23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SMAYIS2OO4CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Pomo yaym da yapan Cineâ derlete 3 __ a Şejfafderlet diye *a buna denir. L _ ı - Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronık posta: denizsomecumtwriyetcom.tr - AKP'liler laiklik sözcüğüne karşıymış... "Lavık deâiller de onun için!" AmblemYukandaki amb- lem, Istanbul'da pazarte- si günü Aydın Doğan'ın ev sahipliğinde toplana- cak Dünya Gazeteciler Birliği Genel Kurulu için özel olarak hazırlanmış ve "Türkiye llımlı Islam Cumhuriyetrne pek de güzel uyuyor. Ampuller Giresun Milli Eğitim Mü- dürlüğü'nün tüm öğret- menleri kapsayacak şe- kilde düzenlediği "Intel Gelecek İçin Eğitim" programında öğretmen- İere dağıtılan krtabının ilk sayfasında ve ortasında kocaman, iç sayfalarda ise daha küçük boyutlar- da AKP'nin amblemi am- puller yeralıyor. Devietin parasıyla parti propa- gandası yapılıyor. vrupa Konseyi'nde KKTC belediyelerinin temsili konusunda yapılan oylamada AKP'li- ler çekimser kalıyor. Bu tavır, KKTC'li bele- diyelerAvrupa Konseyi'nde temsiledilsede olur, edilmese de olur anlamına geliyor. Annan Pla- nı'na "yes be annem" dedikten sonra büyük bir za- fer kazandığını sanarak KKTC'yi tanıtma atağına ge- çileceğini açıklayan AKP Hükümetinin KKTC için he- nüz kendisinin bir karar vermediği anlaşılıyor. ABD'nin KKTC'de Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş'ı tanımaması, Başbakan Mehmet Ali Talat'ı muhatap alacağını bildirmesi, AKP'nin neden ikir- cikli bir durumda olduğunu gösteriyor: ABD'nin dediği olur! Biliyorsunuz, Kıbns Rum kesimi Annan Planı'na "no be babam" diyerek Avrupa Birtiği'ne üye olduk- tan sonra Avrupa Parlamentosu'na Türk kesimden kimseyi almamıştı. Geçenlerde AKEL'in Genel Sek- reteri Dimitris Hristofyas bu konuda birsoruyla kar- Işi pişirmişlerşılaşıyor. Bakın ne diyor: "Kıbns Türk toplumu içerisinde bu dönemde Av- rupa Parlamentosu seçimleri konusunun tartışıldığı- nı ve bu seçimlerde neden sadece Kıbrıslı Rumlann yer aldığı ya da neden Kıbns Cumhuriyeti'nin yaptı- ğı seçimlerde en azından neden iki yerin Kıbnslı Türk yurttaşlanmız için bırakılmadığı, neden Avrupa Par- lamentosu'nda Kıbnslı Türk yurttaşlanmızın olmadı- ğı sorularını Kıbnslı Türk yurttaşlarımızjn sordukları- nı biliyorum. Bu meselelere ilişkin olarak bizim iza- hatımızı dile getirmek istiyorum. Var olan duyguları biliyorum, samimi olarak konuşmak zorundayım. Kıb- ns sorununun çözülmediği koşullarda, AB'ye giriş verileri zemininde, Avrupa Parlamentosu için seçim- leri yapmaktan cumhuriyet hükümeti sorumludur. Bi- zim görüşümüze göre, mümkün olduğunca en kısa sürede Kıbns sorununun çözümü için. AB ile birlikte sıkı bir şekilde çalışmamız gerekir. Çözüm temelin- de, Kıbnslı Rumlarla birlikte temsil edilmelerinde, Kıb- nslı Türk yurttaşlanmıza düşen payı almaları için dü- zenlemeleri yapıp bunun yollarını bulabileceğimiz- den eminim. Kıbrıslı Türk yurttaşlarımıza şunu da söylemek istiyorum: AKEL, Avrupa Parlamentosu seçimleri çerçevesinde aday listesinde Kıbnslı Türk adaya yer verme ve seçilmesi için çalışma arzusunu taşıyordu. Ancak referandumdan sonra Kıbns Türk toplumun- da egemen olan duyguları, Kıbnslı Türk dostlanmı- zın, şahsiyetlerin ve örgütlenmelerin tavsiyelerini çok ciddi olarak göz önüne aldık ve bu konuda arzu et- tiğimizi yapmaktan, yani aday listemizde Kıbnslı Türk yurttaşlarımıza yer vermekten kaçındık." Neymiş... Meğer bizim "yesbeannem"ciler, "nobe babam"cılarla işi pişirmiş... DokunAkif Kökçe: "Kurtuluş Savaşı'nda düşmanı Izmir'den denize döken ordumuzu soykırım yapmakla ' suçlayanlar, Irakiaki iş- kenceci askerleri için do- kunulmazlık çıkanyor." SESSİZ SEDASIZ (!) SSK'nin geri istediği yetim maaşları SSK'den emekli babasının ölümü üzerine 14 yıl önce SSK Ihtiyarlık Si- gortası'na başvurup "yetim maaşı ala- bilir miyim" diye soran, eşinden aynl- mış bir bayana SSK'nin maaş bağla- dığını; Emekli Sandığı'na bağlı bir me- mur olan bu kişiye ödenen yetim ma- aşının 14 yıl sonra 9.2 milyar lira ola- rak geri istendiğini yazmıştık. SSK konuyu araştırmış; Sigorta Iş- leri Genel Müdürü Sart Ersoy açıklıyor "llgili yasaya göre yaşlan ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla bera- ber sonradan boşanan veya dul kalan ve sosyal sigortaya, emekli sandıkla- nna tabi bir işte çalışmayan, buralar- dan gelir veya aylık aJmayan kız çocuk- lanna aylık bağlanmakta, bu şekilde bağlanan aylıklar kız çocuklannın sos- yal sigortaya, emekli sandıklanna tabi işlerde çalışmaya başlamaya, buralar- dan gelir veya ayiık almaya başladık- lan veya evlendiklerinde kesil- mektedir. Kurumumuzca sigortalı ve ı hak sahiplerinin beyanlan e- sas alınarak aylık bağlanmak- ta olup, hak sahipleri ibraz ettikleri be- yan belgelerinde; sosyal güvenlik ku- rumlanna tabi çalışmadıklarını, çalış- maya başlamalan halinde de yeni du- rumlarını bildireceklerini taahhüt et- mektedirler. Yazıya konu olan kişinin müteveffa babasından dolayı ölüm aylığı bağlan- ması talebinde bulunduğu tarihte, Emekli Sandığı'na tabi çalıştığını be- yan etmemesi nedeniyle adı geçene aylık bağlandığı, ancak müfettişleri- mizce yapılan incelemede Emekli San- dığı'na tabi çalıştığı anlaşılmıştır. Bağ- lanan aylıklan başlangıç tarihi itibariy- le kesilmiş, yersiz ödenen tutann ya- sal faiziyle tahsili yoluna gidilmiştir." Bush, AKP ve Laiklik TÜRKKAYA ATAOV Imam hatip liseleri tartışma- sı az bilinen bir gerçeği daha akla getiriyor. Bush yönetimi- nin Hıristiyan köktendinciliği- nin simgesi olduğu ve laikliğe karşı cephe aldığı gerçeğini. Bu noktada da Beyaz Saray'la AKP'nin genel bakışı arasında uyum var. 0 denli ki. yaklaşan 2004 Başkanlık seçimlerinde çok önemli bir gelenek ve ya- salar toplamı daha tehlikede: Amerikan laikliği. Bush yöne- timi Amerikan geçmişindeki bu geleneğe en aşırı saldırıyı yöneltiyor. Temelde, Ameri- ka'daki dinci sağ öteden beri laikliğe yalnız karşı değil, aynı zamanda düşmandır. Kısaca derki: "Herşeyibilen Tanrısi- yasette de rehber olsun!" Es- ki Başkan McKinley 1898 is- panyol Savaşı'ndan önce diz çöküp Tann'ya sorduğunda kulağına gelen ses demişti ki: "Git ve Filipinler'ial!" (Allah'ın emrine karşı gelinmez. Deus vobiscum Amin). ABD Anayasası "Biz Halk" diye başlıyor. Yani, en yüce güç yurttaş. 150 yıl öncesinin özgür Amerikan düşünürü R.E. Ingersoll şöyle demişti: "Anayasaya Tann'yı soktun mu, yurttaşı dışarı çıkanrsın." Ama yalnız şimdiki dinci sağ aeğil, ilk ve ortaeğitimde de bazı anayasal sözcükleri ağza alan öğretmene bravo. 1925'te John Scopes derste Darwin'i anlattı diye mahke- meye verilmiş, hüküm giymiş- ti. "Devrim" sözcüğünden vazgeçtik, "evrim"\ de kulla- ran yok; yerine "gelişme", o kadar. Bugünün Cumhuriyet- g iktidarı federal düzeydeki yargıçları laiklik düşmanları arasından seçiyor. Halkın ço- öJnluğu dinin olumlu etkisine fnanır. Aşırı dinci azınlık bu pe- şn hükümden çok iyi yararia- nr ve inanç kaynaklı macera- clığa karşı çıkanları "din düş- nanı" diye damgalar. Oysa, gün gelir dinin bir uy- çulanışı, bir yorumu zarar da verir. Bush'a soralım: 11 Ey- lil'de öyle olmadı mı? Ama KJktendincilik Hıristiyanlıkta \3 Yahudilikte de var. Ameliyat nasasında kan nakline dinci cnay gelmeyince hastanın düme bırakılmasına ne buyu- nlur? Kiliseler tarihinde kanlı daylan ve papaz rezaletlerini hlenlere göre insan haklannın lorunması "Tann adına" hare- iet edenlere bırakılamaz. Gelelim Bush'a: Alkolizm ve <Brbederiikten çark edip inan- ca gelen Bush, Amerikan din- ci sağının önderliğine soyun- muştur. Olayları artık "Tanrı- Şeytan" ikilemiyle anlatıyor. Bir yanıyla gezici bir misyo- ner. 2000'de aldığı oyların içinde "Evanjeliklerin" (In- cil'den Ayrılmayanlar vuruş- kan ve yayılmacı mezhebinin) bir ağırlığı var. Hıristiyan kök- tendinciliği daha çok (Bush'un geldiği) Güney'de daha güç- lüdür. Öğretmen Scopes da orada mahkûm olmuştu. Bush, çocuklarını din okullan- na yollayanlara şimdi özel ver- gi kolaylıklan sağlıyor. Kilise- ye devlet desteği var. En baş- ta Protestan ve Katolik kilise- lerine ve Havralara. Kilise gruplanna müteahhitlik yap- ma izni de çıktı, başka dinler- den işçi çalıştırmasalar bile. Sorun kişisel bir konu ya da bir kültür öğesi olarak dinin kendinde değil, onun siyasal ideoloji ve iktidar uygulama- sıyla sarmaş dolaş oluşunda. Yani, din adına yapılacaklarla aynı görüşte olmayanlann ve genelde toplumun başına ge- lecekler söz konusu. ABD'de bu gidişe dört dörtlük karşı çı- kan yok. Geniş süriimlü At- lantic dergisinde (Mart 2003), "Laik Alışkanlığı Tekmeleyip Atma" başlıklı yazı sahibi (şimdi New York f/mes'ta) D. Brooks, "Insanlık dinsel yö- netim özlemi içinde; Tann 'nın iradesini yansıtan bir dünya özlüyor" demektedir. Seçim kampanyasının ilk perdesin- de kimilerince laik olmakla "suçlanan" Demokrat aday- lardan Hovvard Dean de her gün diz çöküp dua etmenin değerini kavradığını açıklıyor. Amerikan siyasetçileri laiklik- ten; giderek dindariığın esnek olanından da uzak durmaya dikkat edecek denli belkemik- siz olduklarını kanıtladılar. 2004 seçimi laikliğe sahip çık- mak için bir fırsat. Ama onu üstlenecek aydın siyasetçi, bi- limin laik savunmasını yapa- cak (Ingersoll gibi) biri nere- de? Dünyadaki ilk laikyönetimin bugünkü durumu bu. Bu gidi- şin sonu mu? Pakistan'da Boyle, Nevvton ya da Pita- goras adlarıyla anılan kimya, fizik vegeometri kurallan bilin- miyor, Tümü Allah'ın yasaları ve ona ait. Biyoloji gibi ders ki- tapları şeriata göre yıllar önce denetlendi. Amerikan yöneti- mi de eğitimi "Hıristiyanlaştır- ma" çabasında. Bağlaşıklar arasında sanıldığından çok daha fazla benzerlikler var. KİM KİME DUM DUMA BEMÇAK behicak'i turk.net ÇlZGtLİK K.ÂMİL MAS.ARAC1 kamilmasaraci ı mynet.com HAYAT EPtK TİYATROSU MVSTAFA B/IC/.V SAHİBİNDBU SATIUK MERCEDES JEEP ML320 - 2000 MODEL Tel: 0533-367 26 33 ISÇAM CO6RAFVASI SrDEREK BİZDEN.. .N6 YAPALrM \ EFENDtM •>.. > I I » I I1 ! i I I ! 1 I OTOBLSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(â yahoo.com sim bvfazt hxv* rru; TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 ı tcwic.mumtaz-arUuin.com RUSYA ILE 1812'O€ BUGÜN,OSAAAUU IMPAeATOGLUĞU İLE «XS ÇAfiUGI ABASINPA SÜXX£( ANTiAÇMAS/ İU_ ZALANDf, İ8O6 'DA BAŞLAYAN OSMANU-KUS SA- t/AŞl, ÇeÇİTÜ AULA$AtAZUaAR. SONUCÜ, 8O6A2- LARIH RüS DOUAUMASHJA KAPATILMASIYLfl ÇJKM/fr/- SAVAŞ SUR£RJ&M, NAPOLYON KO- A/UTASIMDAKİ FBAfJSIZlAR'ıM R.USyA SEFS- RJ BAÇLAMIÇ71. Bu U£DEML£, BuS ÇAS/ I. ALEXAMOER (SAĞOA~) , OSMANLI PAD'ŞAM E. MAHMur'a ffAe/ç öueR./si YAPMIÇTI. gütüZEŞ'TE(ZoMANyA*) YAPfLAAJ AMTLAŞMA, S A & M BELU 8ie. ÜSTÛNUJGÜY(-£ ; AZ. ISE SOĞDAH SINIRJLAR.IMM KALMıŞ, GJJSLAR. TARAFıNDAN TES- İ$T( Soida ,J[.MaLl*«jf görü/u'i/or. ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Oğullanımdan Bini Dün sabah kapı çaldı, karşımda bir delikanlı. Abidin Topaloğlu. Okurianm iyi tanır onu. Körfez güneşi parlıyor yüzünde, gözlerinde. Gözleri sev- giyle, saygıyla bakıyor bana. Okul sınavlannı ka- zandı ama.. kadro da yok, para da! Jandarma eri olarak yaptı askeriiğini. Sınavlara girdi, parlak sonuçlar aldı. Şimdi Jandarma Üst Ça- vuşu. Yıllar boyunca ilişkimiz sürdü. Yaşamını iz- ledim, güzel ödüller aldı. Çalışmayı seviyor; güzel notlar, anılar üretmenin sevinciyle yaşıyor. Güzel anılarımız var. Topaloğlu ailesinin bir büyüğü, üye- si olarak geçirdim yılları. Bir soruna takılınca kapı- mı çaldı her zaman. Bu kez de çok duygulandım. Abidin Jandanna Üst Çavuşu şimdi. Parlak notlar var cebinde. Işini seviyor, sevgiyle çalışıyor. Çev- resinden, komutanlanndan büyük ilgi görüyor. Ev- li, mutlu bir koca, mutlu bir baba. Aile sevgisinin sıcaklığını yansıtıyor tüm davranışlanyla. Balkon- da oturduk, güzel söyleşiler yaptık. Emekliye ay- nlınca bir dükkân açacak, babası orada çalışacak. Bilmem okurianm anımsıyor mu? Babası bir yapı işçisi. Düştü, kınklar içinde kaldı. Hâlâ rahat çaiı- şamıyor. ama Abidin'in çizdiği yolda güzel ve mut- lu yürüyor. Hayal ettiği dükkânı açınca aile daha çok rahat- layacak. Sakat baba da çalışma olanağına kavu- şacak. Konuşurken güzel gülümsedim. Yerini, yön- temini doğru hisseden bir delikanlı Abidin. Belki de benim iyi niyetimden, umudumdan kaynaklanıyor. Onu her zaman istediğim yerde gördüm. Konuş- madan, uyarmadan özlediğim sesi duyurdu bana. Eşini de çok sevdim. Küçük oğluyla aile bahçesi gibi hissertim birtikteliğimizi. Düşünüyorum, belli olaylan yorumlayarak yeni boyutlar kazanıyor insan. Abidin Topaloğlu, bir iş- çi oğlu. Babası çalışamıyor. Tüm boşluklan oğlu yükleniyor, güç görevleri güzel üstleniyor. Küskün- lüğe, kırgınlığayeryokyaşamında. Benimledost- luğu da en güzel çizgide gelişiyor. Görevini biliyor, bilinçle yaşatıyortüm olayları. Şimdi parlak bir üst çavuş. Daha çok partamak için var gücüyle çalışı- yor. Onü açık değil, belli bir noktada sona erecek ama oraya kadar en güzeli, en doğruyu yapmak istiyor. Sevgili okurianm, bu tür olaylan çok yaşadım yıl- lar boyunca. Kimi tırmandırdı beni, kimi doğal çiz- gisini yaşadı ancak. ikili ilişkilerde güzel gerçekler duyurdu bana. Kıvılcım gördüğüm yerde parlatma- ya çabaladım. Siz de biliyorsunuz, herşeyi okurianmla paylaş- tım yıllar boyunca. Kimi zaman sevgiyle, mutluluk- la sanldım çocuklara. Kimi zaman da biraz boynu bükük.. ancak o bükülüş de hayli uyarıcı. Toplum- daki boşluğu, çoraklığı daha çok duyurdu bana. Yeniden güçlenmenin sevincini de kutladım. Abidin Topaloğlu'na kavuşmak güzel bir olay el- bet. Uzun süre görüşemedik ama bıraktığımız yer- den buluştuk yeniden. Yaşam çizgimiz bu tür olay- laria özlemi dindirerek derinleşiyor bence. Bu duy- gulara yabancı kalanlar, kavuşmanın sıcaklığını hissedemez elbet. Hissedenlerin sevincini payla- şıyor, 27 Mayıs'ı da sevgiyle oluşan, gerçekleşen bir kuruluşa yaslanmanın güveniyle kutluyorum. 27 Mayıs'tan yannlara umutla! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDA.NSAĞA: 1/Halkdilin- de havuca \e- rilenad. 2/îs- panyollann sevinç ünle- mi... Bü>ıik Okyanus'ta küçük bir a- da-devlet. 3/ Asya"da bir ırmak... Ya- kacak odun için kullanı- lan. 1 metreküpe eşit oylum ölçüsü bin- mi. 4/ Meslek... "Çirkin bana kur- 3 ban ben de güzele 4 — sever güzeli mal- 5 dan ziyade" (Kara- 6 caoğlan)... Eski dil- de su. 5/ Soğuk ve 8 can sıkıcı şakalar 9 yapan kimse. 6/ Yapısına girdiği sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek... Kımono- nun beline bağlanan uzun Japon kemeri. II Han- gi şey... Panama'run para birımi. 8/ "AJünkökü" de denilen kusturucu bir kök. 9/Kayınbırader... Aralıksız 27 yıl Kırkpınar başpehlivanlığını ka- zanarak kınlması güç bir rekorun sahibi olan ve "Kel" lakabıyla da tanınan güreşçi. YLTKARTOAN AŞAĞIY4: 1/ Ateşli silahlarla deneme atışlan yapılan yer. 2/ Hisse, pay... Çayın etkin maddesi. 3/ Evcil bir ge- yik.. Kobalt elementinin simgesi... Çemberin çev- resinin çapına oranını gösteren sayı. 4/ Istırap... "Elif dedim — dedim ,' Kız ben sana ne dedim" (Türkü). 5/ Şöhret... Yurdumuzun batıdaki en uç noktası olan ve Gökçeada'da bulunan burun. 6/Ki- mi bitkilerden elde edılen bir tür zamk... Parlak kırmızı renkte bir süs taşı. 7/Ortadoğu'da bir göl... Afhka'da yaşayan bir antilop. 8/Faiz... Rus mutfa- ğına özgü bir tür sebze çorbası. 9/Yunan mitoloji- sinde güzel sanatlann dokuz perisinden biri. OF KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000 64 Davacı Orman Idaresi tarafından davalı Fatma Eraydın aleyhıne açılan Of Meyvalı köyü 102 ada 12 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu nedenle ka- dastro tespitine itiraz davasmın yargılaması sırasında davalının ölü olması nedeni iİe mırasçısi Osman Eraydın'a tebligat yapılamadığından ilanen tebliğ yo- luna gidilmiştir. Bu kez davanın duruşması 25.06.2004 günü saat 9'a bırakıldığı. davalının anılan günde mahkemede hazır bulunarak veya bir vekılle kendisini temsil etti- rerek tüm belge ve delillerini sunması aksi halde yar- gılamaya yokluğunda devam edilerek karar verileceği hususu davalıya tebligat yerine geçmek üzere üan olunur. Basın: 24154
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle