22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2004 PAZAR EGÎTİM Olumsuz görüşlere karşın uygulamayı başlatan Dokuz Eylül Üniversitesi, öğrencilerinin başansıyla övünüyor Aktif eğitim 'uçurdu' Tıpta aktif eğitimi uygulayan ilk ve tek üniversite DEÜ, TUS'tayüzde50 başan sağladı. Klasik modelin dışmda akla ve bilime dayalı yeni bir uygulamaya giriştiklerini anımsatan Rektör Alıcı, amaçlannm bir avuç genci değil, Türkiye'yi değiştirmek olduğunu söyledi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye"de ak- tif eğitimi ilk başlatan Dokuz Eylül Üniver- tesi Tıp Fakültesi Tıp- Uzmanlık Sınavı'nda (TUS) yüzde 50'likso- nuçla bugüne değin en yüksek başanyı kazandı. Rektör Prof. Dr. Emin Ah- a. bazılannın başlangıçta aktif eğitime olumsuz baktığını anımsatır- ken "Buna en büyük vanın tıp fakül- tesi öğrencOerimiz verdi TL'S'ta ba- şannuzyüzde 50' nin üzerinde. TUSta bugüne kadar kazanılnuş en büyükba- şan ise yüzde 33" dıye konuştu. 1. Aktif Eğitim KurultayTnda. ak- tif eğıtimin temelleri, geleceğı. nasıl geliştirilebileceğı tarüşılıyor. Kurultay, rektörlük binasında bugün de sürecek. Kurultayın açılışında konuşan Emin Alıcı, 7 yıl önce başladıklan bu sis- temde bu kadar başanh olacaklannın tahmin edilmediğini söyledi. E N BÜYÜK BAŞARI İlk kez tıp fakültesinde uygulan- maya başlanan aktif eğitımm "bu sis- tem başanh degfl" diyenlere yanıtuıı da yıne bu fakültenın öğrencilennın verdiğini belırten Alıcı, TUS'ta şu ana kadar elde edilmiş en büyük ba- şannın kazanıldığını söyledi. Aktif eğitimin sahadaki sonuçlarının görii- lebilmesi için en az 5 yıl beklenmesi gerektiğıni de vurgulayan Alıcı, ge- çen yıl mezun olan öğrencilerin uy- gulamadaki başanlannın kendilerini geçtiğini söyledi. Toplumun gelece- ğıne. yannlara önem veriliyorsa eği- time de önem verilmesi gerektığinı \-urgulayan Prof. Alıcı, nasıl bir ya- nn yaratılmak ısteniyorsa eğitimin de ona göre şekilleneceğini söyledi ve şu görüşlen dile getirdi: "Eğcrşuandaiçindebuhmduğuıınız toplum modelini tercih edhorsanız ona göre eğitim hazırlayacaksınız. Ben 58 yaşındayım. bu ülkede bir iyi gün görmedik.Herzamankargaşa,çaIkan- tdaroldu. Bunun altmda yatan sorun, egitim modelL Düşünmeyen bireğitim modeü Bu sistemde kişüerin beyinle- ri gefişmiyor. Bizini temei hedefimiz bir avuç öğrenciye bu sistemiöğretmekde- ğil, Türkiye'yi değiştirmek. Türkiye'yi aktan ve biümin egemen olduğu, zen- ginleşen bir ülke haline getinnek." ULUSLARARASI MERKEZ Emin Alıcı aynca New Mexico Üni- versitesi Dekan Yardımcısı Steward Mennin'in geçen günlerde Izmir'e geldiğıni ve yakın bir gelecekte DEÜ'nün Avrupa Birlıği'nde ulusla- rarası bir merkez olacağının işaretle- rini verdiğini söyledi. ÖĞRETMENLER ÇÖZÛM ARADI Fen derslerinde öğrencinin seviyesi düşük tstanbul Haber Servisi - Prof. Dr. Tuncay Altuğ, öğrencılenn gelışen fen bılimlerine uygun eğitim almadıklannı söyleyerek "Son üniversite sınavında fen derslerinden toplam 45 soru sorulmuştur, ancak Türkiye genelinde öğrencilerin başan diizeyi 5.6 nette kalmışür" dedi. Fen Bilimlen Merkezi Dershanesı, dün tstanbul Teknik Üniversitesi'nde çok sayıda akademisyen ve ortaöğretim kurumlannda görevli öğrtmenlerin katılımıyla "OrtaöğrerJmde Fen Bilimleri Eğitimi" konulu sempozyum düzenledı.Sempozyumun açıhşını İTÛ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naciye Tanılh yaptı. Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi kurucusu Nazmi Ankan'ın konuşmasının ardından başlayan oturumda Prof Dr. tsa Eşme, Doç. Dr Hale Bayram, Altuğ fen bilimleri öğretiminin sorunlannı içeren sunumlannı yaptılar. Eşme, ÖSS'de öğrencilerin başan grafiklerinin gösterildiği bir sunum yaparak fen bilimlerindeki başansızlığı değerlendirdi. Eşme'ye göre test sistemiyle eğitilen çocuğun düşünmesi ve üretmesi engellenirken bu sorun ancak açık uçlu sınav tekmğiyle aşılabilecek. Altuğ ıse amaçlannın, öğretmenlerle onlan yetıştiren öğretım görevlilerini bir araya getirerek fen bilimleri eğitiminde yaşanan sorunlan saptamak ve çözüm önerileri getirmek olduğunu söyledi. ST. PULCHERİE'DE SEMPOZYUM Felsefe-edebiyat ve yaşam sorgulandı tstanbul Haber Servisi - Sainte Pulcherie Fransız Lisesi tarafından edebiyat derslerine yeni bir bakış açısı getirmek, yeni yöntemleri lise edebiyat öğretmenleri, yazar ve akademisyenlerle karşılıklı irdelemek amacıyla "1. Kültür-Edebiyat Sempozyumu" gerçekleştirildi. Lisenin Türkçe Bölümü Edebiyat Öğretmenleri organizasyonuyla düzenlenen sempozyumda, Prof. Dr. Tahsin Yücel. Mahir Ünlü, Feridun Andaç. Feyza Hepçifingirlerin de aralannda bulunduğu çok sayıda yazar ve akademisyen edebiyat- felsefe üzerine bildiriler sundu. Açış konuşmasmı yapan Lise Müdürü Pierre Gentric, edebiyat ve felsefenin birbirini tamamlayan aynlmaz bir bütün olduğunu belirtti.lstanburdaki 60 liseden 167 edebiyat ve felsefe öğretmeninin izlediği sempozyumda. "Edebiyat nedb"?" konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Tahsin Yücel, dünya yazarlanndan örneklerle edebiyatın tanımı, gerçekle ilişkisi ve işlevini sorguladı. Edebiyatla ilgilenildiği oranda dünyaya bakış açılannın gelişeceğini vurgulayan Yücel, "Edebiyat bizim dışınuzdakini. farkh olanı tanıma, dünyayı sorgulama ve bir rür anlama yoludur" diye konuştu. Adil Maviş, kaygı içinde sınava hazırlanan öğrencileri dramanın gücüyle motive ediyor OSS'ye 'duygusal' hazırlık ALPERTURGUT Çevre Okulları 'na ISO belgesi S\ zel tstanbul Çevre OkuDan ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri V y Belgesi akü. Özel İstanbul Çevre Lisesi Müdürü, Kalite Yönetim Temsilcisi Nüzhet Tolga, belgeyle Toplam Kalite Yönetimi hedeflerine bir admı daha yaklaşüklannı belirterek "Amacımız ulusal ve evrensel değerleri kavrayıp benimsemiş, bilimsel yöntemleri, bilgi ve bilişim teknolojilerini kullanma becerileri gebşmiş, ilgj ve yetenekleri doğrultusunda kendini geliştirme fırsaü yakalamış, anadilini ve başta İngilizce olmak üzere Almanca ve İspamofca diDerini sosyal ve akademik yaşamlannda etkin olarak kuflanabilecek öğrenciler yetiştirmektir" dedi. Özel İstanbul Çevre Okullan, İstanbul Erenköy'de 4 bin 500 metrekaresi açık olmak üzere 7 bin 500 metrekaretik bir arazi üzerinde anaokulu, ilköğretim okulu ve lise olarak üç kısımdan oluşuyor. ÖZEL OKULLAR SINAVIBUCÜN Haber Merkezi - Özel okullar sınavı bugün yapılıyor. Sınavda 21 bin öğrenci. ücretleri 7 milyar liradan başlayan okullara girmek için yanşacak. Saat 10.00'da başlayacak smav 2 saat sürecek. Sınavda adaylara akademik yeteneği ölçme niteliği ağırlıklı Türkçe. matematik, fen bilimleri ve sosyal bilimleri testleri uygulanacak. Sınav başladıktan sonra adaylann ilk 1 saat içinde salonu terk etmeleri yasak olacak. Vehbi Koç Vakfi 35. yıhnı kutluyor tstanbul Haber Servisi - Kurulduğu günden bu yana eğitim, kültür ve sağlık alanındaki hizmetle- nyle yaşam kalitesinin yükselmesine önemli kat- kılar sunan Türkiye'nin ilk büyük özel vakfı Veb- bi Koç Vakfi, 35. yıhnı kutluyor. 8 yıl önce yaşamıru yitiren Vehbi Koç tarafindan 1969'da kurulan vakıf, aradan geçen 35 yılda Tür- kiye için 500 milyon dolar harcadı. Çahşmalanyla örnek ve öncü bir konuma yükselen vakıf. 800 milyon dolara yükselen mal varlığı ve sahip oldu- ğu kurumlarla yahıız Türkiye'nin değil Avrupa ve hatta dünyanın sayılı kurumlan arasına adını yaz- dırdı. Vakıf tarafindan hizmete açılan bazı önemli ku- ruluşlar şöyle: Türkiye'de özel müzedliğin önünü açan "Sadberk Hanım MüzesT, 2000 yılında An- talya'da açılan Kaleiçi Müzesi'', "Rahmi M. Koç Müzesi". "Koç Özel ilköğretim Okulu, Lisesi ve Ünfversitesr. "Amerikan HastanesT, "ttalyan Hastanesi", "Med-Amerikan PolikliniklenV NLP(zıhnı • f ^ V kullanma kılavuzu) uzmanı Adil Maviş, tıyatro gösterisine çevirdiğı "ÖSS Öncesi Duygusal ve Zibinsel Hazırhk DopingT programıyla binlerce öğrencıyı duygusal yönden sınava hazırlıyor. Programa 9 Mayıs günü başladıklannı ve 4 ayn oturuma 2 bin öğrencının katıldığını belırten enerjı uzmanı Maviş, ÖSS öncesi kaygı ve heyecan içinde olan öğrencilere katkı sağlamayı hedeflediklerini vurguluyor. Maviş, oturumlann seminer ve konferans değil tiyatro formatında gerçekleştiğini ifade ederek, "Oynayarak ve dramanın gücünden yararianarak öğrencileri motive ediyoruz. Gösterinüı birinci bölümünde baskı alünda olan, ağlama krizine, sinir boşaünasuıa karşı öğrencileri hazıriryoruz. Çünkü öğrencilerin kav gı probiemi yüksek oluyor. Hatta 20 kız öğrenciden bin deneme sınavuıda bayüabfliyor. Biz bu defansı yikryoruz" dıye konuşuyor. Oturumun 2. bölümünde bilinçaltına hıtap ettıklermı vurgulayan Maviş şunlan söylüyor: "Öğrenciler ailelerin heyecanından etküeniyor. Hejecan daha da tetildeniyor, olumsuzhık artnor. Bu bölümde büinçaltjnda transuı gücünden \ararianr>oruz. Çok yorgun, bitkin öğrencilere düıç kalmalan için yardımda bulunuyoruz. TeUdn yohryla "Çökertme" ve 'Çapalama' yöntemlerrvie ohunlu duygunun maksimum se\i>e>e ulaşması sağJamyor. Öğrencilerin katihmrvla yapılan oturumlann ardından olunılu tepkiler ahjorum.1 " "ÖSS Çahşma Klavıızu", "Sınava Hazniananlar için Başan Rehberi", "Tophun Önünde Söz Söyleme Sanaü", "Telkin v« Hipnozla Öğrenme Teknüderi" ve "Anlayarak HEh Okuma" adlı 5 kitabı bulunan Maviş, istanbul ve Ankara'da 19 Haziran'a dek 8, 10 program daha gerçekleştirecek. 30 dakikalık drama fıhninin de gösterileceği programa katılmak isteyen öğrenciler, bıletlennı Bıletix'ten 10 milyon lira karşıhğında alabilecek. PAZAR Adil Maviş. ÇYDD'den burs alan öğrenciler, üniversite yaşamlannın sonunda yeni yıldızlanna uzanmak için söz verdi Suya kavuşan denizyıldızlanSERDARKIZIK tZMTR - Öyküyü bihrsinız. Okyanusun fırlattığı sahilde kumlara seri- len on binlerce denizyıldızı, adım adım ölü- me yaklaşır. Bir insan geriye, denize atmak- tadır büyük bir çabayla sahildeki yıldızları. Sorarlar: "Boşuna! Binlercesini kurtara- mazsm, günlerce uğraşsan bitiremezsin. Bu ça- ba niye?" Denızi gösterip, yanıt verir insan: "Hiç olmazsa onlar hayata yeniden döndü. Seyretmeyip yardını ederseniz, yeni hayatlar doğacak™" Yeniden suya ka\-uşan denızyıldızlanndan ZehraErgenç, diğer arkadaşlan gibi üniversi- teyi tamamlayıp, yaşamın başka bir kıyısına yol alırken. "yeni merhabalar" için "dveda" di- yordu destekleyenlerine: "Sevgih" dostlar! Bizler birer denizyıldızıj'- dık kurtanlan. Buna değdiğini göreceksiniz. Gittiğimiz her yerde, çağdaş yaşanu destek- leyen birer aydûı olmanın büincinde. nke de- niz> ıldızlaruu kurtardığmuzı du> acaksıruz... tçimizde bunıkluk, aynhnanın dayanıbnaz sancısı var. Anıa dostluk ve sevgi pınanm sü- rekli akıtmasını bilen, bu olağanüstü duygu- \M geUştiren bize emek verenleri hiç, ama hiç unurmayacağız." Denizyıldızı Zehra sürdürdü konuşmasmı, bu kez Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Izmir Şubesi'nin yönetici ve üyelerine seslenerek: " Yaşama anlan bideriebüükte okhığunuzyû- larda çağdaş Türkiye'yi yaratmadaki kararh tutumlannızdan dolayı sizlere. Atatürk ilke ve devrimlerinden bir adım bile geri durmadan çahşacağunıza söz veriyonız^." Kendilerini üniversite yaşamlan boyunca maddi manevı olarak destekleyenleri sahne- de alkışlayan DEÜ ve EÜ'nin denizyıldızla- nnı. gururla izledi dernek başkanı Asuman BoyacıgJUer, Prof. Dr Güler NişH, Dr. AH Ağ- zrtemiz, Ayla- Hakkı Karadeniz ve dığerleri. Onlar seyırci kalmamış, "bir şeyier vapma- h" arayışma hayat venp, kollannı sıvamışlar- dı. Böylece 10 yıl önce hayata ve ülkeye kar- şı sorumluluk duyan küçük bir grup bugün büyümüş, yüzlerce üniversite öğrencisiyle ellerbirleşmışti... Ve bugün deniz ve gökyüzüyle yola çıkan çağ- daş gençler, nerede kıyıya \oırmuş bir deniz- yıldızı görseler yardıma koşacaklar. Ya biz- ler? Denizyıldızlannm rümünü kurtaracak top- lu bir yöntem bulana kadar seyirci kalmak ye- rine, birer birer de olsa onlara el uzatmamız gerekmiyor mu? ORHAJN BURSALI Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına bir süre ara vermiştir. GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Paris'ten Fınike Kaymakamı'na, Troya'dan Erkan Mumcu'ya! "Troya "filmi, birsüredirgündemimizde. Üzerin- de epeyce konuşup tartıştık. Turizme katkısından müzelerimizin niçin kapalı olduğuna, Helene'yi oy- nayan oyuncunun güzelliğinden Paris'in yakışık- lılığına, aşktan hırs ve ihtirasın nelere yol açtığına kadar... • • • "Troya Savaşı", "llyada ve Odisseia "nın yanı sı- ra Troya destan çevirimıni oluşturan diğer epik Es- ki Yunan şiirierinde anlatılan bir savaş. Efsaneye göre bu savaşa, Sparta Kralı Menalaos'un güzel karısı Helene'nin Troya Prensi Paris tarafindan ka- çınlması yol açtı. Yunanlılar bu küçültücü olayın öcü- nü almak için Troya'ya karşı Agemomnon komu- tasında bir sefer düzenlediler. Troya 10 yıl süren bir kuşatmadan sonra, şehre sokulan ve içinden şehrin kapılarını açan askerlerin çıktığı tahta at sa- yesinde ele geçirildi. Yerle bir edilen şehrin insan- ları ya katledildi ya da köleleştirildi.. • • • Helene'nin güzellıği - Paris'in yakışıklılığı, aşkın gücü veya intikam duygusu.. Ama hepsinde de hırs ve ihtirasın yol açtığı ve 10 yıl süren bir savaş. Şımdi bakıyoruz, MO 2000 yıl önce de bu duygu- lar, arzularve ihtiraslar aynen bugünkü kadar güç- lüymüşler. Bugünkü kadar güçlüymüş derken ve tam da "Troya"filminintartışıldığı bu günlerde birden ga- zetelerimızin birinci sayfalarında Finike Kaymaka- mı'nın olayı veya skandalı patlak vermez mi?.. Fi- nike Kaymakamı, Akdenız Üniversitesi'ni ziyareti sırasında evli bir öğretim görevlisi hanıma mektup- la buluşma önerisi yapınca skandal patlamış. Kay- makam, Finike'de yapılacak yüksekokul için bir he- yetle gittiği Akdeniz Üniversitesi'nde 28 yaşında- ki bu öğretim görevlisi hanıma "Çok güzelsiniz. Ho- şuma gittıniz. Sizınle görüşelim" diye yazılı bir kâ- ğıt vermiş... • • • Şüphesiz olayın kahramanlan bir kaymakam ve güzel bir öğretim görevlisi oluncaolay birinci say- falardayeraldı. Kaymakamlığın ne denli ciddi sorumluluklar içe- ren bir görev yeri olduğu düşünülürse, bu görev- dekı kişinin bu şekildeki davranışı elbette önemli bir taciz olayıdır. Nitekim Finike Kaymakamı hak- kında hem idan hem de adli soruşturma başlatıl- mış ve kaymakam öncelikle disiplin cezası ile ce- zalandmlmış. Bu işin hukuksal yönü. Ama kayma- kamı, geleceğini de olumsuz etkıleyeceğe benze- yen böyle bireyleme iten faktörler nelerdi? Aşk mı? Cinsel ihtiras mı? Yoksa görev yaptığı küçük ve şi- rin bir ilçede bulunduğu makamın kendisine ver- diği yetkileri; 'en büyük olma', 'hükmetme', 'ben herşeye muktedirim' gibi kendini herkesin ve her gücün üstünde görme gibi algılaması mı? Ama düşünemedi ki bir basamak yukansında Va- //' var. Burada işin ilginç bir diğer yanı ise Akdeniz Üni- versitesi Rektörü'nün olayın öfkesi ve kızgınlığı ile Finike'de yapılacak yüksekokul inşaatını durdur- muş olması. Bunu bir bakıma Sparta Kralı Mena- laos'ın öfkesine benzetebilıriz. O, böyle bir öfke ile 10 yıl süren bir savaşı başlatmıştı. Dileriz, Sayın Rek- törümüzün öfkesi bu kadar uzun sünmez de Fini- ke hak ettiği yüksekokula bir an önce kavuşur. Bir de gerçekten merak ettım. Paris de Helene'ye böyle bir pusula mı yazmıştı? • • • Troya "filmi tunzm için de önemli birfırsattı. Bun- dan ne kadar yarariandık şimdilik bilemiyoruz. An- cak bir yaran olduğunu bilyoruz: Birçok müzemizin ve bu arada "Troya Müzesi"n\n bekçi yokluğundan, tunzm sezonunun da başla- mış olmasına rağmen kapalı olduğunu öğrenmiş olduk. Sadece biz öğrenmedik kuşkusuz. Turizm Bakanımız Sayın Erkan Mumcu da öğrenmiş ol- dular. Bu, daha da önemli bir yarardır. Sayın Erkan Mumcu'nun adını anınca aklıma geldi de buradan sorayım istedim kendilenne. Aca- baAntalyaveKemer'deçalışan; 'Diana', 'National', 'öger', 'Pamfilya', 'Vasco', Tan-Tur', Tu/'seya- hat acenteleri ve tur operatörlerinin dün yayımla- dıklan bildiriden haberleri var mı? Yoksa ben bu- radan kendilerine duyuruyorum, iş ışten geçtikten sonra "Benim haberim yoktu" dıyemesın diye. • • • Ülkemize gelen turistin neredeyse yansından fazlasını getıren bu büyük acenteler ve tur opera- törleri dıyorlar kı; yılda 1.5-2 milyon turistin geldi- ği ve ağırlandığı Kemer bölgesine turistleri taşıma- mızda, onları gezdirmemizde ve sonra onlan tek- rar Antalya Havalimanı'na götürmemizde ciddi bir sorun vardır. Çünkü birkaç ay önce başlayan An- talya-Kemer duble yol çalışmaları nedeniyle bu yol -ki alternatifi de yok- her gün saat 13.00-15.00 arası trafiğe kapatılmaktadır. Ancak bu süreye hiç- bir zaman uyulmamaktadır. Çoğu kez bu 2 saat- lik süre 4-5 saate hatta daha fazlasına uzamakta- dır. Sorunun uçak ve uluslararasi ulaşım boyutu çok önemiidir. Çünkü planlaması aylaröncesinden ya- pılmış uçak programlan ile ilgili problemler şımdi- den başlamıştır. Ve ayrıca turistler, yaşlı ve hasta turistler, çocuklu ailelerotellerinden alındıktan son- ra saatlerce otobüslerde bekletilmektedir. Bu ne- denle dakikasını bile aylarca önceden planlayan Avrupalı turist için tazmınat talep etme hakkı da doğmaktadır. Yani kısaca Kemer turizminde bir kaos yaşanmakta, ama hiçbir ilgili de bu durumu görmemektedir. Hiçbir ilgili bu durumu görmezlikten gelse de Tu- rizm Bakanımız bunu görmezlik edemez. Buna bir çözüm bulmak da Turizm Bakanımıza düşmektedir. Sayın Erkan Mumcu, şimdi haberiniz olmuştur sanınm. • • • Bakın "Troya" derken, konu nerelerden nereye geldi? scakiralp a mynet.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle