Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2004 PAZAR
EGÎTİM
Olumsuz görüşlere karşın uygulamayı başlatan Dokuz Eylül Üniversitesi, öğrencilerinin başansıyla övünüyor
Aktif eğitim 'uçurdu'
Tıpta aktif eğitimi
uygulayan ilk ve
tek üniversite DEÜ,
TUS'tayüzde50
başan sağladı. Klasik
modelin dışmda akla
ve bilime dayalı yeni
bir uygulamaya
giriştiklerini anımsatan
Rektör Alıcı, amaçlannm
bir avuç genci değil,
Türkiye'yi değiştirmek
olduğunu söyledi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Türkiye"de ak-
tif eğitimi ilk başlatan
Dokuz Eylül Üniver-
tesi Tıp Fakültesi Tıp-
Uzmanlık Sınavı'nda
(TUS) yüzde 50'likso-
nuçla bugüne değin en
yüksek başanyı kazandı.
Rektör Prof. Dr. Emin Ah-
a. bazılannın başlangıçta aktif
eğitime olumsuz baktığını anımsatır-
ken "Buna en büyük vanın tıp fakül-
tesi öğrencOerimiz verdi TL'S'ta ba-
şannuzyüzde 50' nin üzerinde. TUSta
bugüne kadar kazanılnuş en büyükba-
şan ise yüzde 33" dıye konuştu.
1. Aktif Eğitim KurultayTnda. ak-
tif eğıtimin temelleri, geleceğı. nasıl
geliştirilebileceğı tarüşılıyor. Kurultay,
rektörlük binasında bugün de sürecek.
Kurultayın açılışında konuşan Emin
Alıcı, 7 yıl önce başladıklan bu sis-
temde bu kadar başanh olacaklannın
tahmin edilmediğini söyledi.
E N BÜYÜK BAŞARI
İlk kez tıp fakültesinde uygulan-
maya başlanan aktif eğitımm "bu sis-
tem başanh degfl" diyenlere yanıtuıı
da yıne bu fakültenın öğrencilennın
verdiğini belırten Alıcı, TUS'ta şu
ana kadar elde edilmiş en büyük ba-
şannın kazanıldığını söyledi. Aktif
eğitimin sahadaki sonuçlarının görii-
lebilmesi için en az 5 yıl beklenmesi
gerektiğıni de vurgulayan Alıcı, ge-
çen yıl mezun olan öğrencilerin uy-
gulamadaki başanlannın kendilerini
geçtiğini söyledi. Toplumun gelece-
ğıne. yannlara önem veriliyorsa eği-
time de önem verilmesi gerektığinı
\-urgulayan Prof. Alıcı, nasıl bir ya-
nn yaratılmak ısteniyorsa eğitimin de
ona göre şekilleneceğini söyledi ve şu
görüşlen dile getirdi:
"Eğcrşuandaiçindebuhmduğuıınız
toplum modelini tercih edhorsanız
ona göre eğitim hazırlayacaksınız. Ben
58 yaşındayım. bu ülkede bir iyi gün
görmedik.Herzamankargaşa,çaIkan-
tdaroldu. Bunun altmda yatan sorun,
egitim modelL Düşünmeyen bireğitim
modeü Bu sistemde kişüerin beyinle-
ri gefişmiyor. Bizini temei hedefimiz bir
avuç öğrenciye bu sistemiöğretmekde-
ğil, Türkiye'yi değiştirmek. Türkiye'yi
aktan ve biümin egemen olduğu, zen-
ginleşen bir ülke haline getinnek."
ULUSLARARASI MERKEZ
Emin Alıcı aynca New Mexico Üni-
versitesi Dekan Yardımcısı Steward
Mennin'in geçen günlerde Izmir'e
geldiğıni ve yakın bir gelecekte
DEÜ'nün Avrupa Birlıği'nde ulusla-
rarası bir merkez olacağının işaretle-
rini verdiğini söyledi.
ÖĞRETMENLER ÇÖZÛM ARADI
Fen derslerinde
öğrencinin
seviyesi düşük
tstanbul Haber Servisi - Prof. Dr. Tuncay
Altuğ, öğrencılenn gelışen fen bılimlerine
uygun eğitim almadıklannı söyleyerek "Son
üniversite sınavında fen derslerinden toplam
45 soru sorulmuştur, ancak Türkiye genelinde
öğrencilerin başan diizeyi 5.6 nette kalmışür"
dedi. Fen Bilimlen Merkezi Dershanesı, dün
tstanbul Teknik Üniversitesi'nde çok sayıda
akademisyen ve ortaöğretim kurumlannda
görevli öğrtmenlerin katılımıyla
"OrtaöğrerJmde Fen Bilimleri Eğitimi"
konulu sempozyum düzenledı.Sempozyumun
açıhşını İTÛ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Naciye Tanılh yaptı. Fen Bilimleri Merkezi
Dershanesi kurucusu Nazmi Ankan'ın
konuşmasının ardından başlayan oturumda
Prof Dr. tsa Eşme, Doç. Dr Hale Bayram,
Altuğ fen bilimleri öğretiminin sorunlannı
içeren sunumlannı yaptılar. Eşme, ÖSS'de
öğrencilerin başan grafiklerinin gösterildiği
bir sunum yaparak fen bilimlerindeki
başansızlığı değerlendirdi. Eşme'ye göre test
sistemiyle eğitilen çocuğun düşünmesi ve
üretmesi engellenirken bu sorun ancak açık
uçlu sınav tekmğiyle aşılabilecek. Altuğ ıse
amaçlannın, öğretmenlerle onlan yetıştiren
öğretım görevlilerini bir araya getirerek fen
bilimleri eğitiminde yaşanan sorunlan
saptamak ve çözüm önerileri getirmek
olduğunu söyledi.
ST. PULCHERİE'DE SEMPOZYUM
Felsefe-edebiyat ve
yaşam sorgulandı
tstanbul Haber Servisi - Sainte Pulcherie
Fransız Lisesi tarafından edebiyat derslerine
yeni bir bakış açısı getirmek, yeni yöntemleri
lise edebiyat öğretmenleri, yazar ve
akademisyenlerle karşılıklı irdelemek
amacıyla "1. Kültür-Edebiyat Sempozyumu"
gerçekleştirildi. Lisenin Türkçe Bölümü
Edebiyat Öğretmenleri organizasyonuyla
düzenlenen sempozyumda, Prof. Dr. Tahsin
Yücel. Mahir Ünlü, Feridun Andaç. Feyza
Hepçifingirlerin de aralannda bulunduğu
çok sayıda yazar ve akademisyen edebiyat-
felsefe üzerine bildiriler sundu. Açış
konuşmasmı yapan Lise Müdürü Pierre
Gentric, edebiyat ve felsefenin birbirini
tamamlayan aynlmaz bir bütün olduğunu
belirtti.lstanburdaki 60 liseden 167 edebiyat
ve felsefe öğretmeninin izlediği
sempozyumda. "Edebiyat nedb"?" konulu bir
sunum yapan Prof. Dr. Tahsin Yücel, dünya
yazarlanndan örneklerle edebiyatın tanımı,
gerçekle ilişkisi ve işlevini sorguladı.
Edebiyatla ilgilenildiği oranda dünyaya bakış
açılannın gelişeceğini vurgulayan Yücel,
"Edebiyat bizim dışınuzdakini. farkh olanı
tanıma, dünyayı sorgulama ve bir rür anlama
yoludur" diye konuştu.
Adil Maviş, kaygı içinde sınava hazırlanan öğrencileri dramanın gücüyle motive ediyor
OSS'ye 'duygusal' hazırlık
ALPERTURGUT
Çevre Okulları 'na ISO belgesi
S\ zel tstanbul Çevre OkuDan ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri
V y Belgesi akü. Özel İstanbul Çevre Lisesi Müdürü, Kalite Yönetim
Temsilcisi Nüzhet Tolga, belgeyle Toplam Kalite Yönetimi hedeflerine bir
admı daha yaklaşüklannı belirterek "Amacımız ulusal ve evrensel
değerleri kavrayıp benimsemiş, bilimsel yöntemleri, bilgi ve bilişim
teknolojilerini kullanma becerileri gebşmiş, ilgj ve yetenekleri
doğrultusunda kendini geliştirme fırsaü yakalamış, anadilini ve başta
İngilizce olmak üzere Almanca ve İspamofca diDerini sosyal ve akademik
yaşamlannda etkin olarak kuflanabilecek öğrenciler yetiştirmektir" dedi.
Özel İstanbul Çevre Okullan, İstanbul Erenköy'de 4 bin 500 metrekaresi
açık olmak üzere 7 bin 500 metrekaretik bir arazi üzerinde anaokulu,
ilköğretim okulu ve lise olarak üç kısımdan oluşuyor.
ÖZEL OKULLAR
SINAVIBUCÜN
Haber Merkezi - Özel
okullar sınavı bugün
yapılıyor. Sınavda 21
bin öğrenci. ücretleri
7 milyar liradan
başlayan okullara
girmek için yanşacak.
Saat 10.00'da
başlayacak smav 2 saat
sürecek. Sınavda
adaylara akademik
yeteneği ölçme niteliği
ağırlıklı Türkçe.
matematik, fen bilimleri
ve sosyal bilimleri
testleri uygulanacak.
Sınav başladıktan sonra
adaylann ilk 1 saat
içinde salonu terk
etmeleri yasak olacak.
Vehbi Koç Vakfi
35. yıhnı kutluyor
tstanbul Haber Servisi - Kurulduğu günden bu
yana eğitim, kültür ve sağlık alanındaki hizmetle-
nyle yaşam kalitesinin yükselmesine önemli kat-
kılar sunan Türkiye'nin ilk büyük özel vakfı Veb-
bi Koç Vakfi, 35. yıhnı kutluyor.
8 yıl önce yaşamıru yitiren Vehbi Koç tarafindan
1969'da kurulan vakıf, aradan geçen 35 yılda Tür-
kiye için 500 milyon dolar harcadı. Çahşmalanyla
örnek ve öncü bir konuma yükselen vakıf. 800
milyon dolara yükselen mal varlığı ve sahip oldu-
ğu kurumlarla yahıız Türkiye'nin değil Avrupa ve
hatta dünyanın sayılı kurumlan arasına adını yaz-
dırdı.
Vakıf tarafindan hizmete açılan bazı önemli ku-
ruluşlar şöyle: Türkiye'de özel müzedliğin önünü
açan "Sadberk Hanım MüzesT, 2000 yılında An-
talya'da açılan Kaleiçi Müzesi'', "Rahmi M. Koç
Müzesi". "Koç Özel ilköğretim Okulu, Lisesi ve
Ünfversitesr. "Amerikan HastanesT, "ttalyan
Hastanesi", "Med-Amerikan PolikliniklenV
NLP(zıhnı • f ^ V
kullanma
kılavuzu)
uzmanı
Adil
Maviş,
tıyatro
gösterisine
çevirdiğı "ÖSS Öncesi Duygusal ve
Zibinsel Hazırhk DopingT programıyla
binlerce öğrencıyı duygusal yönden
sınava hazırlıyor.
Programa 9 Mayıs günü başladıklannı
ve 4 ayn oturuma 2 bin öğrencının
katıldığını belırten enerjı uzmanı Maviş,
ÖSS öncesi kaygı ve heyecan içinde
olan öğrencilere katkı sağlamayı
hedeflediklerini vurguluyor. Maviş,
oturumlann seminer ve konferans değil
tiyatro formatında gerçekleştiğini ifade
ederek, "Oynayarak ve dramanın
gücünden yararianarak öğrencileri
motive ediyoruz. Gösterinüı birinci
bölümünde baskı alünda olan, ağlama
krizine, sinir boşaünasuıa karşı
öğrencileri hazıriryoruz. Çünkü
öğrencilerin kav gı probiemi yüksek
oluyor. Hatta 20 kız öğrenciden bin
deneme sınavuıda bayüabfliyor. Biz bu
defansı yikryoruz"
dıye konuşuyor.
Oturumun 2.
bölümünde
bilinçaltına hıtap
ettıklermı vurgulayan
Maviş şunlan
söylüyor:
"Öğrenciler
ailelerin
heyecanından
etküeniyor. Hejecan
daha da tetildeniyor,
olumsuzhık artnor.
Bu bölümde
büinçaltjnda transuı
gücünden \ararianr>oruz. Çok yorgun,
bitkin öğrencilere düıç kalmalan için
yardımda bulunuyoruz. TeUdn yohryla
"Çökertme" ve 'Çapalama'
yöntemlerrvie ohunlu duygunun
maksimum se\i>e>e ulaşması sağJamyor.
Öğrencilerin katihmrvla yapılan
oturumlann ardından olunılu tepkiler
ahjorum.1
" "ÖSS Çahşma Klavıızu",
"Sınava Hazniananlar için Başan
Rehberi", "Tophun Önünde Söz
Söyleme Sanaü", "Telkin v« Hipnozla
Öğrenme Teknüderi" ve "Anlayarak
HEh Okuma" adlı 5 kitabı bulunan
Maviş, istanbul ve Ankara'da 19
Haziran'a dek 8, 10 program daha
gerçekleştirecek.
30 dakikalık drama fıhninin de
gösterileceği programa katılmak isteyen
öğrenciler, bıletlennı Bıletix'ten 10
milyon lira karşıhğında alabilecek.
PAZAR
Adil Maviş.
ÇYDD'den burs alan öğrenciler, üniversite yaşamlannın sonunda yeni yıldızlanna uzanmak için söz verdi
Suya kavuşan denizyıldızlanSERDARKIZIK
tZMTR - Öyküyü bihrsinız.
Okyanusun fırlattığı sahilde kumlara seri-
len on binlerce denizyıldızı, adım adım ölü-
me yaklaşır. Bir insan geriye, denize atmak-
tadır büyük bir çabayla sahildeki yıldızları.
Sorarlar: "Boşuna! Binlercesini kurtara-
mazsm, günlerce uğraşsan bitiremezsin. Bu ça-
ba niye?"
Denızi gösterip, yanıt verir insan:
"Hiç olmazsa onlar hayata yeniden döndü.
Seyretmeyip yardını ederseniz, yeni hayatlar
doğacak™"
Yeniden suya ka\-uşan denızyıldızlanndan
ZehraErgenç, diğer arkadaşlan gibi üniversi-
teyi tamamlayıp, yaşamın başka bir kıyısına yol
alırken. "yeni merhabalar" için "dveda" di-
yordu destekleyenlerine:
"Sevgih" dostlar! Bizler birer denizyıldızıj'-
dık kurtanlan. Buna değdiğini göreceksiniz.
Gittiğimiz her yerde, çağdaş yaşanu destek-
leyen birer aydûı olmanın büincinde. nke de-
niz> ıldızlaruu kurtardığmuzı du> acaksıruz...
tçimizde bunıkluk, aynhnanın dayanıbnaz
sancısı var. Anıa dostluk ve sevgi pınanm sü-
rekli akıtmasını bilen, bu olağanüstü duygu-
\M geUştiren bize emek verenleri hiç, ama hiç
unurmayacağız."
Denizyıldızı Zehra sürdürdü konuşmasmı, bu
kez Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Izmir
Şubesi'nin yönetici ve üyelerine seslenerek:
" Yaşama anlan bideriebüükte okhığunuzyû-
larda çağdaş Türkiye'yi yaratmadaki kararh
tutumlannızdan dolayı sizlere. Atatürk ilke ve
devrimlerinden bir adım bile geri durmadan
çahşacağunıza söz veriyonız^."
Kendilerini üniversite yaşamlan boyunca
maddi manevı olarak destekleyenleri sahne-
de alkışlayan DEÜ ve EÜ'nin denizyıldızla-
nnı. gururla izledi dernek başkanı Asuman
BoyacıgJUer, Prof. Dr Güler NişH, Dr. AH Ağ-
zrtemiz, Ayla- Hakkı Karadeniz ve dığerleri.
Onlar seyırci kalmamış, "bir şeyier vapma-
h" arayışma hayat venp, kollannı sıvamışlar-
dı. Böylece 10 yıl önce hayata ve ülkeye kar-
şı sorumluluk duyan küçük bir grup bugün
büyümüş, yüzlerce üniversite öğrencisiyle
ellerbirleşmışti...
Ve bugün deniz ve gökyüzüyle yola çıkan çağ-
daş gençler, nerede kıyıya \oırmuş bir deniz-
yıldızı görseler yardıma koşacaklar. Ya biz-
ler? Denizyıldızlannm rümünü kurtaracak top-
lu bir yöntem bulana kadar seyirci kalmak ye-
rine, birer birer de olsa onlara el uzatmamız
gerekmiyor mu?
ORHAJN BURSALI
Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü
kullandığından yazılarına bir süre ara vermiştir.
GÖRÜŞ
ŞAHNAZ ÇAKIRALP
Paris'ten Fınike
Kaymakamı'na, Troya'dan
Erkan Mumcu'ya!
"Troya "filmi, birsüredirgündemimizde. Üzerin-
de epeyce konuşup tartıştık. Turizme katkısından
müzelerimizin niçin kapalı olduğuna, Helene'yi oy-
nayan oyuncunun güzelliğinden Paris'in yakışık-
lılığına, aşktan hırs ve ihtirasın nelere yol açtığına
kadar...
• • •
"Troya Savaşı", "llyada ve Odisseia "nın yanı sı-
ra Troya destan çevirimıni oluşturan diğer epik Es-
ki Yunan şiirierinde anlatılan bir savaş. Efsaneye
göre bu savaşa, Sparta Kralı Menalaos'un güzel
karısı Helene'nin Troya Prensi Paris tarafindan ka-
çınlması yol açtı. Yunanlılar bu küçültücü olayın öcü-
nü almak için Troya'ya karşı Agemomnon komu-
tasında bir sefer düzenlediler. Troya 10 yıl süren
bir kuşatmadan sonra, şehre sokulan ve içinden
şehrin kapılarını açan askerlerin çıktığı tahta at sa-
yesinde ele geçirildi. Yerle bir edilen şehrin insan-
ları ya katledildi ya da köleleştirildi..
• • •
Helene'nin güzellıği - Paris'in yakışıklılığı, aşkın
gücü veya intikam duygusu.. Ama hepsinde de hırs
ve ihtirasın yol açtığı ve 10 yıl süren bir savaş.
Şımdi bakıyoruz, MO 2000 yıl önce de bu duygu-
lar, arzularve ihtiraslar aynen bugünkü kadar güç-
lüymüşler.
Bugünkü kadar güçlüymüş derken ve tam da
"Troya"filminintartışıldığı bu günlerde birden ga-
zetelerimızin birinci sayfalarında Finike Kaymaka-
mı'nın olayı veya skandalı patlak vermez mi?.. Fi-
nike Kaymakamı, Akdenız Üniversitesi'ni ziyareti
sırasında evli bir öğretim görevlisi hanıma mektup-
la buluşma önerisi yapınca skandal patlamış. Kay-
makam, Finike'de yapılacak yüksekokul için bir he-
yetle gittiği Akdeniz Üniversitesi'nde 28 yaşında-
ki bu öğretim görevlisi hanıma "Çok güzelsiniz. Ho-
şuma gittıniz. Sizınle görüşelim" diye yazılı bir kâ-
ğıt vermiş...
• • •
Şüphesiz olayın kahramanlan bir kaymakam ve
güzel bir öğretim görevlisi oluncaolay birinci say-
falardayeraldı.
Kaymakamlığın ne denli ciddi sorumluluklar içe-
ren bir görev yeri olduğu düşünülürse, bu görev-
dekı kişinin bu şekildeki davranışı elbette önemli
bir taciz olayıdır. Nitekim Finike Kaymakamı hak-
kında hem idan hem de adli soruşturma başlatıl-
mış ve kaymakam öncelikle disiplin cezası ile ce-
zalandmlmış. Bu işin hukuksal yönü. Ama kayma-
kamı, geleceğini de olumsuz etkıleyeceğe benze-
yen böyle bireyleme iten faktörler nelerdi? Aşk mı?
Cinsel ihtiras mı? Yoksa görev yaptığı küçük ve şi-
rin bir ilçede bulunduğu makamın kendisine ver-
diği yetkileri; 'en büyük olma', 'hükmetme', 'ben
herşeye muktedirim' gibi kendini herkesin ve her
gücün üstünde görme gibi algılaması mı?
Ama düşünemedi ki bir basamak yukansında Va-
//' var.
Burada işin ilginç bir diğer yanı ise Akdeniz Üni-
versitesi Rektörü'nün olayın öfkesi ve kızgınlığı ile
Finike'de yapılacak yüksekokul inşaatını durdur-
muş olması. Bunu bir bakıma Sparta Kralı Mena-
laos'ın öfkesine benzetebilıriz. O, böyle bir öfke ile
10 yıl süren bir savaşı başlatmıştı. Dileriz, Sayın Rek-
törümüzün öfkesi bu kadar uzun sünmez de Fini-
ke hak ettiği yüksekokula bir an önce kavuşur.
Bir de gerçekten merak ettım. Paris de Helene'ye
böyle bir pusula mı yazmıştı?
• • •
Troya "filmi tunzm için de önemli birfırsattı. Bun-
dan ne kadar yarariandık şimdilik bilemiyoruz. An-
cak bir yaran olduğunu bilyoruz:
Birçok müzemizin ve bu arada "Troya Müzesi"n\n
bekçi yokluğundan, tunzm sezonunun da başla-
mış olmasına rağmen kapalı olduğunu öğrenmiş
olduk. Sadece biz öğrenmedik kuşkusuz. Turizm
Bakanımız Sayın Erkan Mumcu da öğrenmiş ol-
dular. Bu, daha da önemli bir yarardır.
Sayın Erkan Mumcu'nun adını anınca aklıma
geldi de buradan sorayım istedim kendilenne. Aca-
baAntalyaveKemer'deçalışan; 'Diana', 'National',
'öger', 'Pamfilya', 'Vasco', Tan-Tur', Tu/'seya-
hat acenteleri ve tur operatörlerinin dün yayımla-
dıklan bildiriden haberleri var mı? Yoksa ben bu-
radan kendilerine duyuruyorum, iş ışten geçtikten
sonra "Benim haberim yoktu" dıyemesın diye.
• • •
Ülkemize gelen turistin neredeyse yansından
fazlasını getıren bu büyük acenteler ve tur opera-
törleri dıyorlar kı; yılda 1.5-2 milyon turistin geldi-
ği ve ağırlandığı Kemer bölgesine turistleri taşıma-
mızda, onları gezdirmemizde ve sonra onlan tek-
rar Antalya Havalimanı'na götürmemizde ciddi bir
sorun vardır. Çünkü birkaç ay önce başlayan An-
talya-Kemer duble yol çalışmaları nedeniyle bu
yol -ki alternatifi de yok- her gün saat 13.00-15.00
arası trafiğe kapatılmaktadır. Ancak bu süreye hiç-
bir zaman uyulmamaktadır. Çoğu kez bu 2 saat-
lik süre 4-5 saate hatta daha fazlasına uzamakta-
dır. Sorunun uçak ve uluslararasi ulaşım boyutu çok
önemiidir. Çünkü planlaması aylaröncesinden ya-
pılmış uçak programlan ile ilgili problemler şımdi-
den başlamıştır. Ve ayrıca turistler, yaşlı ve hasta
turistler, çocuklu ailelerotellerinden alındıktan son-
ra saatlerce otobüslerde bekletilmektedir. Bu ne-
denle dakikasını bile aylarca önceden planlayan
Avrupalı turist için tazmınat talep etme hakkı da
doğmaktadır. Yani kısaca Kemer turizminde bir
kaos yaşanmakta, ama hiçbir ilgili de bu durumu
görmemektedir.
Hiçbir ilgili bu durumu görmezlikten gelse de Tu-
rizm Bakanımız bunu görmezlik edemez.
Buna bir çözüm bulmak da Turizm Bakanımıza
düşmektedir.
Sayın Erkan Mumcu, şimdi haberiniz olmuştur
sanınm.
• • •
Bakın "Troya" derken, konu nerelerden nereye
geldi?
scakiralp a mynet.com