18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAMBA HABERLER Meteoroloji'de 417 mühendisten yalnızca 112'sinin meteoroloji mühendisi olduğu ortaya çıktı Kadrolaşmaya 'bilimsel' kılıfEMtNEKAPLAN ANKARA - Çevre ve Orman Ba- kanı Osman Pepe, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ndeki kadrolaşma ıddiala- nıu yanıtlarken, lcurumda bilimsel olarak yalnızca meteoroloji mühen- disüıe değil fizik, matematik, elekt- ronik, bilgisayar dallannda da mühen- dise gereksinim olduğunu söyledi. Ancak kunımda bu dallardaki mühen- dis sayısı, meteoroloji mühendisi sa- yısını geçti. 414 mühendisin yalnız- ca II2'sini meteoroloji mühendisi oluştumrken, diğerleri ziraat, elekt- rik-elektronik, makine, fizik, mate- matik, çevre mühendisi olarak sıra- lanıyor. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın soru önergelerine ver- diği yanıtta, Meteoroloji Genel Mü- dürlüğü'ndeki kadrolaşmayı itiraf Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ndeki kadrolaşmayı itiraf ederken, kurumda ziraat, fizik, matematik ve çevre mühendisi istihdam edilmesini ilginç gerekçelere dayandırdı. Bakan 'Bilimsel olarak diğer mühendislere de ihtiyaç var' dedi. Meteoroloji mühendisi sayısı, diğerlerinin gerisinde kaldı. ederken, kurumda ziraat, fizik, ma- tematik ve çe\Te mühendisi istihdam edilmesini ilginç gerekçelere dayan- dırdı. Pepe'nin savunması Meteorolojinin, atmosfer bilimle- ri içinde yer aldığını, matematik, fi- zik ve muhtelif mühendislüderin uy- gulama alanına girdiğini belirten Pe- pe, yurtdışındaki gelişmiş meteoro- loji örgütlerinin personel yapısında meteoroloji, matematik ve fizik mü- hendıslerinin yanı sıra elektrik-elekt- ronik, bilgisayar, nükleer-fizik ve çevre mühendisliği gibi çeşitli alan- lardan da uzmanlann yer aldığını söyledi. Pepe, şu görüşleri dile getir- di: "tyi bir meteorolojisrin çok iyi fi- zik, matematik, bilgisayar program- lama, genel mühendislik ve yurtdı- şmdaki gelişmeleri takip edecek dü- zeyde yabancı dil bflmesi gereklfliği, arük kaçmıhnazdır. Bu nedenierden dolayı ilgili genel müdüriüğümüzün sadece meteoroloji mühendislerine değil özelBkk radar ve uydu sistem- leri gibi teknotojilerin işletilınesi ve kuUanılmasL, aynı zamanda sayısal modelçahşmalannmnirütülrnesiiçin fizik, matematik, elektronik, bilgisa- var daDannda master hatta doktora yapmış teknik personel ihtivacı var- dır." Pepe, Kart'ın bir başka soru öner- gesine verdiği yanıtta ise Meteorolo- jiGenel Müdürlüğü'nde417mühen- dis olduğu, bunlann 112'sini meteoro- loji mühendislerinin oluşturduğu, ge- ri kalan bölümün ise ziraat, elektrik- elektronik, makine, fizik, matematik ve çevre mühendislerinden oluştu- ğunu bildirdi. Pepe'nin verdiği bilgi- lere göre, kurumdaki mühendis da- ğılımında meteoroloji mühendisle- rinin dörtte bir düzeyinde kalması dikkat çekti. Hortmn savunması Pepe, Çubuk'ta yaşanan hortum olayıyla ilgili olarak da bazı açıkla- malar yaptı. Hortum olayının radar verileri ile belirlenebildiğini itiraf eden Pepe, şu açıklamayı yaptı: "Ancak, burada önenıli bir kriter göz ardı edilmemelidir. Meteorolojik açıdan optimum bir fayda sağlamak için meteoroloji radarlan ortalama yer seviyesinden itibaren maksimum 1000 metre seviyeye kurulmaktadır. Sünlü'deki hortum olayında radar teknolojisinin etkin olarak kullanıla- bflmesi için Çubuk O\°ası'nm 500 met- re yükseğinde bir yere radar kurul- ması gerekirdL Böylece yer seviyesin- den itibaren armosferin hortum ola- yı için önemU olan ilk 1000 metresi- nin taranmasi mümkün olabilir. An- cak bu radariar en yakın ovalar için bfle örneğin Mürtet O ası için kufla- mlamayacakür. Bunun anlaım, Tür- krye'nin topografik yaptsından dola- yı dağmık engelkr nedenhie sadece ovalarda veri ahmıyapüabfleeek vç çok pahalı olan bu radarlara çok sayîda ihrhaç duyulaeakür. Bu ise ekono- mik açıdan mümkün olmayacakür." MGK Genel Sekreterliği için Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Yiğit Alpogan'm adı öne çıkıyor Köşk'e seçenekli liste gidecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bu yıl ilk kez sivüler arasından atanacak Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği için Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Yiğit Alpogan'ın adı öne çıkıyor. Hükümete yakın kaynaklar, bu görev için Alpogan'm düşünüldüğünü belirtirken, Çankaya Köşkü'ne "seçenekü bir listenin" sunulacağını kaydettiler. MGK Genel Sekreterliği için adı geçen diğer büyükelçiler ise Türkiye'nin Irak Ozel Temsilcisi Osman Korutürk ile BM Daimi Temsilcisi Ümh Pamir AB'ye uyum sürecinde sivilleştirilen Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) yapılacak Genel Sekreter ataması için düşünülen adaylar netleşti. MGK Genel Sekteri Orgeneral Şükrii Sarnşıkın 2. Ordu Komutanığı'na getirilmesinin ardmdan bu görevi devralacak yetkili, Dışişleri Bakanlığı'nın kıdemli diplomatlan arasından seçilecek. Hükümete yakın kaynaklar, Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Yiğit Alpogan'ın bu görev için düşünüldüğünü belirtirken, Çankaya Köşkü'ne yine de seçenekli bir liste sunulacağını kaydettiler. 2001 yılmdan bu yana Atina Büyükelçiliği görevini yürüten Yiğit Alpogan'm NATO, Kıbns, Ege ve Orta Asya konulannda büyük deneyimi bulunuyor. MGK Genel Sekreterliği için Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ümit Pamir'in de adı geçiyor. Daha önce NATO ve güvenlik konulannda görevler üstlenen Büyükelçi Pamir'in bir dönem Başbakanlık'ta da görev yapmış olmasının deneyimini güçlendirdiği belirtiliyor. Genel Sekreterlik görevi için düşünülen bir diğer büyükelçi ise Dışişleri Bakanlığı'nın en kıdemli diplomatlanndan Büyükelçi Osman Korutürk. Büyükelçi Korutürk'ün Türkiye açısından büyük önem taşıyan Irak Özel Temsilciliği görevini yürütmekte olduğuna işaret eden kaynaklar, bu nedenle MGK Genel Sekreterliği'ne atanmasının daha zayıf bir olasılık olduğunu dile getiriyorlar. • 2001 yıhndanbu yana Atina Büyükelçiliği görevini yürüten Yiğit Alpogan'ın NATO, Kıbns, Ege ve Orta Asya konulannda büyük deneyimi bulunuyor. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN AKP dönemi Kamu kuruluşlarının üst düzey yönetlcller! değiştlrlllyor Bürokraside atama rüzgân ANKARA (ANKA)-Hükümetin bürokrasideki ata- malan sürüyor. Çeşitli kamu kurumlannda üst düzey kadrolara yönelik yeni atama kararlan Resmi Gaze- te'de yayımlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı'nda gerçekleştirilen atamalarla MTA Genel Müdü- rü AH Kemal Işıker görevinden ahnırken, TPAO Yö- netim Kurulu üyeliğine Prof. Dr. CumaK Kınacı geti- rildi. DSl Trabzon Bölge Müdürlüğü'ne BahriEge, Kay- seri Bölge Müdürlüğü'ne ise Sedat Özpınar atandı. Kenan Işjk Başbakanhk Müşavirliği görevine geti- rilirken Türkiye Kömür tşletaıeleri Genel Müdürlü- ğü'nde boş bulunan Yönetim Kurulu üyeliğine Ahmet Kesik, Milh' EmlakGenel Müdürlüğü'ne aynı yerin Ge- nel Müdür Yardımcısı Üyas Arü atandı. Bayındırhk ve Iskân Bakanlığı'ndaki atamalarla Is- maüKartal Kastamonu 15. Bölge Müdürlüğü'ne, AK Aydoğan Edirne Tapuve Kadastro Bölge Müdürlüğü'ne atanırken Balıkesir Bayındırlık ve Iskân Müdürii Ekin Günen görevinden alındı. Günen'den boşalan göreve ise Abdulvahap Güven getirildi. Ulaştırma Bakanlı- ğı'nda da Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanla- n tnşaat Genel Müdür Yardımcılıklanna Ahmet Kuş- hanoğlu ile Metan Tahan atandı. TMO Genel Müdür Yardımcısı Refik Korkmaz görevinden alındı. 167 bin kişimemur kadrosunda ANKARA (ANKA) - AKP iktidannın geçen yılla bu yılın ilk altı ayını kapsayan bir buçuk yıllık dönemde memur kadrolanna yaklaşık 167 bin kişi ahndığı belirlendi. Emekli Sandığı verilerinden yapılan belirlemeye göre, geçen yıl 85 bin 566 memur emekliye aynldı. 2003, 1996'dan sonra en fazla sayıda memurun emekliye aynldığı yıl oldu. 1996'da 93 bin 867 memur emekliye aynlmıştı. Bu yılın ilk altı aylık döneminde emekliye aynlan memur sayısı da 37 bini buldu. Böylece, son bir buçuk yıllık dönemde emekliye aynlan memur sayısı 122 bin 776'ya yükseldi. AKP iktidannın ilk yılında memur kadrolanna 121 bin atama yapıldı. 85 bin 566 memurun emekliye aynldığı 2003 yılında, memur sayısı bir önceki yılın sonuna göre net35 bin 371 kişilik artışla 2 milyon 408 bini geçti. Altı ayda 37 bin emekli Bu yılm ilk altı ayında ise 46 bin 386 kişi memur olarak kamuda işe başladı. Aynı dönemde 37 bin memurun emekliye aynlması sonucu, memur sayısındaki net artış 9 bin 376 oldu. Bu yıhn haziran sonu itibanyla memur sayısı 2 milyon 417 bin 500'ü geçti. AKP iktidannın ilk bir buçuk yıllık döneminde memur kadrolanna yapılan atama sayısı 157 bini geçerken, memur sayısındaki net artış da 45 bine yaklaştı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Milleüerin estetikzevMeri olur mu? Da- ha doğrusu milletlere ait özel estetik tercihler var mıdır? Bunu bilemem, an- cak şunu biliyorum, biz Türkler şehirci- lik alanında ve mimarideki zevksizliği- mizle ünlüyüz. Bunun yoksullukla ne kadar ilgisi var, onu da bilemiyorum. Geçen haftalarda Kastamonu'nun Kü- re Dağlan'nı gezmiştik. Bundan 100 yıl ya da 50 yıl önce yapılmış binalann bu- gün yapılanlardan çok daha estetik ol- duğunu gördük. Karadenizliler, ülkemizin inşaat sek- törünün en etkin temsilcileri olarak bi- linirier. Ancak bu etkinlik, ne kadar olum- lu bir sonuç veriyor, işte orası çok tar- üşmalı. Rize, doğaf güzellik olarak dün- yanın en güzel kentlerinden birisi, an- cak gelin görün ki şehir Karadenizli in- şaatçılann elinde bir zevksizlik ve be- ton yığınına dönüşmüş durumda. Dün- ya güzeli sahil yüksek ve çirkin beton apartmanlarla kapatılmış, arkasındaki Türkler ve Binalar... dağlan, doğal ihtişamı reddeden bir gö- rüntü ortaya çıkmış. Istanbul'da yapılanlar üzerinde ko- nuşmak bile gerekmiyor. Gidin Galata çevresinde yüz yıl veya daha önce ya- pılmış binalara bakın, bir de onlann ya- nı başında yapılmış yeni binalan görün, ulusal mimarimiz üzerine bir görüş sa- hibi olabilirsiniz. Bu konudaki en çarpı- cı ömeklerden birisi Büyükada'daki be- lediye başkanlığı binasıdır. Büyükada, çok önemli tarihi binalann yer aldığı bir yer. Dünyanın dört biryanından mimar- lar 19. yüzyılın sonunda kendi ülkeleri- nin mimari zevklerini Büyükada'ya yan- srtmak amaayta çok farktı üsluplarda de- ğişik binalar yapmışlar. Bu binalann ki- mi yeni sahipleri ellerindeki kıymetten habersiz gizli gizli o binanın yerine apart- man yapmayı hayal ediyor ya da bir pundunu bulup yapıyor. Bütün bunla- ra rağmen Büyükada'da hâlâ bakma- ya doyamayacağınız çok sayıda eski bi- na bulunuyor. Belediye başkanlığı da iki sene ön- cesine kadar, çok güzel bir eski ada konağında çalışmalannı sürdürüyordu. Şimdiki bina ise lller Idaresi tarafından yaptırılmış. Tam anlamıyla bir mimari felaket. O binanın miman, hangi akla hiz- metle, sırtını denize dönmüş, denize bakan penceresi bile olmayan, bu çir- kinlik anıtını, Büyükada'ya yapmaya ka- rarvermiş, anlamak, çözmek mümkün değil. Ben olsam, mimariık fakültele- rinde Adalar Belediye Başkanlığı bina- sını, kötü mimarinin bir ömeği olarak ders konusu yapanm. Onca güzel binanın ya- nına bu binayı yapan miman da Mimar- lar Odası disiplin kurulana veririm. Toplumsal Tarih dergisinin bu ayki sayısında, bundan tam yüz yıl önce Ik- dam gazetesinden bir haber aktanlıyor. Haber Beyoğlu caddelerinin genişletil- mesi üzerine yapılan uygulamalara dik- kat çekiyor. Tam yüz yıl önce benzer konulann tar- tışıldığını görmek, insanı umutsuzluğa sevk ediyor. "Inşası mutasavver (ta- sarlanan) olan binalar hakkında be- yan-ı fikir ve mütalaa etmek, belediye idarelerinin hakkıdır. Bu inkâr edile- mez çünkü binanın tarz-ı inşası bir gü- zel sokağın manzarasını büsbütün ih- lal edebilir. Dersaadet'de ve bilhassa Beyoğlu'nda ufak bir gezinti, şehri- mizde böyle bir komisyona ne dere- ceye kadar lüzum olduğunu anlamak için kafidir. Zannedilir ki kalfalanmız sanayi-i mimariyenin, bedayi-isanatın düşmanı olup, bil-iltizam (kasıtlı olarak) çirkin binalarinşa ediyoriar. Böyle kal- falannyaptıklan binalar, hiçbirtarzı mi- mariye tevafuk etmez (uymaz). O ga- rip şekiller hiçbir şeye benzemez... Halbuki bir mimar, inşa edeceği bina- nın tenasüb ve zarafetini düşündükten maada, o bina yanında bulunan veya inşası mukarrer olan ebniyeyi (binala- n) dahi nazar-ı dikkate alır. Dersaadet kalfalan hiss-isanattan mahrumdunar." Görüldüğü gibi bu sorun tam yüz yıl önce aynı bugünkü gibi tartışılıyor ve çözüm bulunamadığı için şikayetler ediliyormuş. Ikdam gazetesi bu yazıyı o zaman Istanbul'da yayın yapan Le- vant Herald gazetesinden aktarmış ve kendi görüşlerini de şöyle ifade etmiş- ti: "Fılhakika kalfalanmız inşaattasanat- ı mimarinin hiçbir kaidesineriayetef- mezler. Daha doğrusu vakıf değildiler. Kalfaların münasebetsizliği en ziyade sayfiye olan yerierde görülür." GLOBALPOLMKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Diem'den Allavi'ye, 'Dejâ vu' Pazartesi günü gazeteler, ABD tarafından Sad- dam'ı yargılamak üzere oluşturulan mahkemenin başkanı Salim Çelebi ve amcası, yakın zamana kadarABD'nin Irak'taki adamı Ahmet Çelebi hak- kında cinayet suçundan tutuklama kararı çıkanl- dığını yazıyordu. Çelebiler şimdi ABD'yi kendileri- ne karşı bir komplo düzenlemekle suçluyor. Irak da bir ironiler curcunası olmaya devam ediyor. Sa- vaştan önce, ABD basını, Arap neo-liberalleri (il- ginç birtartışma için: MEMRI06/08) Ortadoğu'da istikrar sağlamak için, işe Irak'taki diktatörü de- virip demokrasi getirerek başlamak gerektiğini sa- vunuyorlardı. IPS'den Greg Guma'nın geçen haf- ta işaret ettiği gibi, ABD basını (örneğin, New York Tımes 11 /07), şimdi istikrar için, Irak'ta, bir "güç- lü adam" gerektiğini anlatmaya başladı. Bu istik- rar sağlama görevi, dün Nikaragua'daSomoza'ya, Filipinler'de Marcos'a, Iran'da Şah'a ve Viet- nam'da Diem'e düşmüştü, bugün de Irak'ta Alla- vi'ye düşüyor. Vietnam Redux Diem özellikle uygun bir örnek. 1967'de Viet- nam'da genel seçimler yapıldı, yönetime ABD'nin kuklası Diem getirildi. ABD basınına göre artık de- mokrasi ve özgürlük geliyordu Vietnam'a, ama Saygon sokaklannda hiçbir sevinç, heyecan yok- tu; tıpkı, ABD Irak yönetimini Allavi'ye bıraktığın- da olduğu gibi. Dün, Güney Vietnam ABD işgali al- tındaydı, bugün de Irak... Dün, seçimlerin hemen ardından General Weeler Beyaz Saray'dan ek ola- rak 100.000 asker istemişti. Bugün ABD Irak'a 30.000 asker daha göndermeyi planlıyor. Dün, Di- em'in görevi, ABD egemeniliğini yaldızh kâğıda sarıp Vietnam halkına satmaktı. Ama yaldızlar he- men yırtıldı, basın özgürlüğü rafa kalktı, "rejim düş- manlan", "teröhstler" tutuklandı, işkence, yargı- sız infaz yaygınlaştı. Saygon yakınındaki Poulo Condon tutukevi, Abu Gharip gibi bir işkence merkezi haline geldi. Diem'in emrindeki güçler ABD ordusuyla birlikte kendi halklanna saldırma- ya devam ettiler. Ama onlar da Irak askerleri gibi, savaşmaya çok isteksizdiler, çoğu isyancılardan ya- naydı. Budist rahipler, ABD işgalini protesto etmek için, kendilerini yakmaya başladılar. Iraklılar da in- tihar saldınlan düzenliyoriar. Irak şimdi "güçlü" bir maşanın (pardon lider di- yecektim) kıskacında. Efendilerine ne kadar "sert biradam" olduğunu kanrtlamak için olsa gerek, ABD yetkililerinin gözleri önünde altı tutukluyu soğuk- kanlılıkla ınfaz ederek göreve başlayan (Sydney Morning Herald) Allavi, daha sonra birtutuklunun, itirafa zoriamak için kolunu kesmiş. Haberi akta- ran New York Times ise Irak'ın nihayet güçlü bir li- dere kavuştuğunu düşünüyor(D. Filkins, 11/06). Allavi, ABD güçlerinin Felluce ve Necef saldınlan- nı onaylayarak, yüzlerce vatandaşının öldürülme- sine göz yumarak, El Cezire televizyonunun bü- rosunu kapatarak, ölüm cezasını geri getirerek, Baas üst kadrolannı yeniden göreve çağıracağını, sıkıyönetim ilan edeceğini açıklayarak, seçimlerin ertelenebileceğini ima ederek göreve devam edi- yor. 1980'lerde ABD'nin Latin Amerika'daki "kirii savaşlannı" yöneten Negroponte de ABD Irak başkonsolosu olarak süreci denetliyor. Bu süreç nereye gidiyor? Nereye olacak, ne kadar uzun sürerse sürsün, hiç kuşkusuz üst üste yığılan, yanmış, parçalan- mış, kadın erkek çocuk cesetleri üzerinden, ABD için onursuz bir yenilgiye... Vietnam savaşının kaderini beliriemiş iki yaşlı si- yasetçinin söylediklerine bakmak yeterli. Vo Ngu- yen Giap (92) (Fransave ABD'nin yenilgisinde be- lirleyicı rol oynayan efsanevi komutan) Hanoi'de Fransa'ya ve ABD'ye karşı kazanılan zaferlerin anı- sına düzenlenen toplantıda konuşurken, Irak'la il- gili bir soruya karşılık, Irak'ın ayrıntılannı bilmedi- ğini belirttikten sonra, "Iradelerini diğer ulusla- ra dayatan uluslar sonunda yenilmeye mah- kûmdurlar... Egemenliklerini konımak için mü- cadele eden uluslar mutlaka kazanırfar" (AP 02/06) diyor. ABD tarafında Savunma Bakanı ve savaşın bey- ni olarak görev yapan Robert McNamara'mn (87) saptamalan da aydınlatıcı. Vietnam'la ilgili kitabın- da, "Hatalıydık, fena halde hatalıydık. Gelecek kuşaklara bunun nedenleriniaçıklamak bizim borcumuzdur" diye yazan McNamara, Irak'la il- gili olarak da "Yaptıklanmız ahlaken, siyasi ve ekonomik açılardan yanlıştır" dıyor. McNama- ra'ya göre VVashington'un, yine en büyük hatası "Ülkenin (Irak-E.Y.) karmaşıklıklannı kavraya- mamak" "halklann özgürlükleri için direne- ceğini önceden görememek".. "ve mûttefîk- lerini eylemlerinin haklılığına ikna edememek" (Globe and Mail, 24/01). Tarih yine, kendini tek- raretmeye hazırianıyor... Osmanlı belgeleri Sovoşta Ermeni- Fransız işbirliği ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu)-Başba- kanlık Devlet Arşivle- ri Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan, "Osmanh Belgelerin- de Ermeni-Fransız İKş- küeri" adlı yapıtta, 1. Dünya Savaşı sonra- sında Ermenilerin Türklere karşı Fran- sızlarla işbirliği yap- tığı ortaya kondu. Başbakanhk, "Os- manh Belgelerinde Er- meni-Fransız tüşldle- ri" adlı serinin üçüncü cilt kitabını çıkardı. Başbakanhk Devlet Arşivleri Genel Müdü- rii Doç. Dr. YusufSa- rmay' ın proje yönetici- liğini üstlendiği yapıt- ta, 1920-1922 yıllan arasında yaşanan olay- lara belgelerle yer ve- rildi. Eserde, 1. Dünya Savaşı sonrasında Os- manlı Devleti'nin ye- nik sayılması nedeniy- le Fransızlann işgal et- tiği yerierde yaşanan katliamlar anlatıldı. Fransız askerleri ara- sında yer alan Erme- nilerin halka katliama varan saldınlannı bel- geleriyle ortaya koyan kitapta, Maraş ve Zey- run'daki katliamlar ak- tanldı. Kitapta, Fran- sızlann hizmetinde bu- lunan Ermeni askerle- rinin Maraş 'ta iki Müs- lüman oduncuyu kat- lettiğine ilişkin acil telgrafm fotokopileri- ne yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle