22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2004 CUMA 14 KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr Gürdal Duyar, Mordo Dinar ve Hugo Renggli'nin ortak yanlan olağanüstü duyarlılıklanydı Göz, kulak ve yürek...ERHA.N KARAESMEN Gürdal'ın gözleri çok fazla şeyi birden görürdü. Sen ağaç, yapraİdar gibi şeylere bakarken, o aynı anda te- pedeki bulutlan, ağacın dibine atıl- mış bir paketi, dallardan birinin öbü- riine nazaran daha fazla eğilmiş oldu- ğunu falan da görürdü. Paris sokaklannda dolaşırken yan- dan şöyle bir bakışla bir kemer köp- rüde taşlann düzenini ya da düzen- sizliğini şıp diye fark ederdi. Insan bedeninin ve hele üst kesiminin aynn- tılan da ilk önce onun gözüne taİalır- dı. Ense, omuz başlan, çene, kulak, burun, alın, gözler rahmetlinın özel duyarlılık noktalanydı. Bir bakışta başkalanna göre daha fazla şeyi ve aynntısıyla görebilmek, plastık sanatlarda sıper tutmuş bınsı içın önemlı bir ayncalıktır elbette. A- ma, Gürdal Duyar'ın büyük sanatçı- lığı sadece görme duyusunun gücün- den gelmiyordu. İkl büyük heykeltra? Görsel algılama potansiyeli ve bu- nun üstüne sentezler oluşturma yetisi de olağanüstü yüksekti. Beazersiz bir göz merceğının yanı sıra yoğun bir beyın gri maddesinin beslediği üstün bir dimağ ve hepsini çerçeveleyen sevgi dolu bir gönülle yaşadı Gürdal. Bu yönleriyle hep hatırlanacaktır. Gürdal Duyar'ı, Kuzgun Abi (Acar) ile Paris'te rastlaştırmayı çok arzuladım. Kuzgun yeni dolaşmaya başlamıştı oralarda. Gürdal'ın ıse son haftalanydı. tkisini alıp bir hafta so- nu gezintisine götürmeyi ve Chart- res'daki mucizevi ortaçag heykelleri- nin çevresinde bırlikte dolaşmayı ta- sarlıyordum. Denk düşüremedik. tkisi de gözden beyine ve gönüle o tılsımlı akıntının adamlanydı. Anıla- n önünde kişisel dostluk ayncalığı- nın da pekiştirdiği duygusalîık içinde saygiyla eğiliyor ve bu vesileyle Iş Bankası Kibele'deki Kuzgun Acar sergisinı tüm sanat merakhlannın gör- mesi gerektiğinin altını çiziyorum. Her ikisiyle de ayn ayn çağdaş hey- kel macerasını çok kere konuşmuşuz- dur. Miro adı ortaklaşa sık ve saygıy- la anılırdı. Paris Georges Pompidou Müzesi'ndeki olağanüstü ve neredey- ürdal Duyar'ın (sağda) görsel algılama potansiyeli ve bunun üstüne sentezler oluşturma yetisi olağanüstü yüksekti. Mordo Dinar (üstte) görsel yaratıcılık unsurlanna da duyarlıydı. Ama asıl kulaktan gönüle ulaşan izlerin algılanmasından çok derin mutluluk duyan bir müzik adamıydı. se baş döndürücü Miro sergisinde, ge- çen günlerde dolanırken her ikısıni birden anımsadım ve bu yazının ka- famda şekillenmesı o dolaşma sıra- sında oluşum bulmaya başladı. Kulaktan beyne ve oradan her ne- rede gızlıyse o gönül denen benzersız zenginJıktekı oluşuma, duyuların ak- tanlıp duyguya ve düşünceye dönüş- mesi düzeneği, gözden beyne gıdiş olayına göre bıraz daha çapraşıktır. Görsel algılama ıçin referans oluş- turabilecek canlı-cansız cisımler, şe- killer, renklerortahktadır. Işıtsel algı- lamanın doğadan gelen referanslan ıse sadece gürültüler, hışırtılar, ınilti- ler ve uğultulardır. Sesin bir duygu ve düşünce yaratacak şekilde düzene so- kulması yanı müzikleşmesi, tarihin akışı içinde, resmin-heykelin biçim- lenmesinden çok daha uzun zaman al- mıştır. Musıkının tutkulu meraklılan bu çapraşık ve dolambaçlı düzenek- ten aslında gurur duyarlar. Ama, ku- lağa en yakın komşu duyu organı göz ile yaratılan duyumsamalara da ço- ğunlukla aşinadırlar. Mordo Pinar'a saygı Mordo Dinar görsel yaratıcılık un- surlanna da duyarlıydı. Ama asıl ku- laktan gönüle ulaşan izlerin algılan- masından çok derin mutluluk duyan bir müzik adamıydı. Olağanüstü ge- nel kültürü, çeşitli sanat dallarındaki yaratıcı unsurlannı üstün bir sentezle değerlendirmesinı kolaylaştınrdı. Müzikteki hele pıyanonun büyülü dünyasındakı incelikle aynntılan ya- kalama yetisi ise benzersızdi. Dost söyleşilerindeki alabildiğine lezzetli serpiştirilmiş müziksel düşün- celerini çok seyrek de olsa bazen ya- zıya döktüğü oluyordu. Büyük Mic- helangele nın ölümünden sonra ha- zırladığı (ve Cumhuriyet'teyayımlan- mış olan) yazısı, pıyano üzerine Türk dilinde yazılmış en nefis ve güçlü me- tindir. Mordo'nun ölüm haberini se- yahatli bir dönemde gecikmeyle al- dım. Bu 'anıya saygı' satırlannın ya- zılması da ölümünden epey sonraki günlere kaldı. Hugo Renggli, tsviçre, Bavyera Almanyası ve tsviçre'de çok iyi kari- yer yürütmüş bir ressam, başanlı bir mimar ve çok içten bir Türkiye dos- tuydu. Bu satırlann yazannın telki- niyle Türkiye'de açmayı planladığı serginin gerçekleşmesine, son yıllar- da bozulan sağlık durumu izin ver- medi. Anadolu yaşam sahnelerinden çiziktirdiği nefis desenleri ölümün- den sonra ailesine yaptığımız taziye ziyaretinde Luzern'deki atölyesinde kanştınrken bizün buralan nasıl için- den ve ne derin bir sevgiyle duyum- sadığını bir kez daha fark ettik. Hu- go'yu sanatçı ve insan olarak hep say- gıyla hatırlayacağız. Gözden konuşmuşken, farklı özel- likleri taşıyan iki ayn güncel sergile- me olayına deginmek isterim. Nasip - IN'uri İyem çiftinin başanlı sanatçı kışılıklen, mutlu eş-anne-baba-büyü- kanne-dede kimliklerini gölgesinde tutmuştur. Ortak yaşamlarının altmı- şıncı yılını kutlayan çok özel bir 'tyem'Ier' sergisi, tstanbul'da Evin Galerisi'nde açılıyor. Meraklılann dikkatıne sunulur. Bach Korosu'nun Işlevl Karma sergılere, bir dönemle ya da bir konuyla ilgili bir antolojik nitelik taşımadıklan sürece, çok ilginç olay- lar gözüyle bakılmaz. Ama, Anka- ra'dakı Arda Sanat Galensı'nde ay so- nuna doğru açılacak özel karma ser- gi çok farkJı bir niteliğiyle dikkat çe- kiyor. Bu seçkin gaJeri on beşincı etkınlik yılını kutluyor. Bu keyifli ama Türki- ye'nın sosyokültürel oturmamışlığı, ekonomık dengesizliği içinde nsk do- lu, çileli işi başanyla sürdüregelmış galeriye nice etldnJik yıllan daha dı- liyoruz. Gözün, kulağın, beynin yürek ve gönJe ulaştırdığı ve ılık mutluluk- ların kaynağı o tatlı duyumsamalann keyifli bir örneğini Ankara Üniversi- tesi Bach Korosu'nun dizi konserle- rinde buluyoruz. Geçmişe oranla izleyici ilgisinin daha yoğun yaşandığı bu seneki Ulus- lararası Ankara Müzik Festivali'nin biraz gölgesinde kalmış olmasma kar- şın Bach Korosu yıllardır benimsedi- ği uygar ve sevimJi işlevi yine başa- nyla yerine getiriyor. Jose Marti Küba DostlukDerneği îstanbul Şubesi 'nin yeniyeri bugün bir sergisiyle açılıyor Küba'dan AbakuâfotoğraflarıKültür Servisi - 'Jose Marti Küba Dost- luk Dernegi' îstanbul Şubesi, yeni yerinin açı- lışını yann Küba'dan gelen fotoğrafçı, gravür sanatçısı, Havana Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Miguel Mariano Gomez Hernandez'in fotoğraf sergisiyle yapacak. 'Küba Afrika Folklorunda Rituel-Fotoğ- raf Sergisi'ndeyer alan fotoğraflar bugün Kü- ba-Afrika kültürünün en önemli dışavurumla- nndan biri olan 'Abakuâ Toplumu'nu anlatı- yor. Güney Nijerya ve Kamerun'dan köle tica- retiyle adaya getirilenlerin diğer Afrikah etnik topluluklarla birleşmesiyle oluşan ve özellik- le Carabali bölgesinde etkili olan bu dinsel ör- gütlenme, yalnızca insanlann dayanışması üzerine kurulmuş olup Küba içüı çok değerli ve sıkı kültürel değerler oluşturmuş. Amerlka kıtasında ilk örnek İlk Abakuâ örgütlenmesi 1836 'da Havana 'da kurulduktan sonra kentli bir kimliğe büriine- rek liman işçiteri arasında sayguı bir yer edin- miş. Günümüzde Havana'nın çeşitli semtlerinde ve Matanzas bölgesinde yerleşik bir durumda. Ancak siyahJar, beyazlar ve melezler arasından binlerce destekçisi olan bu toplum kitle sosyo- lojisine, kültürüne, foikloruna katkılanyla ve ulusal çıkarlann ötesindeki özelliğiyle Ameri- ka kıtasında tek örnek. Fotoğraf ve gravürlerinin yanı sıra resim ve heykelleriyle de tanınan, dünyanın pek çok ye- rinde karma ve kişisel sergiler açan Hernan- dez'in, 'Camagüey Şehri'nin Yaratıcı Evla- dı Ödülü', Küba Cumhuriyeti Yüksek Öğre- tim Bakanlığı'nca verilen 'Küba Eğitimine Katkı Ödülü' gibi ödülleri bulunuyor. (0212 245 8910) 15 16 HAZİRAN RUHUYLA GELECEGIMIZI KURMAYA! Işçi sınıfının toplumsal mıicadelede nicel ve nitel açjıriığının kendini en açık biçimde gösterdiği 15-16 Haziran Direnişinin 34 yılrionumunde13 Hazİran 2004 taritlinde BûStanci GÖSterİ Merkezi'nde 17.00-21.00 saatleri arastnda gefçekleştireceğimiz şenliğe sizlerin de katılımınızı bekliyoruz İRTİBAT TEL: P R O G R A M 0.212.292 41 33 - . i A C | f _ _ NOKTALARI: FUAT SAKA BEYOGLU GÜLSEN TUNCER KSTIVfil' BEYOGLU ÜULbtN TUNCER METROPOL KAZIM KOYUNCU KAD.KÖYSEYHAN METİN KAHRAMAN M ÖZLEM ÖZDİL ve KARTAL DERSIM -.#*•.. > K I U - > KASETÇİLİK .. . SON ANKA KESK Genel Başkanı Sami EVREN in Kalılımıyla... M U Z I K T O P L U L U G U Destekleyenler: Nasan Gûlüm Belediye Iş 2 No'lu Şb.Bşk. Hasan Onay Yapı Yol-Sen Yön. Kur. ûyesî Hasan Toprak Eğitim-Sen 2 No lu Şb. Bşk. Hüseyin Ayyıldı? Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Mehmet Sevim TÜKOOER Başkanı-Rasim Ö? KETEV-Rıza Zeyrek Epitim-Sen 2 No lu Şuhe Yön. Kur. Üyesi-llkBiî Yayınevi-Malatyalılar Derneği Kartal şubesi- Sosyal Yayınlar- Sehmuz ErnJ Tüm Bel-Sen 1 No'lu Şube- t.iıthat Ercan BTS Ist. 1 No'lu Sube Baskam- Rahmi Saltuk Sanatçı-Abidin Özçelık Yrd. Doç.Dr. Süleyman Sahın tüm Bel-Sen S no'lu Şb. Bşk.-Lillo Çınar Tüm Bel-Sen 5 No'lu Şb. Bşk.-Orhan Salcan Tüm Bel-Sen 5 No'lu Sb.Skr-Mürsel Yıldız Tüm Bel-Sen Genel Mali Skr.-Mustaia Turgut Eğibm-Sen 8 No'lu Şb. Bşk -Ercan Gıırünlü Belediye-iş 2 No'lu Sb Skr.-Ayhan Armağan Petrol-lş Ist.2 No'lu Şb.Yön.Kur.Üy.-Nihat Akyol Birleşik Metal-lş Gebze Şb.Yön.Kur.-Mehmet Demirci Genel-İş Gebze Şb. Eski Skr.Örtürk Şamdan Genel-jş Gebze Sb.Bşk-Neralettin Koc Celık Iş Gebze Şb. Bşk.-Ahmet Tükel Emekli-Sen Gebre Şb. Skr.- Caner Yıldınm Egıtım-Sen Gebze Yön Kur.ÜyesiYakup Oren Genel-İş Sakarya Şb. Bşk -Yunis Denizci Genel Iş 1 No lu Şb. Bşk.-Ali Yıldız SİDAO Gen. Mrk.Y.K.Uye-Veysel Demir Genel-İş Ist.Anadolu Böl.Bşk-Natj Maraş BES 3 No'lu Şb.Bşk.-Adnan Serdaroglu Bir.Metal-iş Gn.Bşk.-Mehmet Zaman SES Anadolu Şb.Bşk. İİŞÇİ GAZETESİ İKALDIRAÇ İÖZGÜR EGİTİM PLATFORMU İÖZGÜR LİSE ISİNE-SEN 178'LİLER GİRİŞİMİ IANADOLU KÜLTÜR DERNEĞİ EMEKLİ-SEN BEYOGLU ŞB. FİLM YÖNETMENLERİ DERNEĞİ 19-SO-S1 Haziran O4 ROCKİSTAN uiuiui.rockistonbul.com TDBORG TUNCER CUCEIMOGLU Oyun Kitapları l.TopluOyunlan 1 ÇıkmazSokak 'Dosya,'Kördö\iişü 2. Toplu Oyunları 2 Helikopter Yıldmm Kemal I Kadıncıklar 3. Toplu Oyonlan 3 Şapka f Ziyareîçi 'Matruşka /Öğretmen 4. Boyacı 5. Neyzen 6. Çığ 7. Sabahattin Ali Milos-Bo>ut Ti>atro \*avınları Aga Çırağı Sok. 7/2 Gumuşsu\ u/İstanbul Tel: 0 212 249 87 37-38 Faks: 0 212 249 02 18 E-mail: mitosbo\ utcı hotmail.com ^f\ ayödeyin 10yıl tatil yapın. Gökova Yücelen Otel'de Yaza Merhaba Tatil Aboneliği Tanıtım Turu 6 gün 6 gece Günlük Geziler, Rehberlik, Y.P. Konaklama ve Ulaşım Dahil Kişi Başı 530 Milyon Dalyan, Köyceğiz, btidi, KleopatraAdası, Muğta Yere) Pazan Hareket :12 Haziran Cumartesi Dönüş :19 Haziran Cumartesi Günlûk turtar en az 25 kışılık gaıpnarta yapılacaktır YAPI-Cöır Cumhunygt Vakfı kunjtufuüur Adres Türkocağı cad Basın Sarayı No:1 K:4 (Gazetecıler Cemıyetı ustü) Cağaloğlu îstanbul Tel:(0212) 520 21 91-92. (0212) 522 49 26 Fax:(0212)520 50 23 Gaı»te tel: (0212) 512 05 05 / 550-561 www.yapic.com.tr YAZI ODASI SELtM İLERt 'Giizlde Sabri'nin Ölümsiiz Eseri' (2) Aşırı gerçekçiliğiyle tanınmış Hüseyin Rahmi Gürpınar, anılannda, annesinin veremden ölüşü- nü acılı, bungun bir ifadeyle yazmıştır. Veremin yarattığı keder, Güzide Sabri'de önce Münevver'de belirir; hastalık sonra dönüşüme uğ- rayarak, ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi'nde iz sürer: Fikret ölümcül bir kalp hastasıdır. Hep ölüm! Gelelim erkeklerin ikinci, üçüncü defa evlenme- si motifine: Alafrangalık moda olmaktadır ama, erkeğin çok evliliği henüz silinmemiştir, payitahtta bile. Güzi- de Sabri, ilk eşi öldürmekle, alafrangalıktan kop- maz. Fakat ikinci evliliğin varlığını açıkça vurgula- yarak, erkeğin çok evliliğinin çocukta ve aile orta- mında nelere yol açabileceğini gözler önüne se- rer. Piyasa romanı denilip geçilmiş eserlerde, bugün toplumbilimcileri enikonu ilgilendirmesi gerekli ni- ce itiraz söz konusudur... ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, adını öğ- renemediğimiz, adı açıklanmayan bir anlatıcının bize aktardıklarıyla başlar. Anlatıcı, Fikret'in ölmüş olduğunu daha başlan- gıçta söyler. öte yandan ölüm sebebini açıkla- maz. Okur için bir giz, gerilim yaratılır. ölüm sebebi, Fikret'in hatıra defterinde gizlidir. Hatıra defterini anlatıcıya, Fikret'in akrabası Suat emanet etmiştir. Anlatıcıyla Suat, bütün bir gece mutsuz Fikret'i konuşurlar. Sonra anlatıcı hatıra- ları okumaya koyulur. Nasıl birgecedemi? Birlikteokuyalımo 'roman' gecesini: "Fırtına biraz dururgibi olmuş, camlan parçala- yan kar taneleri kafeslerin arkasında kümecikler teşkil eylemişti. Uzaktan köpeklerin uluması işitili- yor; geceninzifiri karanlığı içinde evlerin beyaz taş- lan görünüyordu." Ve işte defter: "10 Mayıs sene... Çiftlik..." Fikret, Istanbul'dan uzakta. bir kırevinde yaşa- mını kaleme getirmektedir. Güzide Sabri'nin Emily Bronte okuduğunu, Rüzgârlı Bay\f\ özümsediğini söyleyemem. Böy- lesi bir iddia, gönül rahatlığıyla ileri sürülemez. Rüzgârlı Bayır gibi bir anıt-romanın yanında ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi hayli cılız kalır. Ama o iç içe anlatımlar, öykü içi öyküler, garip bir Emily Bronte çağnşımı yaratır. ölmüş Bir Kadı- nın Evrak-ı Metrukesi'ndeki hayli yapmacıklı, yer yer ilkel anlatım gitgide erir; bellekte tuhaf bir ro- mans tortusu kalır. Şöyle de denebilir: Yirminci yüzyılın başında, Is- tanbul'a uzak bir çiftlikte, sonra da Büyükada'da geçen bir Rüzgârlı Bayır kırması... Somerset Maugham, sevdiği on romanı dile getiren ünlü denemesinde, Emily Bronte için, bü- yük bir yazar degildi, demeye getiriyor. Ne büyük, ne iyi... Ama gençliğinin getirdiği erdenlikle Emily Bronte'nin Rüzgârlı Bayır'\ yarattığını ileri sürüyor. ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi yayımlan- dığında Güzide Sabri yirmi yaşında yoktur. Rüzgârlı Bayır roman gelenegi olan bir toplum- da yazılmıştır. Bronte Kardeşler'in üçü de roman yazmışlar. Romanın konuşulduğu, tartışıldığı bir ortamda yetişmişler. Güzide Sabri'nin doğduğu yıl, 1886. 0 dönem- de edebiyatımızın roman sanatı Ahmet Mrthat Efendi'nin çabasıyla sürüyor. Hüseyin Rahmi ilk romanı -ya da bir uzunöykü- Şık'ı Güzide Sab- ri'nin doğumundan iki yıl sonra yayımlayacak. Halid Ziya yeni yeni kalem çabasında. Zarif bir roman olan, Samipaşazade Sezai im- zalı Sergüzeşt 1889'un verimi... Güzide Sabri, yetiştiği dönemde Türkçe yazıl- mış romanlaraçısından Bronte Kardeşler'in elbet- te çok gerisinde bir birikime sahip. Dünya roma- nından örnekler okumasına imkân yok. Bu elverişsiz koşullara rağmen genç bir kız, ku- şaklar boyu okurlan etkileyecek bir roman yazıyor ve edebiyat tarihimiz eseri küçümseyip geçiyor. Öneriler: Kitap / Sonsuz Gece, Muazzez Tahsin Ber- kand, Doğan Kitap. (Piyasa romanı diye küçüm- senmiş şaşırtıcı bir roman.) K [ L T Ü R I Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle