Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MAZİRAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
dishab(§ cumhuriyet.com.tr 11
Bağdat yakınlannda kontrol noktasını fark etmeyen araca ateş açılması sonucu Faysal Demir öldü
Tüık sürücüyeABDkurşunuİSTANBUL/ANTAKY4 (Cumhu-
riyet) -Irak'ta, Amerikalılara malzetne
taşıyan Tüık sürücü FaysalDemir,ABD
askerlerirun açtığı ateş sonucu yaşamı-
ru yitirdı.
ABD askerJerinin önceki gece Bağ-
dat yakınlanndaki kontrol noktasını
fârk etmeyen bir araca ateş açması so-
nucu Demir yaşamını yitirdi, Muşlu-
oğlu Nakliyat'ın sahibi AH Muşhıoğ-
lu ile Iraklı çevirmen yaralandı. De-
mir'in Hatay'da yaşayan ailesi yasa
boğuldu. Saldında yaralanan 42 ya-
şındaki Muşluoğlu, ABD askerlerinin
hiçbir uyanda bulunmaksızın kendile-
rine ateş açtığını söyledi. Demir'in
olay yerinde öldüğünü anlatan
Muşluoğlu, "Irak polisi bizi ölümden
kurtardL Onlar yetişmeseydi ABD as-
• Altı çocuk babası Hataylı Demir, Amerikan askerleri tarafından kurşun yağmuruna
tutularak öldürüldü. Saldında yaralanan Muşluoğlu Nakliyat'ın sahibi Ali Muşluoğlu,
araçlanndan indikten sonra askerlerin uyanda bulunmaksızın ateş açtıklannı söyledi.
kerleri hepimia öldürecektT dedi.
Tepe İnşaat'ın ABD'li askerler için
hazırladığı prefabrike konutlan taşı-
yan Muşluoğlu Naklıyafın sahibi Muş-
luoğlu ile TIR sürücüsü Demir, üç gün
önce Cilvegözü SuıırKapısı'ndan Irak'a
geçti.
Demir, olay yerinde öldü
ABD'li askerlere gönderilen yükle-
ri taşıyan TTR'lara direnişçilerin saldır-
ması nedenıyle fârk edilmemek için özel
bir araca binen Muşluoğlu ile Demir,
Iraklı tercümanla birlikte yükleri Bağ-
dat'a götürecek birsürücü bulmak için
yola çıktılar. Felluce'den Bağdafa gi-
derken El Velid kapısındaki kontrol
noktasını fark etmeyen araç, gecikme-
li olarak durdu.
Muşluoğlu, Demir ve çevirmen araç-
lanndan indikten sonra kurşun yağ-
muruna tutuJdu. 6 çocuk sahibi 37 ya-
şındaki Demir olay yerinde öldü.
Hatay'ın Reyhanlı ilçesi, Kavalcık
Köyü nüfusuna kayıtlı, muhtar tbra-
him Demir'in oğlu Demir'in yakınla-
n yasa boğuldu. Demir'in yakınlan
"Çaûşmalar sona ersin. Devlet de giri-
şimlerde bulunsun" dediler. Demir'in
yakınJan, cenazenin ne zaman gönde-
rileceğine ilişkin yetkililerden bilgi
alamadıklannı belirttiler.
'Cenazemia istiyoruz'
Demir'in babası tbrahim Demir, oğ-
lunun cenazesinin Irak'ta bir hastane-
de olduğu yönünde bilgi aldıklannı
söyledi. Saldın hakkırjda bölgeden ge-
len diğer şoförlerden bilgi aldıklannı
belirten Demir, şunlan kaydetti: "Bi-
ze anlaülanlara göre, oğhun ve4 arka-
daşının içinde bulunduğu araç fark
Saddam teslim
editecek
• BAĞDAT (AA)-
Fransız AFP ajansına
açıklama yapan bir
koalisyon yetkilisi,
devrik lider Saddam
Hüseyin ve 9 eski rejim
yetkilisinin 30
Haziran'da egemenliğin
devrinden kısa bir süre
sonra yeni Irak
hükümetine teslim
edilecekierini söyledi.
Koalisyon yetkilisi,
teslim edilecek olan
Saddam Hüseyin ve
diğer şahıslann,
Amenkah gardiyanlann
denetiminde
kalacağını belirtti.
Arapfara
Kürtbaskısı
• NEWYORK(AA)-
Nevv York Times
gazetesi, Irak'ın
kuzeyinde Kürtlerin,
Araplara ait arazilere el
koyarak ve on binlerce
Arap'ı tnülteci
kamplannda yaşamaya
mecbur bırakarak
bölgenin demografik ve
siyasi yapısını
değiştirdiğini yazdı.
Haberde, Saddam
Hüseyin döneminde
Kürtlerin yaşadığı
bölgelerde binlerce köy
yok edilirken, buraJara
yerleştirilen Araplann,
Kürtler tarafından
bölgeden uzaklaşnnldığı
belirtildi.
AJtavj dünyadan
yardmı istedi
• DışHaberlerServisi-
Irak Basbakanı lyad
Allavi, terörle mücadele
ile güvenliğin
sağlanmasına katkı
sağlaması amacıyla
uluslararası yardım
talebinde bulundu.
Allavi, uluslararası
topluluğa yardımlan
arttırma çağnsında
bulundu ve tüm
kaynaklanru, Irak
gûvenlik güçlerinin
egitimine
yönlendirileceklerini
söyledi. Başbakan,
dL'enişçilere yardım
eden tutuklulara af
tanınabileceğini, ancak
bu affin ABD askerlerine
saidınlarda rol alanlan
kapsamayacağını belirtti.
TûrkîyeAKPM
masasında
• STRASBOURG(AA)
-A\TupaKonseyi
Parlamenter Meclisi
(AKPM) Genel Kurulu,
salı günü, Türkiye
üzerindeki denetim
sürecinin kaldınlıp
lca.dınlmayacağına karar
verecek. Eski DEP'lı
rnılletvekillerinin
tahliyelerinin ardından,
denetim sürecinin artık
kaidınlmasını savunan
rapor ile karar tasansının
tabul edilmesi
DeLleniyor. Türkiye
•afortörlerinin
ıaztriadığı rapor ve
asanda, son üç yıl
çirde Türkiye'nin insan
laklan alanında
•eformlar yaptığı
jelrtilerek, denetim
mrecinin arük
taidınlması isteniyor.
etmeden Ramadi ve Felluce arasmda-
kibölgedeABDaskerlerinin nöbet tut-
tuğu alana girnıişler. ABD askerleri de
uyanda buhınmadan araca ateşaçmış-
lar. Araçta buJunan şirket sahibi Muş-
luoğlu, Abdülrezzak Cemiloğlu ve
Amır adh bir Iraklı yaralanmış, oglum
ise hayannı kaybetmiş. Cenazenin bir
hastanedeolduğunuöğrendik. Onu bi-
zegetirsinler."
Faysal Demir'in kardeşi Mahmut
Demir de ölüm haberinin tüm aileyi pe-
rişan ettiğinı belirterek şöyle konuştu:
"Kardeşimin ölümüyleilgili bize resmi
bir açıklama vupılmadı. BirABD'li ö\-
düğünde tüm dünya ayağa kaDayor, bi-
ziın canımız gitti. Irak'taki Türk yet-
küilerin devreye ginnesinivecenazemi-
a btze getinnesini istiyonız."
IKYB LİDERÎ
ABDucakfcmnınIrak'ınbaşkentiBağdat'mSadrsemtinedüzenlediğihavasaWırısmdaçoksajTdabMvıkıkh.(Fotoğraf: REUTERS)
Irak'ta dökülen kan durmak bilmiyor
Dış Haberler Servisi - Irak'ta işgal askerleriyle
direnişçiler arasındakı çatışmalar dün de sürdü. Samara
kentinde ABD askerleriyle direnişçiler arasındaki
çatışmada 6'sı polıs, 4'ü sivil olmak üzere 10 Iraklı öldü,
12 Iraklı da yaralandı. Irak'ın başkenti Bağdat'm Sadr
semtinde dün ABD askerleriyle Şii
milisler arasında çıkan çatışmalarda 3 Iraklı öldü,
aralarında 2 ABD askerinin de bulunduğu 12 kişi
yaralandı. Sadr semtine yönelik hava saldınsında da çok
sayıda ev yıkıldı. Irak'ın çeşitli kesimlerinde çıkan
çatışmalarda bir ABD askeri dahil 2O'ye yakın Iraklı
öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.
Talabani
bugün
geliyor
ANKARA (Cumburiyef Bürosu)-Irak
Kürdistan Yurtseverler Birliğı (IKYB) lı-
deri Celal Talabani bugün Türkiye'ye
geliyor. Irak'ta egemenliğin Iraklılara
devredileceği 30 Hazıran sonrasında et-
nik gruplar arasında çatışmalar çıkabi-
leceği endişesini taşıyan Ankara, Tala-
bani'ye "Irak'ın kuzeyinde ve özeflikle
de Kerkükte statükonun değiştirilmesi-
ne kayıtsız kalamayız'* mesajını \ erecek.
Talabani ile avnı günlerde Irak Türk-
men Cephesi lideri Fanık Abdullah Ab-
durrahman da başkente gelecek.
Türkiye, 30 Haziran sonrasında etnik
gruplar arasında mücadelelerin çatışma-
lara dönüşmesınden büyük kaygı duyu-
yor. Özellikle Kürt gruplann, Kerkük'te
Araplan kent dışına çıkarma ve yerleri-
ne Kürtleri yerleştirme politikalan ger-
ginliği artınyor. Zaman zaman Kürt
gruplarla Türkmenler arasmda da ger-
gınlik yaşanıyor. Kürt gruplann ABD iş-
galine desteği de, direnışçi Sünni ve Şii
gruplann tepkisine neden oluyor.
Diplomatlar, Avrupa Birliği ile görüşmelere başlama konusuna temkinli yaklaşıyor
Ankara'ya 'müzakere' incelemesi
AYHANŞİMŞEK
ANKARA - Hükümet, Avrupa Bir-
liği (AB) ile 2005'te üyelik müzake-
relerine geçme konusunda "pembe
taMo" çizerken, diplomatlar bunun
"çantada kekük oimadığuu" kaydedi-
yorlar.
AB 'de kapalı kapılar arkasında, Tür-
kiye ile müzakerelere geçme karan-
na "koşul" eklenmesi ya da bunun
"sıkı bir izleme süreciyle" birlikte ol-
ması gibi düşüncelerin tartışıldığına
işaret eden kaynaklar, "Tiirkiye,güm-
riik birliği aşamasuu çoktan geçtiği
için müzakereieri daha erken bitirecek.
Bu nedenle müzakereye geçişi nıüm-
kiin okluğunca geciktirmeye çahşıyor-
lar. Aralık ayına kadar bu argüman-
lara karşı güçlü bir miicadete gereki-
yor" göriişünü kaydediyorlar. AB dev-
let ve hükümet başkanlan, AB Komis-
• Diplomatik kaynaklar, Avrupa Birliği
içinde Türkiye ile müzakerelerin
başlamasına 'koşul' eklemeye, 'sıkı bir
izleme süreci' getirmeye çalışanlar olduğunu belirtiyor.
yonu'nca sonbaharda açıklanacak Tür-
kiye Ilerleme Raporu ve önerileri ışı-
ğmda, aralık ayında Türkiye ile üye-
lik müzakerelerine geçip geçmeme
konusunda kararalacaklar. AB Komis-
yonu, daha önce öteki aday ülkeler için
müzakerelere başlama konusunda yap-
tığı değerlendirmelerde, şu dört fark-
lı kategoride görüş bildirmişti:
1. Hayır, ilerleme müzakerelerin
başlaması için yeterli değil.
2. Müzakerelerin başlaması için ta-
mamlanması kaçmılmaz olan eksik-
ler var.
3. Müzakereler başlayabilir. ancak
belirli alanlarda ilerleme sürmeli.
4. Evet, Kopenhag siyasi ölçütleri
karşılanmaktadır.
Diplomatik kaynaklar, AB Komis-
yonu'nun Türkiye değerlendirmesınin,
kesin bir "evet" ya da kesin bir "ha-
yır" olmayacağuu, komisyonun eksik-
likleri ifade ederek müzakerelere ye-
şil ışık yakmasının beklendiğini kay-
dediyorlar.
Görüşmelere başlama konusunda
karar ise esas olarak AB devlet ve hü-
kümet başkanlan tarafindan alınacak.
Bu aşamada Fransa ve Avusturya gi-
bi Türkiye'nin üyelik sürecinin daha
uzun bir zamana yayıhnasmı isteyen
ülkeler ya da Kıbns Rum Yönetimi'-
nin girişünleriyle. müzakere karanna
"koşul" eklenebileceği ya da müza-
kerelerle birlikte siyasi kriterler ala-
nında "sıkı bir izleme sürecinin" ge-
tirilebileceğı belirtiliyor.
Diplomatik kaynaklar. AB'nin mü-
zakerelere geçme konusunda isteksiz
tutumunun gerisinde Türkiye'nin bir-
lik ile gümrük birliği aşamasına geç-
miş olmasının önemli rol oynadığıru
düşünüyorlar.
Gümrük birügi sorunu
Gümrük Birliği, AB ile yürürülen
müzakerelerin en ağırlıklı bölümlerin-
den birini oluşturuyor. Türkiye, bu
aşamayı çok daha önce tamamladığın-
dan müzakerelerin öngörülenden da-
ha erken sonuçlanabilecek olması AB
içinde endişelere neden oluyor. AB,
2013 yılından önce Türkiye için üyelik
öngörmüyor.
Güney'de yaşayan ve Kıbnslılık tezini savunan bir Türk, tarihi yeniden gözden geçiriyor
'Rumlann gerçek yüzü ortaya çıktı'LEYLA TAVŞANOGLU
LEFKOŞA^UM KESİMİ -
Kıbnsh Rumlar, 24 Nisan referan-
dumu ve 1 Mayıs'ta AB'ye üye-
liğin ardından adada "kendfleri-
ne göre" tek başına kalmanın
memnuniyeti içinde. Bir yan-
dan en azından şimdilik Ku-
zey'i bir tarafa bırakmış ohna-
nın rahatlığı, diğer taraftan da
AB şemsiyesi alhna girmek,
güven duygulannı da arttır-
mış. Konuştuğum Rumlar du-
ruma şöyle yaklaşıyorlar:
Başkan Tasos Papa-
dopulos Annan Pla-
nı'na tavır koya-
rak en doğrusu-
nu yapü. Bfcdm
burahTürkler-
le sorunumuz
yok.Negüzel
geçiniyor-
duk. Evet,
birzaman-
• Rum kesiminde yaşayan Kıbnsh Türkler, referandumda
Güney'in 'hayır' demesinin ardından Denktaş'ın
tezlerinde haklı olabileceğini düşünüyor.
lar bizim de hatalannuz sonucu is-
tenmeyen olaylar oldu. Ama geçen
vıldan beri ne güzel anlaştığımızı
kanıtladık. Ama Türkiyetiler Ku-
zey'deotumıav'a devameftikçe tşler
kânşıyor. Onlârla birlikte obnakis-
temh'oruz."
Bir de 1974 harekâtından sonra
Kuzey'e geçmeyip Güney'de ka-
lan Kıbnslı Türkler var. Bu Türk-
lerden biri de Dr. Ozdemir Ozgür.
Kıbns Cumhuriyeti'nin eski dip-
lomatlanndan, eski BM görevlisi
Özgür, uzun yıllarKıbns'ın dış ül-
kelerdeki misyonlannda çalışmış.
Ona Rumlann son gelişmelerde
bunca hata yapmalanrun nedenini
soruyorum. Diyorki: "Rumlaride-
aüsttir. Düşünceyle bareketederler.
Türklerise pratikzekâhdır. gerçek-
çidnier. Kıbns'ta uzun \adede ger-
çekçiofanayan ayakta kalamaz." Bu-
rada yaşayan öbür Türklerle de ko-
nuşuyorum. Bir Türk iyice karam-
sar: "Ben bep Kıbnshhk tezini sa-
vundum. Rum - Türk ayırt edfl-
meksizin Kıbns mifletinin eşit ve
tek olduğuna inandım; inandınl-
dmı da_ Ama referandumda Rum-
largerçek yüzlerini gösterdiler. Yü-
lardır muhalefet ettiğimiz Denktaş
Bey yoksa haklı nuydı? Şimdi bu-
nu tarDşrvorum. Tarihiyeniden göz-
den geçiriyorunı. Ama ada hızla ya-
sal böHinmeye doğru gktiyor." Bir
başka Güneyli Türk de şöyle di-
yor: "ABD ve tngiltere adayı rahat
bırakmayacak. Soğuk Savaşsonra-
sı Kıbns'ui stratejik öneminin kal-
madığuıı sö>1eyenler halt etmişler.
Esas şimdi stratejik önenıi arnyor.
Kıbns tam Ortadogu petroOerinin
yolunun üzerinde sabh bir uçakge-
misi gibi dunj\or."
Şu sıralar Makarios la ilgili de-
dikodular da dolaşıyor. Makari-
os'un adı artık "tabu" olmaktan
çıkmış. Şu söylenti inamlmaz ge-
liyor: "Makarios'un ailesi Baf'a
bağh Panayia kö\ündendL Komşu
köy de V'reçça'ydL Makarios'un
annesinin. o doğmadan önce \reç-
çab bir Türkle ih'şkisi olmuştu. Bu
ilişkiden şüphelenen babası, Maka-
rios'u çocukken manasoragönder-
mişti. Işte o kızgınhkla \erüen ka-
rar, Makarios'un başpiskopos, ar-
dından da Cumhurbaşkanı olma-
sının önünii açd."
Bir başka söylenti: "Makarios,
Denktaş'la 1977'de görüşmeye ve
çozünı için bir şeyler >apmaya zor-
lannuşa. Kalp krizi geçirdL Dok-
torlar ona çok çahşmajı ve sigara-
\ ı vasakladı. Ama o krizden bir ay
sonra daha da fazla çahşmava baş-
ladı. Sigarayı iki misüne çıkanta. So-
nuçta iki kriz daha onu vurdu. Bir
anlanıda intihar etti." Burası Kıb-
ns. Daha ne söylentıler üretilir...
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Birey, Toplum ve
Demokrasi
- Türkiye çözüştürülüyor ve çözüştürülürken de il-
ginç bir çelişki yaşanıyor:
Bireyci düşünce, bireyci bakış açısı öne çıkarılıyor.
Ancak bu "bireyci" bakış açısı "bireysei ile toplum-
sal arasındaki dengeye dayanmıyor".
- Örneğin, "bireysei özgürlüklerin toplumsal hak-
larile bütünleştiği" bir bireysellik yerine sadece "bi-
reycilik" öne çıkanlıyor.
- Bireycilik, "bireyin çıkannın hernepahasına olur-
sa olsun üstün tutulması" demektir. Bireyin yere tü-
kürmesinden kaldınmların mafya tarafından işgaline
ve anarşiye kadar uzanır. Sonunda da faşıst anlayışı
ve yapıyı getirir.
- Benim memurum işini bilir zihniyeti bireysellik de-
ğil bireyciliktir. Kamu yarannı tahrip etmek için "bi-
reyci öğelerin baskın çıkması demektir". Bu zihniyet,
"emparyalizmin ve sermayenin egemenliğini sağla-
rnak için kullanılır".
- Bugün Türkiye'de toplumsal ve toplumcu devlet
yapısının ortadan kalkması ve Türkiye'nin Batı em-
peryalizmine tek yanlı bağlanmakta oluşu sonucu şu
manzara ile karşı karşıya bulunuyoruz: insanlar uy-
gartoplumlarda olduğu gibi "sosyaldevlet şemsiye-
si altına alınamadıklan için" bireysei çıkarlar ile top-
lumsal çıkartar karşı karşıya gelmektedir. Bireylere,
"içinde bulunduğumuz oianaklara göre çıkarlannızı
sağlayın" denmektedir.
Zinc'ırin halkalarını görmeye çalışalım
1) Yerli büyük şirket iş yapmak için, çokuluslu şir-
ketin Türkiye pazarındaki çıkarlarına hizmet etmek-
tedir. Yerli şirket ile köylünün, işçinin, ulusal sanayi-
nin çıkarları karşı karşıya gelmektedir. Bunun yüzler-
ce örneğini yazılanmda ve kitaplanmda gösterdim.
2) Ulusal politikalar olmadığı için yerli sanayiciler
ve üreticiler ithalatçılığa başlamışlardır. Dün sanayi te-
sisleri ile övünen sanayiciierimiz yabancı şirketlerle
birlikte çalışarak ithalatçı olmuşlardır. Büyük kentle-
ri yabancılara parselletmişlerdir.
Hem de sudan, yoğurttan, dondurmadan şezlon-
ga kadar.
Böyle yaptıklan için de dış ticaret açığımız hızla bü-
yümükte, artan dış borçlar yüzünden Türkiye sömür-
geleşmektedir.
3) Esnaf büyük kentlerde kaldırımlan işgal etmek-
tedir. Köylüye ormanlar dağıtılarak "bireysei çıkar ile
kamu yaran karşı karşıya getihlmektedir". Daha da
ötesi Ege'de ve Akdeniz'de sahil şeridine inşa edi-
len evler Ingilizce, Almanca satılmaktadır. Bu satış ye-
rel halk ve firmalar için "kârlı bir satış" oluyor. Ancak
ülkenin en güzel yerleri yabancıların tapulu malı ha-
line geliyor. Yabancı yerleşip, yörede "turizmi yönet-
meye" soyunuyor. Mallarını satanlar da 5-10 yıl yiyip
içtikten sonra "ırgatlaşmaya" başlıyorlar. Burada da
bireysei çıkar ile bütünleştirilmiş "makro politikalar",
yani ulusal politikalar yok. Oluşturulamıyor, çünkü
demokrasimiz, biçimsel çalışıyor; toplumsal ve top-
lumcu demokrasi özellikle çalıştınimıyor.
4) öğrenci burs mu alacak, hoca araştırma mı ya-
pacak? AB'nin Sokrates bursuna başvurması gere-
kiyor. Bu AB'nin Türkiye'ye yaptığı yardım. Hangi
yardım? Her yıl 12-13 milyar Euro ihracat fazlası ile
Türkiye'yi kazıklayarak elde ettiği kazancın yüzde bi-
rini, binde birini vererek yaptığı yardım.
Bu yardımı yaparken de, "yann Türkiye'den daha
fazla kazanmak için" altyapıyı hazırlıyor ve kendi yan-
daşlarını besliyor. Devlet olsak, Türkiye olsak, ulusal
politikalanmız olsa dışanya her yıl kaptırdığımız (2003'te
22 milyar dolar) parayı kaptırmaz, dışanya avuç aç-
madan kendi kaynaklanmızı yaratınz.
Burs meselesinde de bireysei çıkar ile kamusal çı-
kar karşı karşıya getiriliyor.
Âzgelişmişliğin ölçüsü...
Azgelişmişliğin ölçüsü buradadır; gelişmiş toplum-
lar "bireysei çıkarile toplumsal çıkan örtüştüren top-
lumlardır". Birey trafik kura/ına uyduğu için kamusal
trafik düzeni iyidir. Ormanlar bireylere verilmediği için,
kaldınmlar esnafa işgal ettirilmediği için bireyin çıka-
rı ile kamunun yaran örtüştürülür.
Bizde sosyal devletin olmaması, ulusal politikala-
nn oluşturulmaması ve uygulanmaması toplumsal
gelişmenin (ve yararın) gerçekleşmesini engelliyor.
Bu yalnızca bir "iç mesele değildir"; "iç dengeler
ve dış dengelerarasındakibağlarsonucu" ortaya çık-
mıştır.
- Batı emperyalizminin Türkiye'ye müdahaleleri;
içerideki toplumsal ve toplumcu demokratik gelişme
hareketini engellemeleri; aynen 1961 Anayasası'nı
ortadan kaldırdıkları gibi...
- Içerde "gayrimilli öğeleribesleyerek" ulusal po-
litikalann uygulanmasını engellemelerinde olduğu gi-
bi. Bazı sermaye çevrelerini kendilerine bağladılar; kök-
dendinci siyasi oluşumlan destekleyip kendi uzantı-
larını sağladılar.
- Bu bozuk düzeni yönetenier de "birey ile toplu-
mu karşı karşıya getirip" işleri istedikleri gibi yürütü-
yorlar.
Türkiye'nin yeniden ayağa kalkabilmesi için birey-
sei çıkarlar ile toplumsal çıkariann örtüştürülmesi ge-
rekir. Bunun için de, bu örtüşmeyi engelleyenlerin iyi
teşhis edilip tasfiye edilmeleri gerekir.
Yani içimizdeki Danimarka'nın tasfiye edilmesi ge-
rekiyor. Gerçek demokrasinin işlemesi, bireyin çıkar-
lan ile toplumun yarannın örtüşmesi; bireysei haklar
ve özgüriükler ile toplumsal haklann birlikte geliştiril-
mesinin yolu buradan geçmektedir.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/ernanisali
MEHMET
GÜNSÜRi
yitirdik.
Yoldaşlarımıza sabırlar dileriz.
Türkiye İşçi Partili Arkadaşfarı