18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 AKP Irak'ta laiklik diyememiş. Sanki Türkiye'de di\or da! Bektronik posta: denizsomectanhuriyetcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Tayyip'i Zenginler Zirvesi'ne çağıımışlar... "Ne de o/sa tüccarbasbakan!" IncelikYÖK Yasası görüşülürken Meclis kürsüsünden "Çocuklannı imam hatip lisesine gönderen AKP'liler parmak kaldırsın" diyen CHP Yalova Milletvekili Muharrem Ince'nin yerel gazete Yalova'da yayımlanan demeci: "Benim istediğim, diğer öğrenciler gibi imam hatipli öğrenciler de üniversiteye girsin." Çözüm •*.- Ertan Urunga: "Kemal Derviş, 'Atatürkçüyüm demek sorun çözmüyor' demiş. Doğru valla; şu günlerde 'şeriatçıyım' diyerek tez elden sorun çözmek varken." Sembol ^ e ' i r a Zeyneloğlu: "Aman sakın 1 türbana, çarşafa ilişmeyin. Ayırt edici bir kıyafetleri olsun ki, kim olduklannı bilelim!" etrol-lş Sendıkası'nın TÜPRAŞ'ın özelleştirii- mesine karşı Ankara 10. idare Mahkeme- sı'ndeaçtığı davada mahkernenin yürütme- nin durdurulması kararı vermesinden sonra iktidardaki sıyasetçilerden ıktıdara yakın tüccarlara ve medyacılara kadar geniş bir kesimden eleştiri yağrnu- ru başlatıldı. Neredeyse yargı, memleketi batırmakla suçlanacak- tı. Bir yandan da üst mahkemenin bu kararı durdura- cağı söylentileri yayılır oldu. Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaş- kın olaylann perde arkasını aralıyor: "Kararı eleştiren yorumlardan birisi, daha önce Tek Gıda Iş Sendikası tarafından TEKEL Alkollü Içkiler A.Ş.'nın özelleştirilmesıne ılişkın ihale ilanının iptali is- temiyle, Ankara 8. idare Mahkemesi'nde açılan dava- da verilen yürütmenin durdurulması kararının Ankara Bölge idare Mahkemesi tarafından kaldırıldığı, yolun- dadır ve TÜPRAŞ kararında da TEKEL'e benzer bir Satılıklar süreç yaşanacağına ilişkindir. TEKEL'deki karar, ihale ilanının iptali istemiyle açılan davada, olası zararlar ıleri sürülerek açılan davaya iliş- kindir ve Ankara 8. İdare Mahkemesi de, TEKEL'in te- kel konumunda olduğuna. özelleştirme halinde özel te- kel doğabüeceğine hükmederek yürütmenin durdurul- masına karar vermiştir. Oysa TÜPRAŞ davası, ihale ilanına ilişkin olmayıp İhale Komisyonu'nun nihai kararına ilişkindir ve olası zararlar üzerinden değil, ihale sürecinde yasal düzen- lemelere aykırı yapılan uygulamalar üzerinden yürütül- müştür.Ankara 10.İdare Mahkemesi, dosyayı tetkik ederek, 4046 sayılı yasa ve ihale şartnamesine aykın dört temel gerekçe üzerinden yürütmenin durdurul- ması karan vermiştir. Yani, TEKEL'e ilişkin karar ile TÜPRAŞ kararında cid- di farklar mevcuttur. Mahkeme tarafından verilen karann sanki Bölge İda- re Mahkemesi tarafından kaldırılacağı kesınmiş gibi bir intiba verilerek, anayasa ihlaliyle, mahkeme üzerin- de baskı kurulmakta, mahkeme yönlendırilmeye çalı- şılmaktadır. Bazı köşe yazarlan, bilgi içermeyen, ıdeolojik sap- lantılann ifadesi olan köşe yazıları yoluyla yargıya de- yim yerindeyse baskı yapmaya, kamuoyunu, olum- suzlukların sorumlusunun yargı olacağına inandırma- ya çalışmaktadır. Hukuksuzluk, onaylanarak adeta teş- vik ediliyor. Tüm kişi ve kurumlan, Türkiye'nın kaderi- ni yakından ilgilendirebilecek bu konuda doğru bir ta- vır içerisinde olmaya, özellikle de yargı üzerinde bas- kı kurmaya çalışmamaya, yargıyı rahat bırakmaya ça- ğınyoruz."Ne var ki Türkiye'de birilerinin kaderi de, pa- rası peşin ödenerek ülkeyi bir an önce satıp savmak üzere yazılmış! Kan A Akrf Kökçe: "Zengin aileler, bebelerinin 'kordon kanı'nı saklıyormuş.Çocuklannın geleceği için bir parça da 'cumhuriyet kanı' saklasınlar." SESSİZSEDASIZC) ıgHHİ • m 98 11»11 p O)/ * fe Bebeklere fenilketonüri taraması 1 Haziran Ulusal Fenilketonüri Günü, 28 Haziran ise Avrupa Fenilketonüri Gü- nü... Nedir fenilketonüri? Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlı- ğı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ayşegül Tokatlı: "Fenilketonüri zihinsel özür yaratan kalıtsal metabolik bir hastalıktır. llk kez 1934'te tanımlanmıştır. Hastalık ismini idrardanormaldebulunmayan birmad- deden almaktadır. Hastaların yaklaşık yüzde 60'ında açık saç rengi, açık göz rengi, açık cilt rengi ile karakterize gö- rünümü vardır. Hastalann vücut sıvıla- rında özellikle idrarda özel bir koku dik- kati çeker. Fenilketonüri yenidoğan ta- raması ile saptanıp ilk üç ayda tedavi- ye başlanmaz ise hastalığın şiddetine uyan zihinsel özürgelişmesi kaçınılmaz- dır. Tedaviye mümkün olduğunca erken başlanması zihinsel performansı olum- lu etkileyecektir. Fenilketonüride hıç te- davi uygulanmamış hastada ~^zr' hastalığın şiddetine bağlı olmak -J L üzere ağır ya da çok ağır zihinsel özür gelişmesi kaçınılmazdır. Yenido- ğan taraması ile saptanıp yaşamın ilk üç ayında tedaviye başlanan hastalarda daha sonra tedavinin aksamaması kay- dı ile zihinsel özürgelişmesi beklenmez. Hastalık çekinik genle taşındığı için hastalığın ortaya çıkması için anne ve babanın taşıyıcı olması gereklidir. Taşı- yıcılığı saptamaya yönelik bir test yok- tur. Hastalığın ülkemizde doğum hiz- meti veren tüm sağlık kuruluşlannda ta- ranması zorunludur." Yüksek Yerilim Hattı Sonradan görmeler ülkeyi tımarhaneye çe\irdi: Ortalık ne oldum delisi dolu! erdincutku yahoo.com ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak'i turk.net Inadına 'TMMOB Ahlakı'... Türk Mühendıs ve Mımar Odalan Birliği'nin (TMMOB) Ankara 'da 21 Mayıs 2004 Per- şembe günü başlayan 38. Genel Kurulu bugün yapılacak seçim- lerle sona enyor. Aynı zamanda **50. vaşuıı" da kutlayan TMMOB'nın, değişik dallardaki 23 meslek odası ve odalara baglı 250 bin üyesi var. 172 şube. 893 il ve ilçe temsıl- ciliği. 145 mesleki denetim bü- rosu. 33 II Koordınasyon Kuru- lu ve binlerce çahşanıyla. anaya- sadaki "kamıı varannı gözet- me* görevini sürdürüyor. TMMOB'nın bu niteliği. ya- nı öncelıkle "kamuyarannaça- lışan meslek kunıluşlannın" bir- lığı olması, öteden ben hep si- yasal ıktidarlarla "uzlaşama- yan" bir kimlik edinmesine ne- den oldu. Çünkü, geçen 50 yılda ülkeye egemen olan polıtikalar. genel- de "toplumsal yararlar" yenne kişisel çıkarlan gözettiler. Ulu- sal beklentileryerine de dışa ba- ğımlı ekonomik ilişkileri yeğle- dıler. memuru'" olan mühendis ve mı- marlann odalanna "üyeolmala- nna" bile tahammül edemiyor... Mesleki ilkeler... 38. Kongrede işte bu niyetle- re karşı da mühendis ve mimar- lanmızın "inadına kamu yaran- nT ss\ unarak gündeme getir- diklen en önemli çalışmalardan bin. "TMMOB Mesleki Davra- nış İlkeleri*' oldu. Kapsamlı bır hazırlık sürecınden sonra Genel Kurul gündemıne getinlen bu il- kelerden bazılan şöyle; "Mühendis. mimar ve şehir plancılan: - Mesleki bilgi, beceri ve dene- }imlerini, toplumun gü>enliği, sağtiğı verefahı, insani kazanım- lann ve kültürel mirasın korun- ması için kullanırlar. - Dogsp>a \e gelecek kuşaklara karşı sonunhıluklannın bilinciy- le çe\mi konımavı, uygulama- lannın doga\1a uvnmlu olmasn nj sağlama>ı~ mesleki sorumlu- luklanm/ı avnlmaz parçası ola- rak görürler.- - Mesleki etkinliklerini sürdü- ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci < mynet.com Jl HARBİ 5£.W/İ/ POROY semihporoyi'i yahoo.com Mühendisüğin ve mimarbğu) jnrtsever biriikteliği.™ Mühendısliğin ve mimarlığın özünde bulunan "topluma hiz- met" ile temelde "aydın" olma- nın gereğı "yurt çıkariannı sa- vunma" anla\ışı bu politikalar- la çanşınca, TAİMOB ve hemen tüm odalar, "mesleki onurian- nı" da gözeterek "muhaliT' ku- rumlar olmak zorunda kaldılar... Işte bu gerçeğı yıllardır hep "siyaset yapmak" şeklinde yıp- ratmak isteyen egemen politıka. mühendis ve mımarlann TM- MOB ilkelerine göre değil. "kendi istemlerüıe" göre da\ - ranmalan için de elinden geleni yapıyor. Örneğin vine 50 yıldır, mes- lek mensuplannın toplumsal çı- carlan gözetmeyen kimı davra- uşlan karşısında TMMOB "nin ;e odaların ciddı ve caydıncı •japdnm" uygulaması ıstenmi- 'OT. Yasalarda buna yönelik ön- em getirilmiyor... ÖzdlıkJe 12 Eylül 1980dar- esinın TMMOB yi "kamudan ışlamaAi" amaçlayan gerici ka- jrnamelerinı bile hâlâ >ürür- ikte tutan bu politika, "de\1et rürken din. dü, ırk. inanç. cinsi- yet, coğrafi a>Tim farkı gözet- mezler; farklı kültürlere sa>gr>- la yaJdaşırlar: toplumda herke- se adiL dürüst ve iyi niyede dav- ranırlar... - Kendilerinden istenen işin, toplum ve doğa için ciddi bir teh- Kke >aratacağı sonucuna \anr- larsa (...) onlann talimatJarına ka\ıtsız şartsız u>Tna>ı redde- der...' TMMOB meslek ilkelennde a>nca. mühendis ve mimarlann "hizmet verüen kesimlere kar- şı" sorumluluklan ile "mesleğe, meslektaşlara ve kendilerine karşı" vükümlülüklen de yer alıyor. Bütün bu ilkeler. kuşkusuz öncelikJe toplum için. ülke için ve gelecek kuşaklar ile tüm ya- nnJanmız için... 0 halde TMMOB'nın mü- hendis ve mımarlara öngördü- ğü bu kurallara. öncelikJe hal- kın, kamuoyunun ve ulusun sa- hip çıkması gerekmiyor mu° oekinci'/ cumhuriyet.com.tr HA1AT EPİK TİY4TROSL MLSTAFA BILGÎ\ "AZİZNAME 95"İN KURULUNUZCA YASAKIANMASI MECLİS 6ÜNDEMİNE &ETÎRÎLMİŞ ?).. AZİZ NJESİN M 6 I M ^ 2 YARÖI KARARLARINDA BERAAT ETMİŞ OLABİLİR, AfAA BÎZÎM ONyAR&ILARIMIZÖAN BERAAT EbEMEZ '.. rm i 1 i İ i I t 1 1 1 1 i T TARlHTE BUGÜN MIJMTAZ AMKAN 30 ıcmc.mumtas-arikan. com '860 P£ Ki VQ£ACf 7~A K/Ş/MN Aû/JS//. sr#o DA cv/VL/4 r#&4rwo/4H PANO DENtZ KAVTJKÇUOĞLU Bu Bir Çığlıkur' Yazıma bir şiirle başlayayım: "Oı^ada güzün son gün- leri I Dağlarda barut dumanı bir sis I Islak iğdelerin, gazellerin kokusu / Ve Cırık kuşlan görünüyor tek tük. I Yakında, kar dağlan bastınnca, /Açlığın çığlıklanyla I Ve sürûleriyle ineherovaya I Çocukluk anılanmın ga- rip kuşu I Etinde ardıç kokusu 10 zamanlar özel öıiı- lü sepetlerle tutulurdu. I Şimdi oiîa ve kanlı çığlıklar- \a...l Ne zaman söz açiıysam bu konudan I' Yufka yü- reklisin' deyip geçtiler I YağmaJanan tüm güzellikleri gibi yurdumun I Bu kuşların da kederini duyuyorum I Soylan tükenecek I Anılarda uçacaklar bir gün." Bu dizeleri kuşağımın duyarlı. dirençli, yurtseverşa- iri. dostum Metin Demirtaş'ın 1978 yılında yazdığı "Avlan'a Doğru Yol Izlenimleri" adlı şiirinden aldım. Metin Demirtaş Antalyalı, Antalya'da yaşıyor ve şu sıralar Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antaiya Şu- besi'nin 5-7 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirece- ği 2. Avlan Göl Şenliği'nin hazırlıklan için koşuşturuyor. Yalnız değıl. Başta "ördeklerin. göllerin ablası" diye seslendiği Hediye Gündüz olmak üzere tüm doğa dostları el ele verip Avlan Gölü'nü kurtarmak için se- ferber olmuşlar. Elmalı Kaymakamı ile Elmalı ve Finike belediye başkanlan da destek veriyorlar bu yılki şenli- ğe. "68'li" kuşakdaşlanm Avlan Gölü'nü anımsarlar. Bu göl ve çevresi gençliğin halkla ilk buluştuğu yerlerden biriydi. Göl kurutulmuş, ortaya çıkan verimli toprakla- nn bölüşülmesinde ağalarla köylüler arasında patlak veren "toprak kavgalan" sırasında köylülerin yanında yer almıştı gençler. Yıllar sonra göl yeniden su tutmaya başlamış. Ge- çen yıi ilki düzenlenen Avlan Göl Şenliği de bir yanıyla bu yeniden canlanış"\ kutlamakiçindüzenlenmiş. Ne var ki "kuru yıllarda" gölün ortasına bir yol yapılmış. Moloz dökülerek yapılan yolun üzerinde arabalar işli- yor. Doğa dostları şimdi gölün ortasından geçen ve Fi- nike yolunu topu topu iki kilometre kısaltmaktan baş- ka bir işlevi olmayan bu yolu kaldırmak için uğraşıyor- lar. ördekler, karabataklar. balıkçıllar gölün ortasından geçen yolun iki yanında sıkışıp kalmışlar. Aralanndan geçen otomobillerden, kamyonlardan ürküyorlar, yu- va yapamıyoriar. Yol düzeyini aşmasın diye göl derin- leşemiyor, derinleşmesini önlemek için düden kapak- lan açılıp gölün suyü üç yerden mağaralara akıtılıyor. Üresınler diye göle salınan binlerce balığın bir bölümü yeterli derinliği olmayan suyun sıcaklığından ölüyor. Alt tarafı bir iş makinesi, bir kepçe girecek ve yolu 3-4 metre yırtacak. ördekler, karabataklar, balıkçıllar birbir- lerine kavuşacaklar, yuva yapacaklar. Balıklarölmeye- cek. Hafta içinde birkaç günlüğüne Antalya'daydım. Me- tin Demirtaş, "belki karşılaşamayız" düşüncesiyle bir mektup yazmış bana, karşılaşınca mektubunu elden verdi. Bir yerinde, "Göl kurvyunca dip sulan da çekil- di, yetişen ürünün bereketigitti. Ve en önernlisibinyıl- lık sedirier kurumaya başladı. 0 sedirier ki bir aşiret gibi gelip konmuşlardır Toroslar'ın tepesine ve 'Çığlı- kara Ormanı' adıyla pörkemli bir ormanı oluşturvhar. Dûnyada eşiyoktur. ınsan, bu, binyıllangörmüş ağaç- larönünde birsanat eserikarşısında gibi heyecan du- yar" diyor. Yukanda alıntıladığım şiirde sözü geçen "Cı- nk" ise ardıçkuşunun yerel adı. Yalnızca ardıç tohumuy- la beslendiğinden eti ardıç kokuyor. Adını etinin koku- sundan almış. sedir ağaçlan, ardıç ağaçları ancak o- nun kursağından geçip dışkısıyla toprağa düşünce ye- tişebiliyorlar. Ne yazık ki göl kuruyunca ardıçkuşlan da tükenmiş, onlar tükenince ormanlar da yoksullaşmış. 2. Avlan Gölü Şenliği'ni düzenleyenler, bu şenliğe destek verenler ölmekte olan doğayı diriltmek, yeniden eski sağlığına, eski güzelliğine kavuşturmak için sava- şım veriyorlar. Metin Demirtaş'ı bir kez daha kucaklar- ken emeği geçen herkesi kutluyorum. llk şenliğe katı- lan, destek veren, bu yılkinde de özlemle beklenen, "Cumhuriyet heryerde var!" dedirten sevgili Işıl Öz- gentürk'ü de unutmadan. Avlan'dan yükselen çığlığa kulak verelim. Yıkalım o "katil yol"u. Avlan Gölü kurtulsun. Giden kuşlar geri dönsünler. Sedirier, ardıçlar yeşillensin. ördekler, ka- rabataklar, balıkçıllar ürkmeden, korkmadan yuvalar yapsınlar kendilerine. Balıklar çoğalsın. Doğamız, ha- yatımız güzelleşsin. Türkiye'den başka yurdumuz yok ki bizim... (e-posta: dkavukcuoglu superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) B U L M A C A SEDATYÂŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Eskiden Karagöz oy- natılan kah- \elere \erilen ad... Osman- Iılarda gece bekçisi. 2/Es- 5 kidenharman 6 ürünlerinden onda bir ora- nında alınan vergi... Kimi hurma ağaç- 1 2 3 4 7 8 9 7 8 9 1 2 3 4 5larının özünden çı- karılan ve pınnç gi- bi kullanılan nişasta- lı bir madde. 3/ Bir 3 ceUel türü... Yeraltı suyunutaşıyangeçi- 5 rimli katman. 4/İnce 6 I dantel... Bir ilımiz. 5/ Kıl elek. 6/ Yakut 8 I Türkleri inanışında 9 | kötü ruhlann adı... "Olümdür yaşanan tek başı- na Aşk — kışiliktir" (Ataol Behramoğlu). 7/Cep- te taşınan tütün ya da sigara kutusu... Eli işe yat- kın, becerikli. 8/En büyük... Eldiven ve giysi ya- pımında kullanılan bir türyumuşakderi. 9/Birtür vünlü kumaş... Açık, belli. VXrKARin4N AŞAĞHA: 1/Argoda hamama verilen ad... Hücum. 2/Gazian- tep yöresine özgü bir halk oyunu... Mobilya kasa- sı. 3/Uzaklık işareti... Etli, yuvarlakça ve şişkin olan sap kısmı yenen bir lahana cinsı. 4/ Sınır nişanı... Yeniçerilerin kayıtlı olduklan kütük defteri. 5/Ki- mi davranışlan delice olan kimse. 6/Un, et ve bam- yaileyapılan biryemek... Temel, esas. 7/Afnka"nın doğusunda toplu olarak yapılan yabanıl hayvan avı... "Şimdi — bırserv-i simındirsuda"' (EN. Çam- lıbel). 8/Huysuz hananlann ağzına takılan ağaç... Kapalı ve dört tekerlekli bir at arabası. 9/ Koyun ya da kuzu kaburgası içine pirinç doldurularak yapı- lan bir yemek... Anlama yeteneği.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle