23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2004 CUMA HABERLER •• •• DUNYADA BUGUN 'Gölgeli başbakan istemiyoruz' diyen CHP, anayasa değişikliği önerisini imzaya açtı AÜ SİRMEN AKP, DP'yi Geçti Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politika tarihine ba- kanlar, 1950-60, yani Menderes-Bayardönemini kara bir leke olarak görürler. Haksızlık etmemek için belirtelim ki, DP dönemı dış politikasına egemen olan hâkim eğilimin ilk sin- yalleri Ikınci Dünya Savaşı ertesinde başladı. Türk-Sovyet saldırmazlık ve dostluk anlaşması- nın uzatılması için Moskova'yataleptebulunan An- kara, Stalin'in Kars-Ardahan ve boğazlarda üs ta- lebiyle karşılaşınca, büyük bir şok yaşadı. Büyük savaş/n iki dev galıbinden birınin taleple- ri karşısında, Ankara tek başına kalmıştı, silah al- tındakileri terhis etmekten vazgeçerek direneceği- nin sinyallerinı verdi ama dev Kızıl Ordu karşısında ne kadar dırenebilırdı kı?.. Ankara, ingiltere'nin desteğini aradı, ama bula- madı. Doğrusu başlangıçta ABD'nin tavn da olum- lu değildı. Bu arada, ABD yavaş yavaş politika değiştiriyor, iki blok arasında soğuk savaşın ilk emareleri orta- ya çıkıyor ve Washington'ın ilgi alanı ülkemizin de içinde bulunduğu bölgeye doğru genişliyordu. Böyle bir ortamda, Türkiye'nin VVashington'da- ki Büyükelçısi, MehmetMünirErtegün'ün ölümü üzerine, ABD mütevvefa Büyükelçı'nin naaşını, is- tanbul'a Japonlarile Ikınci Dünya Savaşı'nasonve- ren ateşkes anlaşmasının imzalandığı Missouri zırh- lısıylagönderdi. 5 Nisan 1946günü Missoun Istan- bul'a vardığında yer yerinden oynamış, Türkiye ABD desteğının gösterisini büyük birsevinçle kar- şılamıştı. Nihayet 12 Mart 1947 Başkan Truman Kongre önünde, kendi adını taşıyan doktnnini açıklayan konuşmasını yapınca, Türkiye ve Yunanistan ön- ce ABD yardımından yararlanıyor ve zaman içinde NATO'ya üye oluyordu. • • • Amerikan desteği arama çabası, Stalin'in talep- leri karşısında haklı bir davranıştı. Ne var ki, deneyimli devlet adamı Ismet Inönü dengeleri korumaya azami ozen gösteren bir po- litika izlerken, Adnan Menderes iktidan tam birtes- limiyet politikasına dümen kırdı. 1950 yılında Kore'ye asker gönderilirken Meclis karan bile alınmadı. Ardından olaylar çorap söküğü gıbi geldi. Türki- ye ile ABD arasındaki 54 ikilı anlaşmayla, ülke top- raklannın 35 bin dönümü, Türkiye'nin denetleme yetkisine sahip olmadığı, Türk subaylannın içıne bi- le giremedikleri Amerikan üssü haline getirildi. Türkiye'de görev yapan Amerikalıların işlediği suçlarda, Osmanlı döneminin adli kapitülasyonla- nna benzer hükümler getirildi. ABD ve NATO güdümündekı politika ile Türkiye, ABD'nin sıçrama tahtası haline sokuldu. Türkiye'nin ABD güdümlü politikası kimi zaman Türk diplomatlannın, uluslararası toplantılarda, ga- rip biçimde oy kullanmalanna kadar vardı. ömeğin 1956 Süveyş bunalımı ve savaşından son- ra, İngiltere'nin Süveyş'in Mısır egemenliğinde bı- rakılmayıp uluslararası denetıme tabi olması için Londra'da yapacağı toplantı çağrısına, Yunanistan böyle birdavranışın Mısır'n egemenliği ile bağdaş- mayacağını söyleyerek ret cevabı verirken Türkiye böyle bir girişimin boğazlar konusunda emsal oluş- turacağını bile düşünmeden olumlu yanrt verdi. 1958'de BM'de Cezayır'ın bağımsızlığı oylanır- ken Türkiye, NATO müttefiki Fransa'yı gücendirme- mek için çekimser oy kullanacaktır. Dört yıl sonra ise Evian Anlaşmalan ile Fransa Cezayir'in bağım- sızlığını kabul edecektir. • • • Demokrat Parti'nin güdümlü dış politikası utanç vericı ıdı ve Türkiye'ye çok pahalıya mal oldu. Ama bugün AKP iktidarının dış politika rotası gü- dümlülükte, aymazlıkta DP'yi bile geride bırakmış durumdadır. Artık uluslararası toplantılardakı Türk temsilcile- ri, yabancı ülkelerin değil, KKTC'nin varlığı konu- sunda çekimser oy kullanacak duruma gelmişler- dir. Nitekim Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yö- netimler Genel Kurulu'ndaki Kuzey Kıbrıslı Türk Belediyelen'nin Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla temsil edilmesi konusunda, AKP'li Yavuz Mildon çekim- ser oy kullanmıştır. Rumların KKTC aleyhine verdiği önergeyle, Türk belediyelerinin Kıbns Cumhuriyeti adıyla, yani Rum Yönetimi şemsiyesi altında temsiline, ÂKP'lı üye kar- şı çıkmak şöyle dursun, çekimser oy vermekJe ye- tinmiştir. Türk beledıyelere bu şemsiye alt/nda ve yalnız- ca bir tek sandalye veren bu karara AKP'li delege- nin çekimseroykullanmasını, Rauf Denktaş "Kıb- ns'ı dilim dilim elimizden götürecek bir siyasi gaf" olarak yorumlamıştır. Başbakan Mehmet Ali Talat ise olayı "kendi ayağımıza birkurşun sıkmak" olarak nitelemiş bu- lunuyor. Evet dostlar, AKP, DP'yi geçıyor ve tam bu or- tamda ABD, Türkiye'den BOP için yeniüslerveyü- kümlülükler talep ediyor. Böyle bir ortamda, AKP iktidar koltuğunda otu- ruyor. Zavallı Türkiye.'.. Kürtçe yayın tartışması Çiftçi: Yosal dayamık oluşmolı ANKAJRA (Cıımhu- riyet Bürosu) -TRT" nin, /asası izin vermemesi- ne karşın anadilde ya- yına başlama karan al- ması tartışma yarattı. Gazi Üniversitesi Iletı- }im Fakültesi öğretim jyesi hukukçu Doç. Dr. \hmet Çiftçi, TRT Ya- iası'nda değişiklik yapı- larak yayının yasal da- /anağının oluşturulma- ;ı gerektiğini bildirdi. FRT'nın Kürtçe de için- Je olmak üzere sayılan 50'ye ulaşan dil ve leh- ;elerden hangilerinde /ayın yapacağı ise ger- ;ekleştirilecek çalışma- nın ardından belli ola- cak. TRT, yasasında, "ko- layca anİaşılabflir. doğru tenıizve güzel bir Türk- çe kullanılnıası" koşulu olmasına karşın, Türk- çe dışındaki dillerde ya- yın yapma karan alarak kendi yasasını çiğniyor. GÜ Uetişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Çiftçi, TRT'nin bu mad- desiyle farklı dilde ya- yın yapılmasının çeliş- tiğine işaret etti. Çiftçi, "Yasada değişiklik ya- pılması şartür. Değişik- lik olursa yasal dayana- ğı da oluşur" dedi. DokunulmazlıkrestleşmesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu'nda milletvekillen hak- kındaki dokunulmazlık dosyalan- nın AKP oylanyla dönem sonuna bırakılmasına tepki gösteren CHP, do- kunulmazlığın sınırlandınlmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisini imzaya açtı. CHP Grup Başkanve- kili AK Topuz, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan hakkında sahtecilik ve zimmet suçlarıyla ilgıli 2 fezleke bulunduğuna dikkat çekerek ''Baş- bakan gidip yargı önünde aklanma- bdır. Gölgeü bir başbakan istemiyo- ruz" dedi. TBMM Anayasa Adalet Karma Komısyonu"nun önceki gün 80 mil- letvekiİı hakkındaki 133 dosvavı dö- • AKP'nin dokunulmazlık fezlekesini dönem sonuna bırakması üzerine CHP, milletvekili sayısı yetmemesine karşın. dokunulmazlıklann sınırlanmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisini imzaya açtı. nem sonuna ertelemesinın ardından AKP ve CHP sözcüleri arka arkaya basın toplantısı düzenlediler. tlk ba- sın toplantısını düzenJeyen Karma Komisyon Başkanı Burhan Kuzu. dönem sonuna bırakma karannın eleştirilmesine karşı çıkarak "Ko- misyon bir mahkemegibi karar ver- meyetkisine sahip degildir. Erteleme karan, yargüama hakkının ortadan kaldınlması anlanuna gelmez" gö- rüşünü savundu.Kuzu, dokunulmaz- lıklarla ilgili anayasal düzenleme konusunda CHP'nin uyum komısyo- nuna üye vermeyerek çözüme engel olduğunu savundu. Kuzu, Dışişlen Bakanı AbduDah Gül'ün de aralann- da bulunduğu bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlması- nı istemelerini de eleştirdi. Bu iste- mın "•göstermetik" olduğunu, mev- zuat gereği ancak komısyonun nihai karannı verdiğıni behrten Kuzu. "Arkadaşlanmızya Nasılsa dönem sonuna bırakılır' diye komisyona gü- veniyor ya da usuleten bu istekte bu- lunuyor" dedi. Kuzu'nun ardından Alı Topuz ve Karma Komısyonun CHP'li üyele- ri ortak bir basın toplantısı düzenle- di. Topuz. dokunulmazlıklann sı- nırlanması konusunda ısrarlı olduk- lannı. ancak bu gerçekleşinceye ka- dar da me\ cut sisteme hız kazandı- nlması gerektiğini söyledi. Bu çer- çevede mevcut dosyalann yargıya sevk edilmesıni isteyen Topuz, AKP"lilen AB "ye uyum konusunda çelişkili davranmakla suçladı. AB'ye uyum paketlerim geçirmeye çalışan AKP'lılerin, dokunulmazlık zırhı- na sığınmayan AB 'li muhataplanrun yanında nasıl olup da "yüzünün la- zarmad^mj" soran Topuz, "Böyle bir durumda benim vüzüm kızanr- dı, bunlann yüzü nhe tazarnuyor?" diye sordu. Erdoğan "la birlikte 7 kabine üye- si hakkındaki dosyalann da ertelen- diğine dikkat çeken Topuz, Erdo- ğan'ın hakkındaki zimmet ve sahte- cilik suçlamalannın gölgesınden kur- tulmak için gıdip yargıya akJanma talep etmesi gerektiğini söyledi. Er- doğan'ın yargılansa aklacağına inan- dığını belirten Topuz, "Ama Başba- kan bunu yapmıyor. O zaman Baş- bakan ya kendine ya da >argıya gü- venmijor. Kendisi sadece AKP'nin değil, benim de başbakanundır. Ne- den gölgeden kurtulup aydınlığa çık- mak istemhor? Ben gölgeh' bir baş- bakan istemiyonım'' görüşünü dile getirdi. TMMOB Başkanı Güvenç, hükümetin halktan kopuk bir yönetim sergilediğini söyledi derdi kadrolaşma9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Ka>a Güvenç. AKP iktidarının 12 Eylül sonrasındaki tüm iktidarlara "rahmet okuttuğunu" belirterek "Hiç kimse bu kadar kısa zamanda ülkeyi bu duruma getirecekjerini tahmin büe etmiyordu'' dedi. Insan haklannın, AKP hükümeti için yalnızca kadrolaşma anlamına geldiğini beluten Güvenç, hükümetin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderdıği YÖK Yasası'nın da "tekeki sermayenin kuralsız, sınırsız ve vahşi egemenliğinin uzanüsı" olduğunu vurguladı TMMOB"nin 38. dönem olağan genel kurul toplantısı. Devlet Su Işleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nde başladı. Toplantıya. KESK Genel Başkanı Sami Evren, ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu. TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, CHPli mılletvekillen, Ba>ram Meral, Erdal Karademir. Hakkı llkü, Yakup Kepenck, Mustafa Gazakı, Tacidar Seyhan, Gaye Erbatur. Mehmet Mesut Ozakcan ile çeşitli parti ve birlik temsilcileri de kahldı. Güvenç. toplantıda yaptığı konuşmada, AKP ıktidanna ağır eleştirilerde bulundu. Hükümetin, göreve geldıği günden bu yana geçmiş bütün iktidarlara rahmet okurfuğunu belirten Güvenç. "Bu iktidar uluslararası tekelci sermayenin çıkarlannı esas almışür" dedi. Hükümetin, Irak'ta savaşın taraftan olmak istediğini ancak başaramadığını anlatan Gü\enç. "Vanı başımızda insan haklan ayaklar alüna aJınıyor ama, bunlar için insan haklan kadrolaşmak anlamına geüyor" diye konuştu. .ABD Başkanı George Bush'un Türkiye'ye yapacağı ziyarete de değinen Güvenç. "EmperyaHst işgale karşı ilk ulusal KurtuJuş Savaşı'nın verildiği bir ülkenin başkenti, emperyalist işgallerin baş sorumlusuna ev sahipliği yapacak. Bunu kabul edemiyorum" sözleriyle tepkisini dile getirdi. NATO'nun Istanbul'da yapacağı toplantıya da tepki gösteren Güvenç, NATO'nun, dünyanın emekçi sınıflan ve yoksul halkJannın düşmanı olduğunu belirterek "NATO'ya karşı çıkmak, emeği saMinmaktır, insanı saMmmaktır, toplumu savunmakür, sa\aşa karşı çıkmaktir" dedi. Hükümetin. 11 maddelik YÖK Yasası'na da değinen Güvenç, yasanın birinci amacuun kadrolaşma, diğer amacuun da imam hatip liselerine ayncalık sağlamak olduğunu söyledi. Yasanın "basit bir olay olmadığuu" \Torgulayan Güvenç, "Bu bir iktidar olayı, Türki\e'de tekelci sermayenin kuralsız, sınırsız vahşi egemenliğinin bir uzanüsıdır. Çünkü bu olay Türki>'e'de Büyük Ortadoğu Projesi gibi bir projenin gerçekleştirümesinin önemli bir ayağKnr" dedi. • TMMOB'nin genel kurulunda konuşan Güvenç, AKP iktidannın 12 Eylül sonrasındaki tüm iktidarlara "rahmet okuttuğunu" belırtti. 'Ülkeyişeriata inananlar işgal etti' 27 Mayıs Mflli DCTTİm Derneği Genel Başkanı Hüse- yin Avni Güler, Türkiye'yi "şeriata inananlann" iş- gal ettiğini dile getinü. 27 Ma>is De\Tİmi'nin >ıldö- nümü nedeniyle 27 Mavıs IVIilli De\TÜn Derneği Ge- nel Başkanı Güler ve dernek üyesi bir grup, Anıtka- bir ile 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in mezannı zharet etti. İik olarak Anrtkabir 'i ziyaret eden Güler ve beraberindeki dernek üv^leri, Atariirk'ün kabri- ne çefcnk konuhnasuun ardından sajgı duruşunda bu- lundular. Daha sonra Başkan Güler Anıtkabir Ö/el Defteri'ne şunlan yazdı:" Yüce Atanu bu deftere gü- zelşejiervazanmoruz, şikâyetediyor,jakarnonız. Bir ülkevi şeriata inananlarişgal etmişse, askerinıizin ba- şına Irak'ta çu^l «eçirilmişse. Avrupa ülkeieri mah- kemelerinıize faşist mahkemeler diye hareket etmiş- se, yabancdar bile bize dil uzaoyorsa, o ülke yönetki- leri yürek soğutucu ce\ap veremiyorsa, o memleket sömürge olmuş demektir. Sizden onurlu bir Türkiye teslim aldık. onursuz hale getirdiler. Sehun eder, elle- rinizden öperiz." (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı Başkanı Numan Esin: 27 Mayıs ileridbirharekettir fstanbul Haber Servisi - 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfi Başkanı Numan Esin, "1961 Anayasası, 27 Mayıs hareketinin en öoemli ürünüdür. Bu nedenle27 Mayıs hareketi. 12 Mart ve 12 Ey- lül hareketlerinden aynhr" dedi. VakıfBaşkanı Numan Esin yap- tığı yazılı açıklamada. bugün 27 Mayıs 1960 devrirninin44. )ilının kutlandığını anımsatarak şu gö- rüşlere yer \erdi: "27 Mayıs.demokratik kural ve özgürhıkleri kuflanarak iktidara gehniş DP'nin bu evrensel kural- lara sırtuu çevirip bir baskı yöne- timikunnası sonucu. gençfik, halk ve ordunun birtikte yapOğı ilerici bir hareketür. 27Ma>ıs, insan Hak- lan Evrensel Bildirgesi'nde sözü edilen 'Totaliter rejimlere karşı dı- reruş hakkının' sonucunda doğdu. 27 Mayıs hareketinin sonucunda oluşan Kurucu MecKs. Türkrye'nin en ilerici ana>asasmı hazniadi. 1961 Anayasası, paıiamenter demokra- sinin esaslaruu ve insan haklanna dayalı çağdaş hukuk devleti Ukele- rini tophımsal yaşama taşunıştır. 1961 Anayasası 'haklann özüne dokunulama>acağı', 'sosyal dev- let'. 'idarenın hıçbır karar ve ey- leminin yargı denetimi dışında tu- rulamayacağı". "hukukun üstün- lüğü" gibi ilkeleri, ilk kez siyasalve toplunısal yaşamunıza geçirmiş- tir. 1961.4na>asası, 27 Mayıs ha- reketinin en önemli ürünüdür. Bu nedenle 27Mayıs hareketi, 12 Mart ve 12 Eylül hareketlerinden ajn- hr. 1961 Anayasası, 27 Mayıs'ın öl- mez eseridir.'' CHP'Iİ Özpolat: Sümerbank ihalesi hukuk dışı İstanbul Haber Servi- si - CHP MYK üyesi. Is- tanbul Millenekıli Meh- met Ali Özpolat, Bakır- köy Sümerbank'ın üze- nnde bulunduğu 87 dö- nümlük arazinin, değeri- nin çok altında bir raka- ma mermer ve granıt ih- racarı yapan Doğa Ma- dencilık Firması'na sa- tıldığıru belirterek "Bu ihale neresinden bakar- sanız bakın haksı/dır. hu- kuk dışıdır. Kanıu mah- na sahip çıkma anlavı- şmdan uzakür. Buneden- le iptal edilmesi gerek- mektedir" dedi Mehmet Ah Özpolat, TBMM Genel Kuru- lu'nda, Bakırköy Sümer- bank'uı özelleştınlmesi ile ilgili gündem dışı bir konuşma yaptı. Özpolat, Bakırköy Sü- merbank' ın üzerinde bu- lunduğu arazinin paha biçilmez tarihı ve doğal dokuya sahip olduğunu ıfadeederekl200yılhk Bizans Hamamı'nın ka- lıntılannın da bu arazi- nin üzerinde bulunduğu- na dikkat çekti. Özpolat, ihaleyi kaza- nan Doğa Madencilik'in tekstil sektörüyle uzak- tan yakında bir ilgisi ol- madığını da vurguladı. Sümerbank arazisinin 44 milyon dolara ıhale edil- diğini kaydeden Özpo- lat, "1999 yılı Birleşik Emlakçılar Derneği'nce beyan edilen değer 100 mÛyon dolardır. Bugün muadili arsalarla karşüaş- ürdığımızda 160 mihon dolar etmektedir" dedi. Özpolat, Bakırköy Sü- merbank ta istihdam edi- len 677 kişinin bir yıldır süren belirsizlık nede- niyle çalıştınlmadığını dile getirerek "Bu işçile- rin yaş ortalamalan 35- 40 arasında. Yani en ve- rimli çağlanndalar. Her birinin aiksinin en az4 Id- şiden oluşruğunu düşü- nürsek, yaklaşık 3 bin ki- şinin geleceği söz konusu- dur" diye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Pazartesi ile çarşamba günleri ara- sını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu üyeleri olarak Ankara'da geçirdik. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basın ve yayından sorumlu Devlet Bakanı Beşir Ata- lay, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mu- rat Başesgioğlu, Içişlen Bakanı Ab- dülkadir Aksu veSağlık Bakanı Re- cep Akdağ la görüştük. Görüşmelerimizin ana konusu ba- sın mesleğıne ilişkin olsa da zaman zaman Başbakan ve hükümet üye- leriyle gündelik siyasete değindik. Son görüşmeyi yaptığımızAdalet Ba- kanı Cemil Çiçek'le halen Cumhur- başkanlığı'nda bekleyen ve veto edi- leceği sanılan YÖK Yasası ve imam hatip okullan üzerine sohbet ettik. Bakan Çiçek, yasanın veto edilip edilmemesinin teknik bir konu oldu- ğunu belirterek söze başladı. özetle şunları söyledi: Cumhurbaşkanı Se- zer yasayı veto eder, biz de aramız- da tartıştıktan sonra bir yeni formül Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le... bularak yasayı yeniden çıkarırız. bu iş bir noktada sonuçlanır. Ama imam hatip okullan sorunu, ya da din eği- timine ilişkin tartışma bitmez, sorun da bitmez. örneğin şu yapılabilir: İmam hatip okullan sırf imam yetiş- tiren okullar haline dönüştürülebilir. Ben bunun olabileceğini düşünüyo- rum. Ancak o zaman, çocuğuna dı- nı eğitim vermek isteyen insanlann ta- lebine nasıl cevap vereceğız? Çün- kü sonuç olarak toplum içinde böy- le bir talep var. Adalet Bakanı Çiçek bu konudaki düşüncelerini şöyle sürdürdü: "Bu noktada birkaç seçenek önümüzde duruyor. Bir seçenek, yurttaşın ço- cuğuna kendi imkânlarıyla ve kendi istediğigibi bir dini eğitim vermesı- dir. Böyle bir model önersek, 'Bakın şeriatçı gruplara yol açıldı' diye bir kampanya başlatılabilir. Zaten, dene- timi zor olan böyle biryola kapı aç- mak çok başka sakıncalar doğura- bilir. Bu durumda, tatil günlerinde devletin denetim ve gözetiminde is- teyenlere bu eğitimin, devletin gö- revlendirdiği din uzmanlannca veri- lebileceği bir çözüm üretilebilir. Ta- bii bütün bunları önyargısız, sakin bir ortamda yapabilmek çok önem- li. Çünkü çoğu zaman kamplaşma- lar nedeniyle, birçok konuyu sağlık- lı bir ortam içinde tartışamıyoruz ve bu nedenle de üzerinde görüş birii- ğine vanlmış çözümler üretemiyo- ruz. Böyle olunca da çözüldüğü sa- nılan sorunlar, tekrar tekrar karşımı- za gelip dayanıyor." ••• Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yeni Ceza Yasası Taslağı'nın önümüzde- ki günlerde Meclis'te tartışılacağını ve sonuçlandırılacağını belirtti. Bu arada Ceza Yasası'na bağlı olarak Intaz Yasası'nın da değiştirileceğinı sözlerine ekledi. Bu arada Terörle Mücadete Kanunu kapsamındaki suç- lardan mahkûm olaniara ilişkin biriyi- leştinme olup olmayacağını sorduk. Bu konuda ilginç cevaplar verdi. CHP'liler, Leyla Zana ve arkadaşla- rının tahliyesine de yardımcı olacak şekilde bu kanunda bir değişiklik ya- pılmasını destekleyebileceklerini söy- lemişlerdi. Adalet Bakanı'nin bu öne- riye pek sıcak bakmadığı anlaşıldı. Çünkü bu yönde yapılacak bir deği- şikliği, cezaevinden bir kısım "terör mahkûmu"nur\ da salıverilmesine ne- den olacağı için istemediğini belirtti. "Yann bu tür tahliyelernedeniyle ağır eleştirilerle yüz yüze gelebiliriz" de- di. Cezaevlerinde birçok mahkûmun, özellikle de Terörle Mücadele Kanu- nu kapsamı içındekı maddelerden mahkûm olanların beklentisi Infaz Kanunu'ndaki adaletsizliğin sona er- dirilmesiydi. Çünkü adli suçlardan mahkûm olanlar cezalarının yüzde 40'ını yatarken, Terörte Mücadele kapsamınagiren suçlardan mahkûm olanlar cezalannın yüzde 75'ini yata- rak tahliye oluyorlar. Bu da, infaz sis- teminde büyük bir adaletsizlik anla- mına geliyor. Anlaşılan o ki, bu konu- da bir değişiklik yapılacak. ancak ara- daki büyük fark tam anlamıyla kapa- tılmayacak. Terörle Mücadele Kanu- nu kapsamındaki suçlardan mahkûm olanlann infaz süresi biraz kısaltılır- ken, adli suçlann süresi biraz uzatı- lacak. Ancak ikisinin eşit hale gel- mesi pek mümkün görünmüyor. Adalet Bakanı, anayasada bazı önemli değişikliklere gerek olduğu- nu, bu konuda CHP'lilerle "dokunul- mazlık" konusunda uzlaşmaya hazır olduklannı belirterek bizim aracılığımc- la CHP'ye çağrı yaptı: "Gelin, doku- nulmazlık dahil birçok önemli ana- yasa değişikliğini birlikte yapalım." Ankara'nın tansiyonu, geçen ay- lara göre biraz düşmüş gdrünüyordu..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle