19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAZİRAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab(§ cumhuriyet.com.tr 11 Bağdat yakınlannda kontrol noktasını fark etmeyen araca ateş açılması sonucu Faysal Demir öldü Tüık sürücüyeABDkurşunuİSTANBUL/ANTAKY4 (Cumhu- riyet) -Irak'ta, Amerikalılara malzetne taşıyan Tüık sürücü FaysalDemir,ABD askerlerirun açtığı ateş sonucu yaşamı- ru yitirdı. ABD askerJerinin önceki gece Bağ- dat yakınlanndaki kontrol noktasını fârk etmeyen bir araca ateş açması so- nucu Demir yaşamını yitirdi, Muşlu- oğlu Nakliyat'ın sahibi AH Muşhıoğ- lu ile Iraklı çevirmen yaralandı. De- mir'in Hatay'da yaşayan ailesi yasa boğuldu. Saldında yaralanan 42 ya- şındaki Muşluoğlu, ABD askerlerinin hiçbir uyanda bulunmaksızın kendile- rine ateş açtığını söyledi. Demir'in olay yerinde öldüğünü anlatan Muşluoğlu, "Irak polisi bizi ölümden kurtardL Onlar yetişmeseydi ABD as- • Altı çocuk babası Hataylı Demir, Amerikan askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Saldında yaralanan Muşluoğlu Nakliyat'ın sahibi Ali Muşluoğlu, araçlanndan indikten sonra askerlerin uyanda bulunmaksızın ateş açtıklannı söyledi. kerleri hepimia öldürecektT dedi. Tepe İnşaat'ın ABD'li askerler için hazırladığı prefabrike konutlan taşı- yan Muşluoğlu Naklıyafın sahibi Muş- luoğlu ile TIR sürücüsü Demir, üç gün önce Cilvegözü SuıırKapısı'ndan Irak'a geçti. Demir, olay yerinde öldü ABD'li askerlere gönderilen yükle- ri taşıyan TTR'lara direnişçilerin saldır- ması nedenıyle fârk edilmemek için özel bir araca binen Muşluoğlu ile Demir, Iraklı tercümanla birlikte yükleri Bağ- dat'a götürecek birsürücü bulmak için yola çıktılar. Felluce'den Bağdafa gi- derken El Velid kapısındaki kontrol noktasını fark etmeyen araç, gecikme- li olarak durdu. Muşluoğlu, Demir ve çevirmen araç- lanndan indikten sonra kurşun yağ- muruna tutuJdu. 6 çocuk sahibi 37 ya- şındaki Demir olay yerinde öldü. Hatay'ın Reyhanlı ilçesi, Kavalcık Köyü nüfusuna kayıtlı, muhtar tbra- him Demir'in oğlu Demir'in yakınla- n yasa boğuldu. Demir'in yakınlan "Çaûşmalar sona ersin. Devlet de giri- şimlerde bulunsun" dediler. Demir'in yakınJan, cenazenin ne zaman gönde- rileceğine ilişkin yetkililerden bilgi alamadıklannı belirttiler. 'Cenazemia istiyoruz' Demir'in babası tbrahim Demir, oğ- lunun cenazesinin Irak'ta bir hastane- de olduğu yönünde bilgi aldıklannı söyledi. Saldın hakkırjda bölgeden ge- len diğer şoförlerden bilgi aldıklannı belirten Demir, şunlan kaydetti: "Bi- ze anlaülanlara göre, oğhun ve4 arka- daşının içinde bulunduğu araç fark Saddam teslim editecek • BAĞDAT (AA)- Fransız AFP ajansına açıklama yapan bir koalisyon yetkilisi, devrik lider Saddam Hüseyin ve 9 eski rejim yetkilisinin 30 Haziran'da egemenliğin devrinden kısa bir süre sonra yeni Irak hükümetine teslim edilecekierini söyledi. Koalisyon yetkilisi, teslim edilecek olan Saddam Hüseyin ve diğer şahıslann, Amenkah gardiyanlann denetiminde kalacağını belirtti. Arapfara Kürtbaskısı • NEWYORK(AA)- Nevv York Times gazetesi, Irak'ın kuzeyinde Kürtlerin, Araplara ait arazilere el koyarak ve on binlerce Arap'ı tnülteci kamplannda yaşamaya mecbur bırakarak bölgenin demografik ve siyasi yapısını değiştirdiğini yazdı. Haberde, Saddam Hüseyin döneminde Kürtlerin yaşadığı bölgelerde binlerce köy yok edilirken, buraJara yerleştirilen Araplann, Kürtler tarafından bölgeden uzaklaşnnldığı belirtildi. AJtavj dünyadan yardmı istedi • DışHaberlerServisi- Irak Basbakanı lyad Allavi, terörle mücadele ile güvenliğin sağlanmasına katkı sağlaması amacıyla uluslararası yardım talebinde bulundu. Allavi, uluslararası topluluğa yardımlan arttırma çağnsında bulundu ve tüm kaynaklanru, Irak gûvenlik güçlerinin egitimine yönlendirileceklerini söyledi. Başbakan, dL'enişçilere yardım eden tutuklulara af tanınabileceğini, ancak bu affin ABD askerlerine saidınlarda rol alanlan kapsamayacağını belirtti. TûrkîyeAKPM masasında • STRASBOURG(AA) -A\TupaKonseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, salı günü, Türkiye üzerindeki denetim sürecinin kaldınlıp lca.dınlmayacağına karar verecek. Eski DEP'lı rnılletvekillerinin tahliyelerinin ardından, denetim sürecinin artık kaidınlmasını savunan rapor ile karar tasansının tabul edilmesi DeLleniyor. Türkiye •afortörlerinin ıaztriadığı rapor ve asanda, son üç yıl çirde Türkiye'nin insan laklan alanında •eformlar yaptığı jelrtilerek, denetim mrecinin arük taidınlması isteniyor. etmeden Ramadi ve Felluce arasmda- kibölgedeABDaskerlerinin nöbet tut- tuğu alana girnıişler. ABD askerleri de uyanda buhınmadan araca ateşaçmış- lar. Araçta buJunan şirket sahibi Muş- luoğlu, Abdülrezzak Cemiloğlu ve Amır adh bir Iraklı yaralanmış, oglum ise hayannı kaybetmiş. Cenazenin bir hastanedeolduğunuöğrendik. Onu bi- zegetirsinler." Faysal Demir'in kardeşi Mahmut Demir de ölüm haberinin tüm aileyi pe- rişan ettiğinı belirterek şöyle konuştu: "Kardeşimin ölümüyleilgili bize resmi bir açıklama vupılmadı. BirABD'li ö\- düğünde tüm dünya ayağa kaDayor, bi- ziın canımız gitti. Irak'taki Türk yet- küilerin devreye ginnesinivecenazemi- a btze getinnesini istiyonız." IKYB LİDERÎ ABDucakfcmnınIrak'ınbaşkentiBağdat'mSadrsemtinedüzenlediğihavasaWırısmdaçoksajTdabMvıkıkh.(Fotoğraf: REUTERS) Irak'ta dökülen kan durmak bilmiyor Dış Haberler Servisi - Irak'ta işgal askerleriyle direnişçiler arasındakı çatışmalar dün de sürdü. Samara kentinde ABD askerleriyle direnişçiler arasındaki çatışmada 6'sı polıs, 4'ü sivil olmak üzere 10 Iraklı öldü, 12 Iraklı da yaralandı. Irak'ın başkenti Bağdat'm Sadr semtinde dün ABD askerleriyle Şii milisler arasında çıkan çatışmalarda 3 Iraklı öldü, aralarında 2 ABD askerinin de bulunduğu 12 kişi yaralandı. Sadr semtine yönelik hava saldınsında da çok sayıda ev yıkıldı. Irak'ın çeşitli kesimlerinde çıkan çatışmalarda bir ABD askeri dahil 2O'ye yakın Iraklı öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Talabani bugün geliyor ANKARA (Cumburiyef Bürosu)-Irak Kürdistan Yurtseverler Birliğı (IKYB) lı- deri Celal Talabani bugün Türkiye'ye geliyor. Irak'ta egemenliğin Iraklılara devredileceği 30 Hazıran sonrasında et- nik gruplar arasında çatışmalar çıkabi- leceği endişesini taşıyan Ankara, Tala- bani'ye "Irak'ın kuzeyinde ve özeflikle de Kerkükte statükonun değiştirilmesi- ne kayıtsız kalamayız'* mesajını \ erecek. Talabani ile avnı günlerde Irak Türk- men Cephesi lideri Fanık Abdullah Ab- durrahman da başkente gelecek. Türkiye, 30 Haziran sonrasında etnik gruplar arasında mücadelelerin çatışma- lara dönüşmesınden büyük kaygı duyu- yor. Özellikle Kürt gruplann, Kerkük'te Araplan kent dışına çıkarma ve yerleri- ne Kürtleri yerleştirme politikalan ger- ginliği artınyor. Zaman zaman Kürt gruplarla Türkmenler arasmda da ger- gınlik yaşanıyor. Kürt gruplann ABD iş- galine desteği de, direnışçi Sünni ve Şii gruplann tepkisine neden oluyor. Diplomatlar, Avrupa Birliği ile görüşmelere başlama konusuna temkinli yaklaşıyor Ankara'ya 'müzakere' incelemesi AYHANŞİMŞEK ANKARA - Hükümet, Avrupa Bir- liği (AB) ile 2005'te üyelik müzake- relerine geçme konusunda "pembe taMo" çizerken, diplomatlar bunun "çantada kekük oimadığuu" kaydedi- yorlar. AB 'de kapalı kapılar arkasında, Tür- kiye ile müzakerelere geçme karan- na "koşul" eklenmesi ya da bunun "sıkı bir izleme süreciyle" birlikte ol- ması gibi düşüncelerin tartışıldığına işaret eden kaynaklar, "Tiirkiye,güm- riik birliği aşamasuu çoktan geçtiği için müzakereieri daha erken bitirecek. Bu nedenle müzakereye geçişi nıüm- kiin okluğunca geciktirmeye çahşıyor- lar. Aralık ayına kadar bu argüman- lara karşı güçlü bir miicadete gereki- yor" göriişünü kaydediyorlar. AB dev- let ve hükümet başkanlan, AB Komis- • Diplomatik kaynaklar, Avrupa Birliği içinde Türkiye ile müzakerelerin başlamasına 'koşul' eklemeye, 'sıkı bir izleme süreci' getirmeye çalışanlar olduğunu belirtiyor. yonu'nca sonbaharda açıklanacak Tür- kiye Ilerleme Raporu ve önerileri ışı- ğmda, aralık ayında Türkiye ile üye- lik müzakerelerine geçip geçmeme konusunda kararalacaklar. AB Komis- yonu, daha önce öteki aday ülkeler için müzakerelere başlama konusunda yap- tığı değerlendirmelerde, şu dört fark- lı kategoride görüş bildirmişti: 1. Hayır, ilerleme müzakerelerin başlaması için yeterli değil. 2. Müzakerelerin başlaması için ta- mamlanması kaçmılmaz olan eksik- ler var. 3. Müzakereler başlayabilir. ancak belirli alanlarda ilerleme sürmeli. 4. Evet, Kopenhag siyasi ölçütleri karşılanmaktadır. Diplomatik kaynaklar, AB Komis- yonu'nun Türkiye değerlendirmesınin, kesin bir "evet" ya da kesin bir "ha- yır" olmayacağuu, komisyonun eksik- likleri ifade ederek müzakerelere ye- şil ışık yakmasının beklendiğini kay- dediyorlar. Görüşmelere başlama konusunda karar ise esas olarak AB devlet ve hü- kümet başkanlan tarafindan alınacak. Bu aşamada Fransa ve Avusturya gi- bi Türkiye'nin üyelik sürecinin daha uzun bir zamana yayıhnasmı isteyen ülkeler ya da Kıbns Rum Yönetimi'- nin girişünleriyle. müzakere karanna "koşul" eklenebileceği ya da müza- kerelerle birlikte siyasi kriterler ala- nında "sıkı bir izleme sürecinin" ge- tirilebileceğı belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar. AB'nin mü- zakerelere geçme konusunda isteksiz tutumunun gerisinde Türkiye'nin bir- lik ile gümrük birliği aşamasına geç- miş olmasının önemli rol oynadığıru düşünüyorlar. Gümrük birügi sorunu Gümrük Birliği, AB ile yürürülen müzakerelerin en ağırlıklı bölümlerin- den birini oluşturuyor. Türkiye, bu aşamayı çok daha önce tamamladığın- dan müzakerelerin öngörülenden da- ha erken sonuçlanabilecek olması AB içinde endişelere neden oluyor. AB, 2013 yılından önce Türkiye için üyelik öngörmüyor. Güney'de yaşayan ve Kıbnslılık tezini savunan bir Türk, tarihi yeniden gözden geçiriyor 'Rumlann gerçek yüzü ortaya çıktı'LEYLA TAVŞANOGLU LEFKOŞA^UM KESİMİ - Kıbnsh Rumlar, 24 Nisan referan- dumu ve 1 Mayıs'ta AB'ye üye- liğin ardından adada "kendfleri- ne göre" tek başına kalmanın memnuniyeti içinde. Bir yan- dan en azından şimdilik Ku- zey'i bir tarafa bırakmış ohna- nın rahatlığı, diğer taraftan da AB şemsiyesi alhna girmek, güven duygulannı da arttır- mış. Konuştuğum Rumlar du- ruma şöyle yaklaşıyorlar: Başkan Tasos Papa- dopulos Annan Pla- nı'na tavır koya- rak en doğrusu- nu yapü. Bfcdm burahTürkler- le sorunumuz yok.Negüzel geçiniyor- duk. Evet, birzaman- • Rum kesiminde yaşayan Kıbnsh Türkler, referandumda Güney'in 'hayır' demesinin ardından Denktaş'ın tezlerinde haklı olabileceğini düşünüyor. lar bizim de hatalannuz sonucu is- tenmeyen olaylar oldu. Ama geçen vıldan beri ne güzel anlaştığımızı kanıtladık. Ama Türkiyetiler Ku- zey'deotumıav'a devameftikçe tşler kânşıyor. Onlârla birlikte obnakis- temh'oruz." Bir de 1974 harekâtından sonra Kuzey'e geçmeyip Güney'de ka- lan Kıbnslı Türkler var. Bu Türk- lerden biri de Dr. Ozdemir Ozgür. Kıbns Cumhuriyeti'nin eski dip- lomatlanndan, eski BM görevlisi Özgür, uzun yıllarKıbns'ın dış ül- kelerdeki misyonlannda çalışmış. Ona Rumlann son gelişmelerde bunca hata yapmalanrun nedenini soruyorum. Diyorki: "Rumlaride- aüsttir. Düşünceyle bareketederler. Türklerise pratikzekâhdır. gerçek- çidnier. Kıbns'ta uzun \adede ger- çekçiofanayan ayakta kalamaz." Bu- rada yaşayan öbür Türklerle de ko- nuşuyorum. Bir Türk iyice karam- sar: "Ben bep Kıbnshhk tezini sa- vundum. Rum - Türk ayırt edfl- meksizin Kıbns mifletinin eşit ve tek olduğuna inandım; inandınl- dmı da_ Ama referandumda Rum- largerçek yüzlerini gösterdiler. Yü- lardır muhalefet ettiğimiz Denktaş Bey yoksa haklı nuydı? Şimdi bu- nu tarDşrvorum. Tarihiyeniden göz- den geçiriyorunı. Ama ada hızla ya- sal böHinmeye doğru gktiyor." Bir başka Güneyli Türk de şöyle di- yor: "ABD ve tngiltere adayı rahat bırakmayacak. Soğuk Savaşsonra- sı Kıbns'ui stratejik öneminin kal- madığuıı sö>1eyenler halt etmişler. Esas şimdi stratejik önenıi arnyor. Kıbns tam Ortadogu petroOerinin yolunun üzerinde sabh bir uçakge- misi gibi dunj\or." Şu sıralar Makarios la ilgili de- dikodular da dolaşıyor. Makari- os'un adı artık "tabu" olmaktan çıkmış. Şu söylenti inamlmaz ge- liyor: "Makarios'un ailesi Baf'a bağh Panayia kö\ündendL Komşu köy de V'reçça'ydL Makarios'un annesinin. o doğmadan önce \reç- çab bir Türkle ih'şkisi olmuştu. Bu ilişkiden şüphelenen babası, Maka- rios'u çocukken manasoragönder- mişti. Işte o kızgınhkla \erüen ka- rar, Makarios'un başpiskopos, ar- dından da Cumhurbaşkanı olma- sının önünii açd." Bir başka söylenti: "Makarios, Denktaş'la 1977'de görüşmeye ve çozünı için bir şeyler >apmaya zor- lannuşa. Kalp krizi geçirdL Dok- torlar ona çok çahşmajı ve sigara- \ ı vasakladı. Ama o krizden bir ay sonra daha da fazla çahşmava baş- ladı. Sigarayı iki misüne çıkanta. So- nuçta iki kriz daha onu vurdu. Bir anlanıda intihar etti." Burası Kıb- ns. Daha ne söylentıler üretilir... BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Birey, Toplum ve Demokrasi - Türkiye çözüştürülüyor ve çözüştürülürken de il- ginç bir çelişki yaşanıyor: Bireyci düşünce, bireyci bakış açısı öne çıkarılıyor. Ancak bu "bireyci" bakış açısı "bireysei ile toplum- sal arasındaki dengeye dayanmıyor". - Örneğin, "bireysei özgürlüklerin toplumsal hak- larile bütünleştiği" bir bireysellik yerine sadece "bi- reycilik" öne çıkanlıyor. - Bireycilik, "bireyin çıkannın hernepahasına olur- sa olsun üstün tutulması" demektir. Bireyin yere tü- kürmesinden kaldınmların mafya tarafından işgaline ve anarşiye kadar uzanır. Sonunda da faşıst anlayışı ve yapıyı getirir. - Benim memurum işini bilir zihniyeti bireysellik de- ğil bireyciliktir. Kamu yarannı tahrip etmek için "bi- reyci öğelerin baskın çıkması demektir". Bu zihniyet, "emparyalizmin ve sermayenin egemenliğini sağla- rnak için kullanılır". - Bugün Türkiye'de toplumsal ve toplumcu devlet yapısının ortadan kalkması ve Türkiye'nin Batı em- peryalizmine tek yanlı bağlanmakta oluşu sonucu şu manzara ile karşı karşıya bulunuyoruz: insanlar uy- gartoplumlarda olduğu gibi "sosyaldevlet şemsiye- si altına alınamadıklan için" bireysei çıkarlar ile top- lumsal çıkartar karşı karşıya gelmektedir. Bireylere, "içinde bulunduğumuz oianaklara göre çıkarlannızı sağlayın" denmektedir. Zinc'ırin halkalarını görmeye çalışalım 1) Yerli büyük şirket iş yapmak için, çokuluslu şir- ketin Türkiye pazarındaki çıkarlarına hizmet etmek- tedir. Yerli şirket ile köylünün, işçinin, ulusal sanayi- nin çıkarları karşı karşıya gelmektedir. Bunun yüzler- ce örneğini yazılanmda ve kitaplanmda gösterdim. 2) Ulusal politikalar olmadığı için yerli sanayiciler ve üreticiler ithalatçılığa başlamışlardır. Dün sanayi te- sisleri ile övünen sanayiciierimiz yabancı şirketlerle birlikte çalışarak ithalatçı olmuşlardır. Büyük kentle- ri yabancılara parselletmişlerdir. Hem de sudan, yoğurttan, dondurmadan şezlon- ga kadar. Böyle yaptıklan için de dış ticaret açığımız hızla bü- yümükte, artan dış borçlar yüzünden Türkiye sömür- geleşmektedir. 3) Esnaf büyük kentlerde kaldırımlan işgal etmek- tedir. Köylüye ormanlar dağıtılarak "bireysei çıkar ile kamu yaran karşı karşıya getihlmektedir". Daha da ötesi Ege'de ve Akdeniz'de sahil şeridine inşa edi- len evler Ingilizce, Almanca satılmaktadır. Bu satış ye- rel halk ve firmalar için "kârlı bir satış" oluyor. Ancak ülkenin en güzel yerleri yabancıların tapulu malı ha- line geliyor. Yabancı yerleşip, yörede "turizmi yönet- meye" soyunuyor. Mallarını satanlar da 5-10 yıl yiyip içtikten sonra "ırgatlaşmaya" başlıyorlar. Burada da bireysei çıkar ile bütünleştirilmiş "makro politikalar", yani ulusal politikalar yok. Oluşturulamıyor, çünkü demokrasimiz, biçimsel çalışıyor; toplumsal ve top- lumcu demokrasi özellikle çalıştınimıyor. 4) öğrenci burs mu alacak, hoca araştırma mı ya- pacak? AB'nin Sokrates bursuna başvurması gere- kiyor. Bu AB'nin Türkiye'ye yaptığı yardım. Hangi yardım? Her yıl 12-13 milyar Euro ihracat fazlası ile Türkiye'yi kazıklayarak elde ettiği kazancın yüzde bi- rini, binde birini vererek yaptığı yardım. Bu yardımı yaparken de, "yann Türkiye'den daha fazla kazanmak için" altyapıyı hazırlıyor ve kendi yan- daşlarını besliyor. Devlet olsak, Türkiye olsak, ulusal politikalanmız olsa dışanya her yıl kaptırdığımız (2003'te 22 milyar dolar) parayı kaptırmaz, dışanya avuç aç- madan kendi kaynaklanmızı yaratınz. Burs meselesinde de bireysei çıkar ile kamusal çı- kar karşı karşıya getiriliyor. Âzgelişmişliğin ölçüsü... Azgelişmişliğin ölçüsü buradadır; gelişmiş toplum- lar "bireysei çıkarile toplumsal çıkan örtüştüren top- lumlardır". Birey trafik kura/ına uyduğu için kamusal trafik düzeni iyidir. Ormanlar bireylere verilmediği için, kaldınmlar esnafa işgal ettirilmediği için bireyin çıka- rı ile kamunun yaran örtüştürülür. Bizde sosyal devletin olmaması, ulusal politikala- nn oluşturulmaması ve uygulanmaması toplumsal gelişmenin (ve yararın) gerçekleşmesini engelliyor. Bu yalnızca bir "iç mesele değildir"; "iç dengeler ve dış dengelerarasındakibağlarsonucu" ortaya çık- mıştır. - Batı emperyalizminin Türkiye'ye müdahaleleri; içerideki toplumsal ve toplumcu demokratik gelişme hareketini engellemeleri; aynen 1961 Anayasası'nı ortadan kaldırdıkları gibi... - Içerde "gayrimilli öğeleribesleyerek" ulusal po- litikalann uygulanmasını engellemelerinde olduğu gi- bi. Bazı sermaye çevrelerini kendilerine bağladılar; kök- dendinci siyasi oluşumlan destekleyip kendi uzantı- larını sağladılar. - Bu bozuk düzeni yönetenier de "birey ile toplu- mu karşı karşıya getirip" işleri istedikleri gibi yürütü- yorlar. Türkiye'nin yeniden ayağa kalkabilmesi için birey- sei çıkarlar ile toplumsal çıkariann örtüştürülmesi ge- rekir. Bunun için de, bu örtüşmeyi engelleyenlerin iyi teşhis edilip tasfiye edilmeleri gerekir. Yani içimizdeki Danimarka'nın tasfiye edilmesi ge- rekiyor. Gerçek demokrasinin işlemesi, bireyin çıkar- lan ile toplumun yarannın örtüşmesi; bireysei haklar ve özgüriükler ile toplumsal haklann birlikte geliştiril- mesinin yolu buradan geçmektedir. www.istanbul.edu.tr/iktisat/ernanisali MEHMET GÜNSÜRi yitirdik. Yoldaşlarımıza sabırlar dileriz. Türkiye İşçi Partili Arkadaşfarı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle