Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2004 SAl
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Kendine Güvenin Varsa!
Kırmızı halı sermemişler! Bando istiklal Marşı'nı
^almamış.' Bush karşılamamış! Ama, 'Sen büyük
adamsın' demiş... Gerçi bir karikatürist Sekızler
roplantısının döküntülerini toplaması için eline sü-
Dürgeyle faraşı tutuştursa da. büyüklerin arasında
/eralabilmış!..
Bır fotoğraf çıktı "Milliyet"\n başsayfasında:
^BO'yegiden Başbakan'ın ailesi, kızları, gelinleri,
:opu topu on beş kişi... Koskoca Jumbo Jet'le
/Vashıngton'a gidiyorlar! Ne yapmaya? Boy gös-
•ermeye... Hele hele Bayan Erdoğan'ın kılık kıya-
•eti... Türk kadınının, çağdaşlık. uygarlık, Avrupa Bir-
iği'neyakışmaörneği işte bu! 'ibretiâlem'\ç'\n gü-
zel birgösteri... Bunca yere gıtti, gezdi, gördü. an-
lamadı mı, görmedi mi, çağdaşlık nedir, nasıl giyi-
Ir; negiyikr, komikolmamakiçinkadınıylaerkegiy-
le ne yapmalı... Yabancılann gözünde gülünç ol-
rnarnak için değil, yalnız. kendi gözünde bir alçal-
rnaduygusu yaşamamak için!..
Bız iktıdarız, "Egemenlik ulusundur" ne istesek
yapanz, mıllet bizden yana... Bunu yüzde otuzoy-
la mı kazandılar? Yüzde yetmiş karşında, bütün hu-
kuk organları, sivil örgütler karşında, anayasa kar-
şında, aydın gücü karşında... Nasıl olurda 'Ben dev-
/eftm'diyebilirsin?
Yüreğın varsa, kendini gerçekten üstün görü-
yorsan, ulus çoğunluğunu yanında sanıyorsan,
şunlan yap önce, sonra konuş:
Yeni bir seçim yasası hazırla, yüzde onluk seçim
kontenjanının hıç değılse yüzde beşe inmesıni sağ-
la.' Hatta tam demokrat olmak niyetindeysen ba-
rajı kaldır... Herkes boyunun ölçüsünü eşit koşul-
lardaalsın...
Son genel seçimde yüzde beş uygulansaydı bu-
günkü parlamentoda CHP, DYR MHP, AR DHP,
Genç Parti'nin milletvekillerinın sayısı AKP'den da-
haçokolacaktı...
Tayyip Bey'ler takımı da "Biz tek başımıza ço-
ğunluktayız" diyemeyecekti. Gerçı bu olumsuz so-
nuca, gerçekleri göremeyen MHP'ler, DYP'ler,
ANAP'lar neden olmadı mı? Kendi çukuriannı ken-
di ellerıyle kazmadılar mı?
Şımdi sorun, Tayyip Bey'lerın 'milletarkamızda'
sözünü gerçek kılmanın yolunu bulmak... O da,
AKP'nin yeni bır seçim yasası hazıriayarak "Sen mil-
letin tûmünü temsil etmiyorsun" diyenleri yalan-
cı çıkarabilmesi!.. Yani, yeni bir seçim yasası. Yüz-
de beş ya da daha az bır seçim çizgisinde de bu
üstünlüğünü göstermesınde...
Bu nasıl kesin çoğunluk? Milletin aydın gücü, hu-
kuk, yasalar, sivil örgütler, asker, bilım, sanat, kül-
tür herkes karşında, sen 'Ben bir kez kazandım, hep-
sinın üstündeyim " diyorsun. 0 zaman yeni bır se-
çim yasası ile yeni bır seçıme gel!..
Yüreğın varsa, güvenin varsa, kendine gerçek-
ten inancın varsa...
'Heybeü Mehtabı'
Bu ülke için güzel şeyler yapmak isteyen, güzel insanlar. Gün geçtikçe
ölçüsüzlük girdabına sürükleniyoruz. Oysa bütün güzel sanat eserleri, zor ve
ince bir işçilikle ortaya çıkar. Çevremizde, kuralsızlık ve bu kuralsızhktan
kaynaklanan kabalıklar görüyoruz. Yok böyle "bedelsiz" yaşamak. Yoksa,
eskilerin dediği "Uluslan, savaş terbiye eder" söylemini unutmayalım. Artık
Heybeli'de mehtaba çıkmak, çok gerilerde kaldı.
Prof. Dr. Mahir AYDIN tstanbul Üniversitesi
G
eçen yüzyıla ait bir îstanbul
şarkısıdır, çoğumuz bilir, bil-
meyene tanıdık gelır: "Biz
Heybeli'de her gece mehtaba
çıkardık." Şarkılar sosyo-kül-
türel açıdan çok şey anlatırlar. Örneğin Hey-
belı şarkısı, imparatorluğu "güJe oynaya yt-
kış"ımızın bir kanıtıdır.
AB, Fener semtinin onanmı için 35 mil-
yon Euro veriyor. Fener Patrikhanesi nin
bulunduğu Haliç kıyısına. Öyle ya, Hıristi-
yanlık dünyasının batısındaki Vatikan ne
ıse. doğusunda da Fener odur. Sayısı 2 bini
bulmayan Rum yurttaşımıza karşın Fener Pat-
nkhanesi'nde ekümenikyani evrensel olma
çabalan var. îstanbul Eyüp Kaymakamlığı'na
bağlı bır kurumu. "Doğu Hjristiyanhğının
MerkezT yapma ıstekJeri.
Türk ulusunun yönetim anlayışı, hep aşı-
n iyı niyet boyutunda olmuşrur. "Sensin!"
demek yermiştir. Çetin savaşlarla aldığı bir
yeri, eski yöneticisine bırakmıştır. Içinde, el-
bette çok ınce bir anlayış var. Ama "Kurt-
lar sofrasında kuzu olmak" nedır? Karşılık-
lı olmayınca. yetersızlik boyutuna iner. Bu
nedenle kı. 500 yıi egemen olduğumuz Bal-
kanlar'dan. arkamıza bile bakamadan göçüp
geldik. Oysa Ingiltere, Hintlilerin düşleri-
ni bile kontrol ediyordu. Sömürge toprak-
lardan çekilişi. kelebeğin kozadan çıkışı gi-
bi, boğum bogumdur.
Aynı iyi niyet, Fener Patrikhanesi için de
geçerliydi. Bizans döneminden daha büyük
görkeme ka\iışan parrikhane, imparator-
lukta Hıristiyan kitlesinin tepesindeki yet-
kiliydi. Yeri geldi. devlet içinde devlet ol-
maya çalıştı. Gün oldu, öbürOrtodoks ulus-
lan sindirdi. Ama Bizans Imparatorluğu'nu
canlandıımaktan hiç vazgeçmedi. Bu sü-
reçte, Kıbns, Ege adalan ve Anadolu var.
Mehtaba çıkarken bir "astronot zevld"
yaşamadık, ama aşağıda neler "döndüğü"nü
de bilemedik. îstanbul önlerindeki Prens
Adalan nın *heybe"ye benzeyen kuytusun-
da. Orada, 9. yüzyıldan kalma bir manastır
vardı. 1844'te papaz okulu oldu. O tarihte
Yunanistan bağımsız bir devlet iken Parrik-
hane Yunanistan'a gitmedi. Ve "Anado-
lu'yu Türklere yedirtmem" diyen bir poli-
tika için "fidanJık'' olarak kullanıldı.
Lozan'da "yalvar-yakar" oldular, söz ver-
diler. Ama ne Parrikhane. ne Heybeliada
Okulu, Yunanistan'a bir türlü gitmediler.
Çünkü "zamana öynuyor"lardı. Yüzyıllık
hesaplarda Mustafa kemale yer yoktu. On-
lann planma göre Türk Kurtuluş Savaşı bir
sürpriz, bir "yanhşlık''t]. Olsun, sorun de-
ğildi. Nasıl olsa uzun soluklu bu yanşta,
Türkler çabuk "unutur", beklenen ödünle-
ri verirdi. Çok geçmedi, haklı da çıktılar. Ad-
nan Menderes, Îstanbul 'daki 100 bin Rum
seçmen uğruna, Heybeliada Ruhban Oku-
lu'nu yabancılara açtı. Yabancılar, Türk uy-
ruklu öğrencilerin 5 katından fazlaya çıktı.
Bu yanlışlık 1971'de düzeltildi, ama oku-
lun kapatılmasına neden oldu.
Günümüzde Heybeliada Ruhban Oku-
lu'nu yeniden açma girişimleri var. Buna Pat-
rikhane can ahyor ve kimi politikacılanmız
da sıcak bakıyor. ABD başkanlan özel uçak
gönderip, Fener patriklerini üst düzey pro-
tokolle kabul ediyor.
Oysa anayasa karandır: "Türkiye'de,din
eğitimi aJaıunda özel bir eğirim kurumu açı-
lamazT Imam hatip liselerinin dınsel yönü-
nü hafıfletmek isteyen, "Öbür dinlere de a\-
nı anlayışı gösteriyoruz" yaklaşımında bu-
lunanlar olabilir. Ve onlar, Batı dünyasına
şirin görünmek için, Heybeliada Ruhban
Okulu'nu açmak isteyebilir. Ama Parrikha-
ne-Heybeliada dayanışmasında: "Anado-
lu'daTûrk'eyeryok."
Türk olmak önemli değil, Müslümanlık
esas diyenler de olabilir. Unurulmamalı ki,
Türk olmasaydı, Anadolu da olamazdı. Ana-
dolu'nun, en saygın Islam ülkesi olması
Türklük sayesindedir. Ve laiklik. bu toprak-
lann yüzyıllar süren "birlik mayaa''. Bunu,
bir "AnadohıGerçeğT olduğu için kabul et-
mek zorundayız.
Bu ülke için güzel şeyler yapmak isteyen,
güzel insanlar. Gün geçtikçe ölçüsüzlük gir-
dabına sürükleniyoruz. Oysa bütün güzel sa-
nat eserleri, zor ve ince bir işçilikle ortaya
çıkar. Çevremizde. kuralsızlık ve bu kural-
sızhktan kaynaklanan kabalıklar görüyo-
ruz. Yok böyle "bedelsiz" yaşamak. Yoksa,
eskilerin dediği "Uluslan, savaşterbiye eder"
söylemini unutmayalım. Artık Heybeli'de
mehtaba çıkmak, çok gerilerde kaldı.
Tutarsız ve Bulanık Kafalara...
Uluslararası "sistem"in hegemonya ilişkilerine dayalı bir Mustafa
Kemal Atatürk Türkiye'si (o ülke ki "Ya istiklal ya ölüm" andıyla
kurulmuştur) düşünülemez. "Büyük Söylev"i bir kez daha
okuyunuz. Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk gençliğinin
koruyuculuğuna bıraktığı armağanı da...
SATILIK BASKI ÖNCESİ CİHAZLARI
1 - Kodamatic 720 banyo makinası
(aslen glunz&jensen 720'dir)
Ebat: En 720 mm.
Boy sonsuz.
2- Repromak gün ışığı kontakt makinası
Ebat: En 800 mm.
Boy 600 mm.
3- Repromak gün ışığı kontakt makinası
Ebat: En 700 mm.
Boy 550 mm.
4- Siyah-beyaz çıkış makinası
Tel: 512 05 05/409
Mustafa Kemal 19 Ma-
yıs'ta Samsurfa attığı ilk
adımda. tam bağımsızlık
tutkunu olduğunu kanıt-
ladı... Yayılmacı emper-
yalizmin onamasıyla (ica-
zetıye) devlet etmeye kal-
kışanlara karşı koyup "Ya
istiklal ya ölüm" diyebi-
len tek adam Mustafa Ke-
mal'dır.
Türkiye'yi parçalama-
ya. yok etmeye karar ve-
ren tngıltere'ye "Al-
lah'tan sonra sığındığı-
nı" açıldayarak; ıdam fer-
manımızı (buyruğunu),
Mondros'u ve Sevr'i art
arda kabullenen V'ahdet-
tin'li, Damat Ferifli ye-
rel ihanet ortaklanna kar-
şın emperyalizme diz
KENAN IŞIK
IMZA GUNU
19 Haziran, Cumartesi
Saat: 15:30
TOWN CENTER
Town Center'dan
"Babalar Günü" İndirimi!
bnza güni'mde Kenan Işık'ın
yeni kitabına %50 indirimle
sahip olabüirsiniz.
i Amiral
çökmeyeceğimizi, düş-
manlanmızı aklmdan ge-
çirmedikleri ağır bir ye-
nilgiye uğratarak kanıtla-
yan tek vatanlı tek adam
Mustafa Kemal'dir...
"TürkrveŞi hantadan
sflerim" tehdidini savuran
küstah Wilson'lu, Lloyd
George'lu, Lord Cur-
zon'lu ve Clemenceau'lu
saldırgan emperyalistler
hiç beklemedikleri ikin-
ci yenilgiyi -siyasal yenil-
gıyi- Lozan'da tanımak
zorundakaldılar...
Antiemperyalizm, tam
bağımsızlık temeli üze-
rinde ulusal kurtuluş sa-
vaşı veren ve yaşamı bo-
yunca bunlann özünden
asla ödün vermeyen tek
vatanlı tek adam yine
Mustafa Kemal'dir. Ulu-
sal Kurtuluş Savaşı sına-
vı en sonunda, bağnnda
çağdaş uygarhğa açılan
tam bağımsız Kemalist
Türkiye'nin sömürüsüz,
onurlu birulus devlet ola-
rak bütün yannlannı, kur-
tuluş öncesinin emper-
yalist uygulamalan ve
emrindeki padişah- hali-
fe teslimiyetine ve bütün
bunlara başkaldıran, tam
bağımsızlık yolunda tüm
uhısumuzu yanında bulan
dahi Mustafa Kemal oluş-
turmuştur...
•••
Her şeyin beürli bir adı,
olaylann da kendilerine
özgü yasalan vardır. Ve
hareket kendi çıkış nok-
tasını ne türden bir niye-
te bağlarsa bağlasın, o ni-
teliğindeki özel yasalara
göre eylemde bulunur ve
kendine layık belirli adı
alır. Bu bakundan şu ya
da bu alanlardaki eylem-
leri onun genel nitelıği-
ni değiştirmez. Belli alan-
larda değil bütünü için-
de onun niteliğı belirle-
nir. Bu da onun belirli
adını saptar.
"Erdoğan'h gerileme
döneminde" bılinen ün
ve nıteliğıyle köktendin-
ci ortamı hazırlama gö-
revlisi; çizmeden yukan
çıkarak cumhuriyet tari-
himizde eşi benzen gö-
rülmedik, siyasal-dinsel
açıhmlara yatkın ve bel-
li bir inancın benimsetil-
mesi sınınnı çoktan aşa-
rak gericiliğin ve karan-
lığın çıkmazında hazır-
lıklarını yapmaktadır.
Açık ve somut kurum-
laşmalann, devlet kadro-
lannın partileştirildiği,
eğitim birliğini dışlayıp
dinselliğin emrine veril-
medik okul ve üniversi-
te bu^kmama uğraşında-
dır.
Bunlara yataklık eden
dış güçlerle yerli işbir-
likçilerinin olanca güç-
leriyle yardımcı olduk-
lan bir süreci yaşıyoruz.
Dinsel eylemleri yöne-
tenlerin bu sürece koşut
temel amacına da açıklık
getirmiştir. Demokrasi-
yi yılanı uyandırmama
ilkesiyle yürütenlerin, bu
anlayışla ulusal bağım-
sızlık ve egemenlik yeri-
ne şer'i kulluğa dayanan
bir yeni düzenin kapısı-
nı araladıkları açıktır.
Mustafa Kemal'e karşın
Atarürkçülüğün vanp va-
racağı son nokta da bu
mudur? Hayır değildir.
Ama ne olursa olsun "Bir
gün bağunsızlığı ve laik-
Uği savunmak zonında
kabrsan, ödeve aübnak
için, içinde bulunacagın
durumun olanaklannı %e
koşullannı düşünmeye-
ceksüı" düsturunu yüre-
ğinde yaşatanlar var ol-
dukça "ıhmh tslam"ı, em-
peryalist dayatmacısı
müttefikliği bağımlılığa
koşullayan çemberin kı-
nlacağı da mutlaktır.
"Erdoğan'h gerileme
dönenunde" sınırlanm-
zı sürekli olarak zorla-
yan, "Sevr emperyaliz-
minin" ve etkin Islami
örgütlerin kuşarması al-
tındaki günümüz Türki-
yesi'nde rvedi sorun, "de-
mokrasni". "çağdaş uy-
garhğı''. "laikfiğT ve "ba-
ğımsızlığımızı" en az
,övüncümüz Mustafa Ke-
mal dönemi kadar eylem-
li tuhnaktır.
Mustafa Kemal döne-
mi soyut bir umut değil,
somut bir gelecektir.
Özellikle "Erdoğan'h ge-
rileme döneminde".
Bir devlet başkanının
otoritesini, bir hüküme-
te ikridannı, bir Meclis'e
yasama erkini vermeye
hiçbir metin yeterli de-
ğildir. Her şeyden önce,
o devletin egemen bir
devlet olması koşuldur.
Diğer ülkelere karşı
egemenliği tarhşmalı bir
devlette, kurumlann sağ-
lıklı oluşumundan söz
edilemez. Bir "kunım-
lar kurumu" olan devle-
tin sağlıksız bir temele
yaslanması, onun varhğı-
nı bile kuşkulu kılar.
Böylesi bir devletin yö-
neticilerinin ise egemen
bir başka devletin yerel
yönericileri olmaktan öte
işlevleri olamaz. Buna
örnek anyorsak:
Mustafa Kemal'in ulu-
su egemen kıldığı bağım-
sız bir ülkenin silahh kuv-
vetleri mensuplanna kar-
şı müttefik "bile olsa
"ABD'nin askerleri" ta-
rafından "Çuval" ope-
rasyonuna girişilmesi, bu
us almaz ölçüde aşağıla-
yıcı eylem karşısında, ne
yazık ki iktidar(!) men-
suplannın olayı kapatma,
geçiştirme çabalan den-
li hazin ve Mustafa Ke-
mal'i, görkemli ilkeleri-
ni boş verici bir tutumu
içimize sindirmemiz ola-
naksızdır.
Bir dönemler Sayın
Haydar Tunçkanat ın
Meclis'e getirdiği ve
Türk ulusunu aşağılayı-
cı nice olaydan bile hazin
böylesi birgelişim karşı-
sında Türkiye Cumhuri-
yeri 'nin egemenlik savla-
nnın hâlâ geçerli olduğu
kanısını taşımak ve bu
ülke yöneticilerinin dev-
let ve ulusun onuruna sa-
hip çıkabileceklenni um-
mak, ne yazık ki "hava-
da" kalmaktadu-.
Bu iktidann hangi eğı-
limleri, bağımsızlığı. la-
ikliğı, çağdaş uygarlığı,
ulusal da\Tanışlan içer-
mıştir ki, "dımb tslam"
yutturmacasını Sevr'in
baskısıyla pekiştirip her
türlü irticayı derinleşti-
renleri uyannz ki, Ulusal
Kurtuluş Savaşçılan Tür-
kiye'si halkının böylesi
konularda yokundan çı-
karacağı en ufak "yon-
ga"sı da kalmamıştır ar-
tık, Erdoğan'ın kara göz-
leri hatın için dahi olsa.
Uluslararası "astem"in
hegemonya ilişkilerine
dayalı bir Mustafa Ke-
mal Atatürk Türkiye'si
(o ülke ki "Ya istiklal ya
ölüm" andıyla kurulmuş-
tur) düşünülemez. "Bü-
yük Söylev"i bir kez da-
ha okuyunuz. Mustafa
Kemal Atatürk'ün Türk
gençliğinin koruyuculu-
ğuna bıraktığı armağanı
da...
Bu alanda, ulusal var-
lığırruza, tam bağımsız-
hğımıza sahip çıkanlara
saygılar selamlar.
TOVVN CENTER'DA SÜRPRİZLER HİÇ BİTMİYOR!
13-27 Haziran 2004 tarihleri arasında "Babalar Günü" için ı
ciüzenledığinıiz PlayStation "This is Football 2004" Turmrvasıî
Slot Car Racing, Mini Golf ile eğlenceye doyacaksınız!
"Alışverişin Merkezi"
incirli Caddesi, BAKIRKÖY Tel: 0212 466 07 70
ANKARA-GÖLBAŞIASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2002 526
Davacılar Mustafa Kurugöl, Şüknye Kurugöl, Kanu] Kurugöl. Mehmet Kurugöl ve Selma Gürbüztürk Kurugöl \ekillen
A\. Özkan Önder tarafından davalılar Hacer Mangalcı \anslen Ferhunde Özel, Fahır Mangalcı, Feriha Argun, Serpıl Man-
galcı. Burçak Mangalcı. Burcu Mangalcı, Emıne Selek. Müfide Doğan (Selek). Halıme Çığdem. Ahmet Serdar Selek. Kadn-
>e Bozkurt, Ahmet Neşet Sılaydın. Sevım Sıla>dın (§engül). Mustafa Nun Sılaydın. Nahıde Sılaydın (Musa). Mehmet Naşıt
Sılavdın \anslen Hayri>e Sılavdın (tzzet). Ahmet Çetın Sılaydın. Behıç Metin Sıla>dın. Fatma Sılajdın (Hızlıoğullan). Sad-
nye Kahya. Esın Kahya. Nevın Kahya, Hamdı Mehmet Kah'ya, Bekır Sıtkı Dağ. Bemn Tüten Madenoğullan, Medıha Dağ.
Hedı\e Dağ, Saıt Kabadayı, Fıknye Kabada>ı, Nuran Kabadayı, Yüksel Kabadavı lAdıveke), Kamıle Erünlü varıslen Cahıde
Erûnİü (Nural), Ayşe Serpıl Oktây. Zehra Bilge Yımez, Saadet Erünlü, Hatıce Erünlü, Gürkan Erünlü, Volkan Erünlü. A.
Burçın Erünlü (Gündoğan), Hüsniye Coran. Şüknye Kılandıras. Abdurrahman Ündere, Yusuf Ündere. Şukran Ünlüel (Işcen).
Behıye Ünlüei, Abdurrahman Andıç. Cumhur Andıç. fbrahım Necdet Andıç. Bekır Sıtkı Dağ \anslen Fatma Dağ, Cem Ya-
şar Dağ, Türkan Dağ (Keser), Nazlı Dağ (Taş). Murat Dağ, Saıt Kabadayı vanslen Fıknye K.abada\ı. Nuran Kabada\ı (Bar-
las). Yüksel Kabadayı (Adıyeke) aleşhlenne mahkememızde açılan tapu ıptaiı ve tescıl davasmın vapılan vargılaması sırasın-
da verılen ara karari gereğınce, Ankara ılı, Gölbaşı ılçesı, Bursallı Köyü, 17-18-19-20 (Yeni 1253-12551-38 (Yeni 1256)-
1198 parsel sayılı gavnmenkullerde müvekkıllennın kök munsı Bursallı Sülevman'ın kızı Fatma mırasçılan eksık göstenle-
rek munslennden gelen mıras hissesı. veraset ılamlannda yer almamalan sebebıyle tapu kavıtlanna geçmedığını, müvekkılle-
nnin kök muns Bursallı Süleyman'm kızı Fatma'dan gelen mıras hısselenmn vükanda bahsettığımız veraset ılamı gereğınce
hısselennın göstenlerek mevcut hısselenmn ıptaiı ile müvekkıl hıssesını de göstenr şekılde tapuya tescılıne karar venlmesmı
ıstemış mahkememızce davalılar dava dıiekçesı ile duruşma günü vapılan tüm arastırmalara rağmen teblığe açık adresı tespıt
edılemedığınden bir kısım davalılara teblığ edilememış olup tüm arastırmalara rağmen teblığe açık adresı tespıt edilemeyen
davalılar Ahmet Neşat Sıla>dın. Nahıde Sılaydın (Musa). Haynye Sılaydın (Izzet). Ahmet Çetın Sılaydın. Fatma Sılavdın
(Hızlıoğullan), Cahıde Erünlü (Nural), Hüsniye Coran, Şüknye Kılandıras, Abdurrahman Ündere ve Yusuf Lndere'ye 7201
sayılı teblıgat kanununun 28. maddesı hükmü uyannca dava dıiekçesı. dahılı dava dıiekçesı ile duruşma gününün ılanen teblı-
ğine. ılandan ıtıbaren 10 gün içinde konuya ılışkın tüm sa\unma ve delıllennızı mahkememıze yazılı olarak bıldırmenız ya da
duruşma günü olan 08.07.2004 günü saat 09 25'te Gölbaşı-Ankara Aslıye Hukuk Mahkemesı duruşma salonunda hazır
bulunmanız veya kendınızı bır vekılle temsil ettırmenız aksı halde >argılamaya yokluğunuzda devamla karar venleceğı 15
gün içinde teblığın >apılmış sa>ılacağı hususu ılanen teblığ olunur. Basın. 27285
PENCERE
Tespih Taneleri...
Geçen hafta dünyanın en zengin yedi sana)
devleti bir araya geldi; yoksullar dünyasında Rus
ya'yı da aralarına alan bu örgütün adı bilindiği gı
bi G-8 diye vurgulanıyor; ama, hiç kimsenin de ak
lına gelmiyor, fakirieri dışlayıp 'Zenginler KulübL
kurmak insanlığa yakışacak bir iş midir?..
Uygarlığın geleceğinde bu tür eşitsiz ve adalet
siz örgütler ayıplanacaktır.
Her neyse, bu kez 'Zenginler Kulübü' Ameri
ka'nın Georgia eyaletinde yaptıklan toplantıya yok
sullardan Yemen, Cezayir, Ürdün, Irak, Türkiye, Af
ganistan gibi ülkeleri de lütfedip çağırdılar.
Ancak uçaktan inen zenginlerin ayaklarının altı
na kırmızı halı serildi..
Sıra fakirlere gelince halı kaldınldı..
Kırmızı halıyı yoksullardan sakınan Amerikalı e\
sahibi George Bush sanınm Türkçe'de geçerli biı
özdeyişi biliyor:
"Yüz verirsen Ali'ye
Gelip sıçarhalıya"
•
AB'nin en kıytınk diplomatı, temsilcisi, sözcüsü
bile Türkiye konusunda ağzını açtı mı, bir müfettiş
edasıyla yukardan konuşmaya alıştı...
PatronlarTürkıye'ye müzakere tarihi verecekler
mi, vermeyecekler mi?..
öylesine birtepeden bakış ki Osmanlı Devleti'nin
düşkünlük döneminde bile yabancı elçiler Babıâli
karşısında bu kadar şımank değillerdi...
Ama, kabahat onlarda mı?..
Bizde mi?
Osmanlı döneminde pek ünlü bir Van Valisi var-
mış, adı Numan imiş..
Numan Paşa Babıâli ile resmi yazışmalarda alt-
tan almanın işine yarayacağına inandığından adı-
nın üstüne kendisini aşağılayan sıfatlar koymaktan
birtürlü vazgeçemezmiş; dalkavukluğun sonu yok-
tur ya; Istanbul'a gönderilen bir resmi mektubun
altına imzasını şöyle atmış:
"Vali-i Van..
Def-i hacetiniz Numan!.."
Osmanlı'da el, ayak, etek öpmek, eski deyişle
"tabasbus" gelenekti...
Bu mirasın ağırlığıyla şartlanan kafalar, yabancı-
lar karşısında eğilip bükülmeyi marifet sanıyorlar...
IMF'nin Türkiye ekonomisini istediği gibi evirip
çevirdiği artık herkesin malumu...
Peki, bizim iktidar ne yapıyor?..
14'üncü Louis'nin sarayında yaşayan bir mar-
ki, eşinin odasına girdiğinde markizi piskoposun
kucağında çınlçıplak görünce, hiç istifini bozma-
dan pencereye gitmiş, sokaktan geçen halkı kut-
samayabaşlamış...
Kadın şaşırıp bağırmış:
- Neyapıyorsun?..
Marki:
- Sayın Piskopos, demiş, benim görevimi üstlen-
diğine göre, ben de onun görevini yerine getiriyo-
rum...
IMF'ciler bizim AKP iktidarının görevini yerine
getirip ekonomiyi yönettiklerine göre, bizimkilerde
dinci geçinip ahaliyi kutsuyorlar; ama, siyasette
imanı pazarlayıp, ekonomiyi gâvura teslim etmek
Müslümana yakışır mı?..
•
İKÖ nedir?..
'Islam Konferansı örgütü'öür, laik Türkiye Cum-
huriyeti'nde bu örgüt nedeniyle epey tartışma ya-
şanmıştı...
Neden?..
Laik bir Cumhuriyet dinsellikle damgalı bir örgü-
te gırebilir miydi?..
Sonunda girdik; ama, ne işe yaradı bilemem; Hı-
ristiyan Batı'nın en büyük emperyalisti ABD, Afga-
nistan'la Irak'ı işgal etmiş; İKÖ'lü devletler seyrine
bakıyor, yan gelip yatıyoriar...
Gerçekte Müslüman filan değil bunlar; Islam
halklannm tepesine oturmuş yiyiciler, emperyaliz-
min maşalığını yapıyorlar; birieşip toptan bir tavır
alabilseler, işgalcilerin canına okuriar...
Bunlarda Müslümanlığın M'si varsa, beni Taksim
Meydanı'nda çarmıha gersinler, razıyım.
"Doğu'yagiden birgemide Batı'ya koştuğutnuz!"
gerçeğmı 50 yıl once iıaykıran filozofun ınanılmaz
yaşam öyküsü, orijinal fotoğraflarla
ORHAN KARAVELİ'mn Yeni Kitabında
SAKALLICELAL
' Orhan Karavelı vıne guzel bır ış
yapb, Celâl Yalnız'ı yazdı Yaşanumjzı
zaıginleşnrecek renklı bır knnlıği dort
başı mamuı bır kalem çalışmasıyla
sunuyor...'
İlhan SELÇUK. Cumhuriyet
' . Orhan Karavelı ağabeyıınız az tanıdığınuz bır renkli ismın
kitabuu yazmış, bilgi dunyamızı renklendinyor Sakallı Celâl'ı dun
anlavamamısız. Bugün anlasak bari. ' . . , , .„,„ ....
0
Mtim AŞIK, Mıllnet
'... İğneylekuyukazanasınayapılınışbırarastınııa. Içinden bırçok
dersçıkanlabılecekbirdestaa. Edebir^yırtkazandınhruşbirbiv'ografi.
LTkenin neden ıanden akıiamaz hale geldığınm oykusu âdeta..'
YalçmPEKŞEN,Akşam
15 Günde ÜÇÜNCÜ BASKI
KİTAPÇILARDA
ANMA
MELEK YALIN
Ölümünün 6. yılında unutmadık.
Seni sevenlerinle birlikte
özlemle anıyoruz.
Ali Fuat YALIN
Turkıye GazeîecHer Cemıyeti'nın yayınladığı gunJuk
cazeteUlke sorunlanna ılışkın raporiarıyla, araştıımalanyla.
koşe yazılarıyla. tarafsız haberlenyle sıvıl toplumların gazetesı
Duzentı okumak ıçın abone olun. Tol: 0.212. 511 08 75