19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA J\_ U ğ_j l U J \ kulturfa cumhuriyet.com.tr 15 ÇeMmlerisüren DilekAğacı adlıfilmde iki ülke arasındaparçalanmışyaşamlar konu ediliyor Almanya-TürkiyehattıGAMZE AKDEMİR Rolf Schubel'in yönettiğı. yapımcılığını Almanya'da yaşa- •yan genç kuşak yönetmenlerden Kadir Sözen'in yaptığı Dilek Ağacı (Goldsucher) adlı filmın Türkiye çekimleri sürüyor. Oberhausen, Köln, Münih ve îs- tanbul ayaklan tamamlanan 4 milyon euro bütçeli filmın çe- kimleri, 7 Temmuz'da bitirilme- si tasarlanan Ürgüp planlanyla sona erecek. 1985 Almanyası'ndan birge- ri dönüşle, Almanya'ya işçı göçlerinin başladığı 1960'lar Türkiyesi'ne giderek, kınk bır aşk öylcüsü ekseninde iki ülke arasında sönen umutlan, parça- lanmış yaşamlan anlatan fılm, 2004 sonunda 90'ar dakikalık i- ki bölüm olarak Alman kanalı ARD'de gösterilecek. Zor seçlmler... Önümüzdeki yıl Istanbul'da önce bir festivalde gösterilmesı, sonra da gösterime girmesı ta- sarlanan fılm, 1995'te Kadir Sö- zen'ce kurulan Filmfabrik'in, Alman kanallan WDR ve BR ile Kuzey Ren Westfelya Fılm Teşvik Fonu (NRW) ve Bavye- ra Film-Televizyon Fonu (FFR) işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Başrollen Lale Yavaş, Erhan Em- re, Tim Seyfî ve Hilmi Özerin pay- laştıklan filmin senaryosu Tevfik Ba- şer'e ait. Göç, günümüze kötü bir mıras, kö- tü olduğu kadar da kaçınılmaz kuşku- suzne yazık ki... Bu mırastan Türk- lerin de ne kadar etkilendiğı bıliniyor, Almanya bu konuda bir kült. 1960'lar... Iş, aş, daha iyi birgele- cek gibi pekçok umutla Almanya'ya gitmek üzere anayurda veda eden, trenlere sığışmış onlarca insan bellek- lerde o belgeselvari görüntülerde ası- lı. 'Arayış', 'bulamayış', bulunanın o 'yetmeyişi', 'ayn düşmüşlük' has- ret ve uyum zorluklanyla bırlikte zor seçimlerle smanmış öyküler yarat- mıştı. Film gibi... Dilek Ağacı da ben- apımcılığını Almanya 'da yaşayan genç kuşak yönetmenlerden Kadir Sözen 'in yaptığı 4 milyon Euro bütçeli filmin Oberhausen, Köln, Münih ve îstanbul ayaklan tamamlandı. Çekimleri 7 Temmuz 'da bitirilmesi tasarlanan Ürgüp planlanyla sona erecek filmde kınk bir aşk öyküsü ekseninde 1985 Almanyası 'ndan Almanya 'ya işçi göçlerinin başladığı 1960 lara bir geri dönüş yapılıyor. zer bir konudan yola çıkıyor. Hamburg'da sosyoloji ve edebiyat eğitimı gördüfünü, sosyal içerikli bel- geseller çektığını ögrendığimiz yö- netmen Rolf Schubel'in bu bağlam- da filmi çekmeden önce Türkler ve Türkiye-Almanya hattında yaşanan- lar hakkında nasıl bır araştırma yap- tığını, bir Alman gözüyle konuya na- sıl yaklaştığını sorduğumuzda aldığı- mız yanıt ılgınçtı. Her şeyden önce çok fazla Türk ar- kadaşı olmadığını, hatta bu fılm için çalışmalara başlamadan önce Türkle- n tanımadığını anlattı Schubel. Önce- sinde hemen hiç bılmedığı bır dünya- yı kurmaya çalışırken konunun tanhi geçmışinden kaynaklanan yönlenn fılmı salt belgesele indırgememesi adına nasıl çaba gösterdığini, gerçek- çi ve dramatik yönleri yüzeye çıkanr- ken nasıl bir şiirsel izlek kurduğunu anlattı. Ve göç olgusunun evrenselli- ğinden hareketle yüzyılın başlannda yüzlerce Almanın Amenka'ya göç et- melerinden dolayı konuya bu bağlam- da Alman ölçeğinde aşina olduğunu... Umudun fllmi "Türkleri bu öykii öncesinde ga- zetelerden okuduğum ve çevremde sadece gördüğüm kadanyla tanı- yordum, o nedenle öncesinde onla- nn öykülerini, yaşamlarını keşfet- me şansım olmadı. Fakat Dilek Ağacı sürecinde onları tanımaya başladım, arkadaş oldum, dünya- lanna girmeye başladım, öyle de ol- malıydı, yoksa son derece kurgusal bir film çekmiş olacaktım. Oysa amacımız bu değildi, parçalanmış yaşamlan, Türkiye-Almanya hat- tında başlangıcından bugüne yaşa- nanları, o etkileşimi, kesişmeyi ya- şanmışhklardan yola çıkarak ele al- malıydım. Tüm bu süreçte konuya hâkim olabilmemde, senaryoyu yazan Tev- fik Başer'in büyük yardımını gör- düm. Birlikte senaryonun üzerin- den defalarca geçrik. Bu, öyküyü ve geçtiği dünyayı derinden duyumsa- mamı sağladı. Öykülerin yüzlerde, mimiklerde saklı olduğu inancımdan hareketle çekimlerde çevresel öğelerin yanı sıra bunlara ağırlık verdim. Her bir anlatımda öykünün/öykülerin, ki- şisel, toplumsal gerçekliklerin ge- reğinde handikaplanna işaret ede- bilmesini sağlamaya çalıştım. Türkler hareketli, sıcak kanlı in- sanlar ki bu yönleri onları tam bir mimik, dolavısıyla anlatım zengini yapıyor. Bunu kullanmaya özen gösterdim. Oyuncuların Alman- ya'da doğup büyümüş olmalan öy- küyle doğrudan ilişkiye geçebilme- leri anlamında avantajdı. Hepsi kendilerini ailelerinin Tür- kiye"deki vaşamlarına, o dönemde yaşananlara bir zaman yolculuğu yapıyor gibi duyumsadıklannı söy- lediler. Tuhaf. açıklanamaz bir he- yecan içindeydiler,filmedeğişik bir sahiplenmeyle yaklaştılar. Bir yö- netmen daha ne ister ki? Bu umudun filmi, arayışın filmi, eksenlerde gelişen bir film." SEMPOZYUM BUGÜN BAŞLIYOR Türkiye'deFelsefe Eğitimi tartışılıyor Kültür Servisi - Ankara Öğ- retmenevi'nde düzenlenen 'Türkiye'de Felsefe Eğitimi' konulu sempozyum bugün baş- lıyor. Sempozyumda ilköğretim aşamasından üniversite düzeyi- ne, bu konu, çeşitli açılardan ele alınacak. Sempozyum, 9.30'da Türkiye Felsefe Kurumu Baş- kanı, Talim ve Terbiye Kuru- lu Başkanı ve kesinleşmemek- le birlikte Yükseköğretim Ku- rulu Başkam'nın katıhmıyla açılacak. Açılış konuşmalannın ardından, saat 11.00-12.30 ara- sındaki 1. Oturum'da 'tlköğre- timde Felsefe Eğitimi' konusu ele alınacak. Başkanlığmı Ziya Selçuk'un yapacağı oturumun konuş- macılan Nuran Direk ve Hasan Gürpınar Şük- ran Ateşoğulları, Yıldız Aybars, Mehmet AIi Dom- baycı, Güneş Yetiş ise tartışmacı olarak katılacaklar. 2. oturu- mun konusu da 'Ortaöğ- retimde Felsefe Eğitimi' ola- rak belirlenmiş. 14.00-15.30 arasındaki oturumun başkanlı- ğmı da Ziya Selçuk yapıyor. Ko- nuşmacılar Kurtuluş Dinçer ve Tüten Anğ. Oturuma tartışma- cı olarak katılanlar da Serap Parmaksızoğlu. Alp Boydak, Yücel Kayıran, Gülşen Öz ve M. Salim Şirin. 'Ük ve Ortaöğ- retimde İnsan Hakları Eğiti- mi' konusu, sempozyumun ilk günü üçiincü oturumda ele alı- nacak. ZeynepDavran'ınbaş- kanlığında, Ioanna Kuçura- di'nin konuşmacı olarak katıla- cağı oturumda, Aysel Göçer, Nermin Yavlal-Gedik, Zübe- yir Yılmaz tartışmacı olarak yerlerini alacaklar. 4. Oturumda ise Nuran Direk, 'Felsefe Eği- • Bugün başlayan ve 1 Temmuz'a kadar devam edecek olan 'Türkiye'de Felsefe Eğitimi' başhklı sempozyuma felsefeci, sosyolog ve eğitimci katılacak. timinde bir Uygulama Örne- ği' sunacak. Sempozyumun ikincı günü olan 30 Haziran'daki 5. otunım, saat 10.00'dabaşlayacak. 'Üni- versitelerde Felsefe Eğitimi' (felsefe bölümlerınde. lisans) konulu oturumun başkanlığmı Türkan Saylan yapacak. Betül Çotuksöken ve Gürol Irzık'ın konuşmacı olacaklan oturumun tartışmacılan Sara Çelik, Şa- fak Ural, Abdülkadir Çüçen. 14.00-15.30 saatleri arasında yapılacak olan 6. oturumun ko- nusu da 'Üniversitelerde Felse- fe Eğitimi' (felsefe bö- lümlerinde, yüksek li- sans ve doktora). Otu- rumun başkanlığmı tlhan Tekeli yapa- cak. Konuşmacılar Pınar Canevi ve Ahmet Arslan. Tartışmacılar da Harun Tepe ve Sabri Büyükdü- venci. 'Üniversitele- rin Diğer Fakülte ve Bölümlerinde Felsefe Eğitimi' konulu 7. otu- rum 16.00 - 17.30 saatleri ara- smda yapılacak. Sevgi İyi otu- rum başkanlığmı yapar, Ismail Demirdöven, Hülya Yetişken konuşmacı olarak katılırken otu- rumun tartışmacıları Kubilay Aysevener ve Halil Turan. Sempozyumun üçüncü günü, 9.30-11.00 arasında yapılacak olan 8. oturumla başlayacak. Oturumun konuşmacıları Ad- nan Güriz, Mustafa Günay ve Zeki Özcan. Oturum, 11.15- 13.00 arası tartışmacılarm söz almasıyla sona erecek. Yasin Ceylan, Haluk Erdem. Talip Karakaya, Zekiye Kutlusoy, Gülriz Ozkök, M. Tevfik Öz- can oturuma tartışmacı olarak katılacaklar. (0 312 212 96 40) u Fernando Pessoa'nın sergisi aralık ayında Istanbul'da açılacak 2O.yüzyılın yalnız şairiNENA ÇALİDİS 47 yaşında öldüğünde '35 Sonnets' (1918), 'English Poems I-IT, 'Eng- lish Poems III' (1921) olmak üzere üç Ingilizce ve 'Mensagem' (1934) adını taşıyan bir Portekizce yazılmış kitap bırakmıştı ardından. 30 Kasım 1935'te karaciğer hastalığından Liz- bon'da ölen Fernando Pessoa o dö- nem pek tanınmıyordu. Yaşamı bo- yunca kısıtlı bir edebiyat çevresi için- de tanınan şair, ölümünden sonra ai- lesi tarafindan Portekiz devletine sa- tılan kendi el yazısından çıkmış bin- lerce belgeyle, ülkesinin önde gelen şairleri arasında yer aldı. 20. yüzyılın belki de en az tanınan isimlerinden biri olan Pessoa için yıl sonunda Yapı Kredi Kültür Merke- zi'nde düzenlenecek 'Pessoa Sergi- si"yleyenidentanıtılacak. Küratörlü- ğünü Francisco Ramos de Vilhe- na'nın yapacağı sergi 2 Aralık -8 0- cak tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak. Sergi mekânını görmek üzere Is- tanbul'a gelen Vilhena şairin Liz- bon'daki evinin sanat yönetmenliğini yapıyor. Ramos de Vilhena daha ön- ce Güney Afrika, Irlanda, İspanya, Belçika ve Kanada'da şairin yaşamı- nı ele alan sergiler açmışfa. Portekiz- Türk kültürü ve şiirleri arasındaki ıhşldde önemli bir rol oynayacak olan bu sergi kapsamında Lizbon ve Istan- bul'da konferans ve söyleşiler düzen- lenecek. Farklı klmllkler Sergi kapsamında şairin özel eşya- lan, kalemleri, daktilosu, yazdığı kâ- ğıtlar, sigaralannın yanı sıra Alberto Caiero, Alvaro de Campos, Bernar- do Soares, Ricardo Reis gibi farklı isimlerle yazdığı ve kaligrafik özel- likler taşıyan yazılan sergilenecek. Portekiz modernizminın öncülerin- den olan Pessoa, Milton, Shelley, Ke- ats, Poe, Byron, Whitman, Shakes- peare, Baudelaire'den etkilenmiş ve ilk şıınlennı 1905-1908 yıllan ara- sında tngilizce yazmıştı. 1912'de ilk şiiri Portekiz Röne- sans hareketinin yayın organı 'A • 20. yüzyılın belki de en az tanınan isimlerinden biri olan Pessoa, yıl sonunda Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde düzenlenecek 'Pessoa Sergisi "yle yeniden tanıtılacak. Küratörlüğünü Francisco Ramos de Vilhena'nın yapacağı sergi 2 Aralık-8 Ocak tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak. Aguia' dergisinde yayımlandığında, simgesel şıirin ve 'saudosismo'nun (geçmişe özlem) etkisi altındaydı. Aynı yıllarda, düz yazı metinlen (Fa- usto, Epithalamium, O Marinhe- iro, Na Floresta do Alheamento, vd.) eleştiri ve denemeler yazdı. 1913 'te, fütünst, harekette yer aldı ve Sa-Carneiro ile birlikte Portekiz'in öncü edebiyatını başlatarak 'pauu's- mo' akımını yarattı. 1914 yıhnda, her şeyi olabilecek bütün tarzlarda hissetmek için, kendi içinde banndırdığı farklı yazar kim- likleriyle ve yazı aracılığıyla kurma- ca bir gerçeklik kazandı. Pessoa'nın kendi şiirleri ve kökteş şairleri aracı- lığıyla yarattığı şiirler 'Orpheu', 'Portugal Futurista', 'Contempo- ranea', 'Atena' gibi ancakbirkaç sa- yı çıkan dergilerde yayımlandı. 'Vatanım Portekiz dilidir' diyen şair ölümünden birkaç yıl önce Por- tekiz tarihinin okültist ve simgeci bir yorumu olan 'Mensagem' adlı şiiri yazdı ve Ulusal Propaganda Sekre- terliği'nin açtığı yanşmada ödül ka- zandı. Bütün eserleri 1942'de yayımlan- maya başlamış ve 26 cilde ulaşmıştır. Başlıca yapıtları şunlar:'Fernando Pessoa'nın Şiirleri' (1941), 'Alber- to Caeiro'nun Şiirleri' (1946), 'Ri- cardo Reis'in OdlarT (1946), 'Este- tik ve Edebiyat Kuramı ve Eleştiri- si Hakkında Yazılar' (1967), 'Kişi- nin Kendi Eserini Yorumlaması Üzerine Özel Yazılar' (1966), 'Fel- sefe Metinlen' (1968), 'DenizeÖv- gü' (1999) ve 'Sırlann Cebiri'. EPSİLON YAYINLARIÇIKARDI Türk edebiyatından tngilizce çeviriler Kültür Servisi - Epsilon Yayınevi, Türk yazarlann yapıtlanndan derlenerek îngilizceye çevrilmiş on kitaplık bir dizi yayımladı. Kapak tasanm danışmanlığını Bülent Erkmen'in, tasanmını Yetkin Başarır'ın yaptığı dizıyi Barbaros Altuğ yayına hazırladı. Dizide yer alan kitaplar: An Inprecedented Communal Rite In The Court Of Nur Baba (Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 'Nur Baba' adlı yapıtından bir bölüm), The Guests At The Moribund Hotel (Tomris Uyar'ın 'Ölen Otelin Müştenleri' adlı yapıtı), A Crazy Tree (Pınar Kür'ün 'Bir Deli Ağaç' adlı yapıtı), I've Always Remembered You On Moonlit Nights (Murathan Mungan'ın 'Paranın Cinleri' adlı yapıtından 'Mehtaplı Gecelerde Hep Seni Andım')... Two Stories (Inci Aral'ın 'Özümseme' ve 'Kapı' adlı öyküleri), Memoires (Halide Edip Adıvar'ın 'Memoires' adlı yapıtının Ingilizce aslından alıntı), Three Stories (Cemil Kavukçu'nun 'Eylül Yann da Burada Olmayacak', 'Eyyup', 'Kuzey'de Kum Posterleri' adlı öyküleri)... îstanbul Blues (Buket Uzuner'in 'îstanbul'u Sevmezse Gönül Aşkı Ne Anlar' adlı yapıtı), Photo 'Sabah' Pictures (Ayşe Kulin'in 'Sabah Resımleri' adlı yapıtı) ve The Köşk in Acıbadem (Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Acıbadem'deki Köşk' adlı yapıtı). BASAD'da karma sergi • Kültür Servisi - BASAD (Bakırköylü Sanatçılar Derneği) Sanat Galerisi, Tuna Dengiz Öğrencileri Resim Sergisi'ne ev sahipliği yapıyor. Sergide, Sevim Çetinkaya, Gül Yılmaz, Tülay Ağacıksoy, Feyza Kadayıfçı, Semra Sanalioğlu, Miranda Polat, Serpil Ekici, Hafize Bayram, Yıldız Özkan, Gülay Akalın, Gülnur Kahraman, Şule Kaplan, Resime Ocak, Ayla Odabaşı ve Nil Çağlar'ın yapıtlan yer alıyor. (0 212 5^0 62 60) AKSM'de konser • Kültür Servisi - Engin Gürkey Ritim Atölyesi Klasik Vurmalı Topluluğu, 1 Temmuz'da Akbank Kültür Sanat Merkezi'nde (AKSM) bir konser verecek. Saat 20.30'da başlayacak olan konser AKSM Çok Amaçlı Etkinlık Salonu'nda gerçekleştirilecek. Daha önce 25. Îstanbul Müzik Festivali, 10. Akbank Caz Festivali, 27. Spot Müzik ve Sanat Festivali, 1. Aspendos Avrupa Klasik Müzik Festivali, 1. ve 2. Cemal Reşit Rey Gençlik Festivalleri, 9. Les Traversees Tatihou ve Magosa Müzik Festivali'nin de aralannda bulunduğu pek çok festivale katılan Engin Gürkey, 'Oscar ve Pembeli Meleği' adlı tiyatro oyunu ile 'Annem Savaş Isterdi' adlı şiir albümünün de müziklerini yaptı. (0 212 282 84 30) Atom Egoyan'dan yeni film • ANKARA (AA) - Sözde Ermenı soykınmı iddialannı 'Ararat' adlı filmde yansıtarak tepki toplayan Ermeni asıllı Kanadalı yönetmen Atom Egoyan. 'Somebody Loves You' adlı filmin yönetmenliğini yapacak. Rupert Holmes'un 'Where the Truth Lies' adlı romanından beyazperdeye aktanlan film, bir cinayetin ardındaki sır perdesini aralamaya çalışan genç kadın gazetecinin macerasını anlatıyor. Meraklı gazeteci, cinayeti olayla ilgisi olmadığı iddia edilen iki komedyenin işlediğini kanıtlamaya çalışıyor. Komedyen rolleri için Kevin Bacon ile Colin Firth'in düşünüldüğü fiknin çekimleri 30 Ağustos'ta başlayacak. Çekimler Los Angeles, Toronto ve Londra'da gerçekleştirilecek. BUCÜN • MANHATTAN MLSIC CLUB'da 22.00'de Baba Zula konseri/0 212 244 04 42) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 19.30'da 'Yan', 'Sonra', 'Nefes Almak, Nefes Vermek' adlı 'kısa metrajlı filmlerin toplu gösterimi'. (0 212 252 35 00) • BİLGİ ÜNİVERStTESÎ DOLAPDERE KAMPUSU'nda 14.30 ve 19.30'da 'Tanrı Kent', 17 OO'de 'Otobüs Durağı' adlı filmlerin gösterimi. (444 0 428) • BEYOGLU SİNEMASI'nda 'Sinema Yazarlarının Seçtikleri '04' kapsamında 12.15,14.30, 16.45, 19.00 ve 21.15'te'İnci Küpeli Kız' adlı filmin gösterimi. (0 212 251 32 40) İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ • AYA İRİNt MÜZESİ'nde 20.00'de Freiburg Barok Orkestrası konseri. (0 216 334 07 34)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle