Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2004 CUMA
HABERLER
•• ••
DUNYADA BUGUN 'Gölgeli başbakan istemiyoruz' diyen CHP, anayasa değişikliği önerisini imzaya açtı
AÜ SİRMEN
AKP, DP'yi Geçti
Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politika tarihine ba-
kanlar, 1950-60, yani Menderes-Bayardönemini
kara bir leke olarak görürler.
Haksızlık etmemek için belirtelim ki, DP dönemı
dış politikasına egemen olan hâkim eğilimin ilk sin-
yalleri Ikınci Dünya Savaşı ertesinde başladı.
Türk-Sovyet saldırmazlık ve dostluk anlaşması-
nın uzatılması için Moskova'yataleptebulunan An-
kara, Stalin'in Kars-Ardahan ve boğazlarda üs ta-
lebiyle karşılaşınca, büyük bir şok yaşadı.
Büyük savaş/n iki dev galıbinden birınin taleple-
ri karşısında, Ankara tek başına kalmıştı, silah al-
tındakileri terhis etmekten vazgeçerek direneceği-
nin sinyallerinı verdi ama dev Kızıl Ordu karşısında
ne kadar dırenebilırdı kı?..
Ankara, ingiltere'nin desteğini aradı, ama bula-
madı. Doğrusu başlangıçta ABD'nin tavn da olum-
lu değildı.
Bu arada, ABD yavaş yavaş politika değiştiriyor,
iki blok arasında soğuk savaşın ilk emareleri orta-
ya çıkıyor ve Washington'ın ilgi alanı ülkemizin de
içinde bulunduğu bölgeye doğru genişliyordu.
Böyle bir ortamda, Türkiye'nin VVashington'da-
ki Büyükelçısi, MehmetMünirErtegün'ün ölümü
üzerine, ABD mütevvefa Büyükelçı'nin naaşını, is-
tanbul'a Japonlarile Ikınci Dünya Savaşı'nasonve-
ren ateşkes anlaşmasının imzalandığı Missouri zırh-
lısıylagönderdi. 5 Nisan 1946günü Missoun Istan-
bul'a vardığında yer yerinden oynamış, Türkiye
ABD desteğının gösterisini büyük birsevinçle kar-
şılamıştı.
Nihayet 12 Mart 1947 Başkan Truman Kongre
önünde, kendi adını taşıyan doktnnini açıklayan
konuşmasını yapınca, Türkiye ve Yunanistan ön-
ce ABD yardımından yararlanıyor ve zaman içinde
NATO'ya üye oluyordu.
• • •
Amerikan desteği arama çabası, Stalin'in talep-
leri karşısında haklı bir davranıştı.
Ne var ki, deneyimli devlet adamı Ismet Inönü
dengeleri korumaya azami ozen gösteren bir po-
litika izlerken, Adnan Menderes iktidan tam birtes-
limiyet politikasına dümen kırdı.
1950 yılında Kore'ye asker gönderilirken Meclis
karan bile alınmadı.
Ardından olaylar çorap söküğü gıbi geldi. Türki-
ye ile ABD arasındaki 54 ikilı anlaşmayla, ülke top-
raklannın 35 bin dönümü, Türkiye'nin denetleme
yetkisine sahip olmadığı, Türk subaylannın içıne bi-
le giremedikleri Amerikan üssü haline getirildi.
Türkiye'de görev yapan Amerikalıların işlediği
suçlarda, Osmanlı döneminin adli kapitülasyonla-
nna benzer hükümler getirildi.
ABD ve NATO güdümündekı politika ile Türkiye,
ABD'nin sıçrama tahtası haline sokuldu.
Türkiye'nin ABD güdümlü politikası kimi zaman
Türk diplomatlannın, uluslararası toplantılarda, ga-
rip biçimde oy kullanmalanna kadar vardı.
ömeğin 1956 Süveyş bunalımı ve savaşından son-
ra, İngiltere'nin Süveyş'in Mısır egemenliğinde bı-
rakılmayıp uluslararası denetıme tabi olması için
Londra'da yapacağı toplantı çağrısına, Yunanistan
böyle birdavranışın Mısır'n egemenliği ile bağdaş-
mayacağını söyleyerek ret cevabı verirken Türkiye
böyle bir girişimin boğazlar konusunda emsal oluş-
turacağını bile düşünmeden olumlu yanrt verdi.
1958'de BM'de Cezayır'ın bağımsızlığı oylanır-
ken Türkiye, NATO müttefiki Fransa'yı gücendirme-
mek için çekimser oy kullanacaktır. Dört yıl sonra
ise Evian Anlaşmalan ile Fransa Cezayir'in bağım-
sızlığını kabul edecektir.
• • •
Demokrat Parti'nin güdümlü dış politikası utanç
vericı ıdı ve Türkiye'ye çok pahalıya mal oldu.
Ama bugün AKP iktidarının dış politika rotası gü-
dümlülükte, aymazlıkta DP'yi bile geride bırakmış
durumdadır.
Artık uluslararası toplantılardakı Türk temsilcile-
ri, yabancı ülkelerin değil, KKTC'nin varlığı konu-
sunda çekimser oy kullanacak duruma gelmişler-
dir.
Nitekim Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yö-
netimler Genel Kurulu'ndaki Kuzey Kıbrıslı Türk
Belediyelen'nin Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla temsil
edilmesi konusunda, AKP'li Yavuz Mildon çekim-
ser oy kullanmıştır.
Rumların KKTC aleyhine verdiği önergeyle, Türk
belediyelerinin Kıbns Cumhuriyeti adıyla, yani Rum
Yönetimi şemsiyesi altında temsiline, ÂKP'lı üye kar-
şı çıkmak şöyle dursun, çekimser oy vermekJe ye-
tinmiştir.
Türk beledıyelere bu şemsiye alt/nda ve yalnız-
ca bir tek sandalye veren bu karara AKP'li delege-
nin çekimseroykullanmasını, Rauf Denktaş "Kıb-
ns'ı dilim dilim elimizden götürecek bir siyasi gaf"
olarak yorumlamıştır.
Başbakan Mehmet Ali Talat ise olayı "kendi
ayağımıza birkurşun sıkmak" olarak nitelemiş bu-
lunuyor.
Evet dostlar, AKP, DP'yi geçıyor ve tam bu or-
tamda ABD, Türkiye'den BOP için yeniüslerveyü-
kümlülükler talep ediyor.
Böyle bir ortamda, AKP iktidar koltuğunda otu-
ruyor.
Zavallı Türkiye.'..
Kürtçe yayın tartışması
Çiftçi: Yosal
dayamık oluşmolı
ANKAJRA (Cıımhu-
riyet Bürosu) -TRT" nin,
/asası izin vermemesi-
ne karşın anadilde ya-
yına başlama karan al-
ması tartışma yarattı.
Gazi Üniversitesi Iletı-
}im Fakültesi öğretim
jyesi hukukçu Doç. Dr.
\hmet Çiftçi, TRT Ya-
iası'nda değişiklik yapı-
larak yayının yasal da-
/anağının oluşturulma-
;ı gerektiğini bildirdi.
FRT'nın Kürtçe de için-
Je olmak üzere sayılan
50'ye ulaşan dil ve leh-
;elerden hangilerinde
/ayın yapacağı ise ger-
;ekleştirilecek çalışma-
nın ardından belli ola-
cak.
TRT, yasasında, "ko-
layca anİaşılabflir. doğru
tenıizve güzel bir Türk-
çe kullanılnıası" koşulu
olmasına karşın, Türk-
çe dışındaki dillerde ya-
yın yapma karan alarak
kendi yasasını çiğniyor.
GÜ Uetişim Fakültesi
öğretim üyesi Doç. Dr.
Çiftçi, TRT'nin bu mad-
desiyle farklı dilde ya-
yın yapılmasının çeliş-
tiğine işaret etti. Çiftçi,
"Yasada değişiklik ya-
pılması şartür. Değişik-
lik olursa yasal dayana-
ğı da oluşur" dedi.
DokunulmazlıkrestleşmesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- TBMM Anayasa Adalet Karma
Komisyonu'nda milletvekillen hak-
kındaki dokunulmazlık dosyalan-
nın AKP oylanyla dönem sonuna
bırakılmasına tepki gösteren CHP, do-
kunulmazlığın sınırlandınlmasına
ilişkin anayasa değişikliği önerisini
imzaya açtı. CHP Grup Başkanve-
kili AK Topuz, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan hakkında sahtecilik ve
zimmet suçlarıyla ilgıli 2 fezleke
bulunduğuna dikkat çekerek ''Baş-
bakan gidip yargı önünde aklanma-
bdır. Gölgeü bir başbakan istemiyo-
ruz" dedi.
TBMM Anayasa Adalet Karma
Komısyonu"nun önceki gün 80 mil-
letvekiİı hakkındaki 133 dosvavı dö-
• AKP'nin dokunulmazlık fezlekesini dönem sonuna bırakması üzerine CHP,
milletvekili sayısı yetmemesine karşın. dokunulmazlıklann sınırlanmasına ilişkin anayasa
değişikliği önerisini imzaya açtı.
nem sonuna ertelemesinın ardından
AKP ve CHP sözcüleri arka arkaya
basın toplantısı düzenlediler. tlk ba-
sın toplantısını düzenJeyen Karma
Komisyon Başkanı Burhan Kuzu.
dönem sonuna bırakma karannın
eleştirilmesine karşı çıkarak "Ko-
misyon bir mahkemegibi karar ver-
meyetkisine sahip degildir. Erteleme
karan, yargüama hakkının ortadan
kaldınlması anlanuna gelmez" gö-
rüşünü savundu.Kuzu, dokunulmaz-
lıklarla ilgili anayasal düzenleme
konusunda CHP'nin uyum komısyo-
nuna üye vermeyerek çözüme engel
olduğunu savundu. Kuzu, Dışişlen
Bakanı AbduDah Gül'ün de aralann-
da bulunduğu bazı milletvekillerinin
dokunulmazlıklannın kaldınlması-
nı istemelerini de eleştirdi. Bu iste-
mın "•göstermetik" olduğunu, mev-
zuat gereği ancak komısyonun nihai
karannı verdiğıni behrten Kuzu.
"Arkadaşlanmızya Nasılsa dönem
sonuna bırakılır' diye komisyona gü-
veniyor ya da usuleten bu istekte bu-
lunuyor" dedi.
Kuzu'nun ardından Alı Topuz ve
Karma Komısyonun CHP'li üyele-
ri ortak bir basın toplantısı düzenle-
di. Topuz. dokunulmazlıklann sı-
nırlanması konusunda ısrarlı olduk-
lannı. ancak bu gerçekleşinceye ka-
dar da me\ cut sisteme hız kazandı-
nlması gerektiğini söyledi. Bu çer-
çevede mevcut dosyalann yargıya
sevk edilmesıni isteyen Topuz,
AKP"lilen AB "ye uyum konusunda
çelişkili davranmakla suçladı. AB'ye
uyum paketlerim geçirmeye çalışan
AKP'lılerin, dokunulmazlık zırhı-
na sığınmayan AB 'li muhataplanrun
yanında nasıl olup da "yüzünün la-
zarmad^mj" soran Topuz, "Böyle
bir durumda benim vüzüm kızanr-
dı, bunlann yüzü nhe tazarnuyor?"
diye sordu.
Erdoğan "la birlikte 7 kabine üye-
si hakkındaki dosyalann da ertelen-
diğine dikkat çeken Topuz, Erdo-
ğan'ın hakkındaki zimmet ve sahte-
cilik suçlamalannın gölgesınden kur-
tulmak için gıdip yargıya akJanma
talep etmesi gerektiğini söyledi. Er-
doğan'ın yargılansa aklacağına inan-
dığını belirten Topuz, "Ama Başba-
kan bunu yapmıyor. O zaman Baş-
bakan ya kendine ya da >argıya gü-
venmijor. Kendisi sadece AKP'nin
değil, benim de başbakanundır. Ne-
den gölgeden kurtulup aydınlığa çık-
mak istemhor? Ben gölgeh' bir baş-
bakan istemiyonım'' görüşünü dile
getirdi.
TMMOB Başkanı Güvenç, hükümetin halktan kopuk bir yönetim sergilediğini söyledi
derdi kadrolaşma9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye
Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB)
Başkanı Ka>a Güvenç. AKP iktidarının 12 Eylül
sonrasındaki tüm iktidarlara "rahmet okuttuğunu"
belirterek "Hiç kimse bu kadar kısa zamanda
ülkeyi bu duruma getirecekjerini tahmin büe
etmiyordu'' dedi. Insan haklannın, AKP hükümeti
için yalnızca kadrolaşma anlamına geldiğini
beluten Güvenç, hükümetin Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'e gönderdıği YÖK Yasası'nın
da "tekeki sermayenin kuralsız, sınırsız ve vahşi
egemenliğinin uzanüsı" olduğunu vurguladı
TMMOB"nin 38. dönem olağan genel kurul
toplantısı. Devlet Su Işleri (DSİ) Genel
Müdürlüğü'nde başladı. Toplantıya. KESK Genel
Başkanı Sami Evren, ÖDP Genel Başkanı Hayri
Kozanoğlu. TKP Genel Başkanı Aydemir Güler,
CHPli mılletvekillen, Ba>ram Meral, Erdal
Karademir. Hakkı llkü, Yakup Kepenck, Mustafa
Gazakı, Tacidar Seyhan, Gaye Erbatur. Mehmet
Mesut Ozakcan ile çeşitli parti
ve birlik temsilcileri de kahldı.
Güvenç. toplantıda yaptığı
konuşmada, AKP ıktidanna
ağır eleştirilerde bulundu.
Hükümetin, göreve geldıği
günden bu yana geçmiş bütün
iktidarlara rahmet okurfuğunu
belirten Güvenç. "Bu iktidar
uluslararası tekelci sermayenin
çıkarlannı esas almışür" dedi.
Hükümetin, Irak'ta savaşın
taraftan olmak istediğini ancak
başaramadığını anlatan
Gü\enç. "Vanı başımızda
insan haklan ayaklar alüna
aJınıyor ama, bunlar için insan
haklan kadrolaşmak anlamına
geüyor" diye konuştu.
.ABD Başkanı George Bush'un
Türkiye'ye yapacağı ziyarete
de değinen Güvenç.
"EmperyaHst işgale karşı ilk
ulusal KurtuJuş Savaşı'nın
verildiği bir ülkenin başkenti, emperyalist işgallerin
baş sorumlusuna ev sahipliği yapacak. Bunu kabul
edemiyorum" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
NATO'nun Istanbul'da yapacağı toplantıya da
tepki gösteren Güvenç, NATO'nun, dünyanın
emekçi sınıflan ve yoksul halkJannın düşmanı
olduğunu belirterek "NATO'ya karşı çıkmak,
emeği saMinmaktır, insanı saMmmaktır, toplumu
savunmakür, sa\aşa karşı çıkmaktir" dedi.
Hükümetin. 11 maddelik YÖK Yasası'na da
değinen Güvenç, yasanın birinci amacuun
kadrolaşma, diğer amacuun da imam hatip
liselerine ayncalık sağlamak olduğunu söyledi.
Yasanın "basit bir olay olmadığuu" \Torgulayan
Güvenç, "Bu bir iktidar olayı, Türki\e'de tekelci
sermayenin kuralsız, sınırsız vahşi egemenliğinin
bir uzanüsıdır. Çünkü bu olay Türki>'e'de Büyük
Ortadoğu Projesi gibi bir projenin
gerçekleştirümesinin önemli bir ayağKnr" dedi.
• TMMOB'nin
genel kurulunda
konuşan
Güvenç, AKP
iktidannın 12
Eylül
sonrasındaki
tüm iktidarlara
"rahmet
okuttuğunu"
belırtti.
'Ülkeyişeriata inananlar işgal etti'
27 Mayıs Mflli DCTTİm Derneği Genel Başkanı Hüse-
yin Avni Güler, Türkiye'yi "şeriata inananlann" iş-
gal ettiğini dile getinü. 27 Ma>is De\Tİmi'nin >ıldö-
nümü nedeniyle 27 Mavıs IVIilli De\TÜn Derneği Ge-
nel Başkanı Güler ve dernek üyesi bir grup, Anıtka-
bir ile 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in mezannı
zharet etti. İik olarak Anrtkabir 'i ziyaret eden Güler
ve beraberindeki dernek üv^leri, Atariirk'ün kabri-
ne çefcnk konuhnasuun ardından sajgı duruşunda bu-
lundular. Daha sonra Başkan Güler Anıtkabir Ö/el
Defteri'ne şunlan yazdı:" Yüce Atanu bu deftere gü-
zelşejiervazanmoruz, şikâyetediyor,jakarnonız. Bir
ülkevi şeriata inananlarişgal etmişse, askerinıizin ba-
şına Irak'ta çu^l «eçirilmişse. Avrupa ülkeieri mah-
kemelerinıize faşist mahkemeler diye hareket etmiş-
se, yabancdar bile bize dil uzaoyorsa, o ülke yönetki-
leri yürek soğutucu ce\ap veremiyorsa, o memleket
sömürge olmuş demektir. Sizden onurlu bir Türkiye
teslim aldık. onursuz hale getirdiler. Sehun eder, elle-
rinizden öperiz." (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY)
1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı Başkanı Numan Esin:
27 Mayıs ileridbirharekettir
fstanbul Haber Servisi - 1961
Anayasası ve Çağdaş Demokrasi
Vakfi Başkanı Numan Esin, "1961
Anayasası, 27 Mayıs hareketinin
en öoemli ürünüdür. Bu nedenle27
Mayıs hareketi. 12 Mart ve 12 Ey-
lül hareketlerinden aynhr" dedi.
VakıfBaşkanı Numan Esin yap-
tığı yazılı açıklamada. bugün 27
Mayıs 1960 devrirninin44. )ilının
kutlandığını anımsatarak şu gö-
rüşlere yer \erdi:
"27 Mayıs.demokratik kural ve
özgürhıkleri kuflanarak iktidara
gehniş DP'nin bu evrensel kural-
lara sırtuu çevirip bir baskı yöne-
timikunnası sonucu. gençfik, halk
ve ordunun birtikte yapOğı ilerici
bir hareketür. 27Ma>ıs, insan Hak-
lan Evrensel Bildirgesi'nde sözü
edilen 'Totaliter rejimlere karşı dı-
reruş hakkının' sonucunda doğdu.
27 Mayıs hareketinin sonucunda
oluşan Kurucu MecKs. Türkrye'nin
en ilerici ana>asasmı hazniadi. 1961
Anayasası, paıiamenter demokra-
sinin esaslaruu ve insan haklanna
dayalı çağdaş hukuk devleti Ukele-
rini tophımsal yaşama taşunıştır.
1961 Anayasası 'haklann özüne
dokunulama>acağı', 'sosyal dev-
let'. 'idarenın hıçbır karar ve ey-
leminin yargı denetimi dışında tu-
rulamayacağı". "hukukun üstün-
lüğü" gibi ilkeleri, ilk kez siyasalve
toplunısal yaşamunıza geçirmiş-
tir. 1961.4na>asası, 27 Mayıs ha-
reketinin en önemli ürünüdür. Bu
nedenle 27Mayıs hareketi, 12 Mart
ve 12 Eylül hareketlerinden ajn-
hr. 1961 Anayasası, 27 Mayıs'ın öl-
mez eseridir.''
CHP'Iİ Özpolat:
Sümerbank
ihalesi
hukuk dışı
İstanbul Haber Servi-
si - CHP MYK üyesi. Is-
tanbul Millenekıli Meh-
met Ali Özpolat, Bakır-
köy Sümerbank'ın üze-
nnde bulunduğu 87 dö-
nümlük arazinin, değeri-
nin çok altında bir raka-
ma mermer ve granıt ih-
racarı yapan Doğa Ma-
dencilık Firması'na sa-
tıldığıru belirterek "Bu
ihale neresinden bakar-
sanız bakın haksı/dır. hu-
kuk dışıdır. Kanıu mah-
na sahip çıkma anlavı-
şmdan uzakür. Buneden-
le iptal edilmesi gerek-
mektedir" dedi
Mehmet Ah Özpolat,
TBMM Genel Kuru-
lu'nda, Bakırköy Sümer-
bank'uı özelleştınlmesi
ile ilgili gündem dışı bir
konuşma yaptı.
Özpolat, Bakırköy Sü-
merbank' ın üzerinde bu-
lunduğu arazinin paha
biçilmez tarihı ve doğal
dokuya sahip olduğunu
ıfadeederekl200yılhk
Bizans Hamamı'nın ka-
lıntılannın da bu arazi-
nin üzerinde bulunduğu-
na dikkat çekti.
Özpolat, ihaleyi kaza-
nan Doğa Madencilik'in
tekstil sektörüyle uzak-
tan yakında bir ilgisi ol-
madığını da vurguladı.
Sümerbank arazisinin 44
milyon dolara ıhale edil-
diğini kaydeden Özpo-
lat, "1999 yılı Birleşik
Emlakçılar Derneği'nce
beyan edilen değer 100
mÛyon dolardır. Bugün
muadili arsalarla karşüaş-
ürdığımızda 160 mihon
dolar etmektedir" dedi.
Özpolat, Bakırköy Sü-
merbank ta istihdam edi-
len 677 kişinin bir yıldır
süren belirsizlık nede-
niyle çalıştınlmadığını
dile getirerek "Bu işçile-
rin yaş ortalamalan 35-
40 arasında. Yani en ve-
rimli çağlanndalar. Her
birinin aiksinin en az4 Id-
şiden oluşruğunu düşü-
nürsek, yaklaşık 3 bin ki-
şinin geleceği söz konusu-
dur" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Pazartesi ile çarşamba günleri ara-
sını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
(TGC) Yönetim Kurulu üyeleri olarak
Ankara'da geçirdik. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, basın ve yayından
sorumlu Devlet Bakanı Beşir Ata-
lay, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ça-
lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mu-
rat Başesgioğlu, Içişlen Bakanı Ab-
dülkadir Aksu veSağlık Bakanı Re-
cep Akdağ la görüştük.
Görüşmelerimizin ana konusu ba-
sın mesleğıne ilişkin olsa da zaman
zaman Başbakan ve hükümet üye-
leriyle gündelik siyasete değindik.
Son görüşmeyi yaptığımızAdalet Ba-
kanı Cemil Çiçek'le halen Cumhur-
başkanlığı'nda bekleyen ve veto edi-
leceği sanılan YÖK Yasası ve imam
hatip okullan üzerine sohbet ettik.
Bakan Çiçek, yasanın veto edilip
edilmemesinin teknik bir konu oldu-
ğunu belirterek söze başladı. özetle
şunları söyledi: Cumhurbaşkanı Se-
zer yasayı veto eder, biz de aramız-
da tartıştıktan sonra bir yeni formül
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le...
bularak yasayı yeniden çıkarırız. bu
iş bir noktada sonuçlanır. Ama imam
hatip okullan sorunu, ya da din eği-
timine ilişkin tartışma bitmez, sorun
da bitmez. örneğin şu yapılabilir:
İmam hatip okullan sırf imam yetiş-
tiren okullar haline dönüştürülebilir.
Ben bunun olabileceğini düşünüyo-
rum. Ancak o zaman, çocuğuna dı-
nı eğitim vermek isteyen insanlann ta-
lebine nasıl cevap vereceğız? Çün-
kü sonuç olarak toplum içinde böy-
le bir talep var.
Adalet Bakanı Çiçek bu konudaki
düşüncelerini şöyle sürdürdü: "Bu
noktada birkaç seçenek önümüzde
duruyor. Bir seçenek, yurttaşın ço-
cuğuna kendi imkânlarıyla ve kendi
istediğigibi bir dini eğitim vermesı-
dir. Böyle bir model önersek, 'Bakın
şeriatçı gruplara yol açıldı' diye bir
kampanya başlatılabilir. Zaten, dene-
timi zor olan böyle biryola kapı aç-
mak çok başka sakıncalar doğura-
bilir. Bu durumda, tatil günlerinde
devletin denetim ve gözetiminde is-
teyenlere bu eğitimin, devletin gö-
revlendirdiği din uzmanlannca veri-
lebileceği bir çözüm üretilebilir. Ta-
bii bütün bunları önyargısız, sakin
bir ortamda yapabilmek çok önem-
li. Çünkü çoğu zaman kamplaşma-
lar nedeniyle, birçok konuyu sağlık-
lı bir ortam içinde tartışamıyoruz ve
bu nedenle de üzerinde görüş birii-
ğine vanlmış çözümler üretemiyo-
ruz. Böyle olunca da çözüldüğü sa-
nılan sorunlar, tekrar tekrar karşımı-
za gelip dayanıyor."
•••
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yeni
Ceza Yasası Taslağı'nın önümüzde-
ki günlerde Meclis'te tartışılacağını
ve sonuçlandırılacağını belirtti. Bu
arada Ceza Yasası'na bağlı olarak
Intaz Yasası'nın da değiştirileceğinı
sözlerine ekledi. Bu arada Terörle
Mücadete Kanunu kapsamındaki suç-
lardan mahkûm olaniara ilişkin biriyi-
leştinme olup olmayacağını sorduk.
Bu konuda ilginç cevaplar verdi.
CHP'liler, Leyla Zana ve arkadaşla-
rının tahliyesine de yardımcı olacak
şekilde bu kanunda bir değişiklik ya-
pılmasını destekleyebileceklerini söy-
lemişlerdi. Adalet Bakanı'nin bu öne-
riye pek sıcak bakmadığı anlaşıldı.
Çünkü bu yönde yapılacak bir deği-
şikliği, cezaevinden bir kısım "terör
mahkûmu"nur\ da salıverilmesine ne-
den olacağı için istemediğini belirtti.
"Yann bu tür tahliyelernedeniyle ağır
eleştirilerle yüz yüze gelebiliriz" de-
di.
Cezaevlerinde birçok mahkûmun,
özellikle de Terörle Mücadele Kanu-
nu kapsamı içındekı maddelerden
mahkûm olanların beklentisi Infaz
Kanunu'ndaki adaletsizliğin sona er-
dirilmesiydi. Çünkü adli suçlardan
mahkûm olanlar cezalarının yüzde
40'ını yatarken, Terörte Mücadele
kapsamınagiren suçlardan mahkûm
olanlar cezalannın yüzde 75'ini yata-
rak tahliye oluyorlar. Bu da, infaz sis-
teminde büyük bir adaletsizlik anla-
mına geliyor. Anlaşılan o ki, bu konu-
da bir değişiklik yapılacak. ancak ara-
daki büyük fark tam anlamıyla kapa-
tılmayacak. Terörle Mücadele Kanu-
nu kapsamındaki suçlardan mahkûm
olanlann infaz süresi biraz kısaltılır-
ken, adli suçlann süresi biraz uzatı-
lacak. Ancak ikisinin eşit hale gel-
mesi pek mümkün görünmüyor.
Adalet Bakanı, anayasada bazı
önemli değişikliklere gerek olduğu-
nu, bu konuda CHP'lilerle "dokunul-
mazlık" konusunda uzlaşmaya hazır
olduklannı belirterek bizim aracılığımc-
la CHP'ye çağrı yaptı: "Gelin, doku-
nulmazlık dahil birçok önemli ana-
yasa değişikliğini birlikte yapalım."
Ankara'nın tansiyonu, geçen ay-
lara göre biraz düşmüş gdrünüyordu..