23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2004 PAZARTE: HABERLER Eigezen'in ihalede 'torpü' itiraflan AYŞESAYEV ANKARA-AKP'li Bayın- dırlık ve îskân Bakanı ZeJd Ergezen, MHP'li selefi Ko- ray Aydın hakkındaki So- ruşturma Komisyonu'na yaptığı açıklamalarla, adeta "torpU" ölçütlerini ortaya koydu, Bakanlığıyla ilgili "eş dostricalaruu"geri çe- virmediği itirafinda bulunan Ergezen, bir yandan da Tür- kiye'de geçerlı akçenin "hernsehricüık,cernaatcilik, particüik'' olmasuıdan ya- kındı. MHP'li Bayındırlık ve Is- kân Bakanı Koray Aydın hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu'na bilgi veren Zeki Ergezen, bakanlığı yönetme anlayı- şıyla ilgili çarpıcı açıklama- larda bulundu. Ergezen'in, Komisyon Başkanı Mehmet EBtaş'ın ihaleleri yönlendir- mede bakanın ne kadar et- kili olduğuna ilişkin soru- suna verdiği yanıt, tutanak- lara şöyle yansıdı: 'Yetid diye bir şey yok' di Türkçe konuşahm ve tu- tanaklara da geçsin. _CHP'den de beni arayan otuyor, AKP'den de arayan oluyor, dost da anyor, arka- daş daarryor, "Filan adama yardımcı ol' deniüyor. Yar- dnnaoldemek,devtetizara- ra uğratmakanbmmda ohır- sa suç işlersiniz. ama yar- dnna otananm boyutu \ardır. Hepimiz insanız, bu ülkede yaşryoruz. Türkiye'deki bü- rokratik yapıyı da dikkate akbğunızzaman, torpü mü- essesesinin de nasıi işlediğj- niyülardırgördüğümüz,bü- diğimiz halde. zayrf insana yardımcı olmak için birisi- nin telefon açması ve baka- nın da buna yarduna otma- 9 suç değO. Ancak sen dev- leti zarara uğraürsan suç- tnr_" Ergezen, hangi tür iş- lere yardımcı olabileceğini de şöyle anlattı: 'Kanun yetki vermişse' tt ŞimdiBekirBey(Komis- yonun AKP'K üyesi Bekir Bozbağ) beni arasa, dese ki; Ergezen, bir arkadaş geidi bana, arkadaş künseye ula- şamıyor,ibaleleredegirmek istiyor,bu arkadaşayanhm- a oİ. Ben' Hay hay, memnu- niyetle, başım gözüm üzeri- ne' derim. Ama bu demek değildir ki, benim menfaat karşınğında ona iş yapmam veya ona torpil geçip, özel muamekyapıp devîetizara- ra uğratmam-. Eğerkanun- br bana yetki vermişse, be- niminisr>-atifundeise_Meş- ru ölçüleriçerisindeinsanla- rayardnnaoimanmne mah- suruvanbiçbirrnahsuruyok. Bu ülkede yaşıyoruz_ n Erdoğan çocııklanna onbinlerce dolar yardım alırken belediye başkanlanna sınırlama geldi AKP'nin 'etik' çelişkisiBÜLENTSAR1OĞLU ANKARA-AKP iktidan, ic- raattaki çelişkisini "meslekah- laJa" ükelerinde de sergiledi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, çocuklannın yurtdışında- ki eğitimi için yıllık 70 bin do- lara yakın "bagış'' alırken, be- lediye başkanlan ve meclis üye- lerine "değeri300 milyon tiranm üzerindeki armağanı ve görevi dışuıdaid kazanariişvetsayan" sözleşme hazırlandı. AKP Ankara II Başkanlığı, kurduğu 11 kişilik "EtikKuru- hı" ile yerel yöneticilerin uy- malan gereken "mestek ahlakı flketerini" belirledi. Kurulun ha- zırladığı "Siyasi EtikSözleşme- s"ne göre, belediye başkanla- n, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinin kabul edebi- • AKP Ankara tl Başkanlığı, oluşturduğu Etik Kunılu'nda belediye başkanlan için 'armağan sının' belirledi. Belediye başkanlan, 300 milyon liranın üzerindeki armağanı ve görevi dışındaki kazancı 'rüşvet' kabul eden sözleşmeye imza atacak. Sözleşme, belediye başkanlan ile meclis üyelerinin ailelerini de bağlayacak. Ancak başta Tayyip Erdoğan'ın uygulamalan sözleşmeye ters düşüyor. leceği armağanm değeri 300 milyon lirayı aşamayacak. De- ğeri ne olursa olsun "makam- dan doJayT alınan armağanlar da rüşvet olarak kabul edilecek. Kurumun demirbaş listesıne ka- bul edilen armağanlar, yasal yar- dımlar, yanşmalarda kazanılan ödüller, yayınlar, forum, sem- pozyum, konferans ve akşam yemeği gibi etkinliklerin *ma- kul ölçüler çerçevesindeki" se- yahat ve konaklama giderleri rüşvet kabul edilmeyecek. Belediye ile iş yapan firma- lann belediye yeüdlileri ve ai- lelerini yurtiçinde veya dışında geziyegöndermesi ise sözleşme- ye aykın olacak. Yolsuzlukta 22 yöntem AKP'nin sözleşmesinde, be- lediye kaynaklannın çıkar amaç- lı kullanılmasına dönük 22 yön- tem sayılıyor. Yasak eylemler arasında dikkat çeken bazılan şöyle: "Yasaya uygun olan ka- mu işûıin haAedibnesindekişiye özel uygulama yapmak,yurtta- şm zor durumundanyararlanıp çıkar sağlamak, seçim öncesin- de kendisine yardım eden kişi- tere devtetin olanaklannı sun- mak, kamusal kaynağı Idşisel kunamma dönüştürmek,meclis üyelerine gizJice nakdi veya ay- ni çıkar sunmak, siyasi kayır- macıhk yapmak, zamlan önce- den haber vermek," AKP'li yerel yönericilere im- zalatılacak olan sözleşmeye uy- mayanlar hakkında normal di- siplin sürecinin işletilmesi plan- laruyor. Kurulun karanna göre, bele- diye başkanlan ile meclis üye- leri, "Namusumveşerefimüze- raıesözverİTOnıın'' dıyerek söz- leşmenin altına imza atacaklar. Il başkanlığının yasaklan, Er- doğan'ın ailesiyle ilgili kişisel uygulamalan açısından tartış- maya açık ölçütler içeriyor. Er- doğan, işadamı arkadaşı Rem- ziGûr'den Etik Kurulu'nun be- lirlediği sınırlann çok üsründe bağış aldığını daha önce açık- lamıştı. Erdoğan'ın yurtdışın- da okuyan iki çocuğunun eğitim masraflan, Gür tarafindan kar- şılanıyor. Erdoğan'ın çocukla- nnın eğitim aldığı Harvard Üni- versitesi'nde yüksek Iisans öğ- reniminin bir yıllık maliyeti 40- 45 bin dolan; Indianapolis'te üniversite öğreniminin masrafi ise 20-25 bin dolan buluyor. Ay- nca Erdoğan, Etik Kurulu'nun belirlediğinin tersine başbakan- lık görevi dışında ticaret yaparak ek gelir sağhyor. CHP'li Oyan: Üniter yapıya tehdit Başbakanfak'ı küçültme operasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı ile merkezi yönerimin yetkilerini azaltmayı öngören AİCP iktidan, Başbakanlık'ı küçülterek koordinasyon birimine dönüştürmeyi amaçhyor. Bu konudaki yasal çalışmalann altyapısını hazu-Iayan Başbakanlık Müsteşan Omer Dinçer, ılk aşamada Bakanlar Kurulu'nun üçlü kararname, uluslararası anlaşmalar ve yasalar dışındaki yetkilerini devretmeyi öngörüyor. Dinçer'in Başbakanlık'ta yaklaşık 3 bin düzeyinde olan personel sayısınj da 1500'e düşürecegi belirtiliyor. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Ovan, "Yapıunak tstenilen ülkenin üniter yapısına yöneÜk bir tehdit" dedi. Müsteşar Dinçer, Başbakanlık "ı tamamıyla koordinasyon birimine dönüştürecek bir teşkilat yasası hazırhyor. Bu amaçla korumalarla birlikte • Başbakanlık'ı koordinasyon birimine dönüştürerek yetki devri öngören plana tepki gösteren CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oyan, AKP'nin asıl hedefınin ulus devlet kurumlannı güçsüzleştirmek olduğunu söyledi. 3100 olan personel sayısım 1500'eçekmek isteyen Dinçer, müsteşar yardımcısı sayısını da 3 ya da 4 ile sırurlarnak istiyor. Hükümetin bu planlannı değerlendiren CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan, TBMM gündeminde olan ve il özel idarelerini güçlendiren yasa tasansı ile Başbakanlık'ın yetkilerinin yerel yönetimlere devredilmesine ilişkin girişimlerin birbirine koşut götürüldüğüne işaret etti. Oyan, "Gerçekieştirilmek istenen yereüeştirme programı ve merkean gorevlerinin sayılarak sınırlandınlması projesi yanhş&r, her durumda ülkenin üniter yapısuıa bir tehdittir" dedi. Hükümetin bu operasyonunun arkasındaki gerçek nedenin hizmet ürerilmemesınden kaynaklanan durumu perdelemek olduğunu aktaran Oğuz Oyan, "Böylece sorumhüuk yerel birimlere devredflirken "Buyrun yetki ve görevier sizin derken bu görev ve yetkflerin sürdüriUebilmesi için yeterli kaynak aktanlmayacak, aktarüama>acak~ dedi. Oyan şunlan söyledi: "BeJedryelere istediginiz kadar borçiaıun diyorlar. Bu, Türkrve'nin bugünkü durumunu araor bir büyük, çok başh borcknma senaryosunun gündeme sokuhnası demektir. Betediyeter, yereJ yönetimler borçlanmanm önündeki deneam ve engefler ortadan kalkügı için çok daha kolay borçlanabflecekler. Çokuhıshı şirketkrin talebi de budur zaten. Borçlandırma ve borçlan geri alma konusunda yerel yönetimlerie doğmdan muhatap ofanakistiyorlar. Karşdannda aşuıdınlmış olsa da büyük, güçhl ulus devlet mekanizmalan ve kolavca 'her şeye geç 1 demeyen bir bürokrasi istemiyorİar." Erdoğan ditioymcuknylayemekyediBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ekmek Teknesi" dizisi oynnculan Kadir Çöpdcmir ve Hasan Kacan ile Fatih'teki bir kefoapçıda yemek yedi. Kadir Çöpdemir ile Hasan Kaçan, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki "Doğumunun 100. Yıhnda Necip Fazıl Yıfa" etkiıüigınde Başbakan Erdoğan'ı yemeğe davet ettL Daveti kabul eden Erdoğan ile Çöpdemir ve Kaçan, Fatih'teld "Kebap's 63" adh lokantaya geldiler. Yemeğe, "Kurtlar Vadisi" dizisi oyunculanndan Necati Şaşmaz da kaûku. Burada sanatçüaıia yemek yiyen Erdoğan'a kebap, çiğ köfte, künefe ve meyve ikram edildi (Fotoğraf. AA) Adalet Bakanı Çiçek'ten, eski DEP milletvekillerine uyan 'Demokratiksabırzorlanmamalı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı CemflÇiçek, eskı DEP mil- letvekılleri ileDEHAPyö- neticilerini uyardı. Yargı- tay'ın tahliye karanrun kîy- metini herkesin iyi anla- ması gerektiğini belirten Çiçek, demokratik sabnn zorlanmaması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücünün bir kez daha sı- nanmaması gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Çiçek, dün CNN Türk'te yayımlanan Cafe Siyaset programındaeski DEP mil- İetvekilJerinin tahliyesi ve ardından yaptıklan açık- lamalan değerlendirdi. Türkiye'de yalnızca tahli- ye edılenler veya onlann ideolojisini benimseyen- lerin yaşamadığını, diğer- lerinin demokratik sabnnı zorlamamalan gerektiğini vurgulayan Çiçek, Türki- ye Cumhuriyeti Devleti 'nin gücünü bir kez daha sına- ma çabası içine girmeme- leri gerektiğini söyledi. Tahliye karannı değerlen- diren Çiçek şu görüşleri dile getirdi: "Bu bir siyasi karardeğiLbirhukukika- rardır. Bu noktada en ev- vd tablhcden istifadeeden- ler de dahil bu konuda za- man zaman'Bunudahak yaşamadığını, diğer kitle- lerin demokratik sabnmn zorlanmaması gerektiğini anlatan Çiçek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü bir kez daha sınama çaba- sıiçinegirmemelerilaam" dedi. Yargıtay'ın kararının yanhş düşünenlere demok- ratik tövbe olanağı getirdi- • Eski DEP milletvekillerinin açıklamalanna tepki gösteren Çiçek, "Biz arabulucuyuz diyorlar, size bu rolü kim veriyor, siz kimsiniz, neyin nesisiniz" diye konuştu. etmediler' dedirtecek bir davTamşın,bir beyanmiçe- risinde ohnamalan gerek- tiydi, ohnamalan da gere- kir. Bu tahlrvenin krymeti- ni herkesiyi bilmeü,iyi an- lamabduf Türkiye'de yalnızca tah- liye edilenlerle onlann ide- olojisini benimseyenlerin ğini kaydeden Çiçek. "Bu tövbeyi samimi yapmalan lazım. Türkhe'nin banşı ve huzuru için kuUanmala- n gerekh-" diye konuştu. Demokratik açılımlann Türkiye'de 70 milyon insa- nın beraber yaşamasını sağiamak adına yapıldığı- nı kaydeden Çiçek şöyle konuştu: "Öyteyanmağız, terörörgütünü halen tera- zininöbürkefesinekoyarak TürkiyeCumhuriyetiDev- leti'yle, hükümetiyle mu- kayeseye kalkarak, aküla- n sffa hızumsuz bir kısım beyanlann, tavıriann da içindeohnamalan gerekir. Bu bir terör örgütüdür. Bir taraftan Türkiye'de demokratikadnnlann aül- masını isteyeceksiniz, diğer taraftan demokrasinin ve insan haklannın enbüyük düsmanı olan terörü ve te- rör örgütünü kmamakta eveleyip geveleyeceksmiz. Ondan sonra deviede hü- kümet arasında Bız ara- bulucuyuz' diyeceksiniz. Size bu rolü kim veriyor, siz kimsiniz, neyin nesisi- niz?'' Çiçek, yeni bir af veya eve dönüş yasası hazırhğı olup olmadığına üişkin so- ru üzerine, böyle bir çalış- manın olmadığını söyledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Pazar gününü bir tarihi ayaklanmaya ilişkin "Atçalı KelMehmet Isyanı" (EYa- yınlan) kitabını okuyarak geçirdim. Ali Haydar Avcı tarafindan tarihsel belge- lere dayanılarak yapılan araştırma "Ay- dın Ihtilali" (1829-1830) tarihini kapsıyor. Atçalı Kel Mehmet, Aydın'ın Atça ka- zasına göç etmiş bir ırgat çocuğu. Her öyküde olduğu gibi bir ağanın kızına sevdalanır. Şerrf Hüseyin, ağa kızı Fat- ma'yı bu kel ve baldınçıplak ırgata ver- mek istemez. Onu aşağılarlarve döver- ler. Bu durum, çaresiz ve ezik Kel Meh- met'i o zaman yaygın bir gelenek olan dağa çıkmaya zorlar. Osmanlı'nın merkezi otoriteyi sağla- makta güçlük çektiği yıllardır. Kel Meh- met bir anda çevresinde topladığı yok- sul savaşçılarla yörede egemenlik ku- rar, zorba ve zalim yöneticilere, ağala- ra korku saiar. Ali Haydar Ava, ulaşa- bildiği belgelerden yola çıkarakAtçalı Kel Mehmet'in ele geçirdiği yerteri şöyle a- ralryor 1. Aydın / Güzelhisar, 2. Kuyu- cak kazası, 3. Nazilli, 4. Bayındır, 5. Tı- Atçalı Kel Mehmet... re, 6. TurgutJu (Saruhan sancağı), 7. Sul- tanhisan, 8. Karapınar, 9. Arpaz, 10. At- ça, 11. Batyanbolu (Beydağ), 12. Birgi, 13. Bozdoğan, 14. Köşkderesi, 15. Ala- şehir (Manisa), 16. Koçar (Koçarlı), 17. Buldan (Denizli), 18. ödemiş, 19. Salih- li, 20. Yenipazar, 21. Sard, 22. Yenişe- hir, 23. Kufa (Kütahya), 24. Eşme (Kü- tahya). Atçalı, bütün bu merkezleri ele geçir- miş, daha sonra bu yerierin başına ken- di yardımcılannın birini gerJrmiştir. Bu tam anlamryla devlet içinde devlet an- lamına geliyordu. Bu ayaklanmanın top- lumsal dengesizliğe, yerel yöneticilerin aşın baskı ve sömürüsüne tepki içinde geniş bir destek bulduğu ve yaygınlaş- tığı bir gerçek. "Ege dağlannda gecelerin ayaza kes- tiği, ekinin/ekmeğin halkınsofrasına de- ğil; 'öşür'e, 'ağnam'a, 'avanz'a, 'beyler sofrası'na gittiği günlerdi. Aydın ve Na- zilli dağlannda, Malgaç, Çubuk, Baba- dağ, Bozdağ, Kanncalıdağ, Madran, Beşparmak dağlannda toplanan ve dü- zenin değiştirilmesinde kararkılan zey- bekler umut ve coşkuyia dağlardan in- di. Kendilerince zulüme, baskıya, acı- ya ve haraca son vermek; yağmalanan yetim ve yoksul hakkının nesabını gör- mekiçin..." Isyan böyle başladı. Ancak, koca Os- manlı bu isyana karşılık verecekti. Ayak- lanan zeybeklere haddini bildirecekti. Osmanlı askeh güçlerinin takibegirişme- siyle bir süre dağlara çekilen ve kışı dağ- larda geçiren Atçalı Kel Mehmetve adam- lan, 1830yılının baharaylanndayeniden mücadeleye giriştiler, kısa sürede yeni- den bazı kasabalan ele geçirdiler. Osman- lı yönetimine bağlı yerel beylerden Ka- raosmanoğluYetimAhmetAğa düzen- li orduyla Atçalı ve adamlannın üzerine yürüdü. Savaş, Osmanlı'nın adamlan ta- rafindan kazanıldı, Atçalı ve diğerisyan- cılann kelleleri kesildi. O dönemin bir belgesinde savaşın nasıl kazanıldığı Istanbul'a şöyle bildi- rildi: "Güzelhisar'a iki saat mesafede Tepecik kariyesi (köyû) tahtında muka- bil (karşı karşıya gelip) ve vakti işaya (akşam vaktine) kadarüç dört saat mu- harebe olunup bi-avnihi taala (Allah'ın yardım/yla) eşkıya bozulub şaiki-i mer- kum (adı geçen eşkıya) olan Kel Meh- met'in ve...(adamlannın) ser-i menhu- seleri (uğursuz başlan) ahz(alınarak).. üç aded kelle bu defa tatanmız (posta- cımız) kullanyla Babıâli'ye irsal olundu (gönderildi)." Osmanlı'nın yıkılışa gittiği bir dönem- de iki yıl süren isyan böyte sonuçlanmış- tı. Düzen hükmünü yürütmüş, Devteti Os- mani üstün gelmişti. Tarih yine onlaraya- zılmıştı, "uğursuz başlar" ortadan kal- dınlmıştı. Aradan 200 yıla yakın bir sü- re geçti. Dünya hâlâ haksızlann ege- men olduğu bir dünya olarak hükmünü yürütüyor. Hemen yanı başımızda direnen Irak- lılaronaronaröldürülüyor. Direnmeyen de öldürülüyor. Osmanlı'nın 200 yıl ön- cesi tarihi bugün yeniden yazılırken At- çalı KeJ Mehmet bir "uğursuz" adam olarak değil, haksızlığa isyan etmiş bir halk kahramanı olarak anılıyor. Tarih, ye- ri geliyor yeniden yazılıyor. Bu isyanlar, aynı zamanda göçebe- lerin toprağa yerieştirilmesi ve düzene baş eğdirilmeleri kavgasıydı. Tarih dü- zenden yana yürüyordu ve düzen hük- münü yürütüyordu. "Atçalı'nın aman aman zeybekleri efem de oynasın I Atçalı'yı vuran aman gençliğine efem de doymasın I Köro- lası aman aman müfrezeci efem de on- masın",.. İsyanlar biter geriye türküfer kalır... , 2000'Lt YILLARDA EBJDAL ATABEK Ve Kitaplar... 'Yaz tatilinde ne okumalı?' diye bir soru ortalar da gezinir yaz başlannda. Şöyle hafif, oyalayıcı, kafayı pek yormayan ort, boy kitaplar mı okumalı? Gezi kitaplannı, polisiyeleri, anılan mı yeğleme li? Yoksa zaman bulup da okunamamış kitaplar m okunmaJı? Elimde bir kitap var. Onu okumanızı öneririm. Yazan: Eduardo Galeano, adı: Tepetaklak (Ter sine Dünya Okulu). Eduardo Galeano'yu 'LatinAmerika'nınKesikDa- martarı'ndan biliyoruz. Şimdi de öyfe bir kitabını okuyoruz ki gezisi de içinde, polisiyesi de, mizahı da. "Başarı modelleri: Tersine dünya tersine ödüllendirir. Alçakgönül- lülüğü kûçük görür, çalışmayı cezalandırır, vic- dansızlığı ödüllendirir, yamyamlığı besJer. Hoca- lan doğaya iftira eder: Adaletsizlik doğanın kanu- nu, derier. Eğitim dünyasının saygın üyelerinden Mirton Friedman 'işsizliğin doğal kuralından' bah- seder. Richard Herrnstein ve Charles Murray, siyahlar sosyal merdivenin en alt basamağında- dır, John D. Rockefeller, işindeki başansızlıklan açıklamak için, doğa en yeteneklileri ödüllendiri- yor ve yararsızlan cezalandınyor, deme alışkanlı- ğındaydı ve biryüzyıldan daha fazla bir zaman son- ra dünyanın sahiplerinden pek çoğu, Charles Darmn'in kitaplannı, onlara zafer, haber vermek için yazdığına inanmaya devam ediyor. En yeteneklilerin hayatta kalması mı? Yol açmak ve hayatta kalmak için en faydalı yetenek, 'öldür- me içgüdüsü'dür. Büyük şirketler küçük şirketle- rin tadına baktığında ya da güçlü ülkeler zayıf ül- kelenyiyip yuttuğunda insanibirerdem oluyor, ama sıradan bir işsiz ve yoksul biri elinde bıçakla yiye- cekaramaya çıktığında canavartığın birkanıtı ola- rak sunuluyor. Alt sınıflar becerilerini aşağıdan zirvelere bakarak öğreniyorlar, kazananlann ömeklerini ça- lıyor, daha da kötüsü onlann hünerierini taklit et- mek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ama Meksika televizyonunun efendisi vesahibi Don Emi- lio Azcarraga'n/n hep söylediği gibi, 'Lanetle- nenler her zaman lanetleneceklerdir'. Birbankayı yağmalayan bankacının, bu çabasının meyveleri- nin keyfini rahatça çıkarması ihtimali, bir bankayı soyan soyguncunun kendini hapiste ya da mezar- da bulması ihtimali ile doğru orantılıdır." Bu keskin ve bilinçli zekânın sivri dilli yapıtını yaz aylannda okuyunuz. Bedeniniz değilse de ruhunuz ve aklınız serinleyecektir. (Tepetaklak -Eduardo Galeano- Türkçesi: Büient Kale - Çitlembik Yayınlan - 2004) Yaz kış okunacak kitaplardan birisi daha, 'Ham- burger Cumhuriyeti'. Yazan Eric Schlosser. Me- tis Yayınları'ndan. Çeviri: Hayrullah Doğan-2004. Fast food beslenme artık günlük yaşamın aynl- maz bir parçası haline geldi. Yumuşak bir ekme- ğin içine konmuş yağlı köfte öylesine yaygın bir ün kazandı ki bunun ne olduğunu anlamak zorunlu. Bu 'hamburger'le birlikte içilen kolalı ya da gazlı içecekler günümüzün çocuklanna 'suyun bir içe- cek olduğunu' unutturdu. Çocuklar artık suyu sa- dece yıkanmak için kullanılan berrak bir sıvı ola- rak tanıyorlar. Peki, bu fast food imparatoriuğunun arka planı- nı biliyor muyuz? Bu beslenme tarzının ne oldu- ğunu ve ne olmadığını, nelerin eksik nelerin fazla olduğunu, yarariarını, zarariarını biliyor muyuz? Çocuklara yönelik reklamlarla pazar paylannın na- sıl arttınldığını, oyuncak armağanlı fast food dün- yasının etkilerini biliyor muyuz? Dahası bu etlerin elde edilmesi için hangi ormanların otlaklara çev- rildiğini, oralarda çalışan genç emekçilerin koşul- lannı, sürekli kâr yükselmesinin nasıl sağlandığı- nı? Ve daha birçok gerçeği, daha birçok vitrinin ar- ka planını öğrenmek yazın da kışın da işimize ya- rayacaktır. Paralel okumalar: 'Toplumun McDonald's'laştınlması' 'Büyüsü Bozulmuş Dünyanın Büyülenmesi' Her iki kitabın yazan da George Ritzer Mary- land Üniversitesi (ABD) sosyoloji profesörü olan Rit- zer, dünyanın nasıl tüketim kanallanna aktanldığı- nı, insanlann nasıl güdülendiğini açık bir dille an- latıyor. Bu arada 2004 Avrupa Futbol Kupası destekçi- lerinin McDonald's ile Coca Cola olduğunu da unutmayalım. Neden acaba? Bu kitaplarla bunu da öğrenelim. Yaz sıcaklannda beynimizi soğutmanın, bilinci- mizi bilemenin çok yaran var. Kitaplara bakmayı sürdüreceğiz. Hepimize iyi okumalar dileyelim. e-mail: erdalatak@superonline.com Faks:0212 513 90 98 islamcı yazarlara destek istemi AKP'de bu kez de Mîlli Görüşçü krizi AJNKARA(ANKA>- AKP'de eskiDEP millet- veldlleriveDEHAP'hla- ra yönelik 10 milletve- kilinin deklarasyon ya- yımlamasının ardından bu kez de Milli Görüşçü- ler, cezaevinde bulunan İslamcı yazarlar Nurettin Şirin ve Hakan Albay- rak'ın serbest bırakılma- ları için girişimde bulundu. EskiDEP milletvekil- lerinin tahliyesi ve ardın- dan DEHAP'lılann açık- lamalan, AKP'de "par- tiyönetiminiuyaran" 10 milletvekilinin ardından, Milli Görüşçüleri de ha- rekete geçirdi. Parti için- de en büyük grubu oluş- turan Miİh' Görüş köken- li milletvekilleri, kendi aralannda, "DEP'Hlerin tahfiveedflmekri demok- ratikleşme açısından ohunhı bir adım. Ancak bu konuda çiftestandart var. 28 Şubat sürecinin bir sonucu olarak ceza- evinde bulunan düşünce suçhılan unutuldu" de- ğerlendinnesi yaptı. Milli Görüşçüler, halen her ikisi de cezaevinde bulunan 28 Şubat'a giden sürecin önemli olaylann- da Kudüs Gecesi'nin dü- zenleyicilerinden Selam gazetesi yazan Nurettin Şirin ile Atatürk'e haka- ret suçundan mahkûm Vakitgazetesi yazan Ha- kan AJbayrak'ın serbest bırakılmalarmı hedefola- rak belirledi. Milli Görüşçü AKP'li- ler, bu doğrulruda parti yönetimine yönelik ola- rak da baskı oluşturma- ya başladılar. •«
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle