22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15HAZİRAN20O4SAU CUMHURİYET SAYFA DIZI ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK TA3İATLT İSTAN3U1 EPENDÎSİ A3DÜLCAN2AZ1 EAHÎKULAD3 TSKMİLİ BÎSDEH -f = Fşçilerhımeydanmesaisi 72JH/I 15 Haziran 1970: Marmara ve Trakya bölgesinde çalışan işçiler, işbaşı yapmaz Tarih 16 Haziran 1970: İşçi direnişi başlar. İstanbul ve Kocaeli'nde sıkıyönetim ilan edilir Birşafak vakti, karanhğın kenanndan Onlar ağır ellerini taprağa basıp doğruldukları zaman En âlim aynalara en renkli şekilleri aksettiren onlardır. Asırda onlar yendi, anlar yenildu Çok söz edildi onlara dair Ve onlar için 'Zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur' denildi Nâzım Hikmet T ürkıye'de çagdaş anlamda sendi- kalaşma ile iJgili çabalar sanayi- leşme hareketlerinin olduğu 1800'lerden sonra ülkenın değişik bölgelerinde başlamıştı. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra 1961 Anayasasfnın sağladığı özgürlükler sonucu, Türk-tş'in yap- tıklannın işçinin çıkanna ters düştüğünü söy- leyen Türk-İş bünyesindekı bazı sendikacılar, 13 Şubat 1961 'de Türkiye Işçi Parrisi 'ni (TÎP) kurarak haklannı sıyasal düzeyde de elde et- meyi amaçlamışlardır. Bu arada, yeni anayasaya uygun olarak 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Toplu Iş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, 24 Temmuz 1963 'te yayımlanarak yürürlüğü gir- miştir. Bazı sendikalar ve konfederasyonlar, bu nedenle 24 Temmuz tarihinı, "İşçi bavramı" olarak kutlamaktadır. İN KURULUŞUDlSK Türk-lş'in tutumundan rahatsız olduğu için aynlan bazj sendikalar ile kurulan yeni bazı sen- dikalar bir araya gelerek 13 Şubat 1967'de De\Tİmci Işçi Sendikalan Konfederasyonu'nu (DlSK) oluşturdular. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar öz- gûr hareket eden halkın bu hak arama müca- delesinden, toplumun geleceği için karar alma sürecine katılmasından rahatsız olanlar vardı. 1965 'te, 27 Mayıs Anayasası'na karşıt güç- lenn temsilcisı olan Adalet Partisi (AP), tek ba- şına ıktıdar olduktan sonra Türkiye'dekı işçi sı- nıfinın hak arama mücadelesıne yönelik bas- kı ve engellemeler artmış, bu nedenle antide- mokratik yasalar çıkarrılmaya çalışılmıştır. Ör- negin, AP hükümetı, 1969 yılının şubat ayın- da, parlamentoya, "Anayasa Nizamını Koru- ma Kanunu" tasansını sunarak toplumun hak \ e özgürlüklerini kısıtlamaya çalışmış, ancak, tepki sonucu tasanyı geri çekmişti. CüÇLENEN SOSYALIST HAREKET Sosyalist ve ilericı hareketın örgütlenip güç- lenmesi, bu arada, Türkiye'deki ekonomik- toplumsal buhranın derinleşmesı sonucu ege- men güçler tarafindan yeni baskı yasalan gün- deme getirildi. Sonuçta, 274 sayılı Sendikalar Yasası ile 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nın değiştirilmesi için AP ta- rafindan yeni bir Sendikalar Yasa Tasansı ha- nrlandı ve 3 Şubat 1970 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunuldu. Tasan, "Bir sendikanın Türkiye çapında fa- linetgösterebihnesi için, oişkolu işçilerinin üç- tebirinitemsfletmesini" öngörüyordu. DlSK'e dkası Genel Başkanı ve Türkiye Işçi Partisi TEP) milletvekili Rıza Kuas da, aynı konular- ca iki değişik yasa tasansını, 26 Şubat 1970 rünü TBMM'ye sunmuştur. DlSKyönetimi, 18Mart 1970'tetoplanmış •.eAP milletvekilleri tarafindan hazırlanan ye- n sendikal yasa tasanlan hakkında görüşme- eryaptıktan sonra bazı kararlar almıştı. Kararlar özetle şöyleydi: "Ülkede devrimci auhalefeti yok edemeyen egemen sınıflar. yeni asaniarla çalışma hayaandaki dc\rinıcisen- tikalan kapatma yolunu tutmuştur. DİSK'e kağh sendikalar bu tasanlann yasalaşmaması ıdn anayasanın tanıdığı bütün haklan en son gunna kadar kullanacakür. Tasanlar, yeni Atsalsendikalarkuruhnasmıönlemek,DİSK'in uiığına son vermek için düzenlenmiştir. Bu- akarşüık emperyalizme ve kapitaliznıe bağ- Isendikacılak vasa zoruvla avakta tututecak- 15-16 Haziran: Türkiye'yi sarsan işçi dinenişi Hiçtoir şey birdenbire , oluşmâdı Tarih, geçmiş, bugün ve gelecekten oluş- maktadır. Hiçbir şejbirdcriMreolıış- mamıştır. Bugün Türkiye'de bazı hak ve özgürlükler veya yasak- lamalar, baskılar \arsa geçmişten bugüne ks- lan mirastır. '68 de- ninceçoğunhığun ak- hna gençükBderleri- nin öncülük ettiği ve ümversite çevresinde meydana gelen olavlar gelir. Oysa. '68 diye anı- lan 1961-197rdöne- minde çok önemli işçi, ... »» kö\tû,meınurharekeÖeride meydana geuıiiş, Türkiye sosyal müca- deleler tarihine önemli katkılan olmuş, haklann korunnıasL sa\unulması \e getişmesinde kazanç- lar sagiamıstır. 1961-1971 döneminde. yüz- lerce işçi hareketi \~asandL Türkiye'de iş- çi sınıfi hareketi bazı kayıplar verdi ama bu mücadelesi sonucu çok hak- lar da elde ettL Gününıüzde bum- lar yeterti değildir. İşsizlik ve yoksulluk artnuş, sendikala- ra üye sayısı azabnışbr. Eski- sinden daha ivi haklann elde edilmesi gerekmektedir. Ül- kenin sorunlannın çözünıün- de ve geleceğinde örgüdere bü- vük görevler düşmektedir. tir. Kaldı ki işçi sınıfl anayasal direnme hakkı- nı büinçle kuîlanarak iktidara karşı rüm de\- rimcüeri uyannasını ve işçi sınıfina karşı işle- necek cina\etleri öntemesini başaracakür." ToKER'İN AÇIKLAMALARI Değiştirilmek istenen sendikal kanun tasa- nlarıru desteklediğini açıklayan Türk-Iş, 8. ge- nel kunılunu, 11 Mayıs 1970'teErzurumyatop- lar. TBMM Çalışma Komisyonu Başkanı, es- ki çalışma bakanlanndan AP'li TurgutToker, 15 Mayıs 1970 günü, Türk-Iş Genel Kuru- lu'nda yaptığı konuşmada. "Sendikalar ka- nun tasansının vürürlüğe girnıesi>1e, Türki- ye'de Türk-lş'ten başka işçi konfederasyonu kalmayacagını" açıkladı ve "Veni değişikhk tasansıile DISK'in çanına otükanacaknr. DİSK \arken genel gre\T hakkmı tanımamızmümkün değüdir" dedi. Bu konuşma ertesi gün DlSK'e bağlı sendikalar ile bağımsız sendikalann sert tepkisine yol açmıştır. ANKARA'YA UYARI HEYETÎ Tepkılere karşın, 274 sayılı Sendikalar Ya- sası'nda değişiklik yapma kararlıhğı içındey- di AP hükümeti. DlSK Yö'netim Kurulu, 3 Haziran 1970 günü toplandı basına şu açıkla- ma yapıldı: " 1- DİSK'i ve devrimci örgüüeri göre\ yapa- maz duruma getirmek için girişüen ana\ asa> a aykın tasanlan kanunlaşbnna yolunun dogu- racağı sonuçlan anlartnak için Ankara"\a bir Uyan Heyeti gönderilecektir. Genel Başkan Kemal Türkler'in başkanuğında kunılan he- yet tasanlar kanunlaşûğı takdirde doğacakso- nuçlan birerbireranlatmaküzereCumhurbaş- kanı'nı, Başbakan'ı,Ana MuhalefetPartisiGe- nel Sekreteri'ni ziyaret edecektir. 2- Tasanlan kınamak amacıyla değişik yer- lerde \e kenüerde girişilecek e\lemleri sapta- mak ve uygulamak üzere bir Eylem Komitesi seçilmiştir. Komite başkanhğına Kemal Nebi- 34 yıl önce bugün, fabrikalardan çıkan kadınherkekli işçiler, gösteri>ekatıhr. 115 işyerinde 75 bin işçi yürüyüşe geçer._ oğlu getirümiştir. Öteki üveJer şunlardır: Hilmi Güner (Maden-İş), Salih Çetın (Hür Mensucat-îş). Celal Bayaz (Lastik-İş), A\ııi Erekahn (Kknya-İş), Mustafa Baştan (Basın- lşX Şinasi Kaya (Maden-İş)." DlSK Eylem Komitesi'nin planlayacağı ey- lemleri kesin karara vardırmak üzere DlSK Yönetim Kurulu, 5 Haziran 1970 Cuma günü, genel merkez binasında yeniden olağanüstü toplantı yaptı. Görüşmelerden sonra Türkler, Nebioğlu, Rıza Kuas, Kemal Sülker, CelalBa- yaz, EhK îman Tuncerden oluşan DİSK Uya- n Heyeti'nin Ankara'ya gitmesıne ve genel sekreterlikçe hazırlanan "Muhnra"nın ilgili makamlara verilmesine karar verilmiştir. Y A R I N : OLAYLARDA ÜÇÜ IŞÇİ BEŞ KlŞl ÖLÜR Cösteriye 75 bin işçi katıldı Sendikal haklariçin topludireniş ISK Uyan Heyeti, başta Başbakan Sü- leyman Demirel olmak üzere tüm il- gililerden şunları isteyecektir: " Tasanlargerialınmalıdır. Sendikalar ve toplusözleşme yasalan değiştirile- cekse tüm konfederasyon ve sendikalarla bilim adamlannın ortak çahşmalamia ele aiınıp aksak- lıklar, eksiklikler belirlenmelidir. Hiçbir şekilde sendika seçmeözgürlüğü > okedihnemeti, gre\ uy- gulaması öncesinde o işyerinde >'apılacak gizti oy, açık sav ımla işçilerin göriişü ahnmah ve bunun gi- bi toplusözleşme yetkisini alma aşamasında da iş- çilerin çoğunluğunu temsil ettigini iddiaeden ildn- ci ve daha çok sendikanın başvurusu olursa, o va- kit işçilerin > ine gi/li oy, açık sayını ilkesi>1e hangj sendikay a üye olduklan saptanmah, >ani referan- duma başvuruhnahdu*. Bu temel ilkeler beUrlen- dikten sonra \usalann öteki hükümleri bunlara gö- re değiştirilebiMr.'' ANAYASAL DJRENIŞ KOMÎTELERÎ DlSK Uyan Heyeti, 10 Haziran 1970 Çarşam- ba günü Ankara'dadır. Demirel ile görüşemeyen heyet, CHP Genel Sekreteri BülentEcevitve Mil- li Birlik Grubu (MBG) senatörleri ile görüşür. Ecevit, kendilerine destek olacağını belirtir. Bütün karşı çıkmalara karşın 274 sayılı Sendi- kalar Yasasfnda değişiklik yapan yasa tasansı, 12 Haziran 1970 Cuma günü Meclis'te oya sunulmuş, 4retekarşılık230 oy ile tasan kabul edilmiştir. Sendikalar Ka- nunu'nun kabul edilmesiyle,enaz 1/3'i sigortalı iş- çi olmayan sendi- kalar federasyon kuramayacaklar- dı. DlSK, bu ya- sayı kendi örgü- tünü yok edecek bir karar olarak görüyordu. Herhangi bir olumsuzgelişme- ye karşı nelerya- pılacağına karar vermek amacıyla DlSK'e bagh sen- dikalar, 14 Haziran 1970'te Lastik-Iş Sendika- sı'nın genel merkezinde bir araya gelir. Işçi tem- silcileri, her işyennde kurulacak "Anayasal Dire- nişKomiteleri'' yönlendiriciliğiyle bulunduklan böl- gelerde aileleri ile birlikte eylem yapma anlayışı- na varmışlardır. Marmara-Trakya bölgesindeki işçiler, anayasa- ya aykın bulduklan sendika kanun tasanlanna karşı tepkilerini dile getirmek amacıyla, 15 Hazi- ran 1970 Pazartesi günü 09.00'dan itibaren işba- şı yapmaz. Fabrikalardan çıkan kadınlı erkekli iş- çiler, ellerinde Türk bayraklan ve "APiktidanbi- zim iktidanmız değüdn-". "Ordu işçi el ete", "274. kanun maddesine hayır". -Zincirimizden başka kay- bedecek bir şeyüniz yok" gibi pankartlarla yürü- yüş ye direniş yapar. DİSK Basın Temsilcisı, 15 Haziran 1970 Pazar- tesi akşamı özetle şu açıklamayı yapmıştır: "115 işyerinde 75 bin işçi yürüyüş ve gösteriye katildL îşbaşı yapmadL İ yeİerimizin bu antidemokratik tasany a karşı giriştikleri direnmenin yann ne şek- le dönüşeceğini şu anda biz de bilemiyoruz." DUZYAZI ORHAN BİRGİT Açık Olmalılar Leyla Zana ve arkadaşlarının güneydoğudaki ge- zilerinde, iyi niyetin egemen olduğuna inanmak isti- yorum. Ancak, benim gibi düşünen milyonlarcayurt- taş, eski DEP milletvekillerinin söylemlerindeki bazı te- rimlerin, belkı doğaçlama yapılan konuşmalardan, belki de uzun süren cezaevi döneminin, bu kişilerin, bu tür konuşmalar için gerekli pratiklerini yitirmeleri- ne neden olduğunu düşünecektir. Zana ve arkadaşlan için düzenlenen toplantılann ev sahıpliğini yapan DEHAP'ın genel başkanının, hükü- metle terör örgütü Kongra-Gel'e eşit uzaklıkta olduk- lannı söylemesi belki kimi gözlerden kaçmış olsa da sadece anlamsız değil, kafaları adamakıllı kanştırma- sı gerektiren bır çelişkiler yumağıdır. Diyelim ki, DE- HAP'ın gölge genel başkanı, bu tür bir yumağı daha da kördüğüm haline getirecek kadar deneyimsizdir. Ama eski DEP milletvekilerinin, bir yana Türkiye Cum- huriyeti'nin yasal yürütme erkini, öte yana da yıllar- dan beri dağdan inmemekte direnen ve dış tahrikle- rin de oyuncağı olduğu tartışılmaz hale gelmiş bir ci- nayet örgütüne eşit uzaklıkta bulunmalarından söz et- menin akılcı hiçbir açıklaması olamaz. Güneydoğu gezisi, on yıldırsevimsiz bir nedenle uza- ğında kalınmış hemşeriler ve seçmenleraracılığı ile ül- ke kamuoyuna sürekli ve kalıcı barış isteklerini içeren söylemlerin verilmesini amaçlıyor ise Zana ve arka- daşlarının öncelikle terör örgütünden koşulsuz silah bırakma isteminde bulunmalan, daha doyurucu ve akıl- cı bir yöntem olacaktır. Ne demektir "en azından altı ay daha bu ateşkes bozulmamalı; kardeş Türk hal- kıyla banş çabalan sürmeli" diye özetlenen çağn? Di- yarbakır'ın eski milletvekilinin konuşmasında, genel olarak söylediklerinde, kardeşlik, birlikte yaşamak is- temlerinin yeralmasının neden olduğu mutluluk, Kong- ra-Gel'e gönderilen ve altı ay daha sabretmelisiniz tü- ründen bir öneriyi içeren bu tür söylemlerle yazık ki gölgelenmiştir. Bu yöntem, DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in de dün söylediği gibi, "Sınırlı bir ateş- kes önererek, Türkiye'yibaskı altında tutmaya kalkış- maktır" ve iyi niyetle bağdaşmayan bir tutumdur. He- le Hatip Dicle'nin kırk bin kişinin katılinden sayın di- ye söz etmesinin ne anlaşılır yanı vardır? Ne de tevi- li? Henüz, eski milletvekilleri tarafından doğrudan açıklanmamış olsa da, o altı aylık ateşkes süresi içe- risinde, hükümetten Imralı'nın boşaltılması ve "sa- yın" Öcalan'a özgürlüğünün verilmesinin ilk sırada yer alacağı bır talepler dosyasının gelmesi sürpriz sayıl- masın. Bir başka ses Zana ve öteki eski DEP'Iİ milletvekilerinin Güney- doğu gezısinde kursüden söylemedıkleri kımi talep- \ere, dünkü Radikal gazetesınde Neşe Düzel ile uzun bir görüşme yapan eski bakan ve milletvekili Şerafet- tin Elçi'nin sözlerinde rastlamak mümkün. Elçi, o ko- nuşmasında üniter Türkiye Cumhuriyeti yerine bir fe- derasyon öneriyor. Bölge halkının şiddet yanlısı poli- tikadan rahatsız olduğunu savunuyor Elçı ve "şiddet ortamının tekrar doğmasını, huzurun kaçmasını, çocuklarının ölmesini ve cezaevlerinde çürüme- sini istemediğini" söylüyor. Bence çok da açık söz- lü konuşuyor. Kendisi de TBMM'de milletvekilliği ve Cumhuriyet hükümetlerinde bakanlık yapmış bir po- litikacı olmasına karşın, "Kürtlerin kendi temsilcileri- ni seçebilmesi gerektiğini" söyleyebiliyor. "Kürtler, Türklük adına bölgeden gelenleri değil, kendi tem- silcilerini devletyönetiminde, Meclis'te görmek isti- yor. Bir Türk'ün Meclis'te Türkleri savunması ne ka- dardoğalsa, birilerinin de gelip Meclis 'te Kürtlerin hak- kını hukukunu savunması da doğal olmalı" sözleri, tam anlamıyla onun geçmişteki politik yaşamıyla de çe- lişmiyor mu? Ben Elçi ile aynı TBMM'de milletvekili olarak bulundum. Eylemli politik yaşamımda ünlü 11 'ler ekibi içinde, Ecevit'in CHP'li başbakan olarak yönettiği kabinede Bayındırlık Bakanı'ydı ve kimi ar- kadaşlarının aksine aramızda saygın kişiliği ile tanı- nırdı. Ne ben ve TBMM'deki öteki milletvekilleri, ne de Elçi, görevlerimiz süresince; Türk ya da bu ülkenin baş- ka kökenden gelen yurttaşlannı savunmak gibi bir ayınmcılık yaptık mı? Ama bu sözleri beni, hafızamı zorlamaya yöneltecek? Acaba Elçi, müsteşarı dahil Bayındırlık Bakanlığı kadrosunu oluştururken, ya da yaptmmlannı düzenlerken, etnik dürtüleri mi egemen olmuştu diye düşüneceğim. Başka arkadaşlanma da- nışacağım. Elçi, hem Ismet Inönü'nün de Kürt kökenli oldu- ğunu söylüyor; hem de "Bir Kürt de Cumhurbaşka- nı olacak" diye geleceğe yönelik demokratikleşme ko- şullan arasına istek önerileri koyabiliyor. Türkiye Cum- huriyeti'nde Kürt ya da başka kökenlerden sayısız devlet adamı, politikacı, asker sivil bürokrat görev yaptı. Bundan sonra da elbette yapacak ve hiç kim- se, böyle bir seçim için kimsenin kökenini araştırmak gibi ırkçı dürtülerle yola çıkmayacak. Son günlerde salt modaya uymak için önüne ge- leni Sabetayist diye suçlayan kafayı yemişlerin arası- na şimdi bir de bölücülüğün binbir rengini kendilerine dayanak yapmaya kalkışan elçiler mi kanşıyor? Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net Emekçiler için konser 15-16 Haziran 1970 direnişinin vıldönümü ne- deniyle Bostancı Gösteri ^Ierkezi'nde önceki akşam "15-16 Haziran ruhuyla geleceğûnizi kunnay a" adıy la bir konser gerçekleştirildL Ge- ce>e kanlanlar Ali Asker, Fuat Saka. Gülsen Tuncer, Kazım Koyuncu, Metin Kahraman, Öz- lem Ozdil \e Son Anka Müzik Topluluğu'nun şarkı ve rürküleriy le halay çekti. horon tepti. Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, "15-16 Haziran 1970 tari- hinde, Sendikalar Kanunu ve Tophı İş Sözleş- mesi Grev ve Lokavt Kanunu'nda işçilerin aley- hine yapüacak değişiklikler. ölümü dahi göze alan işçilerin direnişiyle önlcnmişti. Bu güç yine işçi suufindadır. Dünyadaki bütün sömürücü odaklar işçi sınıfi önünde bir gün mutlaka bo>ıın eğecektir'" dedL (TARKAJJ TEMUR)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle