Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 MAYIS 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
AKP Irak'ta laiklik
diyememiş.
Sanki Türkiye'de
di\or da!
Bektronik posta: denizsomectanhuriyetcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97
- Tayyip'i Zenginler Zirvesi'ne
çağıımışlar...
"Ne de o/sa
tüccarbasbakan!"
IncelikYÖK Yasası
görüşülürken Meclis
kürsüsünden
"Çocuklannı imam
hatip lisesine gönderen
AKP'liler parmak
kaldırsın" diyen CHP
Yalova Milletvekili
Muharrem Ince'nin
yerel gazete Yalova'da
yayımlanan demeci:
"Benim istediğim, diğer
öğrenciler gibi imam
hatipli öğrenciler de
üniversiteye girsin."
Çözüm •*.-
Ertan Urunga: "Kemal
Derviş, 'Atatürkçüyüm
demek sorun çözmüyor'
demiş. Doğru valla; şu
günlerde 'şeriatçıyım'
diyerek tez elden sorun
çözmek varken."
Sembol
^ e
' i r a
Zeyneloğlu:
"Aman sakın
1
türbana, çarşafa
ilişmeyin. Ayırt edici bir
kıyafetleri olsun ki, kim
olduklannı bilelim!"
etrol-lş Sendıkası'nın TÜPRAŞ'ın özelleştirii-
mesine karşı Ankara 10. idare Mahkeme-
sı'ndeaçtığı davada mahkernenin yürütme-
nin durdurulması kararı vermesinden sonra
iktidardaki sıyasetçilerden ıktıdara yakın tüccarlara ve
medyacılara kadar geniş bir kesimden eleştiri yağrnu-
ru başlatıldı.
Neredeyse yargı, memleketi batırmakla suçlanacak-
tı. Bir yandan da üst mahkemenin bu kararı durdura-
cağı söylentileri yayılır oldu.
Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaş-
kın olaylann perde arkasını aralıyor:
"Kararı eleştiren yorumlardan birisi, daha önce Tek
Gıda Iş Sendikası tarafından TEKEL Alkollü Içkiler
A.Ş.'nın özelleştirilmesıne ılişkın ihale ilanının iptali is-
temiyle, Ankara 8. idare Mahkemesi'nde açılan dava-
da verilen yürütmenin durdurulması kararının Ankara
Bölge idare Mahkemesi tarafından kaldırıldığı, yolun-
dadır ve TÜPRAŞ kararında da TEKEL'e benzer bir
Satılıklar
süreç yaşanacağına ilişkindir.
TEKEL'deki karar, ihale ilanının iptali istemiyle açılan
davada, olası zararlar ıleri sürülerek açılan davaya iliş-
kindir ve Ankara 8. İdare Mahkemesi de, TEKEL'in te-
kel konumunda olduğuna. özelleştirme halinde özel te-
kel doğabüeceğine hükmederek yürütmenin durdurul-
masına karar vermiştir.
Oysa TÜPRAŞ davası, ihale ilanına ilişkin olmayıp
İhale Komisyonu'nun nihai kararına ilişkindir ve olası
zararlar üzerinden değil, ihale sürecinde yasal düzen-
lemelere aykırı yapılan uygulamalar üzerinden yürütül-
müştür.Ankara 10.İdare Mahkemesi, dosyayı tetkik
ederek, 4046 sayılı yasa ve ihale şartnamesine aykın
dört temel gerekçe üzerinden yürütmenin durdurul-
ması karan vermiştir.
Yani, TEKEL'e ilişkin karar ile TÜPRAŞ kararında cid-
di farklar mevcuttur.
Mahkeme tarafından verilen karann sanki Bölge İda-
re Mahkemesi tarafından kaldırılacağı kesınmiş gibi
bir intiba verilerek, anayasa ihlaliyle, mahkeme üzerin-
de baskı kurulmakta, mahkeme yönlendırilmeye çalı-
şılmaktadır.
Bazı köşe yazarlan, bilgi içermeyen, ıdeolojik sap-
lantılann ifadesi olan köşe yazıları yoluyla yargıya de-
yim yerindeyse baskı yapmaya, kamuoyunu, olum-
suzlukların sorumlusunun yargı olacağına inandırma-
ya çalışmaktadır. Hukuksuzluk, onaylanarak adeta teş-
vik ediliyor. Tüm kişi ve kurumlan, Türkiye'nın kaderi-
ni yakından ilgilendirebilecek bu konuda doğru bir ta-
vır içerisinde olmaya, özellikle de yargı üzerinde bas-
kı kurmaya çalışmamaya, yargıyı rahat bırakmaya ça-
ğınyoruz."Ne var ki Türkiye'de birilerinin kaderi de, pa-
rası peşin ödenerek ülkeyi bir an önce satıp savmak
üzere yazılmış!
Kan A
Akrf Kökçe: "Zengin
aileler, bebelerinin
'kordon kanı'nı
saklıyormuş.Çocuklannın
geleceği için bir parça da
'cumhuriyet kanı'
saklasınlar."
SESSİZSEDASIZC)
ıgHHİ
•
m
98
11»11
p
O)/ *
fe
Bebeklere fenilketonüri taraması
1 Haziran Ulusal Fenilketonüri Günü,
28 Haziran ise Avrupa Fenilketonüri Gü-
nü... Nedir fenilketonüri? Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlı-
ğı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan
Prof. Dr. Ayşegül Tokatlı:
"Fenilketonüri zihinsel özür yaratan
kalıtsal metabolik bir hastalıktır. llk kez
1934'te tanımlanmıştır. Hastalık ismini
idrardanormaldebulunmayan birmad-
deden almaktadır. Hastaların yaklaşık
yüzde 60'ında açık saç rengi, açık göz
rengi, açık cilt rengi ile karakterize gö-
rünümü vardır. Hastalann vücut sıvıla-
rında özellikle idrarda özel bir koku dik-
kati çeker. Fenilketonüri yenidoğan ta-
raması ile saptanıp ilk üç ayda tedavi-
ye başlanmaz ise hastalığın şiddetine
uyan zihinsel özürgelişmesi kaçınılmaz-
dır. Tedaviye mümkün olduğunca erken
başlanması zihinsel performansı olum-
lu etkileyecektir. Fenilketonüride hıç te-
davi uygulanmamış hastada ~^zr'
hastalığın şiddetine bağlı olmak -J L
üzere ağır ya da çok ağır zihinsel
özür gelişmesi kaçınılmazdır. Yenido-
ğan taraması ile saptanıp yaşamın ilk üç
ayında tedaviye başlanan hastalarda
daha sonra tedavinin aksamaması kay-
dı ile zihinsel özürgelişmesi beklenmez.
Hastalık çekinik genle taşındığı için
hastalığın ortaya çıkması için anne ve
babanın taşıyıcı olması gereklidir. Taşı-
yıcılığı saptamaya yönelik bir test yok-
tur. Hastalığın ülkemizde doğum hiz-
meti veren tüm sağlık kuruluşlannda ta-
ranması zorunludur."
Yüksek Yerilim Hattı
Sonradan görmeler ülkeyi
tımarhaneye çe\irdi: Ortalık ne
oldum delisi dolu!
erdincutku yahoo.com
ÇED KÖŞESI
OKTAY EKİNCİ
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak'i turk.net
Inadına 'TMMOB Ahlakı'...
Türk Mühendıs ve Mımar
Odalan Birliği'nin (TMMOB)
Ankara 'da 21 Mayıs 2004 Per-
şembe günü başlayan 38. Genel
Kurulu bugün yapılacak seçim-
lerle sona enyor.
Aynı zamanda **50. vaşuıı" da
kutlayan TMMOB'nın, değişik
dallardaki 23 meslek odası ve
odalara baglı 250 bin üyesi var.
172 şube. 893 il ve ilçe temsıl-
ciliği. 145 mesleki denetim bü-
rosu. 33 II Koordınasyon Kuru-
lu ve binlerce çahşanıyla. anaya-
sadaki "kamıı varannı gözet-
me* görevini sürdürüyor.
TMMOB'nın bu niteliği. ya-
nı öncelıkle "kamuyarannaça-
lışan meslek kunıluşlannın" bir-
lığı olması, öteden ben hep si-
yasal ıktidarlarla "uzlaşama-
yan" bir kimlik edinmesine ne-
den oldu.
Çünkü, geçen 50 yılda ülkeye
egemen olan polıtikalar. genel-
de "toplumsal yararlar" yenne
kişisel çıkarlan gözettiler. Ulu-
sal beklentileryerine de dışa ba-
ğımlı ekonomik ilişkileri yeğle-
dıler.
memuru'" olan mühendis ve mı-
marlann odalanna "üyeolmala-
nna" bile tahammül edemiyor...
Mesleki ilkeler...
38. Kongrede işte bu niyetle-
re karşı da mühendis ve mimar-
lanmızın "inadına kamu yaran-
nT ss\ unarak gündeme getir-
diklen en önemli çalışmalardan
bin. "TMMOB Mesleki Davra-
nış İlkeleri*' oldu. Kapsamlı bır
hazırlık sürecınden sonra Genel
Kurul gündemıne getinlen bu il-
kelerden bazılan şöyle;
"Mühendis. mimar ve şehir
plancılan:
- Mesleki bilgi, beceri ve dene-
}imlerini, toplumun gü>enliği,
sağtiğı verefahı, insani kazanım-
lann ve kültürel mirasın korun-
ması için kullanırlar.
- Dogsp>a \e gelecek kuşaklara
karşı sonunhıluklannın bilinciy-
le çe\mi konımavı, uygulama-
lannın doga\1a uvnmlu olmasn
nj sağlama>ı~ mesleki sorumlu-
luklanm/ı avnlmaz parçası ola-
rak görürler.-
- Mesleki etkinliklerini sürdü-
ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci < mynet.com
Jl
HARBİ 5£.W/İ/ POROY semihporoyi'i yahoo.com
Mühendisüğin ve mimarbğu) jnrtsever biriikteliği.™
Mühendısliğin ve mimarlığın
özünde bulunan "topluma hiz-
met" ile temelde "aydın" olma-
nın gereğı "yurt çıkariannı sa-
vunma" anla\ışı bu politikalar-
la çanşınca, TAİMOB ve hemen
tüm odalar, "mesleki onurian-
nı" da gözeterek "muhaliT' ku-
rumlar olmak zorunda kaldılar...
Işte bu gerçeğı yıllardır hep
"siyaset yapmak" şeklinde yıp-
ratmak isteyen egemen politıka.
mühendis ve mımarlann TM-
MOB ilkelerine göre değil.
"kendi istemlerüıe" göre da\ -
ranmalan için de elinden geleni
yapıyor.
Örneğin vine 50 yıldır, mes-
lek mensuplannın toplumsal çı-
carlan gözetmeyen kimı davra-
uşlan karşısında TMMOB "nin
;e odaların ciddı ve caydıncı
•japdnm" uygulaması ıstenmi-
'OT. Yasalarda buna yönelik ön-
em getirilmiyor...
ÖzdlıkJe 12 Eylül 1980dar-
esinın TMMOB yi "kamudan
ışlamaAi" amaçlayan gerici ka-
jrnamelerinı bile hâlâ >ürür-
ikte tutan bu politika, "de\1et
rürken din. dü, ırk. inanç. cinsi-
yet, coğrafi a>Tim farkı gözet-
mezler; farklı kültürlere sa>gr>-
la yaJdaşırlar: toplumda herke-
se adiL dürüst ve iyi niyede dav-
ranırlar...
- Kendilerinden istenen işin,
toplum ve doğa için ciddi bir teh-
Kke >aratacağı sonucuna \anr-
larsa (...) onlann talimatJarına
ka\ıtsız şartsız u>Tna>ı redde-
der...'
TMMOB meslek ilkelennde
a>nca. mühendis ve mimarlann
"hizmet verüen kesimlere kar-
şı" sorumluluklan ile "mesleğe,
meslektaşlara ve kendilerine
karşı" vükümlülüklen de yer
alıyor.
Bütün bu ilkeler. kuşkusuz
öncelikJe toplum için. ülke için
ve gelecek kuşaklar ile tüm ya-
nnJanmız için...
0 halde TMMOB'nın mü-
hendis ve mımarlara öngördü-
ğü bu kurallara. öncelikJe hal-
kın, kamuoyunun ve ulusun sa-
hip çıkması gerekmiyor mu°
oekinci'/ cumhuriyet.com.tr
HA1AT EPİK TİY4TROSL MLSTAFA BILGÎ\
"AZİZNAME 95"İN
KURULUNUZCA
YASAKIANMASI
MECLİS
6ÜNDEMİNE
&ETÎRÎLMİŞ ?)..
AZİZ NJESİN M 6 I M ^ 2 YARÖI KARARLARINDA BERAAT ETMİŞ OLABİLİR,
AfAA BÎZÎM ONyAR&ILARIMIZÖAN BERAAT EbEMEZ '..
rm i 1 i İ i I t 1 1 1 1 i T
TARlHTE BUGÜN MIJMTAZ AMKAN 30 ıcmc.mumtas-arikan. com
'860
P£ Ki
VQ£ACf 7~A
K/Ş/MN Aû/JS//.
sr#o DA cv/VL/4 r#&4rwo/4H
PANO
DENtZ KAVTJKÇUOĞLU
Bu Bir Çığlıkur'
Yazıma bir şiirle başlayayım: "Oı^ada güzün son gün-
leri I Dağlarda barut dumanı bir sis I Islak iğdelerin,
gazellerin kokusu / Ve Cırık kuşlan görünüyor tek tük.
I Yakında, kar dağlan bastınnca, /Açlığın çığlıklanyla
I Ve sürûleriyle ineherovaya I Çocukluk anılanmın ga-
rip kuşu I Etinde ardıç kokusu 10 zamanlar özel öıiı-
lü sepetlerle tutulurdu. I Şimdi oiîa ve kanlı çığlıklar-
\a...l Ne zaman söz açiıysam bu konudan I' Yufka yü-
reklisin' deyip geçtiler I YağmaJanan tüm güzellikleri
gibi yurdumun I Bu kuşların da kederini duyuyorum I
Soylan tükenecek I Anılarda uçacaklar bir gün."
Bu dizeleri kuşağımın duyarlı. dirençli, yurtseverşa-
iri. dostum Metin Demirtaş'ın 1978 yılında yazdığı
"Avlan'a Doğru Yol Izlenimleri" adlı şiirinden aldım.
Metin Demirtaş Antalyalı, Antalya'da yaşıyor ve şu
sıralar Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antaiya Şu-
besi'nin 5-7 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirece-
ği 2. Avlan Göl Şenliği'nin hazırlıklan için koşuşturuyor.
Yalnız değıl. Başta "ördeklerin. göllerin ablası" diye
seslendiği Hediye Gündüz olmak üzere tüm doğa
dostları el ele verip Avlan Gölü'nü kurtarmak için se-
ferber olmuşlar. Elmalı Kaymakamı ile Elmalı ve Finike
belediye başkanlan da destek veriyorlar bu yılki şenli-
ğe.
"68'li" kuşakdaşlanm Avlan Gölü'nü anımsarlar. Bu
göl ve çevresi gençliğin halkla ilk buluştuğu yerlerden
biriydi. Göl kurutulmuş, ortaya çıkan verimli toprakla-
nn bölüşülmesinde ağalarla köylüler arasında patlak
veren "toprak kavgalan" sırasında köylülerin yanında
yer almıştı gençler.
Yıllar sonra göl yeniden su tutmaya başlamış. Ge-
çen yıi ilki düzenlenen Avlan Göl Şenliği de bir yanıyla
bu yeniden canlanış"\ kutlamakiçindüzenlenmiş. Ne
var ki "kuru yıllarda" gölün ortasına bir yol yapılmış.
Moloz dökülerek yapılan yolun üzerinde arabalar işli-
yor. Doğa dostları şimdi gölün ortasından geçen ve Fi-
nike yolunu topu topu iki kilometre kısaltmaktan baş-
ka bir işlevi olmayan bu yolu kaldırmak için uğraşıyor-
lar. ördekler, karabataklar. balıkçıllar gölün ortasından
geçen yolun iki yanında sıkışıp kalmışlar. Aralanndan
geçen otomobillerden, kamyonlardan ürküyorlar, yu-
va yapamıyoriar. Yol düzeyini aşmasın diye göl derin-
leşemiyor, derinleşmesini önlemek için düden kapak-
lan açılıp gölün suyü üç yerden mağaralara akıtılıyor.
Üresınler diye göle salınan binlerce balığın bir bölümü
yeterli derinliği olmayan suyun sıcaklığından ölüyor.
Alt tarafı bir iş makinesi, bir kepçe girecek ve yolu 3-4
metre yırtacak. ördekler, karabataklar, balıkçıllar birbir-
lerine kavuşacaklar, yuva yapacaklar. Balıklarölmeye-
cek.
Hafta içinde birkaç günlüğüne Antalya'daydım. Me-
tin Demirtaş, "belki karşılaşamayız" düşüncesiyle bir
mektup yazmış bana, karşılaşınca mektubunu elden
verdi. Bir yerinde, "Göl kurvyunca dip sulan da çekil-
di, yetişen ürünün bereketigitti. Ve en önernlisibinyıl-
lık sedirier kurumaya başladı. 0 sedirier ki bir aşiret
gibi gelip konmuşlardır Toroslar'ın tepesine ve 'Çığlı-
kara Ormanı' adıyla pörkemli bir ormanı oluşturvhar.
Dûnyada eşiyoktur. ınsan, bu, binyıllangörmüş ağaç-
larönünde birsanat eserikarşısında gibi heyecan du-
yar" diyor. Yukanda alıntıladığım şiirde sözü geçen "Cı-
nk" ise ardıçkuşunun yerel adı. Yalnızca ardıç tohumuy-
la beslendiğinden eti ardıç kokuyor. Adını etinin koku-
sundan almış. sedir ağaçlan, ardıç ağaçları ancak o-
nun kursağından geçip dışkısıyla toprağa düşünce ye-
tişebiliyorlar. Ne yazık ki göl kuruyunca ardıçkuşlan da
tükenmiş, onlar tükenince ormanlar da yoksullaşmış.
2. Avlan Gölü Şenliği'ni düzenleyenler, bu şenliğe
destek verenler ölmekte olan doğayı diriltmek, yeniden
eski sağlığına, eski güzelliğine kavuşturmak için sava-
şım veriyorlar. Metin Demirtaş'ı bir kez daha kucaklar-
ken emeği geçen herkesi kutluyorum. llk şenliğe katı-
lan, destek veren, bu yılkinde de özlemle beklenen,
"Cumhuriyet heryerde var!" dedirten sevgili Işıl Öz-
gentürk'ü de unutmadan.
Avlan'dan yükselen çığlığa kulak verelim. Yıkalım o
"katil yol"u. Avlan Gölü kurtulsun. Giden kuşlar geri
dönsünler. Sedirier, ardıçlar yeşillensin. ördekler, ka-
rabataklar, balıkçıllar ürkmeden, korkmadan yuvalar
yapsınlar kendilerine. Balıklar çoğalsın. Doğamız, ha-
yatımız güzelleşsin. Türkiye'den başka yurdumuz yok
ki bizim...
(e-posta: dkavukcuoglu superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
B U L M A C A SEDATYÂŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Eskiden
Karagöz oy-
natılan kah-
\elere \erilen
ad... Osman-
Iılarda gece
bekçisi. 2/Es- 5
kidenharman 6
ürünlerinden
onda bir ora-
nında alınan
vergi... Kimi
hurma ağaç-
1 2 3 4 7 8 9
7
8
9
1 2 3 4 5larının özünden çı-
karılan ve pınnç gi-
bi kullanılan nişasta-
lı bir madde. 3/ Bir
3
ceUel türü... Yeraltı
suyunutaşıyangeçi- 5
rimli katman. 4/İnce 6 I
dantel... Bir ilımiz.
5/ Kıl elek. 6/ Yakut 8 I
Türkleri inanışında 9 |
kötü ruhlann adı... "Olümdür yaşanan tek başı-
na Aşk — kışiliktir" (Ataol Behramoğlu). 7/Cep-
te taşınan tütün ya da sigara kutusu... Eli işe yat-
kın, becerikli. 8/En büyük... Eldiven ve giysi ya-
pımında kullanılan bir türyumuşakderi. 9/Birtür
vünlü kumaş... Açık, belli.
VXrKARin4N AŞAĞHA:
1/Argoda hamama verilen ad... Hücum. 2/Gazian-
tep yöresine özgü bir halk oyunu... Mobilya kasa-
sı. 3/Uzaklık işareti... Etli, yuvarlakça ve şişkin olan
sap kısmı yenen bir lahana cinsı. 4/ Sınır nişanı...
Yeniçerilerin kayıtlı olduklan kütük defteri. 5/Ki-
mi davranışlan delice olan kimse. 6/Un, et ve bam-
yaileyapılan biryemek... Temel, esas. 7/Afnka"nın
doğusunda toplu olarak yapılan yabanıl hayvan
avı... "Şimdi — bırserv-i simındirsuda"' (EN. Çam-
lıbel). 8/Huysuz hananlann ağzına takılan ağaç...
Kapalı ve dört tekerlekli bir at arabası. 9/ Koyun ya
da kuzu kaburgası içine pirinç doldurularak yapı-
lan bir yemek... Anlama yeteneği.