüyor(D. Filkins, 11/06).
Allavi, ABD güçlerinin Felluce ve Necef saldınlan-
nı onaylayarak, yüzlerce vatandaşının öldürülme-
sine göz yumarak, El Cezire televizyonunun bü-
rosunu kapatarak, ölüm cezasını geri getirerek,
Baas üst kadrolannı yeniden göreve çağıracağını,
sıkıyönetim ilan edeceğini açıklayarak, seçimlerin
ertelenebileceğini ima ederek göreve devam edi-
yor. 1980'lerde ABD'nin Latin Amerika'daki "kirii
savaşlannı" yöneten Negroponte de ABD Irak
başkonsolosu olarak süreci denetliyor.
Bu süreç nereye gidiyor?
Nereye olacak, ne kadar uzun sürerse sürsün,
hiç kuşkusuz üst üste yığılan, yanmış, parçalan-
mış, kadın erkek çocuk cesetleri üzerinden, ABD
için onursuz bir yenilgiye...
Vietnam savaşının kaderini beliriemiş iki yaşlı si-
yasetçinin söylediklerine bakmak yeterli. Vo Ngu-
yen Giap (92) (Fransave ABD'nin yenilgisinde be-
lirleyicı rol oynayan efsanevi komutan) Hanoi'de
Fransa'ya ve ABD'ye karşı kazanılan zaferlerin anı-
sına düzenlenen toplantıda konuşurken, Irak'la il-
gili bir soruya karşılık, Irak'ın ayrıntılannı bilmedi-
ğini belirttikten sonra, "Iradelerini diğer ulusla-
ra dayatan uluslar sonunda yenilmeye mah-
kûmdurlar... Egemenliklerini konımak için mü-
cadele eden uluslar mutlaka kazanırfar" (AP
02/06) diyor.
ABD tarafında Savunma Bakanı ve savaşın bey-
ni olarak görev yapan Robert McNamara'mn (87)
saptamalan da aydınlatıcı. Vietnam'la ilgili kitabın-
da, "Hatalıydık, fena halde hatalıydık. Gelecek
kuşaklara bunun nedenleriniaçıklamak bizim
borcumuzdur" diye yazan McNamara, Irak'la il-
gili olarak da "Yaptıklanmız ahlaken, siyasi ve
ekonomik açılardan yanlıştır" dıyor. McNama-
ra'ya göre VVashington'un, yine en büyük hatası
"Ülkenin (Irak-E.Y.) karmaşıklıklannı kavraya-
mamak" "halklann özgürlükleri için direne-
ceğini önceden görememek".. "ve mûttefîk-
lerini eylemlerinin haklılığına ikna edememek"
(Globe and Mail, 24/01). Tarih yine, kendini tek-
raretmeye hazırianıyor...
Osmanlı belgeleri
Sovoşta Ermeni-
Fransız işbirliği
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu)-Başba-
kanlık Devlet Arşivle-
ri Genel Müdürlüğü
tarafından çıkarılan,
"Osmanh Belgelerin-
de Ermeni-Fransız İKş-
küeri" adlı yapıtta, 1.
Dünya Savaşı sonra-
sında Ermenilerin
Türklere karşı Fran-
sızlarla işbirliği yap-
tığı ortaya kondu.
Başbakanhk, "Os-
manh Belgelerinde Er-
meni-Fransız tüşldle-
ri" adlı serinin üçüncü
cilt kitabını çıkardı.
Başbakanhk Devlet
Arşivleri Genel Müdü-
rii Doç. Dr. YusufSa-
rmay' ın proje yönetici-
liğini üstlendiği yapıt-
ta, 1920-1922 yıllan
arasında yaşanan olay-
lara belgelerle yer ve-
rildi. Eserde, 1. Dünya
Savaşı sonrasında Os-
manlı Devleti'nin ye-
nik sayılması nedeniy-
le Fransızlann işgal et-
tiği yerierde yaşanan
katliamlar anlatıldı.
Fransız askerleri ara-
sında yer alan Erme-
nilerin halka katliama
varan saldınlannı bel-
geleriyle ortaya koyan
kitapta, Maraş ve Zey-
run'daki katliamlar ak-
tanldı. Kitapta, Fran-
sızlann hizmetinde bu-
lunan Ermeni askerle-
rinin Maraş 'ta iki Müs-
lüman oduncuyu kat-
lettiğine ilişkin acil
telgrafm fotokopileri-
ne yer verildi.